Şahmerdan - Sait Faik Abasıyanık Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Şahmerdan kimin eseri? Şahmerdan kitabının yazarı kimdir? Şahmerdan konusu ve anafikri nedir? Şahmerdan kitabı ne anlatıyor? Şahmerdan kitabının yazarı Sait Faik Abasıyanık kimdir? İşte Şahmerdan kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Sait Faik Abasıyanık
Yayın Evi: İş Bankası Kültür Yayınları
İSBN: 9786053607731
Sayfa Sayısı: 142
Şahmerdan Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
1953'te Sait Faik, ikinci Türk olarak, Amerika'daki Uluslararası Mark Twain Derneğinin onur üyeliği payesini aldı. Bu kadarı küçük bir haber olarak gazetelerde çıktı çıkmasına ama, sanatçılar gazete sütunları için pek çekici konu değildi. Oysa bundan önceki Mark Twain üyeliği ilk Türk olarak Atatürk'e verilmişti. Şimdi ikinci Türk de Sait Faik oluyordu. Aradan yıllar geçti, bugüne kadar başka hiçbir Türk bu onura layık görülmedi.
Şahmerdan Alıntıları - Sözleri
- İnsanlar her yerde aynıydı. Hareketli, hırsız, namuslu, iyi, kötü…
- Erkeksiz yapıyoruz ama eşeksiz edemiyoruz.
- Belki de hiç konuşmadan, bir daha konuşmak ümidi bile kalmadan allahaısmarladık, der birbirinizden ayrılır gidersiniz.
- İnsansız evler… Evsiz insanlar…
- İnsan başkalarının aç, perişan olduğu günlerde nasıl mesut olur, dememeli. Öyle de bir olur ki. Öyle de bir olmayabilir ki…
- Bir insanın mühim ve saçma şeyler düşündüğünü nasıl bilebiliriz? Düşünen adamın kendisi bile böyle bir hüküm veremedikten sonra...
- Güzel olan muhakkak güzel ahlaklıdır demiyorum.
- Mademki her zaman insanların içinde bir cennet yaratmak hulyası hakikat kadar kuvvetlidir.
- Belki de hiç konuşmadan, bir daha konuşmak ümidi bile kalmadan allahaısmarladık, der birbirinizden ayrılır gidersiniz.
- Ahlak bozulmazsa, tertemiz, sevimli, hatta dostun onları taklit edeceği gelesi kadar tatlıdır.
- Şimdi artık insan kuş misalidir.
- Yazın güneşten aldığımız sıhhati kışın sis, sünger gibi emip giderdi.
- Belki de hiç konuşmadan, bir daha konuşmak ümidi bile kalmadan allahaısmarladık, der birbirinizden ayrılır gidersiniz.
- Güzel olan muhakkak güzel ahlaklıdır demiyorum.
Şahmerdan İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Türk öykücülüğünün yüz akı olan Sait Faik'in bu kitabı da her biri birbirinden güzel on dokuz öyküden oluşuyor. Bu kitaptaki öykülerin kahramanları, biraz farklı seçilmiş. Kahramanlarını genellikle İstanbul ve adalardan seçen Abasıyanık, bu kitabında Anadolu'ya uzanır. Anadolu'nun yokluk içindeki türlü türlü insanını İstanbul'a getirir. Bu kitapta yoksulluğun vurduğu insanlar anlatılır. İş kazaları, emek sömürüsü konuları ağır basıyordu. Yalnız bu kitapta da birbirinden sağlam karakterler oluşturmuş Sait Faik. Hamal Kürt Ramo, Paşazade Recai Bey, çöpçü Ahmet gibi güçlü karakterler yaratmış yazar. Özellikle " Çöpçü Ahmet", " Francala mı Ekmek mi?", " Zemberek" adlı öykülere bayıldım. Kısa öykü okumaktan hoşlananların zevk alacağı bir kitap. (Pınar Mi)
SAİT FAİK ABASIYANIK... KOSKOCAMAN BİR AD, KOSKOCAMAN BİR YAZAR... Öncelikle burada Sait Faik'in Şahmerdan adlı kitabından ziyade yazar hakkındaki düşüncelerimi belirtmek amacıyla bu inceleme olmayan incelemeyi kaleme almak istedim. 1953 yılında Sait Faik, ikinci Türk olarak, Amerika'daki Uluslararası Mark Twain Derneği'nin onur üyeliği payesini alan tek yazarımızdır. Bu ödüle layık görülen ilk isimse Mustafa Kemal Atatürk olmuştur. Kendini küçük bir hikâyeci olarak tanımlayan bu ismin yazarlığı ve eserleri hakkında fikir belirtmek bile insanın saatlerini, günlerini, aylarını alabilir. O doğuştan yazarlık yeteneğiyle var olan biri. Sait Faik eserlerini kelime oyunlarına kapalı , insanın zihnini yoran bir anlatıya uzak olarak yazdı. Hikâyecimiz teknik olarak sadece içinden gelen sesi dinledi, bütün detayları gerçek bir samimiyetle hissetti ve hissettirmeyi başardı. Sait Faik hikâyelerinde yaşamı ve insanı, bütün çıplaklığıyla, güzelliğiyle, olağanüstülüğüyle yine insana aktardı. Onun hikâyelerini okurken acının, kederin, umudun, sevincin, fukaralığın, insanoğlunun geçirdiği bütün evrelerin, doğanın ve yaşamda var olan her karenin sıcak soluğunu içinde hissediyor insan. Şimdiden bu hikâyeleri okuyup bitirecek bir ömre sahip olmayı diliyorum. Herkese insana insan olduğunu hatırlatan bu hikâyeleri okumasını tavsiye ederim. (ZÜLKİF BİLGİN)
Kitabın Yazarı Sait Faik Abasıyanık Kimdir?
Sait Faik Abasıyanık ya da Sait Faik (18 Kasım, 22 Kasım ya da 23 Kasım 1906 -11 Mayıs 1954), Türk öykü, roman ve şiir yazarıdır. Türk hikâyeciliğinin önde gelen yazarlarından sayılan Abasıyanık, çağdaş hikâyeciliğe yaptığı katkılarla Türk edebiyatında bir dönüm noktası sayılır. Modern Türk hikâyeciliğinin öncülerinden olan Sait Faik, getirdiği yeniliklerle "kökü kendisinde olan" bir yazar olarak kabul edilir.
Klasik öykü tekniğini yıkarak doğayı ve insanları basit, samimi, hem iyi hem kötü taraflarıyla oldukları gibi fakat şiirsel ve usta bir dille anlatmıştır. Bunu yaparken diğer çoğu Cumhuriyet sonrası sanatçısı gibi Batı'daki gelişmelere bağlı kalmamış, hiçbir edebî anlayışın etkisinde hareket etmemiş ve belli bir tarzın takipçisi olmamıştır. Toplumun problemlerine değil bireyin toplum içindeki sorunlarına yönelen yazar, öykülerinde çoğunlukla kendisinden yola çıkıp bireyler hakkında yazarak insan gerçeğini anlamaya çalışır. Çoğunlukla şehirli alt sınıfın hayatını yazan Abasıyanık, balıkçı, işsiz, kıraathane sahibi gibi karakterleri anlatır. İnsanların yaşama biçimlerini, isteklerini, tasalarını, korkularını ve sevinçlerini irdeleyerek, toplum meselelerinden çok "insanı ele alan sanatçılar" sınıfında yer alır.
1930'larda başladığı yazı hayatı boyunca "sorumlu avare", "gözlemci balıkçı", "çakırkeyf sirozlu", "küfürbaz şair", "müflis tacir", "züğürt yazar", "hamdolsun diyemeyen rantiye", "anadan doğma çevreci" gibi sıfatlarla anılan Abasıyanık'ın tüm yazdıkları bir şair duyarlılığı içermektedir. Hikâye, roman, şiir yazan, çeviriler ve röportajlar yapan sanatçı bütün bu türleri kendine özgü tarzı ile kaynaştırmıştır. Yazarın, anlık heyecanlarını yansıtan izlenimci ve fovist ressamların üslubunu anımsatan bir tarzı olduğu söylenmiştir. Kendi özgün dilini oluştururken André Gide, Comte de Lautréamont, Jean Genet gibi isimlerden etkilenen Abasıyanık, kendisinden sonra gelen Ferit Edgü, Adalet Ağaoğlu, Demir Özlü gibi pek çok yazara da öncülük etmiştir. Ölümünün ardından Burgaz Adası'ndaki evi müzeye dönüştürülen yazar adına her sene öykü ödülü de verilmektedir.
Sait Faik Abasıyanık Kitapları - Eserleri
- Mahalle Kahvesi
- Semaver
- Şahmerdan
- Havuz Başı
- Lüzumsuz Adam
- Seçme Hikayeler
- Havada Bulut
- Sarnıç
- Kayıp Aranıyor
- Alemdağ'da Var Bir Yılan
- Son Kuşlar
- Büyüyen Eller
- Hikâyecinin Kaderi
- Mahkeme Kapısı
- Karganı Bağışla
- Şimdi Sevişme Vakti
- Kumpanya
- Sevgiliye Mektup
- Medarı Maişet Motoru
- Bir Sonbahar Akşamı
- Semaver Sarnıç
- Yaşamak Hırsı
- Balıkçının Ölümü / Yaşasın Edebiyat
- İstanbul Öyküleri Antolojisi
- Tüneldeki Çocuk
- Sait Faik'ten Çocuklara Hikayeler
- Havuz Başı - Son Kuşlar
- Alemdağda Var Bir Yılan / Az Şekerli
- Az Şekerli
- Açık Hava Oteli
- Bitmemiş Senfoni Ve Sait Faik Kaynakçası
- Tüneldeki Çocuk - Mahkeme Kapısı
- Müthiş Bir Tren
- Mahalle Kahvesi - Havada Bulut
- Kumpanya - Kayıp Aranıyor
- Bütün Eserleri
- Toplu Öyküler 1
- Öyle Bir Hikâye
- Stelyanos Hrisopulos Gemisi
Sait Faik Abasıyanık Alıntıları - Sözleri
- Gelmeyeceğini çok iyi biliyorum. Onu beklemek , bilhassa güzel… (Az Şekerli)
- “Kafa dediğin eskir, ihtiyarlar, ölür bile insan ölmeden, dedi. Sonra kalbini gösterdi: — Eskimeyen, eksilmeyen şey buradadır.” Alıntı: Sait Faik Abasıyanık. “Alemdağ'da Var Bir Yılan”. Apple Books. (Alemdağ'da Var Bir Yılan)
- Dünyada her şeyle alay edilir , şaka yapılır ama şiirle asla ! (Az Şekerli)
- Sevgilim sen, sen de mi şu havayı kokluyorsun? (Mahalle Kahvesi - Havada Bulut)
- Gülmek, dünyanın en güzel şeyidir. (Bitmemiş Senfoni Ve Sait Faik Kaynakçası)
- Zaten dünya kan ağlıyor, birde biz ağlatmayalım. (Kumpanya)
- Atatürk'ü Niçin Severiz? Atatürk'ü, 'niçin severiz' diye düşünmeden sevmeliyiz... (Açık Hava Oteli)
- Ben bir acayip oldum. Gözüm kimseyi görmüyor, kimsenin kapımı çalmasını istemiyorum... (Lüzumsuz Adam)
- O sevilmek için yaratılmışların en mükemmeliydi. (Kumpanya)
- Yalnızlık dünyayı doldurmuş.Sevmek,bir insanı sevmekle başlar her şey.Burda her şey bir insanı sevmekle bitiyor. (Alemdağ'da Var Bir Yılan)
- Keyfim kaçmış, üzgün, ağlamaklı gibiydim. Canım bir taraftan acı bir türkü söylemek çekiyordu. (Sait Faik'ten Çocuklara Hikayeler)
- ' Mühim ' diyoruz ama, bu kendi kendimize verdiğimiz bir peşin hükümden başka bir şey değildir. (Medarı Maişet Motoru)
- "Bırakın beni ey hakikatler! Yürümek istiyorum." Cennetlerin olduğu yere doğru." (Bütün Eserleri)
- "Uzun bir yoldan sonra denizi görmek gibisin..." (Bir Sonbahar Akşamı)
- "İnsanın içinden bir başka insanın kalkıp yürüdüğü görülür." (Mahalle Kahvesi)
- Aklıma sanki bir yerde bir şey unutmuşum, birisine bir söz vermişim, hani bir ismi unuturuz da ararız bulmadan rahat edemeyiz. Öyle bir hal oldum. Evet bu unutulmuş bir isim değildi, ama bunun ne olduğu hakkında da kafamda hiçbir fikir yoktu. (Müthiş Bir Tren)
- Anası: -Ali be, günah be yavrum, dedi. Günah yavrucuğum, yapma! Ali: -Allah affeder ana, dedi. Sonra saf, masum sordu: -Allah hiç gülmez mi? (Öyle Bir Hikâye)
- Kimse kimsenin aslını, kafatası içinin meselesini anlamak için uğraşmıyordu. (Kayıp Aranıyor)
- - Nasıl bir dünya arzuluyorsunuz? - Nasıl bir dünya mı? Haksızlıkların olmadığı bir dünya... İnsanlarının hepsinin mesut olduğu, hiç olmazsa iş bulduğu, doyduğu bir dünya... Sokaklarda sefillerin bulunmadığı bir dünya... Kafanın, kolun çalışabildiği zaman insanın muhakkak doyabildiği, eğlenebildiği bir dünya... İçinde iyi şeyler söylemeye, doğru şeyler söylemeye salahiyetle kıvranan bir adamın, korkmadan ve yanlış tefsir edilmeden bu bir şeyleri söyleyebildiği bir dünya... (Havada Bulut)
- Dünyada hiçbir şeyden, zalimlikten iğrendiğim kadar iğrenmem. İnsanoğlunun en büyük savaşı zalimliğe karşı açılmalı. (Kayıp Aranıyor)
Editör: Nasrettin Güneş