diorex

Psikolojide Tipler - Carl Gustav Jung Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Psikolojide Tipler kimin eseri? Psikolojide Tipler kitabının yazarı kimdir? Psikolojide Tipler konusu ve anafikri nedir? Psikolojide Tipler kitabı ne anlatıyor? Psikolojide Tipler PDF indirme linki var mı? Psikolojide Tipler kitabının yazarı Carl Gustav Jung kimdir? İşte Psikolojide Tipler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 10.06.2022 07:00
Psikolojide Tipler - Carl Gustav Jung Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Carl Gustav Jung

Çevirmen: Nur Nirven

Yayın Evi: Pinhan Yayıncılık

İSBN: 9786059460873

Sayfa Sayısı: 512

Psikolojide Tipler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Aslında bu çalışma benim bakış açımın Freud’un ve Adler’inkinden hangi yönlerde ayrıldığını anlatma ihtiyacımdan doğdu. Bu soruya cevap vermeye çalışırken tipler problemi karşıma çıktı; zira kişinin yargısını daha baştan belirleyen ve sınırlayan onun psikolojik tipiydi. Bu nedenle, kitabım bireyin dünyayla, insanlarla ve şeylerle ilişkilerini ele alma çabasıydı. Bilincin veçhelerini, bilinçli zihnin dünyaya karşı alabildiği çeşitli tutumları tartışıyordu, dolayısıyla, klinik açı denebilen yerden bakıldığında bilincin psikolojisini oluşturuyordu.”

20. yüzyıla ve günümüze yön veren entelektüellerin başında gelen Jung henüz hayattayken İngilizce, Felemenkçe, Fransızca, Yunanca, İtalyanca, Japonca, Portekizce, Rusça, İspanyolca ve İsveççeye çevrilen bu başyapıt “pratik psikoloji alanında yaklaşık yirmi yıllık çalışmamın meyvesi. Sinir hastalarının tedavisinde bir psikiyatrın sayısız izleniminden ve tecrübesinden, her sosyal düzeyden kadınlar ve erkeklerle görüşmelerinden, dost ve düşmanla kişisel ilişkilerimden, son olarak kendi psikolojik tuhaflığımın eleştirisinden biçimlenerek düşüncelerimde yavaş yavaş gelişti.”

(Tanıtım Bülteninden)

Psikolojide Tipler Alıntıları - Sözleri

  • Şeytan, doğasının aşırı baskılanmasına başkaldıran münzevinin kendi bilinçdışının sesidir kuşkusuz.
  • Ancak farklılaşmış olan bireysel olabilir.
  • Etkili ve amaca yönelik bir işe hemen kolayca yarıyorsa neredeyse her davranışa zekice denebilir. Aptallık gibi zeka da işlev değil, tarzdır; kelime işlevin 'ne' olduğunu değil, sadece 'nasıl' çalıştığını anlatır
  • Uygar insanda göllenerek biriken içgüdünün güçleri çok yıkıcıdır ve olumsuz içgüdüsüyle sürekli makul ölçüde yaşayan ilkel insanın içgüdülerinden daha tehlikelidir.
  • Yeni bir şeyi yaratmayı idrak değil, iç zorunluluktan hareket eden oyun içgüdüsü başarır. Yaratıcı zihin sevdiği nesnerle oynar.
  • Bilincin içeriklerinin enerji değerini kaybederek bilinçdışı hale gelebildiğini deneyimle biliyoruz. Bu, normal "unutma" sürecidir
  • "Çocuk gibi olma" "mutluluğun" bağlı olduğu eşsiz iç durumun simgesidir. Çocuk gibi olmak sürekli akabilen birikmiş libido hazinesine sahip olmak demektir. Çocuğun libidosu şeylere akar; böylece çocuk dünyayı kazanır, sonra şeylere gittikçe aşırı değer vererek kendini dünyada derece derece kaybeder.
  • Zeki insan zekâsıyla dünyaya uyum sağlar ve ara sıra öfke nöbetine girdiğinde yumruklarını iyi boksörler gibi olmasada kullanabilir. Varoluş ve uyum sağlama mücadelesinde herkes en gelişmiş işlevini içgüdüsel kullanır, dolayısıyla, kişinin alıştığı tepkisinin ölçütü budur.
  • İnsan makine değil ki eskisi gibi düzgün ama çok farklı tarzda işlevini yapmaya devam edeceği umuduyla durum gerektirdikçe çok başka amaçlarla yeniden modellenebilsin. İnsan bütün hikâyesini yanında taşır; insanlık tarihi onun yapısında yazılıdır. Tarihin kalın kitaplarda yer almadığını, kanımızın içinde yaşadığını kim tam olarak anladı?
  • İnsanın kendi kişiliği konusunda yargısı esasında olağanüstü bulanıktır.
  • Aşırı aptallıkla aşırı zekânın birbirine yakınlığı vardır, ikisi de sadece gerçeği arar ve salt tezahüre tamamıyla duyarsızdır. Ancak bir nesnenin duyularda dolaysız var olmasıyla aptallığın rahatı sarsılır ve zekâ ancak kavramlarını tecrübenin verileriyle ilişkilendirerek rahat bulur; kısacası aptallık gerçekliğin üzerine çıkamaz, zekâ da hakikatin altında kalamaz.
  • Düşünme rahatsız eden her hissi dışlar, tıpkı hissetmenin rahatsız eden her düşünceyi dışlaması gibi.
  • İnsan makine değil ki eskisi gibi düzgün ama çok farklı tarzda işlevini yapmaya devam edeceği umuduyla durum gerektirdikçe çok başka amaçlarla yeniden modellenebilsin. İnsan bütün hikayesini yanında taşır; insanlık tarihi onun yapısında yazılıdır. İnsanın bu tarihsel öğesi mantıklı bir psişik tasarrufun karşılık vermesi gereken hayati bir ihtiyacı temsil eder. Geçmiş bir şekilde canlanmalı, şimdiye katılmalıdır.

Psikolojide Tipler İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Çok uzun süren ve kökenleri çoktan zihninde ortaya çıkmış fikirleri netleştirme ve kanıt toplayarak sunuma hazırlama sürecinin verimli ürünü bu kitap. Kitap anlatıyor ki, insanların zihinlerinde üretebilecekleri, sorgulayabilecekleri şeyler dışında, neyin sorgulandığından vesaire bağımsız sekiz tane işlev var olmakta. Bunu yaparken de arka planda yoğun olarak felsefeye başvuruyor. Özellikle de Immanuel Kant adlı imparator filozofa. Tabii kitapta Kant'ı nasıl kullandığını görmüyorsunuz, ama hayatına bir göz gezdirir ya da Jung'u tanırsanız görürsünüz. Bu işlevlerin izini sürdüğü çok farklı yerler var: Tarihteki bir anda, iyi bir filozof/psikolog'un fikirlerinde, iyi bir şair/filozof'un düşüncelerinde, yunan mitolojisinde... Sonra da diyor ki bunlar delillerdi. Tabii yıllarca gördüğü tonla hastaya hiç girmiyor. Kitabın başında da kitabın anlaşılmasının zor olacağını ve okuyucunun iyi niyetini sömürmek istemediğini söyleyerek az ama öz örnekler sunmaya çalışıyor. En nihayetinde böyle konular fazla analitik yaklaşım ve esnek bir hayal gücü gerektirdiğinden ne yaptıysa da çözümlemesi, sindirmesi zor bir kitap olmaktan kaçamamış gibi durabilir. Kitabı ve örneklerini anlamak için bazen referanslarını tarama ihtiyacı duyabilirsiniz. Özellikle Ortaçağ örnekleri ve Antik Yunan metinleri için. Şimdi... İşin sonunda da diyor ki, neyi esas alırsanız alın, neyi irdelerseniz irdeleyin, zihnin neresinde olursanız olun, yapabileceğiniz sınırlar var, aşamayacağınız sınırlar. Bunlar da içe dönük ve dışa dönük için ayrı ayrı olmak kaidesiyle: Sezgi (hayal/teori/tam soyut/gerçekten kopukluk ihtimali) ve duyum (olgusal/duyumcu/çevresine tepki veren/uygulamalı) olmak üzere algılar dediğimiz şeyler. Düşünme (çözümleme/ayırsama/bölme/eksiltme) ve hissetme (birleştirme/benzetme/toplama/arttırma) olmak üzere yargılar dediğimiz şeyler. Yukarıda bahsettiğim şeyleri verse de, bu fonksiyonlar için iyi bir model ortaya pek koyamıyor. Sadece iyi ve sağlam gözlemlerinden bahsederek üstünkörü bir model önerisiyle işi sonlandırıyor. Yine de önerdiği bazı değişmesi manasız veriler ve savlar var. Örneğin içe dönük birinin, farkındalıksız (bilinç dışı) benliğinde dışa dönük olması ve böylece psişenin (ruh/zihin/öz benlik) dengede kalmasının gerçekleşmesi gibi köşeye atılamaz şeyler. Ya da en nihayetinde ana ve yardımcı işlevin önemi. Burada fonksiyonel bir yanlış yorumdan evvel, şu unutulmamalıdır: Hiçbir yargı, algı olmaksızın olamaz çünkü yargı algılanan içindir. Aynı şekilde algı da yargısız olamaz. Yargı bizizdir, uyaranlara (algılar) tepkiler. Böylece bir algı ve bir yargı mutlaka birlikte çalışır. Şunu diyebiliriz. Freud'un kavramsallaştırdığı Ego (ben) Jung'un açılımıyla 16 tipe mahal vermektedir. Anlayacağınız her birimizin Ego yapısı 16 tipten birisidir. İçe dönük 8, dışa dönük 8 olarak ayrılır; 8'liler kendi içinde 4 algısal (irrasyonel/deneyimci) ve 4 yargısal (rasyonel/prensipli) olmak üzere ikiye bölünür. Bunun sonucunda da örnek olarak Ego'su dışadönük olan ve irrasyonel olan, sonrasında da irrasyonel yaklaşımı sezgisel, bu yaklaşımın ele alınışı da düşünsel olur dediğimizde... aslında dışa dönük sezgisel bir düşünür elde ederiz. (Bu MBTI'da ENTP olarak anlatılmak istenen şeydir.) Sonrasında MBTI (16personalities) adlı bir kuram ile bu fonksiyonlara bir model öneriliyor. Şahsen ben verimli bulmuyorum çünkü amacı çok sapmış ve stereotipik bir mimleme aracına dönüşmüş durumda. Bu iyi olmadığını göstermez diyenlere de söylemim, bunun bundan daha fazlasına izin veremeyeceği. Kısıtlı sayıda kişi bunun kabul edilebilir ve yeni modeli üzerinde düşünüyor ve çalışıyor. Akhromant adlı bir Tumblr blogger'ını bu konuda tavsiye ederim. Kitaptan sonra bir bakılabilir. Kitabı her şeyden daha çok ve çok tavsiye ederim. (Thoth)

İnsanların psikolojik yapılarının sınıflandırılması psikoloji tarihiyle eşzamanlıdır. İnsan psikolojisinin anlaşılması adına gerekli bir gayrettir bu. Çünkü; Bazıları daha mantıksaldır, bazı insanlar düşünmeye daha çok zaman ayırırken, bazı insanlar için duygular daha ön plandadır. Bunun sebebi nedir? İnsan ruhunun değişik yapılarda olması, bunun sebepleri ve sonuçları psişenin anlaşılması adına önemli veriler içermektedir. Jung, "her insanın benzersiz bir kişiliğe sahip olduğuna" inanmasına rağmen, uzun yıllar süren araştırmaları neticesinde insanları benzer mizaç/karakter sınıflarında toplamayı başarabilmiştir. Jung'a göre insan ruhunun temel iki yapısı vardır. Bunlar "dışadönük" ve "içedönük" tiptir. Freud ve hatta Jung'dan önceki bilim insanları bu farklılaşmayı fark etmişlerdir. İnsanların nevroz ve psikoz yaşaması da bu iki kutbun insana nasıl hakim olduğuyla alakalıdır. Freud'a göre insanın içedönük ve dışadönük olmasının ana sebebi libidosunu nasıl yönlendirdiğiyle alakalıdır. Örneğin; Narsistik insanlar genelde kendi libidolarını egolarına yönlendirerek dışadönük eğilim göstermiş ama aslında bu eğilimin kökenince de gerçek bir içedönüklerdir. Bu iki karakter yapısının altında da her iki sınıf için de ortak kabul edilen dört ana dal bulunmaktadır: Akılsal (düşünen), duyusal, sezgisel (hissel) ve duygu tipleri. Bu dört ana dalla beraber toplamda sekiz kişilik tipi ortaya konmuştur: Dışadönük duyusal tip İçedönük duyusal tip Dışadönük düşünen tip İçedönük düşünen tip Dışadönük duygu tip İçedönük duygu tip Dışadönük sezgisel tip İçedönük sezgisel tip Bu karakter yapılarına dair eserde bol miktarda örnek olmakla beraber, bu karakter yapılarına sahip insanların davranışları, ruhsal yapıları da başarıyla incelenmiştir. Yalnız eserde belirli tiplerin başlıklar halinde yazılıp açıkça anlatıldığının zannedilmemesi gerekiyor. Kitap bu açıdan biraz karışıktır. Geçmiş tipoloji kuramları, mitsel ve inanç esasında incelemeler, edebiyattaki esinlenmeler ve klinik konular eşliğinde bir anlatım söz konusu. Bu sebeple Jung'un teorilerine hakim olunduktan sonra okunması daha doğru olur. Ha diyince oturup okunacak bir eser kesinlikle değil. Ağır, anlayarak ve zamana yayarak okunması hatta derinlemesine incelenmesi daha faydalı olur diye düşünüyorum. (Gökhan)

İnsan denen varlığı anlamak üzere yazılmış ender kitaplardan biridir. Tip dediğimiz, içedönük ve dışadönük insan yapısının derinlemesine kazı çalışması yapıldığı kitap. Kitap yoğun, dikkatli okunması gerekiyor. Jung un dili Freud' dan daha kapsamlı. Dikkate alınmalı. Keyifli okumalar. (DeliBilge)

Psikolojide Tipler PDF indirme linki var mı?

Carl Gustav Jung - Psikolojide Tipler kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Psikolojide Tipler PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Carl Gustav Jung Kimdir?

Carl Gustav Jung. (d. 26 Temmuz 1875 Kesswil, Thurgau, İsviçre. ö. 6 Haziran 1961 Küsnacht ZH, Zürih, İsviçre). İsviçreli psikiyatr, analitik psikolojinin kurucusu. Derinlik psikolojisinin üç büyük kurucusundan birisi.

Basel Üniversitesi'nde tıp profesörü olan büyükbabasının adını taşıyan Carl Gustav Jung İsviçreli bir papazın oğludur. 1895 yılında Basel'de tıp eğitimi almaya başladı ve 1900 yılında Eugen Bleuler'in asistanı olarak Burghölzli'de psikiyatrist olarak hizmet verdi. Doktorasını 1902 yılında tamamladı. Konu okült (gizli, görünmeyen) fenomenler (etkiler) ve onların Psikoloji ve Patolojiyle bağlantıları idi. Paris'te 6 ay Pierre Janet ile bilgilerini derinleştirdi. 1903 yılında Emma Rauschenbach ile evlendi. 36 yaşında Uluslararası Psikanaliz Birliği'nin ilk başkanı oldu. Psikolojik analizlerinde astrolojiden de yararlanan Carl Gustav Jung,Sigmund Freud'le beraber üzerinde çalıştığı toplumsal bilinçaltı kavramı ile de tanınır.

Carl Gustav Jung Kitapları - Eserleri

  • Dört Arketip
  • Keşfedilmemiş Benlik
  • İnsan Ruhuna Yöneliş
  • Psikoloji ve Din
  • Anılar, Düşler, Düşünceler
  • Rüyalar
  • Maskülen
  • Feminen
  • Kişiliğin Gelişimi
  • Kırmızı Kitap
  • Ulysses ve Picasso Üzerine Denemeler
  • Analitik Psikoloji Üzerine İki Deneme
  • İnsan ve Sembolleri
  • Psikoterapi Pratiği
  • Gökte Görülen Cisimler Üzerine Bir Mit
  • Eşzamanlılık
  • Analitik Psikoloji Sözlüğü
  • Analitik Psikoloji
  • Doğu Metinlerine Psikolojik Yaklaşım
  • Freud ve Psikanaliz
  • Ruh
  • Carl Gustav Jung'un Kehf Suresi Tefsiri
  • Analitik Psikolojinin Temel İlkeleri
  • Seçme Yazılar
  • Nietzsche'nin Zerdüşt'ü Üzerine Seminerler
  • Psikolojide Tipler
  • Bilinç ve Bilinçaltının İşlevi
  • Dinlerin Psikolojiye Etkileri
  • Dönüşüm Sembolleri
  • Aion
  • Psikiyatri Araştırmaları
  • Les Racines de la Conscience
  • Dışa Bakan Rüya Görür İçe Bakan Uyanır
  • The Structure and Dynamics of the Psyche
  • The Archetypes and the Collective Unconscious
  • Civilization in Transition
  • Psikoloji ve Felsefe
  • Two Essays on Analytical Psychology
  • Rüyalar
  • Kundalini Yoga Psikolojisi
  • Rüya Analizleri
  • Kəşf Olunmamış Mənlik

Carl Gustav Jung Alıntıları - Sözleri

  • ...ruhani bir amaç, ruh sağlığının kesin gerekliliğidir. (Kişiliğin Gelişimi)
  • "Kendi ruhunu bir teleskopla baktı. Düzensiz gibi görülenleri gördü ve güzel yıldız kümeleri gibi gösterdi ve bilincine dünyaların içinde gizli dünyalar kattı." (Anılar, Düşler, Düşünceler)
  • Bugün bunların olmasındaki amacın karanlığa, olabildiğince aydınlık getirebilmek olduğunu biliyorum. (Anılar, Düşler, Düşünceler)
  • Bastırılmış acı verici düşünce kendisini ancak "sembolik " olarak ifade edebilir. (Rüyalar)
  • Duygusallık, aşağılık duygusunun varlığının şaşmaz belirtisidir. Bu,sadece iki kişi arasında değil, aynı zamanda kendi içimizdeki çatışmanın ve anlaşmazlığın psikolojik temelini oluşturur. (Analitik Psikoloji)
  • Tutkularının cehenneminden geçmemiş biri, onların hiçbir zaman üstesinden gelemez. (Doğu Metinlerine Psikolojik Yaklaşım)
  • “Nietzsche’nin Zerdüşt’ünün bir de psikolojik açıdan dikkatle okunmasını öneririm. Nietzsche, tanrısı ölen ve tanrısal paradoksu ölümlü insanın dar kılıfına hapsettiği için yıkılan “Üst-İnsan”ın psikolojisini eşine az rastlanır bir tutarlılıkla ve gerçekten dindar bir insanın tutkusuyla tasvir etmiştir.” (Dört Arketip)
  • Biz hala kendimizde görmek istemediğimiz bütün kötülükleri ve değersizlikleri diğer insanlara atfetmeye devam ederiz. Bu nedenle, onu eleştirmemiz ve ona saldırmamız gerekir. (Keşfedilmemiş Benlik)
  • insan yığınları hep sürü psikolojisine, bu yüzden de körükörüne “kaçışmaya” ve avam psikolojisine, bu yüzden de hissiz bir vahşilik ile isterik ağlamaklılığa meylederler. (Psikoterapi Pratiği)
  • Ne var ki ben, büyük ölçüde insanca beceriksizliklere bağlı olan bir şey için dini suçlamak gibi bir hataya düşmek istemiyorum. (Seçme Yazılar)
  • Bütün kaosun içinde bir kozmos, bütün düzensizliğin içinde gizli bir düzen vardır. (Les Racines de la Conscience)
  • Kadının güçlü bir erkeğin gücünden çok zayıflığını, zekası yerine akıllı adamın aptallığını sevmesi kadim bir olgu değil midir? (Feminen)
  • - " (...) Bir Japon atasözü şöyle der: “Hırsızlık yalanla başlar.“ (Psikiyatri Araştırmaları)
  • "Biraz yanlış davranmak bize daha bir rahatlık sağlar.. Bunun da nedeni, mükemmellik denen şeyden yoksunluğumuzdur.. Hintliler bir tapınak yaptırdı mı, bir köşesini bitirmeden bırakır.." (Analitik Psikolojinin Temel İlkeleri)
  • Öğrendim ki yalnızca içimizde olanı ifade etme, ona tanıklık etme hakkına sahibiz; başkalarından bizim bakış açımızı benimsemelerini beklemeye hakkımız yok, onları dönüştürmeye çalışmaya ise hiç hakkımız yok. (Kundalini Yoga Psikolojisi)
  • "Jung, Müslümanların yaşadığı Mısır, Cezayir, Tunus, Büyük Sahra'ya geziler yapmıştır. Bu gezilerinden birinde Somalili bir sufî, Jung'un Kur'an'ı kendisinden daha iyi bildiğini söylemiştir." (Carl Gustav Jung'un Kehf Suresi Tefsiri)
  • İnsan muazzam işler başardı, ama bunun karşılığında dünyanın uçurumunu derinleştirdi; insan nerede duracak, durabilecek? (Dört Arketip)
  • Yaşamını bir yalanın üzerine kuramazsın. (Anılar, Düşler, Düşünceler)
  • …bilinç gelişimi ne düzeyde olursa olsun, her uygar insan ruhunun derinliklerinde arkaik bir insan olmaya devam eder. İnsan vücudu bizi nasıl memelilere bağlıyorsa ve sürüngenler çağına kadar uzanan evrimsel sürecin hatıralarını taşıyorsa, insan ruhu da, başlangıcına kadar izlerini takip ettiğimizde, sayısız arkaik özellikler gösteren bir gelişimin ürünüdür. (Keşfedilmemiş Benlik)
  • ....özellikle ilkel insanlar çocuklarına çok bağlıdır.. (Freud ve Psikanaliz)

Yorum Yaz