diorex
Dedas

Psikodinamik Psikiyatri ve Normaldışı Davranışlar - Engin Geçtan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Psikodinamik Psikiyatri ve Normaldışı Davranışlar kimin eseri? Psikodinamik Psikiyatri ve Normaldışı Davranışlar kitabının yazarı kimdir? Psikodinamik Psikiyatri ve Normaldışı Davranışlar konusu ve anafikri nedir? Psikodinamik Psikiyatri ve Normaldışı Davranışlar kitabı ne anlatıyor? Psikodinamik Psikiyatri ve Normaldışı Davranışlar PDF indirme linki var mı? Psikodinamik Psikiyatri ve Normaldışı Davranışlar kitabının yazarı Engin Geçtan kimdir? İşte Psikodinamik Psikiyatri ve Normaldışı Davranışlar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 23.05.2022 17:00
Psikodinamik Psikiyatri ve Normaldışı Davranışlar - Engin Geçtan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Engin Geçtan

Yayın Evi: Metis Yayınları

İSBN: 9789753424516

Sayfa Sayısı: 288

Psikodinamik Psikiyatri ve Normaldışı Davranışlar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Engin Geçtan'ın 1975'te yayımlanan bu ilk kitabı, yalnızca akademik çevrelerde yaygın biçimde kullanılmakla kalmayıp, aynı zamanda dinamik psikiyatri alanına ilgi duyan geniş bir okur kesiminin de başucu kitabı olmuş, on altı baskı yapmış klasik bir yapıttır.

"Temel Kavramlar", "Psikodinamik Psikiyatri" ve "Ruhsal Bozukluklar" başlıklı üç bölümden oluşan kitap, alanının temel kavramlarını tanımlaması, bunları psikiyatri tarihi içine yerleştirmesi ve belli başlı yaklaşım tarzlarını ve tartışma noktalarını içermesi nedeniyle, günümüzde de bir giriş kitabı ve temel kaynak olma niteliğini koruyor

(Arka Kapak)

Psikodinamik Psikiyatri ve Normaldışı Davranışlar Alıntıları - Sözleri

  • Depresyona eğilimli olan kişi hoşgörüsüz ve suçlayıcı ana-baba tutumlarıyla yetişmiş olduğundan, egosu yeterince gelişmemiştir ve bundan ötürü çevresindeki insanlara aşırı bağımlıdır.
  • Kendimize verdiğimiz değeri sürdürebilmek için hepimiz diğer insanlardan onay ve anlayış bekleriz.
  • "Sevgi nefretin, nefret sevginin yerine geçebilir. "
  • Sevgiye ve kabul edilmeye duyulan ihtiyaç arttıkça, red­dedilmeye duyarlık ve alınganlık tepkileri de o denli yoğun olur. Bazı insanlarda bu duygu öyle yoğundur ki, diğer insanlar tara­ fından kendilerine verilen değeri ve gösterilen yakınlığı kabulle­nemez ya da psikoz sınırlarını zorlayan, mantık dışı bir duyarlık gösterirler. Bu tür tepkileri sürekli olarak gösteren kişilerde para­noid eğilimlerin varlığından söz edilir. Örneğin, yoğun eksiklik duyguları içinde yaşayan bir kişi, olumlu bir niteliğinden ötürü takdir edildiğinde kendisiyle alay ediliyormuş duygusuna kapılır ve ezikliğinin yarattığı düşmanlık duygularını, çevreden kendisi­ne yönelmiş gibi yaşar. Bu nedenle, paranoid kişi çevresindeki in­sanların davranışlarını ve sözlerini yanlış yorumlama eğiliminde­dir.
  • Karşı-tepki oluşturma mekanizmasının sayısiz örneklerini çev­remizde bulabiliriz: Açık saçık yayınlara aşırı tepki gösteren kişi, kendi cinsel dürtülerini denetimde güçlük çekmekte olabilir, adam öldürme suçlarının idam cezasıyla karşılanması gereğini savunan bir diğeri kendi saldırgan dürtülerine engel koymakta olabilir, komşusunun bir erkekle ilişki kurmasını kıyasıya eleştİiren bir kadın gerçekte bu duruma imrenmiş olabilir, sürekli sal­dırgan davranışlarda bulunan biri, insanlardan korktuğu için böyle tepkiler geliştirmiş olabilir.
  • "...İnsan içinde bulunduğu durumları,elinde olmayan nedenlerle değil,kendi seçimleri sonucu yaşar."
  • "Olmakta olanı yaşamak yerine olması gerekene takılıp kaldıkları için yaşam olaylarına gönülden katılamazlar."
  • Saatlerce tek başına yolculuk yapmak zorunda olan kamyon sürücülerinde, hücreye kapatılmış tutuklularda ya da kutup bölgelerinde keşif yolculuğuna çıkmış kişilerde olduğu gibi, uzun süre diğer insanlardan soyutlanan ya da çevreden gelen bilgi çeşitliliğinden yoksun kalan insanlarda "soyutlanma sendromu" denilen belirtiler görülür.
  • Trobiand adası yerlilerinde Oedipus kompleksinin varlığına ait yeterli kanıt bulamaması üzerine Malinowski, bu olgunun evrensel olmayıp Batı toplumlarının babaerkil aile yapısının bir ürünü olabileceği sonucuna varmıştı.
  • Aile ve benzeri gruplarla özdeş­leşmenin zayıflaması ve yarışmaya yönelik çağdaş toplum, insa­nın yalnızlığını artırmıştır. Çağdaş kültürlerde, ün, başarı, üstün­lük ve kusursuzluğa verilen önem sonucu, insanın kimlik kavra­mı da bu tür beklentileri ne oranda karşılayabildiğine göre tanım­lanmaktadır. Bir kuşak için geçerli olan değerlerin bir sonraki ku­şağın yararlanabileceği ölçüde dayanıklı olmaması, insanı sorum­luluk ve özgürlüğüyle ilgili çeşitli sorunlarla karşı karşıya bırak­maktadır. Kendisine yol gösterecek bir rehberden yoksun kalması bir yana, seçimlerini çoğu kez birbiriyle çatışan değerlere göre yapmaya zorlanmaktadır.
  • Psikozların, örneğin paranoid şizofreninin ortaya çıkmasından önce kişi, yetersizlik ve umutsuzluk duyguları içindedir; bu nedenle tüm dünyayı kendisine düşman görmektedir.
  • Kimyasal tedavinin psikiyatrist-hasta arasındaki insanca bir ilişki içinde uygulandığında daha iyi sonuç verebileceği göz ardı edildiği sürece, ilaç tedavisinden ya da elektrokonvülsif terapiden bekledikleri sonucu alamayan psikiyatristlerin sayısında bir azalma olması da beklenmemeli. Ayrıca, bozukluk belirtileri ilaç fedavisiyle denetim altına alındığı halde, ilişki sorunları nedeniyle kendi dünyaları içinde sürüklenmekte olan pek çok insan var.
  • Bir insanın parası yoksa, yaşamda önemli olan şeyin sevgi ve dostluk olduğuna kendisini inandırabilir; bir diğeri hoşlandığı kız tarafından reddedilirse, onun zaten çok geveze olduğunu ya da çok geçmeden annesi gibi şişmanlayacağını düşünebilir.
  • Toplumsal baskılar kişiyi çekici seçenekler arasında bir seçim yapmaya zorlamakta ve seçeneklerin çokluğu insanlarda şaşkınlık yaratmaktadır. Çağdaş insanın anksiyetesi, çoğu kez bu bolluk içerisinde karar verme zorunluluğunun yarattığı çatışmalardan kaynaklanmaktadır.
  • İlişkiler kuramını geliştirmiş olan Sullivan’a göre şizofreni, ana baba ile çocuk arasındaki sağlıksız ilişkiler sonucu ortaya çıkar. Ona göre bu tür ilişkiler, anksiyeteyi karşılayabilecek tepki biçimlerini geliştirilebilmesini engeller. Bunun sonucu kişi, diğer insanlarla ilişkilerini sürekli olarak yanlış bir biçimde algılar ve yorumlar.

Psikodinamik Psikiyatri ve Normaldışı Davranışlar İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Benliğini idealleştiren kişi gerçek benliğinden uzaklaşır.: "Temel Kavramlar", "Psikodinamik Psikiyatri" ve "Ruhsal Bozukluklar" başlıklı üç bölümden oluşan kitap, bu alanda farkındalık yakalamak için özellikle yönetici, eğitici ve hatta ebeveynler tarafından okunması gerekir diye düşünüyorum.Kitap doyurucu bilgiler ve bilimsel yaklaşımlar veriyor ve birçok detayı sade bir dille anlatıyor. Kendimizi, kendi davranışlarımızı ve etkileşim halinde olduğumuz insanları daha iyi anlamak için faydalı bir eser. Keyifli okumalar. (Passenger)

Savunma düzeneklerinin dinamik bakış açısından izahını anlattığı ilk bölüm haricinde ki kısım çok eskimiş bilgiler DSMIII e göre yazılmış o yüzden tarih kitabı gibi gelebilir size Bir de kitap daha çok ruh sağlığı profesyonellerine yönelik hazırlanmış (buket tuncer eryonucu)

Kitabın ilk baskısı ve ilk baskısından 35 yıl sonraki baskısını karşılaştırdığımda büyüyen zenginleşen bir metin. Umarım Gençtan yaşadıkça daha da zenginleşip büyüyecek. Kitap psikiyatri alanındaki belli başlı bozuklukları ufak tanımlamalarla anlatıp açıklamaya çalışan bir nev'i işin alfabesini sunan bir metin. İki nesil görmüş ve bundan sonraki nesiller içinde bu alanda referans ve başucu kitabı olacaktır. En azından bu alanda mefhum edinmek isteyen okur için önerilecek başka bir kitap bilmiyorum. (semih)

Psikodinamik Psikiyatri ve Normaldışı Davranışlar PDF indirme linki var mı?

Engin Geçtan - Psikodinamik Psikiyatri ve Normaldışı Davranışlar kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Psikodinamik Psikiyatri ve Normaldışı Davranışlar PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Engin Geçtan Kimdir?

Engin Geçtan 12 Ocak 1932'de İzmir'de dünyaya geldi. İlk, orta ve lise eğitimini İzmir’de tamamladı. 1956 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun olan Geçtan, psikoloji ve nöroloji dallarında ABD'de New York ve Columbia üniversitelerinde beş yıl süreyle uzmanlık eğitimi gördü.

1974'te profesörlüğe yükselen Geçtan, ODTÜ, Ankara, Boğaziçi ve Marmara üniversitelerinde öğretim üyeliğinde bulundu. Ayrıca, bir yandan psikiyatr olarak mesleğini icra ederken, bir yandan da sürekli yazıyordu. Geçtan’ın, Dersaadet'te Dans, Bir Günlük Yerim Kaldı İster misiniz?, Kırmızı Kitap ve Kızarmış Palamutun Kokusu ve Tren adlı romanları bulunuyor.

Uzmanlık alanı psikiyatri olan Engin Geçtan 1975-1987 yılları arasında meslek dışı okuyucular tarafından da ilgiyle karşılanan dört kitap yazdı. Çok sayıda basım yapmış ve yapmakta olan ve kendi bilimsel disipliniyle ilgili bu dörtlünün ardından, (İnsan Olmak, Varoluşçu Psikiyatri, Normaldışı Davranışlar ve Psikanaliz ve Sonrası, Metis) psikiyatri alanının çerçevesinden çıkma isteği doğrultusunda roman-senaryo çalışmalarına başladı. Ankara ve İstanbul’daki dört üniversitede öğretim üyeliği yapmış olan Engin Geçtan halihazırda üniversitedeki part-time görevi dışında klinik çalışmalarını psikoterapist olarak sürdürmektedir. Dersaadet’te Dans, Bir Günlük Yerim Kaldı İster misiniz?, Kırmızı Kitap ve Kızarmış Palamutun Kokusu romanlarına 2004 yılında Tren’i de ekledi. Kırk yıllık bir deneyimin ardından psikiyatriye, ülkemiz insanına ve bugün kaosun kenarında yaşanan süreçlere bakışını dile getiren Kimbilir? ve Hayat adlı kitapları yayımlandı.

Geçtan’ın Kırk yıllık bir deneyimin ardından psikiyatriye, ülkemiz insanına ve bugün kaosun kenarında yaşanan süreçlere bakışını dile getiren Kimbilir? ve Hayat adlı kitapları da bulunuyor. Psikiyatri uzmanı, romancı ve yazar Prof. Dr. Engin Geçtan 86 yaşında yaşamını yitirdi.

Prof. Dr. Engin Geçtan, Psikiyatri alanıyla ilgili çok sayıda basım yapmış “İnsan Olmak”, “Varoluşçu Psikiyatri”, “Normaldışı Davranışlar” ve “Psikanaliz ve Sonrası” kitaplarını kaleme aldı. Engin Geçtan ardından, roman-senaryo çalışmalarına başlamıştı.

“Dersaadet'te Dans”, “Bir Günlük Yerim Kaldı İster misiniz?”, “Kırmızı Kitap” ve “Kızarmış Palamutun Kokusu” romanlarına 2004 yılında “Tren”i de ekleyen Geçtan, kırk yıllık bir deneyimin ardından psikiyatriye, Türkiye insanına ve bugün kaosun kenarında yaşanan süreçlere bakışını dile getiren “Kimbilir?” ve “Hayat” adlı kitapları yayımlamıştı.

Prof. Dr. Engin Geçtan, ayrıca ODTÜ, Ankara, Boğaziçi ve Marmara üniversitelerinde öğretim üyeliğinde bulunmuştu.

Engin Geçtan Kitapları - Eserleri

  • Varoluş ve Psikiyatri
  • Mesela Saat Onda
  • Zamane
  • Kuru Su
  • Seyyar
  • Psikanaliz ve Sonrası
  • Tren
  • Psikodinamik Psikiyatri ve Normaldışı Davranışlar
  • İnsan Olmak
  • Hayat
  • Kızarmış Palamutun Kokusu
  • Kırmızı Kitap
  • Kimbilir?
  • Bir Günlük Yerim Kaldı İster misiniz?
  • Dersaadet'te Dans
  • Rastgele Ben
  • Orada Bir Arada
  • Çağdaş Yaşam ve Normal Dışı Davranışlar
  • Dünya Hali

Engin Geçtan Alıntıları - Sözleri

  • Kim ki kendini geride tutar, o her zaman ön plandadır. Kim ki kenarda durur, o her zaman bir yerdedir. Kim ki kendini göstermeye çalışmaz, o her yerde görünür. Kim ki kendini tanımlamaz, o her zaman seçkin kalır. Kim ki yaptıklarıyla böbürlenmez, ortaya çıkardıklarının değe­ ri kalıcı olur. (Varoluş ve Psikiyatri)
  • Kedilerde son nefeslerini gözden uzakta verirler. Onlar bizden daha iyi biliyorlar, ölümün kimseyle paylaşılamayacağını. (Tren)
  • O reddetmeden ben reddedeyim kaygısı sonucu yalnız kalan insanların sayısı o kadar çoktur ki ! (İnsan Olmak)
  • Her insan hayatında en az bir kez mucizeyle karşılaşır, eğer onu fark edebilirse. (Bir Günlük Yerim Kaldı İster misiniz?)
  • İnsanın ancak, ana-babasını kendi dünyaları olan ayrı varlıklar olarak görmeyi başarabildiğinde gerçek anlamda yetişkin sayılabileceğini düşünüyorum. (Kimbilir?)
  • Çocuğun gelişimi üzerinde, eğitimciler de ebeveyni kadar, hatta bazen onlardan daha çok etkili olurlar. Jung, öğretmenlerin, çocuğun kendisini tanımasını ve bilinçdışını bilinçlendirebilmesini sağlayabilecek bir biçimde eğitilmeleri gereğini savunmuştur. Bunun için, çocuğun yeni deneyimlere girişmesine ve içgüdüsel enerjilerini harekete geçirebilecek simgeler edinmesine imkân sağlamak gerekir. (Psikanaliz ve Sonrası)
  • Kendini tanımak "dıştan içe" sessiz bir yolculuktur, anlatılması ve paylaşılması zor, bazen sadece kokusu alınabilir. Akmakta olan bir ırmağın, aynı zamanda kaynağına doğru yolculuk edebilmesini çağrıştıran bir süreç, kaynağa ulaşılamasa da yolculuğun kendisine değer. (Zamane)
  • Aşık olmak kolaydır. Oysa gerçek sevgi, yaşam boyu sürdürülen ve birbirini giderek daha iyi anlamayı, yaşam sorunlarını giderek artan bir biçimde paylaşmayı ve birlikte çözümler aramayı içeren bir olgudur. (Psikanaliz ve Sonrası)
  • ''Eğer her şey çocukluk dönemiyle açıklanırsa, o zaman her şey bir başkasının kusuru olarak değerlendirilir ve insanın kendi sorumluluğunu üstlenme gücüne duyulan güven de küçümsenmiş olur.'' (Psikanaliz ve Sonrası)
  • Bir şeylere inanmak insanı rahatlatıyor olmalı. Kadının yüzündeki huzuru fark ettin mi? (Kırmızı Kitap)
  • Sevgiye ve kabul edilmeye duyulan ihtiyaç arttıkça, red­dedilmeye duyarlık ve alınganlık tepkileri de o denli yoğun olur. Bazı insanlarda bu duygu öyle yoğundur ki, diğer insanlar tara­ fından kendilerine verilen değeri ve gösterilen yakınlığı kabulle­nemez ya da psikoz sınırlarını zorlayan, mantık dışı bir duyarlık gösterirler. Bu tür tepkileri sürekli olarak gösteren kişilerde para­noid eğilimlerin varlığından söz edilir. Örneğin, yoğun eksiklik duyguları içinde yaşayan bir kişi, olumlu bir niteliğinden ötürü takdir edildiğinde kendisiyle alay ediliyormuş duygusuna kapılır ve ezikliğinin yarattığı düşmanlık duygularını, çevreden kendisi­ne yönelmiş gibi yaşar. Bu nedenle, paranoid kişi çevresindeki in­sanların davranışlarını ve sözlerini yanlış yorumlama eğiliminde­dir. (Psikodinamik Psikiyatri ve Normaldışı Davranışlar)
  • Toplu kişilik çözülmeleri; Jung'un tanımladığı kişilik bölümlerinden "gölge arketipi"nin kişiliğin geri kalanını egemenliğine almasi; gelişimin narsisistik dönemine gerileme özelliği gösteren davranışlar ve bu olguya eşlik eden kendine özgü mantık biçimleri; insan ilişkilerinin yerini imgelerle ilişkilerin alması; toplumsal yapıların yerini Baudrillard'ın tanımladığı sessiz yığınlara bırakması; "kaosun kenanı"ndaki kaygan zeminde sürdürülmeye çalışılan köhnemeye yüz tutmuş modeller; isimsizlik ve kimliksizliğe mantar gibi üreyen yeni inanç sistemlerinde çözüm aranması; Descartes düşüncesinin ve getirdiği alışılmış kavramların yaşanmakta olan fenomenleri açıklamada yetersiz kalması, kozmik dans dinamikleriyle ortaya çıkan olayların, Batı kültürünė egemen olan çizgisel (linear) zaman doğrultusunda bakıldığında, anlaşılmaz ve izlenemez hale gelmesi; pozitif bilimin temel araç olarak kullanma alışkanlığında olduğu "belirleyici" kavramının, yerini "karmaşalık" (complexity)* denilen dinamiklere bırakması ve alışılagelindiğin ötesinde daha birçok diğer dinamiklerle belirlenen yeni bir çağ. Çizgisel zamanda düşünmeye alışmış olanların, başlangıç kavramına takılıp kaldıkları için, ne zaman başladığını saptamaya çalışırken inandırıcı olamadıkları bir çağ. (Kimbilir?)
  • … Kendini siyahından uzak tutmaya çalışan beyaz, zamanla bunun bedelini kirlenerek öder. Siyahın karşı konulması zor cazibesine kapılarak. (Seyyar)
  • ''İnsan kökenini arar, dünyanın tamamlayıcı bir parçası olmak ve bir yere ait olduğunu hissetmek ister.'' (Psikanaliz ve Sonrası)
  • Onun doğasıydı bu, zorlukları yalnızlığında yaşamak. (Kuru Su)
  • ''İnsanları diğer insanlar hasta ettiğinden yine insanlar iyi edebilir.'' (Psikanaliz ve Sonrası)
  • ...varolmayarak yaşamak. (Varoluş ve Psikiyatri)
  • Normal insan, yaşamına bir anlam katmak ve kendini geliştirmek amacıyla sürekli çaba gösterir ve toplumun da isteklendirmesiyle çeşitli alanlarda kendini yüceltir. Bu çabasında kendi hakkındaki varsayımları oldukça gerçekçidir, kendisini zorlamaz. (Çağdaş Yaşam ve Normal Dışı Davranışlar)
  • "Kendimi arıyorum." "Umarım tümden kaybetmezsiniz." (Kızarmış Palamutun Kokusu)
  • Evrende her şeyin ömrü olduğunu bilmek bizleri zamanın ölçülebilir bir şey olduğu yanılsamasına yöneltiyor. (Seyyar)

Yorum Yaz