diorex
Dedas

Şeytan Minareleri - Hidayet Karakuş Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Şeytan Minareleri kimin eseri? Şeytan Minareleri kitabının yazarı kimdir? Şeytan Minareleri konusu ve anafikri nedir? Şeytan Minareleri kitabı ne anlatıyor? Şeytan Minareleri PDF indirme linki var mı? Şeytan Minareleri kitabının yazarı Hidayet Karakuş kimdir? İşte Şeytan Minareleri kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 13.06.2022 21:00
Şeytan Minareleri - Hidayet Karakuş Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Hidayet Karakuş

Yayın Evi: Cumhuriyet Kitapları

İSBN: 9786054183432

Sayfa Sayısı: 334

Şeytan Minareleri Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

2 Temmuz 1993 Sivas kıyımının toplumdaki etkileri kadar bireylerin yaşamındaki derin dramı anlatıyor Şeytanminarelerl'nde Hidayet Karakuş. Aşkla kurulmuş bir yuvanın yangının ateşiyle nasıl yanıp küle dönüştüğü okuyanın zihnine unutulmaz biçimde kazınıyor,

Türk anlatı geleneğinden beslenerek yeni bir anlatım biçimi deneyen Karakuşun bu romanı, biçemiyle de bir ilk olma özelliği taşıyor.Nilüfer, bir boşlukta yüzüyordu gözlerini açtığında. Odalar, yüksek duvarlarla çevrili, pencereler büyük camlarla kaplıydı. Sargı bezlerinin arasında kaybolan yüzünün yarısını yok sanıyordu. Yarım yüzle nasıl bir insan olabilir, nasıl bakar aynalara; sokağa nasıl çıkar!Beyninin kıvrımlarında karanlık geçenekler, derin kuyularda alev dilli ejderhalar dolaşıyor, o, geçeneklerde yolunu yitiriyor, kendini kan kırmızı giysiler içinde oradan oraya koşarken görüyordu.

Şeytan Minareleri Alıntıları - Sözleri

  • Bütün yaşadıklarımızı anımsıyorum. Anımsamak acı verir insana. Anımsamak özletir. Düşlerini geri getirir, unutturur anımsamak elimizdekini. Anımsamak delirtir insanı.
  • İnsanlar, efsanelerin içinde yaşamak, efsanelere yakın olmak efsane olmak isterlerdi. Kendi efsanelerini yaratamayanların, yaşadıklarının efsane olduğunun ayrımına varamayanların kafalarında, gönüllerinde hep olağanüstü düşler barınırdı. Bu bir ıssızlıktı...
  • "Koca bir otel, polisin , askerin gözü önünde, içindeki insanlarla birlikte nasıl yakılır, Tanrım!!!"
  • Bilmem ama bugün kendimi tozlu raflardan gün ışığına çıkarılmış kitap gibi duyumsuyorum...
  • Nilüfer'in yanağını okşayarak o damlayı yerinden aldı, nasıl yaptığına sonradan kendisi de şaşarak parmağının ucunda ışıldayan damlacığı ağzına götürüp diliyle dudaklarına sürdü. Aşkın temreni on ikiden vurdu.
  • İnsan, nerede kimi dinlerse dinlesin, gönlünden geçeni dinliyormuş gibi algılar anlatılanları.
  • Ateşi bekliyordum, bana ateş söyledi öykümü, ben onun diliyim. Bundan sonra kulak da sizindir, yürekte. Avunmak da size düşer, uğunmak da.
  • Acılarımız mihenk taşımızdı. Bize acı çektirenler en yakınımızda dolaşıyordu çoğu kez. Acıyı kendimiz mi üretiyorduk? Ruhumuzu dağlayıp duran sorunların üstesinden gelmek için zamanı geriye çevirmek olanağını kimse bulamadığına göre niye geçmişe takılıp kalıyorduk ki...
  • Neyi temizliyordu ateş? Aklı mı, ruhu mu; eskiyi mi, yeniyi mi? İyileri mi, kötüleri mi? Kimi, kimleri temizliyordu ateş? Kendisini iyi yapan da kötü yapan da insan değil miydi?
  • İnsanoğlu, kendisine benzemeyen biriyle karşılaşınca o kişinin en aykırı yanı üzerine kurardı yargısını.

Şeytan Minareleri İncelemesi - Şahsi Yorumlar

1993 yılında yaşanan Sivas katliamı (Madımak katliamı) 'nı anlatan bolca ödülü olan bir roman İzmir'de Kemeraltı Meseret Çarşısında öyküler anlatan  beybabanın ünü il sınırlarını aşar. Başka illerden sadece onu dinlemeye gelir insanlar. Elinden şeytanminareleri eksik olmayan beybaba, Nilüfer ve Mahir'in hikayesini anlatıyor. İnsanlığı sorgulatan, kendini dinine bağlı olarak tanıtan ama insanları canice öldürmeyi kendine hak gören korkunç insanların sebep olduğu acıları aktarıyor bize. Kitabı her elime aldığımda, okurken hatta şuan yorumu yazarken bile aklımda sürekli Moğollar'ın dinlemeyi çok sevdiğim 'Issızlığın Ortasında' şarkısı çaldı. (Müge Uncu Gül)

Değerli @hidayet4319 kaleminden ödüllü eser Şeytan Minareleri yorumu ile hepinize merhabalar. Elime alıp sayfalar ilerledikçe, Mahir ve Nilüfer'in hikayesini okuyacağımı sandım. Ama bir gerçeği tokat gibi vurdu yüzüme eser. Okudukça tüylerim diken diken oldu, ürperdim, empati kurdum ve gözyaşlarıma engel olamadım. O gerçek : Sivas Katliamı. Madımak otelinde canlı canlı yakılan insanların gerçeği. Yazar çok güzel bir hikaye üzerinden bütün gerçekliği veriyor okuyucuya. Beybaba , çantasında birçok şeytan minaresi bulunan bir gezgin ve gittiği her yerde bir hikaye anlatır , birebir kendi hikâyesini. Çok severek evlenirler Mahir ve Nilüfer, bu aşkları bir erkek çocuğu ile daha da artar. Fakat her şey istenildiği gibi olmuyor hayatta ve çok geçmeden boşanırlar. Boşanmalarına rağmen birbirini çok severler. Mahir'in davet edildiği bir etkinliğe Nilüfer de eşlik eder. O gün ikisi de Madamak'ta bulunan kişilerdendir. Sadece o otelde yanan kişiler değil , yakanlardan Kadir , Mustafa'nın öyküsü de var eserde. Nasıl insanları yakacak kadar cani bir örgütte yer alabilir bu iki güzel genç. O korkuları, çaresizlikleri derinden hissebiliyor insan... Nilüfer ve Mahir o yangından kurtuldu belki ama hayatları eskisi gibi olmadı ve asla olmayacaktı. Zaten öyle bir son yazmış ki değerli yazar, kelimeler kifayetsiz kalıyor bu noktada... Aldığı ödülleri sonuna kadar hak eden bu güzel eseri mutlaka okuyun. #bilgihazinedir #bilgiyayıneviokumaetkinlikleri #okumakiçinkitapgalleri #bilgiyayınevi (Edebiyatin_kiyisinda)

Beybaba, kimine göre Kemeraltı’nın masalcı babası, kimine göre kahvelerde masal anlatan bir meczup, kimine göre bir deli.. Her gün çeşitli park ve kahvelerde nargilesini, kahvesini içerek hikayeler anlatır. Herkes bu hikayeleri dinlemek için uzun yollardan gelir, o ise şeytan minarelerinin kulağına fısıldadıklarını dışarı atmak ister. Kendi masalını anlatır, dinlemeyi bilene.. Konuşmak unutmaktır, konuşmak anımsamak, acılarını savurmak, başka ruhlara aktarmaktır, Beybaba’ya göre. Yaralanmaktır yeniden, yaralarla yaşamayı öğrenmek... İşte @hidayet4319 beyin, 2010 yılında Orhan Kemal Roman Ödülü başta olmak üzere iki ödül almış olan, 2 Temmuz 1993 Sivas Katliamını anlatan eseri. Romandan çok, bir anı defteri gibi yazılmış, herşey o kadar gerçek ki.. Sözcüklerle adeta acıyı dile getirmiş yazar. Yazın ortasında, o yangının sıcağını içinizde hissedip, dumanın kokusunu alabiliyorsunuz. Okuyanı da yakıyor her satırda. Canlı canlı yanan insanlar, yaralananlar, içlerindeki is kokusuyla ve kaybettikleriyle yaşamaya katlananlar, acılar, çığlıklar; Sivas Katliamına bir de Hidayet Karakuş'un gözünden bakın. Uzun süre etkisinden kurtulamayacağınız bir eser. Kesinlikle okuyunuz, şiddetle tavsiye ederim. Ateşi bekliyordum, bana ateş söyledi öykümü, ben onun diliyim. Bundan sonra kulak da sizindir, yürekte. Avunmak da size düşer, uğunmak da. Bütün yaşadıklarımızı anımsıyorum. Anımsamak acı verir insana. Anımsamak özletir. Düşlerini geri getirir, unutturur anımsamak elimizdekini. Anımsamak delirtir insanı. @bilgiyayinevi @senayayayyyy #edebiyat #şeytanminareleri #roman #ödül #sivaslatliamı #bloghemsire #orhankemalromanödülü #edebiyatnotları #ödüllüromanlar (bloghemsire)

Şeytan Minareleri PDF indirme linki var mı?

Hidayet Karakuş - Şeytan Minareleri kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Şeytan Minareleri PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Hidayet Karakuş Kimdir?

Hidayet Karakuş (d.6 Eylül 1946, Kurusarı, Yalvaç, Isparta), Türk şair, yazar, öğretmen.

Şiir, roman, hikâye, çocuk kitabı ve radyo oyunu alanlarında eser verdi. 1993 yılında Sivas Katliamı’ndan eşi ile birlikte kılpayı kurtuldu. Bu katliamın toplumdaki ve bireylerin yaşamındaki etkilerini anlatan Şeytan Minareleri adlı romanıyla Türkiye’nin en önemli edebiyat ödüllerinden birisi olan 39. Orhan Kemal Roman Armağanı’nın sahibi olmuştur.

İlkokulu köyünde okuduktan sonra 1964'te Isparta Gönen İlköğretmen Okulu'nu, 1966'da Selçuk Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü’nü bitirdi. Şiire okul sıralarında başladı. Şiirleri Çağrı, Ilgaz, Varlık, Forum, Şölen, Adam Sanat gibi dergilerde yayımlandı.

İlk şiir kitabı "Günaydın Gül Yaprağı", 1979’da yayımlandı.

Adana, Manisa, İzmir'de Türkçe öğretmenliği yaptı. 1992'de emekli oldu. Şiir dışında romanları, çocuk kitapları ve radyo oyunları vardır.

1981’de yayımladığı ilk romanı "Yağmurlar Nereye Yağar" ile 1981 Mehmet Ali Yalçın Roman Ödülü’nü alan yazar, on yıl sonra yazdığı ikinci roman "Uykusu Derin Şehir" ile 1990 Ferit Oğuz Bayır Roman Ödülü’nü kazandı. Bu iki roman arasında daha çok şair kimliği ile ön planda oldu. 1993’te Sivas Katliamı’ndan eşi ile birlikte sağ kurtulan yazar, son romanı "Şeytan Minareleri"’nde Sivas Katliamı’nın görülmeyen yüzünü anlattı ve 2010 Orhan Kemal Roman Armağanı’nı, ardından 2010 Dil Derneği Ömer Asım Aksoy Roman Ödülü'nü kazandı. Bu romanın bir özelliği de “ve” bağlacını hiç kullanmamasıdır.

Yazar, yaşamını İzmir’de sürdürmektedir.

Eserleri

Şiir kitapları

Günaydın Gül Yaprağı (1979)

Kemeraltı Şiirleri (1982)

Hangi Leylasın Sen (1986) (1982 Nevzat Üstün Şiir Başarı Ödülü)

Sesini Bana Bırak (1994) (1993 Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü)

Ateş Mektupları (1995)

Konuş Benimle (1998)

Sıcak Sancı (2002)

Çocuk Kitapları

Sıska Balıkçı

Al Yanaklı

Mavi Balon

Sıska Balıkçı (1980)

Alyanaklı Mavi Balon (1982)

Can Dede'nin Çocukları (1986)

Can Dede'nin Oyuncakları (1986

Bilgisayara Giren Tırtıl (1994)

Bilgisayar Amca (1996)

Akıllı Tavşanlar (1997)

Sevgi Kuşları (1997)

Dedem Çocuk Oldu (1997)

Kuyudaki Asker (1998)

Serçenin Şiir Defteri (1998)

Yengeçten Korkan Köpek (1999)

Kardan Adam Kaçtı (1999)

Yaralı Tavşanın Doktoru (1999)

Bilgisayarlı Şapka (2001)

Annemin Mektupları (2001)

Bir Kedinin Anıları (2001)

Bahçeden Kovulan Çiçek (2001)

İşte O Çocuk (2001)

Başparmağın Şarkısı (2006)

Sayısal Çocuk (2007)

Oyuncakların Park Gezisi(2007)

Dönem dolap Döner Kebap (2007)

Yurdunu Yitiren Ağaç (2011)

Can Dede'nin Eşeği (2011)

Sahibini Gezdiren Kedi (2011)

Romanları

Yağmurlar Nereye Yağar (1981) (Mehmet Ali Yalçın Roman Ödülü üçüncülüğünü Burhan Günel’in Acının Askerleri romanı ile paylaştı)

Uykusu Derin Şehir (1990 Ferit Oğuz Bayır Roman Ödülü, Mehmet Güler’in İstanbul Kanatlı Ben adlı romanı ile paylaştı)

Şeytan Minareleri (2010 Orhan Kemal Roman Armağanı, 2010 Dil Derneği Ömer Asım Aksoy Roman Ödülü)

Yalnız Seninle 2003 (Gençlik Romanı)

Sılam Isparta 2009 (Anlatı)

İzmir'in Kalbi Kemeraltı 2011 (Anlatı)

Radyo Oyunları

Sevgi Nereye Gitti, Bencil, Yalnızlıkta Çoğalanlar, Yabancı, Boşluktaki Adam, Karabataklar, Altın Köstek, Gizli Acıların Gölgesi, Tutkulu Düşler, Her Şey Güzel Olacak.

Şeyh-i Sanan’ın Aşkı (1997 Almanya’nın Sesi Radyosu Edebiyat Ödülü Radyo Oyunu Birinciliği)

Arkası Yarınlar: Yağmurlar Nereye Yağar, Uykusu Derin Şehir, Yürekler Yaprak Açınca, Nafile Hanım.

Çocuk Bahçesi: Alyanaklı Mavi Balon, Can Dede'nin Çocukları.

Hidayet Karakuş Kitapları - Eserleri

  • Anne Beni Bekleme
  • Sayısal Çocuk
  • Şeytan Minareleri
  • Mor Odanın Gizi
  • Yalnız Seninle
  • Yağmurlar Nereye Yağar
  • Sıcak Sancı
  • Yengeçten Korkan Köpek
  • Konuş Benimle
  • Annemin Mektupları
  • Dedem Çocuk Oldu
  • Uykusu Derin Şehir
  • Atasözlerine Öyküler
  • Al Yanaklı Mavi Balon
  • Bilgisayara Giren Tırtıl
  • Hangi Leylasın Sen
  • Bir Kedinin Anıları
  • Bahçeden Kovulan Çiçek
  • Kardan Adam Kaçtı
  • İşte O Çocuk
  • Akıllı Tavşanlar
  • Kül Kahvesi
  • Atatürk Bizi Seviyor
  • Kuyudaki Asker
  • Can Dede'nin Oyuncakları
  • Sıska Balıkçı
  • Bilgisayar Amca
  • Günaydın Gül Yaprağı
  • Dönme Dolap Döner Kebap
  • Yaralı Tavşanın Doktoru
  • Bilgisayarlı Şapka
  • Ateş Mektupları
  • Sesini Bana Bırak
  • Yurdunu Yitiren Ağaç
  • Sılam Isparta
  • İzmir'in Kalbi: Kemeraltı
  • Oyuncakların Park Gezisi
  • Küçük Yeşil Tırtıl
  • Başparmağın Şarkısı
  • Sahibini Gezdiren Kedi
  • Can Dede'nin Çocukları
  • Can Dede'nin Eşeği
  • Sevgi Kuşları
  • Serçenin Şiir Defteri
  • Çakıltaşı

Hidayet Karakuş Alıntıları - Sözleri

  • Nilüfer'in yanağını okşayarak o damlayı yerinden aldı, nasıl yaptığına sonradan kendisi de şaşarak parmağının ucunda ışıldayan damlacığı ağzına götürüp diliyle dudaklarına sürdü. Aşkın temreni on ikiden vurdu. (Şeytan Minareleri)
  • yüreği türkü boylarında büyümüş... (Ateş Mektupları)
  • bir yaprak düşer kalbinin üstüne bin yıl öteye özlem sızar... (Ateş Mektupları)
  • diren kendine bilinç derin bir uyanıklıktır bırakma (Hangi Leylasın Sen)
  • "İnsanları evlerinden, yurtlarından edip,çoluk çocuk kırıp geçirmek ne zamandan beri kahramanlıktır, anlamıyorum." (Anne Beni Bekleme)
  • “Zaman, her zaman yanımızdadır. Yeter ki biz onun elinden tutalım çocuk.” (Mor Odanın Gizi)
  • sen boynunu sıcak denizlere uzat göç mevsiminde elin kalsın kalbimde (Ateş Mektupları)
  • “Şimdikinden de çok yaşlıymışım.” (Mor Odanın Gizi)
  • "Edison bile ampulü icat ederken üç bin kez denememiş miydi o da deneyecekti gerekirse üç bin kez" (Sayısal Çocuk)
  • Neyi temizliyordu ateş? Aklı mı, ruhu mu; eskiyi mi, yeniyi mi? İyileri mi, kötüleri mi? Kimi, kimleri temizliyordu ateş? Kendisini iyi yapan da kötü yapan da insan değil miydi? (Şeytan Minareleri)
  • İnsanlar, efsanelerin içinde yaşamak, efsanelere yakın olmak efsane olmak isterlerdi. Kendi efsanelerini yaratamayanların, yaşadıklarının efsane olduğunun ayrımına varamayanların kafalarında, gönüllerinde hep olağanüstü düşler barınırdı. Bu bir ıssızlıktı... (Şeytan Minareleri)
  • Demokrasi ve vatan için ölenlerin mezarı bütün dünyadır . (Anne Beni Bekleme)
  • yürekleriyle bakıp gözleriyle sevinirler... (Ateş Mektupları)
  • İngiliz Başbakanı Lloyd George, bakanlar kurulunda şöyle bağırmıştı: “….. Türkleri yenerlerse, bu bizim için paha biçilmez bir kazanç olacak. Büyük, güçlü bir Yunanistan, Uzakdoğu’ya giden suyollarımızın Akdeniz’deki bekçiliğini yapabilir. Bırakalım savaşsınlar!” “…İki yoksul ulus, İngilizlerin kale kapılarını kırıp açmak için kullandıkları koçbaşıydık.” (Anne Beni Bekleme)
  • Baban boş bir hayal uğruna gitti yavrum. Sen kimsenin malına, canına göz dikme çocuğum. Kimsenin ekmeğini elinden alma. Herkes o ekmeği nasıl kazanıyorsa sen de öyle (Anne Beni Bekleme)
  • “Ne içindeyim zamanın Ne büsbütün dışında Yekpâre, geniş bir ânın Parçalanmaz akışında” Ahmet Hamdi Tanpınar (Mor Odanın Gizi)
  • parmak uçlarımda uzak denizler karıncalanıyor (Ateş Mektupları)
  • “Benim ülkem Sevginin yeşerdiği yerdir.” (Sayısal Çocuk)
  • “Sana koşuyorum bir vapurun içinden Ölmemek, delirmemek için Yaşamak; bütün âdetlerden uzak Yaşamak...” Sait Faik Abasıyanık (Mor Odanın Gizi)
  • “Bir soluğun değerini hiçbir şeyle ölçemez insanoğlu.” (Mor Odanın Gizi)

Yorum Yaz