Rengahenk - Can Yücel Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Rengahenk kimin eseri? Rengahenk kitabının yazarı kimdir? Rengahenk konusu ve anafikri nedir? Rengahenk kitabı ne anlatıyor? Rengahenk kitabının yazarı Can Yücel kimdir? İşte Rengahenk kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Can Yücel
Orijinal Adı: Rengahenk
Yayın Evi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
İSBN: 9789944888509
Sayfa Sayısı: 140
Rengahenk Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Rengâhenk
İÇİNDEKİlER
Yaprak Dökümü
ŞEY GİBİ
İstemeyerek
Garcia Lorca’ya Grasiya
Martılar ki…
Basur Badel Mevt
Prima Vera
İlaç İlanı
Sert Bir Adam
Enver Gökçe’ye
İstanbul Liseli Gençler Sordu Şiirde Uslûp Nedir Diye?
Neşeye Sone
Çin İşi
Şaşkın Şaşkın
Serçeleme
Görsel
Vura Vura
Altan Büyükyalçın’a
Müzmin Bir Şaire
Gidip Gelme
Lâpacı
Ağıt
Deliriyorum Tiremens
Saksıdakilere
MerhumBir Nefer-i Merkuma
Şey Gibi
PATLAYAN TANKER
Genç Bir Şaire Mektuptan
Tanilli’ye Başsağlığı
Karışmamaca
Nafile Namazı
Şerefene
Yaradana Kurban
Bir Kova Su da Benden
Tarihli Bağbozumu
Kararı Karar
1976 Baharında Bir Gün…
Dinleme Başını!
Yaşasın Cumhuriyet
Öffff…
Cenneşânûhu
Değişim
Sabah Sabah
Herze
Dünya Hali
Mayerling Faciası
Son Gürlük
Gelincik Şurubu
Dedem Ali Rıza Efendi
Olmuyor
Dayılar Dayılanıp Yaylar Yaylandıkça
Evrim
Yaraştıra Yaraştıra Yakıştırma
Maarif Takvimi
Sendikal
Yakın Tarih
Veto ile Toto
Gererd de Nerval’le
Nisan Tezi
Cenaze Dönüşü
Halime Tercümandım
Can’ın Canı Cehenneme
Üsküdar İskelesinde İki Lostracı
Çocuğun Konuşmasından
Ahmet Haşim’ce
Patlayan Tanker
ORHAN PEKER DER Kİ…
İbo Gibi
Naat
Merdümgiriz
Soru-Sual
Benzetmek Gibi Olmasın Ama
Hasbelkader
Şili’de Son Durum
Bir Eleştiriye Karşılık
Teşhis
Ergeçsel Ergeç
Düş Birliği
Havaî Buhran
Ruhunu Teslim
Sone
Dünyalık
Materyalist
İşte Bu İş
Anı
Şu İşe Bak!
Kaçamak
Kurt Ahmed’in Ağzından
Hisarbuselik
Reklamcılık
İlanı Harp Değil İlanı Aşk
Kanuni
Ferayi
Dubarai
Anı
Hıyararşi
Orhan Peker’e
Orhan Peker Der ki…
BÜTÜN BİR SONBAHAR
Ada Vapurunda
Barok
Kibar Hırsızın Türküsü
Götümser
Devr-i Saadet
Mon-Ton-Son
Hamlet’e Hamle
Çiçekçiliğe Hazırlık
Şiir-i Pençe
Havaî Cıva
Halkî
Müzekker
1 Ağustos 1981
Yesa-Yisa
Kerevizyon
Gözlerim Doluyor
Yaş
Rahmet Sonrası
Tavzih
Köroğlu Üzre
İktisadî
E.E. Cummings Üzre
Şarlo’nun Lololololosu
Dokunmatik
RENGÂHENK
Rengâhenk
Rengahenk Alıntıları - Sözleri
- • Gözlerim dalıyor değil Gözlerim doluyor…
- • Evde oturmaya öyle alıştı ki millet Sokağa çıkma yasağı yasaklandı
- Bi güzel susmak geldi içimden...
- Sana bin kez söyledim be evladım Dişlerinle tırnaklarını yiyeceğine Gözlerinle gökyüzünü yesen ya
- • Hıyar diyorum Yoo, ben turşuyum diyor
- • Köpek, mülkün sahibi değil Köpeğidir.
- • Ne sen ne ben sevgilim Öldükse ölümden değil Sevişmenin acından
- Bu gül bi şeyin anısı olacak ama neydi unuttum Kim bilir belki de sabah sabah yeniden açan umudun
- Martılar ki sokak çocuklarıdır denizin
- . "Kursak diye bir yer var. Heveslerim, hayallerim, sevdiklerim, Hepsi orada..." .
- Bi güzel susmak geliyor içimden
- Ama ne zaman diyeceğimiz birbirimize günaydın?
- Dağıtalım diyorum, çocuklar, bu kara dumanı Gül alıp satmanın tamdır zamanı!..
- Bir tenefüssün sen sevgilim Yurt bilgisiyle Kimya arasında
- . İşte bütün sorun: ya var ya yoksun.. Ya intihar ya ihtiyarsın.. .
Rengahenk İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Yazmak ya da yazmamak: "Yazmak mutsuzluktur, mutlu insan yazmaz. " demiş İlhan Berk. Ne güzel söylemiş. Yazmanın ağlamak kadar sağaltıcı bir gücü olduğuna inanıyorum.Ve burada inceleme yazarken okuduğum kitabın edebi değeri veya analizi benim boyumu aşar. Bu yüzden sadece kitabın kendisinden çok bana hissettirdiklerini kaleme alıyorum .En son yaptığım inceleme sonrası onbeş kitap okumama rağmen bir tanesine bile inceleme gelmemiş .Anlıyorum ama konuşamıyorum moduna almışım resmen kendimi.Evet anladım,evet çok güzel kitaplardınız. Hepiniz.Tek tek.Ama benim söyleyeceklerim bu kadar.Tuhaf :) (ʙüşʀᴀ)
Can Yücel. Acaba bu ismi duymayanınız kalmış mıdır? Sanmam. Hatta bir kitabını görecek olsanız içinden bir şiir okumadan geçemeyenleriniz de vardır. Evet, eminim ki böyleleriniz de vardır. Ki, ben de onlardan birisiyim. Mükemmel dediğim birçok şiirini okudum, yine de bir kitabını görüp de içinden bir şiir okumadan geçmedim. Satıcının gizlice bana baktığını farketsem de o şiiri yarım bırakmadan okudum hem de. Ama gelgelelim ki şu kitaba... Ne diyeceğimi bilemiyorum. Bir Can Yücel göremedim bu kitapta. Belki de hayatımda okuduğum en kötü şiir kitaplarından biriydi. Çoğu şiirinde ne anlatmak istediğini anlamadım ve dolayısıyla hissedemedim de. Bir yerden tutmak istedim ama başaramadım. Ya benim şiir bilgim çok sınırlı ya da... Bilemiyorum. Neden böyle olduğunu ben de anlayamadım. Belki de yanlış zamanda okumuşumdur ve bir dahaki sefere okuyacak olursam beğendiğim şiir sayısı bir elin parmaklarını geçebilir. Fakat bu ilk okuyuşumda kitabın beni boğduğunu söylemek durumundayım. İyi okumalar... Akşamdan kalma İstanbul Öyle güzel bir akşamdan kalma ki Sen de orada kal diyor şeytan Bitmesin diye bitmiş olan bu akşam (Numan (Hiç Yok))
Ne yalan söyleyeyim pek sevmiyorum Can Yücel şiirini. Hem herkesin sanatına hayranlık duyma gibi bir zorunluluğumuz yok değil mi? • Fakat Can Baba’nın bir büyük güzel yanı var. Yazdığı, söylediği ve çizdiğiyle sizi anlar bir tavır koyuyor. • Ulan diyorsun olsa da karşımda iki tek atarken anlatsa dinlesem, anlatsam dinlese. • Rengahenk de öyle işte. İsminde bile bir başkalık, bir haylazlık, bir sözcük değişimi mevcut. Tomris’le söyleşisinde: “… şiire uzun olsun kısa olsun diye başlanmaz. Ben söyleyecek sözüm varsa yazarım.” diyordu. Öyle şiirler var burada. Söyleyecek sözü olan. (Adem Kara)
Kitabın Yazarı Can Yücel Kimdir?
Kullandığı kaba ama samimi dil ile Türk şiirinde farklı bir tarz yaratmıştır. Can Yücel, 1926'da İstanbul'da doğdu. Millî Eğitim Eski Bakanı Hasan Ali Yücel’in oğludur.
Ankara ve Cambridge üniversitelerinde Latince ve Yunanca okudu. Çeşitli elçiliklerde çevirmenlik, Londra’da BBC’nin Türkçe bölümünde spikerlik yaptı. Askerliğini Kore’de yaptı. 1958’de Türkiye’ye döndükten sonra bir süre Bodrum ve Marmaris'te turist rehberi olarak çalıştı. Ardından bağımsız çevirmen ve şair olarak yaşamını İstanbul’da sürdürdü.
1956 yılında Güler Yücel ile evlendi. Bu evlilikten iki kızı (Güzel ve Su) ve bir oğlu (Hasan) oldu. Son yıllarında Eski Datça’ya yerleşti ve her hafta Leman, her ay Öküz dergilerinde yazıları ve şiirleri yayımlandı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel`e hakaretten yargılanan Yücel, 18 Nisan seçimlerinde Özgürlük ve Dayanışma Partisi`nin İzmir 1. sıra milletvekili adayı oldu. 12 Ağustos 1999 gecesi ölen şair, çok sevdiği günebakan çiçekleriyle uğurlanarak Datça'ya gömüldü.
Can Yücel, 1945-1965 yılları arasında `Yenilikler`, `Beraber`, `Seçilmiş Hikayeler`, `Dost`, `Sosyal Adalet`, `Şiir Sanatı`, `Dönem`,`Ant`, `İmece` ve `Papirüs` adlı dergilerde yazdı. Daha sonraları `Yeni Dergi`, ‘Birikim`, `Sanat Emeği`, `Yazko Edebiyat` ve `Yeni Düşün` dergilerinde yayımladığı şiir, yazı ve çeviri şiirleri ile tanınan Yücel, 1965`ten sonra siyasal konularda da ürün verdi. 12 Mart 1971 döneminde Che Guevara ve Mao'dan çeviriler yaptığı gerekçesiyle 15 yıl hapse mahkûm oldu. 1974’de çıkarılan genel afla dışarı çıktı. Dışarı çıkışının ardından hapiste yazdığı "Bir Siyasinin Şiirleri" adlı kitabını yayımladı. 12 Eylül 1980 sonrasında müstehcen olduğu iddiasıyla "Rengahenk" adlı kitabı toplatıldı.
1962'de İngiltere'deyken, 1709 yılından kalma, Latin harfleriyle taş baskısı olarak basılmış bir Türkçe dilbilgisi kitabı bulması geniş yankı uyandırdı.
Şiirlerinde argo ve müstehcen sözlere çok sık yer veren, bu nedenle zaman zaman dikkatleri üzerine çekip kovuşturmaya uğrayan Yücel, ilk şiirlerini 1950 yılında `Yazma` adlı kitapta toplamıştır.
Can Yücel, taşlama ve toplumsal duyarlılığın ağır bastığı şiirlerinde, yalın dili ve buluşları ile dikkati çekti. Can Yücel'in ilham kaynakları ve şiirlerinin konuları; doğa, insanlar, olaylar, kavramlar, heyecanlar, duyumlar ve duygulardır. Şiirlerinin çoğunda sevdiği insanlar vardır.
Can Yücel için ailesi çok önemlidir: eşi, çocukları torunları, babası.. Bu insanlarla olan sevgi dolu yaşamı şiirlerine yansımıştır. 'Küçük Kızım Su'ya', 'Güzel'e', 'Yeni Hasan'a Yolluk', 'Hayatta Ben En çok Babamı Sevdim' bu sevgi şiirlerinden bazılarıdır.
Can Yücel ayrıca Lorca, Shakespeare, Brecht gibi ünlü yazarların oyunlarından çeviriler yaptı. Shakespeare çevirileri (Hamlet, Fırtına, Bir Yaz Gecesi Rüyası) aslına tam olarak bağlı kalmasa da son derece başarılıdır. Shakespeare'in ünlü 'to be or not to be' sözünü 'bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin' şeklinde Türkçeleştirmiştir. 1959'da ilk baskısı yayımlanan 'Her Boydan' adlı kitabında dünya şairlerinin şiirlerini serbest ama çok başarılı bir biçimde Türkçeye çevirmiştir.
Can Yücel Kitapları - Eserleri
- Bir Siyasinin Şiirleri
- Mekanım Datça Olsun
- Düzünden
- Portreler
- Her Boydan
- Güle Güle - Seslerin Sessizliği
- Canfeda
- Çok Bi Çocuk
- Rengahenk
- Ölüm ve Oğlum
- Gökyokuş
- Yazma
- Sevgi Duvarı
- Ben ve Bizimkiler
- Gece Vardiyası
- Gezintiler
- Seke Seke
- Alavara
- Maaile
- Benim Öfkem Gecelerin Beyidir
- Yazma - Sevgi Duvarı
- Can'dan Yazılar 2
- Ölüm ve Oğlum - Gökyokuş
- Şiir Alayı
- Gökyokuş / Kuzgunun Yavrusu
- Gece Vardiyası Albümü
- Kısa Devre
- Düzünden Düzyazılar 1
- Portreler
Can Yücel Alıntıları - Sözleri
- • Ne sen ne ben sevgilim Öldükse ölümden değil Sevişmenin acından (Rengahenk)
- Keşke kendini bırakıp gitse insan; ama olmuyor... (Ben ve Bizimkiler)
- Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı, belki de kalp göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer... (Portreler)
- Senden ayrılınca anımsadım Dünyanın bu kadar kalabalık olduğunu… (Mekanım Datça Olsun)
- Şiir getirenlerin çok olsun çocuğum! (Ölüm ve Oğlum - Gökyokuş)
- ..... Bu ara kendimi toprağa çok yakın hissediyorum O kadar seviyorum ki toprağı İçine giresim geliyor. (Portreler)
- Gitmek istiyorsa, bırakacaksın gitsin. Aklı seninle olmayanın bedeni yanında olsun ister misin? (Düzünden)
- Dünya gözlerimi kendi ellerimle örttüm Değdi yorgunluğuma Bi ölüm kaldıydı onu da gördüm Beni pişman etmedi doğduğuma (Portreler)
- Son yıllarda daha da yaygınlaştı, eli-yüzü düzgün üç-dört dize düzen bazı arkadaşlar, kendilerini Almanca telaffuzuyla GOETHE sanıyorlar ki çok da haksız değiller... (Alavara)
- Hatırım sordular karşı masadan Yuvarlanıp gidiyoruz dedi cesedim (Canfeda)
- Bir derin uykudaydım ölümün içinden Açtım ki gözlerimi Bir suyun gölgesi gibi Kendisi adeta bir suyun Ayakucunda sen oturuyorsun Şiir getirenlerin çok olsun çocuğum! (Ölüm ve Oğlum - Gökyokuş)
- Şu dar çerçeveden dünyaya bakmak bir âlem. Tam tamamına bir Devr-i Âlem. (Maaile)
- Nereydi gittiğim o? Nereydi geldiğim o? Adlardan anılar Anılardan adalar Sonlardan sanrılar (Alavara)
- “Bir insan görünce insan oluyorum Bir ağaç görünce ağaç Bir çocuk görünce çocuk Bir kadın görünce erkek Bir faşist görünce kahroluyar kahrediyorum insanlığın en amansız lüveri Şiirle” (Gezintiler)
- “Sazımın tellerinde geziniyorum dünyayı Düzen tutmuyor” (Gezintiler)
- Çok çektik onların çilesini Gördük kaplanı, gördük sırtlanı, Gördük domuzunu, hergelesini. Tıkınmak topunun dini imanı. Kiminin eh, az fenaymış huyu! Bakma hepsi aynı bokun soyu! Ne fark eder ne cins çizme, Bastıktan sonra ümüğüne! Anlatabildim mi derdim? Aramızda kalsın lakin; Efendi istemiyoruz gayrı, İstemiyoruz efendim! Bertolt Brecht (Her Boydan)
- Bir sözsün sen işitilmedik bir söz Bir gözsün görülmedik bir göz. (Gece Vardiyası)
- Biz bu dünyayı değiştireceğiz . (Maaile)
- ... Senden ayrılınca anımsadım Dünyanın bu kadar kalabalık olduğunu... (Mekanım Datça Olsun)
- Geceleri onun seyrettiği yıldızları seyrediyorum. (Mekanım Datça Olsun)