diorex
sampiyon

Şifa-i Şerif 1. Cilt - Kadı İyaz Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Şifa-i Şerif 1. Cilt kimin eseri? Şifa-i Şerif 1. Cilt kitabının yazarı kimdir? Şifa-i Şerif 1. Cilt konusu ve anafikri nedir? Şifa-i Şerif 1. Cilt kitabı ne anlatıyor? Şifa-i Şerif 1. Cilt PDF indirme linki var mı? Şifa-i Şerif 1. Cilt kitabının yazarı Kadı İyaz kimdir? İşte Şifa-i Şerif 1. Cilt kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 11.01.2023 10:00
Şifa-i Şerif 1. Cilt - Kadı İyaz Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Kadı İyaz

Çevirmen: Ali Kara

Yayın Evi: Beyzade Yayınevi

İSBN: 9786055313296

Sayfa Sayısı: 318

Şifa-i Şerif 1. Cilt Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Şifa-i Şerif, sahasında telif edilenlerin en mükemmeli olduğunda alimlerin ittifakı vardır. Bu eser, kadı Iyaz’ın en önemli eseridir. Kendisi, Peygamberimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) sevgisini tanıtmak, ümmete O’nu sevdirmek için bu eseri telif etmiştir. Aynı zamanda bu eseriyle bir çok konuyu inceleyip muhaliflere gerekli cevapları da vermiştir.

Gerçekten bu eser, müslümanın Peygamberimize karşı olan sevgisini kalplere iyice yerleştirmektedir. Zira Nebi sallallahu aleyhi ve sellem hakkında öğrendiklerimizi çoğalttıkça, O’na karşı olan sevgimiz de çoğalmaktadır. Bu eserde zikredilen bir çok kıssa, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in özel hallerini beyan etmekle birlikte, O’nun vasıflarını da teferruatıyla açıklamak-tadır. Hakkında bu kadar malumat beyan edilen başka bir Zat, alemde mevcut değildir. Müellif kadı Iyaz (r.aleyh) eserinde konuların evvelinde ayeti kerimeler ve hadisi şerifler zikretmiştir. Bunlarla zikredeceği konulara delil getirmiş olur. Ayrıca müfessirlerin açıklamalarını da zikrederek ayetlere nasıl mana verilmesi gerektiğini de tenbih etmiş olmaktadır. Eserinde, Efendimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) özel hallerinden bir çok inceliği de zikretmektedir. Bunların ravilerini de zikrederek hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak şekilde Müslümanların Nebi sallallahu aleyhi ve sellem hakkındaki bilgilerini ve muhabbetlerini kuvvetlendirmektedir. Bu eserin Müslümanlar için ne kadar önemli olduğunu şimdi daha iyi anlamaktayız. Zira inkarcıların şüphe sokmaya çalıştığı bir çok konuyu Kadı Iyaz delilleriyle net bir şekilde zikretmiş ve Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in şanının yüceliğini ortaya koymuştur. Artık şüphelenenlerin, nifak ehli sapık kimseler olduğu açığa çıkmıştır.

Aliyyul Kâri derki: Şifa kitabı, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in şemaili (sureti ve ahlakı) hakkında yazılanların en mücmel ve yeterli olanıdır.

Şifa-i Şerif 1. Cilt Alıntıları - Sözleri

  • Şöyle denilmiştir: Duâda “Âmîn”, Allahû Teâlâ’nın isimlerinden bir isimdir. Manası, Mü’min kelimesinin manasıdır.
  • “Zaman geçtikçe, gelen zaman ondan daha şerli olacaktır.” (Buhârî, 8/62)
  • Ümmetinin vasfında şöyle dedi: ‘Ümmetim, merhamet olunmuş ümmettir.’
  • Bedir Harbinden önceydi. Resûl-i Kibriyâ Efendimiz harp sahasında dolaşırken buyurmuştu: "Burası Ebû Cehil'in, burası Utbe'nin, burası Ümeyye'nin, buralar da filânın ve filânın öldürülecekleri yerlerdir. Übeyy bin Halefi de ben kendi elimle öldüreceğim." Bedir'de haber verdiği gibi, Ebû Cehil, Utbe ve Ümeyye bin Halef, mücahidler tarafından gösterilen aynı yerlerde öldürülmüşlerdi. Geriye Übeyy bin Halef kalmıştı. Bu adam Kureyşin ileri gelenlerinden biri idi. Peygamberimize (asm), her karşılaşmasında şöyle derdi: "Ey Muhammed. Bir atım var. Her gün ona on altı ölçek darı yedirip besliyorum. Bir gün gelir, onun sırtında seni öldürürüm." Peygamber Efendimiz (asm)'in ise, bu azgın ve şaşkın adama cevabı sadece şu oluyordu: "Belki, inşallah, ben seni öldürürüm." İşte Übeyy bin Halef, Bedir'de mücahidler tarafından öldürülen kardeşi Ümeyye'nin intikamını almak ve Peygamber Efendimiz (asm)'in vücudunu ortadan kaldırmak üzere yemin ederek, Uhud'a çıkıp gelmişti. Hz. Resûlullah (asm)'ın Şi'b'e doğru çıktığı sıradaydı. Übeyy'in gelmekte olduğu görüldü. Mekke'de günde on altı okka darı ile beslediği atının üzerindeydi. İntikam dolu bakışlarla Peygamberimize yaklaşıyordu. Bunu fark eden sahabîler önüne çıkıp, hesabını görmek istediler. Ancak Hz. Resûlullah, "Bırakın, gelsin." diyerek mücahidlerin karşı çıkmasına engel oldu. Resûl-i Ekreme oldukça yaklaşan bu azgın müşrikin ağzından, "Ey Muhammed, sen kurtulursan, ben kurtulmayayım." lafları dökülüyordu. Bu sözleri duyan Resûl-i Kibriyâ Efendimiz (asm), bir anda celâllendi. Elindeki mızrağıyla heybet ve haşyet verici adımlarla hasmının üzerine yürüdü. Übeyy, bir anda şaşkına döndü. Hz. Resûlullahın heybet ve haşyet verici tavrı karşısında duramayıp, geri kaçmaya başladı. Peygamber Efendimiz peşini bırakmıyor ve arkasından, "Nereye kaçıyorsun, ey yalancı." diye sesleniyordu. Bu kaçışla Übeyy kendini kurtaramadı. Peygamber Efendimizin fırlattığı mızrak, miğferle zırhı arasındaki kısma saplandı ve Übeyy sığır böğürmesi gibi böğürerek atından yere yuvarlandı. Müşrikler, yaralı halde onu alıp götürdüler. Yarasından kan akmıyordu. Ağrısına sızısına zor dayanıyordu. Zaman zaman arkadaşlarına, "Vallahi, Muhammed beni öldürdü." diyordu. Arkadaşları bu sözünü ciddiye almıyorlar ve yarasının önemsiz olduğunu ifade ederek teselli etmeye çalışıyorlardı. Ne var ki, Übeyy, kurtulamayacağını anlamıştı. Arkadaşlarına şöyle dedi: "O bana (Mekke'de) 'Seni öldüreceğim' demişti. Vallahi, o benim üzerime tükürse, yine beni öldürür." Übeyy bin Halef, bir gün bile yaşamadan, "Susadım, susadım!" çığlıkları arasında ölüp gitti. Resûl-i Kibriyâ (asm)'nın, Allah'ın izniyle, istikbalden haber vermiş olduğu bir mûcizesi de böylece tahakkuk etmiş oldu.
  • “Davaları aynı olan iki topluluk savaşmadıkça kıyamet kopmaz.” (Müslim/2214)

Şifa-i Şerif 1. Cilt İncelemesi - Şahsi Yorumlar

İçerik: Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu: Evlatlarınızı üç şeyle yetiştirin. Peygamber sevgisi, ehli beyt ve ashabın sevgisi ve Kuran okumakla. Bizde bu hadisle amel etmek için özellikle Rasulullahın Sevgisini kazanmak için okumalıyız zira sevgi muhabbete bağlıdır bir kişiyi ne kadar tanırsan o kadar seversin bu kitapta efendimizi güzel bir şekilde tanıtıyor. Bu kitapta Kadı İyaz'ın yazdığı tamamı Peygamber efendimizden bahseden mükemmel bir eserdir kesinlikle herkes okumalı kitap çok teferruatlı bir çok konuyla alakalı okura geniş bilgi sunuyor. (kadir sonsöz)

Peygamber sevgisi: Es-Selamü aleyküm kardeşlerim Uzun bir aradan sonra sizlerleyim.Ne zamandır kitap yorumu atamıyordum çünkü yoktum buralarda. Kazî Îyaz'ın okuyanın gönlü şifa bulsun diye adını Şifa-i Şerif kattığı kitabı okudum.Yüreğim Şifa buldu mu? Ne kelime şifasını buldu da hasretle yandı... Gelelim içeriğine bu kitap Resul aleyhisselam'ın suretinden ve ahlakından bahsediyor.Müslümanlara Resul aşkını iyice aşılamak gayesiyle yazılmış. Bir çok âlimin ortak kararı ile Servet-i Kâinat Efendimizi en iyi anlatan eser Şifai şerif imiş.Anlattığı hadisleri kimin rivayet ettiğini de söylemesi, şüphesi olanlara karşı fırsat vermiyor. Tabii günümüzde iki günlük ilahiyat okuyanlar hadis yok dese de...Biz Resulullahın izindeyiz demeye devam ediyoruz.Bu eseri neden okumalıyız Resul aleyhisselama karşı sevgimizin, muhabbetimizin artması için.Peygamber efendimiz alehisselatu vesselam öyle güzel anlatılmış ki kalbiniz hasretle yanacak. Böyle derinliklerine kadar Resulullahın anlatıldığı bir eser yoktur sanıyorum. Değinmediği konu kalmamış. Yine Efendimizi ayetler ile anlatarak zikredilen konulara delil getirmiş oluyor.Bu eserin müslümanlarca önemi şudur ki inkarcıların Resul aleyhisselam ile alakalı söylediklerine müellif Kazî İyaz delilleriyle cevap vermiş bulunuyor. Birinci cildi bitirdim hemen ikinci cilde de başlıyorum inşâAllah.Bu eseri Rabbani den 50 veya 55 liraya almıştım yanlış hatırlamıyorsam muhakkak almalısın. He nasıl ve nedne aldığıma gelirsek Bayram hocam (r.aleyh) bir sohbetinde şöyle diyordu "Sen nasıl müslümansın ki Resul aleyhisselam 'ın anlatıldığı Şifai şerif evinde yok." Bu söz üzerine aldım.Sizlere bu mantıkla almanızı öneririm. Bazı kitaplar ne zaman okuyacağım kafasiyla alınmamalı sadakatle, sevgiyle alınmalı... . Ey Allah'ım... Ya Rabbi ümmetim!Ya Rabbi ümmetim diyen Peygamber aleyhisselam'ın şefaatini bizlere nasip eyle!.. Amin. . Selâmetle.Allaha emanet olun. . #okudum #okudumbitti #okuyorum #book #books #bookstagram #maihatunlaokuyorum #efendihz #okuyorum #book #books #bookstagram #maihatunlaokuyorum #efendihz #mahmudustaosmanoglu #ismailaga #kaziiyaz #sifaiserif #SifaiSerif #Peygamber #HzMuhammed #Peygamberim #islam #musluman #din #ahiret #tefsir #ruhulfurkan ##arifanyayinlari #kitapkalbiyayincilik (Kader)

Şifâ-i Şerif; gönüllerde Peygamber sevgisini tutuşturmak, O’nu bütün yönleriyle tanıtıp anlatmak ve Müslümanlara, Sultân-ı Enbiyâ’nın haklarını savunmayı öğretmek maksadıyla yaklaşık 9 asır önce Endülüslü tanınmış alim Kâdî İyâz tarafından kaleme alınmış bir eserdir. Bu kıymetli eser, İlim ve fikir camiasının yakından tanıdığı, yarım asırdan beri akademik çalışmalarının yanı sıra kaleme aldığı eserleriyle bir nesle peygamber sevgisi aşılayan değerli ilim adamı Prof. Dr. Mehmet Yaşar Kandemir Hocamızın elinde yeniden hayat buldu. Eyüp Sultan Camii kürsüsünden sekiz yıldır her pazar günü yaptığı ‘Şifâ-i Şerif’ dersleriyle bu kıymetli eser özgün bir şerh hüviyetini kazanmıştır. Nureddin Yıldız Hocamızın araştırma ve inceleme desteği sunduğu bu nadide eser 3 cilt hâlinde başucu eseri olarak ilk defa Tahlil Yayınları tarafından istifadeye sunulmuştur. (Çeşm-i Siyah)

Şifa-i Şerif 1. Cilt PDF indirme linki var mı?

Kadı İyaz - Şifa-i Şerif 1. Cilt kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Şifa-i Şerif 1. Cilt PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Kadı İyaz Kimdir?

Ebü’l-Fazl İyâz b. Mûsâ b. İyâz el-Yahsubî (ö. 544/1149) Mâlikî kadısı, hadis, fıkıh ve dil âlimi. 476 yılı Şâban ayı ortalarında (Aralık 1083 sonları) Sebte’de (Ceuta) dünyaya geldi. Doğduğu yere nisbetle Sebtî, muhtemelen vefat ettiği yere nisbetle Merrâküşî diye de anılır. Ceddi Yahsub b. Mâlik, İmam Mâlik’in atalarından Zû Asbah el-Hâris’in kardeşidir. İyâz çeşitli âlimlerden temel dinî eserleri okudu. 507’de (1113-14) hadis bilgisini ilerletmek için Endülüs’e, bir yıl sonra da Mürsiye’ye (Murcia) ve Kurtuba’ya (Cordoba) gitti. Ebû Ali es-Sadefî’den Sahîh-i Buhârî ve Sahîh-i Müslim gibi hadis kitaplarını okudu; İbn Rüşd’ün büyük babası İbn Rüşd, Vezir İbn Abdûn el-Fihrî ve Ebû Bekir İbnü’l-Arabî’den faydalandı. el-Ġunye’de, 100 civarında âlimden ya bizzat istifade ettiğini veya mektuplaşarak icâzet aldığını belirtir. Kâdî İyâz 508’de (1114-15) Sebte’ye döndü. Safer 515’te (Mayıs 1121) Sebte kadılığına getirildi. On altı yıl kaldığı bu görevi sırasında Sebte’ye çeşitli alanlarda hizmet ederek şehrin gelişmesini sağladı. Başta oğlu Dâniye (Denia) Kadısı Ebû Abdullah Muhammed olmak üzere Ebû Muhammed Abdullah b. Muhammed el-Aşîrî, İbnü’l-Kusayr Abdurrahman b. Ahmed el-Gırnâtî, İbn Hayr, İbn Beşküvâl, İbn Zerkûn Muhammed b. Saîd el-Ensârî, İbn Madâ ve İbn Melcûm Abdurrahman b. Îsâ el-Ezdî onun talebeleri arasında yer almıştır. Kâdî İyâz, 531’de (1137) Sebte kadılığından alınarak Gırnata kadılığına tayin edildi. Murâbıt hânedanından Tâşfîn onun tarafsız hükümlerini hazmedemediği için görevine son verdi. O da Gırnata’dan ayrılarak Kurtuba’ya gitti. Murâbıtlar’la Muvahhidler arasında cereyan eden savaşlarda Sebte’nin tehlikeye düştüğünü görünce İbn Tûmert’in mehdîliğini kabul eden Muvahhidler’e karşı Sebte’nin müdafaasını üzerine aldı ve 535’te (1140) Sebte’ye yürüyen Muvahhidler Devleti’nin kurucusu Abdülmü’min el-Kûmî’yi geri çekilmek zorunda bıraktı. 539’da (1144) Murâbıt Meliki İbrâhim b. Tâşfîn tarafından tekrar Sebte kadılığına getirildi. Bu sırada Muvahhidler’in güçlendiğini gören Sebteliler onlara itaat edince Kâdî İyâz da Abdülmü’min’e bağlılığını bildirdi, ancak bir müddet sonra hemşehrilerinin Muvahhidler’e karşı isyan etmesine öncülük etti. Abdülmü’min’in duruma yeniden hâkim olması ve Sebteliler’in ondan af dilemesi üzerine Kâdî İyâz’ın Merakeş’te ikamete mecbur edildiği veya Tâdlâ bölgesine kadı olarak görevlendirildiği belirtilmektedir. Ancak Merakeş’e vardığı zaman hastalanarak 9 Cemâziyelâhir 544’te (14 Ekim 1149) vefat etti ve Bâbüîlân’a defnedildi (Kâdî İyâz’ın ölüm sebebi hakkında çelişkili rivayetler için bk. Zehebî, XX, 217; İbn Ferhûn, II, 51; Şa‘rânî, I, 15; Beşîr Ali Hamed et-Türâbî, s. 108-113). Kâdî İyâz’ın oğlu Muhammed’den torunu İyâz b. Muhammed ve onun oğlu Muhammed b. İyâz da kadılık yapmıştır. Bid‘at ve hurafeden uzak inancı, zâhidâne yaşayışı, İslâmî konulardaki tâvizsiz tutumu ve talebelerine karşı mütevazi kişiliğiyle tanınan Kâdî İyâz zekâsı, etkileyici konuşması, hazırcevaplığı yanında Mağrib hattını güzel yazması gibi özellikleriyle de anılmaktadır. Hocası Ebû Abdullah Muhammed b. Ali et-Tağlibî, onun ölümüyle Mağrib’de yerini tutacak birini bırakmadan gittiğini belirtmiş, Zehebî de döneminde Sebte’de Kâdî İyâz’dan daha çok eser veren bir âlimin bulunmadığını ifade etmiş, kaynaklarda çoğu hadis, usûl-i hadîs ve tarih sahasında olmak üzere kırk civarında eser kaleme aldığı belirtilmiştir. Ayrıca ricâlü’l-hadis, kıraat ve Kur’an ilimleri, fıkıh ve usûl-i fıkıh, kelâm, ensâb, Arap dili ve edebiyatı alanlarında da söz sahibi olduğu belirtilen Kâdî İyâz devrinin hadis imamı diye anılmış, Ebû Ali es-Sadefî’nin Sahîh-i Buhârî’nin yegâne nüshasından mukabele ettiği nüsha Mağrib’de büyük ölçüde onun vasıtasıyla yayılmıştır. İmam Mâlik’in el-Muvatta’ adlı eserinin âlî senedle gelen bir rivayetine ve Sahîh-i Müslim’in tanınmış hocalardan elde ettiği nüshalarına sahip olarak bunları okutmuş, Kur’ân-ı Kerîm sûreleri ve Hz. Peygamber’in methi hakkında kasideler yazmış, kendisinden icâzet isteyenlere manzum olarak icâzet vermiştir. Ebû Abdullah Muhammed b. İyâz, babasının özellikle gençlik yıllarında söylediği bir hayli şiiri bulunduğunu, ancak bunları toplamaya özen göstermediğini belirtmiş, babası hakkında İbn Sâre eş-Şenterînî, İbn Bakî, İbn Cûdî Ali b. Abdurrahman gibi şairlerin söylediği şiirlerden 5000 kadar beyti bir araya getirmiştir (et-Ta’rîf, s. 101-104).

Eserleri

eş-Şifâ’ bi-ta’rîfi hukûki (fî şerefi)’l-Mustafâ. Dört bölümden meydana gelen eserde Hz. Peygamber’in yüce kişiliği ve sahip bulunduğu özelliklerle ona karşı saygısız davrananlara uygulanacak ceza konuları ele alınmıştır. Üzerinde pek çok şerh, hâşiye, ihtisar ve ta‘lik çalışması yapılan eserin baskıları arasında Muhammed Emîn Karaali (v.dğr., I-II, Dımaşk 1392/1972-1973) ve Ali Muhammed el-Bicâvî (I-II, Kahire 1977; Beyrut 1984) neşirleri, Şehâbeddin el-Hafâcî’nin Nesîmü’r-riyâz adlı şerhi (Bulak 1257; İstanbul 1267, I-IV; Beyrut 1326/1908, ofset), Hanîf İbrâhim Efendi’nin Hulâsatü’l-vefâ fî şerhi’ş-Şifâ’ adıyla yapılan tercüme ve şerhi (I-II, İstanbul 1314-1317) zikredilebilir.

Tertîbü’l-medârik ve takrîbü’l-mesâlik li-ma’rifeti a’lâmi mezhebi Mâlik. Mâlikî mezhebine mensup 1600 kadar âlimin biyografisine dair olan eserin birinci cüzü Muhammed b. Tâvît et-Tancî (Rabat 1383/1965), tamamı ise bir fihrist cildiyle birlikte Ahmed Bekîr Mahmûd (I-V [üç cilt], Beyrut 1387-1388/1967-1968) ve Abdülkâdir es-Sahrâvî ile Saîd Ahmed A‘râb (I-VIII, Rabat 1403/1982) tarafından yayımlanmıştır.

Meşâriku’l-envâr ‘alâ sıhâhi’l-âsâr. Buhârî ve Müslim’in el-Câmi’u’s-sahîh’leri ile Mâlik’in el-Muvatta’ında geçen garîb kelimeleri açıklamak ve hatalı yazılan kelimeleri düzeltmek maksadıyla alfabetik olarak düzenlenen eser Kâdî İyâz’ın hadis ilmindeki otoritesinin bir göstergesi sayılabilir. Her harfin sonunda ayrıca, o harfle ilgili olarak bu üç eserde bulunup okunuşunda güçlük çekilen yer ve şahıs isimleriyle, lakaplar, künyeler ve nisbeler hakkında açıklamalar yapılmış, eserin sonunda anılan üç kitaptaki hadislerin sened ve metinlerinde meydana gelen tashîf ve tahrifler, i‘rab hataları üzerinde durulmuştur. Meşâriku’l-envâr’ın İbn Kurkûl tarafından Metâli’u’l-envâr adıyla ihtisar edildiği (Keşfü’z-zunûn, II, 1715) veya Metâli’u’l-envâr’ın Meşâriku’l-envâr tarzında ve ondan faydalanılarak telif edildiği kaydedilmektedir. Çeşitli baskıları yapılan eseri (I-II, Fas 1328; I-II, Kahire 1332; I-II, Tunus 1333) son olarak Ahmed Yeken el-Bel‘amşî Rabat’ta neşretmiştir (I-II, 1403/1982).

el-İlmâ’ ilâ ma’rifeti usûli’r-rivâye ve takyîdi’s-semâ’. İbnü’s-Salâh’ın kaynakları arasında yer alan eser Seyyid Ahmed Sakr tarafından yayımlanmıştır (Kahire 1389/1970, 1398/1978).

İkmâlü’l-Mu’lim bi-fevâ’id (fî şerhi Sahîh)i Müslim. Mâzerî’nin, Sahîh-i Müslim’in ilk şerhi olan el-Mu’lim adlı eserindeki bazı eksikliklerin tamamlanması ve bazı hataların düzeltilmesi amacıyla ona zeyil mahiyetinde yazılan eseri Yahyâ İsmâil neşretmiştir (I-IX, Mansûre 1419/1998). Kâdî İyâz’ın eksik bıraktığı kısımları Übbî tamamlayarak çalışmasına İkmâlü İkmâli’l-Mu’lim bi-fevâ’idi Müslim adını vermiş (nşr. Muhammed Sâlih Hâşim, I-IX, Beyrut 1415/1994), Muhammed b. Yûsuf es-Senûsî bu eserde gördüğü eksikleri Mükemmilü İkmâli’l-İkmâl adlı eseriyle tamamlamış, Senûsî’nin çalışması İkmâlü İkmâli’l-Mu’lim’in hâmişinde yayımlanmıştır. Kâdî İyâz’ın bu eserinin mukaddimesini, Hüseyin b. Muhammed Şevvât Mukaddimetü İkmâli’l-Mu’lim bi-fevâ’idi Müslim adıyla neşretmiştir (Huber 1414/1994).

Buġyetü’r-râ’id fîmâ fî (limâ tazammenehû) hadîsi Ümmi Zer’ mine’l-fevâ’id. Ümmü Zer hadisinde geçen garîb kelimeleri açıklamak amacıyla kaleme alınan eser, İbn Hacer el-Askalânî’ye göre bu konuda yazılanların en genişi ve en derli toplu olanıdır. Selâhaddin b. Ahmed el-İdlîbî, Muhammed Hasan Ecânif ve Muhammed Abdüsselâm eş-Şerkâvî eseri, Rabat’ta bulunan dört nüshasına dayanarak Süyûtî’nin Tefsîru hadîsi Ümmi Zer’i ile birlikte (s. 219-233) yayımlamıştır (Rabat 1395/1975; Kahire 1983; M. Yaşar Kandemir ve Tihâmî Râcî el-Hâşimî’nin eserle ilgili çalışmaları için aş. bk.).

el-Ġunye: Fihristü şüyûhi’l-Kâdî ‘İyâz. Kâdî İyâz’ın hocalarından 100 kadarının biyografisinin yer aldığı eser, Muhammed b. Abdülkerîm (Tunus 1979) ve Mâhir Züheyr Cerrâr (Beyrut 1402/1982) tarafından neşredilmiştir.

el-Ecvibe fîmâ (‘ammâ) nezele fî eyyâmi kazâ’ih min nevâzili’l-ahkâm. Müellifin kadılık yaptığı yıllarda sorulan bazı meselelere verdiği cevapları ihtiva etmektedir. Oğlu Muhammed, kendisine yöneltilen soruların cevaplarıyla birlikte eseri Mezâhibü’l-hükkâm fî nevâdiri’l-ahkâm adıyla derlemiştir (nşr. Muhammed b. Şerîfe, Beyrut 1410/1990).

el-İ’lâm bi-hudûdi kavâ’idi’l-İslâm (el-Kavâ’id). Çocuklar için yazılan ve İslâm’ın beş esasını ihtiva eden eseri Muhammed b. Tâvît et-Tancî (Rabat 1384/1964) ve M. Sâdık el-Minşâvî ile Mahmûd Abdurrahman Abdülmün‘im (Kahire 1995) yayımlamıştır. Eserin el-’Akîde adıyla da anıldığını söyleyen Brockelmann, Ebü’l-Abbas Ahmed b. Kâsım el-Kabbâb el-Cüzâmî ve Ebü’l-Fazl el-Ukbânî tarafından yapılan şerhlerinin nüshalarını zikretmiştir (GAL Suppl., I, 632).

el-Kasîdetü’l-müştemile (el-Kasîdetü’l-ferîdetü’l-ġarrâ’) ‘alâ esmâ’i süveri’l-Kur’ân. Kur’an sûrelerinin adlarının zikredildiği elli beş beyitlik bir kaside olup Ahmed Ömer el-Mahmesânî tarafından neşredilmiştir (Kahire 1318). Muhammed b. Şeneb’in, Brockelmann’a istinaden bu kasidenin Talâk sûresinin 7. âyetinin son beş kelimesi hakkında olduğunu söylemesi (İA, V/2, s. 1236) bir zühul eseri olmalıdır. Kâdî İyâz’ın günümüze geldiği bilinen diğer eserleri de şunlardır: Müşkil hadislerin şerhine dair Minhâcü’l-’avârif ilâ rûhi’l-ma’ârif, Risâle ketebehâ ‘inde’l-kabri’l-mukaddes, Mâlikî fıkhının ana kaynaklarıyla ilgili olup el-Müdevvenetü’l-kübrâ’nın lafızlarının, müşkil taraflarının ve rivayetlerinin açıklandığı et-Tenbîhâtü’l-müstenbita ‘ale’l-kütüb (fî şerhi müşkilât) el-müdevvene ve’l-muhtelita (Brockelmann, GAL Suppl., I, 632; Sezgin, I, 469). Zamanımıza ulaşıp ulaşmadığı bilinmeyen eserlerinden el-Câmi’ fi’t-târîh (Câmi’u’t-târîh) adlı kitabında, İslâmiyet’in İspanya’ya girdiği tarihi başlangıç alarak Endülüs ve Mağrib hükümdarlarının hayatından, Sebte şehrinden, özellikle Sebte kadı ve fakihlerinden, ayrıca Hüseyniye Devleti tarihinden bahsettiği kaydedilmekte; el-Mu’cem fî şüyûhi İbn Sükkere’de Ebû Ali es-Sadefî’nin 200 kadar hocasının biyografisini topladığı belirtilmekte; Ġarîbü’ş-Şihâb’da Kudâî’nin Şihâbü’l-ahbâr’ındaki garîb ve nâdir kelimeleri açıkladığı, Abdülmelik b. Muhammed el-Harkûşî’nin Şerefü’l-Mustafâ’sını ihtisar ederek eş-Şifâ’a bir tür hazırlık yaptığı anlaşılmaktadır (diğer eserleri için bk. Kâdî İyâz, Tertîbü’l-medârik, neşredenin girişi, s. kâkez; Hediyyetü’l-’ârifîn, I, 805).

Kâdî İyâz çeşitli yönleriyle bazı çalışmalara da konu olmuştur. Oğlu Muhammed et-Ta’rîf bi’l-Kâdî ‘İyâz (bk. bibl.), Ahmed b. Muhammed Makkarî Ezhârü’r-riyâz fî ahbâri ‘İyâz (I-III, Kahire 1939-1942), Abdullah Kenûn el-Kâdî ‘İyâz beyne’l-’ilm ve’l-edeb (Riyad 1983), Abdüsselâm Şakkûr el-Kâdî ‘İyâz el-Edîb (Tanca 1984), Hasan el-Verâkilî el-Kâdî ‘İyâz müfessiren (Rabat 1404-1405/1984-1985), Tihâmî Râcî el-Hâşimî el-Kâdî ‘İyâz el-luġavî min hilâli hadîsi Ümmi Zer’ et-Ta’rîf bi-Kitâbi’ş-Şifâ’ (Dârülbeyzâ 1985), Ahmed Cemâl el-Ömerî es-Sîretü’n-nebeviyye fî mefhûmi’l-Kâdî ‘İyâz (Kahire 1988) ve Beşîr Ali Hamed et-Türâbî el-Kâdî ‘İyâz ve cühûdühû fî ‘ilmi’l-hadîs (Beyrut 1418/1998) adlı eserleri kaleme almışlardır. Ayrıca M. Yaşar Kandemir al-Kâdî ‘İyâd ve Bugyat arrâ’id fîmâ fî hadîs Umm Zar‘ min al-favâ’id (bk. bibl.), Âkif Köten Kâdî İyâz, Hayatı, Eserleri ve Şerh Metodu (1980, Uludağ Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi), Gassân Ahmed Abdurrahman el-Kâdî ‘İyâz el-Yahsubî ve menhecühû fi’l-’akîde (1414/1994, I-II, el-Câmiatü’l-İslâmiyye külliyyetü’d-da‘ve ve usûli’d-dîn) adıyla doktora çalışmaları yapmışlardır. “Devretü’l-Kâdî İyâz” adlı ilmî toplantıda (Merakeş 1401/1981) sunulan tebliğlerin bir araya getirildiği Nedvetü’l-İmâm Mâlik: Devretü’l-Kâdî ‘İyâz’da (I-III, Rabat 1404/1983) onun muhtelif yönleri ele alınmıştır. İmam Şâfiî’nin, namazlarda son ka‘dede Hz. Peygamber’e salâtü selâm okunması gerektiğine dair görüşüne Kâdî İyâz tarafından yöneltilen eleştiriye Şâfiî âlimlerinden İbnü’l-Haydırî Zehrü’r-riyâz fî reddi mâ şene’ahü’l-Kâdî ‘İyâz adlı eseriyle cevap vermiştir (Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 1520).

Yaşar Kandemir  

Kaynak: T.D.V. İslam Ansiklopedisi, 2001, 24. Cilt.

Kadı İyaz Kitapları - Eserleri

  • Şifa-i Şerif Şerhi 1
  • Şifa-i Şerif Şerhi
  • Şifa-i Şerif 1. Cilt
  • Şifa-i Şerif Şerhi 2
  • Şifa-i Şerif Şerhi 3
  • Şifa-i Şerif 2. Cilt

Kadı İyaz Alıntıları - Sözleri

  • Gelmekte olan şey elbette bir gün gelecektir. (Şifa-i Şerif Şerhi 2)
  • İnsan Allah'tan bilgisi nisbetinde korkar (Şifa-i Şerif Şerhi 3)
  • O (c.c) bana yeter. (Şifa-i Şerif Şerhi)
  • Paraya pula aşırı değer vereni Allah zelil eder. (Şifa-i Şerif Şerhi 2)
  • Mü'minler sadece Allah'a tevekkül etsinler. (Şifa-i Şerif Şerhi 2)
  • Kur'an'ı okuyan usanmaz. (Şifa-i Şerif Şerhi 1)
  • İmam Malik rahmetullahi aleyh,O'na olan tazim ve saygısından dolayı, Medine de bineğe binmez ve "Resulullah sallallahu aleyhi vesellemin medfun bulunduğu bir toprağı bineğimim ayakları ile çiğnemekten haya ederim" derdi.. |Şifa i Şerif 2.cilt 3.Bölüm 7.Fasıl (Şifa-i Şerif 2. Cilt)
  • Ümmetimden bazı kabileler müşriklere katılmadıkça ümmetimden bazı kabileler de putlara tapmadıkça kıyamet kopmayacaktır. (Şifa-i Şerif Şerhi 2)
  • Allah kuluna yetmez mi? (Şifa-i Şerif Şerhi)
  • Allah mutlaka bu dini hâkim kılacaktır. (Şifa-i Şerif Şerhi)
  • İyilik ve takvada yardımlaşın. Maide -2- (Şifa-i Şerif Şerhi 2)
  • Peygamber aleyhisselâmın kâfirleri İslâmiyet'e kazanma ümidiyle onlarla meşgul olması, Cenâb-ı Hakk'ın emrettiği şekilde onlara dini tebliğ etmekten ve kendileriyle güzel bir üslüp ile konuşmaktan ibaretti. (Şifa-i Şerif Şerhi 3)
  • "İnsana nisyânından (unutmasından) dolayı insan denmiştir. Zaten ilk nisyan eden (unutan) de ilk insandır." (Şifa-i Şerif Şerhi 3)
  • "Çünkü gözler kör olmaz, fakat göğüslerdeki kalpler kör olur." (Şifa-i Şerif Şerhi 3)
  • Benim gözlerim uyur ama kalbim uyumaz... (Şifa-i Şerif Şerhi 1)
  • "Öfkesi onu basitleştirmezdi" (Şifa-i Şerif 2. Cilt)
  • Çünkü gözler kör olmaz, fakat göğüslerdeki kalpler kör olur. (Şifa-i Şerif Şerhi)
  • Birgün Resulullah sallallahu aleyhi vesellem Kabe'ye baktı ve şöyle buyurdu: "Ey güzel ev merhaba!Sen ne yücesin! İhtiramın ne büyük!" (Şifa-i Şerif 2. Cilt)
  • Kuran gönle ferahlık verir. (Şifa-i Şerif Şerhi 1)
  • Abdullah ibn Ömer ayağı uyumuş hareket edemiyordu. Ona:"İnsanlar içinde en sevdiğini anarsan bu durum senden gider" denildi. Bunun üzerine "Ey Muhammed yetiş" diye haykırınca ayağındaki uyuşma dağıldı. Şifa i Şerif Kadı İyaz (Şifa-i Şerif 2. Cilt)

Yorum Yaz