Şifa-i Şerif Şerhi - Kadı İyaz Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Şifa-i Şerif Şerhi kimin eseri? Şifa-i Şerif Şerhi kitabının yazarı kimdir? Şifa-i Şerif Şerhi konusu ve anafikri nedir? Şifa-i Şerif Şerhi kitabı ne anlatıyor? Şifa-i Şerif Şerhi PDF indirme linki var mı? Şifa-i Şerif Şerhi kitabının yazarı Kadı İyaz kimdir? İşte Şifa-i Şerif Şerhi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Kadı İyaz
Çevirmen: Mehmet Yaşar Kandemir
Yayın Evi: Tahlil Yayınları
İSBN: 9786055876807
Sayfa Sayısı: 1848
Şifa-i Şerif Şerhi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Şifâ-i Şerif; gönüllerde Peygamber sevgisini tutuşturmak, O'nu bütün yönleriyle tanıtıp anlatmak ve Müslümanlara, Sultân-ı Enbiyâ'nın haklarını savunmayı öğretmek maksadıyla yaklaşık 9 asır önce Endülüslü tanınmış alim Kâdî İyâz tarafından kaleme alınmış bir eserdir.
Bu kıymetli eser, İlim ve fikir camiasının yakından tanıdığı, yarım asırdan beri akademik çalışmalarının yanı sıra kaleme aldığı eserleriyle bir nesle peygamber sevgisi aşılayan değerli ilim adamı Prof. Dr. Mehmet Yaşar Kandemir Hocamızın elinde yeniden hayat buldu. Eyüp Sultan Camii kürsüsünden sekiz yıldır her pazar günü yaptığı 'Şifâ-i Şerif' dersleriyle bu kıymetli eser özgün bir şerh hüviyetini kazanmıştır.
Nureddin Yıldız Hocamızın araştırma ve inceleme desteği sunduğu bu nadide eser 3 cilt hâlinde başucu eseri olarak ilk defa Tahlil Yayınları tarafından istifadeye sunulmuştur.
Şifa-i Şerif Şerhi Alıntıları - Sözleri
- Allah kuluna yetmez mi?
- Sana emredileni açıkça söyle! Müşriklere aldırma!
- Allah mutlaka bu dini hâkim kılacaktır.
- Onları doğru yola çağırırsanız duymazlar. Sana baktıklarını sanırsın, oysa görmezler.
- Onlar sağır dilsiz ve kördürler çünkü akıllarını kullanmazlar
- O (c.c) bana yeter.
- Ahireti sevmenin alameti dünyayı buğzetmektir
- Hak geldi, bâtıl yok oldu. Şüphesiz ki bâtıl yok olmaya mahkûmdur.
- Ey okuyucu! Allah seni rızasına uygun işler yapmaya muvaffak kılsın!
- Çünkü gözler kör olmaz, fakat göğüslerdeki kalpler kör olur.
Şifa-i Şerif Şerhi İncelemesi - Şahsi Yorumlar
"Şifa'nın yazıldığı tarihten itibaren islam dünyasında büyük ilgi görmüş bu sebeple üzerine şerh haşiye ve tercüme şeklinde pek çok çalışma yapılmış medreselerde öğrencilere camilerde halka okutulmuştur özellikle Kuzey Afrika ülkelerinde Şifa-i Şerif'e ayrı bir önem verilmiş, düşman tehlikesi veya Müzmin bir hastalık korkusu hissedildiği zaman Şifa-i Şerif'i okumak gelenek halini almıştır Nitekim Sultan Abdülhamid'in Sürgünde bulunduğu günlerde Çanakkale savaşlarında Zafer kazanılması için Şifa i Şerif okuduğu ve bundan dolayı etrafta tarif edilemeyecek kadar latif kokular hissettiğini söylediği bunun da düşmanın Çanakkale'yi geçemeyeceği ne işaret olduğunu ettiği görülmektedir." Çok uzun süredir okumak istediğim fakat kendime adeta ödül olarak koyduğum bu kitabı okumak tam da pandemi sürecinde şifaya çok da ihtiyaç duyduğumuz günlerde evlilik yıl dönümü hediyesi olarak nasip oldu elhamdülillah. Siyer ve hadis okumak Rasulullah ile her gün adeta sohbet etmek benim için. 1441 Ramazan'ın bana en güzel hatırası aynı zamanda. Öyle tatlı öyle şifalı ki... Göğsümüze bastırıp sarılmalık, yudum yudum kalbe indirmelik... Şifa olsun hepimize. Allah bu eseri bize kazandıran Yaşar Kandemir hocadan ve onu teşvik eden Nureddin yıldız hocamdan razı olsun. Kâdî Îyâz 'a imrenerek okudum. Bir eser yazıyorsunuz ve yaşamaya devam ediyorsunuz. Ne muhteşem. Allah en salih ameli olarak kabul eylesin.Kâdî Îyâz ruhuna Fatiha... (Mavitulbent)
Aşıkların aşkını artırır: Muhteşem bir eser kadi iyaz Hz. Kaleme aldığı nurun ala Nur olarak okuduğum kitabın lezzetini anlatarak yazarak bitiremem bitmesini istemediğim bir kitaptır. Seyyid Muhammed Ruhi Hz. Tavsiyesi ile okuduğumuz şifai Şerif ruha bedene bütün azalara şifa kaynağı. Peygamber Efendimiz Sallallahu aleyhi vesellemin hayatını ve diğer bütün peygamberlerin hayatına bu kadar ince bir detayla değinilmesi hadisler ile ayetler ile daha iyi anlamamızı her noktası bir IŞIK mahiyetindedir. Rabbim okuduklarımızla amel edenlerden eylesin. Büyüklerimizin şefaatlerine Nail eylesin. (NUR’UM)
Yaşar Kandemir hocamın muhteşem çalışması olan Şifa-i Şerif tıpkı adı gibi Şifa oluyor. Benim Şifa-i Şerif ile ilk tanışmam İmam Hatip’te okuduğum dönem de Hadis hocası ile oldu ve hala devam etmekte. (E. Said Coşkun)
Şifa-i Şerif Şerhi PDF indirme linki var mı?
Kadı İyaz - Şifa-i Şerif Şerhi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Şifa-i Şerif Şerhi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Kadı İyaz Kimdir?
Ebü’l-Fazl İyâz b. Mûsâ b. İyâz el-Yahsubî (ö. 544/1149) Mâlikî kadısı, hadis, fıkıh ve dil âlimi. 476 yılı Şâban ayı ortalarında (Aralık 1083 sonları) Sebte’de (Ceuta) dünyaya geldi. Doğduğu yere nisbetle Sebtî, muhtemelen vefat ettiği yere nisbetle Merrâküşî diye de anılır. Ceddi Yahsub b. Mâlik, İmam Mâlik’in atalarından Zû Asbah el-Hâris’in kardeşidir. İyâz çeşitli âlimlerden temel dinî eserleri okudu. 507’de (1113-14) hadis bilgisini ilerletmek için Endülüs’e, bir yıl sonra da Mürsiye’ye (Murcia) ve Kurtuba’ya (Cordoba) gitti. Ebû Ali es-Sadefî’den Sahîh-i Buhârî ve Sahîh-i Müslim gibi hadis kitaplarını okudu; İbn Rüşd’ün büyük babası İbn Rüşd, Vezir İbn Abdûn el-Fihrî ve Ebû Bekir İbnü’l-Arabî’den faydalandı. el-Ġunye’de, 100 civarında âlimden ya bizzat istifade ettiğini veya mektuplaşarak icâzet aldığını belirtir. Kâdî İyâz 508’de (1114-15) Sebte’ye döndü. Safer 515’te (Mayıs 1121) Sebte kadılığına getirildi. On altı yıl kaldığı bu görevi sırasında Sebte’ye çeşitli alanlarda hizmet ederek şehrin gelişmesini sağladı. Başta oğlu Dâniye (Denia) Kadısı Ebû Abdullah Muhammed olmak üzere Ebû Muhammed Abdullah b. Muhammed el-Aşîrî, İbnü’l-Kusayr Abdurrahman b. Ahmed el-Gırnâtî, İbn Hayr, İbn Beşküvâl, İbn Zerkûn Muhammed b. Saîd el-Ensârî, İbn Madâ ve İbn Melcûm Abdurrahman b. Îsâ el-Ezdî onun talebeleri arasında yer almıştır. Kâdî İyâz, 531’de (1137) Sebte kadılığından alınarak Gırnata kadılığına tayin edildi. Murâbıt hânedanından Tâşfîn onun tarafsız hükümlerini hazmedemediği için görevine son verdi. O da Gırnata’dan ayrılarak Kurtuba’ya gitti. Murâbıtlar’la Muvahhidler arasında cereyan eden savaşlarda Sebte’nin tehlikeye düştüğünü görünce İbn Tûmert’in mehdîliğini kabul eden Muvahhidler’e karşı Sebte’nin müdafaasını üzerine aldı ve 535’te (1140) Sebte’ye yürüyen Muvahhidler Devleti’nin kurucusu Abdülmü’min el-Kûmî’yi geri çekilmek zorunda bıraktı. 539’da (1144) Murâbıt Meliki İbrâhim b. Tâşfîn tarafından tekrar Sebte kadılığına getirildi. Bu sırada Muvahhidler’in güçlendiğini gören Sebteliler onlara itaat edince Kâdî İyâz da Abdülmü’min’e bağlılığını bildirdi, ancak bir müddet sonra hemşehrilerinin Muvahhidler’e karşı isyan etmesine öncülük etti. Abdülmü’min’in duruma yeniden hâkim olması ve Sebteliler’in ondan af dilemesi üzerine Kâdî İyâz’ın Merakeş’te ikamete mecbur edildiği veya Tâdlâ bölgesine kadı olarak görevlendirildiği belirtilmektedir. Ancak Merakeş’e vardığı zaman hastalanarak 9 Cemâziyelâhir 544’te (14 Ekim 1149) vefat etti ve Bâbüîlân’a defnedildi (Kâdî İyâz’ın ölüm sebebi hakkında çelişkili rivayetler için bk. Zehebî, XX, 217; İbn Ferhûn, II, 51; Şa‘rânî, I, 15; Beşîr Ali Hamed et-Türâbî, s. 108-113). Kâdî İyâz’ın oğlu Muhammed’den torunu İyâz b. Muhammed ve onun oğlu Muhammed b. İyâz da kadılık yapmıştır. Bid‘at ve hurafeden uzak inancı, zâhidâne yaşayışı, İslâmî konulardaki tâvizsiz tutumu ve talebelerine karşı mütevazi kişiliğiyle tanınan Kâdî İyâz zekâsı, etkileyici konuşması, hazırcevaplığı yanında Mağrib hattını güzel yazması gibi özellikleriyle de anılmaktadır. Hocası Ebû Abdullah Muhammed b. Ali et-Tağlibî, onun ölümüyle Mağrib’de yerini tutacak birini bırakmadan gittiğini belirtmiş, Zehebî de döneminde Sebte’de Kâdî İyâz’dan daha çok eser veren bir âlimin bulunmadığını ifade etmiş, kaynaklarda çoğu hadis, usûl-i hadîs ve tarih sahasında olmak üzere kırk civarında eser kaleme aldığı belirtilmiştir. Ayrıca ricâlü’l-hadis, kıraat ve Kur’an ilimleri, fıkıh ve usûl-i fıkıh, kelâm, ensâb, Arap dili ve edebiyatı alanlarında da söz sahibi olduğu belirtilen Kâdî İyâz devrinin hadis imamı diye anılmış, Ebû Ali es-Sadefî’nin Sahîh-i Buhârî’nin yegâne nüshasından mukabele ettiği nüsha Mağrib’de büyük ölçüde onun vasıtasıyla yayılmıştır. İmam Mâlik’in el-Muvatta’ adlı eserinin âlî senedle gelen bir rivayetine ve Sahîh-i Müslim’in tanınmış hocalardan elde ettiği nüshalarına sahip olarak bunları okutmuş, Kur’ân-ı Kerîm sûreleri ve Hz. Peygamber’in methi hakkında kasideler yazmış, kendisinden icâzet isteyenlere manzum olarak icâzet vermiştir. Ebû Abdullah Muhammed b. İyâz, babasının özellikle gençlik yıllarında söylediği bir hayli şiiri bulunduğunu, ancak bunları toplamaya özen göstermediğini belirtmiş, babası hakkında İbn Sâre eş-Şenterînî, İbn Bakî, İbn Cûdî Ali b. Abdurrahman gibi şairlerin söylediği şiirlerden 5000 kadar beyti bir araya getirmiştir (et-Ta’rîf, s. 101-104).
Eserleri
eş-Şifâ’ bi-ta’rîfi hukûki (fî şerefi)’l-Mustafâ. Dört bölümden meydana gelen eserde Hz. Peygamber’in yüce kişiliği ve sahip bulunduğu özelliklerle ona karşı saygısız davrananlara uygulanacak ceza konuları ele alınmıştır. Üzerinde pek çok şerh, hâşiye, ihtisar ve ta‘lik çalışması yapılan eserin baskıları arasında Muhammed Emîn Karaali (v.dğr., I-II, Dımaşk 1392/1972-1973) ve Ali Muhammed el-Bicâvî (I-II, Kahire 1977; Beyrut 1984) neşirleri, Şehâbeddin el-Hafâcî’nin Nesîmü’r-riyâz adlı şerhi (Bulak 1257; İstanbul 1267, I-IV; Beyrut 1326/1908, ofset), Hanîf İbrâhim Efendi’nin Hulâsatü’l-vefâ fî şerhi’ş-Şifâ’ adıyla yapılan tercüme ve şerhi (I-II, İstanbul 1314-1317) zikredilebilir.
Tertîbü’l-medârik ve takrîbü’l-mesâlik li-ma’rifeti a’lâmi mezhebi Mâlik. Mâlikî mezhebine mensup 1600 kadar âlimin biyografisine dair olan eserin birinci cüzü Muhammed b. Tâvît et-Tancî (Rabat 1383/1965), tamamı ise bir fihrist cildiyle birlikte Ahmed Bekîr Mahmûd (I-V [üç cilt], Beyrut 1387-1388/1967-1968) ve Abdülkâdir es-Sahrâvî ile Saîd Ahmed A‘râb (I-VIII, Rabat 1403/1982) tarafından yayımlanmıştır.
Meşâriku’l-envâr ‘alâ sıhâhi’l-âsâr. Buhârî ve Müslim’in el-Câmi’u’s-sahîh’leri ile Mâlik’in el-Muvatta’ında geçen garîb kelimeleri açıklamak ve hatalı yazılan kelimeleri düzeltmek maksadıyla alfabetik olarak düzenlenen eser Kâdî İyâz’ın hadis ilmindeki otoritesinin bir göstergesi sayılabilir. Her harfin sonunda ayrıca, o harfle ilgili olarak bu üç eserde bulunup okunuşunda güçlük çekilen yer ve şahıs isimleriyle, lakaplar, künyeler ve nisbeler hakkında açıklamalar yapılmış, eserin sonunda anılan üç kitaptaki hadislerin sened ve metinlerinde meydana gelen tashîf ve tahrifler, i‘rab hataları üzerinde durulmuştur. Meşâriku’l-envâr’ın İbn Kurkûl tarafından Metâli’u’l-envâr adıyla ihtisar edildiği (Keşfü’z-zunûn, II, 1715) veya Metâli’u’l-envâr’ın Meşâriku’l-envâr tarzında ve ondan faydalanılarak telif edildiği kaydedilmektedir. Çeşitli baskıları yapılan eseri (I-II, Fas 1328; I-II, Kahire 1332; I-II, Tunus 1333) son olarak Ahmed Yeken el-Bel‘amşî Rabat’ta neşretmiştir (I-II, 1403/1982).
el-İlmâ’ ilâ ma’rifeti usûli’r-rivâye ve takyîdi’s-semâ’. İbnü’s-Salâh’ın kaynakları arasında yer alan eser Seyyid Ahmed Sakr tarafından yayımlanmıştır (Kahire 1389/1970, 1398/1978).
İkmâlü’l-Mu’lim bi-fevâ’id (fî şerhi Sahîh)i Müslim. Mâzerî’nin, Sahîh-i Müslim’in ilk şerhi olan el-Mu’lim adlı eserindeki bazı eksikliklerin tamamlanması ve bazı hataların düzeltilmesi amacıyla ona zeyil mahiyetinde yazılan eseri Yahyâ İsmâil neşretmiştir (I-IX, Mansûre 1419/1998). Kâdî İyâz’ın eksik bıraktığı kısımları Übbî tamamlayarak çalışmasına İkmâlü İkmâli’l-Mu’lim bi-fevâ’idi Müslim adını vermiş (nşr. Muhammed Sâlih Hâşim, I-IX, Beyrut 1415/1994), Muhammed b. Yûsuf es-Senûsî bu eserde gördüğü eksikleri Mükemmilü İkmâli’l-İkmâl adlı eseriyle tamamlamış, Senûsî’nin çalışması İkmâlü İkmâli’l-Mu’lim’in hâmişinde yayımlanmıştır. Kâdî İyâz’ın bu eserinin mukaddimesini, Hüseyin b. Muhammed Şevvât Mukaddimetü İkmâli’l-Mu’lim bi-fevâ’idi Müslim adıyla neşretmiştir (Huber 1414/1994).
Buġyetü’r-râ’id fîmâ fî (limâ tazammenehû) hadîsi Ümmi Zer’ mine’l-fevâ’id. Ümmü Zer hadisinde geçen garîb kelimeleri açıklamak amacıyla kaleme alınan eser, İbn Hacer el-Askalânî’ye göre bu konuda yazılanların en genişi ve en derli toplu olanıdır. Selâhaddin b. Ahmed el-İdlîbî, Muhammed Hasan Ecânif ve Muhammed Abdüsselâm eş-Şerkâvî eseri, Rabat’ta bulunan dört nüshasına dayanarak Süyûtî’nin Tefsîru hadîsi Ümmi Zer’i ile birlikte (s. 219-233) yayımlamıştır (Rabat 1395/1975; Kahire 1983; M. Yaşar Kandemir ve Tihâmî Râcî el-Hâşimî’nin eserle ilgili çalışmaları için aş. bk.).
el-Ġunye: Fihristü şüyûhi’l-Kâdî ‘İyâz. Kâdî İyâz’ın hocalarından 100 kadarının biyografisinin yer aldığı eser, Muhammed b. Abdülkerîm (Tunus 1979) ve Mâhir Züheyr Cerrâr (Beyrut 1402/1982) tarafından neşredilmiştir.
el-Ecvibe fîmâ (‘ammâ) nezele fî eyyâmi kazâ’ih min nevâzili’l-ahkâm. Müellifin kadılık yaptığı yıllarda sorulan bazı meselelere verdiği cevapları ihtiva etmektedir. Oğlu Muhammed, kendisine yöneltilen soruların cevaplarıyla birlikte eseri Mezâhibü’l-hükkâm fî nevâdiri’l-ahkâm adıyla derlemiştir (nşr. Muhammed b. Şerîfe, Beyrut 1410/1990).
el-İ’lâm bi-hudûdi kavâ’idi’l-İslâm (el-Kavâ’id). Çocuklar için yazılan ve İslâm’ın beş esasını ihtiva eden eseri Muhammed b. Tâvît et-Tancî (Rabat 1384/1964) ve M. Sâdık el-Minşâvî ile Mahmûd Abdurrahman Abdülmün‘im (Kahire 1995) yayımlamıştır. Eserin el-’Akîde adıyla da anıldığını söyleyen Brockelmann, Ebü’l-Abbas Ahmed b. Kâsım el-Kabbâb el-Cüzâmî ve Ebü’l-Fazl el-Ukbânî tarafından yapılan şerhlerinin nüshalarını zikretmiştir (GAL Suppl., I, 632).
el-Kasîdetü’l-müştemile (el-Kasîdetü’l-ferîdetü’l-ġarrâ’) ‘alâ esmâ’i süveri’l-Kur’ân. Kur’an sûrelerinin adlarının zikredildiği elli beş beyitlik bir kaside olup Ahmed Ömer el-Mahmesânî tarafından neşredilmiştir (Kahire 1318). Muhammed b. Şeneb’in, Brockelmann’a istinaden bu kasidenin Talâk sûresinin 7. âyetinin son beş kelimesi hakkında olduğunu söylemesi (İA, V/2, s. 1236) bir zühul eseri olmalıdır. Kâdî İyâz’ın günümüze geldiği bilinen diğer eserleri de şunlardır: Müşkil hadislerin şerhine dair Minhâcü’l-’avârif ilâ rûhi’l-ma’ârif, Risâle ketebehâ ‘inde’l-kabri’l-mukaddes, Mâlikî fıkhının ana kaynaklarıyla ilgili olup el-Müdevvenetü’l-kübrâ’nın lafızlarının, müşkil taraflarının ve rivayetlerinin açıklandığı et-Tenbîhâtü’l-müstenbita ‘ale’l-kütüb (fî şerhi müşkilât) el-müdevvene ve’l-muhtelita (Brockelmann, GAL Suppl., I, 632; Sezgin, I, 469). Zamanımıza ulaşıp ulaşmadığı bilinmeyen eserlerinden el-Câmi’ fi’t-târîh (Câmi’u’t-târîh) adlı kitabında, İslâmiyet’in İspanya’ya girdiği tarihi başlangıç alarak Endülüs ve Mağrib hükümdarlarının hayatından, Sebte şehrinden, özellikle Sebte kadı ve fakihlerinden, ayrıca Hüseyniye Devleti tarihinden bahsettiği kaydedilmekte; el-Mu’cem fî şüyûhi İbn Sükkere’de Ebû Ali es-Sadefî’nin 200 kadar hocasının biyografisini topladığı belirtilmekte; Ġarîbü’ş-Şihâb’da Kudâî’nin Şihâbü’l-ahbâr’ındaki garîb ve nâdir kelimeleri açıkladığı, Abdülmelik b. Muhammed el-Harkûşî’nin Şerefü’l-Mustafâ’sını ihtisar ederek eş-Şifâ’a bir tür hazırlık yaptığı anlaşılmaktadır (diğer eserleri için bk. Kâdî İyâz, Tertîbü’l-medârik, neşredenin girişi, s. kâkez; Hediyyetü’l-’ârifîn, I, 805).
Kâdî İyâz çeşitli yönleriyle bazı çalışmalara da konu olmuştur. Oğlu Muhammed et-Ta’rîf bi’l-Kâdî ‘İyâz (bk. bibl.), Ahmed b. Muhammed Makkarî Ezhârü’r-riyâz fî ahbâri ‘İyâz (I-III, Kahire 1939-1942), Abdullah Kenûn el-Kâdî ‘İyâz beyne’l-’ilm ve’l-edeb (Riyad 1983), Abdüsselâm Şakkûr el-Kâdî ‘İyâz el-Edîb (Tanca 1984), Hasan el-Verâkilî el-Kâdî ‘İyâz müfessiren (Rabat 1404-1405/1984-1985), Tihâmî Râcî el-Hâşimî el-Kâdî ‘İyâz el-luġavî min hilâli hadîsi Ümmi Zer’ et-Ta’rîf bi-Kitâbi’ş-Şifâ’ (Dârülbeyzâ 1985), Ahmed Cemâl el-Ömerî es-Sîretü’n-nebeviyye fî mefhûmi’l-Kâdî ‘İyâz (Kahire 1988) ve Beşîr Ali Hamed et-Türâbî el-Kâdî ‘İyâz ve cühûdühû fî ‘ilmi’l-hadîs (Beyrut 1418/1998) adlı eserleri kaleme almışlardır. Ayrıca M. Yaşar Kandemir al-Kâdî ‘İyâd ve Bugyat arrâ’id fîmâ fî hadîs Umm Zar‘ min al-favâ’id (bk. bibl.), Âkif Köten Kâdî İyâz, Hayatı, Eserleri ve Şerh Metodu (1980, Uludağ Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi), Gassân Ahmed Abdurrahman el-Kâdî ‘İyâz el-Yahsubî ve menhecühû fi’l-’akîde (1414/1994, I-II, el-Câmiatü’l-İslâmiyye külliyyetü’d-da‘ve ve usûli’d-dîn) adıyla doktora çalışmaları yapmışlardır. “Devretü’l-Kâdî İyâz” adlı ilmî toplantıda (Merakeş 1401/1981) sunulan tebliğlerin bir araya getirildiği Nedvetü’l-İmâm Mâlik: Devretü’l-Kâdî ‘İyâz’da (I-III, Rabat 1404/1983) onun muhtelif yönleri ele alınmıştır. İmam Şâfiî’nin, namazlarda son ka‘dede Hz. Peygamber’e salâtü selâm okunması gerektiğine dair görüşüne Kâdî İyâz tarafından yöneltilen eleştiriye Şâfiî âlimlerinden İbnü’l-Haydırî Zehrü’r-riyâz fî reddi mâ şene’ahü’l-Kâdî ‘İyâz adlı eseriyle cevap vermiştir (Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 1520).
Yaşar Kandemir
Kaynak: T.D.V. İslam Ansiklopedisi, 2001, 24. Cilt.
Kadı İyaz Kitapları - Eserleri
- Şifa-i Şerif Şerhi 1
- Şifa-i Şerif Şerhi
- Şifa-i Şerif 1. Cilt
- Şifa-i Şerif Şerhi 2
- Şifa-i Şerif Şerhi 3
- Şifa-i Şerif 2. Cilt
Kadı İyaz Alıntıları - Sözleri
- Gelmekte olan şey elbette bir gün gelecektir. (Şifa-i Şerif Şerhi 2)
- İnsan Allah'tan bilgisi nisbetinde korkar (Şifa-i Şerif Şerhi 3)
- O (c.c) bana yeter. (Şifa-i Şerif Şerhi)
- Paraya pula aşırı değer vereni Allah zelil eder. (Şifa-i Şerif Şerhi 2)
- Mü'minler sadece Allah'a tevekkül etsinler. (Şifa-i Şerif Şerhi 2)
- Kur'an'ı okuyan usanmaz. (Şifa-i Şerif Şerhi 1)
- İmam Malik rahmetullahi aleyh,O'na olan tazim ve saygısından dolayı, Medine de bineğe binmez ve "Resulullah sallallahu aleyhi vesellemin medfun bulunduğu bir toprağı bineğimim ayakları ile çiğnemekten haya ederim" derdi.. |Şifa i Şerif 2.cilt 3.Bölüm 7.Fasıl (Şifa-i Şerif 2. Cilt)
- Ümmetimden bazı kabileler müşriklere katılmadıkça ümmetimden bazı kabileler de putlara tapmadıkça kıyamet kopmayacaktır. (Şifa-i Şerif Şerhi 2)
- Allah kuluna yetmez mi? (Şifa-i Şerif Şerhi)
- Allah mutlaka bu dini hâkim kılacaktır. (Şifa-i Şerif Şerhi)
- İyilik ve takvada yardımlaşın. Maide -2- (Şifa-i Şerif Şerhi 2)
- Peygamber aleyhisselâmın kâfirleri İslâmiyet'e kazanma ümidiyle onlarla meşgul olması, Cenâb-ı Hakk'ın emrettiği şekilde onlara dini tebliğ etmekten ve kendileriyle güzel bir üslüp ile konuşmaktan ibaretti. (Şifa-i Şerif Şerhi 3)
- "İnsana nisyânından (unutmasından) dolayı insan denmiştir. Zaten ilk nisyan eden (unutan) de ilk insandır." (Şifa-i Şerif Şerhi 3)
- "Çünkü gözler kör olmaz, fakat göğüslerdeki kalpler kör olur." (Şifa-i Şerif Şerhi 3)
- Benim gözlerim uyur ama kalbim uyumaz... (Şifa-i Şerif Şerhi 1)
- "Öfkesi onu basitleştirmezdi" (Şifa-i Şerif 2. Cilt)
- Çünkü gözler kör olmaz, fakat göğüslerdeki kalpler kör olur. (Şifa-i Şerif Şerhi)
- Birgün Resulullah sallallahu aleyhi vesellem Kabe'ye baktı ve şöyle buyurdu: "Ey güzel ev merhaba!Sen ne yücesin! İhtiramın ne büyük!" (Şifa-i Şerif 2. Cilt)
- Kuran gönle ferahlık verir. (Şifa-i Şerif Şerhi 1)
- Abdullah ibn Ömer ayağı uyumuş hareket edemiyordu. Ona:"İnsanlar içinde en sevdiğini anarsan bu durum senden gider" denildi. Bunun üzerine "Ey Muhammed yetiş" diye haykırınca ayağındaki uyuşma dağıldı. Şifa i Şerif Kadı İyaz (Şifa-i Şerif 2. Cilt)