Şeyh ve Arzu - Saffet Murat Tura Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Şeyh ve Arzu kimin eseri? Şeyh ve Arzu kitabının yazarı kimdir? Şeyh ve Arzu konusu ve anafikri nedir? Şeyh ve Arzu kitabı ne anlatıyor? Şeyh ve Arzu PDF indirme linki var mı? Şeyh ve Arzu kitabının yazarı Saffet Murat Tura kimdir? İşte Şeyh ve Arzu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Saffet Murat Tura
Yayın Evi: Metis Yayıncılık
İSBN: 9789753423847
Sayfa Sayısı: 158
Şeyh ve Arzu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Metis Ötekini Dinlemek dizisinin editörü, Günümüzde Psikoterapi ve Freud'dan Lacan'a Psikanaliz kitaplarının yazarı psikiyatr Saffet Murat Tura'nın bu kitabı, "Bu dünyada esas şaşırtıcı olan varlıktır" sözüyle açılıyor ve "Şeyh ve Ayna", "Bir Ses Gelseydi Eğer", "Doğmak ve Ölmek", "Deli Dumrul ve Dünyeviliğin Ötesi", "Türk ve Müslüman Olmak", "Solaris" ve "Üçüncü Sır" yazılarını kapsıyor. Şöyle diyor yazar:
"Şeyh ve Arzu dünyevilik ve uhrevilik, gündeliklik ve aşkınlık, inanç ve vicdan, tanrısallık ve ölüm gibi psikanalizi olduğu kadar dinsel düşünceyi de yakından ilgilendiren sorunlar hakkındaki yazılardan oluşuyor. Bu yazıları bir araya getirmemdeki amaç, insanı belli bir kültürel oyun içinde sorunsallaştırma, ona bu oyunun gündelikliğinin dışından, belli bir mesafeden bakabilme isteğidir. Bu yüzden buradaki kavrama çabası kültürel kimlik sorunlarından varoluşsal çatışmalara, oradan da varlığın mahiyeti sorusuna doğru evriliyor. Bu kitap eğer günümüz insanı gibi gündelikliğe teslim olmuş bir okurda evren karşısındaki çocuksu hayranlığı yeniden uyandırabilmişse vazifesini yerine getirmiş sayılmalıdır."
(Arka Kapak)
Şeyh ve Arzu Alıntıları - Sözleri
- İlaç üretimin kapitalist örgütlenmesiyle bağını görmemek imkânsızdır.
- dünya tarihi ırkların mücadelesidir, evreni Allah yaratmıştır.
- Vicdanla aklın yolu her zaman bir değildir....
- Bizi zayıf düşüren, sulu gözlü kılan vicdanımızla mücadele ediyor olmalı.
- Böylece bizlik bilinci daima bir “öteki” kurgular.
- “uzak galaksilerde veya kara deliklerde değil, hemen kafatasımızın içindeki evrenin bu en büyük sırrı” karşısındaki yetersizliğimiz, muhtemelen kuantum mekaniğindeki önemli teorik eksikliklere dayanmaktadır ve çözümü önümüzde uzanan yüzyıla devredilmiştir.
- İdeolojilerin bizlik bilinci ve kendi meşruiyetini kurgulamalarının yanında benim görebildiğim birbiriyle bağlantılı dört önemli özellikleri daha olmalı. Tarih bilinci, ötekiler fikri, bir tür doktrin ve bir yaşama biçimi (kültür).
- İdeoloji bir bizlik kültürü değildir yalnızca, bir tarih bilincidir de. Bu tarihin yeniden değerlendirilmesi, anlamlandırılması, yorumlanması sürecidir. Mesela Marksizm açısından tarih, sınıf mücadelelerinin tarihidir. Üreticilerle üretim araçlarım elinde bulunduranların kavgalarının tarihidir. Tarih daima bir “biz”in tarihidir. Tarih bilinci bizlik bilincinin ayrılmaz bir parçasıdır.
Şeyh ve Arzu İncelemesi - Şahsi Yorumlar
İnsan hayret edebiliyorsa kendisi olarak varolur.: "Bu dünyada esas şaşırtıcı olan şey varlıktır." Kitabı okuduktan sonra çeşmeye su doldurmaya gittim. Akan suyun şırıltısı ve gün batımıyla ağaçlara evlerine dönmüş kuşların sesleri karşıladı beni. İçimdeki bütün uğultular sustu, gezegen bir süreliğine durdu, tüm kibrim yok oldu ve bir anda görünenin ardındaki varlığın bir parçası varsaydım kendimi. Çok akıcı, çok etkili, çok derin düşüncelerin dile getirildiği ve kendinizi, algılarınızı içinde yaşadığınız dünyayı size sorgulatacak bir kitap. Yazarımızda kitaba yazdığı sonsözde "Bilmenin kuru bir bilgiçlik değil yaşamda bir derinleşme ve hissetme çabası olduğunu göstermeye çalıştım; küçük yaşamlarımızın ufku yalnızca meraklarımız kadar geniş." diyerek noktalıyor kitaptaki yazılarını. Bir kitabın değeri sizde farklı ve derinlikli bakış açıları oluşturabiliyor olmasında saklıdır. Biz kitapları okurken sadece kendimizi okumayı değil varlığı, insanı, evreni okumayı da öğreniriz. Psikanalize, nöro-bilime, bilinç problemine, fenomenolojiye ilgi duyuyorsanız mutlaka kütüphanenizde olması gereken bir kitap. (Andrey Rublyov)
Psikiyatri ve felsefenin böylesine başarılı bir şekilde iç içe işlendiği başka bir kitap okumadım. İyi bir Engin Geçtan okuru olarak onu burada es geçmek olmaz elbette. Saffet Murat Tura "Şeyh ve Arzu" da önce psikanalizi Freud ve Kohut çerçevesinde 17. yüzyılda yaşamış kadın bir mürit üzerinden ele alıyor. Kitabın devamında pozitivizm, fenomenoloji, varoluşçuluk, Marksizm, İslam, laiklik kavramları üzerinden insanın aşkınlık arayışını ele alıyor. Şerhim olsa da oyun-gerçeklik olarak tanımladığı kültürel gruplar üzerinden bireyin günümüzdeki varoluşu samimi bir dille anlatılıyor. Çok keyif aldığım gibi çok da faydalandım. Ancak orta düzey psikanalitik teoriyi Freud ve Kohut bağlamında bilmek ve felsefede temel seviyenin üzerine çıkabilmiş olmak bu kitaptan tam verim almanın şartı gibi görünüyor. (Cenk Balcıoğlu)
" Yaşamın gündelikliğinin böylesine önem kazandığı bir dünya ise ölümlülüğün bir travma olarak inkarı üzerine kurulabilir ancak. " Insanin anlamsızlık , boşluk ve yanlızlık duygularının arttığı bir dünyada büyüklenmeyi istemesi ölümsüzlüğün, iz birakabilmenin onun imajının peşinden koşması ve bir barkod- tanımlanma ihtiyacının olduğunu görüyoruz sık sık . Yaşamımızı nasıl anlamlı hâle getireceğiz? Neden anlam arayışı içerisindeyiz ? Insan kendi içindeki tanrıyı ortaya çıkarmaktan mı korkar pısırıklığından mı ? Yoksa ortaya karışık biri olmaktan mı çekinir? Aşkın olana tutunma ihtiyacı nereden gelir ? Kohut 'un kendiliğin yapılanması, değerlerin yeniden değerlendirilmesi felsefesinden öğüt veriyor yazarımız. Peki " ne "şimdi bu ? diyerek. Peşinden gidilesi.. (Ekrem Tunçdemir)
Şeyh ve Arzu PDF indirme linki var mı?
Saffet Murat Tura - Şeyh ve Arzu kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Şeyh ve Arzu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Saffet Murat Tura Kimdir?
1955 yılında Akyazı'da doğdu. 1980 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden mezun oldu. Bir süre fizyoloji üzerine çalıştıktan sonra 1986 yılında İstanbul Tıp Fakültesinde psikiyatri uzmanlığını tamamladı. Analitik yönelimli psikoterapi üzerinde çalışmalar yaptı. 1990 yılında İmago Psikoterapi Merkezi'ni kurdu. Yurt içinde ve yurt dışında yayımlanan bilimsel çalışmalarının dışında felsefe ve politika konularında yazıları yayımlandı.Defter dergisi yayın kurulunda bulunan ve Metis 'Ötekini Dinlemek' dizisinin editörü olan Tura'nın, Freud'dan Lacan'a Psikanaliz (Ayrıntı, 2. basım, 1995) adlı kitabı bulunmaktadır.
Saffet Murat Tura Kitapları - Eserleri
- Freud'dan Lacan'a Psikanaliz
- Zor Problem: Bilinç
- Şeyh ve Arzu
- Histerik Bilinç
- Madde ve Mana
- Beynin Gölgeleri
- Günümüzde Psikoterapi
Saffet Murat Tura Alıntıları - Sözleri
- Eğer evren sistematik bir bütünse insan beyni, içinden neşet ettiğimiz doğanın en temel özelliğini bizzat kendimizde gözlememize imkanı verir. (Zor Problem: Bilinç)
- Freud’un dediği gibi, “nesne ilişkilerinde kin sevgiden daha eskidir”. (Freud'dan Lacan'a Psikanaliz)
- Böylece bizlik bilinci daima bir “öteki” kurgular. (Şeyh ve Arzu)
- Psikanaliz kuramında insan uygarlık kurmuş ancak geniş ölçüde biyolojik kökenli dürtüsel motivasyonlarına uygun davranmaya yatkın bir hayvan olarak düşünülmüştür. İnsanın nevrotik iç çatışmaları da son tahlilde bir hayvan olmasından kaynaklanan bu ilkel güdülenmeleriyle bir uygarlık üyesi olarak bunları dizginlemesi gerekliliğinin yarattığı çelişki üzerinden açıklanmıştır. (Histerik Bilinç)
- Bizi zayıf düşüren, sulu gözlü kılan vicdanımızla mücadele ediyor olmalı. (Şeyh ve Arzu)
- Vicdanla aklın yolu her zaman bir değildir.... (Şeyh ve Arzu)
- “uzak galaksilerde veya kara deliklerde değil, hemen kafatasımızın içindeki evrenin bu en büyük sırrı” karşısındaki yetersizliğimiz, muhtemelen kuantum mekaniğindeki önemli teorik eksikliklere dayanmaktadır ve çözümü önümüzde uzanan yüzyıla devredilmiştir. (Şeyh ve Arzu)
- "Kernberg'in patolojik kişilik örgütlenmelerini üç düzeyde ele aldığından söz edilmişti. Buraya kadar daha çok sınır durum patolojisi üzerinde duruldu. Yukarıda da anlatıldığı gibi Kernberg patolojik kişilik örgütlenmelerini klinik bakımdan ayırt ederken şu üç ölçütü temel alır: kimliğin bütünleşmesi, savunma mekanizmaları ve gerçekliği değerlendirme. Nevrotik örgütlenmede kimlik bütünleşmişken, sınır durum ve psikotik örgütlenmelerde kimlik dağınıklığı vardır. Ancak sınır vakalar kendilik ve nesneyi ayırt edebilirken, psikotik örgütlenmelerde bu ayrışma netleşmemiştir. Savunmalar bakımından nevrotik hasta bastırma ve yüksek yardımcı savunmalar kullanırken, sınır vakalar bölme ve ilkel yardımcı savunmalar kullanır. Her iki durumda da savunma ruh içi çatışmaya yöneliktir. Oysa gene bölme ve ilkel yardımcı savunmaları kullanan psikotiklerde bu mekanizmalar kişiliğin çözülmesine karşıdır. Gerçekliği değerlendirme bakımından ise nevrotik ve sınır vakalar hasar görmemiştir. Ancak sınır vakalarda gerçeklikle ilişki ve gerçeklik duygusu zaman zaman bozulur. Psikotiklerde ise gerçekliği değerlendirme kapasitesi yitirilmiştir." (Günümüzde Psikoterapi)
- İnsan anlıyorsa, anlama zaten bir doğa olayıdır. (Beynin Gölgeleri)
- dünya tarihi ırkların mücadelesidir, evreni Allah yaratmıştır. (Şeyh ve Arzu)
- Bilinç yoktur; bilinç algısı vardır. Bilinçli ben de diğerleri gibi bir algıdır, fenomenal bir yaşantıdır: Bilinçli ben yaşantısı biyolojik organizmanın kendisinde kendisiyle ilgili bir algı, fenomenal bir yaşantıdır. (Zor Problem: Bilinç)
- İçten bir ilişkiye girmedeki güçlük daima bilinçli veya bilinçdışı değersizlik duygularıyla ilgilidir. (Günümüzde Psikoterapi)
- Bilinç fenomenleri uzayda yer kaplamazlar, sadece zamanda varlardır. (Histerik Bilinç)
- "Bilinçli ben yaşantısı neden bütünsel fenomenal dünya yaşantısının her anında var ? " (Zor Problem: Bilinç)
- ''Doğal seçilimin neden olduğu bir süreç sonucunda kendimizi özneler olarak düşünmemizi sağlayan bir dile doğduk.'' (Madde ve Mana)
- Beynin fenomenal dünyasını oluşturan yaşantılar beynin bazı enformasyon işleme süreçlerinin "çıktılarını" (yani "bilinçli ben" yaşantısının eşlik ettiği nöral sürecin girdilerini) gerçekleştiren nöral olayla beraber ortaya çıkar. (Zor Problem: Bilinç)
- '' yaşam ölüme giden dolambaçlı bir yol gibi '' (Freud'dan Lacan'a Psikanaliz)
- Bütün biyolojik sistemler, bilhassa insan gibi kompleks organizmaların sinir sistemleri hayatta kalmak ve türünü devam ettirmek için kendiyle (organizmayla) kendi olmayanı ayırt etmek zorundadır. (Zor Problem: Bilinç)
- Dil herşeyden önce yalan söylemek için vardır. Umberto Eco (Beynin Gölgeleri)
- ''Bazen neyin kavgasını verdiğimizi bilmez, kendi kabusumuzu gerçeğe dönüştürürüz.'' (Madde ve Mana)