diorex
sampiyon

Sarpıncık Feneri - Fırat Sunel Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Sarpıncık Feneri kimin eseri? Sarpıncık Feneri kitabının yazarı kimdir? Sarpıncık Feneri konusu ve anafikri nedir? Sarpıncık Feneri kitabı ne anlatıyor? Sarpıncık Feneri PDF indirme linki var mı? Sarpıncık Feneri kitabının yazarı Fırat Sunel kimdir? İşte Sarpıncık Feneri kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 28.06.2023 10:00
Sarpıncık Feneri - Fırat Sunel Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Fırat Sunel

Yayın Evi: Profil Kitap

İSBN: 9786257111522

Sayfa Sayısı: 181

Sarpıncık Feneri Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Şu esas duruşta asker selamı veren kısa pantolonlu çocuk benim. Alman Harbi yıllarıydı. Her gece biraz daha karanlık… Topla tüfekle olmasa da, dişimizle, tırnağımızla ve yaşadığımız sefaletle bizler de içindeydik savaşın. Ayaklarımız çıplak, kılığımız kıyafetimiz haliyle biraz perişan. Ama olsun, utanıp çekinecek kimsemiz yoktu ki… Biz çok nadir çıkardık insan içine. Şu yamaçtaki beyaz deniz feneri var ya, işte orada yaşardık, herkesten uzakta…

Farkında değildik o zamanlar hiçbirimiz; yalnızlık ve yoksulluk nasibimiz olsa da, meğer çocukluk günlerimizin o son demleri aslında hayatımızın en güzel dönemleriymiş…

Fırat Sunel duygu yüklü bu romanında, herkesten ve her şeyden uzak bir deniz fenerinin ıssızlığında yaşam mücadelesi veren, köklerinden koparılmış bir ailenin dramını çocukluk günlerinin masumiyetiyle anlatıyor.

Günün birinde karşılarındaki adaların Nazi orduları tarafından işgal edilmesi acı hatıraları depreştirir ve geçmişin gölgesinde ailenin hayatı hızla değişir…

Sarpıncık Feneri Alıntıları - Sözleri

  • “Babam denizi çok severdi, ona yakın hissetsin diye maviye boyamış kapımızı. ‘Bak işte deniz kapımıza geldi’ derdi...”
  • Çünkü eksilen hayatların yerine bir şey konulamıyordu...
  • Farkında değildik o zamanlar hiçbirimizi; yalnızlık ve yoksulluk nasibimiz olsa da, meğer çocukluk günlerimizin o son demleri aslında hayatımızın en güzel dönemleriymiş…
  • Zaman yerinde duramayan zıpır bir çocuk misali koşturuyor ve ona ayak uydurmaya çalışırken daha hızlı yaşlandığımı fark ediyorum.
  • Meğer çocukluk günlerimizin o son demleri aslında hayatımızın en güzel dönemleriymiş...
  • Epiktetos: “Bir insanın anavatanı çocukluğudur.”
  • Öğrenmeyi bir fidanın yeşerip serpilmesine benzetirdi Ethem Öğretmen. Fidanı büyütmek için nasıl toprağını çapalayıp havalandırmak ve sulamak lazımsa, bilgiyi büyütmek için de bolca okumak lazım derdi.
  • “Farkında değildik o zamanlar hiçbirimiz; yalnızlık ve yoksulluk nasibimiz olsa da, meğer çocukluk günlerimizin o son demleri aslında hayatımızın en güzel dönemleriymiş...” Sapıncık Feneri / Fırat Sunel
  • Ölümle gelen keder o kadar ağır bir yüktür ki, zaman dediğimiz şey bile onu taşımakta zorlanıyor, omuzlarına çöktüğünde beli bükülüp adımları yavaşlıyordu.

Sarpıncık Feneri İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Eski Bir Fotoğraftan Kırpılmak: Ermiş deniz fenerlerinden aydınlık dumanlar gelir Eski bir şarkıda gemileriyle kaybolanlar gelir Siyah yelkenleri rüya tozlarıyla örtülü Attila İlhan - Deniz Kasidesi şiirinden. Fırat Sunel’in okuduğum ilk kitabı. Öylesine yüreğe dokunuyor ki tam olarak nasıl yorumlayacağımı bilemiyorum. Ne duru bir anlatım. Okuyanı sarıp sarmalayan bir kitap. Okumalısınız. Aslında kitap/salkim-sogutlerin-golgesinde--50063 yazarın okumayı düşündüğüm ilk kitabıydı. Şimdi daha bir sabırsızım okumak için. Çok etkilendim kaleminden. “Gurbet benim için hiç bitmedi.” diyen yazar, Almanya’da işçi bir ailenin çocuğu olarak büyümüş, Almanya dahil kimi ülkelerde başkonsolos ve büyükelçi olarak görev yapmış. “kitap/sarpincik-feneri--247060 ”nde Sakızlı mübadil bir aile merkezinde kardeşlik bağları, ayrılık ve yaşadığı topraktan koparılmanın yarattığı yıkımı işliyor. Doğduğumuz topraktan başka yerlere savrulmak, can korkusuyla sevdiğimiz ve bağlı olduğumuz her şeyi bırakıp gitmek zorunda kalmak, son nefesimizi verene kadar özlemle oraları sayıklamak bizlerin yabancısı olduğumuz hisler. Bu hazin göç hikâyelerini kitaplardan okurken bile yüreğimiz parçalanıyorsa, bunu bizzat yaşayanların acısını varın siz düşünün. Mübadele veya göç elbette çok yazılmış, çok okunmuş konular. Ancak bu kitapta farklı bir anlatım var. Okuyanı çocukluğuna götüren bir rüzgâr diye tanımlayabilirim. Bütün o hazin yaşanmışlıkları bir çocuğun anılarından, deniz fenerinin büyüsüyle harmanlayıp öyle güzel dokumuş ki yazar, iyi ki okumuşum dedirtti. Attila İlhan, Deniz Kasidesi şiirinde “Ermiş deniz fenerlerinden aydınlık dumanlar gelir” demiş. Kitabı okurken sık sık aklıma geldi. Aydınlık günlere olan inancımız gitgide azalırken, neyse ki kitaplar var demekten kendimi alamıyorum. Bu karanlık dünya denizinde bize fener olan böylesi güzel kitapları yazanlara minnetle... (Neşe)

Fırat Sunel’in okuduğum üçüncü kitabı. Diğer iki kitabında olduğu gibi bu kitabını da samimi sıcak içten akıcı bir dille yazmış. Yazar, gemilere yol gösteren deniz fenerinde yaşayan 6 kişilik bir ailenin, yaşama, var olma savaşını evin küçük oğlunun gözünden anlatıyor... Kitabı okurken kendinizi romanın içinde kolayca buluyor, ailenin çektiği sıkıntı, acı, mutluluk, çaresizlik duygularını onlarla birlik de yaşıyorsunuz... (Mahpuker Sönmez)

Sarpıncık Feneri PDF indirme linki var mı?

Fırat Sunel - Sarpıncık Feneri kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Sarpıncık Feneri PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Fırat Sunel Kimdir?

Asmara (Eritre) büyükelçisi.

Fırat Sunel Kitapları - Eserleri

  • Salkım Söğütlerin Gölgesinde
  • İzmirli
  • Sarpıncık Feneri

Fırat Sunel Alıntıları - Sözleri

  • " Yanan ana ürəyini bu dağların sərin havası, Uravelin buz kimi suyu soyudardı? Soyutmazdı, əlbəttə. " (Salkım Söğütlerin Gölgesinde)
  • “Farkında değildik o zamanlar hiçbirimiz; yalnızlık ve yoksulluk nasibimiz olsa da, meğer çocukluk günlerimizin o son demleri aslında hayatımızın en güzel dönemleriymiş...” Sapıncık Feneri / Fırat Sunel (Sarpıncık Feneri)
  • Suçluluk melankolisine kapılan insan neden ölümü düşler? Sanırım yaşadığı sıkıntı ve çaresizlikleri geride kalanların omuzlarına yıkmak için. Ölüm her şeyi affeder, suçluyu bile mağdur yapar. (İzmirli)
  • İnsanı insana kırdırmışlar, kardeşi kardeşe düşman etmişler baksana. Bu koca dağları, geniş ovaları mı paylaşamamışlar? (Salkım Söğütlerin Gölgesinde)
  • Öğrenmeyi bir fidanın yeşerip serpilmesine benzetirdi Ethem Öğretmen. Fidanı büyütmek için nasıl toprağını çapalayıp havalandırmak ve sulamak lazımsa, bilgiyi büyütmek için de bolca okumak lazım derdi. (Sarpıncık Feneri)
  • Meğer çocukluk günlerimizin o son demleri aslında hayatımızın en güzel dönemleriymiş... (Sarpıncık Feneri)
  • “En derin hatıralar, kokuyla yoğrulanlardır.” (İzmirli)
  • Sanki Hayat bir doğum ve bir ölümden ibaretmiş, o iki tarih arasında yaşananların hiç bir önemi yokmuş gibi... (İzmirli)
  • İnsanı insana kırdırmışlar, kardeşi kardeşe düşman etmişler baksana. Bu koca dağları, geniş ovaları mı paylaşamamışlar? (Salkım Söğütlerin Gölgesinde)
  • Baba ocağı olmadıktan sonra her yer gurbetti. (Salkım Söğütlerin Gölgesinde)
  • " Hər biri bir yerə gedən bu qatarlar onları ailələrinə qovuşdurmayacaqdı. Onlarla insan bir daha sevdiklərinin harada olduğunu bilmədən yaşamağa çalışacaqdılar. " (Salkım Söğütlerin Gölgesinde)
  • Onun hayatı bi rüyaydı; günün birinde uyandığı için ölmüştü... (İzmirli)
  • Farkında değildik o zamanlar hiçbirimizi; yalnızlık ve yoksulluk nasibimiz olsa da, meğer çocukluk günlerimizin o son demleri aslında hayatımızın en güzel dönemleriymiş… (Sarpıncık Feneri)
  • " Müharibə onlarda bir daha heç silə bilməyəcəkləri yaralar açmış, ürəklərini əbədilik dağlamışdı..." (Salkım Söğütlerin Gölgesinde)
  • Zaman yerinde duramayan zıpır bir çocuk misali koşturuyor ve ona ayak uydurmaya çalışırken daha hızlı yaşlandığımı fark ediyorum. (Sarpıncık Feneri)
  • Epiktetos: “Bir insanın anavatanı çocukluğudur.” (Sarpıncık Feneri)
  • “Dünya mı artık daha zalim, yoksa biz çocuktuk da bilemiyor muyduk?” (Salkım Söğütlerin Gölgesinde)
  • Çünkü eksilen hayatların yerine bir şey konulamıyordu... (Sarpıncık Feneri)
  • Vurduğu silahsız Kızıl Ordu askeri geldi yine gözünün önüne. Tetiğe bastığında dizlerinin üzerine çöküvermişti. Yaşıyor gibiydi… idealleri uğruna silahsız bir adamı öldürmenin ağırlığını her zaman içinde hissetti Vitali. O mavi gözlü ceset,ömrünün geri kalanında onu hep izledi… (Salkım Söğütlerin Gölgesinde)
  • Dünya mı artık daha zalim, yoksa biz çocuktuk da bilemiyor muyduk? (Salkım Söğütlerin Gölgesinde)

Yorum Yaz