Sıska Bacaklar - Tom Robbins Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Sıska Bacaklar kimin eseri? Sıska Bacaklar kitabının yazarı kimdir? Sıska Bacaklar konusu ve anafikri nedir? Sıska Bacaklar kitabı ne anlatıyor? Sıska Bacaklar kitabının yazarı Tom Robbins kimdir? İşte Sıska Bacaklar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Tom Robbins
Çevirmen: Süha Sertabiboğlu
Orijinal Adı: Skinny Legs and All
Yayın Evi: Ayrıntı Yayınları
İSBN: 9789755393926
Sayfa Sayısı: 456
Sıska Bacaklar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Bir Arapla bir Yahudi bir gün birlikte Birleşmiş Milletler binasının karşısında restoran açmışlar... Etnik bir fıkranın başlangıcı sandınız, değil mi? Ama yanıldınız. Yahudilerle Arapların bir gün gerçekleşmesi umut edilen barış içindeki ortak yaşamlarının küçük evreni niteliğindeki bu restoran, Tom Robbins'in o ihtişamlı yaratıcılığını yine doludizgin serbest bıraktığı romanı Sıska Bacaklar'ın ana eksenini oluşturuyor.
Bu eksen etrafında, genç bir ressamın New York'taki sanat ortamında kendi yolunu bulma mücadelesine, aynı dünyada hasbelkader yıldızı parlayan hödük bir kaynak ustasının sonunda Filistin'in yitik tanrısını keşfine, Kıyamet Günü'nün gelişini çabuklaştırmaya çalışan bir rahibin çabalarına tanık oluyoruz. Fasulye Konservesi, Kirli Çorap, Tatlı Kaşığı, Boyalı Sopa ve Sedefli Deniz Helezonu gibi nesnelerin ABD'den Kudüs'e bir hac yolculuğuna kalkıştıkları, bir fasulye konservesinin derin felsefi nutuklara giriştiği bir romanla karşı karşıyayız. Bu kitap "Sihre inanmamak zavallı ruhları hükümete ve iş dünyasına inanmaya zorlayabilir," diyen bir dil cambazının yapıtı ne de olsa.
Üstelik bütün bunlar olup biterken, insanoğlunun evreni net olarak görmesini engelleyen bütün yanılsamaları, Salome'nin tülleri gibi tek tek gözümüzün önünden kaldırıyor. Robbins, Buram buram siyaset kokan bu romanında, Kitabı Mukaddes'in mirasından dehasına yaraşır bir muziplikle yararlanıyor ve her zamanki cüretkar tavrından hiç ödün vermeksizin, çağımızın en hassas meselelerine el atıyor: Irk, siyaset, evlilik, sanat, din, para ve şehvet. Bunların üzerine, kimilerinin gezegenimizin "son günleri" olarak adlandırdığı bir öngörünün gölgesi düşüyor düşmesine. Ancak yazar her ne kadar kıyamet gününün dehşeti karşısında başını kuma gömmese de, yarattığı o neşe dolu, pırıl pırıl evren böyle olası bir akıbetin gölgesiyle kolay kolay kararmayacak kadar aydınlıktır aslında.
(Arka Kapak)
Sıska Bacaklar Alıntıları - Sözleri
- Umut ebediyen coşkuyla sürer gider, ama pes ettiğimizde ve umut etmekten vazgeçtiğimizde, umut etmeyi gerçekten ve içtenlikle bıraktığımızda genellikle her şeyin değişip daha iyiye gittiği de bir gerçek değil midir?
- Fakat insanın doğup büyüdüğü yerin dokunaçları sinsi olduğu kadar inatçıdır da.
- Toplumlar ancak, doğaüstü bir öteki dünyaya inanmaya ikna edildiği sürece baskı altında tutulabilir ve denetlenebilir. İnsanlar, sonunda bu dünyadan kurtulup gökteki, cankurtaranların gereksiz olacağı ve havuzların hiç kapanmayacağı bir tatil köyüne gideceklerine inanırlarsa her türlü zorbalığa, yoksulluğa ve kötü muameleye katlanabilirler. Üstelik inançlı insanlar genellikle, hükümetlerinin gireceği her türlü askeri macerada postlarını deldirmeye gönüllüdür. Öteki dünya kavramı kitleleri yönetilebilir kılarken, efendileri de yıkıcı kılar.
- Din, Tanrının elini kolunu bağlama girişimiydi. Tanrı, sonsuza dek akan, ebediyen hareket eden, kayan bir biçimdi. Onun doğası buydu. Mutlaktı gerçekten de; mutlak mobil, mutlak aşkın, mutlak esnek, mutlak gayrişahsi. Onun tanrı ve tanrıça yönleri vardı fakat onun erkekliği ve dişiliği, yıldızlığından ya da tornavidalığından daha fazla değildi. O tüm bunların toplamıydı ama bu toplam asla bir tebeşirle kara tahtaya yazılamazdı. Tanrı, tanımlamanın, bilmenin, anlamanın ötesindeydi. Tanrı; yaratmak bölü yok etmektir, demek onun yapılabilecek en yakın tanımıydı. Ama zayıf ruhlar, bön zekalar bununla yetinmemişti. Onlar Tanrıya ille de bir surat takmak istediler. Üstelik ona insanların (öfke, kıskançlık, kızgınlık gibi) basit duygularını yakıştıracak kadar ileri gitmişler ve bir an durup da, eğer Tanrı bir varlıksa, hatta yüce bir varlıksa dualarımızın onu çoktan, fena halde sıkmış olması gerektiğini düşünmemişlerdi. Tanrı genişleyen bir şeydi, dinse daraltıcı."
- "New York'ta terörist mi? Şekerim. New York ABD 'dir bilesin." "Orda henüz terörist yoksa da olacaktır. Yahudiler terörizmi, bokun sinekleri çektiği gibi çeker. Hep öyleydir."
- "Ölü bebeklerin lafını bile duymak istemem."
- Umut ebediyen çoşkuyla sürer gider, ama pes ettiğimizde ve umut etmekten vazgeçtiğimizde, umut etmeyi gerçekten ve içtenlikle bıraktığımızda genellikle her şeyin değişip daha iyiye gittiği de bir gerçek değil midir?
- "Beni gecede bırakın ama lütfen karanlıkta bırakmayın."
- O benim kalmamı istiyordu. Bense gitmek istiyordum. Birimizin kaybetmesi şarttı.
- "Korkmadığın sürece kimse senin hayatını yönetemez. Unutma bunu. Cehennem her şeyden korkmaktır. Cennetse korkmayı reddetmektir.
- "Savaş cehennemdir."
- Ölüm adildir bekli ama, hayat kesinlikle değildir.
Sıska Bacaklar İncelemesi - Şahsi Yorumlar
bir çorap , konserve kutusu , tatlı kaşığı ile nasıl dolu dolu ve bir o kadar da eğlenceli bir roman çıkar işte size kanıtı. Yahudi arap sürtüşmesine mizahi yolla göndermeler yapan eğlenceli çok güzel bir roman Tom Robbins bir efsane . Okuyun Tavsiye ederim. (Çelebi)
Kitabın Yazarı Tom Robbins Kimdir?
Thomas Eugene Robbins (d. 22 Temmuz 1936), Amerikalı roman ve kısa hikâye yazarı.rnrnRobbins, "Oyunculuk, uçarılık değil bilgeliktir" görüşünü ön plana çıkarıp çılgınlık derecesinde oyuncul romanlar yazmaktadır. Romanları, hayatın daha ciddi yanlarını inkar etmez; "herşeye rağmen mutluluk" ilkesinin savunuculuğunu yapar. Bu ilkenin içerdiği mesajı, romanlarındaki karakterlerin felsefeleri ve aynı zamanda da incelikli yazı biçimiyle iletir. Edepsiz kelime oyunları, alakasız sonuçlar, zıtlık içeren ifadeler, ara sözler, Robbins'in anlatımının belli başlı özellikleridir. Romanları yalnızca edebi uzlaşımları değil, insanoğlunu tatmin etmenin en iyi yolu hakkında toplumda yer alan varsayımları da sorgular. Robbins, panteizm, mistik Doğu dinleri ve Yeni Fizik gibi çeşitli kaynaklardan alternatif düşünceleri bir araya getirir.rnrnThomas Eugene Robbins Kuzey Carolina'nın Blowing Rock adlı kasabasında George Thomas Robbins isimli bir idareci ve Katherine D'Avalon isimli bir hemşirenin çocuğu olarak doğdu.rnrnRobbins 1954 yılında Washington'da ve Virginia'nın Lexington kasabasında bulunan Lee Üniversitesi'nde gazetecilik öğrenimi gördü ancak disiplin sorunları nedeniyle üniversite öğrenci birliğindeki görevinden alınınca okulu terketti.Okuldan ayrılmasını izleyen yıl zamanını otostop yaparak geçirdi ve nihayetinde New York'a yerleşerek şiir yazmaya başladı.rnrn1957 yılında askerlik emrini almasını takiben Amerikan Hava Kuvvetleri'ne katıldı. Askerliği boyunca iki yılını Kore'de meteorolojist olarak geçirdi ve 1959 yılında terhis oldu. Terhis olduktan sonra Virginia'nın Richmond kasabasında sivil hayatına geri döndü.rnrnRobbins,1960 yılında daha sonra adı Virginia Commonwealth Üniversitesi olarak değişen Richmond Enstitüsü'nde sanat bölümüne girdi ve üniversite gazetesinde editörlük yaptı.rnrnMezun olmasını takiben, yüksek lisans öğrenimi görmek amacıyla Seattle'da bulunan Washington Üniversitesi'nin Uzak Doğu Çalışmaları bölümüne girdi. Seattle eyaletinde geçirdiği süre zarfında, The Seattle Times ve Seattle Post-İntelligencer gazetelerinde çalıştı.rnrnRobbins, 1971 yılında ilk romanı olan Dur Bir Mola Ver isimli kitabını yayınladı. Bu ilk kitabı eleştirmenler tarafından olumlu yorumlar aldı ancak bir sonraki romanı Even Cowgirls Get the Blues büyük ilgi gördü ve bir başyapıt olarak yorumlandı. Robbins, 35 yıllık edebi kariyeri boyunca sekiz adet roman, bir yığın şiir ve kısa hikâye yayınladı.rnrnBirçok kitabında etkisinin aşikar olduğu görülebilen Terence McKenna ile arkadaşlık yaptı. Sirius'tan Gelen Kurbağa adlı kitabının ana karakteri Larry Diamond, Psilosibin de dahil olmak üzere Mckenna'nın kuramlarının benzerlerini savunuyordu. Buna ek olarak, Parfümün Dansı adlı kitabının ana karakterlerinden Wiggs Dannyboy ile McKenna arasında çarpıcı benzerlikler bulunmaktadır.Robbins,aynı zamanda Hindistan'lı gizemci Osho'nun da hayranıdır ve Amerika Birleşik Devletleri'nde faaliyette bulunan Legal Marijuana Hareketi'nin danışma kurulunda görev yapmaktadır.rnrn1997 yılında, Bumbershoot Seattle Sanat Festivali kapsamında verilen Altın Şemsiye ödülünü kazandı.rnrnRobbins halen beşinci eşi olan Alexa D'Avalon ile beraber Washington'a bağlı La Conner şehrinde yaşamaktadır. Rip ve Fleetwood Star isimli iki oğlu vardır.
Tom Robbins Kitapları - Eserleri
- Parfümün Dansı
- Dur Bir Mola Ver
- Ağaçkakan
- Sirius'tan Gelen Kurbağa
- Kovboy Kızlar da Hüzünlenir
- Villa Meçhul
- Sıska Bacaklar
- B, Bira
- Geriye Uçan Yaban Ördekleri
- Sıcak Ülkelerden Dönen Vahşi Sakatlar
- Tibet Şeftali Turtası
Tom Robbins Alıntıları - Sözleri
- “Dünyadaki herkes maalesef ölüme hazırlıklıdır ama pek azı yaşama hazırlıklıdır.” (Sıcak Ülkelerden Dönen Vahşi Sakatlar)
- " Mitler evrenin şarkılarıdır: Doğru anlaşıldığında evreni açıklayan ve evrenin içindeki karmaşık yerimizi anlatan şarkılar..." (Geriye Uçan Yaban Ördekleri)
- Gül, adı her ne olursa olsun hoş kokar. (Sıcak Ülkelerden Dönen Vahşi Sakatlar)
- “Cinayete, işkenceye, köleciliğe, ırza geçmeye, yamyamlığa, yağmacılığa, reklam tekerlemelerine, peluş halılara ve golfe düşkünlüğümüzle, bizlerin dört milyar yıllık muhteşem bir deneyimin kusursuz sonucu olduğumuz ciddi bir şekilde nasıl düşünülebilir ki? Bir tür olarak yapabildiğimiz kadar evrimleştik belki; ama hiçbir şekilde, evrimin artık yeter dediği anlamına gelmez bu. Her halükârda, evrimin yazı tahtasında, insandan öte bir şey var. En barbarca ve açgözlü davranışlarımızı “insanlıkdışı” diye nitelendirmeye pek meraklıyızdır; oysa işin doğrusu, insanlığın ta kendisidir bu davranışlar, kesinlikle ve özellikle insanlıktır bunlar; çünkü başka hiçbir yaratığın, kendini, bizimle kıyaslanabilecek bir gaddarlığa kaptırma huyu yoktur.” (Sirius'tan Gelen Kurbağa)
- İnsan kendini eylemleriyle tanımlamaktaysa eğer o zaman üslup iki kat daha belirleyicidir çünkü eylemi betimleyen üsluptur. (Dur Bir Mola Ver)
- Ego son derece güvenilmez bir şey ve en iyisi kendisine belli bir mesafede durmak; (Tibet Şeftali Turtası)
- Eserleri nevrozlardan ziyade anlıklarının uzantısı olan romancıları arıyorum. (Sıcak Ülkelerden Dönen Vahşi Sakatlar)
- Garip şahıs diye bir şey yoktur. Sadece kimi insanlar diğerlerinden daha fazla anlaşılmayı gerektirir o kadar. (Dur Bir Mola Ver)
- Bütün insaniyet yavaşlamış ışık, fiziksel gerçeklik ise elektriklenmiş hiçliğin tuhaf bir dansı mıydı? (Sıcak Ülkelerden Dönen Vahşi Sakatlar)
- Sevgi çok güçlüdür, ama onun da bir sınıri vardır ve her yere saçmak, bedeli ağır bir hata olur. (Kovboy Kızlar da Hüzünlenir)
- Tüm yanlış soruları sordum. (Sıcak Ülkelerden Dönen Vahşi Sakatlar)
- Görünen o ki hayal gücünün yapabileceklerini sarhoşluğun etkileriyle karıştıranlar var. (Tibet Şeftali Turtası)
- " Oysa okuma eylemi, tıpkı iki bedenin birbirine sarılmasında olduğu kadar özel ve yoğun bir eylemdir. Mahremiyetinizi koruyacak önlemler almanız gerekir. " (Geriye Uçan Yaban Ördekleri)
- hayat zaten zor, bir de üstelik sonunda ölüyorsun... (Parfümün Dansı)
- " Eğer insanı adamakıllı incelemek demek gerçekten incelemek demekse, mitoloji de insanı adamakıllı incelemek için tutulqn bir mercek demektir. " (Geriye Uçan Yaban Ördekleri)
- Bu senin hayatının en kötü günü değil, ama sen öyle sanıyorsun. (Sirius'tan Gelen Kurbağa)
- Aşk, uğruna uç noktalara gitmeye istekli olanlara aittir. (Ağaçkakan)
- "Ölü bebeklerin lafını bile duymak istemem." (Sıska Bacaklar)
- Kendimizin kahramanları olduğumuz gibi kendimizin ejderhalarıyız da ve kendimizi kendimizden kurtarmak zorundayız. (Ağaçkakan)
- Eşitlik farklı şeylere benzer gözle bakmak değil. Eşitlik farklı şeylere farklı gözle bakmak. (Ağaçkakan)