diorex

Safahat - Mehmet Akif Ersoy Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Safahat kimin eseri? Safahat kitabının yazarı kimdir? Safahat konusu ve anafikri nedir? Safahat kitabı ne anlatıyor? Safahat PDF indirme linki var mı? Safahat kitabının yazarı Mehmet Akif Ersoy kimdir? İşte Safahat kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 23.03.2022 06:00
Safahat - Mehmet Akif Ersoy Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Mehmet Akif Ersoy

Editör: A. Vahap Akbaş

Yayın Evi: Beyan Yayıncılık

İSBN: 9789754733990

Sayfa Sayısı: 1088

Safahat Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Halkının içinden yükselmiş, ama halkın içinde kalmış bir şair; kendi milleti kadar, Doğu'yu ve Batı'yı dili, edebiyatı ve müziği ile bilen bir aydın; Veterinerlik Fakültesi'nin ilk öğrencisi ve birincisi; İstanbul Boğazı'nı yüzerek geçen, at binen, gülle atan ve güreşen bir sporcu; şehirde kapanıp kalmamış, Anadolu köylerindeki ahırlarda hayvan tedavi etmiş, gerçekleri yaşamış ve neye mal olursa olsun hep gerçekleri söylemiş bir adam; milletiyle birlikte savaşı, acıyı, yenilgiyi ve zaferi gören gözleri, her daim yaşlı duygulu bir insan, bir şair...

Bu adam, "İstiklâl Marşı"mızın yazarı Mehmed Âkif Ersoy'dur.

O, bütün hayatı, ahlâkı, kişiliği, davranış ve düşünceleriyle birlikte, kendimiz ve çocuklarımız için, hiç çekinmeden, "İşte tam bir örnek!" diyebileceğimiz, bir millî kahramandır.

Onun eseri olan "Safahat", bu milletin çağdaş destanıdır. Milletimizin bin yılda kıvama ermiş olan ruh ve fikir olgunluğu, inanç ve ahlâk sağlamlığı, cesareti ve kahramanlığı - elbette kusurları ve tedavi çareleriyle birlikte bu destanda dile getirilmiştir.

Kendisi"ni ve milletini öğrenmek isteyen genç aydınlar, onu okuyacak ve anladıkları kadar bu "millet"ten olacaklardır. Mehmed Âkif gibi bir evlâda ve "Safahat" gibi bir esere sahip olmak, bir millet için, büyük bir şans ve büyük bir mutluluktur... 

Safahat Alıntıları - Sözleri

  • Ağlarım, ağlatamam; hissederim, söylemem; Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bizarım..!
  • Ya bu âlemde vefâ yok zâten, Ya vefâsız bütün ebnâ-yı zaman; Kime ok atmayı öğrettimse Sonra bir gün beni de aldı nişan!
  • Gamsız insanlara eğlence gelirmiş yaşamak; Yüreğin hisli mi, işkencedesin, tâli’e bak
  • Bana dünyâda ne yer kaldı, emîn ol, ne de yâr; Ararım göçmek için başka zemin, başka diyâr. Bunalan ruhuma ister bir uzun boylu sefer; Yaşamaktan ne çıkar günlerim oldukça heder?
  • Sen benden okurdun seni, ben senden okurdum. Yüksekliğin idrâkimi yorgun bırakınca, Kalbimle yetişsem diye, şairliğe vurdum.. ..
  • Kızımın iffeti batmakta rezîlin gözüne... Acırım tükürüğe billahi tükürsem yüzüne!
  • Hangi bir derdim için ağlayayım, bilmiyorum. Döktüğüm gözyaşları çok görmeyiniz: Mağdûrum!
  • Oku, şâyed sana hisli bir yürek lazımsa; Oku, zirâ onu yazdım, iki söz yazdımsa.
  • “İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden, bizi helâk eder misin, Allah’ım...”
  • Gamsız insanlara eğlence gelirmiş yaşamak; Yüreğin hisli mi, işkencedesin, tâli'e bak
  • Allah'a dayan, sa'ye sarıl, hikmete râm ol... Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol..
  • Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
  • Bittim artık ,bilemezsin ne kadar bittiğimi; Âh görsem şu cihandan yıkılıp gittiğimi!
  • Mustafa Kemal Paşa, "Marş'ın en beğendiği yerinin: Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyyet; Hakkıdır Hakk'a tapan milletimin istiklâl... mısraları olduğunu" söylemiştir.

Safahat İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Âkif' e Dair: Yaklaşık kırk beş gündür Akif' i okuma gayreti içerisindeyiz. Hakkında yazılan kitapların birinden diğerine seyahat ediyor ve tabi ki bu seyahati Safahat kaptanlığında yapmaya gayret ediyoruz. Bu gayreti açıklayacak pek çok cümle içerisinden; Sezai Karakoç' un Mehmed Akif kitabındaki, "Boşuna yaşamadın, boşuna savaşmadın ve boşuna ölmedin." cümlelerine sığınıyor akabinde "rahmetle anılmak ebediyet budur amma, sessiz yaşadım kim beni nerden bilecektir" mısrasının sessiz çığlığına ve Akif' in yaşayışına şahitlik ediyoruz. Ve biliyoruz ki : "Mehmed Akif' in hayatı eserlerinden de büyük bir şiirdir." Akif iyi biliriz. İstiklal Marşı her Türk evladının aklında, yüreğinde ve dilindedir. Çanakkale Şehitlerine şiirininin ilk dizelerinden itibaren savaş gözlerimizin önüne gelir. Görmeden, onun cümleleriyle hissederiz. Bursa' nın işgalini Bülbül' ün feryadında işitiriz: "Kıyametler koparmak neydi ey bülbül, nedir derdin?" Sonra Akif' in ölen arkadaşının çocuklarına baktığını biliriz mesela, İstiklal Marşı yarışmasından kazandığı beş yüz liralık ödülü - o kış sırtında ceketi yokken- darülmesaiye verdiğini biliriz. İyi güreştiğini, yürümeyi çok sevdiğini, bir de Baytar olduğunu. Ama bütün bu bildiklerimizin ardında asıl bilmemiz gerekenler durmaktadır. İşte bu okuma buna vesile oldu ve biz görünenin ardındaki asıl gerçeğin peşine düştük. "Sarıgüzel' deki Sarı Nasuh Mahallesi... 12 numaralı ev" de başlar Akif' in şiirlerinden büyük hayatı. Ragif' tir önceleri mesela. Annesi sevmemiştir bu ismi ve Akif diye seslenir ona. Ragif, Akif olur böylece: sebat eden, direnen, ibadet eden. Akif tüm bu anlamları taşır sinesinde. Babasının vefatından sonra zaruri gittiği okul: Baytar Mektebi. Hasta şiiri filizlenir tam da burda: "Hasta" Halkalı Ziraat Mektebi' nde dedi; "cenup vilayetlerden gelmiş bir çocuk vardı. Ahmet... ' Hasta' bu Ahmet' ti" Akif'in fikir kaynağı bizzat toplum ve toplumda yaşayan düşüncedir." diyor Karakoç kitabında. Verem Hasta' da olduğu gibi yoklukla, sefaletle girer Akif' in şiirine.Toplumdur Ahmet, toplumun tam içidir. Aşkından verem olup yataklara düşenler değildir onun şiirinin ilham kaynağı. Cihan Harbi' nde ülkeden ülkeye, cepheden cepheye , kürsülerden kürsüye koşarken görürüz onu. "Vatan için" denildiği vakit onu tutmak ne mümkün. Berlin' de o... Necid Çölleri' nde o... Süleymaniye Kürsüsünde yine o... Necid Çöllerin' nde aynı zamanda Çanakkale' de ve zaferi bekliyor. Gelen zafer haberinin ardından: "Asım' ın nesli diyordum ya, nesilmiş gerçek İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek..." Ve İstiklal Harbi... Ankara' dan Anadolu' ya yayılan bir inanç: "Ya muzaffer olacağız ya hep beraber öleceğiz." "Vatan için!" denilmiştir ya. Ankara' nın kalbine uzanan ateşli bir yola ram olur şimdi de. Ankara' ya gitmek için evden ayrılmadan önceki gece... Damadı Ömer Rıza Doğrul' un kulağına fısıldıyor sessizce: "Ben gidiyorum." Yol uzun, yol çetin, yol ateşlerle dolu. Ama inanıyor. Mithat Cemal' in dediği gibi: "Bir tek defa saadete vukuundan evvel inandı: İstiklal Harbi' ne." Aynı inançla yazıldı İstiklal Marşı: "Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak" İnandığı saadetin gelişinden sonra vatandan cüda kalacaktır yıllar yılı. Mısır' da sinesinde büyütür vatan hasretini. Yeni bir görev verilir sonra, kabul etmek istemez, "Vatan için! " derler. Boyun büker. Önceleri "Kur' an hafızı" şimdi bir de "muhafızı" olmuştur. Bir değil birkaç defa meali yapar. Yankısı Mısır' da duyulan bazı olayların ardından "Allah' ın huzuruna hangi yüzle çıkacağı endişesiyle" görevden çekilir. Hastalığı nükseder sonra. Yaşı peygember yaşına yaklaşırken yurda döner. Meal geriden kalmış, "demir kadar sağlam bir dosta" emanet edilmiştir. Bir tek emanet daha kalmıştır elinde: Allah' olan can borcu. 27 Aralık 1936 yılında akşam 19.45' te Beyoğlu' nda Mısır Apartmanı' nda emaneti sahibine teslim eder. Vefatından önceki son konuşmaları yine vatan üzerinedir: "Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın" der. "Kimse yazamaz. Ben de yazamam..." "Akif sağlığında nasıl milletse, ölünce de vatan oldu. Fakat ölen Akif toprağa düşen bir tohum gibiydi. Toprağa bir kar düştü. Sonra mevsim geçti, hava ısındı. Akif topraktan binlerce Akif olarak fışkırdı. Akif bugün ölmedi, bugün doğdu. Akif bugün diriliyor." (Mehmed Akif/ Sezai Karakoç) Akif' im hayatına dair okumalar yaparken kitapların hayatının hangi noktasına değindiği önemli olabilir. *Akif kimdir, kimlerle arkadaşlık eder? kitap/mehmed-akif--1777 *İş hayatındaki Akif? kitap/islamci-bir-sairin-romani-mehmet-akif--30517 *Akif' in Mısır hayatı, Kur' an Meali? kitap/mehmed-akif-misir-hayati-ve-kuran-meali--25101 kitap/bir-kuran-sairi--10181 *Akif' in fikri hayatı? kitap/mehmed-akif--25472 *Mealin bekçisi "demir kadar sağlam dost/ Yozgatlı İhsan Efendi? kitap/yozgatli-ihsan-efendi--131747 (Ayşe Nur)

Okumayı çok istediğim bir kitaptı. Mehmet Akif Ersoy'un kendi hayatını şiirleri ile önümüze serdiği bir kitap. Tabii ki doğrudan doğruya kendi hayatını anlatmıyor. Ama her şiir şairinden izler taşır. Okurken Akif'in hayat görüşü, sosyal hayatı, politik görüşleri ve inanışları ortaya çıkıyor. İslamcı bir şairdi. Ümmeti savundu. Şiirlerinde İslam ahlakıyla ilim ve fenni sentezleyen bir nesil istediği açıkça görülüyor. Orduya ve milletine olan düşkünlüğü ve hayranlığı da açıkça görülüyor. Kitapta İstiklal Marşı'na yer vermemiş. Çünkü onu milletine armağan etti. Ancak İstiklal Marşı'nın temasını ve düşüncesini taşıyan bir iki şiiri de kitapta var. Adları Cenk Havası ve Ordunun Duası. Benim okuduğum yayında Arapça Farsça kelimeleri anlamamız için sözlük de bulunuyor. Bu yönüyle benim için bulunmaz bir nimet aslında. Akif'in dili Türkçe-Farsça-Arapça ile harmanlanmış olduğundan çoğu kez anlamadığım kısımlar oldu. Aslında bu durum onun dilinin zenginliğini ve şiire hakimiyetini de gösteriyor. Eşsiz İstiklâl Marşı'mızın şairini her Türk vatandaşı okumalıdır. Okuyup sentezlemelidir. (﹏Mᴀvi⸙﹏)

İstiklal şairimiz: Kesinlikle Osmanlıca sözlük olmadan başlamayın :) Büyük şairin hem hayata bakış açısını, hem değişen ve gelişen edebiyat anlayışını görebildiğimiz, eserlerinin toplandığı kitap. Ben şu duruma hayran kaldım ki, hem günümüz Türkçesini hem de 'Divan edebiyatını' anımsatan "eski Türkçeyi" büyük bir ustalıkla kullanmış eserlerinde. Bir cümleyi çok rahat anlayabiliyorken bir sonraki cümleyi sözlüksüz anlamak mümkün olmayabiliyor. Her iki tarafa da bu kadar hakimiyet müthiş. Farklı edebi türleri de kullanmış olması da yine benim okurken zevk almama sebep olan durumlardan biriydi. (emrahsen)

Safahat PDF indirme linki var mı?

Mehmet Akif Ersoy - Safahat kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Safahat PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Mehmet Akif Ersoy Kimdir?

Mehmet Âkif Ersoy, (doğum adı: Mehmet Ragif, 20 Aralık 1873 - 27 Aralık 1936), baba tarafından Arnavut, anne tarafından Özbek asıllı Türk olan Cumhuriyet Dönemi şairi, veteriner hekim, öğretmen, vaiz, hafız, Kur'an mütercimi, yüzücü, milletvekili.

Türkiye Cumhuriyeti'nin ulusal marşı olan İstiklâl Marşı'nın yazarıdır. "Vatan Şairi" ve "Milli Şair" unvanları ile anılır. Çanakkale Destanı, Bülbül, Safahat en önemli eserlerindendir. II. Meşrutiyet döneminden itibaren Sırat-ı Müstakim (daha sonraki adıyla Sebil'ür-Reşad ) dergisinin başyazarlığını yapmıştır. Kurtuluş Savaşı sırasında milletvekili olarak 1. TBMM'de yer almıştır.

Yaşam öyküsü

Mehmet Âkif Ersoy, 1873 yılının aralık ayında İstanbul'da, Fatih ilçesinin Karagümrük semtinde Sarıgüzel mahallesinde dünyaya geldi. Nüfusa kaydı, babasının doğumundan sonra imamlık yaptığı ve Âkif'in ilk çocukluk yıllarını geçirdiği Çanakkale'nin Bayramiç ilçesinde yapıldığı için nüfus kağıdında doğum yeri Bayramiç olarak görünür. Annesi Buhara'dan Anadolu'ya geçmiş bir ailenin kızı olan Emine Şerif Hanım; babası ise Kosova'nın İpek kenti doğumlu, Fatih Camii medrese hocalarından Mehmet Tahir Efendi'dir. Mehmet Tahir Efendi, ona doğum tarihini belirten "Ragif" adını verdi. Babası vefatına kadar Ragif adını kullansa da bu isim yaygın olmadığı için arkadaşları ve annesi ona "Âkif" ismiyle seslendi, zamanla bu ismi benimsedi. Çocukluğunun büyük bölümü annesinin Fatih, Sarıgüzel'deki evinde geçti. Kendisinden küçük, Nuriye adında bir kız kardeşi vardır.

Mehmet Akif Ersoy Kitapları - Eserleri

  • Genç Safahat
  • Açıklamalı ve Lügatçeli Mehmed Akif Külliyatı
  • Safahat
  • Mehmed Akif'den Seçmeler
  • Düzyazılar
  • Safahat 6
  • Safahat 1
  • Safahat 2
  • Safahat 3
  • Safahat 4
  • Safahat 5
  • Safahat 7
  • Çocuklar İçin Güzel Şiirler
  • Tefsir Yazıları ve Vaazlar
  • Modernleşmek mi İslamlaşmak mı?
  • Firaklı Nameler
  • Kur'an Meali
  • Kavaid-i Edebiyye
  • Mehmet Akif Sesleniyor
  • Kahrolsun Emperyalizm
  • Safahat Öyküleri
  • Safahat'dan Seçme Şiirler
  • Safahat'dan Seçme Hikâyeler (Osmanlıca-Türkçe)
  • Mehmet Akif Ersoy'dan Seçmeler
  • Safahat
  • Osmanlı Edebiyatı Ders Notları
  • Safahat’tan Seçmeler
  • Safahat
  • Mehmed Akif Ersoy'un Kur'an Meali
  • Safahat

Mehmet Akif Ersoy Alıntıları - Sözleri

  • "Evet, geçen artık geçmiştir, gelecek zaman ise meçhul ve müphemdir. Hayatından nasibin ancak hal,yani şu geçmek üzere olan demdir. Maziye dönmek mümkün olmadığı gibi istikbal ümidi de cansızdır. Onun için bugünkü iş bugün yapılmalıdır.Yarına bırakırsan o (yarın)lar mahşere kadar sürer." (Safahat)
  • "Ey cemâat, uyanın, elverir artık uyku! Yok mu sizlerde vatan nâmına hiçbir duygu? Düşmeden pençesinin altına istikbâlin, Biliniz kadrini hürriyyetin, istiklâlin." (Safahat 2)
  • Nasıl dursun benim biçare gölgem,senden ayrılmış ? Güneşlerden değil Ya rab,senin sinenden ayrılmış ! (Safahat)
  • Geçerken ağladım geçtim, dururken ağladım durdum; Bütün bunlardı, zira, gezdiğim alemde meşhûdum. Mezaristan kesilmiş rehgüzarım hüzn-i dûradûr.. Ne topraktan güler bir yüz, ne göklerden güler bir nur! (Safahat)
  • İlimsiz din kör,dinsiz ilim topaldır. (Einstein) (Kahrolsun Emperyalizm)
  • Lâkin ben bütün Müslümanları seviyorum. Kalbimde din kardeşlerime karşı hiç buğuz, nefret yok. (Tefsir Yazıları ve Vaazlar)
  • Hayât nâmına, yâ Rab, nedir bu devr-i azâb? (Genç Safahat)
  • Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu... (Safahat'dan Seçme Şiirler)
  • Allah'a dayan, sa'ye sarıl, hikmete ram ol.. Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol.. (Safahat 7)
  • Hazret-i Ömer'in hafızasındaki şiirler biter, tükenir gibi değil idi. Hatta Hazret-i Abbas "Ali derecesinde kudret-i ilmiyesi, Ömer kadar mahfûzât-ı şi'iriyesi olan adam görmedim." derdi. (Tefsir Yazıları ve Vaazlar)
  • Öyle ya, dünyanın düğüm düğüm bağ demek olan Fani varlığı parçalanmadan ruh huzura kavuşabilir mi? (Safahat Öyküleri)
  • Bihi Suad, Mektubunuz çok geciktiği için annen alabildiğine sinirlenmişti. Kaç kereler bu hususta ricada bulunmuştum, aman üç-beş satırlık âfiyet haberlerinizi bir an evvel yollayın demiştim. Nedense bir-iki mektuptan sonra ihmâle başlıyorsunuz. Ceza olarak ben de bu sefer cevabımı hayli tehir ediyorum ve gayet kısa yazıyorum. İkinci bir ceza olarak resmimi ne sana hediye ediyorum, ne de Ahmed'e! Ferdâ Kadın'a yolluyorum. Havalarınız hâlâ iyi mi gidiyor? Ferdâ nasıl? Annen hayli zamandır pek iyi idi. Sıkılcı bir kere göğsü tuttu. İki-üç gündür de parmaklarında dolama gibi şişlikler hâsıl oldu. Zavallıyı uyutmuyorlar. Bir gün gidebilirse hekime parmaklarını gösterip ilaç alacak. Mahsus gözlerini öpüyor. Benim tarafimdan Ferdâ'yı öpüver olmaz mı? Allah'a emanet ol Suad Hanım. Baban Mehmed Akif (Firaklı Nameler)
  • Konuşmak bir mana ise susmak binbir mana.. Herkes konuşmasına konuşur lakin sükut yürekli olana.. (Mehmed Akif'den Seçmeler)
  • * “Odun” dedin de, tuhaftır, ne geldi aklıma, bak: Zavallı memleketin yoktu başka mahsûlü; Odundu, nerde bulunsan, metâ’-ı mebzûlü. – Adam yetiştiremezmiş, demek ki, toprağımız!... – Latîfe bir taraf amma, adam değil yalınız, Odun da isteriz artık yakında Avrupa’dan! (Safahat 4)
  • Musallâ:Müncemid bir mevcidir eşk-i  yetîmânın; Musallâ:Ahıdır,berceste, mâtem-zâr-ı dünyânın; Musallâ:Minber-i teblîğidir dünyâda, ukbânın; Musallâ:Ders-i ibrettir durur pîşinde, irfânın. (Safahat’tan Seçmeler)
  • " Ahlâk-i millî, ruh-i millîdir; Onun iflâsı en korkunç ölümdür: Mevt-i küllîdir. " (Safahat 5)
  • "... Yerleşmek için gezdiği yerlerde fünûn, Önce gâyetle büyük hürmet arar, sonra sükûn, Asr-ı hâzırda geçen fenlere sâhib denecek, Bir adam var mı yetişmiş içinizden, bir tek?" (Safahat 2)
  • " Baksana kim boynu bükük ağlıyan? Hakkı hayatın senin ey Müslüman! Kurtar o biçareyi Allah için, Artık ölüm uykularından uyan! Bunca zamandır uyudun, kanmadın; Çekmediğin kalmadı, uslanmadın. Çiğnediler yurdunu baştan başa, Sen yine bir kere kımıldanmadın! " (Safahat 5)
  • Numune işte biziz...Görmek isteyen görsün! Bakın da haline ibret alın şu memleketin! Nasıldın ey koca millet? Ne oldu akıbetin? Yabancılar ediyormuş eder ya istikrah Dilenciler bile senden şereflidir billah Vakari çoktan unuttun,hayayi kaldırdın Mukaddesatı ısırdın,Hüdaya saldırdın Ne hatıratına hürmet, ne ananatına yad Deden de böyle mi yapmıştı ey sefil evlat? Hayatın erzeli olmuş hayatı mutadın Senin hesabına birçok utansın ecdadın Damarlarındaki kan adeta irinleşmiş O çıkmak istemeyen can da bir yığın leşmiş iade etme imkanı yoksa maziyi Bu bayagi yasayistan gebermen elbet iyi Gebermedik tarafın kalmamış ya pek,zaten Sürünmenin o kadar farkı var mı ölmekten? Sürünmek istediğin şey! Fakat zaman peşini Bırakmıyor, atacak bir çukur bulup leşini! Bugün sahifei alemde sen ki bir lekesin Nasıl vücudunu kaldirmasin neden çeksin? İşitmedim diyemezsin; işittin elbette Tevakkufun yeri yoktur hayatı millette Sükun belirdi mi bir milletin hayatında Kalır senin gibi zillet, esaret altında (Safahat 4)
  • Ey dipdiri meyyit, "İki el bir baş içindir." Davransana... Eller de senin, baş da senindir! His yok, hareket yok, acı yok... Leş mi kesildin? Hayret veriyorsun bana... Sen böyle değildin. (Genç Safahat)

Yorum Yaz