Rocannon'un Dünyası - Ursula K. Le Guin Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Rocannon'un Dünyası kimin eseri? Rocannon'un Dünyası kitabının yazarı kimdir? Rocannon'un Dünyası konusu ve anafikri nedir? Rocannon'un Dünyası kitabı ne anlatıyor? Rocannon'un Dünyası kitabının yazarı Ursula K. Le Guin kimdir? İşte Rocannon'un Dünyası kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Ursula K. Le Guin
Çevirmen: Tuba Çale
Orijinal Adı: Rocannon's World
Yayın Evi: Metis Yayıncılık
İSBN: 9789753420921
Sayfa Sayısı: 138
Rocannon'un Dünyası Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
"Fian, uçbenimle! Halkınız gibi zihninle konuşamam, ama havada giden sözcüklerin hepsi de boş değildir. "Ben Rocanon. Ben Rocannon. Yanıt verin!" Uzun süre alıcısının sessizliğini dinledi,sonra bir kez daha geminin frekansını denedi: "Ben Rocannon... "Ne denli alçak sesle konuştuğunu, neredeyse fısıldadığını farkendince durdu ve bağlantıyı kesti. Hepsi ölmüştü, ondördü de, beraberindekiler ve dostları. Hepsi gemideydiler, çünkü onları oraya kendisi çağırmıştı.
Rocannon'un Dünyası Alıntıları - Sözleri
- Anlamak karşılıklı olmalıydı, sadakat ve sevgi gibi.
- “ Anlamak karşılıklı olmalıydı, sadakat gibi”
- Gardiyan mahkûmun mahkûmudur.
- "Tüm dünyalar içinde o denli güzel başka hiçbir hanım olmamıştır."
- "Kayıp eşyalar derin yerlerde bilinir."
- Güven ya iki taraflıdır, ya da iki tarafta da yoktur
- "Zaman çoktu, belirsizce, yağmurun sesi içinde huzurla geçip gidiyordu."
- Gece vakti soğuk, ince bir yağmur ormanın içinden fısıldadı.
- “Şimdi oğlumu da alın, Yıldızlordu ve yolunuza gidin. Düşmanınız oğulsuz ölsün.”
- "Anlamak karşılıklı olmalıydı, sadakat ve sevgi gibi."
- Gözler ve kulaklarla doğanlar görmeyi ve duymayı, tersyüz olmuş dünyada bir yüzü seçmeyi, anlamı gürültüyle karıştırmamayı öğrenmek zorundadır.
- Şimdi yalnızım ve yüksek sesle konuşmak zorundayım. Halkımın zihnimde bulunduğu yerde şimdi yalnız ateş ve sessizlik var.
- "Güven ya iki taraflıdır, ya da iki tarafta da yoktur,"
- "Ertesi sabah güneş doğmadan Yahan sadık bir şekilde uçuşavlusunda durmuş onu bekliyor, Hallan'dan kalan son atın, gri çizgili atın dizginlerini tutuyordu. At onlardan birkaç gün sonra Breygna'ya gelebildiğinde yarı donmuştu ve açlıktan ölmek üzereydi. Şimdi pırıl pırıldı ve neşe doluydu, kükrüyor ve çizgili kuyruğunu sallıyordu. "İkinci derinizi giydiniz mi, Olhor?" diye fısıldayarak sordu Yahan savaş bantlarını Rocannon'un bacaklarına bağlayarak. "Yabancılar'ın, topraklarına yaklaşan herkese ateş açtıkları söyleniyor." "Üstümde." "Ama kılıcınız yok?" "Hayır. Kılıç yok. Dinle, Yahan, eğer dönmezsem odamda bıraktığım cüzdanıma bak. İçinde bir kumaş var, üstünde de — üstünde işaretler var, bir de bu bölgenin resmi; eğer benim halkımdan biri bir gün buraya gelirse onu onlara ver, olur mu? Ayrıca kolye de burada." Yüzü karardı, bir anlığına uzaklara baktı. "Onu da Leydi Ganye'ye ver. Ben geri dönüp bunu yapamazsam. Hoşçakal, Yahan; bana iyi şans dile." "Düşmanlarınız oğulsuz kalsınlar," dedi Yahan öfkeyle, gözyaşları içinde ve atı saldı
- "Anlamsızlık, ışık hızıyla yol alan gemilerimizin kapattığı zaman boşluğunu karartır ve belirsizlikle oransızlık bu karanlıkta ayrıkotu gibi biter."
Rocannon'un Dünyası İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Ursula K. Le Guin’in İlk Romanı: Rocannon’un Dünyası: “Anlamak karşılıklı olmalıydı, sadakat ve sevgi gibi.” Bilimkurgunun saygın bir tür haline gelmesinde büyük öneme sahip yazarlardan biri olan Ursula Kroeber Le Guin, gerek Yeni Dalga Bilimkurgu içine dahil edilen romanları, gerek bilimkurgu üzerine yazdığı makaleleriyle okurların gönlünde yer edinmeyi başarmıştır. Yaşamı boyunca feminizm hareketinin en büyük destekçilerinden olan Le Guin, bunu romanlarına da sıkça yansıtmış ve sosyolojik altyapısı güçlü bilimkurgusal romanlara imza atmıştır. Bilimkurgunun yanı sıra fantastik edebiyatın da usta kalemlerinden biri olan yazar/ursula-k-le-guin, kendine has üslubu ile öykü ve romanlarını kaleme alırken, onlara bir tutam anarşizm sosuna ek olarak, politik göndermeler, toplumbilim ve psikolojiyi de eklemeyi ihmal etmez. Birçok romanında farklı bir gezegen oluşturan ve o gezegenlerde yaşayan halkı çeşitli yönlerden irdelemeyi seçen Le Guin’in asıl amacı ise içinde bulunduğumuz dünya ve onun üzerinde yaşayan biz insanlara ayna tutmaktır. İlk öyküsü 1962’de yayımlanan Ursula’nın ilk romanı ise 1966’da yayımlanan Rocannon’s World‘dür (Rocannon’un Dünyası). Sonraki büyük romanlarının bir nevi habercisi olan bu kısa roman, kısalığıyla ters orantılı bir şekilde oldukça dolu olay örgüsü, kurgu ve karakterlere sahiptir. Kısa öykülerine dahi sayfalarca inceleme yazılacak denli güçlü bir yazar olan Le Guin daha ilk romanıyla, bilimkurgu edebiyatına önemli bir eser kazandırmayı başarmıştır. 1998 yılında Metis Yayınları‘nın Metis Bilimkurgu dizisinde yayımlanan kitabın çevirmeni yazar/tuba-cele‘dir. Ayrıca 33 kitapla sonlanan serideki 5 Le Guin kitabından 2.sidir. “Gerçeği efsaneden, doğruyu doğrudan nasıl ayırt edebilirsiniz?” Le Guin’in Hainish Cycle (Hainli Döngüsü) olarak bilinen ve zamanla 8 romanlık bir dizi haline gelen serisinin ilk kitabı olma özelliğini taşıyan Rocannun Dünyası da yine başka bir gezegene yolculuk eden insanlık ile ilgili. Baş karakter olan Rocannon gittiği gezegeni araştırmakla görevli bir temsilcidir. Onun yaşadığı bu araştırma süreci de başlı başına bir macera olup çıkar. Formalhaut gezegeninde yaşayan 3 farklı ırk bulunmaktadır. Gdemler, Fianlar ve Liular. Bu ırkları detaylı bir şekilde betimleyen Le Guin, her birini öyküsünün içine ustaca yerleştirmeyi başarıyor. Uçan atlar ve uzay gemilerinin aynı hikaye içinde karşımıza çıkması fantastik ile bilimkurgunun iç içe geçtiği sonucunu doğuruyor. Le Guin daha ilk romanında kendi tarzını oluşturarak sonraki romanlarında bu tip olguları gördüğümüzde şaşırmamamızı sağlıyor. Hikaye, Hallan Leydisi olarak bilinen Semley’nin öyküsüyle başlıyor. Le Guin’in bu romanı yazmadan önce kaleme aldığı Semley’nin Kolyesi isimli kısa öykü, romana rehberlik ediyor ve kolyeyi arama süreci anlatılarak hikayeye giriş yapmamız sağlanıyor. Semley, kolye uğruna çıktığı yolculuktan başarılı bir şekilde geri dönüyor. Ardından uzun yıllar geçiyor ve Formalhaut Etnolojik Araştırma Birliğine bağlı bir görevli olan Rocannon, farklı gezegenleri ve o gezegenlerdeki ırkları araştırmakla yükümlü bir grup insan ile birlikte Formalhaut gezegenine varıyor. Hallan Lordu Semley’i görmek için arkadaşlarından bir süreliğine ayrılan Rocannon, gideceği yere vardığında Semley’i bulamıyor ve akıbetine dair bilgiler öğreniyor. Kendisiyle beraber gezegene gelen ekibinin farklı düşünceler içinde olduğunu sezinleyen Gaveral, Rocannon, Angya Lordu Mogien ve başka birkaç kişiyi daha yanına alarak gökyüzünden gelen ve gezegen halkları tarafından Yılldızlordları olarak adlandırılan insanlara ait uzay gemilerinin yerini saptayabilmek için uzun bir yolculuğa çıkarlar. Hedef yaklaşan savaşı önlemek ve zafer elde etmektir. kitap/mulksuzler--1724, kitap/karanligin-sol-eli--7860, kitap/surgun-gezegeni--18600, kitap/anlatis--88905, kitap/ruyanin-ote-yakasi--5343 gibi romanlarına geçmeden önce yazarı tanımak için oldukça ideal bir seçenek olacaktır Rocannon'un Dünyası. Kısa bir süre önce aramızdan ayrılan bu büyük yazarı her edebiyatseverin tanıması ve anlaması dileğiyle. Keyifli okumalar dilerim. “Ölüm hemen gelebilir ama yaşam daha yavaştır.” (Bahri Doğukan Şahin)
"Birçok dünya görmüşsünüzdür," dedi genç adam rüyada gibi, bunu hayal etmeye çalışarak. "Çok fazla," dedi daha yaşlı olan. "Sizin yıllarınıza göre kırk yaşındayım; ama yüzkırk yıl önce doğdum. Yüz yılı dünyalar arasında, yaşamadan yitirdim. Davenant'a veya Dünya'ya gidersem, tanıdığım bütün kadın ve erkekler yüz yıl önce ölmüş olacak. Ben artık yalnızca devam edebilirim; veya dururum, bir yerde" (İpek Ülkü)
Herkese merhaba! Hain Döngüsünün ilk kitabı aslında Rocannon'un Dünyası. Döngünün son kitabı da Mülksüzler. Benim okuma sürecim biraz tersten oldu - beni takip edenler bilirler, konuya zirveden bir balıklama atlayış gerçekleştirmiştim. Eh madem döngü, sondan başa döndük diyelim. Rocannon, Fomalhaut II gezegenine antropolojik bir araştırma yapmak üzere gelir. Ancak olaylar, planladığı gibi gitmez. Belki de bu durum, Rocannon'un ırkları daha rahat gözlemlemesine, onları yakından tanımasına ve irdelemesine neden olacaktır. Ve hatta onlarla yakınlık kurmasına. Ya da onlardan biri olmasına mı demeli? Kitaplarda yazanlar ne kadar doğru? Bilmediğimiz daha neler var? Peki ya henüz keşfedilmemiş olanlar? Irksal ayrım nedir? Irklar arasındaki çatışmanın temelinde ne yatmakta? İki farklı ırktan olmak toplum olmaya, ortak bir gaile için savaşmaya engel midir? Peki ya barış? Her yaştan okurun rahatlıkla okuyabileceği bir kitap Rocannon'un Dünyası. Tûba Çele'nin akıcı çevirisiyle. Kitaplarla kalın! (Özgürlük Kurdu)
Rocannon'un Dünyası PDF indirme linki var mı?
Ursula K. Le Guin - Rocannon'un Dünyası kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Rocannon'un Dünyası PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Ursula K. Le Guin Kimdir?
Ursula Kroeber Le Guin (d. 21 Ekim 1929) ABD'li yazar. Bilim kurgu ve fantezi edebiyatının en önemli yazarlarından kabul edilen Le Guin, bu alanlardaki eserlerinin yanı sıra şiir, tiyatro, çocuk ve genç edebiyatı alanlarında da yazar ve çevirmen olarak katkıda bulunmaktadır. İlk romanı 1966 yılında yayımlanan Le Guin'in eserlerinde ağırlıklı olarak Jung'un, taoizimin, varoluşçuluğun ve yunan mitolojisinin etkileri görülmektedir. Yazar, başta Hugo ve Nebula olmak üzere pek çok ödülün sahibidir.
Yaşamı
Ursula Kroeber, ABD'nin Kaliforniya eyaletinde 1929 yılında dünyaya geldi. Antropolog bir babayla (Alfred Kroeber) psikolog ve yazar bir annenin (Theodora Kroeber) kızıdır. İsmini doğum tarihi olan Azize Ursula Günü'nden aldı. Ebeveynleri tarafından üç erkek kardeşi ile beraber kültürel çeşitlilik fikrinin hakim olduğu bir ev ortamında yetiştirildi. Massachusetts-Radcliffe College’da lisans eğitimini tamamladıktan sonra Columbia Üniversitesi'ni bitirdi ve yüksek lisansını “Fransa ve İtalya’da Orta Çağ ve Rönesans Dönemi Edebiyatı” üzerine yaptı. 1951’de tarihçi Charles A. Le Guin ile evlendi. Üç çocuk ve dört torun sahibi oldu. Le Guin 22 Ocak 2018'de Portland'daki evinde 88 yaşında öldü.
Edebiyat hayatı
Bilimkurgu türünde yazmaya 1960'li yıllarda başladı. İlk öyküsü 1962’de yayınlandı. Pek çok üniversitede ders verdi, çeviri, derleme ve makaleleri yayınlandı. Le Guin, 1969'da yazmış olduğu "Karanlığın Sol Eli" adlı romanıyla bilimkurgu dünyasının iki büyük ödülü olan Hugo ve Nebula ödüllerini aldıktan sonra ün kazanmıştır. Ayrıca, 1974'te yazmış olduğu ütopik bilimkurgu romanı Mülksüzler ile 1975'de yine Hugo ve Nebula ödüllerini almıştır. Bilimkurgu ve fantastik kurgunun yanı sıra şiir ve çocuk kitapları da bulunmaktadır.
LeGuin, teknolojik gelişmelerin değil, politika, toplumbilim ve psikolojinin öne çıktığı ve alternatif toplum biçimlerinin sorgulandığı bilimkurgu yaklaşımının en önemli temsilcilerindendir.
Eserleri arasında özellikle Yerdeniz Üçlemesi ve buna sonradan eklenen dördüncü, beşinci ve altıncı kitapla çok ciddi hayran kitlesine ulaşmıştır. Bu serinin 3. romanı olan "En Uzak Sahil" (The Farthest Shore) kitabıyla 1973 yılında Çocuk Kitapları için verilen ABD milli ödülü (National Book Award) kazanmıştır. 1990 yılında yeniden Nebula ödülünü Tehanu ile kazanmıştır.
Ana temaları
Temel feminist teoreme oldukça hakim olan Le Guin yazılarında teorisini gizlice vererek erkek okuru rahatsız etmez ve teoriyi okuyucuya gizlice zerk eder. Anarşist eğilimli ya da anaerkil toplumlar yaratmaktan çekinmez. Zaten hayatı boyunca asice hareket etmiştir. Kadınlar, Rüyalar, Ejderhalar adlı makale denemesinde, bir yazısında zamanında Playboy dergisinde bile yazdığını söylemektedir. Pek çok okuru için bilge bir kadın tiplemesi olan LeGuin Ged (Çevik Atmaca) karakteri ile de pek çok okurun kişiliğine etki etmiştir. Yüzüklerin Efendisindeki bilge ve ilk yaratılanGandalf'ın aksine (Gandalf Tolkien mitosunda ilk yaratılan ve kutsal olan maiardandır. Bkz. Güç Yüzüklerine Dair adlı Tolkien kitabı) LeGuin'in baş kahramanı Ged Gontlu bir keçi çobanı olarak başlayıp Roke adası büyücülerinin en büyüklerinden olmuştur. Yeraltı tanrılarının başrahibesi Tenar ise sıradan bir kadın olmayı tercih ederek kendini bulmuştur. LeGuin'in her kahramanı, her romanı bir süreç, bir değişim anlatır. Bilgeliği ve büyümeyi değişmekten korkmamakta bulur.
Le Guin'in karakterleri basma kalıp kahramanlardan uzaktır. Genç mükemmel kadın ve erkekler yaratmayan yazarın kahramaları genellikle yaşlı adamlar veya koca karılar, cılız, sakat veya tecavüze uğramış ve intikam peşinde koşamayacak kadar çaresiz çocuklardan oluşmaktadır. Bu haliyle Le Guin romanları çaresizliği, yaşama cesaretini vurgulayan mütevazi görünümlü gizli bir romantizim barındırmaktadır. Oldukça sık kölelikten bahseder. Öncelikle köleliği tüm şatafatlı sembollerinden arındırır. Köleleri, bir kölenin yalın ve itirazsız, itaatkar dünyasında her hangi bir şeyi sorgulama yeteneğinden yoksun insanlardır. İsyandan bahseder, ama yanlışlıkla köle sıfatı taşıyan soylu kurtarıcılardan yoksundur hikâyeleri. Kadınlık ve erkeklik, çocukluk ve erişkinlik, kölelik ve sahiplik gibi zıtlıklara vurgu yapmaktadır. Le Guin yalın ama şiddet dolu bir evreni yansıtır. Şiddeti adlandırmaktan çekinmez. Özgürlük ve cesaret dolu bir dili vardır.
Daha fazla bilgi için: https://tr.wikipedia.org/wiki/Ursula_K._Le_Guin
Ursula K. Le Guin Kitapları - Eserleri
- Mülksüzler
- Yerdeniz Büyücüsü
- Atuan Mezarları
- Sürgün Gezegeni
- Karanlığın Sol Eli
- En Uzak Sahil
- Tehanu
- Yerdeniz Öyküleri
- Öteki Rüzgar
- Her Yerden Çok Uzakta
- Rüyanın Öte Yakası
- Yaban Kızlar
- Dünyaya Orman Denir
- Yerdeniz
- Kadınlar Rüyalar Ejderhalar
- Marifetler
- Anlatış
- Rocannon'un Dünyası
- Lavinia
- Lao Tzu: Tao Te Ching
- Sesler
- Başlama Yeri
- Güçler
- Devrimden Önceki Gün
- Bağışlanmanın Dört Yolu
- Dümeni Yaratıcılığa Kırmak
- Rüzgargülü
- Balıkçıl Gözü
- İçdeniz Balıkçısı
- Orsinya Öyküleri
- Yanılsamalar Kenti
- Dünyanın Kıyısında Dans
- Yazma Üzerine Sohbetler
- Tanrı Kuşlarıyla Buluşmak
- Uçuştan Uçuşa
- Kanatlı Kediler Masalı 1 - Dört Yavru
- Zihinde Bir Dalga
- Rüzgarın On İki Köşesi
- Aya Tırmanmak ve Diğer Öyküler
- Malafrena
- Hep Yuvaya Dönmek
- Dünyanın Doğum Günü ve Diğer Öyküler
- Şimdilik Her Şey Yolunda
- Günün Geç Vakitleri
- Kanatlı Kediler Masalı 2 - Yuvaya Dönüş
- Boşa Geçirecek Vakit Yok
- Kanatlı Kediler Masalı 4 - Kentte Tek Başına
- Balık Çorbası
- Kanatlı Kediler Masalı 3 - Yeni Arkadaş
- Uçsuz Bucaksız
- The Ones Who Walk Away from Omelas
- Sözcüklerdir Bütün Derdim
- Başka Bir Yer
- Denizyolu
- Atmacanın Türküsü
- The Daughter of Odren
- Schrodinger’s Cat
- The Stars Below
- Direction of the Road
- Things A Story
- A Trip to the Head
- The Field of Vision
- Semley's Necklace
- Vaster than Empires and More Slow
- Why are Americans Afraid of Dragons?
- Yerdeniz Büyücüsü
- The Other Wind
- Tales from Earthsea: The Fifth Book of Earthsea
- Balina Süleyman’ın Dokuz Yüz Otuz Birinci Dünya Turu
- Tehanu
- The Farthest Shore
Ursula K. Le Guin Alıntıları - Sözleri
- "Sana ayrıldığım zamanki gibi geri geldim: Bir aptal olarak." (Yerdeniz Büyücüsü)
- “Çakmaktaşı ile çelik yıllarca yan yana durur da en ufak bir kıpırtı olmaz ama birbirine sürtersen kıvılcımlar saçarlar. İsyan anlık bir şeydir, birden ortaya çıkar, bir kıvılcım, bir ateş gibidir.” (Marifetler)
- Bu gece mavi bir ay doğacak güneş, rüzgarın ardında battığında. Hep yaptım. Hep yaptım doğru şeyi. Şimdi izin verin başlasın varoluşum şarkısına. (Tanrı Kuşlarıyla Buluşmak)
- içine şeytanı saldılar mı, asla kurtulamazsın. Hamile olmak yerine onu taşırsın. (Denizyolu)
- Bazı insanlar sanatın kontrolle ilişkili olduğunu düşünür. Ben daha çok kendini kontrolle ilgili olduğunu düşünüyorum. Şöyle bir şey: İçimde anlatılmak isteyen bir hikaye var. O benim amacım. Ben onun aracıyım. Eğer kendimi, egomu, istek ve fikirlerimi, zihinsel çöpümü bir kenarda tutabilir, hikayenin odağını bulabilir ve hikayeyi takip edebilirsem, hikaye kendi kendini anlatacaktır. (Yazma Üzerine Sohbetler)
- Domuzların üstünde dolaşan Şaşkın sinekler gibidir düşünceler. (Tanrı Kuşlarıyla Buluşmak)
- Gitmek kolaydı. Gitmeyi sürdürmek zordu. (Balıkçıl Gözü)
- “Bir kadına âşık bir adam mı? Ben sadece kadınların âşık olabildiklerini zannederdim.” “Bazen kadınlar bir erkeğe âşık olabiliyor ki bu da çok kötü” (Dünyanın Doğum Günü ve Diğer Öyküler)
- Belki de sevme isteği dışında tutunabileceği bir şey yoktu. Eğer o duyguyu da yitirirse kaybolurdu. (Başlama Yeri)
- Sağır bir şiddet karşısında hangi söz bir anlam ifade eder ki? (Tehanu)
- ...herkese karşı adil olma havamda değilim. Kendime karşı adil olma havamdayım. (Zihinde Bir Dalga)
- To refuse death is to refuse life. (The Farthest Shore)
- "Erkeklerden daha ufak tefek oldukları ve dar yerlerde daha rahat hareket edebildikleri ya da toprağa daha ait oldukları için, ya da daha büyük bir ihtimalle âdet olduğu için Yerdeniz'de madenlerde her zaman kadınları çalıştırırlardı." (Yerdeniz Öyküleri)
- Bir nesil, bilginin cezalandırıldığı ve cehaletin saadet olduğunu öğrenerek yetişiyor.. Bir sonraki nesil cahil olduklarını bile bilmeyecek çünkü bilginin ne olduğunu bilmeyecekler. (Sesler)
- “Bir nesil, bilginin cezalandırıldığı ve cehaletin saadet olduğunu öğrenerek yetişiyor. Bir sonraki nesil cahil olduklarını bile bilmeyecek çünkü bilginin ne olduğunu bilmeyecekler.” (Sesler)
- "Sanki bütün hayatımız boyunca kapıları kilitleyip duruyor gibiyiz. Yaşadığımız yer evin içi." (Tehanu)
- BİR TOPLULUĞUN odak noktasıdır kütüphane, o topluluk için kutsal bir yerdir... (Zihinde Bir Dalga)
- İnsanın kendi bedeni bir nesne değildir, bir aksesuar değildir, göz zevki vermekle yükümlü bir süs eşyası değildir, sensindir o, yalnızca sen, kendin. Ne zaman ki sen olmaktan çıkar, senin olmaya başlar, sahip olduğun bir şey olmaya başlar, sen de o zaman başlarsın işte onun için kaygılanmaya... (Devrimden Önceki Gün)
- Bu sevişmelerin üzerinde tefler çalınsın, tutkunun görkemi gonglarla ilan edilsin. (The Ones Who Walk Away from Omelas)
- Zihnimde, öykü ile roman arasındaki bağlantı oldukça ilginç. "Semley'in Kolyesi" kendi başına tam bir öykü ise de, aslında bir romanın tohumu. Öyküyü tamamladığımda Semley ile de işim bitmişti. Ama öyküde küçük bir role sahip, sadece yolu oradan geçen bir karakter vardı: Öykü bittiğinde yeniden gölgelere karışmaya itiraz eden biri. "Benim öykümü de yaz," diye başımın etini yiyip duran biri: "Ben Rocannon. Dünyamı keşfe çıkmak istiyorum ... " Ben de dediğini yaptım. İnanın, bu insanlarla tartışmaya giremiyorsunuz. (Rüzgarın On İki Köşesi)