diorex

Sarıkamış Faciası - Süleyman Kocabaş Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Sarıkamış Faciası kimin eseri? Sarıkamış Faciası kitabının yazarı kimdir? Sarıkamış Faciası konusu ve anafikri nedir? Sarıkamış Faciası kitabı ne anlatıyor? Sarıkamış Faciası PDF indirme linki var mı? Sarıkamış Faciası kitabının yazarı Süleyman Kocabaş kimdir? İşte Sarıkamış Faciası kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 15.06.2022 20:00
Sarıkamış Faciası - Süleyman Kocabaş Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Süleyman Kocabaş

Yayın Evi: Bayrak Yayıncılık

İSBN: 978-975-752-39-1

Sayfa Sayısı: 112

Sarıkamış Faciası Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Tarihimizin en ibretlik ve kendisinden önemli dersler alınması gereken olaylardan birisi,I. Dünya Harbi'nde yaşadığımız Sarıkamış Faciası'dır.Almanlar,Enver Paşa,harbe hazırlıksız,kötü coğrafya şartları ve şiddetli kışın sebep olduğu bu facia sonucu,90 bin vatan evladı,düşmana değil,kötü ve vakitsiz emel sahiplerine ve elverişsiz tabiat şartlarına mağlup olmuştur.Sarıkamış,binlerce şehidimizin mezarsız yattığı,Türk Milleti'nin en büyük mezarlık alanlarından birisidir.

Sarıkamış Faciası Alıntıları - Sözleri

  • Ermeni askerlerin Türk ordusunda kaçıp Rus ordusu saflarında yer almasının yanında, cephe gerisinde yerleşik Ermeni halkın da Rus ordusuna hizmetleri giderek dayanılmaz bir hal almış, Osmanlı hükümeti, 24 Nisan 1915'de Tehcir(göç ettirme) Kanunu'nu çıkararak Ermenileri harp bölgesinin dışına sevk etmişti.
  • Sultan 2. Abdülhamit, Almanya'ya dayanmakla esasında bir tehlikeli sığınak( İngiltere ve Fransa'nın nüfusundan) kaçayım derken diğer bir tehlikeli sığınağın içine düşmüştü.
  • Bu muharebede Türk ordusunu soğuk ve açlık yenmiştir. Eğer Türk ordusunun sırtında yalnız bir kaput ve ayağında bir postalı bulunsaydı, karnını da sadece bulgur çorbasıyla doyurulabilseydi, bütün kötü şartlara rağmen başarı yine Türk'ün olacaktı.
  • Sarıkamış Faciası'ın kötü sonucu nasıl ki,Doğu Anadolu'nun bütününe yakınının Rusların eline geçmesi olmuşsa,Kanal Seferi Faciası'nın da kötü sonuçları,İngilizleri üzerimize çekmemiz sonucu,Sina Yarımadası, Filistin ve Suriye'yi kaybetmemiz,İngiliz başarıları sebebiyle,Hicaz'da İngilizlerle işbirliği yapan Şerif Hüseyin'e cesaret verip Arap İsyanı'ın başlatılmasına yol açılması olmuştur. Üstelik,İngilizler de Çanakkale ve Irak 'ta yeni cepheler açarak Mısır'da daha rahat kalmayı sağlamışlardır ki,bu da Kanal Seferi Faciası'nın diğer büyük zararıdır.
  • Sarıkamış faciasının en büyük sebebi olarak Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili Enver Paşa gösterilir. "Ortada hiçbir zorunluluk ve gerek yokken Doğu sınırımızda Rus ordusuna karşı saldırıya geçmiş, Sarıkamış'ta görülmedik bir bozguna uğramış, 90 000 kişiden meydana gelen Osmanlı ordusunun 80 000'ni düşmana ve korkunç kışa kırdırmıştı.

Sarıkamış Faciası İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Sarıkamış denilince akla hemen tek bir mermi atılmadan donan askerler ya da Enver Paşa'nın suçu gibi cümleler geliyor.90 bin rakamı senelerdir dillerde ve düşmüyor.Bu olay Enver Paşa'nın Anadolu'dan uzak tutulması için dahi kullanıldı.Harekata katılan asker sayısı 76 bin iken ölen asker sayısı nasıl 90 bin şaşılacak olaydır.Donarak şehit verdiğimiz asker sayısı 15 bin,toplam şehit sayısı ise 23 bindir.Ayrıca madem kurşun atılmadı bu harekat sırasında 32 bin rus askerini kim öldürdü.Eser kaynak bakımından iyi olmakla birlikte eserin yazarı kaynakların kendine göre olan kısımlarını seçtiğini düşünüyorum.Enver'in Alman milleti hayranı olduğunu yazmış fakat Enver Paşa o dönem de diğer subaylarda da görülen bir Alman ideolünden gitmiş fakat sadece askeri olarak.Unutulmaması gereken şey 1912/1913 Balkan Harbi sırasında ki Türk ordusundan 1914/1918 yılları arasında birçok cephede savaşan bir ordu yaratan kişi Enver Paşa'dır.Onun kadroları gençleştirmesi,bu kadroların 1919/1922 arası Kurtuluş Savaş'ının idari ve askeri kadrosunu yaratmıştır. (Burak CAN)

Süleyman Kocabaş / Sarıkamış Faciası. 1950 yılında Kayseri'de doğan Süleyman Kocabaş, ilk ve ortaöğrenimini bu şehirde tamamlamıştır. 1975 yılında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesinden mezun olarak yüksek mühendis olmuştur. Tarihi özel ilgi duyan Kocabaş, ilk yazılarını, okul dergi ve gazetelerin de yayınlanmıştır. 1983 yılında batan yayınlarını kurarak, kitaplarını bu yayınlar adı altında toplanmıştır. Yazarın, tarihimizin en büyük dramı olarak gördüğü, Sarıkamış faciasını incelediği kitap, ekle beraber 111 sayfadır. Yazar, tarihi Özel ilgi duymasına rağmen, bir tarihçi değildir. Konuyla ilgili yapmış olduğu, kaynak araştırması yeterlidir. Araştırmasına temel aldığı yayınlar ya cumhuriyet döneminin ilk yıllarında yayınlanmış olan Türkiye'deki eserler, ya da İngiliz yazarların yazmış olduğu eserlerdir. Böyle olunca da Enver Paşa hakkında kitap, genel anlamda objektif veriler vermemektedir. Çünkü Enverpaşa'yı cumhuriyetin ilk yıllarında, rejimin yerleşebilmesi için, rejime yakın olan yazarlar olumsuz fikirlerle anlatmışlardır, yine aynı şekilde 1. Dünya Savaşı'nda İngilizlerin Enver Paşa hakkında olumlu görüşler beyan etmeyecekleri de ortadadır. Yalnızca bu kaynaklara dayanan eser, Enver Paşa'yı olumsuz bir gözle görmekten başka bir işe yaramayacaktır. Vatan, Millet, Devlet ve Din sevgisinden şüphe olmayan Enver Paşa'nın Sarıkamış faciasından tek sorumlu gösterilmesi doğru bir yaklaşım olmamıştır. #Kitapşuuruinsanlıkşuurudur. (Mustafa Parlatan)

Sarıkamış.... ( o kadar vatan evladı tek kursun dahi atmadan cetin kis sartlariyla,dogayla savasarak maglup olup hazin bir sekilde sehit olmalari.... okudukca tuylerimizin urperecegi,soğuğu  hissedecigimiz eserdir. Tamamiyle  yazar kişisel görüşleriyle değil kaynaklardan yararlanılarak yazmıs..O zaman ki dönem de yaşayan insanların hatiralarindan  faydalanıp, tarihi kaynakların  dipnot olarak verilmesi ve yazarin objektif olması yorumu okuyucuya bırakmıştır. Benim görüşüm ise; ortada büyük ihmallerin, hatalarin ,askeri yetersizliklerin göz önünde olduğu aşikar. Olayları  gormemezlikden gelinmesi, sırf  kisisel cikarlar dogrultusunda gözü kapalı atılmak ne akla hizmet dedittiriyor. Büyük büyük  dedeminde bu savaşta esir düşmesinden dolayı benim için   ayrı  bi onemi var.Allah bi daha o günleri yasatmamak dilegiyle... kesinlikle okunmaya değer bir kitap. (Neslihan)

Sarıkamış Faciası PDF indirme linki var mı?

Süleyman Kocabaş - Sarıkamış Faciası kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Sarıkamış Faciası PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Süleyman Kocabaş Kimdir?

İlkokulu Kayseri’de, Ortaokulu Pazarören’de ve Yüksek tahlisini de İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu Hazırlık ve Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ni bitirerek Yüksek Ziraat Mühendisi olarak memuriyet hayatını sürdürüp sonra da emekli olmuştur. İngilizce ve Osmanlıca biliyor. Çeşitli ulusal gazete ve dergilerde yazdı. Bugüne kadar Osmanlı ve Cumhuriyet tarihi üzerine 54 kitap yayınlamıştır. Kitapları ilmi ve akademik titizlikle yazmaya özen göstermiştir. Üslubu akıcı, güven verici. Tarafsız ve objektif tarihçi olarak bilinir. 10 kitabı (Mısır) Arapça’ya, bir kitabı da Azerice’ye (Azerbaycan) çevrilmiştir."Kendi kendini yetiştiren bilim adamlarımız"dan olan Kocabaş, 1983'te Vatan Yayınları'nı kurararak, kendi kitaplarını yayınlamaya başladı. 2001 yılı sonu itibariyle adı geçen yayınlardan 28 adet kitabı çıktı. Kocabaş, evli ve üç çocuk babasıdır.

Süleyman Kocabaş Kitapları - Eserleri

  • Sarıkamış Faciası
  • Ermeni Meselesi
  • Alman Kapanı
  • Sultan II. Abdülhamid'in Hatıraları
  • Siyonizm ve Türkiye
  • Geçmişten Günümüze Söyledikleri ve Yazdıklarıyla İbretli Hatıralar (açıklamalı)
  • Milli Şef
  • Dönmelik Dönmeler; Türkiye'de Gizli Tarih II
  • Bir Kuşağın Dramı
  • Masonluk ve Masonlar
  • Tarihte Adil Türk İdaresi
  • Sultan Abdulhamid
  • İdamların İçyüzü
  • 31 Mart Olayı'nın İç Yüzü
  • Tarihimizin Arka Bahçesi
  • Tarihin Tekerrürü ve Türkiye'nin Kaderi
  • Menderes Dönemi
  • Sultan II. Abdülhamid
  • İngiliz Tuzağı
  • 1915 Çanakkale Savaşları ve Türk-Dünya Tarihindeki Yeri
  • Türkiye'de Politikada Şiddet'in Perde Arkası
  • Balkan Harbi Faciası 1912
  • Osmanlı İmparatorluğu'nu Yıkanlar
  • Tarihimizde Yanlışlıklar Geçidi 7-G-37
  • Misyonerlik ve Misyonerler
  • Yakın Tarihimizin Sosyal Depremlerinden 1944 Türkçülük Turancılık Olayı
  • Mustafa Kemal Paşa'dan Kamal Atatürk'e
  • Medeniyetler Analizi ve Türk-Batı Kavgası
  • Osmanlı İhtilallerinde Yabancı Parmağı
  • Geçmişten Günümüze Tarihimizin Arka Yüzü
  • Sorularla Merak Edilen Tarihimiz
  • Geçmişten Günümüze Bilinmeyen Tarihimiz
  • Geçmişten Günümüze Garip Tarihimiz
  • Tarihte Türkler ve Kürtler Arasında 6 Kader Birliği
  • Yakın Tarihimizin En Büyük Sosyal Depremlerinden 1944 Türkçülük Turancılık Olayı
  • Bilinmeyen Yönleriyle 28 Şubat Nasıl Başladı Nasıl Bitti? (Bazı Hatıralarım)
  • Türkiye'de Gizli Tarih IV - Gizli Yüzler Gizli İşler
  • Tarihte ve Günümüzde
  • Türkiye Nereye Gidiyor ?
  • Osmanlı İsyanlarında Yabancı Parmağı
  • Atatürk Dönemi

Süleyman Kocabaş Alıntıları - Sözleri

  • Sultan Vahdettin, tahta çıktığı günlerde, ülkenin genel hâlini başmabeyni Ali Fuat'a değerlendirirken şunları söylemişti: "Ben neticeyi iyi görmüyorum; ah şu işin içinden az zararla çıkabilsek." (Mustafa Kemal Paşa'dan Kamal Atatürk'e)
  • DP’li Mithat Perim’e göre; asamazlar propagandası yapanlar DP’liler değil; bizzat darbecilerin kendisi olup, idamların oluruna destek kazandırmak için bu propagandayı yapmışlardı. S:48 İdam kararlarını acele onaylanmasını sağlamak için Yassıada’dan bir helikopter kaldırılıyor. Evraklar Yeşilköy Havaalanından bir jet uçağı ile Ankara’ya getiriliyor. Mürtet Havalanına inen uçaktaki evraklar hemen bir helikopter ile GATA’nın bahçesine indiriliyor. Buradan bir araba ile idamları onaylamak için hemen toplanan MBK toplantı salonuna getiriliyor. S: 67 (İdamların İçyüzü)
  • "Artık suyun akıntısına gideceğim" (Sultan II. Abdülhamid'in Hatıraları)
  • Hareket Ordusu İstanbul'a, II. Abdülhamid'i Hal' etmek (tahtından indirmek) için geliyordu. Askerler bundan gafildirler. İstanbul'a "Meşrutiyet'i ve Padişah'ı koruyacağız" sahte amacı tekrarlanarak getirmişlerdi. Ordunun komutanı Mahmut Şevket Paşa, " Hal'in bizim tarafımızdan vuku bulacağını asker duyarsa isyan eder, mahvoluruz" diyordu. Ordu, İstanbul'da duruma hakim olunca, Meclis-i Mebusan'a haber gönderip, hal' işinin müzakeresini istedi. (Geçmişten Günümüze Bilinmeyen Tarihimiz)
  • Bir hükümdar için lazım olan şey, memleketin menfaatidir. Eğer bu menfaat Kanun-ı Esasi ilanında ise o da yapılır. Fakat iyi tatbik olunur mu, Türk'ün menfaati mahfuz (korunmuş) kalır mı? Burasını kestiremiyorum. (Sultan II. Abdülhamid'in Hatıraları)
  • Herşeyi üç paşalar idare ettiler.1. Dünya harbine girmeye Meclis i mebusan, padişah, kendileri dışında bütün kabine üyeleri ve bütün kamuoyu karşı olduğu halde, harbe bu üçlü girdi, onu bu üçlü idare etti ve mağlup oluncada 3 Kasım 1918’ de İstanbul’dan Alman denizaltısına binerek Berlin’e kaçtılar. (Sultan II. Abdülhamid'in Hatıraları)
  • Yavuz Sultan Selim, Mısır seferine giderken bir Yahudi’den borç alır. Yahudi borç yerine oğlunun Yeniçeri Ocağına alınmasını ister. Yavuz kabul etmez (Siyonizm ve Türkiye)
  • İşin esasına bakılırsa, Ermeni Meselesi ile mücadelenin içinde anavatan Anadolu'nun korunması bulunduğu için Türkiye'yi bölmeye yönelik Ermeni Meselesi ile mücadele etmek bir nevi "Türk İstiklal Savaşı'nın Anadolu'da erkenden başlaması" demek oluyordu ki, bu mücadeleyi Sultan II. Abdülhamid başlatmıştır. Zaten, TC Devleti'nin kurucusu Mustafa Kemal Paşa'nın tarihi misyonu ve İnkılap hedefleri"nde yer alan "Anavatan Anadolu'yu kurtarmak" fikri de erkenden II. Abdülhamid'in şahsında ortaya çıkmıştı. (Tarihte Türkler ve Kürtler Arasında 6 Kader Birliği)
  • Türkler'in aydın ve okumuş kesiminin cephelerde kırılması sebebiyle bir de " bürokrasi boşluğu" doğmuş, memur yapacak adam bulamama sıkıntısı ortaya çıkmış, işte tam bu sırada bu boşluğu Selanik'ten mübadele ile gelen okumuş kariyer sahibi ve zengin dönme yahudiler doldurmuşlardır. Devrin başbakanı İsmet İnönü'nün meşhur bir sözü vardır: " Ankara garında bekler, İstanbul'dan gelen trenden inen her kravatıyı yakalar Dışişlerine memur yapardık". (Dönmelik Dönmeler; Türkiye'de Gizli Tarih II)
  • İnfazları İmralı Adası’nda yapılacağı için idam edileceklere, 80 mezar kazılması istenmiş, İstanbul Savcılığından 5 cellat ve 5 adet de idam sehpası talep edilmişti. Elde kadrolu tek cellat olduğu için İstanbul Savcısı “ben bu kadar celladı nerden bulacağım” diye sızlanmış. İmralı Cezaevi Müdürü Ahmet Acarol; “Bu emri 3 ay önce(Haziran 1961’de) yerine getirdik. Zeytin ağacı dikeceğiz diye 80 mezar kazdık” der. (İdamların İçyüzü)
  • 27 Mayısı facia haline getiren mahkeme safhası olmuştur. İhtilalin meşruiyetini ortaya koymak için suçlular ihdas edilmek ve bunlara mutlaka ceza verilmek istenmiştir. MBK Üyesi Suphi Gürsoytrak, 30-40 subayın önünde; “En az 50-60 kişiyi asmaz isek, ihtilalin meşruiyeti sarsılır” demiştir. Yine komite üyelerinden Mucip Ataklı; idam sayısının 50’den az olmamasının icap ettiğini söylemiştir. (Gazeteci Can Ataklı’nın Amcası) Bu ikisi, Mahkeme başkanı Salim Başol’u öğle yemeğine çağırarak; “Reis Bey, kararlarda 60’dan aşağı idam kararı verirseniz, biz, yani Milli Birlik Komitesi gayri meşru oluruz. Yani 59 kişi bizi meşru kılmaz…” s: 13 (İdamların İçyüzü)
  • Lozan'dan sonra, Rumlar ve Ermeniler'den boşalan sanayi ve ticaret alanlarını, bu alanlarda tecrübeli ve zengin Musevi ve Dönme Yahudiler doldurmuşlardı. Zira Türk, tarihi boyunca "vatan ve devlet" için cephelerde hep savaşan olmuş, sanayi ve ticaretle uğraşmaya vakit bulamamış, bu alanları azınlıklara bırakmıştı. (Dönmelik Dönmeler; Türkiye'de Gizli Tarih II)
  • Ermeni olaylarının büyüm sorumlusu İngilizlerdir. Otonom bir Ermenistan kurarak Rusya’nın yayılmasının önüne set çekmek istiyorlardı. (İngiliz Tuzağı)
  • Amerika'nın karşı gibi göründüğü, esasında karşı olmadığı "komünist terör" onun "can simidi" olmuştu. "Şeytanı" olmuştu. Şeytanı oluşu, "komünizm tehlikesi" söylemi etrafında menfaatlerinin daha iyi korunacağı düşüncesinden kaynaklanıyordu. Amerika "komünizm şeytanı, terörü" ile bir taşla iki kuş vurdu. Komünizmi, "hür dünya, insan hak ve hürriyetlerine saygılı dünya" denilen dünyada, bu hakların karşıtı gibi gösterip onu "terörist edebiyatı" ile tasfiye etti. Tabii ki bu arada, komünist ülkelerdeki vahşete varan uygulamalar da Amerika'nın eline aleyhte propaganda malzemesi verdi. İkinci olarak "komünizm terör tehdidi"ni dost ve müttefiklerin başında "Demokles'in kılıcı" gibi tutarak onları kendine bağladı. (Bir Kuşağın Dramı)
  • Sultan 2. Abdülhamit, Almanya'ya dayanmakla esasında bir tehlikeli sığınak( İngiltere ve Fransa'nın nüfusundan) kaçayım derken diğer bir tehlikeli sığınağın içine düşmüştü. (Sarıkamış Faciası)
  • Türkiye dört bir yandan kuşatılıyor. Adeta sarmal bir işgale tabi tutulmuş bir vaziyetteyiz. Beyinler, ruhlar işgal edilmiş düşünce melekeleri dumura uğratılmış... Direnme takati kalmasın diye ne gerekiyorsa yapılmış, aile yapısı tahrip edilmiş, manevi değerler hırpalanmış, milli duruş sergileyenler adeta linçe tabi tutulmuş... Zihinler kirletilmiş... Sanal işgale karşı direnme daveti 'marjinal talepler' diye yaftalanmış... (Tarihte Türkler ve Kürtler Arasında 6 Kader Birliği)
  • İbrahim Müteferrika Macar dönmesidir. 1674 de Kolejverde doğdu. Papaz olmak için kolejde okudu. Kalvenist olan kendisi 1692 de bir Osmanlı müfrezesi tarafından "fidye-i necat" için esir edildi. Kimse fidye vermediği için İstanbul'a getirilip esir olarak satıldı. Köleliğe tahammül edemeyerek Müslüman oldu İbrahim adını aldı. (Geçmişten Günümüze Bilinmeyen Tarihimiz)
  • … İnönü’nün samimimi olmadığı, idamları açıktan olmasa bile gizliden mutlak istediği yolunda yorumlar yapılır. S:35 İnönü ile MBK Üyelerinden Erek Acuner atışmış. İnönü idamlar ve infazlarını isteyince Acuner ona karşı çıkarak işlerine karışılmamasını istemiş. Bu tavır İnönü’yü kızdırınca Acuner ve İnönü bağrışmışlar. S:36-37 İnönü idamlara karşı olsa bile, engel olmadı görüşü dillendirilmiştir. S: 54 Menderes’in Avukatı Apaydın’a göre; “İsmet Paşa’nın idamların yapılmaması için gösterdiği çaba, kendisinin 27 Mayıs Hareketinin işbirlikçisi ve etkileyici rolünü gizlemek amacına yöneliktir. Yargılamalar, duruşmalar hukuka aykırı olarak yapılırken İsmet Paşa hiç itiraz etmemiş ve âdeta idamları beklemiştir.” S:60 birebir alıntı değildir. (İdamların İçyüzü)
  • Yassıada Mahkemesi Kararları 15 Eylül 1961’de açıklandı. TCK 146/1 Anayasayı ihlal ve 188. Madde şiddet kullanmaktan İdam cezası verilen 14 kişi şunlardı: Celal Bayar, Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu, Hasan Polatkan, Refik Koraltan, Agâh Erozan, İbrahim Kirazoğlu, Hamdi Sançar, Nusret Kirişçioğlu, Bahadır Dülger, Emin Kalafat, Baha Akşit, Osman Kavrakoğlu, Zeki Erataman. Ayrıca 31 kişiye daha idam cezası verilmiş, TCK 59’ a göre müebbet hapse çevrilmişti. Bayar, Menderes, Zorlu ve Polatkan’ın idamları Yüksek Adalet Divanı üyelerinin oy birliği ile diğerlerinin kararları da oy çokluğu ile alınmıştı. S: 10-11 (İdamların İçyüzü)
  • Son zamanlarda yapılan araştırmalarda, matbaanın bize geç gelişinin "dini sebepler" e bağlanamayacğı, asıl sebeplerin sosyal kültürel ve ekonomik olduğu üzerinde durulmuştur. Matbaanın Avrupa'da icat edildiği ve kullanılmaya başlandığı günlerde, "Türkiye'de o devirde yüz binlerce hattat tarafından Avrupa matbaaların da onlardan daha fazla kitap teksir (çoğaltma) edilmekte ve orta halli Osmanlılar'ın hususi özel kütüphanedeki kitap sayısı da Batı'daki zenginlerinkinden fazla bulunmaktaydı." s:33 (Geçmişten Günümüze Bilinmeyen Tarihimiz)

Yorum Yaz