diorex
life
Dedas

R.U.R. Rossum'un Evrensel Robotları - Karel Čapek Kitap özeti, konusu ve incelemesi

R.U.R. Rossum'un Evrensel Robotları kimin eseri? R.U.R. Rossum'un Evrensel Robotları kitabının yazarı kimdir? R.U.R. Rossum'un Evrensel Robotları konusu ve anafikri nedir? R.U.R. Rossum'un Evrensel Robotları kitabı ne anlatıyor? R.U.R. Rossum'un Evrensel Robotları PDF indirme linki var mı? R.U.R. Rossum'un Evrensel Robotları kitabının yazarı Karel Čapek kimdir? İşte R.U.R. Rossum'un Evrensel Robotları kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 14.07.2022 07:00
R.U.R. Rossum'un Evrensel Robotları - Karel Čapek Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Karel Čapek

Çevirmen: Patricia Öztürk

Yayın Evi: Elips Kitapları

İSBN: 9786051212548

Sayfa Sayısı: 108

R.U.R. Rossum'un Evrensel Robotları Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

XX. yüzyılın en önemli Çekoslovak yazarlarından biri olan Karel Capek, R.U.R. (Rossum'un Evrensel Robotları) adlı bu tiyatro oyununda yaygın kullanımı ile "robot" kavramını ortaya atan kişi olarak bilinir. İnsanların, tanrıcılık oynayarak kendilerine hizmet etmesi için yarattıkları robotlar, kendi hâkimiyetlerini ilan ederek onların yerini almak istemiş ve insan hırsının ve kibrinin bir sembolü olmuşlardır.

1. Robot: "Bayım, hayatı nasıl muhafaza ederiz söyleyin."

Alquist: "Söyledim, insanları bulmanız gerektiğini söyledim. Sadece insanlar üreyip hayatı yenileyebilirler. Eskiden olan her şeyi geri getirebilirler. Robotlar, Tanrı aşkına size yalvarıyorum, onları arayın!"

3. Robot: "Her yeri aradık bayım. Hiç insan yok."

Alquist: "Onları neden yok ettiniz!"

1. Robot: "Biz, insanlar gibi olmak istedik. Biz insan olmak istedik."

RADIUS: "Yaşamak istedik. Biz daha becerikliyiz. Her şeyi öğrendik. Her şeyi becerebiliyoruz."

Robot: "Bizlere silah verdiniz. Hâkim hâle gelmek zorundaydık."

3. Robot: "Bayım, insanların hatalarını öğrendik."

Damon: "İnsanlar gibi olmak istiyorsanız öldürmek ve hükmetmek zorundasınız. Tarihi okuyun! İnsan kitaplarını okuyun! Eğer insan olmak istiyorsanız hükmetmek ve öldürmek zorundasınız!"

Alquist: "Ah, Domin, hiçbir şey insana kendi görüntüsü kadar yabancı gelmez!"

R.U.R. Rossum'un Evrensel Robotları Alıntıları - Sözleri

  • Sanki her şey ölmüş gibi, hava bile...
  • Hayatın mezarlığında yeni bir günün anlamı nedir?
  • Müzik harika bir şey, biliyorsunuz. Dinlemelisiniz. Müzikte yüceltici, dinlendirici bir şeyler var...
  • İnsandan kimse insan kadar nefret edemez!
  • Alquist: Ve dünyadaki tüm işçiler işsiz kalacak. Domin: İşleri olmayacak bu doğru ama sebebi artık yapacak hiçbir işin olmaması olacak. Bütün iş yaşayan makineler tarafından yapılacak.
  • ''Müzik harika bir şey, biliyorsunuz. Dinlemelisiniz. Müzikte yüceltici, dinlendirici bir şeyler var...''
  • ''Sanki her şey ölmüş, hava bile...''
  • ''Bir makineyi öldüremezsiniz.''
  • ''Umut yok arkadaşlar, anlaşıldı.''
  • ''... insanlığa kendi imajından daha yabancı bir şey yoktur!''
  • " İnsandan kimse insan kadar nefret edemez. "
  • ''İnsandan kimse insan kadar nefret edemez! Bir insana bir taş ver ve onu sana atacaktır.''
  • Domin: Ne tür bir işçi sizce en iyisidir? Helena: En iyi işçi mi? En dürüst ve sadık olandır sanırım. Domin: Hayır, en iyi işçi en ucuz işçidir. En az ihtiyacı olan.
  • Onlara yirmi ciltlik ansiklopedi okursanız size kelimesi kelimesine tekrarlarlar ama kendileri için hiçbir yeni şey düşünmezler. Onlardan harika üniversite hocaları olabilir aslında.
  • İnsandan kimse insan kadar nefret edemez! Bir insana taş ver ve onu sana atacaktır.

R.U.R. Rossum'un Evrensel Robotları İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Robotların Yükselişi: Yapay Zeka: R.U.R. ‘u (Rossum’un Uluslararası Robotları) ön plana çıkaran ne Robot'un Robot olarak ilk defa bu eserde kullanılmış olması, ne tiyatro oyunu olması ne de bu eserin dünyada büyük ilgi görmesidir, benim için en önemli konu YAPAY ZEKA konusunun 1920’lerde yazılmış bu kitapta işlenmiş olmasıdır. Kitabın ana metaforu, insan yaşamını kolaylaştırmak, insanın insan gibi yaşam sürmesini sağlamak, bütün işleri Robotlar yaptırarak ferah bir yaşam sunmak. Buradan bakınca kitabın distopya değil, ütopya’ya meylettiğini görebiliyoruz lakin, her sayfada kurgu daha olumsuza dönmeye başlıyor, ütopya bir anda distopya’ya dönüşüyor ve insanlık için kurulan bütün o toz pembe hayaller, balonun iğnenin ucuyla patlatılması gibi patlıyor, karşımıza ürkütücü bir distopya çıkıyor. Bugün bakınca elbette elimizde onlarca kitap, onlarca film, onlarca dizi ve tiyatro oyunu var, peki 1920’den bakınca nasıl duruyor? Birinci Dünya Savaşı biteli birkaç yıl olmuş, Avrupa büyük bir yıkım içinde, ülkeler dağılmış, sınırlar değişmiş, insanlar bunalım içinde çünkü ekonomiler çökmüş, işte böyle bir ortamda yazıldı bu kitap, insanın “ne olacak bizim halimizin sonu” temalı bir düşüncenin ürünü gibi duruyor. Sahnelenen oyun için iyi karakterler yaratılmış, özellikle Helena karakteri hümanist yaklaşımı Robotlar için güdüyor ve robotların haklarının olması, örgütlenmeleri ve sürekli çalışmamaları gerektiğini savunuyor. İnsan gibi bir yaşamı hak ettiklerini düşünüyor. Bu düşünceler her varlık değerlidir sorusunu gündeme getirse de, daha sonra Robotların düşünmeye başlaması, öğrenmesi ve kendilerini geliştirmesinden doğacak bir birlik insanlığın sonunu getirmek için toplanıyor. İşte Yapay Zeka burada karşımıza çıkıyor. Günümüzde nasıl ki robotların dünyayı ele geçireceği düşüncesi hiç gündemden düşmüyorsa, işte o günlerde Robot ismini literatüre kazandıran Čapek’te oyununda bu konuyu işliyor. Robot yapmak yetmez, çünkü insanoğlu yetinmez, icat eden belki yetinebilir peki diğerleri buna sabredebilir mi? Ütopya’nın distopya’ya geçiş evresi tam bu konu üzerine gerçekleşiyor ve insan gibi Robotlar oyuna dahil oluyor. Tıpkı Asimov’un Vakıf Serisinde bu insansı robotların peşine düşmesi ve bizi onlarla tanıştırması gibi. Yazıldığı için oldukça ilginç ve ürkütücü bir konu olmasını bir kenara bırakırsak, Terminatör, Cyborg, Ex Machina, Chappie, A. I. ve çok daha fazlasını yazabileceğimiz filmlerin doğmasına kesinlikle etkisi olmuştur. Ve konu sonlara doğru din temeli ele alınarak ilerliyor, yakın zamanda Tevrat okumaya başlamış olmam yani Eski Ahit’i okuyor olmamın da faydası oluyor bu tarz okumalarda. Anlatılan acaba neymiş demek yerine bizzat bildiğim bir metnin veya konunun işlenmesi anlatılanı anlamak bakımında oldukça faydalı. Adem ile Havva teması kitapta kendisine yer buluyor ve Tanrı kendi suretinde İnsanı yaratıyor kısmı ile yaratımın ilk bölümü gerçekleştiriliyor. Sodom göndermesi, robotların ilk üretildikleri dönemde ki insan rahatına istinaden dünyanın cennet olarak görülmesi, daha sonrasında Cennetten kovulma, kıyamet Efsanesi, en önemlisi Eski Ahit’te geçen Tanrı’nın insan dilini karıştırarak insanları bölmesi burada da robotların dillerinin karıştırılarak ittifakları önlenmeye çalışıyor olması oldukça ilginç. Kısacası kutsal kitaptan oldukça faydalanılan bir kitap R.U.R. Nuh’ta unutulmuyor, benzer tema Robotların insanlığı ele geçirmesi sonrası farklı bir şekilde işleniyor. Harry Domin ile Helena Gloryovâ arasında geçen diyaloglar oyunun ana hatlarını oluşturuyor, ilk başlarda Robotların kendi kendine çoğalıp çoğalamayacağı konusu ortaya atılıyor, cinsel organları bu Robotlar'dan eksik edilmemişse de işlevleri yoktur, sadece insan suretinde benzerlik olsun diye eklenmiştir. Robotlar kendi iktidarlarına eriştikten sonra çoğalmak ve daha fazla olmak, insanlığı köle yapmak istiyorlar. Normal şartlarda robotların 20 30 yıllık bir ömrü var ve daha sonrasında hurda oluyorlar. Bunu bildiklerinden dolayı, robotların üretiminin anlatıldığı kitabın peşine düşüyorlar. Başarılı oldular mı, insanlağın soyu tükendi mi, robotlar dünyayı istila edip çoğalabildiler mi, insanlar kendi ürettikleri Robotlara yapay zekâ sayesinde boyun eğdi mi, bilim ve teknolojinin uçlarında gezmek insanoğlu için faydalı mı zararlı mı? "Terminatör II" benim izlediğim en iyi bilimkurgu filmleri arasında her zaman ilk beşe girer. Her yıl mutlaka tekrar izlerim, asla bıkmam. İşte bu ve benzeri konuların sinemaya aktarılmasında, böyle kaliteli yazarların zamanında attığı temelin geliştirilmesi var. Muazzam iş! R.U.R. 1927 yılında ülkemizde tercüme edilmiştir. Halid Fahri (Ozansoy) tarafından gerçekleştirilen bu tercümede eserin adı “Âlemşümûl Sun'î Adamlar Fabrikası” adıyla yapılmıştır, bu eser “Cihan Edebiyatından Numûneler” isimli seri içinde İstanbul Devlet Maatbası tarafından Osmanlıca olarak yayınlanmıştır. Oyun ülkemizde 1929 yılında üç perde oynanmış, daha sonrasında ise oynanmamıştır. Oldukça başarılı bulduğum bu kitabı kesinlikle tavsiye ediyor, özellikle tiyatro oyunu okumayı seven okurların iki kat zevk alacağını düşünüyorum. Umarım bu oyun tekrardan ülkemizde oynanmaya başlar. Keyifli okumalar dilerim. * Kitaptaki karakterler şu şekildedir; Harry Domin: Rossum'un Uluslararası Robotları Genel Müdürü (R.U.R.) Fabry: R.U.R. teknik müdürü Dr. Gall: Fizyoloji ve Araştırma Dairesi Başkanı Dr. Hallemeier: Robot Psikolojisi ve Eğitimi Enstitüsü Başkanı Busman: R.U.R. Ticaret Müdürü Alguist: R.U.R. İnşaat Şefi Helena Gloryovâ: İnsanlık Birliği Başkanı Başkan Gloryovâ'nın kızı Nana: Helena'nın dadısı Marius: Robot Sulla: Robotka* (Çekçe metinde dişi robotlar için Robotka kelimesi kullanılmıştır) Radius: Robot Damon: Robot 1. Robot 2. Robot 3. Robot 4. Robot Primus; Robot Helena: Dişi Robot Hizmetçi Robot Ve pek çok sayıda başka Robot (Murat Ç)

Baş Kaldıran Robotların Destanı: Rossum’un Evrensel Robotları: Damon: "İnsanlar gibi olmak istiyorsanız öldürmek ve hükmetmek zorundasınız. Tarihi okuyun! İnsan kitaplarını okuyun! Eğer insan olmak istiyorsanız hükmetmek ve öldürmek zorundasınız!" 1890 doğumlu Karel Capek, günümüzde 20. yüzyılın en önemli Çekoslovak hikaye anlatıcılarından biri olarak görülmektedir. Capek denince ilk akla gelenlerden biri ise hiç şüphesiz dünya literatürüne “robot” kavramını kazandıran kişi olarak bilinmesidir. Fakat az bilinen bir gerçek bize bunun tamamen doğru olmadığını, robot kelimesini türeten kişinin Karel Capek’in kardeşi Josef Capek olduğunu söylüyor. Kardeşinin söylediği bu kelimenin hoşuna gittiğini düşünen Karel Capek, kaleme alacağı bir eserinde robot kelimesini kullanmaya karar verir. O eser şüphesiz ki Rossum‘s Universal Robots'tur. (Rossum’un Evrensel Robotları). En üretken yıllarının 1918-1938 arası olduğu bilinen Capek, çok geniş bir yelpazede eserler yazmıştır. 20. yüzyılın başında ilgilendiği konular arasında kütle ve atom silahları, insan ötesi akıllı yaşam, robotlar ve teknik açıdan detaylı uzay yolculukları gelir. Eserlerinin henüz bilimkurgu olarak sınıflandırılmadığı yıllarda yazdığı politik bilimkurgular ile de yazar/george-orwell, yazar/Kurt-Vonnegut, yazar/aldous-huxley, yazar/philip-k-dick başta olmak üzere, politik bilimkurgu yapıtlarına imza atan, günümüzde popülaritesi kendisinden bile fazla olan yazarları derinden etkilediği bir gerçektir. Tüm bunlar, Karel Capek’i bilimkurgu edebiyatının önde gelen yazarlarından biri yapmaya yetmiştir. Rossum’un Evrensel Robotları bir roman veya kısa öykü değil, bir ön oyun olmak üzere toplamda 4 oyundan oluşan bir tiyatro. 1920’de yazılan eser bir sonraki yıl da sahnelenmiştir. Dilimize ise ilk kez Patricia Öztürk tarafından Çekce aslından çevirisiyle, yazılışından tam 93 yıl sonra, 2013’te kazandırılan bu eser, Elips Yayınları etiketiyle ve hoş bir kapak tasarımıyla raflara sürülmüştü. Gönül isterdi ki böylesine önemli konuları bir arada işleyen ve bilimkurgu edebiyatına zemin hazırlayan bu eser, uzun bir öykü veyahut roman olsun. Bu sayede çok daha detaylı bir kurguyla karşılaşabilirdik. Buna rağmen, tiyatro oyunu olarak hazırlamayı düşünen Capek'in etkileyici bir dramaya imza attığını da söylemeden geçmemek gerek. Her tiyatro eserinde olduğu gibi, ilk olarak karakterleri tanımakla başlıyoruz işe. 8 insan karaktere 10 robotun eşlik ettiğini gördüğümüzde daha en baştan sıra dışı şeyler okuyacağımızın bilincine varıyoruz. Helena: O halde neden onları yapıyorsunuz? Busman: Ha ha ha! Bu çok iyi! Robotlar neden yapılıyormuş!” Fabry: Çalıştırmak için küçük hanım. Bir robot iki buçuk işçinin yerini alır. İnsan makinesi çok kusurluydu. Bir gün ortadan kaldırılması gerekiyordu. Busman: Ve çok pahalıydı. 3 perdelik ana oyuna geçmeden önce okuduğumuz “ön oyun”da Rossum’un Evrensel Robotları ismindeki fabrikaya konuk oluyoruz. Burada bizleri “En Ucuz İş: Rossum’un Robotları”, “Tropik Robotlar. Yeni Buluş. Tanesi 150 d.”, “Herkes Kendine Ait Olacak Bir Robot Alsın!”, ve “Ürünlerinizi Ucuza mı Mal Etmek İstiyorsunuz? Rossum’un Robotlarını Sipariş Edin.” gibi ilginç ticari sloganlarla dolu reklam panoları karşılıyor. Fabrikayı ziyarete gelen Başkan Glory’nin kızı ve aynı zamanda Hümanizm Birliği Başkanı olan Helena, fabrikanın müdürü Domin’in yanına gelir ve burada robotlar hakkında konuşmaya başlarlar. Konuşmaya ise şüphesiz iflah olmaz bir hümanizm savunucusu olan Helena’nın düşüncelerinin yön verdiğini görüyoruz. Robotların halinden rahatsız olan ve onların da duygularının olabileceğini söyleyen Helena, artık robot üretiminin durdurulması ve hatta robotlara insan gibi davranılması gerektiğini söyler. Yaşanan hararetli tartışmalar bir sonraki oyunda yerini on yıl sonrasına bırakıyor. Alquist: Çünkü insan emeğine, acıya ihtiyaç yok, çünkü insan artık hiçbir şey yapmak zorunda değil, tüketim yapmaktan başka…” Oh, lanetli bir cennet bu! İkinci oyunda Helena’nın evinde olan bitenler karşılıyor okuru. Dünya genelinde robot sayısı bir hayli artmıştır ve insanlara oranla çok daha güçlü olan robot işçiler birçok alanda insanlara hizmet etmektedirler. Robotların Rossum tarafından yaratılma gerekçeleri de tam olarak budur zaten. Gelecekte tüm mesleklerde robot işçilerin çalıştığı bu sıra dışı gelecek tasviriyle Capek inanılmaz bir hiciv resmetmeyi başarıyor. Kimi kısımlarda insanlığı yerden yere vuruyor, kimi kısımlarda ise usulca insanlığın hedeflerini belirlemeyi ihmal etmiyor. Peki tam olarak nedir Capek’in bu eserini unutulmaz kılan ve keskin bir dramaya dönüştüren? İşte bu bilgiler de oyunun 2. ve 3. bölümlerinde saklı. Capek’in bu ölümsüz eseri, 100 yıla yakın bir süredir bilimkurgu edebiyatını ve sinemasını etkilemeye devam ediyor. Robotlara takıntılı olan ve hakkında birçok eser yazmış olan yazar/Isaac-Asimov , yazar/Stanislaw-Lem gibi yazarların yanı sıra, sinemaya da damgasını vurmuş nice eserin konusunun kaynağı elbette Rossum’un Evrensel Robotları’na dayanıyor. Capek bu kısa eserinde, robotlara dair günümüze dek okuduğumuz ve izlediğimiz birçok senaryoyu işlemeyi başarmış. Özünde bir başkaldırı aslında Capek’in robotlarının yaptığı. Karakterler arası diyaloglarla da yine insanların robotları nasıl köleleştirdiğini ve sabırlarını taşırdığını gözlemlemek mümkün. Capek’in yarattığı robotların aslında mekanik birer makina olmadığını bilmekte de yarar var. Rossum tarafından çok gizli bir dizi test sonucu özel olarak üretilen robotların tamamı insan görünümünde, yani biyolojik yönleri ağır basıyor. Fakat yine de, önemli insani özelliklerden yoksun olmaları onları robot sınıfına sokmamıza yetiyor. Günümüzde robotları birçok alanda kullandığımız düşünüldüğünde, Karel Capek’in yaklaşık bir asır önceki hayal gücüne saygı duymamız gerekiyor. Ve her kim kendini bir bilimkurgu okuru olarak görüyorsa, Rossum’un Evrensel Robotları isimli bu kült eseri okuyarak Karel Capek’e ve bilimkurgu edebiyatına karşı görevini yerini getirmeli. Keyifli okumalar dilerim. Alquist: Ben bilimden şikayetçiyim! Teknolojiden şikayetçiyim! Domin’i, kendimi, hepimizi suçluyorum. Biz suçluyuz! Kendi büyüklük hırsımız için, bazılarının menfaatleri için, ilerlelemek için, bilmiyorum daha hangi büyük şeyler yüzünden insanlığı yok ettik. Şu büyüklüğünüzden çatlayın! İnsan kemiklerinden oluşan bu kadar büyük bir tümseği hiçbir Cengiz Han yapmamıştır. Not: Bu yazı daha önce Bilimkurgu Kulübü'nde yayımlanmıştır. https://www.bilimkurgukulubu.com/edebiyat/bas-kaldiran-robotlarin-destani-rossumun-evrensel-robotlari/ (Bahri Doğukan Şahin)

R.U.R. Rossum'un Evrensel Robotları PDF indirme linki var mı?

Karel Čapek - R.U.R. Rossum'un Evrensel Robotları kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de R.U.R. Rossum'un Evrensel Robotları PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Karel Čapek Kimdir?

9 Ocak 1890'da Male-Stanovice'de doğdu, 25 Aralık 1938'de Prag'da öldü. Yazarlığa 1907 yılında başladı, 1915 yılında Prag Üniversitesi Felsefe bölümünden mezun oldu. 1908-13 yıllarına ait erken dönem öykülerinin büyük kısmı kardeşi Yosef Capek'le birlikte yazılmıştır. Daha sonraki yıllarda yazdığı, dışavurumcu bir tarzla ahlakçı hümanizmaya yakınlık gösteren öyküler Dünya Savaşı'nın derin izlerini taşır. 1920 yılına ait "Haydut" adlı lirik tiyatro komedisi bu tür bir "doğru" arayışının izlerini taşır. Capek'e büyük ün kazandıran eserleri, "robot" sözcüğünün ilk kez kullanıldığı tiyatro oyunu olan "R.U.R.: Rossum'un Evrensel Robotları" (1920), "Makropulos Olayı" (1922), "Mutlak Fabrikası" (1922) ve "Krakatit" (1924) adlı romanları olmuştur.

İki dünya savaşı arasında yazdığı, büyük ölçüde gerçekçi ve sivri mizah anlayışı taşıyan eserler arasında "İtalya'dan Mektuplar" (1923), "İngiltere'den Mektuplar" (1924), "Bir Cepten Öyküler, İkinci Bir Cepten Öyküler" (1924), "Apokrifler" (1934) ve bir felsefi görececilik üçlemesi olan Güvercin (1933)-Meteor-Sıradan Yaşam (1934) yer alır. Yapıtının doruk noktasını oluşturan ve faşizmin yükselişini felsefi ve keskin bir dille hicvettiği eser, "Semenderlerle Savaş"tır (1936). Bu izlek "Beyaz Hastalık" (1937), "İlk Kurtarıcı" (1937), "Ana" (1938) adlı tiyatro oyunlarında da temel yere sahiptir

Karel Čapek Kitapları - Eserleri

  • R.U.R. Rossum'un Evrensel Robotları
  • Semenderlerle Savaş
  • Sıradan Bir Cinayet
  • Beyaz Veba
  • Bahçıvanın Bir Yılı
  • Seçilmiş Əsərləri
  • Tanrı Fabrikası
  • Daşenka'nın Hayatı
  • Kaybolan Bacak
  • Yaşadığımız Devir
  • Haydut Oğlu Haydut

Karel Čapek Alıntıları - Sözleri

  • Ne mutlu bahçesinde bir gül yetistirebilene.. (Semenderlerle Savaş)
  • Sanat duygusu olmaksızın yeni bir şey düşünmek mümkün değildir. (Semenderlerle Savaş)
  • Bir ruhları olmadığı çok açık bir şey. Bu da onların insanla ortak yanları. (Semenderlerle Savaş)
  • Herhangi bir bahçıvan, her dileğinin yerine getirileceği garantisini alıyorsa, ruhunu kesinlikle şeytana satar. Ancak zavallı şeytan sonunda pes edecektir. “seni sefil,” diyecektir, “sen cennete gitmeye bak, zaten başka yerde duramazsın,” ardından da öfkeye kuyruğunu sallayıp, elindeki karanfilleri ve orkideleri bahçeye fırlatacak, bahçıvanı bitmek tükenmek bilmez istekleriyle baş başa bırakıp, kendi işine dönecektir. (Bahçıvanın Bir Yılı)
  • ...doğa hiçbir zaman insan üretimi ve ticareti kadar girişimci olmamıştır. (Semenderlerle Savaş)
  • Hayata tahammül edecek gücümüz olmazdı, eğer hiç durmadan onun büyük bir parçasını silip atıyor olmasaydık (Sıradan Bir Cinayet)
  • Polisin hoşuna gitmeyen şey, bilinmeyen kişilerle uğraşmaktır. (Sıradan Bir Cinayet)
  • Ne sanıklara güvenirim ne tanıklara. İnsanlar, bazen istemeden de olsa yalan söyler. Bir tanık, sanığa karşı hiçbir düşmanca duygu beslemediğine dair yemin eder, ama bu yemini ederken bile, ruhunun derinliklerinde, bilinçaltında, bastırılmış bir kıskançlık, kırgınlık olduğunun farkında değildir. Sanığın size söylediği her şey, üzerine uzun uzadıya düşünülmüş ve önceden tertiplenmiştir. Bir tanığın size söylediği her şey ise, ister bilinçli ister bilinçsizce olsun, sanığa zarar vermek ya da ona yardım etmek içindir. Bundan eminim dostum; insanların hepsi düpedüz palavracı piçlerdir. (Sıradan Bir Cinayet)
  • Karın her şeye kırsal bir görüntü vermesi, her şeyi zaman kavramından uzaklaştırması ne ilginçtir. (Sıradan Bir Cinayet)
  • Müzik harika bir şey, biliyorsunuz. Dinlemelisiniz. Müzikte yüceltici, dinlendirici bir şeyler var... (R.U.R. Rossum'un Evrensel Robotları)
  • Yardım etmeye gücünüzün yetmediği bir insanın acılarını hissetmek, dünyadaki azapların en büyüklerindendir. (Sıradan Bir Cinayet)
  • Hayatın mezarlığında yeni bir günün anlamı nedir? (R.U.R. Rossum'un Evrensel Robotları)
  • " İnsandan kimse insan kadar nefret edemez. " (R.U.R. Rossum'un Evrensel Robotları)
  • İnsandan kimse insan kadar nefret edemez! (R.U.R. Rossum'un Evrensel Robotları)
  • Hayatım boyunca elime geçen tek şey sefaletim. Ne tür bir Tanrı sinirini yoksuldan çıkarır ki ? (Beyaz Veba)
  • Bunda bir şey var, bahçıvanlıkta insan ya şanslı ya da bir çeşit ilahi güce sahip olmalı. Gerçek bahçıvan toprağa bir yaprak koyabilir ve içinden herhangi bir çiçek çıkar; bu arada biz amatörler tohumlarla titizce uğraşır, onları besler, nemlendirir, nefes verir, boynuz unu veya irmik ile zenginleştirir ve en sonunda solmalarını izleriz. Sanırım avcılıkta ve tıpta olduğu gibi bunda da sihir vardır. (Bahçıvanın Bir Yılı)
  • Bir Ulus kendini idare edemiyorsa, bırakın mahvolsun. Neden başlarının çaresine bakamıyorlar? + Çünkü öğretmediniz, Ekslansları. (Beyaz Veba)
  • Sanki her şey ölmüş gibi, hava bile... (R.U.R. Rossum'un Evrensel Robotları)
  • Sokakta yürüyen her insan gizemlidir. (Sıradan Bir Cinayet)
  • ''İnsandan kimse insan kadar nefret edemez! Bir insana bir taş ver ve onu sana atacaktır.'' (R.U.R. Rossum'un Evrensel Robotları)

Yorum Yaz