diorex
Dedas

Savaşçı - Doğan Cüceloğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Savaşçı kimin eseri? Savaşçı kitabının yazarı kimdir? Savaşçı konusu ve anafikri nedir? Savaşçı kitabı ne anlatıyor? Savaşçı kitabının yazarı Doğan Cüceloğlu kimdir? İşte Savaşçı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 20.02.2022 14:00
Savaşçı - Doğan Cüceloğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Doğan Cüceloğlu

Tasarımcı: Ömer Erduran

Yayın Evi: Remzi Kitabevi

İSBN: 9789751408259

Sayfa Sayısı: 392

Savaşçı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

e.e. cummings der ki;

Seni diğerlerinden farksız yapmaya bütün gücüyle gece gündüz çalışan bir dünyada, kendin olarak kalabilmek, dünyanın en zor savaşını vermek demektir. Bu savaş bir başladı mı, artık hiç bitmez!...

Anlamlı ve Coşkulu Bir Yaşam İçin Savaşçı kitabında böyle bir savaştan söz ediyoruz. Söz ediyorum değil, söz ediyoruz; çünkü kitabı Arif Bey'le beraber oluşturduk.

Arif Bey kimdir?

Arif Bey, bu kitapta benimle konuşan bir sınıf öğretmeni. O beni bulmadı, aslında ben onu buldum. Uzun zamandır öğretmenlere ulaşmak, onlarla bir diyalog başlatmak gereksinmesi duyuyordum. Arif Bey'i böyle bir aryışın sonucunda buldum.

Arif Bey'in yüreğinde sıkıntı var. Çabalıyor. Anlamak istiyor, yapmak istiyor. Destek bulamıyor. Ve yalnız!...

- Doğan Cüceloğlu-

(Arka Kapak)

Savaşçı Alıntıları - Sözleri

  • Farklı olmaya çalışırsanız, herkes size karşı tavır alır.
  • Hayır demesini bilmeyen kişi güçsüz kişidir.
  • Siz sadece diğer insanlarla birlikte yaşamıyorsunuz; kendinizle de sürekli beraber yaşıyorsunuz.
  • Bir karar vermeden önce üzül düşün ama kararını verdikten sonra üzüntü ve düşüncelerden kurtulmuş olarak yoluna git ;daha milyonlarca konuda karar seni bekliyor olacak.
  • "Kim olduğun o kadar bağırıyor ki ne dediğini duyamıyorum."
  • Seni diğerlerinden farksız yapmaya tüm gücüyle gece gündüz çalışan bir dünyada kendin olarak kalabilmek, dünyanın en zor savaşını vermek demektir. "Bu savaş başladı mı, artık hiç bitmez."
  • ”Kim olduğun o kadar bağırıyor ki, ne dediğini duyamıyorum.”
  • “İnsan bir şeyi yapmaya karar verdi mi, sonuna kadar gitmeli; ama yaptığı şeyden sorumluluk almalı. Ne yaparsa yapsın, önce niçin onu yaptığını bilmeli ve daha sonra yaptıklarını hiç kuşkulanmadan, çekinmeden, bütün gücünü vererek yapmalı.”
  • “Bir karar vermeden önce, üzül, düşün; ama, kararını verdikten sonra üzüntü ve düşüncelerden kurtulmuş olarak yoluna git.”
  • “Hayır” demesini bilmeyen kişi güçsüz kişidir. Hayır demesini bilmeyen kişinin “Evet”inin de anlamı yoktur.
  • “Dünyadaki hiçbir çıkar, verdiğiniz sözü tutmamaya veya kendinize olan saygınızı kaybetmemeye değmez.” Marcus Aurelius Antoninus
  • “Kendi kalbine bakamayanın yaşamı bulanıktır; kendi yüreğine bakabilme cesareti gösterenler gönlünün muradını keşfedenlerdir. Dışarıya bakan rüya görür, hayal dünyasında kaybolur; içeriye bakan uyanır, kendini keşfeder.” Carl Jung
  • “Yaşam enerjinizin kaynağı sizin özünüz. Kendi özünüzden koptuğunuz zaman şevkiniz kalmaz.”
  • "Kim olduğun o kadar bağırıyor ki ne dediğini duyamıyorum."
  • “Sözünü tutan insan, verdiği her sözü önemli görür. Söz vermenin önemlisi, önemsizi yoktur. Haklı nedenler olmadan tutulmayan her söz, sizin kendi gözünüzde kim olduğunuzu derinden yaralar.”

Savaşçı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Savaşçı: Doğan Cüceloğlu’nun Savaşçı kitabı bize varoluş nedenlerimizi bulma, hayattaki amacımızın ne olduğu konusunda bize yol gösterici bir eserdir. Yazar kitaba bir anıyla başlıyor. Psikoloji alanında öğretim görevlisi olan yazarın öğretmen olan Arif beyin iç çatışmalarına psikolojik açıdan çözüm bulma sürecini konu alıyor. Kitap 11 bölümden oluşuyor. Diyalog şeklinde kaleme alınmış. Yazar kitapta Carlos Castereda’nın kitaplarında bahsettiği kızıl derili şaman bilge don Juan’dan alıntılar yapar. Arayış Bölümü: İlk önce birey anlam arayışı içinde olmalı.İnsan olmanın ötesinde ben kimim sorusuna cevap ararken bulabilirsiniz kendinizi. Varoluş nedeninizi sorgularsınız. Uyanış Bölümü: Bireyin kendi iç hapishanesinden çıkması, özgür olabilmesi, yaşamını kendi özgür iradesiyle sürdürebilmesi ve bireyin en temel gereksinimi ‘ait olma’ ve ‘birey olma’ bu ikisi arasındaki dengenin önemini sorgularsınız. Niyet: Bu bölümde üstünde durulan konu, bireyin içindeki bir amaca yönelme isteği ve düşüncesi yani niyetinin öneminin kavraması. Savaşçı niyetinin sürekli farkındadır. Bir insanın niyeti, o kişinin içinde bulunduğu ortamı nasıl algılayacağını, o ortamda bilincini nasıl organize edeceğini belirleyen en önemli etkendir. Geleceği yaratmak: Gerçek saygı, kişisel bütünlüğün temelinde yatar. Bu nedenle toplumun gelecekteki sağlığı, çocukların zihinlerini ve gönüllerini geliştirmede yatar. Birey rasyonel bir varlık olarak gelişmeli, savaşçının kişisel bütünlüğünü kavramalı; özü, sözü doğru olmalı, değerler ve ilkelerle ahenk içinde yaşamalı. Bir duruş içinde olmalı ve günlük yaşamda kişisel bütünlüğü olmalı. Tüm bunlar geleceği yaratmakta birer adımdır. Güç: Var oluş boyutlarından biri de yapabilirim bilincidir. Bir insan niyetinin bilincinde, neyi niçin istediğinin anlamını kavramış olarak, istediği şeyi, istediği için yapabilecek gücü görebiliyorsa, bu insan kendini güçlü hissedecektir. Savaşçının en önemli güç kaynağı niyetinin saflığı içinde verdiği kararlardır. Sorumluluk: Bir diğer varoluş boyutta sorumluluk bilincidir. Bir insanın sorumlu olması için, o insanın sorumlu tutulacağı konuda bir farkındalığı, bir bilinci olması gerekir. Sorumluluk almış insan hesap verir; kendi bilincinin, kendi gücünün, kendi eyleminin sınırları içinde olaya sahip çıkar. Ölüm bilinci : don Juan ölüm ile ilgili şöyle der: “ Ölüm düşüncesi insan oğlunun ruhuna çeki düzen veren tek şeydir.” Yaşamın mutlaka son bulacağı ve bu sonun her an olabileceği bilincinde olmalı. Değişim: Her şeyin gerçekleştirmek istediği bir varoluş amacı vardır ve değişim, bu amacın gerçekleşmesi için doğal olarak ortaya çıkar. Bilinçte meydana gelen değişimler, diğer tüm değişimlerin esasını oluşturur. Değişimi bilinçli olarak yapmayı göze almak, gayret ve cesaret ister. Bitmemiş işler: Savaşçı şimdi ve burda her şeyi kişisel bütünlük, sorumluluk ve bilincinin saflığı içinde tamamlayarak yaşar. Bitmemiş işler bizim şimdi ve şu anı algılamamıza ve yaşatmamıza engel teşkil eder. Savaşçı olmak için: Savaşçıda olması gereken özellikler. *Karar vermeden önce düşünür, inceler, gözden geçirir, acele etmez, herşeyi hesaba katar. *Kararını verirken özgür iradesi içinde verir, yani onun kararı bir seçimdir. *Verdiği karardan pişmanlık duymaz. *Sabırla bekler; beklediğini bilir. *Ölümünün bilincindedir. *Ölümünü umursamaz bir tavır içindedir. *Stratejik bir tavır içinde yaşar.Hiçbir şeyin müptelası olmaz. *Her şeye saygıyla yaklaşır. *Vuruş menzili içinde kalır. *Seçimini yaparken gönlünün sesini dinler. *İç konuşmasını istediği zaman durdurabilir. *İçinde bulunduğu duygusal durumu kendisi belirler. *Alçak gönüllüdür. *Her şeyi üstesinden gelinmesi gereken bir öğrenme fırsatı olarak görür. *Sağlığına özen gösterir. *Yaşamına katkıda bulunan her şeye ve herkese teşekkür duygusu besler. Devam edelim: Doğan bey ve Arif beyin savaşçı olmak adına atacağı adımları konuşmak için sözleştikleri ve kitaba son verdikleri bölüm. Kitabı bitirdikten sonra kendinizin var oluş nedenini sorgularken buluyorsunuz. Ben kimim? Hayattaki amacım ne? Sorumluluklarımın bilincinde miyim? Dünyaya ne gibi bir katkım var? İşte bu sorulara cevap verdiğimiz de belki bizde savaşçı olma yolunda bir adım atmış oluruz. (Bircan Kök)

En Zor Savaş: "Seni diğerlerinden farksız yapmaya Bütün gücüyle gece gündüz çalışan bir dünyada, Kendin olarak kalabilmek, Dünyanın en zor savaşını vermek demektir. Bu savaş bir başladı mı, Artık hiç bitmez!..." E. E. Cummings Fabrikasyon insanlar olmamızı istiyorlar. Aynı, tek tip. Tahmin edilebilir, kolay yönetilir olmamızı... Farklılıktan korkuyorlar. Çünkü asıl güzelliğin farklılıklarda, çeşitlilikte olduğunu, eğer bunu farkedersek tüm o nesneleri satın almayacağımızı, sağa sola koşturmak yerine kendimize ve diğer insanlara sarılacağımızı, tüm o zımbırtılara ihtiyaç duymayacağımızı, biliyorlar. Asıl canlılığın kendimiz olmakta, otantik olmakta olduğunu biliyorlar. Canlı olmak için başka insanların onayına ihtiyaç duymayacağımızı biliyorlar. Bu yüzden bu savaş... "Anlamını yitiren bir yaşamın temel sorunu, kendi yaşamının dansını yapamamaktır; 'mış gibi' yaşamaktır. Arayışa geçmek zamanı gelmiştir." ...de geçiyordur bile. Kitapta Doğan Cüceloğlu ile Arif öğretmenin diyaloglarını okuyoruz. Bu sohbette hayata dair her şey konuşuluyor. Arif öğretmen bir süredir yanlış mesleği seçmiş olduğu konusunda şüphe içinde bir halde Doğan Cüceloğlu'na ulaşıyor. Ve onunla bu konuyu konuşmak istediğini söylüyor. Uzun zamandır öğretmenlere ulaşmak isteyen Cüceloğlu, doğru kişiyi bulduğunu hissederek konuşmayı kabul ediyor. Sonrasında bu tekamül yolculuğunu takip etmeye başlıyoruz. "Gözlemleyen benle, gözlemlenen ben arasındaki fark bilinmeyince insanlar gözlemlenen şeyin içine hapsoldular. 'Ben öğretmenim, marangozum, babayım, anneyim, Müslümanım, kadınım, erkeğim' gibi sosyal rollerin içinde kendilerini tanımlamaya çalıştılar ve tabii ki boğulup kaldılar." Bu hapishaneden kurtulmak, boğulduğunu farketmek ve önce arayışta olmakla başlıyor. "Hapishanede olduğunuzu fark ettiğiniz an, SAVAŞÇI olma yolunda ilk adımı atmış olursunuz." Bu yolculuğu anlatırken Doğan Cüceloğlu, felsefeden, psikolojiden, Mevlana'dan, Karl Marks'tan, fenomenolojiden, doğu bilgeliğinden...vs. en çok da Carlos Castaneda'nın kitaplarında bahsettiği Kızılderili büyücü Don Juan'dan söz ediyor. Bu hapishaneden kurtulup, içindeki niyetle uyumlu olarak, büyük resme bağlı kalarak nasıl eylemde bulunabileceğimiz, nasıl kendimiz için yaşam savaşçısı olabileceğimiz sohbet halinde detaylarıyla anlatılıyor kitapta. " sözü size bir şey ifade ediyorsa, o yönde öğrenmek, o yönde değişmek, eylem içinde olmak istiyorsanız, bu kitap sizin için yazıldı." Keyifli okumalar dilerim. (Demet Elmas)

Kitabın Yazarı Doğan Cüceloğlu Kimdir?

Cüceloğlu'nun dilinden...

On bir çocuklu bir ailenin on birinci çocuğu olarak Mersin'in Silifke kasabasında doğmuşum. On yaşındayken annemi kaybettim ve ölümün ne demek olduğunu anladım: artık onu bir daha hiç göremeyecek, dokunamayacak, naz edemeyecektim.

Silifke'de en yüksek dereceli okul olan ortaokulu bitirdikten sonra subay olan ağabeylerimin yanında Ankara ve Kırklareli'nde okudum ve Kırklareli Lisesi'nden mezun oldum. Kırklareli Lisesi'nde ilk aşk şiirimi yazdım.

Ankara Atatürk Lisesi'nde edebiyat ve kompozisyon öğretmenim olan Cahit Okurer bir gün ne olmak istediğim sordu; mühendis olmak istediğimi söyledim. Bilim adamı olmak istemez misin, dedi. Onun etkisi altında İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü'ne yazıldım ve oradan mezun olduktan sonra ABD'de Illinois Üniversitesi'nde doktoramı yaptım. Uzmanlık alanım iletişim psikolojisidir.

Amerika'da doktora öğrencisiyken, benim gibi doktora öğrencisi olan Kaliforniya'da doğmuş büyümüş Emily ile tanıştım ve evlendim. On bir yıl süren evliliğimizde üç çocuğumuz oldu: Ayşen, Elif ve Timur.

Evlendiğimde ne kendimi tanıyormuşum, ne de evliliğin ne olduğunu. Silifke'de büyürken çevremde gördüğüm evlilik, koca, baba modelleriyle Kaliforniya'da büyümüş feminist bir Amerikalı kıza kocalık yapmaya çalıştım. Sonuç: hem ben çok ıstırap çektim hem de Emily'ye acı çektirdim. Benim şimdi yüreğimi en çok yakan çocuklarıma verdiğim acılar. Onlardan dört yıl ayrı yaşadım.

Yaşadığım acılar her şeyi bilmediğimi, öğrenmem gereken çok şey olduğunu gösterdi ve yalnız bilgi yönünden değil, insan olarak gelişmem gerektiğine ikna oldum.

Kendimi geliştirme süreci içinde kitap yazmaya başladım; ilk kitabım İnsan İnsana bu sürecin ilk ürünüdür. Gelişim süreci içinde kazandıklarımı kitaplar yoluyla paylaşmaya devam ediyorum.

Amerika'daki görevimden emekli olup ayrıldıktan sonra Türkiye'de kitap yazmayı sürdürdüm. Kitap yazmanın yanı sıra konferanslar ve seminerler verdim, televizyon programlarına başladım.

Şu devrede önceliğim kitap yazmak.

Ünlü psikolog 16 Şubat 2021 tarihinde İstanbul Beşiktaş 'taki evinde hayatını kaybetmiştir.

Doğan Cüceloğlu Kitapları - Eserleri

  • İletişim Donanımları
  • Mış Gibi Yaşamlar
  • Bir Kadın Bir Ses
  • İçimizdeki Çocuk
  • İnsan İnsana
  • Savaşçı

  • Öğretmen Olmak
  • Onlar Benim Kahramanım
  • İçimizdeki Biz
  • Başarıya Götüren Aile
  • Damdan Düşen Psikolog
  • Korku Kültürü
  • Mış Gibi Yetişkinler

  • Gerçek Özgürlük
  • İnsan İnsana Sohbetler 1
  • Derviş'in Aklı
  • Geliştiren Anne-Baba
  • Evlenmeden Önce
  • Öğretmenim Bir Bakar mısın?
  • İletişim ve Etkili Yaşam Semineri

  • İnsan ve Davranışı
  • Var mısın?

Doğan Cüceloğlu Alıntıları - Sözleri

  • Olgun insan şu özelliklere sahiptir: (1) iyi belirlenmiş benlik sınırları vardır; (2) kendini değerli bulur; (3) yaşamın değişik yönleri arasında denge kurar; (4) duygularını tanır ve ifade eder. (İçimizdeki Çocuk)
  • Yarın dağların yerini değiştireceğini hayal ediyorsan, bugünden küçük taşları kaldırmaya başlamalısın. (Onlar Benim Kahramanım)
  • "Ama ben hiç akıllanmadım... Yok sayılmışlığın farkında bir deliyim hâlâ..." (Bir Kadın Bir Ses)
  • Kitabın ilk hâlini değerlendirmesini istediğim Milli Eğitim Müdürlüğü görevini yürüten değerli bir eğitimci dostum bana şöyle yazmış: "Öğretmen, aslında her biri saklı, potansiyel bir rezerv olan öğrencilerini açığa çıkaran bir maden mühendisi olmalı. Sınıfın en akıllı ve en yaramaz çocukları bilinir, diğer rezervler hep saklı kalır. İşte öğretmen asıl bu öğrencileri ortaya çıkaran olmalıdır!" Çok güzel bir benzetme : Toprağın altında gömülü, saklı maden rezervini ortaya çıkaran bir mühendis olmak! (Öğretmenim Bir Bakar mısın?)
  • “Kim olduğun o kadar bağırıyor ki ne dediğini duyamıyorum.” (Var mısın?)
  • "Özgürlüğünün sorumluluğunu alan ve bu sorumluluğun gereğini yapan insan benim gözümde bir kahramandır." (Onlar Benim Kahramanım)

  • Hüznünüzü kaybetmeyin. Acınızı ucuza satmayın. (Gerçek Özgürlük)
  • Hayallerimiz kendimiz için beslediğimiz umutlardır; hayaller kaybolduğunda umutlar kaybolur. (Geliştiren Anne-Baba)
  • Öyle yorgunum ki.. . . (Bir Kadın Bir Ses)
  • İnsanlarla münasebetin ateşle münasebetin gibi olsun. Çok uzaklaşma donarsın çok yaklaşma yanarsın SADİ ŞİRAZİ (İletişim Donanımları)
  • Genetik yapının çalışma şekli evrenseldir. (İnsan ve Davranışı)
  • Bir nazlı kuşa benzer Çocuk dediğin. Ev ister, ekmek ister Öpülmek okşanmak ister. Cahit Külebi (Başarıya Götüren Aile)
  • Bence bir ülkenin bir numaralı sorunu , her öğrencinin yetenekleri doğrultusunda tırmanabileceği yere kadar tırmanmasına imkan sağlamaktır. (Derviş'in Aklı)

  • "Bence dünyada öğretmenlik gibi hiçbir meslek yok ki sadece bir saatlik bir dersle bile bir insanın kaderini etkileyebirsin". (Öğretmen Olmak)
  • “Sevgi ve anlayışla hareket eden hiç kimse kaybetmez; veren de kazanır, alan da!” (Öğretmenim Bir Bakar mısın?)
  • Korku ortamına alışmış bu insanlar, korku ortadan kalkınca, iyi muamele eden kişiyi zayıf olarak görürler. (İletişim Donanımları)
  • "Ruhen çöken insanın şevki kaybolur. Bir insana yapılabilecek en büyük kötülük budur." (İçimizdeki Biz)
  • Hepimizin içinde güzel söz ve gülümseme bekleyen bir çocuk var... (Geliştiren Anne-Baba)
  • Kendini bil ve çıkabildiğin yere kadar çık. (Derviş'in Aklı)
  • Her din, kendi tarihi içinde belirli devrelerde yozlaştırılmış ve yobazların hakimiyeti altında kalmıştır. (İnsan İnsana)

Yorum Yaz