Portreler - Can Yücel Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Portreler kimin eseri? Portreler kitabının yazarı kimdir? Portreler konusu ve anafikri nedir? Portreler kitabı ne anlatıyor? Portreler kitabının yazarı Can Yücel kimdir? İşte Portreler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Can Yücel
Editör: Ruken Kızıler
Yayın Evi: İş Bankası Kültür Yayınları
İSBN: 9786053605461
Sayfa Sayısı: 168
Portreler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Can Yücel, kişinin imgesini onunla girdiği içsel ve izleyenlerce her zaman anlaşılmayan bir diyalogla kendisine (üstelik en olmadık yerinden) doğurtabiliyordu...
Birine adanmış ya da birini anlatmak için yazılmış bu şiirleri okurken bütün bu özellikler düşünülürse alınan zevk, olağanüstü olacaktır.
Herhangi bir insanın, tanımlı varlığı ile imgesi arasında bir çelişki olması Can Yücel'in gözettiği bir mizah ilkesidir. Ancak pek çok şiirinde bu ilişkiyi keskin bir karşıtlık olarak yorumlamaz. Aksine, imge ve varlık arasında birbirini karşılıklı olarak yeniden yaratan bir ilişki bulunması, dolayısıyla bir çelişkiden çok, onu da içermek üzere anlamlı bir bağıntı kurulması gerektiğine karar vermiştir.
Bu kısa yazıda, söylediklerimi örnekleyecek şiirler kullanmadım. Belki bu ipuçlarını değerlendirerek okuyucunun Can Yücel şifrelerini çözmeye çalışması, çok daha keyifli olacaktır.
Yarattığı o kocaman ve yürekli şiir dünyası için ona teşekkür etmenin yollarından biri de bu olsa gerek...
- Aydın Çubukçu
Portreler Alıntıları - Sözleri
- Kimseyi değiştiremezsin hayatta. Ve kimse için de değişmemelisin. Kimliğini kaybettiğin an yaşamını çöpe attın demektir.
- Ben bir şey yapmadım. İnsanlar, kendilerini içimde öldürdüler.
- Kimseyi değiştiremezsin hayatta. Ve kimse için de değişmemelisin. Kimliğini kaybettiğin an yaşamını çöpe attın demektir...
- "..Ne kadar çok mahkûm var şu gökyüzünde !! Hepsi de müebbet.."...~~°°~~
- Kimseyi değiştiremezsin hayatta. Ve kimse için de değişmemelisin. Kimliğini kaybettiğin an yaşamını çöpe attın demektir.
- Ben bir şey yapmadım. İnsanlar, kendilerini içimde öldürdüler.
- Çok zor, yürek yanarken nasip deyip susmak…
- Birini seveceksen, onu her şeyinle sevme çünkü bittiğinde; onu unutamamana değil, unutmayacak kadar çok sevdiğine yanarsın.
- Kimseyi değiştiremezsin hayatta. Ve kimse için de değişmemelisin. Kimliğini kaybettiğin an yaşamını çöpe attın demektir.
- Aslında "kim" olduğunuz, "kiminle" olduğunuza bağlı...
- “ Aklımda gözlerin varken, sen buna gitmek mi diyorsun? “
- " Çok gülen insana iyi davranın çünkü onlar her yerde tek başına ağlar. "
- “Uykuyla dinlenemeyecek kadar yorgunum artık.”
Portreler İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Merhabalar. Çağdaş şiirin hoyrat sesi Can Yücel ile geldim. Can Yücel kendi şiir antolojisinde çok ayrı bir yere sahip. Kimi zaman romantik kimi zaman sosyalist kimi zaman bireysel çizgide ilerleyerek kendi antolojisini başkalaştırmış bir şairimizdir. Portreler kitabı da bu verdiğimiz şiir türlerine birçok örnek barındırıyor. Asasen bu kitap adından anlaşılacağı üzere birçok insan üzerine yazılmış şiirlerdir. Yer yer sevdiği dostlarına yer yer tarihi şahsiyetlere yer yer edebiyatçılara, siyasetcilerine... üzere farklı gruptan farklı farklı insan portrelerini yansıtan şiirler. Tanıdığımız insanların bir şair gözünden neler ifade ettiğini görmek bir okur için güzel bir deneyim oluyor. Tabi söz konusu Can Yücel olunca mütemadiyen çok sert, iğneleyici şiirler de görebiliyoruz. Ki ben Can Yücel'i bu konuda Divan şairlerimizden biri olan Nefi'e benzetiyorum. Dil bakımından Cumhuriyet dönemi şairlerimizden olduğu için ağdalı, karmaşık bir dili yok. Gayet anlaşılır, sade bir dile sahip. Eğer bu tarz şiir kitaplarını seviyorsanız Portreler kitabı tam sizlik. İyi okumalar. #canyücel #portreler #şiir #bookstagram (İsa Gürler)
SENleri eğlendirenler en çok BENleriyle sıkılır. Tut ki en şey yerinde o ben Va çare olaydı yalnızlık O pudralı elleriyle derhal En sezmez kulislere kaçarak Durma gıdıklardı kendini komik Nefsini öldürünceye dek Kahkahadan... Bizim tarafta durum bu Salih Tözen Sen orda kimi öldürüryorsun,mîrim? Suya düşer mii resim düşer Hele motorla beşiktaştan geçiyorsan Rüzgarlı bir akşam Yanında kağıda sarılı duran Şahin kaygun'un portresi Uçar denize... Beşiktaş'a iner motorlu bir sandal tutar Dönersin Üsküdar'a Ara babam ara Gök de kavuşuyordur Balıkçı mırın-kırına başlar Tam o sırada Şemsi Paşa'nın orda Bağırırsın "Nah, işte arkadaşım!" Tuval yürüyordur caminin eşiğine (Asya Bayrı)
Türk ebediyatının eşsiz sıradışı çok harika şairin portreler isimli şiir kitabı ünlü simalarda şairlerden yazarlara sinemadan miles davise kadar bir çok dalda ünlü sima için yazdığı şiirlerden oluşuyor gerçekten hariaka bir şiir kitabı Orhan veli Kuzguncuğun orda Fethipaşa korusunda İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı… Taa Eminönünden, Yeni Caminin dibine dibine O ihtiyar, o ayyaş Karaköy Köprüsü yerine Kurulacak asri, ama üzümsüz o asma oto-köprü için Demir kazıklar çakan şahmerdanın gürültüsü geliyor Güm! Güm! Güm! İstanbulu özlüyorum Gözlerim kapalı… Orhan veliyle Birdenbire gece oluyor Birdenbire bir genç öluyor Birdenbire bir ot bitiyor Birdenbire otu koparıyorlar Faili mechul bir cinayet Altından bir gelincik bitiyor Bitmemecesine birdenbire Kıpkızıl (Murat Tosun)
Kitabın Yazarı Can Yücel Kimdir?
Kullandığı kaba ama samimi dil ile Türk şiirinde farklı bir tarz yaratmıştır. Can Yücel, 1926'da İstanbul'da doğdu. Millî Eğitim Eski Bakanı Hasan Ali Yücel’in oğludur.
Ankara ve Cambridge üniversitelerinde Latince ve Yunanca okudu. Çeşitli elçiliklerde çevirmenlik, Londra’da BBC’nin Türkçe bölümünde spikerlik yaptı. Askerliğini Kore’de yaptı. 1958’de Türkiye’ye döndükten sonra bir süre Bodrum ve Marmaris'te turist rehberi olarak çalıştı. Ardından bağımsız çevirmen ve şair olarak yaşamını İstanbul’da sürdürdü.
1956 yılında Güler Yücel ile evlendi. Bu evlilikten iki kızı (Güzel ve Su) ve bir oğlu (Hasan) oldu. Son yıllarında Eski Datça’ya yerleşti ve her hafta Leman, her ay Öküz dergilerinde yazıları ve şiirleri yayımlandı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel`e hakaretten yargılanan Yücel, 18 Nisan seçimlerinde Özgürlük ve Dayanışma Partisi`nin İzmir 1. sıra milletvekili adayı oldu. 12 Ağustos 1999 gecesi ölen şair, çok sevdiği günebakan çiçekleriyle uğurlanarak Datça'ya gömüldü.
Can Yücel, 1945-1965 yılları arasında `Yenilikler`, `Beraber`, `Seçilmiş Hikayeler`, `Dost`, `Sosyal Adalet`, `Şiir Sanatı`, `Dönem`,`Ant`, `İmece` ve `Papirüs` adlı dergilerde yazdı. Daha sonraları `Yeni Dergi`, ‘Birikim`, `Sanat Emeği`, `Yazko Edebiyat` ve `Yeni Düşün` dergilerinde yayımladığı şiir, yazı ve çeviri şiirleri ile tanınan Yücel, 1965`ten sonra siyasal konularda da ürün verdi. 12 Mart 1971 döneminde Che Guevara ve Mao'dan çeviriler yaptığı gerekçesiyle 15 yıl hapse mahkûm oldu. 1974’de çıkarılan genel afla dışarı çıktı. Dışarı çıkışının ardından hapiste yazdığı "Bir Siyasinin Şiirleri" adlı kitabını yayımladı. 12 Eylül 1980 sonrasında müstehcen olduğu iddiasıyla "Rengahenk" adlı kitabı toplatıldı.
1962'de İngiltere'deyken, 1709 yılından kalma, Latin harfleriyle taş baskısı olarak basılmış bir Türkçe dilbilgisi kitabı bulması geniş yankı uyandırdı.
Şiirlerinde argo ve müstehcen sözlere çok sık yer veren, bu nedenle zaman zaman dikkatleri üzerine çekip kovuşturmaya uğrayan Yücel, ilk şiirlerini 1950 yılında `Yazma` adlı kitapta toplamıştır.
Can Yücel, taşlama ve toplumsal duyarlılığın ağır bastığı şiirlerinde, yalın dili ve buluşları ile dikkati çekti. Can Yücel'in ilham kaynakları ve şiirlerinin konuları; doğa, insanlar, olaylar, kavramlar, heyecanlar, duyumlar ve duygulardır. Şiirlerinin çoğunda sevdiği insanlar vardır.
Can Yücel için ailesi çok önemlidir: eşi, çocukları torunları, babası.. Bu insanlarla olan sevgi dolu yaşamı şiirlerine yansımıştır. 'Küçük Kızım Su'ya', 'Güzel'e', 'Yeni Hasan'a Yolluk', 'Hayatta Ben En çok Babamı Sevdim' bu sevgi şiirlerinden bazılarıdır.
Can Yücel ayrıca Lorca, Shakespeare, Brecht gibi ünlü yazarların oyunlarından çeviriler yaptı. Shakespeare çevirileri (Hamlet, Fırtına, Bir Yaz Gecesi Rüyası) aslına tam olarak bağlı kalmasa da son derece başarılıdır. Shakespeare'in ünlü 'to be or not to be' sözünü 'bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin' şeklinde Türkçeleştirmiştir. 1959'da ilk baskısı yayımlanan 'Her Boydan' adlı kitabında dünya şairlerinin şiirlerini serbest ama çok başarılı bir biçimde Türkçeye çevirmiştir.
Can Yücel Kitapları - Eserleri
- Bir Siyasinin Şiirleri
- Mekanım Datça Olsun
- Düzünden
- Portreler
- Her Boydan
- Güle Güle - Seslerin Sessizliği
- Canfeda
- Çok Bi Çocuk
- Rengahenk
- Ölüm ve Oğlum
- Gökyokuş
- Yazma
- Sevgi Duvarı
- Ben ve Bizimkiler
- Gece Vardiyası
- Gezintiler
- Seke Seke
- Alavara
- Maaile
- Benim Öfkem Gecelerin Beyidir
- Yazma - Sevgi Duvarı
- Can'dan Yazılar 2
- Ölüm ve Oğlum - Gökyokuş
- Şiir Alayı
- Gökyokuş / Kuzgunun Yavrusu
- Gece Vardiyası Albümü
- Kısa Devre
- Düzünden Düzyazılar 1
- Portreler
Can Yücel Alıntıları - Sözleri
- • Ne sen ne ben sevgilim Öldükse ölümden değil Sevişmenin acından (Rengahenk)
- Keşke kendini bırakıp gitse insan; ama olmuyor... (Ben ve Bizimkiler)
- Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı, belki de kalp göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer... (Portreler)
- Senden ayrılınca anımsadım Dünyanın bu kadar kalabalık olduğunu… (Mekanım Datça Olsun)
- Şiir getirenlerin çok olsun çocuğum! (Ölüm ve Oğlum - Gökyokuş)
- ..... Bu ara kendimi toprağa çok yakın hissediyorum O kadar seviyorum ki toprağı İçine giresim geliyor. (Portreler)
- Gitmek istiyorsa, bırakacaksın gitsin. Aklı seninle olmayanın bedeni yanında olsun ister misin? (Düzünden)
- Dünya gözlerimi kendi ellerimle örttüm Değdi yorgunluğuma Bi ölüm kaldıydı onu da gördüm Beni pişman etmedi doğduğuma (Portreler)
- Son yıllarda daha da yaygınlaştı, eli-yüzü düzgün üç-dört dize düzen bazı arkadaşlar, kendilerini Almanca telaffuzuyla GOETHE sanıyorlar ki çok da haksız değiller... (Alavara)
- Hatırım sordular karşı masadan Yuvarlanıp gidiyoruz dedi cesedim (Canfeda)
- Bir derin uykudaydım ölümün içinden Açtım ki gözlerimi Bir suyun gölgesi gibi Kendisi adeta bir suyun Ayakucunda sen oturuyorsun Şiir getirenlerin çok olsun çocuğum! (Ölüm ve Oğlum - Gökyokuş)
- Şu dar çerçeveden dünyaya bakmak bir âlem. Tam tamamına bir Devr-i Âlem. (Maaile)
- Nereydi gittiğim o? Nereydi geldiğim o? Adlardan anılar Anılardan adalar Sonlardan sanrılar (Alavara)
- “Bir insan görünce insan oluyorum Bir ağaç görünce ağaç Bir çocuk görünce çocuk Bir kadın görünce erkek Bir faşist görünce kahroluyar kahrediyorum insanlığın en amansız lüveri Şiirle” (Gezintiler)
- “Sazımın tellerinde geziniyorum dünyayı Düzen tutmuyor” (Gezintiler)
- Çok çektik onların çilesini Gördük kaplanı, gördük sırtlanı, Gördük domuzunu, hergelesini. Tıkınmak topunun dini imanı. Kiminin eh, az fenaymış huyu! Bakma hepsi aynı bokun soyu! Ne fark eder ne cins çizme, Bastıktan sonra ümüğüne! Anlatabildim mi derdim? Aramızda kalsın lakin; Efendi istemiyoruz gayrı, İstemiyoruz efendim! Bertolt Brecht (Her Boydan)
- Bir sözsün sen işitilmedik bir söz Bir gözsün görülmedik bir göz. (Gece Vardiyası)
- Biz bu dünyayı değiştireceğiz . (Maaile)
- ... Senden ayrılınca anımsadım Dünyanın bu kadar kalabalık olduğunu... (Mekanım Datça Olsun)
- Geceleri onun seyrettiği yıldızları seyrediyorum. (Mekanım Datça Olsun)
Editör: Nasrettin Güneş