Sevdalinka - Ayşe Kulin Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Sevdalinka kimin eseri? Sevdalinka kitabının yazarı kimdir? Sevdalinka konusu ve anafikri nedir? Sevdalinka kitabı ne anlatıyor? Sevdalinka kitabının yazarı Ayşe Kulin kimdir? İşte Sevdalinka kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Ayşe Kulin
Tasarımcı: Utku Lomlu
Yayın Evi: Everest Yayınları
İSBN: 9789752892422
Sayfa Sayısı: 340
Sevdalinka Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Aynı ırktan, kim bilir belki de aynı soydan geliyorlardı. Aynı yaşlarda, aynı boylardaydılar. Aynı kadını sevmişlerdi. Ataları aynı tanrıya ayrı yollardan ulaşmak istedikleri için, biri Boşnak diğeri Hırvat'tı. Bunu kendileri seçmemişlerdi, savaşmayı ve kaderlerini de seçmedikleri gibi. Ve ambulanstaki çocuğu kurtarmanın dışında, beklentileri yoktu yarın için.
Yarınlar, kurşun, havan topu ve bombaydı, kandı. Ama her ikisi de farkına bile varmadan 'daha güzel günleri' bekliyorlardı. İnsanlar, değişik inançlarla ve hırslarıyla ne kadar karıştırırlarsa karıştırsınlar, kana, acıya, şiddete bulaştırsınlar, bu muhteşem dünyayı, yaşam bir umuttu sonuçta. Hiç bitmeyen bir umuttu.
Dünya tarihinin en acımasız soykırımlarından Bosna'da, bir kadın gazetecinin hayatla hesaplaşması...
(Tanıtım Bülteninden)
Sevdalinka Alıntıları - Sözleri
- Acılar bile, özgür ortamlarda çekilmeliydi.
- Dünyada en korkunç savaşların din yüzünden çıktığına, kanın en çok din uğruna aktığına inananlardanım.
- ...içinden ağlamak, avaz avaz bağırmak geliyordu.
- Kimi değiştirmemişti ki zaman?
- Kimse başını kaldırıp, yüreğinin sesini dinleyecek zamanı bulamıyordu.
- Hayatı kaçırmış olduğumu anladım.
- Yorgundu. Üzgündü. Perişandı.
- İnsanın ölümü yaşama tercih ettiği anlar oluyor.
- "Kimi değiştirmemişti ki zaman?"
- Bir gün, çok acı görmüş insanlar olarak yaşlanacağız.
- ...her iyi şeyin bedeli yüksek olur.
- Savaş insana her şeyi öğretir. Bir de barış içinde yaşamayı öğretse, keşke.
- Aklı başında hiç kimse yanaşmaz savaşa. Sadece ölüm acısı, açlık, sefalet için değil korkum, savaş insanda insanlık bırakmaz.
- Acılar zaten hiç dinmezdi dünyanın bu bölgesinde.
- İnsanların böylesine duyarsız ve ırkçı davranışları karşısında dehşete düşüyordu.
Sevdalinka İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Bosna Soykırımı: Yaklaşık yüz bin insanın öldüğü, iki milyon kadar insanın yıllardır yaşadıkları topraklarından, vatanlarından göç etmek zorunda kaldığı bir savaş. Nasıl olmuştu bu soykırım? Hangi insan evlatlarının bu kadar gözü dönüp bu kadar cana kıyabilmişti? Sırp Cumhurbaşkanı Slobodon Milošević'in Sırpları kışkırtması sonucu önce Hırvatistan sonra Bosna'da genç yaşlı demeden yüzlerce insan katledildi. 1 Mart 1992' de başlayan savaşta fiziksel ve psikolojik olarak ağır hasar aldı Bosna. Yüzlerce çocuk ve kadına; sidik torbaları parçalanana kadar, bağırsakları dışarı çıkana kadar tecavüz edildi. Çoğunun sonra canına kıyıldı canına kıyılmayan çoğu insanda canına kıydı. Erkeklere ise hem eşlerine hem çocuklarına nasıl defalarca tecavüz edildiği anlatılıp psikolojik şiddet uygulandı. Zorla birbirleriyle ilişkiye girmeleri istendi, emre uymayanlar ise öldürüldü. Yıllarca aynı toprakta yaşamış insanlar ya da insan kılığına girmiş caniler bunu yapıyordu. Yüzlerce insanın öldüğü, yaşayanların çoğunun sakat kaldığı ya da akli dengesini kaybettiği savaş 14 Aralık 1995 Dayton Barış Antlaşmasıyla son buldu. Kitapta gazeteci olan Nimeta'nın, bu savaşta oğlunun , yeğeninin, ve çoğu akrabasının katledilişi anlatılıyor. Savaşın getirirdiği açlığı, sefaleti, korkuyu anlatan kitapta savaşı iliklerinize kadar hissedeceğinize eminim. Kitapta akıcı ve sıkılmadan tüm duyguyu hissedebiliyorsunuz. Sadece sonunun biraz daha uzatılmasını isterdim yarım kalmış gibi geldi. Aynı yarım kalmış hayatlar, umutlar gibi. Okurken insanlığımdan utandım diyebilirim. Atılan bombalarla paramparça olmuş cesetler, eğitime devam etmek için kapalı mahsen gibi bodrum katlarda ders alan öğrenciler, kıtır kıtır sadistçe kesilen insanlar... Zaman akıyordu ama yaşam durmuştu. Yaşam durdurulmuştu. Su bile bulamayan insanlar su bulma arayışında bombolanıyordu. Mezarlıklara bile el konduğu için cesetlerle yaşayan insanların dramı... Umarım barış içinde yaşamayı öğreniriz. Lütfen gelecekteki çocuklarınızı hümanist yetiştirin ve savaşın bir çözüm olmadığını öğretin. Savaş insana her şeyi öğretiyor. Bir de barış içinde yaşamayı öğretse keşke. (Syf. 397) Not: Eğer Bosna Savaşını genel hatlarıyla bir kurgu içinde okumak isterseniz kitabı şiddetle tavsiye ediyorum. Ben hem okuyup hem de ağlamak istiyorum derseniz lütfen kitap/incir-kuslari--640 kitabına bir şans verin. Keyifli okumalar. Kitaplarla kalın. :) (Hilal)
Ayşe Kulin her eserinde olduğu gibi bu eserini de çok açık anlaşılır bir dille ele almıştır . Bosna Savaşını ve bu savaşta yaşanan olayları yerinde anlatan ve anlatırken duygusal ve eleştirel tutumlarla birlikte tarihte yaşanan olaylardan ders alınması gerektiğini ve İnsanlar arasında ırk, dil, din yüzünden yaşanan kavgaların sona ermesi gerektiğini ayrıca insanların bir arada yaşamayı öğrenmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Yurtta Sulh Cihanda Sulh felsefesinin insanların mutlulugu için ne kadar vazgeçilmez bir olgu olduğu unutulmamalıdır mesajını vermektedir. Eserde olaylar bir biri ardına yaşanan bir yanda savaş diğer yanda aşk ve iki tercih arasında kalan ve duygu durumları ile merak uyandıran yerler olduğundan eser kendini akıcı bir şekilde okutturabiliyor. Ben beğendim tavsiye ederim. Iyi okumalar. (Yusuf)
Kitabın Yazarı Ayşe Kulin Kimdir?
Kaleme aldığı biyografik eserleri ve romanlarıyla çok okunan yazarlardan biri olmuş ve birçok ödül kazanmıştır. Üslubundaki akıcılık ve yalınlıkla büyük övgü alan yazarın öykü ve kitapları senaryolaştırılıp beyazperdeye aktarıldı. Arnavutköy Amerikan Kız Koleji Edebiyat bölümünü bitirdi. Çeşitli gazete ve dergilerde editör ve muhabir olarak çalıştı. Uzun yıllar televizyon, reklam ve sinema filmlerinde sahne yapımcısı, sanat yönetmeni ve senarist olarak görev yaptı.
Öykülerden oluşan ilk kitabı Güneşe Dön Yüzünü 1984 yılında yayımlandı. Bu kitaptaki Gülizar adlı öyküyü, Kırık Bebek adıyla senaryolaştırdı ve bu filmi 1986 yılında Kültür Bakanlığı Ödülü'nü kazandı. Kulin, 1986'da sahne yapımcılığını ve sanat yönetmenliğini üstlendiği Ayaşlı ve Kiracıları adlı dizideki çalışmasıyla Tiyatro Yazarları Derneği'nin En İyi Sanat Yönetmeni Ödülü'nü kazandı, 1996 yılında Münir Nureddin Selçuk'un yaşam öyküsünün anlatıldığı Bir Tatlı Huzur adlı kitabı yayınlandı. Aynı yıl, Foto Sabah Resimleri adlı öyküsü Haldun Taner Öykü Ödülü'nü, bir yıl sonra aynı kitabı Sait Faik Hikâye Armağanı'nı kazandı.
1997'de yayınlanan ve Aylin Devrimel'in hayatını konu alan Adı: Aylin adlı kitabı ile, İstanbul İletişim Fakültesi tarafından yılın yazarı seçildi. Bu kitap yazarın çok geniş kitleler tarafından tanınmasını sağladı. 1998 yılında Geniş Zamanlar adlı öykü kitabı, 1999'da İletişim Fakültesi tarafından yılın romanı seçilmiş olan Sevdalinka ve 2000'de yine bir biyografik roman olan ve Füreya Koral'ın hayatını aktardığı Füreya yayınlandı.
Ayşe Kulin, 2001 yılında yayımlanan Köprü isimli romanı ile Türkiye'nin doğu illerinde yaşanan dramın kökenleri ve cumhuriyet tarihi içindeki nedenlerini ele aldı. Bu romanı, 2006 ve 2008 yılları arasında Star TV'de aynı isimle dizi olarak yayınlandı. Yine 2002 yılında yayınlanan Nefes Nefese isimli romanı ile İkinci Dünya Savaşı sırasında yüzlerce Yahudi'yi soykırımdan kurtaran Türk diplomatlarının kahramanlıklarını bir aşk öyküsü ile birlikte işliyor. Nefes Nefese romanı toplamda 34 ülkede yayınlandı. Ayrıca Ayşe Kulin bu romanıyla İtalya'da verilen Premio Roma Ödülleri'nde finale kalan beş yazardan biri oldu. Geniş Zamanlar adlı öykü kitabı, 2007 yılında Star TV'de aynı adla dizi olarak yayınlandı.
2004 yılında yazdığı Gece Sesleri romanı, aynı adla televizyona uyarlanarak 2008 ve 2009 yılları arasında Show TV'de yayınlandı. Yine 2009 yılında yazdığı Tek ve Tek Başına Türkan adlı Biyografik romanı, aynı adla televizyona uyarlanarak 2010 ve 2011 yılında arasında Kanal D'de yayınlandı.
2007 yılının Kasım ayında UNICEF Türkiye İyi Niyet Elçisi oldu. 2008 yılında yazdığı Veda romanı, aynı adla televizyona uyarlanarak 2012 yılında Kanal D'de yayınlandı.
İtalyancaya çevrilen Nefes Nefese adlı romanı, 2016'da İtalya'nın en prestijli roman ödüllerinden Premio Roma'da en iyi yabancı roman dalında ödüle layık görüldü.
Ayşe Kulin Kitapları - Eserleri
- Köprü
- Türkan
- Bora'nın Kitabı
- Gizli Anların Yolcusu
- Adı: Aylin
- Sevdalinka
- Füreya
- Güneşe Dön Yüzünü
- Nefes Nefese
- Umut
- Gece Sesleri
- İçimde Kızıl Bir Gül Gibi
- Veda
- Sit Nene'nin Masalları
- Bir Tatlı Huzur
- Foto Sabah Resimleri
- Hayat - Dürbünümde Kırk Sene (1941-1964)
- Hüzün - Dürbünümde Kırk Sene (1964-1983)
- Geniş Zamanlar
- Bir Gün
- Bir Varmış Bir Yokmuş
- Dönüş
- Kardelenler: Çağdaş Türkiye'nin Çağdaş Kızları
- Hayal
- Babama
- Sessiz Öyküler
- Handan
- Tutsak Güneş
- Taş Duvar Açık Pencere
- Saklı Şiirler
- Kanadı Kırık Kuşlar
- Kördüğüm
- Son
- Her Yerde Kan Var
- Dönüş
- Hayat
- Hazan
- Taksiii
Ayşe Kulin Alıntıları - Sözleri
- "Kimi değiştirmemişti ki zaman?" (Sevdalinka)
- Yalan giderek büyüyen bir canavara dönüşür, dallanır budaklanır, içinden taşar... Sakın yalan söyleme. (Sessiz Öyküler)
- Kin zehirler insanı. (Tutsak Güneş)
- "Neredeydi adalet?.." "Bu insanlar nasıl serbest kalmıştı?.." (Bir Varmış Bir Yokmuş)
- Sen nereden bilebilirsin ki benim ruh halimi! Ben bu hale gelene kadar nerelerden geçtim, ne bilirsin sen? (Geniş Zamanlar)
- Yeter ki isteyelim, eğitim alalım ve çok çalışalım. Bir yerlere, hatta istediğimiz yere varmamamız için hiçbir neden yok! (Kardelenler: Çağdaş Türkiye'nin Çağdaş Kızları)
- Savaş insana her şeyi öğretir. Bir de barış içinde yaşamayı öğretse, keşke. (Sevdalinka)
- Biz anlaşabiliriz. Biz anlaşmaya mecburuz. (Bir Gün)
- ...kendine acımaya vaktin yok, yürü git, önemli işlerinin peşinden... (Tutsak Güneş)
- Yaşam buydu. Gerçekleşmeyen beklentilerdi. (Foto Sabah Resimleri)
- Demek içimdeki fırtınayı yüzüme aksettirmiyorum, çok iyi! (Her Yerde Kan Var)
- Para icat edildiği andan itibaren yeryüzünde inançla, ahlakla, adaletle kısacası iyi ve güzel her şeyle sıkı bir rekabet halindeydi ve çoğu zaman da yarışı kazanan para oluyordu, ne yazık ki! (Taksiii)
- ... bence "üstün insan," ezen öldüren kumandan değil, yücelten, kurtaran, yaşatan hekimdir! (Türkan)
- "İnsanlar kaldıramayacakları acıları hatırlamak istemedikleri zaman bilinçaltına itiyorlar,hiç olmamış gibi yapabiliyorlar." (Dönüş)
- "Ayıp bir şey değil ki, meme herkeste var." (Hayal)
- Tuhaf bir ülkeydi benim memleketim. Birilerinin başı mutlaka dertte oluyordu. Memleketin tüm insanlarının dertsiz tasasız yaşayabilecekleri bir günün güneşi henüz doğmamıştı bu topraklarda! (Hayat)
- "...aşktan da üstün olan şefkat ve milli hisler vardır,'' diye yazmışım. Son nefesime yakınken dahi aynı şekilde düşündüğüme göre, hak etmemişim aşkı ben! Ee, ben hak etmeyince, Allah da vermemiş elbette! (Türkan)
- Ben yanlış zamanda yanlış yerde doğmuşum. (Bir Gün)
- "Sana beyaz keten örtülü sofralar kuramam memleket gibi esir ve yoksuldur odam." (İçimde Kızıl Bir Gül Gibi)
- "Beraber gülebildiğim insanlara içim hemen ısınır." (Kördüğüm)