diorex
Dedas

Pinokyo'nun Rüyası - Selvi Atıcı Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Pinokyo'nun Rüyası kimin eseri? Pinokyo'nun Rüyası kitabının yazarı kimdir? Pinokyo'nun Rüyası konusu ve anafikri nedir? Pinokyo'nun Rüyası kitabı ne anlatıyor? Pinokyo'nun Rüyası PDF indirme linki var mı? Pinokyo'nun Rüyası kitabının yazarı Selvi Atıcı kimdir? İşte Pinokyo'nun Rüyası kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 23.08.2022 18:00
Pinokyo'nun Rüyası - Selvi Atıcı Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Selvi Atıcı

Yayın Evi: Nemesis Kitap

İSBN: 9786059809368

Sayfa Sayısı: 424

Pinokyo'nun Rüyası Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Gecenin karanlığı üzerine en derin koyuluğuyla çöktüğünde Gazel, bir binanın en üst katındaydı. Ve o binadan canlı çıkması imkânsızdı. Hayatta tek bir kez bile olsa, geleceğiyle ilgili bir kararı kendisi verebilmek istedi. Nasıl öleceğini seçebilmek istedi. Onu kovalayan adamlar çoktan o binaya girmiş ve merdivenleri çıkmaya başlamışlardı. Birazdan yakalanacaktı. Ve yine, birilerinin onun adına verdiği kararları uygulamak zorunda kalacaktı. Başkalarının elinde oyuncak olmaktansa, ölmeyi tercih etti. Ve kendini boşluğa bıraktı.

Aynı gece, Ömer'in üzerine de kopkoyu bir karanlıkla çökmüştü. Bütün gün hastalarıyla ilgilenmiş ve ameliyattan ameliyata koşturmuştu. Trafikten kurtulmak için girdiği ara yolda ilerlerken aklından geçen karmakarışık düşünceler, büyük bir gürültü ve sarsıntıyla bölündü. Pat!

Arabasının üzerine bir şey düşmüştü. İlk anda ne olduğunu anlayamadı ama birkaç saniye sonra ön camına doğru uzanan bir kadın eliyle karşı karşıya kaldı. O el Ömer'e, 'beni tut' diye yalvarıyor gibiydi. O eli tuttuğu anda, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Ne Ömer için; ne de Gazel için…

(Tanıtım Bülteninden)

Pinokyo'nun Rüyası Alıntıları - Sözleri

  • Bazen insan nedenini bilmediği güçlü duygularin esareti altında ezilirdi
  • Genç kız,"Demek benden hâlâ vazgeçmedin!" dedi. Sesinden gülümsediği belli oluyordu. "Sana söyledim. Nefes almak için sana mecburum. Ruhumu sende unutmuşum . Senden nasıl vazgeçebilirim?" "Üzülme..."dedi Genç kız "Daha kötüsü ben sende kalmışım!" Ömer güldü. " En emniyetli yerde !"
  • Aşkı çok fazla düşünmek zorunda kalmamıştı. Yine de eğer sorsalardı renkli bir şey olduğunu söylerdi. Mutlu bir şey ...Bahar gibi ,çikolata gibi bir şey olması gerektiğini söylerdi.
  • Gece herkes için güzeldi. Hayır. Hayır. Bu doğru değil ! Gece herkes için güzel değildi. Dört katlı, toz ve küf kokusunun böyle bir havada bile varlığını yoğun bir şekilde hissettirdiği bir binanın merdivenlerinde gece; ölüm kokuyordu.
  • Kalbinde kötülük yoktu. Kimsenin malında da gözü olmamıştı. Hiçbir zaman daha fazlası için uğraşmamıştı. Elindekiyle yetinmeyi bilirdi. Ya elinde hiçbir şey yoksa ? Sorun da zaten orada başlıyordu.
  • Durup biraz nefes almak için bir saniyesi bile yoktu. O saniyenin adı olsa olsa Ölüm olurdu.
  • Onu öpmeye, dudaklarını aralayıp dilini onunkiyle buluşturmaya devam ediyordu. Neden bu kadar tatlıydı ? En yasak meyve gibi ! Neden aklını başından alıyordu ? Sanki tek kız oymuş gibi...
  • Kadınlar güzel varlıklar olsa da bir kadının rüzgarına kapılıp, onu bu derece etkilemesine izin vermemişti. Evet. En çok korktuğu buydu işte ! Küçük bir kızın rüzgarında bir yaprak gibi sallanıyordu.
  • Olduğu yerde bir iki adım gerilememek için kendisini zor tuttu. Yutkundu ve birden göğüs kafesini parçalamak istercesine atan kalbine ‘sakin ol’ demek için havaya kalkan eline yarı yolda hâkim oldu. İçinde siyah yıldızların parıldadığı, büyük gözbebeklerinin hâkim olduğu, altın rengi bir çift göz kendisine bakıyordu. Öylece, sabit bir şekilde gözlerini dikmiş kendi gözlerinin içine bakıyordu. Ömer, kendisini karaya vuran balık gibi hissetti birden bire. Ama biliyordu, tepkisi ve bir anda yaşadığı his karmaşası bu gözlerin vermiş olduğu etki değildi. Birden, hazırlıksız yakalanmıştı. Onun gözlerine bakmayı beklemiyordu, dahası onun uyanacağını dahi beklemiyordu, en azından o anda ve birden kendisine baktığını görünce böyle karman çorman olmuştu.
  • ‘’Evlen benimle!’ dedi Ömer, garip bir tonla. Genç kızın cevap vermesine fırsat vermeden onu tekrar öptü. ‘’ Evlen benimle’’ dedi tekrar. Başını geriye çekip, Gazel’in şok olmuş gözlerinin içine baktı.
  • "Erkekler bir yerde, kadınlar bir yerde yatabilir." Adem esneyerek ayağa kalktı. "Benim pijamalarım normal olsun, lütfen. Senin abidik gubidik pijamaların insanın poposundan düşüyor." Şirin "Allah'ım!" diye araya girdi. Adem kaşlarını kaldırarak karısına baktı. "Ne ? Gayet naziktim. Popo dedim." Bastırılan kıkırdamalar sonunda dudaklardan fırladı ve salonu arkası kesilmeyen gülüşmeler sardı.
  • Zaten eğer bir evde dert varsa, o evin kimsesi olmaz.

Pinokyo'nun Rüyası İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Yine yine yine Harika bir kitap daha okumanın mutluluğunu yaşıyorum. Gazel belaya battığında ölümüne de kendi karar verir ve bu koşturmaya bir son vererek kendini çatıdan aşağıya bırakır. Fakat düştüğü yer Dr. Ömer’in arabasının tavanıdır. Ömer cama düşen el ile kendine gelir ve hemen kızımıza müdahaleye başlar. Komada geçen aylardan sonra Gazel gözünü açtığında yanında bizim çapkın doktorumuz olur. Kimsesizliğin ve korkununda etkisiyle bir süre sessizliği seçen kızımız sonunda konuşur. Ömer ona yardım elini uzatırken hayatının bu denli değişeceğini bilemez. Zamanla kıza çekilir fakat onun istediği bir kalp değildir. Gazel ise kalbini çoktan kaptırmıştır... Çok güzel bir kitaptııııı. Ya kesinlikle aksiyon içerikli aşk kitaplarına bayılıyorum. Heyecanla sayfaları çevirdim. Bitişinde kitaplığıma gittim ve yazarın daha eksik kitapları olduğunu gördüğümde üzüldüm. Çünkü merak ettiğim karakterler var Kesinlikle onları da okumalıyım ve size de tavsiyem okumadıysanız eğer mutlaka okumalısınız Kitapla kalın dostlar (Özlem)

Bu kitap'ı mayıs ayında okumuştum. İncelemesini yeni yazıyorum. Gazel ve Ömer'in ilk karşılaşması biraz garip oluyor aslında. Kitap bana göre baştan güzel ve akıcı ilerliyor ama sonralar artık uzamaya başlıyor. Kitap maalesef pek içime sinmedi. Hoşuma gitmeyen yanları oldu. Gazel & Ömer ve Ömer'in sevgilisi (ismini unuttum) bu tarz aşk üçgenlerine pek ısınamıyorum. Puanım 6/10 (Pınar)

Bu yazarın okuduğum ikinci kitabı, öncesinde “Kimliksizi” okumuştum ve çok beğenince hemen sıraya ikinci kitabı “Pinokyonun rüyasını” aldım. Yoruma geçmeden önce gruptaki “Deryal” fanatiği kızlara sesleniyorum, bence Ömer açık ara farkla solladı Deryalı :D benim yeni favorim Ömer :D Yakışıklı, çapkın, aşkla işi olmayan vurdumduymaz, ukala, hastanede herkesi deli eden iç dünyasında yalnız bir adam Doktor Ömer... Ancak bir o kadar yardımsever… Çaresizlikten yaptığı birçok yanlışa rağmen masum, güzel ve hayattan ağır darbeler alan Gazel… Hayatı için savaş vermekten vazgeçtiği anda Ömer’in tamda tepesine düşüyor :) “Başına taş düşsün” deyimi vardır ya :) valla tamda öyle başlıyor hikayemiz…. Gazelin arada savurduğu küfürler :) Ömer'in buna verdiği tepkiler çok hoştu :) Birde o her gün alınan çukulatalar yokmu :) Deryal ve Ademin de olduğu kısımlara gelince daha bir keyif aldım diyebilirim :) Yazılacak çok şey var ancak açık vermek istemiyorum… Ben kitabı çok severek okudum, hepinize tavsiye ediyorum :) Selvi Atıcı yüreğine, kalemine sağlık.. Başarılarının devamını diliyorum :) (Sevgi Sertel)

Pinokyo'nun Rüyası PDF indirme linki var mı?

Selvi Atıcı - Pinokyo'nun Rüyası kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Pinokyo'nun Rüyası PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Selvi Atıcı Kimdir?

Evli, iki kız annesi otuz yaşında bir ev hanımıyım Asıl ben buyum Her ev hanımı gibi günlük işimi, yemeğimi yapar, kızlarımla ilgilenirim.Sessiz biriyim, tüm canlıları acayip şekilde severim, dostluk ve arkadaşlığa çok önem veririm. İnsanlar için çok fazla kredim vardır, ama bittiğinde de kesin bir bitişi olur. Yazmak dışında yine ortaya bir şeyler çıkaracak ufak şeylerden hoşlanıyorum. Kalemlikler, çöp kovaları, örgü... Bunun gibi şeylerle uğraşıyorum. Favori kitap deyince benim için biraz zor oluyor Ben okuduğum her kitabı severim aslında. İçinde mutlaka alacağım bir şeyler olur. Sıkıldığım kitaplar da vardır elbette, ama genel olarak çok kısa süre içinde tırnaklarımı yiyerek okuduğum bir Milenyum serisi vardır Bunun dışında Tess Gerritsen, Jean Christophe Grange, Lisa Valdez, Judith Mcnaught, Ayşe Kulin gibi yazarları favorilerim olarak sıralayabilirim. Daha da çok var aslında Film ve dizi kültürüm çok yeni bunun için heyecanla beklediğim üç diziyi söyleyebilirim; Walking Dead, Game of Thrones ve bir de Yabancı Amma uzatmışım

Selvi Atıcı Kitapları - Eserleri

  • Kimliksiz
  • Gitme
  • Pinokyo'nun Rüyası
  • Sen
  • Yarasa
  • Kalbim Sende Kalmış
  • Biz
  • Ben İyi Bir Kızdım
  • Vahşi
  • Uygar

Selvi Atıcı Alıntıları - Sözleri

  • Demir Bey'in bir eli pantolonunun cebine doğru usulca yol alırken, diğer elinin parmakları dalgınca burnunun ucunu kaşıdı. "Bağışlayın, ama sözlerinizden hiçbir anlam çıkaramadım." Dudakları titredi ve gözlerinde çılgın bir parıltı oldu. Süheyla başını yana eğdi. "Sözlerimin anlamını kavrayacağınız gibi boş bir umuda hiç kapılmamıştım." Demir Bey, genç kadını şaşırtarak güldü. "Sanırım benimle ciddi ciddi alay ediyorsunuz." (Sen)
  • "Anlamlarını kavramadan dinlediğinde bir şarkı, aslında hiç bir şeymiş." (Kimliksiz)
  • Üç tarafı denizle çevrili olmasına rağmen çipurayı çiftlikte yetiştirmeyi başaran Türkiye... Dünyanın en güzel meralarına sahipken, ineği de taaa Uruguay 'dan getirmeyi başardı. Karkas etten sonra, canlı hayvan ithalatı başlamıştı. Türkiye'nin nüfusu 72 milyon, inek sayısı 10 milyondu. Uruguay'ın nüfusu alt tarafı 3 milyon, inek sayısı 13 milyondu... Çünkü üç cocuk değil, 3 inek yapmaktı maharet! (Biz)
  • "Tatlım, hiç bu derece dobra oluşunun yanlış bir davranış olduğunu düşünmedin mi?" "Hayır." "Annen çok naif, kibar ve düşünceli bir kadın-" "Belki de ben dobra, yakışıklı ve gayet çekici olan babama benzemişimdir." (Sen)
  • Val, beyaz dişlerini ortaya sererek sırıttığında Ros, kendini hatırlatmak zorunda hissetti. "Gördüğüm kadarıyla... İkiniz oldukça iyi anlaşıyorsunuz!" (Vahşi)
  • Val hafifçe gülümsedi. “Biliyor musun, Ale? Seni seviyorum!” Ros gürültüyle öksürürken Ale çenesini kaldırıp Ros’a kibirle baktı. “Sonuçta ikinci tercihi bendim!” Val kahkaha attı. “Hayır, Ale! Son tercihim bile olmazdın.” Ale, Val’a öfkeyle baktı. “Tanrım! Şurada gururumu kurtarmaya çalışıyorum. Biraz yardımcı olabilirdin.” (Uygar)
  • İnsan,her şeyden kaçıyordu ama kendinden kaçabilmesi mümkün değildi. (Biz)
  • "Seni nerede görüyorum biliyor musun, Val? Tüm her şeyin ve herkesin tepesinde! Herkes sana geliyor! Herkes! Savaşçı, kadın, çocuk... Bizse insanlarımızı savaşarak ve zorla elde etmiştik! Arkanda, uygar topluluklar gibi bir krallık yaratıyorsun. Belki sen farkında değilsin, ama bir gün olacaksın. O zaman da bu söylediklerim aklına gelsin. Al onları! Al, eğit ve senin olsunlar! Çevreni ve vahşi krallığını bir demir gibi kuşatsınlar!" (Vahşi)
  • Son zamanlarda kadınlar konusunda şansları pek bir yüksekti. Ve bu kadın, koca bir orduyu yıllarca eğitmiş, savaşlar kazanmış, kimi diyarlarda ismi efsane olan Zek'i resmen azarlıyordu. (Vahşi)
  • İnsanlar hep birbirinden uzaktı. Şüpheli ve kayıtsızlardı. Yanlarından bir çocuğu zorla götüren biri olduğunda 'Aman babasıdır!’ deyip geçebiliyorlardı. Sonra da o çocuk haberlerde tecavüze uğramış, ardından da öldürülmüş olarak görülüyordu. (Yarasa)
  • …..Öyle çok seviyordu ki, o anda kendi benliğinden tamamen vazgeçti.Ruhundan,amaçlarından, intikamından… Kendi kanından vazgeçti. (Uygar)
  • “Bu arabaya üç kişi nasıl sığacağız?” “Sayı saymayı da mı bilmiyorsunuz, Çiğdem Hanım? İki kişiyiz. “Gayet iyi biliyorum.” Kadın parmaklarını havaya kaldırıp saymaya başladı. “Sen,ben ve egon...Ki egondan bahsediyoruz! Oldukça yer kaplayacaktır!” Adama sevimli bir gülücük attı. “Ben taksiyle geleyim mi?” (Biz)
  • "Seni sevmekten nasıl vazgeçebilirim ki? Ben geçsem bile kalbim vazgeçmez..." (Kimliksiz)
  • “Kalabalıktan nefret ederim!” “Yarın aktivitemizi birlikte belirleriz!” “Yarına hasta olmayı planlıyorum!” Çiğdem, hafifçe gülmeye başladı. Adam da gülümsüyordu. “O zaman ben de çorba yaparım!” “İstediğini her zaman alıyorsun, değil mi?” “Her zaman…” (Biz)
  • Her insan,yaptığı seçimlerin sonuçlarına tek başına katlanmalıdır. (Biz)
  • O ,bir uygar değil, artık bir vahşiydi! (Uygar)
  • “Sana ne zaman aşık olduğumu bilmek isterdim ama sanırım öyle hızlı çarptın ki beni, fark edemedim..” (Gitme)
  • Durup biraz nefes almak için bir saniyesi bile yoktu. O saniyenin adı olsa olsa Ölüm olurdu. (Pinokyo'nun Rüyası)
  • Ve Ali, gözlerinde yüzen yoğun duyguları tek tek okuduğunda kurşun yemiş gibi irkildi. "İçime işlemişsin, hücrelerime, iliklerime…" Yutkundu. "Gitmek bir işe yaramadı. Bedenimi senden kaçırırken, unuttuğum bir şey varmış; seninle dolan kalbim, sende kalmış!" (Kalbim Sende Kalmış)
  • "Neden hep ben bir şeyler veriyorum. Hem de her seferinde bir zorlamayla. Neden kimse bana bir şey vermiyor? Ben kimseyi ilgilendirmiyorken neden ben birilerini umursamak zorundayım? Neden ben bir hiçim?’’ (Ben İyi Bir Kızdım)

Yorum Yaz