Siyasi İdeolojiler - Andrew Heywood Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Siyasi İdeolojiler kimin eseri? Siyasi İdeolojiler kitabının yazarı kimdir? Siyasi İdeolojiler konusu ve anafikri nedir? Siyasi İdeolojiler kitabı ne anlatıyor? Siyasi İdeolojiler PDF indirme linki var mı? Siyasi İdeolojiler kitabının yazarı Andrew Heywood kimdir? İşte Siyasi İdeolojiler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Andrew Heywood
Çevirmen: Levent Köker
Yayın Evi: BB101
İSBN: 9786059802062
Sayfa Sayısı: 417
Siyasi İdeolojiler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Siyasî ideolojiler üzerine yazılmış bu rehber kitabın güncellenmiş beşinci edisyonu, dünya siyasetine yön vermiş ve onu şekillendirmiş siyasî öğreti ve kuramlara kolay anlaşılabilir bir giriş sunmaktadır.
Liberalizm, muhafazakarlık ve sosyalizm gibi 19. Yüzyıl ideolojilerinin yanısıra feminizm, ekolojizm ve siyasal İslam gibi "yeni" ideolojileri de içeren geniş bir yelpazeyle, Heywood, her ideolojinin hem tarihsel gelişiminin hem de bunların çağdaş siyasî hareketler, partiler ve hükûmetler üzerindeki etkilerinin basit bir açıklamasını yapmaktadır. Yazar, ideolojilerin kendilerine has fikirleri ve değerleriyle beraber bu ideolojilere mensup farklı akımları ve bunlar arasındaki iç gerilimleri de vurgulamıştır.
Bu yeni edisyon çok-kültürlülük ve yeni muhafazakarlık gibi günümüzdeki anahtar meselelerin kapsamlı bir incelemesiyle tamamıyla gözden geçirilmiş ve güncellenmiştir. Andrew Heywood'un eşsiz öğrenci-dostu yazım stilinin yanına her bölümde öğrenim özellikleri de eklenmiştir.
-İdeoloji İncelemeleri ideolojilerin doğasını ve onların başlıca konularını ana hatlarıyla incelemektedir.
-Sayfa kenarlarındaki sözlük tanımları, anahtar kavramlar hakkında kısa bir referans açıklaması yapmaktadır.
-Her ideolojinin "Başlıca İsimleri" kutuları önemli düşünürler ve onların önemli fikirleriyle ilgili detaylı bilgi vermektedir.
-"Anahtar Kavram" kutuları önemli fikirleri keşfedip ayrıntılarıyla incelemektedir.
-Her ideoloji "Üzerine Bakış Açıları" ve "İçindeki Gerilimler" kutuları ideolojik geleneklerin kendi içindeki ve birbirleri arasındaki farklılıkları ele almaktadır.
-Her bölüm sonunda yer alan "Tartışma Soruları" bölümün pekiştirilmesini sağlamaktadır.
-Bölüm sonunda yer alan "Okuma Önerileri" ise konu hakkında daha derinlemesine araştırma yapmak isteyenlere rehberlik sunmaktadır.
(Tanıtım Bülteninden)
Siyasi İdeolojiler Alıntıları - Sözleri
- İktidar yozlaştırır; mutlak iktidar mutlaka yozlaştırır.
- Anarşizmin kökeninde insan doğasının iyiliğine, en azından potansiyel iyiliğine duyulan ütopik bir kabul yatmaktadır.
- Siyasî bir amentü olarak liberalizm, muhtemelen 19. Yüzyıldan önce varolmamıştı ama liberalizm, daha önceki üç yüzyılda gelişen fikirler ve teorilere dayandırıldı. Liberal fikirler, Avrupa’da feodalizmin çöküşü ve onun yerine gelişen bir piyasa toplumunun veya kapitalist toplumun bir sonucu olarak ortaya çıktı. Birçok açıdan liberalizm, mutlak monarkların ve arazi sahibi aristokrasinin yerleşik iktidarı ile çatışma hâlindeki büyüyen orta sınıfın özlemlerini yansıtıyordu. Liberal fikirler radikaldi: Bu fikirler, temel reformlar hatta zaman zaman devrimsel değişimi talep ediyordu.
- Her dönemde yönetici sınıfın fikirleri, hâkim fikirlerdir. Yani, toplumun maddî gücüne hükme den sınıf, aynı zamanda hâkim entelektüel güçtür.( Marx/Engels)
- Anarşizm devlet sistemini analiz ederek, baskı ve zorlamanın nasıl ortadan kaldırılabileceğini çözümlemektense içgüdüsel olarak özgürlüğe ve özerkliğe yönelen, kalben ahlaki varlıklar olan insanların bu özelliklerini harekete geçirmek için enerjisini harcar.
- "'Bugüne kadar var olan toplumların tarihi sınıf mücadelesinin tarihidir."
- Özgürlük, John locke'ın da belirttiği gibi sadece "hukukun boyundurluğu"nda varolabilir; "Hukuk olmayan yerde, özgürlük de olmaz."
- Özgürlük sınırsız olduğunda, bir “ruhsat”a, diğerlerini taciz etme hakkına dönüşebilir. John Stuart Mill, (On Liberty (Hürriyet Üstüne, [1859] 1972, s. 73) adlı eserinde, “medenî topluluğun herhangi bir üyesinin iradesine rağmen üzerinde kullanılabilecek meşru gücün yegâne amacı, "diğerlerine zarar vermesini engellemek”, olduğunu öne sürer. Mill, bireylerin mutlak özgürlük kullanacakları “kendileriyle ilgili” eylemler ile diğerlerinin özgürlüklerini kısıtlayabilecek ya da onlara zarar verebilecek “diğerleriyle ilgili” eylemler arasında net bir ayrım yapar. Mill, birey üzerinde, kişinin kendisine fiziksel veya ahlâkî olarak zarar vermesini engellemek üzere tasarlanmış olsalar bile hiçbir kısıtlamayı kabul etmez. Bu türden bir görüşe göre örneğin, otomobil sürücülerinin emniyet kemeri takmalarını veya motosiklet kullanıcılarının kask takmalarını zorunlu kılan yasalar veya bir bireyin ne okuyacağını ya da dinleyeceğini sınırlayan her tür sansür kabul edilemez niteliktedir.
Siyasi İdeolojiler İncelemesi - Şahsi Yorumlar
NEDİR BU SİYASET: YouTube kitap kanalımda bu kitabı önerdim: https://youtu.be/5_4osNqPzrY Hitler'in Yahudi düşmanlığının nedeni neydi? https://youtu.be/gE8dOfB-4-M Bugüne kadar 8 aydan uzun bir ilişkim olmadı fakat bu kitabı tam 343 gün boyunca azar azar okuyup bitirdim. 2018 yılına benim için siyasi konuda bir aydınlanma yılı oldu desem abartmış olmam. Marquez'in Yüzyıllık Yalnızlık kitabını okuduğum sıralar karşıma bazı kelimeler çıkıyordu. Liberalizm, muhafazakarlık vs... İşte Andrew Heywood'un Siyasi İdeolojiler kitabını edinmem de bu tür siyasi kelimelere karşı "Ne demek yahu bu kelimeler?" dememin sonucunda gerçekleşti. Kitap, 12 bölümden oluşmaktadır. Bu bölümlerin içerisinde ideolojinin kelime anlamı ve tarihsel evrimi, liberalizm, muhafazakarlık, sosyalizm, anarşizm, milliyetçilik, faşizm, feminizm, ekolojizm, dini köktencilik, çok-kültürcülük ve ideoloji kavramının küresel-çağdaş boyutu konusunda açıklamalar bulunmaktadır. Kitabın sonundaki kaynakçada bulunan kitapları sayayım dedim, yoruldum. 300-350 arası bir sayıda kaynaktan yararlanılmış muhteşem bir kitap olduğunu düşünüyorum. Örnek olarak, eğer Hitler'e sadece faşist deyip de geçmek istemiyorsan, faşizm kelimesinin kökenini, tarihsel gelişimini ve etkilediği devletleri, diğer siyasi görüşlerle olan karşılaştırmalarını ve kesişim kümelerini, bu görüşü savunan siyasi liderleri de tanımak istiyorsan bu kitabı gönül rahatlığıyla edinebilirsin. Yazarın herhangi bir siyasi görüşü anlatma metodunu kısaca anlatacak olursam bu kitabın nasıl bir kitap olduğunu daha rahat anlayabilirsiniz. Örnek olarak, elimizde herhangi bir siyasi görüş olduğunu düşünelim. Bu siyasi görüşün kelimesinin kökeninden itibaren başlayıp eski uygarlıklarda bulunan karşılıklarını, tarihsel gelişimini, birey ve toplum konusundaki ilişkilerini, bütün diğer siyasi görüşlerle olan karşılaştırmalarını, özgürlük, din, kültür ve bireye yaklaşım açısıyla olan tarihsel sürecini, piyasa tasarılarıyla bağlantılarını ve en az 6 kişiden oluşacak biçimde de en önemli savunucularını bahsediyor desem yanlış konuşmuş olmam. Diyeceğim o ki, siyasi görüşünüz ne olursa olsun objektif bir kitap okumak istiyorsanız tam olarak başucu yapabileceğiniz, doyurucu siyasi bilgiler içeren bir kitaptır. (Oğuz Aktürk)
Siyasi İdeolojiler: Andrey Heywood'un "Siyasi İdeolojiler" kitabını sanırım üçüncü kez okudum. Geçmişten günümüze bütün siyasi fikirlerin tarihçesini, nereden çıktığını, yapıtaşlarını, neler vaad ettiğini ve hangi sonuçları verdiğini gayet güzel bir şekilde anlatmış. Bende bu okumanın üzerine kitabın bana düşündürdüklerini sizlerle paylaşmak istedim. Tabii ki siyasi ideoloji denince ilk akla gelen kavramlar; sosyalizm, komünizm, liberalizm ve liberalizmi ilke edinmiş ekonomik yapı kapitalizm...Ben özellikle Sosyalizm ile Liberalizm arasındaki mücadeleye değinmek istiyorum Sovyetler Birliği'nin dağılması ile birkaç ülke istisna dünyanın her yanında liberalizm ve kapitalizm hakim olmuş. Gerek toplumsal gerek ekonomik çevrede gün geçtikçe etkisi artmaya da devam ediyor. Liberalizm deyince bireyci,akılcı, adaletten yana, hoşgörünün hakim olduğu ve farklılıkların desteklendiği bir siyasi görüş akla gelir. Karl Marx ömrünü sömürüye ve adaletsizliğe karşı harcamışken onun öğretisini örnek alan Bolşevikler bu anlayışla iktidara gelip tam zıttı uygulamalar ile Karl Marx'ın onca yıllık emeğini heba etmiştir bence. Bugün sol görüşlü akademisyenler, düşünürlerin anlattığı hak, adalet, adil gelir dağılımı,sınıfsız toplum hayalleri acaba ne kadar gerçekleşebildi öğrenilmesi gereken bir durum. Marx'a göre iktidar işçi ve köylü sınıfın elinde olmalı ve üretim araçlarının mülkiyeti kolektif olmalıdır. Lenin uzun uğraşlar sonunda bunu gerçekleştirmeye yaklaştı. Evet yaklaştı diyorum çünkü; 1917 yılında Çarlık Rusya'yı 150 kişilik bir grup ile indirip kendi ideolojisini kuran Lenin'in Rusya'sında çoğu şey Marx'ın anlattığı gibi tezahür etmedi. Bolşevik=Çoğunluk demektir. 1917 yılında yapılan devrim ile Bolşevikler iktidara geldi ve kendilerini eleştirenleri, küçük bir azınlığı dar ağaçlarında sallandırdı. Yaklaşık 70 küsur yıl ülke tek bir parti tek bir düşünce tarzı tarafından yönetildi. Halkın refahını ve mutluluğunu temin etmesi gereken sistem bizatihi fakirliğin ve mutsuzluğun kaynağı oldu. Yaratıcı zekayı ve özgür bireyi hapsetti. Kaynaklar insanlar için olması gerekirken, insanlar kaynaklar için çalışır duruma geldi. Düşünün ki uzaya astronot gönderen Sovyetler uzaya giden astoronotların dönüş masrafı merkezi yönetim tarafından onaylanmadığı için bir süre astronotlarını uzayda bekletti ve ABD'nin yardımı ile dünyaya geri getirebildiler. İktidarı eleştiren düşünür ve yazarlar sınırdışı edildi, kimileri zindanlarda çürüdü, kimileri faili meçhul cinayete kurban gitti. Devrim ile gelen iktidar olası bir devrime karşı direndi. Kendi damarlarını tıkadı. Ben sosyalizm karşıtı değilim hatta sahip olduğu değerleri benimseyen bir insan olarak belki de dünyada refahın ve huzurun sağlanabileceği bir sistemin bu kadar yanlış bir şekilde tezahür etmesine kızgınım. Biz hep sistemi eleştirdik halbuki eleştirmemiz gereken bizleri yönetenler olmalı... Sovyet Rusya'nın dağılması demek Sosyalizmin gücünü kaybedip yerini Liberal düşünce akımına bırakması demekti. Peki 70 yıllık başarısız bir Sosyalizm deneyiminden sonra Liberalizm insanlara ne sundu. Kanayan yaralar kapandı mı, refah ve mutluluk adil bir şekilde dağıtıldı mı diye sorarsanız heralde son 20 yılda yaşananları göz önünde bulundurursak cevap apaçık ortada. Kamu mülkiyetini savunan Sosyalizm üretim artışında düzenli bir artış sağlayamamış, farklı verimlilikteki işçilerin performansları adil bir şekilde değerlendirilmemiştir. Peki liberal bir ekonomide bu sağlanmış mıdır? Üretimi artırıp maliyetleri düşürmek adına ucuz işgücünün olduğu yerlerde üretim tercih ediliyor. Çalışanların ücreti geçimlik düzeyde tutulmaya devam ediyor. Son 20 yılda hız kazanan özelleştirme kavramı bence bir sömürü aracı olarak kullanılıyor. Aslında özelleştirme ile amaçlanan devlet bütçesindeki hantallığı azaltmak, verimliliği arttırmaktır. Normal de kurumların çalışanlara satılması özelleştirmenin asıl amacıdır. Böylelikle çalışanlar hem emeklerinin karşılığı olan ücreti alacak hem de kardan pay alacaklardır. Böylece gelir dağılımı düzelecek, verimlilik süreklilik kazanacaktır. Çünkü çalışanlar işletmelerinin daha fazla kar etmesi için daha özverili çalışmayı tercih edeceklerdir. Fakat Liberalizm bu kavramın da içini boşaltıp, sömürmüştür. Bugün kamu işletmelerinin özelleştirilmesinin en büyük nedeni aşırı bürokrasi ve önlenemez zarar olgusudur. Hadi aşırı bürokrasiyi anladık peki zarar etme olgusuna ne demeli. Kamu kesiminin amacı zaten kar elde etmek değil sosyal adalet ve refahı sağlamaktır. Bundan dolayı kamu kurumlarının bazılarının zarar etmesi olağan bir durumdur. Özellikle stratejik öneme sahip olan alanlarda bu böyledir. Bugüne baktığımızda ben ve benim jenerasyonum Sosyalizmin etkili olduğu dönemde yaşamadık. Ama okuduk, araştırdık, canlı tanıklarından dinleme fırsatı bulduk O gün ile bugün arasında değişen nedir? O gün ideoloji uğruna savaşlar vardı, bugün değerli yeraltı kaynakları adına (sözde demokrasi getireceğiz yalanı) savaş var. O günde demokrasi için çabalayanlar hapiste veya ölü, bugünde. İşçiler ve emekliler zar zor geçiniyor. Afrika'daki çocuklar hala aç ve yaşam savaşı veriyor. Peki o gün sosyalizme karşı duranlar bugün yaşananlara niye ses çıkartmıyor? Ya biz seslerini duymuyoruz ya da bir köşede sahte mutluluğun keyfini çıkartıyorlar. Modern toplumlar, sahte ihtiyaçlar üretmekle beraber, insanları gözü doymaz tüketicilere dönüştürmenin yanında, yaygın aptallaştırıcı refahın yayılmasıyla hem eleştiri hem de karşıt görüşü felce uğratmıştır... Velhasıl kelam bu kadar sözün ardından sorumlu olarak siyasi ideolojileri, soyut fikirleri ve ölmüş adamları eleştirmek işin kolayına kaçmaktır. Yanlış olan sistem değil, biziz. Ne demişler; iktidar yozlaştırır, mutlak iktidar mutlaka yozlaştırır. (Murat Koçhan)
Nedir bu ideoloji ??: İdeoloji nedir ? Sağ sol ayrımı nedir ? Hangi ideoloji neyi anlatır ? Kaç tane ideoloji var? İdeolojilerin başlıca fikir babaları kimdir ? Gibi soruların cevabı bu kitapta bu kitaba 20/10 versem yeridir çünkü ülkemizde en ufak fikri olan politikacı ekonomist olduğu icin bu kitabın okunmasından yanayım çünkü önce ideolojinin ne oldugu hangi görüşlerin nasıl oluştugu neyi savunduğu neyi anlatmak istediğini çok temiz ve tarafsız anlatmış . - olarak diyebileceğim tek şey bazen ders kitabı okuyormuşum gibi hissettirdi Kitapta bulucağınız görüşler -liberalizm -sosyalizm -muhafazakarlık -milliyetçilik -faşizm -feminizm -çevrecilik -dini köktencilik (radikal islam ve hristiyan sağ ayrıca hindu terör örgütleri) -çok kültürcülük -sonnculuk(idolojinin sonu) Gibi gibi her bölümde görüşler incelenmiş açıkcası siyasete ilgisi olan insanlar okumalı türkiyede yaşıyan genci yaşlısı zaten hepimiz gündem ve siyasetin içindeyiz o yüzden güzel bir kaynak temeli bunla atıp sonra kitabın icindeki öneri kaynakları okuyarak dahada derin okumalar yapabilirsiniz kitap her ideolojinin sonunda kaynak kitapta öneriyor iyi okumalar (Kemal Gündoğdu)
Siyasi İdeolojiler PDF indirme linki var mı?
Andrew Heywood - Siyasi İdeolojiler kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Siyasi İdeolojiler PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Andrew Heywood Kimdir?
Andrew Heywood, önde gelen bir siyaset bilimi ders kitabı yazarıdır. Britanyalı olan Heywood, Croydon College’ın yardımcı müdürlüğü ve Orpington College’da yöneticilik görevlerinde bulunmuştur. 20 yılı aşkın bir süre çeşitli üniversitelerin Siyaset Bilimi bölümlerinde dersler verip bölüm yöneticiliği görevlerinde bulunmuştur. Şu anda yayınevlerine danışmanlık yapmaktadır.
Andrew Heywood Kitapları - Eserleri
- Siyaset
- Siyasi İdeolojiler
- Küresel Siyaset
- Siyasetin Temel Kavramları
- Siyaset Teorisine Giriş
- Global Politics
Andrew Heywood Alıntıları - Sözleri
- Anarşistlere göre devlet, güçlü olanın, mülk sahiplerinin ve ayrıcalıklı olanın çıkarları doğrultusunda işleyen yasallık kazandırılmış bir baskıdan başka bir şey değildir. (Siyasetin Temel Kavramları)
- Gaiptan sesler duyan iktidardaki çılgın insanlar,aşırılıklarını ,bazı akademik yazarlarını birkaç yıl önce yazdıklarından damıtıyorlar. (Küresel Siyaset)
- Eğer oy kullanma herhangi bir şeyi değiştirseydi onu ortadan kaldırırlardı. Ken Livingston (Siyaset)
- "Hiç bir insan başlı başına bir ada değildir, her insan kıtanın bir parçasıdır, bütünün bir parçası." (Siyasetin Temel Kavramları)
- Mesela 'Rationalism in Politics' ([1962] 1991) isimli denemesinde Michael Oakeshott (bkz.s170) muhafazakar olmayı, 'aşina olunanı bilinmeyene, tecrübe edilmişi denenmemişe, vakıayı muammaya, mevcudu muhtemele, sınırlı olanı sınırsıza, yakını uzağa, kafi olanı mebzule, uygun olanı mükemmele, mevcut sevinci ütopik mutluluğa tercih etme' olarak tanımlar. (Siyaset Teorisine Giriş)
- "Amerika 11 Eylül'de değişmedi. Sadece daha fazla kendisi oldu." Robert Kagan (Küresel Siyaset)
- "Toplumsal varoluş, bilinci belirler." (Siyasetin Temel Kavramları)
- Özgürlük sınırsız olduğunda, bir “ruhsat”a, diğerlerini taciz etme hakkına dönüşebilir. John Stuart Mill, (On Liberty (Hürriyet Üstüne, [1859] 1972, s. 73) adlı eserinde, “medenî topluluğun herhangi bir üyesinin iradesine rağmen üzerinde kullanılabilecek meşru gücün yegâne amacı, "diğerlerine zarar vermesini engellemek”, olduğunu öne sürer. Mill, bireylerin mutlak özgürlük kullanacakları “kendileriyle ilgili” eylemler ile diğerlerinin özgürlüklerini kısıtlayabilecek ya da onlara zarar verebilecek “diğerleriyle ilgili” eylemler arasında net bir ayrım yapar. Mill, birey üzerinde, kişinin kendisine fiziksel veya ahlâkî olarak zarar vermesini engellemek üzere tasarlanmış olsalar bile hiçbir kısıtlamayı kabul etmez. Bu türden bir görüşe göre örneğin, otomobil sürücülerinin emniyet kemeri takmalarını veya motosiklet kullanıcılarının kask takmalarını zorunlu kılan yasalar veya bir bireyin ne okuyacağını ya da dinleyeceğini sınırlayan her tür sansür kabul edilemez niteliktedir. (Siyasi İdeolojiler)
- "Tartışma, kavga ve savaş her halükarda olacaktır." (Siyaset Teorisine Giriş)
- "Fakat bazen siyasetçilerin hiçbir şey söylemeden sözü yuvarlayarak konuşmaları hem cehaletlerinin ortaya çıkmamasını hem de yanlış anlaşılmaktan kaçınmalarını sağlamaktadır." (Siyaset Teorisine Giriş)
- Anarşizm devlet sistemini analiz ederek, baskı ve zorlamanın nasıl ortadan kaldırılabileceğini çözümlemektense içgüdüsel olarak özgürlüğe ve özerkliğe yönelen, kalben ahlaki varlıklar olan insanların bu özelliklerini harekete geçirmek için enerjisini harcar. (Siyasi İdeolojiler)
- İnsan doğası gereği siyasi hayvandır. Aristoteles, Siyaset (Siyaset)
- Savaş ve ahlâk arasındaki ilişki konusunda üç genel tutum benimsenebilir. Reelpolitik, savaşın siyasî bir davranış olarak ahlâkî haklılığa ihtiyaç duymadığını ileri sürer. Haklı savaş teorisi, yalnızca haklı gerekçelerle başvurma ve hakkaniyete uygun şekilde yürütme konularındaki ahlâkî ilkelere uygun olduğu durumlarda savaşı haklı görür. Pasifizm, savaşın gereksiz bir kötülük olduğunu ve hiçbir zaman haklı gösterilemeyeceğini ileri sürer. (Küresel Siyaset)
- Hakikatten 'tarihin sonu' teorisyenleri 20. yüzyılın sonlarında komünizmin çöküşünü liberal demokrasinin evrensel ve nihai zaferi olarak yorumlamışlardır. (Siyasetin Temel Kavramları)
- "'Bugüne kadar var olan toplumların tarihi sınıf mücadelesinin tarihidir." (Siyasi İdeolojiler)
- İlke şu varyasıma dayalıdır: İnsanlar doğaları gereği bencil olduklarından , bütün yönetim sistemleri tiranlaşma ve baskıcı olma eğilimindedir. (Siyasetin Temel Kavramları)
- Sosyal demokrat devlet, sadece düzenli var oluşun koşullarını ortaya koymaktan çok, özellikle, bir piyasa ekonomisinin dengesizliklerini ve adaletsizliklerini düzeltmeye yardımcı olan aktif bir katılımcıdır. (Siyaset)
- Her dönemde yönetici sınıfın fikirleri, hâkim fikirlerdir. Yani, toplumun maddî gücüne hükme den sınıf, aynı zamanda hâkim entelektüel güçtür.( Marx/Engels) (Siyasi İdeolojiler)
- Sosyalizmin ahlâki gücünü insanların neye benzediklerine değil ne olma kapasitesine sahip olduklarına duyduğu ilgiden gelir. (Siyasetin Temel Kavramları)
- Gaipten sesler duyan iktidardaki çılgın insanlar, aşırılıklarını bazı akademik yazarların birkaç yıl önce yazdıklarından damıtıyorlar. (Küresel Siyaset)