diorex
Dedas

Prekarya - Guy Standing Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Prekarya kimin eseri? Prekarya kitabının yazarı kimdir? Prekarya konusu ve anafikri nedir? Prekarya kitabı ne anlatıyor? Prekarya PDF indirme linki var mı? Prekarya kitabının yazarı Guy Standing kimdir? İşte Prekarya kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 03.01.2023 20:00
Prekarya - Guy Standing Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Guy Standing

Çevirmen: Ergin Bulut

Yayın Evi: İletişim Yayınları

İSBN: 9789750516665

Sayfa Sayısı: 318

Prekarya Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Prekarya… Bu “yeni” kelime, yeni zamanların toplumsal gerçekliğinin çarpıcı bir yüzünü tanımlıyor: Alabildiğine “esnekleşmiş” bir istihdam rejiminde sürekli değişen işlerde, adeta hep geçici bir statüde çalışanlar… Düzenli olarak düzensiz işlerde çalışanlar…

Bütün dünyada giderek genişleyen bu kitleyi “çalışan yoksullar” veya “güvencesiz işçiler” diye tanımlayanlar da oldu. Guy Standing, prekaryayı teşhis edebilmek için onların kimliksizliğini göz önüne almak gerektiğine dikkat çekiyor: Bir geleceği olmayan ve “toplumsal hafızadan yoksun” işlerde çalışıyorlar…

Guy Standing’in prekarya olgusu ve kavramı üzerine referans olan kitabı, “yeni tehlikeli sınıf” alt başlığını taşıyor. Birçok düşünür ve sosyal bilimci, prekaryayı zamanımızın proletaryası olarak tanımlıyor zira. En azından, günümüzde prekarya gerçekliğini ve kavramını hesaba katmadan işçi sınıfı, proletarya üzerine düşünmek mümkün değil.

Standing, “küreselleşmenin çocuğu” dediği prekarya olgusunun oluşumunu, dünyasını ve çelişkilerini büyük bir sarahatle tasvir ediyor kitabında. Prekaryanın iç ayrımlarını, tâbi olduğu sömürü mekanizmalarını zengin bir örnek dökümüne dayanarak inceliyor. Yeni bir emek hareketi için ipuçları çıkartmaya da yarayan bir analiz bu.

"Guy Standing, kullanım süresi geçen proletarya ve orta sınıf terimlerinin yerine prekaryayı koyarak hedefi on ikiden vuruyor."

Zygmunt Bauman

"Prekarya fikrinin teorik ve ampirik açıdan eksikleri var fakat doğru anlaşıldığında bir çoğunluk inşa edecek yeni bir radikal projeye temel oluşturabilir."

Richard Seymour

Prekarya Alıntıları - Sözleri

  • Birden fazla işi aynı anda yapanlar, odaklanmakta, gereksiz ve dikkat dağıtıcı malumata kapılarını kapatmakta güçlük çektikleri için prekaryanın başlıca adaylarındandır. Zamanı kullanma biçimlerini kontrol edemeyen ve stresli hayatlar yaşayan bu tip insanların gelişmeye açık bir zihin kapasitesinin yanında uzun-dönemli bir perspektifle kendine dönük öğrenme algısı da köreliyor.
  • Küreselleşmenin temel bir unsuru, insanın içini ürperten bir sözcükle özetlenebilir: Metalaşma.
  • ...artan öfke, dışlanmışlık, kaygı ve yabancılaşma, 'esneklik' ve güvencesizliği, ekonomik siteminin köşe taşı yapmış bir toplumda kaçınılmaz olarak ortaya çıkan olumsuz unsurlardır.
  • Öfkenin nedeni, anlamlı bir hayat kurmanın önünde görünen engeller ve göreli bir yoksunluk duygusudur.
  • Naomi Klein, küreselleşme dönemini 'serbest piyasa' yanlısı değil, siyasetçilerin destek karşılığında özel sektör aktörlerine kamu kaynaklarını peşkeş çektiği bir 'EŞ-DOST KAPİTALİZMİ' olarak tanımlamıştı.
  • Bu dijital dünyanın tefekkür ya da düşünmeye hiç saygısı yok; anlık uyan ve tatmin sağlıyor ve beynin kısa dönemli karar ve tepkiler vermesine yol açıyor.
  • İnsanların en iyi kararı verememesi, gerekli bilgiyi gereksizden ayıracak zaman ve enerjiden yoksun olmalarının yanında uzman tavsiyesine yetecek maddi güçlerinin ve kendi seçimlerini hayata geçirecek güçte seslerinin olmamasından kaynaklanıyor.
  • insanlar zihinsel olarak güvensiz ve stresli oldukları gibi ya eksik istihdam edilmiş durumdalar ya da gereğinden fazla iş yapıyorlar. Emeklerine yabancılaşmış durumdalar, kendilerini dışlanmış hissediyorlar ve davranışlarında hem net olamıyorlar hem de umutsuzlar. Sahip olduklarını kaybetmekten korkanlar sürekli olarak engellenmiş hissederler. Sinirli olurlar ama bu sinirlilik hali genelde pasif bir durumdur. Prekaryalaşmış zihin, korkudan beslenir ve korkuyla motive olur.
  • Prekarya, aklın özgürleşmesi ve güvencesizliğe dair ortak bir bilinç demekti .
  • Sanayi dönemine göre tasarlanan eğitim sistemi bugün işlevsiz. Bu sistemden çıkacak öğrenciler, esnek bir ekonomiye uygun donanıma sahip değiller.

Prekarya İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Guy Standing’in yeni yeni görünür olmaya başlayan, geleceğin ise en önemli sosyokültürel sorunlarından biri olacak olan prekarya sınıfını incelediği muazzam kitabı. Standing prekaryayı yeni tehlikeli sınıf olarak nitelendirir. Peki niye tehlikelidir bu sınıf? Çünkü bu sınıfın ne ekonomik ne sosyal ne de varoluşsal güvencesi vardır, ve her geçen gün daha da çok insan ve grup prekarya içine çekilmektedir. Bunu da küreselleşmenin tetiklediği esnek emek çağı, eğitimin, şirketlerin, vatandaşlığın ve siyasetin metalaşması ve gözetime dayalı piyasa ekonomisi olgularıyla açıklar Standing. İşler artık güvencesidir, vasıf kavramının içi boşaltılmıştır, prekaryanın büyük bir bölümünü oluşturan eğitimli, üniversite mezunu gençler önlerini göremezler ve bir kariyer fikrinden uzaktırlar. Çoğu insan güvencesiz ve kısa süreli işler özelinde hayatta kalmaya çalışmaktadır. İnsanlar şirketler için adeta bir "toplumsal fabrika"ya dönüşmüştür. Toplum adeta Jeremy Bentham tarafından öne sürülen "gözetim toplumu"na doğru evrilmektedir. Bu oradan oraya savrulan, önlerinde bir gelecek göremeyen ve hayatta kalabilmek için güvencesiz ve kısa süreli işlerde çalışmak zorunda kalan (tabii bulabilirlerse) insanlar psikolojik açıdan da kötü durumdadır. Bir de buna neoliberal politikalar sonucu sosyal yardımların azaltılması ve var olanların da ciddi şartlara ve yaptırımlara tabi olması bu insanları çaresiz bırakır ve neofaşist ve radikal siyasi liderlerin oyuncağı haline gelir bu insanlar. Bu bağlamda radikal sağın dünyada yükselişi buradan okunabilir. Son olarak Standing bu labirentten ve krizden kurtulmak için temel gelir uygulamasının ve evrenselliğin tek çare olduğunu iddia eder. Bu bağlamda aynı yazarın "Temel Gelir" adlı kitabı da okunabilir. Unutulmamalıdır ki artık hepimiz prekaryayız. (Serkan Şimşir)

Guy Standing’in 2014’ te yayımlanan Prekarya yeni tehlikeli sınıf kitabının ilk üç bölümünde şu başlıklar ele alınmıştır. Prekarya, Prekarya neden büyüyor, Prekarya’ya kimler dahil...Öncelikle yapılan analizin bu sıralama dahilinde ilerleyeceğini belirtmek isterim. Prekarya’nın tarihine bakacak olursak 1970’li yıllardan itibaren döneme hâkim olmaya başlayan neoriberal politikalar ve bu bağlamda rekabetçi büyüme ve kalkınma anlayışının ortaya çıkışıyla prekarya’nın da doğumu kaçınılmaz olmuştur. Sözlük anlamına baktığımızda “güvencesiz” sıfatı ile “proletarya” isminin birleşiminden geldiğini görürüz. Yani aslında bir nevi proletaryaya dahil bir o kadarda proletaryadan farklı diyebiliriz. Proletarya da işçi sınıfında mavi yakalı, beyaz yakalı fark etmez düzenli bir iş ve maaş mevcut fakat prekarya da bu durum sekteye uğruyor, gözle görülür en temel farkta bu sanırım. İş verenlerinde prekaryayı akla gelen en makul tercih olarak görmesine de şaşırmamalı. Peki ya neden prekarya? Onlara ucuz iş gücü pazarının gözbebekleri desek yanlış olmaz. Kısa dönemli yani düzensiz işlerde çalışan, emeğinin karşılığını pek de alamayan, düşük ücrete boyun eğen, kimi zaman yardımlarla geçinen bir sınıftan bahsediyoruz. Neden büyüyor hususuna geldiğimizde küreselleşmeyle beraber emek esnekliğinin, güvencesiz istihdamın, finansal krizin, gölge ekonominin vs. ortaya çıkmasıyla prekaryanın büyümeme olasılığın olmadığını her gecen gün aksine artığını görmememiz mümkün değil. Bu bağlamda neden büyüdüğünden çok bu büyüme nasıl durdurulabilir hususuna odaklanmak gerekir. Yani guy standing’in deyimi ile “cennet siyasetine” buraya bir virgül koyup öncelikle bu gruba kimler dahil bir bakalım. Küreselleşmenin de etkisiyle git gide büyüyen bu sınıfa her an hepimizin dahil olması olası. Bu bağlamda içerisine, iş hayatına atılan kadınları, gençleri, yaşlıları, etnik azınlıkları, göçmenleri, engellileri, hapishane mahkumlarını dahil etmemiz mümkün. Bu grupları biraz açacak olursak; örneğin kadınlar, erkeklere oranla iş hayatına daha geç atılan bu grubun prekaryaya dahil olması pek de rastlantısal değil. Yıllardır süre gelen toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin kültürel bir mirası. Kadınların çocuk veya yaşlı bakmak, yemek yapmak veya temizlik işlerinde ve bir nevi geçici ve düşük ücretli işlerde ilk tercih olması prekaryaya dahil olmasının sebepleri arasındadır. Gençler ise özellikle eğitimde metalaşma sebebiyle, diploma ve sertifika yarışına girmeye meyleder hale gelmiş, hatta beceri ve yeteneklerinin geri plana atılmalarına neden olmuştur. Bu bağlamda ortaya çıkan stajyerlik çılgınlığı hem mezun kesimin emeğinin sömürüsüne hem de daha sonrasında geçici işlere yönelmelerine sebebiyet vermiştir. Buna ek olarak eğitimin ticarileşmesi şüphesiz küresel bir olgu olmaktan kaçamamakta hata öğrencileri borç bataklarına dahi sürüklemektedir. Buna bir örnek vermek gerekirse Türkiye’de tarih mezunu ve öğrenim döneminde kredi almak durumunda kalan bir öğrenci mezun olduğunda ödemesi gereken yaklaşık 30.000 civarın bir borçla kalakalıyor. Üstelik istihdam edilebilirliği düşük olan bir bölüm mezunu bu durumda geçici işe girmesi olası sonuçlar arasında bu da onun prekaryaya dahil olmasının bir numaralı sebebi diyebilirim. Yaşlılara gelindiğin de öncelikle gençlerden önce tercih edildiğini yine ucuz iş gücü olarak görüldüğünü söyleyebiliriz. Emeklilik döneminde ise ortalama yaşam süresinin artmasıyla devletten maaş alma süresinin de uzaması emeklilik yaşının uzatılması gibi bazı politik değişimlere zemin hazırlamıştır. Çünkü emekliler devlete yük olarak görülür... Ülkemizde de “Suriyeli göçmenler” bazında görüldüğü üzere göçmenlerin daha az ücrete çalıştırılıp daha fazla emeklerinin sömürülmesi prekaryaya bir grubun daha eklenmesine sebep oluyor. Etnik azınlıklar da özellikle siyahi beyaz kargaşası içerisinde maruz kaldıkları haksızlıklara ve ötekileştirilmelere bakıldığına bu gruba dahil edilebilir. Hapishanelerdeki mahkumların çalıştırılıp emeklerinin çok düşük bir miktarını alabildikleri, dışarıda bu ürünlerin ise fahiş miktarlara satıldığını biliyoruz. Tabi prekaryayı saydığımız bu gruplarla sınırlandırmak mümkün değil. Guy Standing’in de deyimi ile “Prekaryanın farklı çeşitleri olduğunu, farklı güvencesizlik biçimlerini barındırdığını ve prekarya içindeki kişilerin güvencesizliğe karşı farklı bakış açıları olduğunu belirtmek gerekir.” Tüm bunların ışığında değişen iş gücü pazarına geldiğimizde sanayi toplumundan hizmet toplumuna evrilen bir yapı görmekteyiz. Prekarya da bu sürecin bir meyvesi adeta. Sanayi toplumunda toplu sözleşmeler, kolektif bir bilinç söz konusu iken hizmet toplumunda geçici sözleşmeler mevcut. Bu da işçileri güvencesizliğe sürüklemektedir. Piyasadaki ucuz işgücü yarışı sadece prekaryayı değil aynı zamanda yüksek eğitime sahip akademisyenleri de etkilemekte git gide bu bataklığa onları da sürüklemektedir. Sanayi toplumunda olduğu gibi bir sınıf bilinci prekarya için şu anlık mümkün değil. Tabi tüketim toplumunun dayattığı borçlar batağından kurtulmadıkça ve bu gruba mensup kişilerle sürtüşmeyi ve rekabete girmeyi bırakıp ortak bir bilinçte toplanamadıkça pek mümkün olması da gözükmüyor. Buna ek olarak mesleklerin parçalanması, insanların tam zamanlı işlerden çok yarı zamanlı işlere yönlendirilmesi, ücret esnekliği bu durumu körelten unsurlardan biri. Hal böyle olunca prekaryanın büyümesi de kaçınılmaz oluyor. Sonuç olarak bir cennet siyaseti olmadığı sürece prekarya büyümeye devam edecek ve toplumu tepetaklak edecek bir numaralı unsur haline gelecektir. Elinde sonunda işgücü piyasasına karşı olan öfke artacak ve prekarya artık tehlikeli bir sınıf halini alacaktır. Özellikle yeni neslin baş kaldırısı, her şeyi kabullenemeyişi şimdiden bunun kıvılcımlarını çakar durumdadır. Son olarak: Standing’in de deyimi ile “ Prekarya ne bir kurban ne bir hain ne de kahraman, sadece içinde hepimizden bir şeyler var.” (Mücella yazıcı)

Her Çalışan Prekarya Adayıdır: Mahfi Eğilmez’in 9 Ocak 2018 ‘Proleterya, Prekarya ve ötesi’ yazısı vesilesiyle merak odağıma düşmüş Prekarya kavramı, kitapla tanışmama olanak sağladı. Proleterya ve Prekarıous (güvencesiz) sıfatıyla birleşerek Prekarya kavramı doğmuş. Kitabın ana konusu Prekarya olarak adlandırılan sınıfın tanımlanması, oluşumu ve yaşadığı hayat perspektife alınmış. Kısaca bahsedecek olursak ; Bugün çok uluslu devasa şirketlerin, küreselleşme çabası içindeyken genellikle ABD menşeili firmaların düşük işgücü maliyetleri uğuruna, özellikle Çin ve Hindistan gibi çok nüfuslu ve gelir düzeyi görece düşük yani az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelere üretimlerini kaydırması sebebiyle, geçici istihdam sağlayan ama aynı zamanda güvencesiz bir sınıf oluşturan offshare sisteminin yarattığı sonuçları anlatıyor. Bugün dünyanın neresine gidersek gidelim, karşımıza çıkan global markaların, hizmet sektörüne mal olana kadar nasıl üretim süreçlerinden geçiyor kısaca kitap bu konu üzerinde duruyor. İçler acısı çalışma şartlarını gözler önüne seren yazar, küreselleşmenin gelir dağılımını nasıl olumsuz etkilediğini anlatıyor. Günümüzün sorunlarını, gösterinin bir parçası olamayan ama sürecin hep içinde yer alan vasıfsız gariban insanların, ne sorunlarla yüzleştiğini anladım bu kitapta. Beni etkileyen ender kitaplardan biri oldu. Çeviri de kitaba gölge düşürmeyen cinsten ve ilerleyen zamanda prekarya sorunu ekonomilerin korkulu rüyası olacak. (Furkan)

Prekarya PDF indirme linki var mı?

Guy Standing - Prekarya kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Prekarya PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Guy Standing Kimdir?

Guy Standing Kitapları - Eserleri

  • Prekarya
  • Temel Gelir
  • Prekarya Bildirgesi

Guy Standing Alıntıları - Sözleri

  • Eğitim bütün yönleriyle metalaştı ve kâr hırsıyla hareket eden piyasa güçlerinin insafına bırakıldı. (Prekarya Bildirgesi)
  • Öfkenin nedeni, anlamlı bir hayat kurmanın önünde görünen engeller ve göreli bir yoksunluk duygusudur. (Prekarya)
  • Başkalarının zenginliği yüzünden kimse sefalet çekmediği sürece, kimin ne kadar zengin olduğu umrumda değil. (Temel Gelir)
  • Brexit’e yol açan halk başkaldırısının, Donald Trump'ın ABD başkanı seçilmesinin, Avrupa'da ve dünyanın başka yerlerinde milliyetçiliğin ve aşırı sağcı hareketlerin yükselişe geçmesinin temelinde hep ekonomik ve sosyal güvencesizlik yatmaktadır. (Temel Gelir)
  • Kişinin kendisi için istediklerini başkaları için de isteyebilmesi cesaret gerektirir. (Temel Gelir)
  • Küreselleşmenin temel bir unsuru, insanın içini ürperten bir sözcükle özetlenebilir: Metalaşma. (Prekarya)
  • Yeteri kadar vurgulanmıyor ama eşitsizliğin ve ekonomik güvencesizliğin, kişilerin akıl ve beden sağlığı üzerinde yarattığı olumsuz etkileri ortadan kaldırabilmek için hem kişilerin kendilerinin hem de halkın cebinden yüksek bir meblağ çıkıyor. Temel gelir sistemi bu meblağı çok büyük oranda olmasa da, belli oranda azaltacaktır. (Temel Gelir)
  • Prekarya, aklın özgürleşmesi ve güvencesizliğe dair ortak bir bilinç demekti . (Prekarya)
  • ... Muhafazakar Partili Başbakan David Cameron'ın hiç kimsenin "yoktan bir şey elde etmeye" hakkı olmadığına dönük ısrarı bu duruma eşlik etti. Bu yaklaşım şüphesiz, miras yoluyla zenginleşenlerin servetlerini hiç yoktan kazandıkları gerçeğini göz ardı ediyor. (Prekarya Bildirgesi)
  • "Okula gitmek için kendini büyük borçlar altına sokan öğrencilerin toplumu değiştirmeyi hayal etmesi olası görünmüyor. Kişileri bir borç sistemine hapsettiğinizde, düşünecek zaman bulmaları güçtür. Öğrenim kredilerindeki artış "disiplin tekniğidir" ve öğrenciler mezun olana kadar borca batmış olmanın yanı sıra bu "disiplin kültürünü" de içselleştirmiş olurlar. Bu süreç öğrencileri tüketim ekonomisinin işleyen bir parçası yapar (Weil, 2013)." (Prekarya Bildirgesi)
  • Nitekim Winston Churchill de yoksulların "aylak" kalmalarına müsaade edilmemesi gerektiği temelinde "kontrol altında" tutulmaları gerektiğini düşünenlerden biriydi. Elbette aylak zenginler hakkında kimse yorum yapmadı. (Prekarya Bildirgesi)
  • Eğitim artık bir hak olmaktan çıktı; onun yerine alınıp satılabilen bir izne dönüştü. (...) Eğitim küresel bir endüstriye dönüştükçe, eğitim hakkının yitimi daha belirgin bir şekilde ortaya çıktı. (Prekarya Bildirgesi)
  • [...] kültürümüzün işe bir değer affetmesi, işlerin bizi gerçekten mutlu etmesinden kaynaklanmıyor; bir işe değer atfeden bir kültürün içinde sıkışıp kaldığımız için, bir işimiz olduğunda kendimizi daha mutlu hissediyoruz. (Temel Gelir)
  • Yardım değil Hak ilkesi. Bir sosyal politika ancak bu politikayı uygulayanların gücünü yahut takdir yetkisini arttırmaya değil de ondan faydalananların hak ve özgürlüklerini arttırmaya yarıyorsa sosyal olarak adil addedilebilir. (Temel Gelir)
  • ...artan öfke, dışlanmışlık, kaygı ve yabancılaşma, 'esneklik' ve güvencesizliği, ekonomik siteminin köşe taşı yapmış bir toplumda kaçınılmaz olarak ortaya çıkan olumsuz unsurlardır. (Prekarya)
  • Naomi Klein, küreselleşme dönemini 'serbest piyasa' yanlısı değil, siyasetçilerin destek karşılığında özel sektör aktörlerine kamu kaynaklarını peşkeş çektiği bir 'EŞ-DOST KAPİTALİZMİ' olarak tanımlamıştı. (Prekarya)
  • Birini kızdırdığım için özgürlüğümün elimden alınacağına dair bir korku taşıyorsam ve bu korkunun haklı ve makul sebepleri varsa, özgür değilim demektir. (Temel Gelir)
  • Stajyerlik, benzer işleri yapan başkalarını yerinden etmek için kullanılan ve kolaylıkla harcanabilen ve sömürülen bir esnek emek biçimidir. (Prekarya Bildirgesi)
  • Devlet, toplumdaki tüm bireylere sorgusuz sualsiz her ay belli bir miktar ödeme yapsa, yoksul insanların hayat kalitesinde iyileşme olur muydu? Yoksa enflasyon artışı sebebiyle yoksullar daha da mı yoksullaşırdı? (Temel Gelir)
  • Bu dijital dünyanın tefekkür ya da düşünmeye hiç saygısı yok; anlık uyan ve tatmin sağlıyor ve beynin kısa dönemli karar ve tepkiler vermesine yol açıyor. (Prekarya)

Yorum Yaz