diorex
sampiyon

Şizofren - John Katzenbach Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Şizofren kimin eseri? Şizofren kitabının yazarı kimdir? Şizofren konusu ve anafikri nedir? Şizofren kitabı ne anlatıyor? Şizofren PDF indirme linki var mı? Şizofren kitabının yazarı John Katzenbach kimdir? İşte Şizofren kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 14.03.2022 22:00
Şizofren - John Katzenbach Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: John Katzenbach

Çevirmen: Elif Özkaya

Yayın Evi: Koridor Yayıncılık

İSBN: 9786054629152

Sayfa Sayısı: 544

Şizofren Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Yirmi yıl önce Francis Petrel kendi iradesi yok sayılarak ailesi tarafından bir akıl hastanesine gönderilir ve uzunca bir müddet orada tutulur. Ta ki seri cinayetler işlenip hastanenin kapıları mühürleninceye dek. Yıllar sonra, üstü örtülü ve unutulmaya yüz tutmuş olaylar silsilesi kararlı bir dedektifin soruşturma talebiyle yeniden irdelenir. Francis yaşadığı gerçekliğe dönmüş olmasına rağmen hâlâ sesler duymakta ve ancak ilaçlarla bu sesleri susturabilmektedir. O günlere dair anıları içine bir korku salar ve o da yaşadığı her anı zihninin tozlu raflarından indirip gün ışığına çıkarmaya, yazmaya niyetlenir; elinde kısalıp duran kaleme bir palamar gibi asılarak. Kağıt yerine evinin duvarlarına yazmaktadır hikayesini. Karanlığın içinde ona göz kırpıp duran, delilerin kendisine “Melek” dediği ölüm saçan gizemli bir psikopatla baş etmek hiç kolay olmayacaktır. Gerçekte böyle biri var mı yok mu, o bile bilinmezken.

“Okumayı bitirdiğinizde bile onun hikayesi zihninizi kurcalamaya devam edecek

Katzenbach’ın bu muhteşem, gerilim dolu romanı müthiş bir sürükleyicilikle sizi hayal bile edemeyeceğiniz derinliklere çekiyor.”

The Miami Herald

“Elinizden bırakmak çok zor gelecek.”

Publishers Weekly

“İncelikle yazılmış, son sayfasına kadar merak uyandırıcı.”

The Boston Globe

“Katzenbach zirveye yaraşır bir eser yaratmış. Nefesinizi sıkı tutun, kitap sizi hayatın içindeymiş gibi hissedeceğiniz çok farklı bir yolculuğa çıkarıyor.”

The Denver Post

“Bu kitabı otobüste veya bir hastanenin bekleme salonunda okumanız tavsiye edilmez.”

Bookreporter

Şizofren Alıntıları - Sözleri

  • Peter bu sözleri duyduğunda içinden ve aklından ne geçtiğini hep merak etmişimdir.Umut mu?Kıvanç mı?Ya da belki korku mu?O gecenin ilerleyen saatlerinde bana din adamlarıyla yaptığı konuşmanın tamamını anlatmış olsa da,bunu söylemedi.Kendi kendime anlamamı istemişti galiba,Peter’in tarzı oydu çünkü.Kişi bir sonuca kendi kendine varmadıysa,o sonuç varılmaya değmezdi.Bu yüzden,ona sorduğumda başını iki yana sallayıp “Sen ne düşünüyorsun C-Bird?”demişti.
  • Deli olup kendini yollara vurmak, insan tabiatını apaçık görmenin en iyi yöntemlerinden biri.
  • Seslerden biri "Daima yalnızsın. Hep yalnız oldun, hep de yalnız kalacaksın, diye fısıldadı.
  • Bizim aileden deli çıkmaz.Yani,tam deli çıkmaz.Hapyurturan’ın sevdiği,teşhis edilebilir;Teşhis ve İstatistik Kılavuzu’na bakıp tam olarak ne tür bir tedavi planı oluşturulması gerektiğini okuyup öğrenebileceği şekilde delirmeyiz.Bizim ailede ‘bir tuhaf’ olunur.Ya da ‘eksantrik’.Veya acayip,birkaç tahtası eksik,hafif oynatmış ya da kafadan gayr-i müsella.
  • Oysa geçmişi anlamak, gelecekte olacakları anlamanın çok daha iyi bir yoluydu.
  • "Aydınlık gün sona erdi, karanlık kapımızda..."
  • Hafıza acıyı bulanıklaştırır hep...
  • Delilik, insana ilginç bir bakış açısı veriyor.
  • Hepimiz kendine ait öyküsü olan birer adaydık. Güvenliği gitgide azalan bir yere karmakarışık atılıvermiştik.
  • Sana seni seviyorum demelerim bile sahteymiş… Dilimin yarasıymış meğer o sözler… Yel değmiş dudaklarımı alacağım yanıma, o kan kusan dudaklarımı… Bakışlarımı alacağım.

Şizofren İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Şizofren ya da gerçek adıyla Bir Delinin Hikayesi benim yazardan okuduğum ilk kitap. John Katzenbach aslında daha çok Psikoanalist kitabıyla tanınmakta ve kitap yazarın başyapıtlarından biri olarak kabul edilmektedir. Yazar Şizofren kitabında okuyucuya Francis Petrel adında 21 yaşındayken kendi iradesi yok sayılarak ailesi tarafından bir akıl hastanesine gönderilmesini; orada kalırken tanık olduğu ve yaşadığı sarsıcı ve dehşet verici olayları anlatıyor. Benim burada hoşuma giden bir noktada, Francis'in bu olayları 20 yıl sonra anlatmaya karar vermesi böylece o zamanki ve şimdiki ruh sağlığı hakkında bilgi sahibi olarak okuyucuya değerlendirme şansı tanıması oldu. John Katzenbach okuduğum diğer polisiye ve psikolojik gerilim romanlarından oldukça farklı tarzda olayları ele alış biçimi var. Daha ağır, yavaş ve karakterin iç dünyasına oldukça derin bir giriş yaptırarak alt metinde değinmek ve anlatmak istediği şeyler farklı. Yani Wulf Dorn, Tess Gerritsen gibi yazarlarla aynı türde yazmasına rağmen üslubu oldukça farklı, ve değişik. Kitabında olaydan ve onun çözümünden daha çok; suçun, kötülüğün insan psikolojisine verdiği zararı anlatarak, daha çok karakterlerin özellikle akıl hastanesinde yaşayan birilerinin iç dünyasına girerek iyileşme süreçlerini, kendi kimliklerini bulma serüvenlerini anlatmak istemiş. Anlatmak istediği konuyu her ne kadar beğensem de, kitabı ne yazık ki çok severek okumadım. Çünkü kitapta karakter derinliği ve psikolojisi ön planda olsa da, sonuçta kitapta akıcılığı ve merak duygusunu diri tutmak için bir olay geçmekte. Ama olay kitabın sonunda çözüme kavuşsa da neden ve sonuçlarıyla oldukça havada kalan ve sıkıştırılmış bir son olduğunu düşünüyorum ben. "Katil tam olarak kimdi?, Neden bunları yaptı?, Daha sonra karakterlere ne oldu?" gibi ve daha birçok soruya cevap bulamadığımdan beni çok tatmin etmedi, kitap sonuyla. Ayrıca yayınevinin basım hataları da(noktalama işareti eksikliği, devrik cümleler ve yazım yanlışları gibi) okuma hızımı yavaşlatan etkenler oldu. Kitabı okuyacakların buna dikkat etmesini öneririm. John Katzenbach yine de benim tekrar ilerleyen zamanlarda şans vermek istediğim bir yazar. Değindiği ve anlatmak istediği noktaları oldukça beğendim çünkü. Belki de benim yanlış bir zamanda okuduğum bir kitap oldu bu yüzden kendisine bir şans daha vererek, başka bir kitabını da okumak istiyorum. (Yelizz)

@arafta.bir.okur: Uzun bir aradan sonra tekrar geldim arkadaşlar yeni kurduğum #arafta.bir.okurilegerilimokuyoruz grubumda ilk seçilen kitabımız #johnkatzenbach #şizofren oldu Yirmi yıl önce Francis Petrel kendi iradesi yok sayılarak ailesi tarafından bir akıl hastanesine gönderilir ve uzunca bir müddet orada tutulur. Ta ki seri cinayetler işlenip hastanenin kapıları mühürleninceye dek. Yıllar sonra, üstü örtülü ve unutulmaya yüz tutmuş olaylar silsilesi kararlı bir dedektifin soruşturma talebiyle yeniden irdelenir. Francis yaşadığı gerçekliğe dönmüş olmasına rağmen hâlâ sesler duymakta ve ancak ilaçlarla bu sesleri susturabilmektedir. Western State akıl hastanesi eski bir yapı ve çok fazla sayıda insan kalıyor burada. Tabii ki burada da suç var: Bir katil hastaları öldürüyor. Katzenbach temel takıntısı olan kimlik meselesini yine masaya yatırıyor: deliler toplumdan dışlanmışlıkları ve hastalıkları sebebiyle kimliği olmayan, eksik kimlikli insanlar ve topluma kazandırılmaya çalışıyorlar. Kendileri olmak, düzelmek, iyileşmek için akıl hastanesi gibi mekânlarda bir arada tutuluyor ve tıbbi müdahalelerle, tedavilerle yaşamak zorunda kalıyorlar. Katzenbach bizi Francis Petrel'in darmadağınık, iç sesleri çıldırmış gibi konuşan iç dünyasına alarak Western State hastanesinde yaşayan akıl hastalarının neler yaşadığına neler hissettiğine tanık oluyor okuyucular. #alıntılar "Her şey bizi kısıtlıyor. Duvarlar. İlaçlar. Kendi düşüncelerimiz." '' Sanki bir kitabı okumaya sondan başlamışız gibi , '' dedi. Peter gülümseyip başını salladı. '' Nasıl yani? '' dedi. '' Şey , ''dedi Francis ağır ağır. '' Her şey ters gidiyor. Kabusun dehşeti geçtikten sonra geride kalan düşünceler ve fikirler,kabusun kendisinden bile kötüdür. #2021'deki 38.kitabım #arafta.bir.okurilegerilimokuyoruz #ademinkitapları #okuyantosbikler #johnkatzenbach #şizofren #koridoryayınları #okudumbitti #kitapaşkı #kitapyorumu #kitapkurdu #neokudum #instabooks #okuoku #polisiyegerilim (Adem Ataoğlu)

"Şizofren" ya da gerçek adıyla "Bir Delinin Hikâyesi", John Katzenbach'ın başyapıtlarından "Psikoanalist"in hemen ardından yazdığı çok iyi bir roman. Türkçede yayınlanan kitaplarına genel anlamda baktığımızda John Katzenbach'ın kimlik meselesini dert edinen bir yazar olduğunu görüyoruz. Psikolojik gerilim kitaplarının genel meselesi olan katil kim? sorusu onun kitaplarında da var. Katzenbach psikolojik gerilim kitapları yazarken bu türde beklenmeyecek denli ağır akan, karakterlere ve mekânlara odaklanan, ilginç fikirler barındıran ama heyecan yaratması zor eserler ortaya koyuyor. Polisiye ya da psikolojik gerilim kitaplarında yazarların maharetlerini sergilediği baş döndürücü tuhaf olaylar ya da cinayet sahneleri Katzenbach'ta pek yok. Bu anlamda örneğin Grange, Wulf Dorn veya Tess Grietsen gibi benzer konuları işleyen yazarların kulvarından başka yerlerde geziniyor yazar; çünkü bence yazarın esas meselesi suçun, kötülüğün insan ruhuna verdiği zarar ve bıraktığı hasarı göstermek, ve bunu korkutarak değil, ağır ağır anlatarak yapmak. Bunu yaparken karakterlerinin gerçekliğine, derinliğine odaklanıyor Katzenbach; olayların ilginçliğini, şaşırtıcılığını, insanı şok eden kanlı sahneleri ve şiddeti kenara bırakıyor, olağan ve sıradan hayat akışları suç yüzünden bozulmuş insanların değişen psikolojilerini anlatıyor, onların sarsılan imajları ve sosyal statülerinin, hayatta normal ve sağlıklı olduklarının göstergesi olan konumları ve güçlerinin ellerinden kayıp gitmesi , ellerinden alınmasıyla bu insanların başbaşa kaldığı daha doğrusu bırakıldığı yüzleşmelere odaklanıyor. Bu sefer Katzenbach bizi bir akıl hastanesine götürüyor. Francis Petrel 21 yaşında bir delikanlı ve ailesinin zoruyla buraya yatırılıyor. Western State akıl hastanesi eski bir yapı ve çok fazla sayıda insan kalıyor burada. Tabii ki burada da suç var: Bir katil hastaları öldürüyor. Katzenbach temel takıntısı olan kimlik meselesini yine masaya yatırıyor: deliler toplumdan dışlanmışlıkları ve hastalıkları sebebiyle kimliği olmayan, eksik kimlikli insanlar ve topluma kazandırılmaya çalışıyorlar. Kendileri olmak, düzelmek, iyileşmek için akıl hastanesi gibi mekânlarda bir arada tutuluyor ve tıbbi müdahalelerle, tedavilerle yaşamak zorunda kalıyorlar. Katzenbach bizi Francis Petrel'in darmadağınık, iç sesleri çıldırmış gibi konuşan iç dünyasına alarak Western State hastanesinde yaşayan akıl hastalarının neler yaşadığına bu tür kitaplarda veya filmlerde bekleyebileceğimiz klişeleri kullanmadan tanık ediyor. Yazarın ana meselesi olarak gerçek kimliğin bulunması, keşfedilmesi veya hastalıklı eski kimliğin geride bırakılması ya da eğer mümkünse iyileşmesi ise baş karakterimiz suçla, hastanedeki katil, yani hastaların ona taktığı isimle Melek'le yüzleşmeden gerçekleşmiyor. Hastanedeki hastaların/delilerin, hatta doktor ve çalışanların dahi önemsendiği ve kuşku uyandırıcı yan tipler olarak kullanılmadığı Şizofren, akıl hastanesini bir mekân olarak mümkün olduğunca hissettirmeye çalışıyor; hastaların iç dünyalarına bizleri alarak normal olmamanın ne demek olduğunu, dahil ve ait olamamanın ne gibi acı ve zorluklara sebep olduğunu çok iyi anlamamızı sağlıyor, öyle ki aslında oldukça keder dolu bir eser olarak bile görebiliriz Şizofren'i; çünkü Francis'in 20 sene öncesine ve bugüne gidip gelen hikâyesi büyük yalnızlıklarla ve kederle dolu. Okudukça görüyoruz ki hikâyesi anlatılmayanlar da aynı ızdırapla yaşıyorlar o hastanede. Dışarıda normallere ve normal bir hayata dahil olamadıkları noktada hastanede var olmaya çalışıyorlar. Ben Şizofren'i çok beğendim. Hem severek, hem üzülerek okudum. Özellikle Katzenbach severlere öneririm. (CemCBG)

Şizofren PDF indirme linki var mı?

John Katzenbach - Şizofren kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Şizofren PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı John Katzenbach Kimdir?

Amerikalı popüler bilim-kurgu yazarı.

John Katzenbach Kitapları - Eserleri

  • Psikoanalist
  • Şizofren
  • Profesör
  • Kızıl 1-2-3
  • Sıradaki Sensin
  • Tabu
  • Seyyah
  • Önsezi
  • Der Fotograf
  • The Dead Student
  • Der Psychiater

John Katzenbach Alıntıları - Sözleri

  • Yaşamın her anına İhanet sinmişti !! (Seyyah)
  • Sevdiğimiz insanlar günün birinde bize en çok yabancı olanlardır. (Profesör)
  • Delilik, insana ilginç bir bakış açısı veriyor. (Şizofren)
  • Ölülerin yanında olmak çok kolay, hayattakilerin yanında olmak çok zor. (Sıradaki Sensin)
  • İnsan son nefesinin yaklaştığına inanmaktansa, kendisine hiçbir şey olmayacağına inanmayı yeğler. (Kızıl 1-2-3)
  • Kokusunu alabilecekmişçesine derin bir nefes aldı. (Profesör)
  • Hiçbir şey asla olması gerektiğini düşündüğümüz gibi düzenli ve tertipli gitmiyor. (Tabu)
  • Kendinizin ne kadar iyi bir doktor olduğunuzu düşünürseniz düşünün yalnızca son teşhisiniz kadar iyisinizdir. (Seyyah)
  • Hayatımda pek çok keder var. (Tabu)
  • "Bizi en derinden korkutan şeyler bazen bilmediklerimiz değil, anladığımız ve beklediğimiz şeyeler değil mi ?" (Tabu)
  • Zihni hiçbir şey ölüm kadar meşgul edemez. (Kızıl 1-2-3)
  • Peter bu sözleri duyduğunda içinden ve aklından ne geçtiğini hep merak etmişimdir.Umut mu?Kıvanç mı?Ya da belki korku mu?O gecenin ilerleyen saatlerinde bana din adamlarıyla yaptığı konuşmanın tamamını anlatmış olsa da,bunu söylemedi.Kendi kendime anlamamı istemişti galiba,Peter’in tarzı oydu çünkü.Kişi bir sonuca kendi kendine varmadıysa,o sonuç varılmaya değmezdi.Bu yüzden,ona sorduğumda başını iki yana sallayıp “Sen ne düşünüyorsun C-Bird?”demişti. (Şizofren)
  • O sabah kendisini bundan daha yalnız hissedemeyeceğini düşünmüştü, ne var ki şimdi, o anda çok daha yalnız kaldığını anladı. (Kızıl 1-2-3)
  • "Çok açık," dedi Wolfe yavaşça. "Seni bilemem ama ben buzdolabında bir şey bozulunca çöpe atarım." (Profesör)
  • doğrulmaya niyetlendi. Gidip bir şiir kitabı alarak bir iki dize okumaya, kendini şiirin saf, temiz dünyasına bırakmaya hazırlanıyordu (Profesör)
  • Ölüm çoğu zaman, kalabalıkların maç sonrası gitmesiyle boşalan bir stadyumda söndürülen ışıklar gibi, sönüp gitmekti. (Kızıl 1-2-3)
  • Hepimiz kendine ait öyküsü olan birer adaydık. Güvenliği gitgide azalan bir yere karmakarışık atılıvermiştik. (Şizofren)
  • Fikirler hâlâ silahlardan daha tehlikeli. (Önsezi)
  • Onca şey yaptıktan sonra başarısız olma fikri onu perişan ediyordu. (Tabu)
  • Ama onlar benim aşkımı ödürdüler, dedi kendi kendine. Tüm aşklarımı. (Seyyah)

Yorum Yaz