diorex
sampiyon

Sefile - Halid Ziya Uşaklıgil Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Sefile kimin eseri? Sefile kitabının yazarı kimdir? Sefile konusu ve anafikri nedir? Sefile kitabı ne anlatıyor? Sefile kitabının yazarı Halid Ziya Uşaklıgil kimdir? İşte Sefile kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 10.03.2022 18:00
Sefile - Halid Ziya Uşaklıgil Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Halid Ziya Uşaklıgil

Yayın Evi: Özgür Yayınları

İSBN: 9789754472288

Sayfa Sayısı: 184

Sefile Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Yazarın ilk romanı Sefile 1886 - 1887'de gazetede tefrika edilmesini rağmen devrin sansürünün izin vermemesi yüzünden kitaplaşamamıştır. Bu roman aşkı yüzünden iffetini kaybedip fuhuşa sürüklenen ve trajik bir şekilde ölen bir Müslüman Türk kızı anlatır. Fuhuş alemlerinde yaşayan genç Türk kadınlarını anlatması eserin yasaklanmasının başlıca sebeplerinden birisi olmuştur; diğer bir sebepte Sefile'nin kahramanının kadın hakları konusundaki cüretkar söz ve davranışıdır

 

Sefile Alıntıları - Sözleri

  • Ben bundan sonra hayatımı değiştirecek kadar hayatla uğraşamam.
  • Genç kızların şiir ve hayalden oluşan bir alem olmak üzere düşündükleri taze hayata, sonbahara erişmiş bir eşin refakatiyle giriyordum.
  • Eğer hassas bir kalbe sahip olsaydın,bu müddet zarfında ne ıstıraplar , ne eziyetler altında yaşadığımı tasvir ederdin.
  • Şimdi kalbi aşkla çarpmıyordu, hazin hazin ağlıyordu.
  • Lakin hayatında sükut eden bu valide, ölümünde affetmek istemiyordu. Reddedilmiş bir sevgi, ayaklar altına alınmış bir hukukun verdiği kahredici şiddetle intikam almak istiyordu.
  • Genç kız vahşi bir düşmanlıkla, "Niçin?" dedi. Evet, niçin herkesten çok bedbahttı, herkesten çok felaket görmüştü?
  • Kalbinin en küçük bir aşka tamamen kabiliyet yoksunluğunu iddia ettiği zaman, duyguları şiddetli bir sevginin etkisi altında bulunuyordu.
  • Fakat hissiyat-i kalbiyyesini başka bir kalbe dökmeye şiddetle ihtiyacı vardı.
  • Sen zannetmediğim kadar hain imişsin.
  • Ben fecî muaşakalar(trajik aşklar),şairane muhabbetler(şiirli sevgiler) tasavvur(hayal)ederdim.Fakat heyhât!..
  • Bir muaşakadan [aşktan] alınan lezzet mahvolur, lâkin bir validenin badi-i felâketi [felâket sebebi] olmaktan mütevellit [ileri gelen] azab-ı vicdanî ebediyyen müteezzi eder [acı verir].
  • Burası Mihriban'ın Mazlume'ye tesadüf ettiği mahaldi (yerdi]. O zaman genç kız hayatını imlâ eden [dolduran] sefaletlerini düşündü. Hatırat-ı hayatını birer birer zihninden geçirdi. Buradan iftirakından avdetine (ayrılışından geri dönüşüne ) kadar güzar eden (geçen) hayatını saati saatine takip etti. Mazlume'nin kalbinde vahşi bir yeis [merhametsiz bir aci] hüküm-ferma idi.[hükiüm sürüyordu]. Zavallı kız kaderin en acı tecrübelerine hedef olduğunu,daima bedbaht olmak üzere yaratıldığını anıyordu.
  • Fakat hissiyat-i kalbiyyesini başka bir kalbe dökmeye şiddetle ihtiyacı vardı.
  • "O zaman bu muaşakanın ebediyetine [aşkın sonsuzluğuna] kanaat etmişti. İkbal kendisi için fecî bir numuneydi [çok acı bir örnekti]. Lâkin Mazlume bunu düşünmüyordu, sevmek, sevilmek istiyordu."
  • Burası Mihriban'ın Mazlume'ye tesadüf ettiği mahaldi (yerdi]. O zaman genç kız hayatını imlâ eden [dolduran] sefaletlerini düşündü. Hatırat-ı hayatını birer birer zihninden geçirdi. Buradan iftirakından avdetine (ayrılışından geri dönüşüne ) kadar güzar eden (geçen) hayatını saati saatine takip etti. Mazlume'nin kalbinde vahşi bir yeis [merhametsiz bir aci] hüküm-ferma idi.[hükiüm sürüyordu]. Zavallı kız kaderin en acı tecrübelerine hedef olduğunu,daima bedbaht olmak üzere yaratıldığını anıyordu.

Sefile İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kitap oldukça akıcı ilerliyor. Sıktığı yerler çok azdı benim için. Ortalarına geldiğimde tamam bitti artık daha ne olabilir ki dediğim anda yanıldığımı farkettim. Esas olaylar oradan sonra başlıyor. Halid Ziya okuyucuya ters köşe yapıyor diyebilirim. " Mazlume felaketle başlamış, felaket içinde devam etmiş bir hayatın son kısmından başka bir şey değildi." diye bir cümle geçiyor. Bu cümle kitabı özetliyor bence. Ayrıca bir "anne!" genç kızların hayatını nasıl mahveder onu da göreceksiniz okudukça. Elimizdeki bu DEĞER Halid Ziya UŞAKLIGİL'in ilk romanları arasındadır. Türk Edebiyatının en üretken yazarları arasında olan Halid Ziya'nın tüm eserlerini okumalıyız bence.. Keyifli okumalar diliyorum :) (ғ.ᴋ ü ʙ ʀ ᴀ)

Ülkenin en kıymetli edebiyatçısı elinde tebeşir, kara tahtanın önünde Halid Ziya Uşaklıgil'i anlatırken, benim aklımdaki #servetifünun #Edebiyatıcedide sorusu gelirse ilk işaretlemem gereken şık olması gerektiğiydi. Maalesef o zamanlar aklım çoktan seçmeli çalışırdı. Çoktan seçmeliden kalan zamanlarda ise üniversitede hangi bölümü seçmem gerektiği, hangisine puanımın yeteceği, bir yanda Japonca tutkum diğer yanda aile/okulun prestijli beklentileri...Böyle farklı yönlerden esen rüzgarlar arasında savrulurken, koskoca Halid Ziya ve daha nice ustaları teğet geçtim... En çok buna yanarım. Şu anda da durum aynı, hatta daha vahim. Geçtiğimiz günlerde Aşk-ımemnu'yu (Nebahat Çehre ve Beren Saat' in imgelerinden kurtulmaya çabalayarak), bu gece de Sefile'yi okudum. Halid Ziya, ölümünün üzerinden 80 yıl geçse de, Türk edebiyatının en müthiş ustaları arasında yerini koruyor bence. Romanlarını ısrarla tavsiye ederim. (kitap.ve.deniz)

Dönemin ünlü yazarından: Eser Halid Ziya'nın ilk romanıdır. Ahmet Mithat'ın romantik bir karakter taşıyan “ Henüz On Yedi Yaşında” adlı eserinin antitezi olarak kaleme alınmıştır bu yüzden önemli bir eserdir. Bu romanda fuhuş ve alkolizmin sosyal boyutunu irdelenmiş. Romanlarında ruh çözümlemelerine önem veren sanatçı; karakterlerin iç hesaplaşmalarına, ruh tahlillerine bolca yer vermeyi eksik etmemiş ayrıca zamanda geriye dönüşler de yapmış. Eserde realizmin ve natüralizmin izlerini çok net görebilirsiniz. Genel olarak beğendiğim ve bir gün içinde bitirdiğim bir eser oldu. Herkese bol okumalı günler diliyorum. (Nur Nişancı)

Sefile PDF indirme linki var mı?

Halid Ziya Uşaklıgil - Sefile kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Sefile PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Halid Ziya Uşaklıgil Kimdir?

Bazı edebi yazılarını Hazine-i Evrak dergisinde Mehmet Halit Ziyaeddin adıyla yayımlamıştır. Servet-i Fünun edebiyatının en büyük nesir ustası kabul edilir. İlk büyük Türk romanı olarak kabul görmüş Aşk-ı Memnu'nun yazarıdır.

Aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu'nun Sultan Reşat devri Mabeyn Başkatibi (1909-1912), ve Ayan Meclisi üyesidir.

İstanbul'un Eyüp semtinde doğdu. Babası halı tüccarı Halil Efendi, Uşak'tan İzmir'e göçmüş varlıklı bir ailedendi. Halit Ziya, o sırada İstanbul'a yerleşmiş olan Halil Efendi ile Behiye Hanım'ın üçüncü çocuğu olarak dünyaya geldi. Mahalle mektebindeki ilk eğitiminin ardından Fatih Askeri Rüştiyesi'ne devam etti. 93 Harbi'nin başlaması ile Halil Efendi'nin işleri bozulunca aile, İzmir'e yerleşti ve Halit Ziya öğrenimini İzmir Rüştiyesi'nde sürdürdü. Ardından İzmir'de Ermeni Katolik rahiplerinin çocukları için kurulmuş yatılı bir okula devam ederek Fransızcasını geliştirdi; Fransız edebiyatını yakından tanıdı. Fransızca çeviri denemeleri yaptıktan sonra henüz öğrenci iken ilk yazılarını yayımlamaya başladı. Önce İzmir çevresinde kendini tanıttı. Bazı edebi yazılarını İstanbul'da Hazine-i Evrak adlı önemli bir dergide "Mehmet Halid" adıyla yayımladı. Son sınıfta iken okuldan ayrıldı, babasının kâtibi olarak iş yaşamına başladı. Aynı yıl, Bıçakçızade Hakkı ve Tevfik Nevzat adlı arkadaşlarıyla Nevruz adlı bir dergi yayımlamaya girişti. 10 sayı kadar yayın hayatında bulunan ve İzmir'in ilk edebiyat dergisi olan bu dergide çeviri şiir ve hikâyeler, mensur şiirler, bilimsel yazılar yayımladı. Babasının yanındaki işi edebiyat merakı ile bağdaştıramadığından farklı bir iş aradı. İstanbul'a giderek hariciyeci olmak için başvurdu; başvurusu kabul edilmeyince İzmir'e döndü. İstanbul'da bulunduğu süre içinde Fransız edebiyat tarihi ile ilgili olarak uzun süredir yazmak istediği kitabı yazdı. Garbdan Şarka Seyyale-i Edebiye: Fransa Edebiyatının Numune ve Tarihi adlı kitabı 1885'te 84 sayfa olarak basıldı. Bu eser, onun basılan ilk kitabıdır ve Türkçede basılmış ilk Fransız edebiyatı tarihi olma özelliği taşır. İzmir'e döndükten sonra İzmir Rüştiyesi'nde Fransızca öğretmenliği yaptı, öğretmenliğe devam ederken Osmanlı Bankası'nda çalışmaya başladı. İzmir İdadisi'nin açılmasından sonra öğretmenliğe bu okulda devam etti; Fransızcanın yanısıra Türk edebiyatı dersleri verdi.

 

Halid Ziya Uşaklıgil Kitapları - Eserleri

  • Mai ve Siyah
  • Aşk-ı Memnu
  • Bir Ölünün Defteri
  • Kırık Hayatlar
  • Ferdi ve Şürekası
  • Nemide
  • Bu muydu?
  • Ferhunde Kalfa
  • Sefile
  • Fena Bir Gece
  • Hikaye
  • Bir Acı Hikaye
  • Sade Bir Şey
  • Aşka Dair
  • Kırk Yıl
  • Mai Yalı
  • Bir Yazın Tarihi
  • İzmir Hikayeleri
  • Ruhun Lisanı
  • Bitmemiş Defter
  • Saray ve Ötesi
  • Kadın Pençesi
  • Kar Yağarken
  • Solgun Demet
  • Onu Beklerken
  • Bir Hikaye-i Sevda
  • İhtiyar Dost
  • Bir Şi'r-i Hayal
  • Mensur Şiirler - Mezardan Sesler
  • Saklanan Düşman
  • Füruzan
  • Kâbus
  • Nesl-i Ahir
  • Sepette Bulunmuş - Hepsinden Acı
  • Hepsinden Acı
  • Bir Başlangıcın Sonu
  • Kırık Hayatlar 1. Cilt
  • Sanata Dair
  • Kırık Hayatlar 2. Cilt
  • Küçük Fıkralar
  • Bir Muhtıranın Son Yaprakları
  • Valide Mektupları
  • ذكريات راحل
  • Papağan Halit
  • Yarın Kardeşler
  • Sanata Dair Cilt 2
  • Sanata Dair Cilt 1
  • Saray ve Ötesi
  • Garp'tan Şark'a Seyyale-yi Edebiyye
  • Almanya Mektupları

Halid Ziya Uşaklıgil Alıntıları - Sözleri

  • Ben mutsuz, kendi kendimden, hayatımdan, geleceğimden kuşku duyan bir gencim. (İzmir Hikayeleri)
  • "Zengin olmamakla beraber eline geçen bütün parayı elbiseme, harçlığımı harcar, üç gün sonra para istesem hiç itiraz etmez.." (Aşka Dair)
  • "Lakin asıl şiir kadınlardır, bu çiçeklerden teşkil edilerek odanızın yaldızlı hücrelerinde narin çiçekliklerde güzel kokulu anılarıyla size gülümseyen demetlerdir. " (Aşk-ı Memnu)
  • "Zaten hiçbir zaman kendisi için alelade bir hayattan fazlasını tasavvur etmemişti. Ta çocukluğundan beri zevkleri sade, emelleri ufaktı." (Mai Yalı)
  • mazi ve istikbal aynı ömür kitabının iki sahifesidir, birini yırtmak diğerini natamam [noksan] bırakmak demektir; hele ikincisini yazmak isteyenler birincisini okumamış, görmemiş bulunurlarsa yazacakları bî-asıl bir hurafeden [temelsiz bir saçmalıktan] ibaret kalır. (İhtiyar Dost)
  • Sen yalnız benimsin, başka hiç kimsenin olamazsın. Ben bütün içim kaynayarak, bedenimin en küçük parçasına kadar titreyerek senin isteğinle doluyum. Gece gündüz, uyurken uyanıkken gözlerimde kafamda yalnız sen varsın. Anlıyor musun? ... Hep senin için yaşıyorum; ama senin için ölmesini de bilirim. (İzmir Hikayeleri)

  • Hâlâ yaşamaktadır lâkin bir yarısını mezara gömmüş bir vücut nasıl hayatta bulunursa öyle... (Hikaye)
  • Bir muaşakadan [aşktan] alınan lezzet mahvolur, lâkin bir validenin badi-i felâketi [felâket sebebi] olmaktan mütevellit [ileri gelen] azab-ı vicdanî ebediyyen müteezzi eder [acı verir]. (Sefile)
  • O kalp sevmiş, fakat sevdikten sonra kırılmıştı. (Bir Ölünün Defteri)
  • Fakat bilinemez nasıl bir ihmalle bir aile kurma tasavvur ve ihtiyacını daima ertesi güne erteleye erteleye bir gün fark etmişti ki saçları ağarmış... (Mai Yalı)
  • Aşk, geçtiği yerlerde hazzın öyle izlerini bırakır ki bu görülmese bile duyulur, sezilir. (Sade Bir Şey)
  • ...ona en düşman olduğu zamanlar en ziyade sevdiği zamanlardı ve pek emindi ki o da ağır hakaretleriyle, hırçınlıklarıyla beraber onu seviyordu. (Bitmemiş Defter)
  • Ne kadar çirkin ve kötü hisler varsa, haset, kıskançlık, çekememezlik, gayz ve kin, her şeyin üstünde tutulmak gerekirken, çıkarlara göre kullanılmak istenen din örtüsünün altında saklanırdı. (Papağan Halit)

  • Unutmak istediğim bütün anılar onun içinde idi . (Bir Ölünün Defteri)
  • Aralarinda hallolunacak meseleler, paylasilacak seyler, birisine yahut digerine uyarak kabul olunacak fikirler ortaya cikti. Isin baslangicinda her ikisi de digerine karsi, karsilikli yardimlarda bulunuyorlardi. Oyle ki sonunda yaklasa yaklasa ya opusmek ya bogusmak lazim geldi. Opusmediler, bogusmak da istemediler, yalniz ayrilmakla yetindiler. (Saklanan Düşman)
  • "Gel. dama çıkalım, sen uçurtmanı uçur, bende çoraplarını öreyim." (Sepette Bulunmuş - Hepsinden Acı)
  • Sultan Reşat'ın cülusunun hemen akabinde bir gün Emrullah Efendi (İttihatçı) bana geldi ve oturmaya bile kuvvet bulmayarak yarı ayakta yarı sandalyede söyledi: “Sana mühim bir iş için geliyorum. Biliyorsun ki hünkâr için hükümet yirmi beş bin lira tahsisat teklif ediyor. Biz bunu fazla bulmuyoruz ama…” “Ama hünkâr kendiliğinden bunun beş bin lirasını terk edecek olursa efkâr-ı umumiye üzerinde pek iyi bir tesir hâsıl edecek.” (Saray ve Ötesi)
  • "Evet. beni en çok mutlu edecek şey, annesi ve kızını öldürmek olacak!.." (Sepette Bulunmuş - Hepsinden Acı)
  • Kaderin akışına engel olacak bir tedbir alınabilir miydi? (Bir Acı Hikaye)
  • "Bu evlilik seni mesut etmek değil, aksine, öldürüyor..." (Ferdi ve Şürekası)

Yorum Yaz