diorex
Dedas

Şair - Yi Mun-Yol Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Şair kimin eseri? Şair kitabının yazarı kimdir? Şair konusu ve anafikri nedir? Şair kitabı ne anlatıyor? Şair PDF indirme linki var mı? Şair kitabının yazarı Yi Mun-Yol kimdir? İşte Şair kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 11.09.2022 02:00
Şair - Yi Mun-Yol Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Yi Mun-Yol

Çevirmen: Nana Lee

Orijinal Adı: The Poet

Yayın Evi: Delta Yayınları

İSBN: 9789944362290

Sayfa Sayısı: 184

Şair Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Şiir'in insanı toplumsal güç basamaklarında yükseltebildiği bir zaman ve mekanda, Kore'nin büyük şairinin hikayesidir.

İlk bakışta gezgin bir şairin hayat öyküsüdür anlatılan. Üst sınıf bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Kim, isyancılara katılıp başarısız olan büyükbabasının hain ilan edilmesiyle birlikte yoksul ve kaçak bir hayat yaşamak zorunda kalır. Bir beyefendi, öğretim üyesi olup tekrar sınıf atlama arzusuyla girdiği sınav onu hayatın acı gerçekleriyle karşılaştırır.

Sırtına yüklenen hain yaftası ile mi yaşayacağını yoksa geçmişini inkâr edip yepyeni bir hayat mı süreceğine karar vereceği sırada şiir onun kurtarıcısı ve yol göstericisi olur. Şairliğinin çeşitli evrelerinde hayatta yaşanabilecek tüm dertleri ve zevkleri tadar. Ünü, zenginliği, mutluluğu, yoksulluğu ve acıyı yaşar.

Şair, hayatta kalmak için mücadele eden bir sanatçının ilham verici öyküsü…

Şair Alıntıları - Sözleri

  • “Şiir, bilincin ürünüdür, bir şairi takip etmek, onun bilincini takip etmek anlamına gelir.”
  • Garip görünebilir ama, o zaman küçük ruhunu yakalamış olan şey ölüm korkusunun ta kendisiydi. Bir tek söz, kimseden ölümü kasteden tek bir söz dahi duymamış olmasına rağmen, kaçmakta olduğu şeyin ölümün ta kendisi olduğunu o anda içgüdüsel olarak iliklerinde hissetmemiş miydi?
  • "Kitap okumakla saçlarım ağardı, Kılıç kullanmayı öğrenirken güneş battı. Sonsuz olan sadece gökyüzü ve toprak değil, Benim kinim de upuzun ve sonsuz. Başkentteki kızıl içkiden on galonu Deli gibi diktikten sonra kafaya Sonbahar rüzgarında sakkat giyip Geldim Gımgang Dağı'na."
  • Önce İnsan gelir, sonra sistem ve gelenekler...
  • Özlem denen şey, aslında yeni bir sahiplenişten çok, bir defa sahip olduktan sonra yoksun kalınan şeye karşı daha güçlü ve ateşlidir.
  • Şair de şiirle sonlanır.
  • Özlem denen şey,aslında yeni bir sahiplenişten çok,bir defa sahip olduktan sonra yoksun kalınan şeye karşı daha güçlü ve ateşlidir.
  • "Dünya birçok anlamla doludur. Ama kalbimiz kendi kendine uydurup yarattığı birçok yalan ve sahteliğe bağlanıp, güzelliği de, iyiliği de, doğruluğu da, yüceliği de göremez. Sadece özgür olan bir kalp bunları görebilir, bu görüş aynı zamanda yaratmaktır. Aslında orada olduğu halde kimsenin görememesi yoklukla aynıdır, bu yokluk ancak o görüş elde edildikten sonra tam bir varlığa dönüşebilir. Aslında şiir yazmak da böyle bir görüştür ama görüyorum demeden yaratmanın anlamı esas burada saklıdır."

Şair İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Güney Koreli yazar Yi Mun-Yol'un tarihsel bir kurgu içerisinde bir şairin hayatını anlattığı eseri Şair, hem yazarın kendi yaşamından, hem de 19. yüzyılda yaşamış ünlü şair Kim Pyong-yon ya da bilinen adıyla Kim Sakkat'ın yaşamından yoğun izler taşımakta. Kitapta, üst sınıf bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Byungyoen'un, dedesinin isyancılara katılıp hain olarak ilan edilmesiyle birlikte değişen hayatı anlatılıyor. Dedesinin öldürülmesi ve ailesinin de soy çürütme cezası aldığı Byungyoen yıllar boyu abisi ve annesiyle birlikte kaçak hayatı yaşamak ve çevreden hain yaftası yemek zorunda kalıyor. Aile olarak statülerini yeniden kazanmaya odaklanan karakter, bir süre sonra adını temize çıkarmanın imkansız olduğunu anlayarak yazdığı zeki ve iğneleyici şiirlerle yaşamını devam ettiren gezgin bir şair haline geliyor. Yazar Yi Mun-Yol da, kitabın karakteriyle benzer şekilde Kore Savaşı sırasında babasının Kuzey Kore'ye sığınması ve komünist olarak etiketlenmesi nedeniyle siyasi suçlu damgası yemiş ve hayatı boyunca taşınmak zorunda kalmış bir insan; bu açıdan bakıldığında Kim Sakkat'ın ve Mun-Yol'un hayatları fazlasıyla örtüşüyor. Çocukluk ve ilk gençlik yıllarından yaşlılık dönemine kadar evre evre ve detaylı bir şekilde anlatılan Şair'in renkli kişiliği ve yaşamı okuyucuyu hiç sıkmadan ve boğmadan; gerçekçi, ilgi uyandırıcı ve akıcı bir dille anlatılmış. Mun-Yol, şairin yaşamında değişiklikleri, 1800lü yılların Kore'sini ve Choson Hanedanlığı zamanını çok güzel bir şekilde okuyuculara aktarmış. Kitapta bolca noktalama yanlışı yapılmış, fakat hikayenin güzel oluşu bunu görmezden gelmenizi sağlıyor. Şiirlerde yapılan kelime oyunları ve iğnelemeler bazen tam anlamıyla kavranamayabiliyor, bu da şiirlerin çeviri olmasının da verdiği anlam değişmesi ve Kore sanatına yabancı olmakla alakalı. Yine de kültürün ve Kore Edebiyatı'nın meraklıları için kesinlikle harika bir başlangıç kitabı. Tavsiye ediyorum. (Seda)

Şair, Kore edebiyatından okuduğum ilk kitap. Yazar burada efsaneden doğan ilginç bir halk hikayesini; meşhur şair Kim Sakkat'ın biyografisini kaleme almış. Asıl ismi Byungyeon olan şair, tarihi Kore dizilerinde sıkça gördüğümüz Joseon hanedanı zamanında yaşamış. Hikaye 1811 yılında şair 5 yaşındayken başlıyor. Dedesi Kim İksun soylu biri olmasına rağmen devlete ihanet ediyor ve soy kurutma cezasına çarptırılıyor. Yani bu durumda Byungyeon, babası, abisi, kardeşi hep birlikte ölüm cezasına çarptırılmış oluyor. Byungyeon'un babası onları korumak için kölesinin yanına evlatlık olarak veriyor. Kendisi de kaçıp saklanıyor. Abi-kardeş soylu birer beyzade iken 2 sene boyunca bir kölenin çocuğuymuş gibi sıkıntı içinde yaşamak zorunda kalıyorlar. Daha sonra devlet, Kim ailesinden soy kurutma cezasını kaldırsa da ömür boyu hainin torunları olarak anılmaya, hor görülmeye devam ediyorlar. Byungyeon da ailesine eski itibarını kazandırmak için gençliğinden itibaren kendisini okumaya, yazmaya, şiire veriyor. Yazar Byungyeon'un hayat hikayesini anlatırken bu yaşadığı olayların şiirine olan etkisini de tahlil ediyor. Açıkçası kitapta hayatının anlatıldığı yerler daha ilgi çekici ve sürükleyiciyken tahlil yapılan kısımlar sıkıcıydı. Yani gerçekten şair Kim Sakkat'ın hayatını merak ediyor olsam zevkle okuyabilirdim. 1800lü yılların Koresini, düşünce tarzını anlamak açısından güzeldi. Hatta başları dizi gibiydi diyebilirim. Ama özellikle sonlara doğru sıkıldım. 24 yaşından sonra ailesini çoluğunu çocuğunu bırakıp avare avare gezdiği, gisenglerle gününü gün ettiği kısımlar; çocukken çektiği sıkıntılar sebebiyle şaire karşı oluşan merhamet hislerimi silip süpürdü. Velhasıl tavsiye edemiyorum ama meraklısı severek okuyacaktır (Elif)

Yazar gerçekte de yaşamış Şair Kim Sakkat'ın hayatını kurgu haline getirerek bu romanı yazmış. 1800'lerde geçen roman soylu bir aileden gelen şairin dedesinin devlete ihanet etmesiyle başlıyor. O dönemde ihanet eden kişilere nesil kurutma cezası verildiğinden dolayı şairin ailesi ölüm cezasına çarptırılıyor. Durum böyle olunca şairin babası hayatlarını sürdürebilmeleri için şairin abisini ve şairi kölesinin yanına, Goksan'a gönderiyor ve çocuklarına bakmasını istiyor. Sadık bir köle olan Kim Sungsu azat edilmesine rağmen sahibinin çocuklarına kendi çocukları gibi bakıyor ve şairin çocukluktan başlayarak neler yaşadığı anlatılıyor kitapta. Açıkçası başta kitabı akıcı bulsam da şairin büyüyüp yetişkin olduktan sonrasını biraz sıkıcı buldum. Biraz da şaire gıcık olduğumdan sanırım :) O yüzden kitabın başı güzel başlasa da devamından pek keyif alamadım. Ama dönemin şartları hakkında birçok bilgi sahibi oldum. En azından bir şeyler öğrendim diyebilirim, onun dışında pek okunulası bir kitap değildi. (Şeyda)

Şair PDF indirme linki var mı?

Yi Mun-Yol - Şair kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Şair PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Yi Mun-Yol Kimdir?

Saygın romancı ve öykü yazarı Yi Mun-yol Seoul’da doğmuş, ancak babasının Kuzey Kore’ye sığınmasının ardından ailesinin yerleşmek zorunda bırakıldığı Gyeongsanbuk-do yöresinin Yeong-yang kentinde büyümüştür. Seoul Üniversitesi’nde Kore Edebiyatı üzerinde eğitim gören Yi, özel bir okulun edebiyat derneğine katılarak yazar olma hayaline doğru ilerlemeye başlamıştır. İlk kısa romanı olan Saehagok 1979 yılında yayınlanan Yi, 1994 ile 1997 yılları arasında Sejong Üniversitesi’nde Kore Dili ve Edebiyati dersleri vermiştir ve 1998’den beri Buak Edebiyat Merkezi’nin başkanlığını yürütmektedir. Yi Mun-yol’un aldığı birçok ödül arasında, 1982 Dong-in Edebiyat Ödülü, 1983 Kore Edebiyati Ödülü, 1984 JoongAng Kültür Büyük Ödülü ve 1999 Hoam Sanat Ödülü sayılabilir.

Yi Mun-Yol Kitapları - Eserleri

  • Değişen Kahramanımız
  • Şair

Yi Mun-Yol Alıntıları - Sözleri

  • "Bir insanın pişmanlık duyup tövbe etmesi için mutlaka uzun bir süre geçmesi gerekmez." (Değişen Kahramanımız)
  • " Küçük bir çocuk dahi olsa, adalet ve özgürlüğe duyulan özlem büyüklerin duygularıyla hemen hemen benzerlik taşır." (Değişen Kahramanımız)
  • "Dünya birçok anlamla doludur. Ama kalbimiz kendi kendine uydurup yarattığı birçok yalan ve sahteliğe bağlanıp, güzelliği de, iyiliği de, doğruluğu da, yüceliği de göremez. Sadece özgür olan bir kalp bunları görebilir, bu görüş aynı zamanda yaratmaktır. Aslında orada olduğu halde kimsenin görememesi yoklukla aynıdır, bu yokluk ancak o görüş elde edildikten sonra tam bir varlığa dönüşebilir. Aslında şiir yazmak da böyle bir görüştür ama görüyorum demeden yaratmanın anlamı esas burada saklıdır." (Şair)
  • Özlem denen şey,aslında yeni bir sahiplenişten çok,bir defa sahip olduktan sonra yoksun kalınan şeye karşı daha güçlü ve ateşlidir. (Şair)
  • ...böyle bir devirde bir tane bile arkadaşımın olmaması benim için çekilmesi en zor, en büyük cezaydı. O sıralar okulda geçirdiğim öğle yemeği saatleri ya da ders başlamadan önceki ve sonraki boş saatler aklıma geldikçe şimdi bile yüreğim kaskatı kesiliyor. Hiçbir oyuna dahil edilmeyen benim için, sınıfta pencere kenarında ya da spor sahasında gölgelik bir köşede çocukların takımlara ayrılarak koşup oynamalarını masum masum seyretmek en büyük meşgaleydi. Yeni doğmuş bir bebeğin kafası büyüklüğündeki lastik bir topla oynanan futbol denilen oyun, uzaktan o kadar eğlenceli görünüyordu ki anlatamam. (Değişen Kahramanımız)
  • Önce İnsan gelir, sonra sistem ve gelenekler... (Şair)
  • Şair de şiirle sonlanır. (Şair)
  • "Sıkıntılı ve zor da olsa, kendi ayaklarınızın üzerinde durmayı başaramazsanız, her zaman en ufak bir olayın çözümlenmesi için bile bir kurtarıcıya ihtiyaç duyarsınız." (Değişen Kahramanımız)
  • “Kasap da elindeki bıçağı bıraktığı takdirde Buddha olabilir,” (Değişen Kahramanımız)
  • "Silkelendiğinde üzerinden toz çıkmayacak bir kişi yoktur," atasözündeki gibi, gerçekten titizlikle bakıldığında çocuklar da büyüklerin kanundışı veya ahlakdışı hareketleriyle eşdeğerde ufak tefek bir sürü suçu defalarca işleyerek günlerini geçirmektedirler. (Değişen Kahramanımız)
  • Özlem denen şey, aslında yeni bir sahiplenişten çok, bir defa sahip olduktan sonra yoksun kalınan şeye karşı daha güçlü ve ateşlidir. (Şair)
  • Sokde'nin benden istediği tek şey, onun kurallarına itaat etmemdi. Böylelikle sağlam temellerle kurduğu krallığı yıkılmayacaktı. Onun kurallarının ve kurduğu krallığın adaletsizliği göz önünde bulundurulduğunda, ona boyun eğmekle gereğinden fazla kendimden ödün vererek karşılığını ödemiştim zaten. (Değişen Kahramanımız)
  • Garip görünebilir ama, o zaman küçük ruhunu yakalamış olan şey ölüm korkusunun ta kendisiydi. Bir tek söz, kimseden ölümü kasteden tek bir söz dahi duymamış olmasına rağmen, kaçmakta olduğu şeyin ölümün ta kendisi olduğunu o anda içgüdüsel olarak iliklerinde hissetmemiş miydi? (Şair)
  • “Şiir, bilincin ürünüdür, bir şairi takip etmek, onun bilincini takip etmek anlamına gelir.” (Şair)
  • "... ağzı katı bir şekilde kapanmıştı, ama bedeninin derinliklerinden çıkıp gelen o ıstırap dolu haykırışını duyar gibi olmuştum." (Değişen Kahramanımız)
  • "Kitap okumakla saçlarım ağardı, Kılıç kullanmayı öğrenirken güneş battı. Sonsuz olan sadece gökyüzü ve toprak değil, Benim kinim de upuzun ve sonsuz. Başkentteki kızıl içkiden on galonu Deli gibi diktikten sonra kafaya Sonbahar rüzgarında sakkat giyip Geldim Gımgang Dağı'na." (Şair)

Yorum Yaz