diorex

Şişedeki Adam - Feyyaz Kayacan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Şişedeki Adam kimin eseri? Şişedeki Adam kitabının yazarı kimdir? Şişedeki Adam konusu ve anafikri nedir? Şişedeki Adam kitabı ne anlatıyor? Şişedeki Adam PDF indirme linki var mı? Şişedeki Adam kitabının yazarı Feyyaz Kayacan kimdir? İşte Şişedeki Adam kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 08.12.2022 07:00
Şişedeki Adam - Feyyaz Kayacan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Feyyaz Kayacan

Yayın Evi: Kırmızı Kedi Yayınevi

İSBN: 9786052984864

Sayfa Sayısı: 132

Şişedeki Adam Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Türk öykücülüğünün özgün imzalarından Feyyaz Kayacan'ın “hikâyesinin” başlangıç noktasıdır Şişedeki Adam. Kayacan, kitabın 1957 yılında yayımlanan ilk haline, daha sonra üç öykü daha ilave etmiş, 1969'da Hiçoğlu'nun Serüvenleri adıyla yeniden okura sunmuştur. Türk öykücülüğünde gerçeküstücü yaklaşımın seçkin örneklerinden oluşan kitabında “gerçeküstücü ruh haliyle” bir dünya yaratır Kayacan. Öyle ki, yıllar sonra yazacağı satırların, öykülerin, romanın tohumlarını eker bu kitabında! Bu sayede gerçek bir gerçeküstü bütünlük yaratır. Feyyaz Kayacanın kahramanları ve onların büyülü dünyası, ayaklarınızı yerden kesecek.

Şişedeki Adam Alıntıları - Sözleri

  • Kıyametler ekildi,kıyametler biçildi.Ve kıyametler ile uyanıyoruz her sabah.
  • Ufak tefek şeylerle içimi doldurmaya çalışıyorum.
  • Dün kitapçıda kitap çalarken yakalandım.
  • İçimdeki çocuğun kurtlandığını sezinliyorum.
  • Bir bir düşen yapraklarının öcünü alıyor ağaç. Yeşil hıncındayım şimdi. Ağaç gözümün içinde. Gözümden kaçırmıyorum. Kaçırsam kuruyuverecek ağaç. Tüm yapraklar bana vergi. Her yaprağın yemyeşil nöbetçisiyim.
  • Yaralarımca uyanığım. Savaşta insanlara yaralarımca yakınım. Ya düşmana? Düşmanın bana çevik gözleri zehirli gibi, onun açtığı yaralar da da bir payım var mı? Yaraların alışverişinde.
  • Can darlığında insan sığınacak, havlayan anılar sürüsünden kaçıp saklanacak bir köşe olsun bulamıyor. İnsan böyle anlarda ölümden çok can sıkıntısından korkuyor. Tıka basa biriken, şişen bir şey. Bir köpük.
  • Ad bir çeşit safradır. Kişioğluna kimin nesi olduğunu, hangi rafın malı olduğunu öğretir. Ad sahibi olmak, ev sahibi, mal sahibi, yetki sahibi, devede kulak sahibi olmak kadar kişiyi soylandıran bir şey. Adsız olmak adların dışında yaşamak, penceresiz bir odaya perde asmaya benzer, penceresiz bir odanın penceresinden atlamaya benzer.
  • Boş verdim artık İntihara. Geliyor nasıl olsa her gün Dünyanın sonu
  • Uçurumun toprağı yok.

Şişedeki Adam İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Feyyaz Kayacan'in gerçeküstü hikâye şeklinde yazdığı öykülerinden oluşan bu kitap gerçekten gerçeküstü... Sadık Hidayetin "kör baykuş"u ile mukayese edilir sanırım. O kitabı okurken zorlanmayan bunu okurken de zorlanmaz. Şişedeki adam ve Hiçoğlunun serüvenleri adlı iki bölüm, ne olduğunu anlaşılmaz olaylar,betimlemeler duygularla dolu. Nasıl başladım,ne okudum ,nasıl bitti pek anlayamadım açıkçası.. Zihin geliştirmek, sözcük öğretmek ve belki de hayal kurdurmak gibi bazı olumlu taraflarını varsaysak da, ben sevemedim. Severlerine keyifli okumalar.. (Ss)

İlginç. Kesin olan bir şey var: özgün. Hakkını vermeli. Fakat şaheser değil. Böyle bir iddası da yok. Kayacan’ın ilk eseri. Zamanı için (1950-60) gerçeküstücülükte çığır açıcı olabilir. Fakat üslubu beni pek sarmadı açıkçası. Türk öyküsünün nereden nereye geldiğini görmek için elverişli bir kitap. Kitap altı hikâye iki roman denemesi(Çocuktaki Bahçe I-II)’den oluşuyor. İki roman denemesi okuduğumuz üzre burada hüsranla sonuçlanmış. [Yazar sonradan ‘Çocuktaki Bahçe’ adında bir roman yayınlıyor.] Denemeleri buraya almaya gerek var mıydı bilemiyorum? Altı hikâyeden üçünü beğendim: Sarhoş ve Çanta - Hiçoğlunun Serüvenleri - Bir Daha Yapmam. Feyyaz Kayacan İstanbul’da doğuyor, Londra’da yaşayıp-ölüyor. Bana Özcan Ergüder’i anımsattı. Kısaca: Karakteristik bir anlatımı var. Başka herhangi bir öykücü de rastlamadığım tuhaflıkta. Hazırlıklı olun: Bu bir yavaş hikâye. (Soner Aydın)

Edebiyatımızın Şen Kirpisi'nden mükemmel hikayeler: Türk öykücülüğünde gerçeküstücü yaklaşımın seçkin örneklerinden oluşan kitabında 'gerçeküstücü ruh haliyle' bir dünya yaratır Kayacan. Öyle ki; yıllar sonra yazacağı satırların, öykülerin, romanın tohumlarını eker bu kitabında! Bu sayede gerçek bir gerçeküstü bütünlük yaratır. Onun kahramanları ve büyülü dünyası, ayaklarınızı yerden kesecek . (Arka kapaktan) Değerli #ayfertunç 'un ve sayfa dostlarımın önerisiyle okuduğum yazarın bu ilk kitabına çarpıldım. Evet; Gerçeküstücü'leri severim, mistik bir tad bırakırlar, farklı yazarlar, bu fani dünyada da soyut öğeler görmek isterler. Sürekli çağrışımlar ve ironi ile dolu metinleriyle 'Türk edebiyatının şen kirpisi ' olarak adlandırılan yazarın en büyük özelliği, Gerçeküstü ve somut öğelerin mükemmel kaynaştırılması denebilir. Çoğu zaman soyut ve güzel bir kurguyla mizaha dönüşen anlatım, kesinlikle değişik bir tad bırakıyor. 1957'de yazıp, 1969'daki eklemeyle güncellediği hikayelerinden Hiçoğlu'da yazar, savaşlar ve kuşatılmış bir toplumda hiçleşen bireyi anlatırken, onu yargılayanları da (Sigorta şirketi bşk, Banka müdürü, Çöpçüler genel süpürgesi, Deliler derneği baş çığĺıkçısı ) isim metaforlarıyla tefe koyuyor. En sevdiğim İstanbul Zeybeği 'nde ise; James Joyce'un ülkesinden uzaklarda iken, eserlerinde (#ulysses #dublinliler) özleyip yücelttiği Dublin'den etkilenerek İstanbul'u bulmak için Londra 'ya gelen Süavi 'nın 8 yıldan sonra sadece kendi icadı İstanbul Zeybegi'nden başka bir şey bulamayıp romanını tamamlayamaması anlatılmış. Diğer mükemmel hikaye Şişedeki Adam'da, sisteme köleleştirilen insanların bir şişenin içinde sıkışma tasvirleri güçlü bir metafor olarak kullanılmış ki, bence edebiyatımızdaki özgün hikayelerden biridir. Sonradan eklenen 'Çocuktaki Bahçe ' yazar tarafından Bir romana giriş denemesi olarak nitelenmiş ve bu roman da 13 yıl sonra ortaya çıkmıştır. Yazarın özgün tumcelerinde kullandığı bazı kelimeler : Yabansıma, buyrultular,bulunç, yüzlem, tilcik, içsizlik,izer,ıblıklaşmak, itki, sürfeleşmek, çökülleşmek, eğinç, sürülge, esrikleşmek,marsık, bosum, büğdülemek, cıcıklanan, yalvaç, oşarma, dönenmek, savut. Tek kelimeyle: Mükemmel... (Hayat Bu)

Şişedeki Adam PDF indirme linki var mı?

Feyyaz Kayacan - Şişedeki Adam kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Şişedeki Adam PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Feyyaz Kayacan Kimdir?

Feyyaz Kayacan

(1919 - 5 Nisan 1993): Yazar. İstanbul'da doğdu. Asıl adı Feyyaz Fergar'dır. Saint Joseph Lisesini bitirdi. Fransa'da ve Londra'da siyasal bilgiler ve ekonomi okudu. Londra'da BBC Türkçe Yayın Servisinde çalıştı. Buradan emekli oldu. Londra'da öldü.

Fransızca yazdığı şiirlerini iki kitapta topladı. Hikâyeleri Yeditepe, Yenilik, Türk Dili dergilerinde çıktı.

Şiirleri: Les Gommes Insolites (1938), Gestes à la Mer (1939), Kaşık Havası (1976), Benim Örümceğim Başka (1982). Hikâyeleri: Şişedeki Adam (1958), Sığınak Hikâyeleri (1962), Cehennemde Bir Yusuf (1964), Gibiciler (1967), Hiçoğlunun Serüvenleri (İlk kitabına üç yenisi eklenerek, 1969), Bir Deli Değilin Defteri (1987), Bütün Öyküleri (1993). Romanı: Çocuktaki Bahçe (1982). Oyunları: Mutlu Azınlık (Birer perdelik dört oyun, 1968).

Feyyaz Kayacan Kitapları - Eserleri

  • Şişedeki Adam
  • Çocuktaki Bahçe
  • Sığınak Hikayeleri
  • Bütün Öyküler
  • Cehennemde Bir Yusuf
  • Bir Deli Değilin Defterleri
  • Kaşık Havası
  • Mutlu Azınlık
  • Benim Örümceğim Başka

Feyyaz Kayacan Alıntıları - Sözleri

  • “Duvara çizdiğim güneş duvarla birlikte yıkıldı.” (Cehennemde Bir Yusuf)
  • Kadının biri delirmiş. Balkona çıkmış, “ beni sevenler yolun sağında, sevmeyenler solunda dursun” diye bağırmaya başlamış. Ben deli değilim. Ama bana öyle geliyor ki “ beni sevenler...” diye söze başlayacak olsam hiç kimse kıpırdamayacak yerinden. (Bir Deli Değilin Defterleri)
  • "... çağıra çağıra bir denizi biriktiriyoruz yanımıza, bizim gibi bir deniz, dalgalarını kimseciğe çıtlatmayan." (Cehennemde Bir Yusuf)
  • Yalnızlığın toprağı yok. (Bütün Öyküler)
  • Can darlığında insan sığınacak, havlayan anılar sürüsünden kaçıp saklanacak bir köşe olsun bulamıyor. İnsan böyle anlarda ölümden çok can sıkıntısından korkuyor. Tıka basa biriken, şişen bir şey. Bir köpük. (Şişedeki Adam)
  • “Sokağı, denizi isterim pencereden” (Oktay Rıfat) (Çocuktaki Bahçe)
  • “Bazılarda yol girdi sanıyorum ayağıma. O yola giriyorum. Bir dağ görüyorum yolun kıyısında. Bu yolun sırtı diyorum bu dağı kaldırmaz. Sonra hep küçük şeylere benim dönüklüğüm. Ne iyi olurdu bir çakıltaşı dursaydı şu dağın yerinde diyorum. Çağıra çağıra sonra bir denizi biriktiriyorum yanıma. Benim gibi bir deniz, balıkları çıtlatmayan kimseye.” (Cehennemde Bir Yusuf)
  • kadın, hep ölümle saklambaç oynuyordu... (Sığınak Hikayeleri)
  • Dokunamadığı yenilgiye uğratamadığı tek şey insanın sesi. Ten gibi, vücut gibi çabuk yaşlanmıyor ses (Bir Deli Değilin Defterleri)
  • Boş verdim artık İntihara. Geliyor nasıl olsa her gün Dünyanın sonu (Şişedeki Adam)
  • Yüksekten bakma işe yaramıyor. İnsan, insanla aynı seviyede yürüdüğü zaman onun gerçek çapını kestirebiliyor. (Sığınak Hikayeleri)
  • “Şimdi ama şimdi bir tanrıyla bir solungaç yanyana gelmiyordu bir türlü bir bilmecenin tezgahında.” (Cehennemde Bir Yusuf)
  • Dün kitapçıda kitap çalarken yakalandım. (Şişedeki Adam)
  • “İçimdeki ürkek çocuk denizden geçmişini sormaya gelen bir çakıltaşı.” (Çocuktaki Bahçe)
  • “Bir adamın bütün sözlüklerde çığlığa döndüğünü duyuyorum.” (Cehennemde Bir Yusuf)
  • “Eğ boynunu mağrur adam, yaktığına tap, taptığını yak.” (Çocuktaki Bahçe)
  • Bir tutam ışıkla bunca işin altından kalkmak kolay mı? (Çocuktaki Bahçe)
  • Kim görmüş ki ölümün kaşarlandığını? (Sığınak Hikayeleri)
  • Tolstoy “Küfür etmek, yaşama gücü ve sevgisinin belirtisidir,” demiş. (Çocuktaki Bahçe)
  • Uçurumun toprağı yok. (Şişedeki Adam)

Yorum Yaz