diorex
Dedas

Sen Olsaydın Yapmazdın Biliyorum - Kürşat Başar Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Sen Olsaydın Yapmazdın Biliyorum kimin eseri? Sen Olsaydın Yapmazdın Biliyorum kitabının yazarı kimdir? Sen Olsaydın Yapmazdın Biliyorum konusu ve anafikri nedir? Sen Olsaydın Yapmazdın Biliyorum kitabı ne anlatıyor? Sen Olsaydın Yapmazdın Biliyorum kitabının yazarı Kürşat Başar kimdir? İşte Sen Olsaydın Yapmazdın Biliyorum kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 19.02.2022 08:00
Sen Olsaydın Yapmazdın Biliyorum - Kürşat Başar Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Kürşat Başar

Yayın Evi: Everest Yayınları

İSBN: 9789752893474

Sayfa Sayısı: 115

Sen Olsaydın Yapmazdın Biliyorum Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Edebiyat, olağanı olağanüstüye dönüştürür. Bu kitabı okurken ilk aklıma gelen cümle bu oldu. Yaşamsal olanla zihinsel olanın birbirini beslediği bir yazma biçimi, çağrışımlarla anılarda kurulan, ritmi hiç düşmeyen bir edebiyat, anlatım temposu..."

- Doğan Hızlan

"Çok az romanda üslup, yazım tekniği ve tema birbirlerini bu denli çarpıcı biçimde tamamlamıştır. Üslup temayı, hiçbir romanda bu denli yeniden biçimlendirmemiş, yaratıcılığın ve yaratılanın adı üslup olmamıştır. Post-modernizmin ne olduğunu merak edenler bu romanı okusunlar. Başar, hiçbir şekilde post-modernist değil ama roman post-modernizmin ta kendisi..."

- Ali Bayramoğlu-

(Tanıtım Bülteninden)

Sen Olsaydın Yapmazdın Biliyorum Alıntıları - Sözleri

  • Güzel kalan yaralar vardır. Sen de benim, artık ancak izi belli olan, Zaman zaman yanlış bir dokunuş Ya da mevsimsiz bir yağmurla Sızlayan ama hep güzel kalan yaramsın...
  • Bazen sözcükleri unutuyorum. İnsan sözcükleri istediği gibi bir araya getiremediğinde ölmek istiyor.
  • Ama yaşam, sessiz anlaşmalarımızla kurulmuyor, bizi, yaşamlarımızı bir biçimde belirleyen şey, önceden görsek bile değiştirmemize izin vermiyor.
  • “kalbimden akan bu kanla da yaşayabilirim, ama bir tek sen olursan.”
  • Siz hiç kendini öldürmüş biriyle birlikte oldunuz mu?
  • Sonsuza dek yanımda kalacağını sandığım şiiri kaybettim...
  • Bazen çocukluğu hatırlarken düşlerle karıştırdığımı fark ediyorum. Çocukluk anılarına düşleri eklediğimi ya da birinin yerine ötekini koyduğumu, hangisi doğru acaba? Bilmem, hem çok mu önemli?
  • Birkaç gün önce oradaydım, hala bir çocuk odasına benzeyen odada oturuyordum, ama çocukluk bitmişti, çocukluğun hafta sonları bitmişti...
  • Olmayacak bir şeyin peşindeyiz.
  • Kalbimden akan bu kanla da yaşayabilirim, ama bir tek sen olursan.
  • burada, bunca insan arasında onu arıyorum, kimse ona benzemiyor,
  • ‘olmayacak bir şeyin peşindeyiz.’
  • Sen olsaydın yapmazdın, biliyorum. Ama herkes senin gibi her zaman sahici olanı, yaşamını küçük mutluluklarla dolduracak, ölümün görüntülerinden kendini uzaklaştıracak, sonradan yürekte yerleşip kalan o saplanmaları duymayacağı bir yaşamı önceden kurgulayamıyor. Belki bir gün, suskunlukların, tutsak edilmiş düşlerin kişiyi nasıl böyle dönülmez sınırlara sürüklediğini anlarsın.
  • “Bazen sözcükleri unutuyorum. İnsan sözcükleri istediği gibi bir araya getiremediğinde ölmek istiyor.”
  • Zaman hiçbir şeyi silmiyor, ağır bir örtü gibi, ara ara kimi anları örtüyor yalnızca.

Sen Olsaydın Yapmazdın Biliyorum İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Aslında kitap tipik bir aşk üçgeni üzerine kurulu.Başucumda müzik’ten sonra beklentimi karşılamadı ne yazık ki.Bazı betimlemeleri,bazı cümlelerde duyguyu hissettirmesi çok güzel.Kitap kahramanının intihar düşüncesini abartılı buldum ve adama da sinir oldum Seviyorsan oynama kardeşim.İlk kez Kürşat Başar okuyacaksanız eğer Başucumda Müzik’i,ardından da bu eserini okumanızı öneririm.Keyifli okumalar (Leylim)

“Kış geldikçe yalnızlık korkutuyor beni nedense. Korkmamın sebebi tutunacak bir dalımın olmaması galiba… Savrulmaktan korkuyorum belki de. Ama asıl korktuğum şeyi yaşamış olmam ve bir daha yaşamak herhalde beni korkutan…” Bu cümleyi kitap içerisinden aldım fakat yazara ait değil. Bazen kitapları sahaftan alıyorum. Kitabında içerisinde benden önce okuyanların hikâyeleri, iç döküşleri, cümleleri olabiliyor. Bu kitapta da karşılaştım. İnsan bu yazıları yazanları merak ediyor. Acaba şuan nerede, ne yapıyor. Bu duygularından kurtulabildi mi? Genelde cevapları bulamayıp kendimiz yanıtlarız. Yani kitabın içinde ortaya bir kitap daha çıkar. Gülistan, umarım şuan güzel bir hayatın vardır. Bu yazıları görsen belki de gülersin. Ya da hayat senin için daha kötü gitmiştir. Bunu bilemeyeceğim. Kürşat Başar ile Başucumda Müzik kitabını arkadaşımın överek anlatması üzerine okumuştum. Onun önerileri hep güzel oluyordu. Uzun zaman geçmiş. Şimdi yazarın ikinci kitabını okumuş oldum. İkisi arasında benzer bulduğum yön ‘aldatma’ konusu. Kitap ana karakterimiz Selin’in bakış açısından yazılmış. Günlük ve mektup okur gibi hissettim. Bildiğimizden farklı bir yazım şekli ile karşılaştım. İçten, samimi geldi. İlk başlarda ne olduğunu hiç anlamadım. Sonra Elfe ve Nevit’i tanıyınca olayı anlıyoruz. Nevit hem Elfe hem Selin tarafından seviliyor. Selin, Nevit’i Elfe’ye bırakıyor. Uzun bir olay örgüsü yok. İç döküşlerden, acılardan bahsediyor. Betimlemeler ile zihnimizde canlandırabiliyoruz. Karamsar bir atmosfer var. Arka planda çalan müzikte bu duyguyu bana fazlasıyla hissettirdi. Kitabın bir bölümünde tren istasyonları geçtiğini görünce hoşuma gitti. Güzel alıntılar da vardı. Ağır bir anlatımı yok. (Münzevi Okur)

Zaten 115 sayfa bir kitap ancak 70. Sayfaya kadar ne anlatmak istediğini bir türlü anlayamadım.Karmakarışık bir kitap.Kürşat Başarın daha önce Başucumda Müzik kitabını okumuştum gayet akıcı ve anlaşılırdı.Ancak yine konu aldatma.Üstelik yakın arkadaşının nişanlısı ile aldatma sözkonusu.Bu tarz konuları pek sevmiyorum.Kitabı beğenmedim.Tavsiye de etmiyorum. (Zeynep Buse Eydemir)

Kitabın Yazarı Kürşat Başar Kimdir?

Kürşat Başar, 1963'te İstanbul'da doğdu. İstanbul, Ankara, Lefkoşa ve Ağrı - Doğubeyazıt'ta tamamladığı ilk ve orta öğreniminin ardından İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümünü bitirdi. Çeşitli basın kuruluşlarında çalıştı.

1989 yılında yayımladığı Kış İkindisinin Evinde adlı ilk kitabıyla Haldun Taner Öykü Ödülü'nü kazandı.

Kürşat Başarr gazeteciliğe üniversitede felsefe okurken cep harçlığını kazanmak için Hürriyet Gazetesi'nde çalışmaya başlamıştır. Gösteri adlı edebiyat dergisini 1985'lerde zirveye taşıyan grubun as elemanıdır. Kürşat Başar gazete ve dergi yöneticiliği de yapmıstır. Tempo dergisi tiraj rekoru kırdığı yıllarda derginin genel yayın yönetmenidir. Yeni Yüzyıl, Star ve Akşam gazetelerinde yazıları arka kapaktan okuyucuyla buluşurdu. Yazıları mail ortamında gezmeye başlayan ilk gazetecilerdendir.

1990 yılında Konuştuğumuz Gibi Uzaklara, 1992'de Sen olsaydın yapmazdın, biliyorum, 1996'da Aşkı Bulmanın ve Korumanın Yolları adlı romanları yayımlandı. Yazı ve denemelerinin bir bölümünü İğreti Yaşamlar adlı kitabında topladı. 2003 yılında Başucumda Müzik, 2006 yılındada yine yazı ve denemelerinden oluşan Çok Güldük Ağlamayalım adlı kitabı yayınlanmıştır

NTV'de "Siyaset Hakkında Her Şey" adlı televizyon programını Çiğdem Anat ile birlikte hazırlayıp sunmuştur.

Kanaltürk'te Kürşat Başar'la adlı televizyon programını sunmuştur.

Cnn Türk ve Fox Tv'de kendi adını taşıyan programlar yapmıştır.

Cumhuriyet Gazetesi'nde "Hayal ve Gerçek" adlı köşesinde yazmıştır.

İyi derecede saksafon çalan yazar önemli müzisyenlerle birçok konser vermektedir. 2014 yılında Turkmax Gurme kanalında her zamanki formatıyla program sunmaya başlamıştır.

2014 Haziran ayında 11 yıl aradan sonra yeni romanı "Yaz", Everest Yayınları'ndan çıkmıştır.

Kürşat Başar Kitapları - Eserleri

  • Başucumda Müzik
  • Sen Olsaydın Yapmazdın Biliyorum
  • Çok Güldük Ağlamayalım
  • Aşkı Bulmanın ve Korumanın Yolları
  • Kış İkindisinin Evinde
  • İğreti Yaşamlar

  • Konuştuğumuz Gibi Uzaklara
  • Yaz
  • Sanki Bir Roman Kahramanı
  • Aslında Hayal
  • Alparslan Türkeş & Dokuz Işık
  • Bazen Unutmak İstersin
  • Aklımda Hep Sen

  • Gerek Yok, Hoş Değil
  • Dışarda Kötülük Vardı

Kürşat Başar Alıntıları - Sözleri

  • Belki de insan büyük acıları yaşadıktan sonra sımsıkı tutunduğunu sandığı şeyler avcundan kayıp gidiyor. (Aşkı Bulmanın ve Korumanın Yolları)
  • Seni başka yüzlere benzetmeye, başka anlamlar vermeye çalışmıyorum artık.. (Konuştuğumuz Gibi Uzaklara)
  • Düşünce ve kadro üretemediğimizden, özgürlükleri yasalara koysak bile evlerimize sokamadığımızdan söz etmiyoruz da her felaketi 'dış mihrak'lara bağlıyoruz. (İğreti Yaşamlar)
  • "İnsan ne zaman geçmişi düşünür? Geleceği düşünmek istemediği zaman mı? An' da olmak acı verdiği zaman mı?" (Aklımda Hep Sen)
  • Ne yaparsam yapayım sanki coğrafya ve iklim hayatları da belirlermiş gibi bir parça hep eksik kalıyor. (Aslında Hayal)
  • Bazen, yazık ki biriyle yanlış bir yerde, yanlış bir zamanda tanışırsınız. (Bazen Unutmak İstersin)

  • "İlişkilerin sürekli yinelenmesine, başladığı an biraz sonra olacakların bilinmesine, bu kahrolası bilgiyle kendini asla bırakamayışın verdiği hüzne, yine yanıldığını bilmenin ve yine de sürdürmenin acısına artık dayanamıyorum." (Konuştuğumuz Gibi Uzaklara)
  • Yokluğun, artık karşı konulmaz yokluğun -bir kitabın son sayfasında, kurumuş bir çiçeğin­- 'kurumuş bir çiçek' ,diyorum. (Kış İkindisinin Evinde)
  • Cumhuriyet devrimleri bir yandan dini, yönetimden çıkartırken, öte yandan Batılılaşma denilen reformları gerçekleştiriyordu. Yüzünü Batı'ya dönen, kendini Avrupalı sayan ve ancak oradaki yarışa girerek büyüyebileceğini düşünenlerin ülkesi. (İğreti Yaşamlar)
  • Koskoca bir dünyada öylesine rastladığımız biriyle kuruyoruz bütün düşlerimizi, yaşamımızı insanların üstüne kurmamalıydık, insanlar bizi bırakıp giderdi. (Aşkı Bulmanın ve Korumanın Yolları)
  • Zaman -neresinde olduğumu hiç belirleyemediğim zaman -çok hızlı, çok hızlı, çok hızlı geçecek, şu rüzgar gibi ve biz onu hep aynı sanacak, hep tutunduğumuz yerde kalmak isteyeceğiz. (Kış İkindisinin Evinde)
  • Ben kimseye göre bir hayat kurmadım, başka birine göre hayatını kurarsan mutsuz olursun. Ben kendim gibiyim. (Aşkı Bulmanın ve Korumanın Yolları)
  • Dünyanın pek çok yerinde bir araya gelen topluluklar, kendilerinden olmayanları, kendilerine benzemeyenleri istemediğini haykırıyor, sonra onlara saldırıyor, yok etmek istiyordu. Hepimiz karşımızdakinden aynı şeyi istiyorduk: “Benim gibi ol!” (Aslında Hayal)

  • Bir gece sabaha kadar yazdım ve kitap bitti. (Bazen Unutmak İstersin)
  • Bana mı öyle geliyor yoksa inanılmaz bir aynılaşma dönemi ne mi girdik? (Gerek Yok, Hoş Değil)
  • Evet bazen bir müzik kutusu yalnızca bir eşyadır. Bazen de o kutunun içinden hayatınızı değiştirecek bir şarkı duyuluverir. Çok uzaktan, usulca... (Bazen Unutmak İstersin)
  • Evet artık estetik amleiyatlar var ama sözcükler hâlâ aynı gücü koruyor (İğreti Yaşamlar)
  • Herkes biraz ülkesine benzer… (Yaz)
  • Çünkü sanırım hayatında benim var olabileceğim bir zaman ve mekan yok. (Aşkı Bulmanın ve Korumanın Yolları)
  • Bana kalsa dürüst olmak çok daha kolaydı. Asıl cesaret isteyen böyle gizli yaşamaktı. İki hayatı olmak, hayatını ikiye bölmek, parçalanmış bir ruhla, yırtılmış bir kalple, gelgitler içinde kalmaktı... (Başucumda Müzik)

Yorum Yaz