diorex
Dedas

Sodom - Marquis de Sade Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Sodom kimin eseri? Sodom kitabının yazarı kimdir? Sodom konusu ve anafikri nedir? Sodom kitabı ne anlatıyor? Sodom kitabının yazarı Marquis de Sade kimdir? İşte Sodom kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 27.02.2022 22:00
Sodom - Marquis de Sade Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Marquis de Sade

Çevirmen: Birsel Uzma

Orijinal Adı: Les 120 Journees De Sodome

Yayın Evi: Chiviyazıları Yayınevi

İSBN: 9786055708290

Sayfa Sayısı: 452

Sodom Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Yaşamının büyük kısmını Bastille zindanlarında geçiren Sade, "Sodom'un 120 Günü"nü hapishanede yazmaya başlar. Ancak hemen hemen bütün eserlerinde atıfta bulunduğu bu kitabın el yazmalarını 1785'te gelen ani bir sevk kararı nedeniyle yarım bırakmak zorunda kalır. Notları alınmış bir şekilde tamamını bitiremeden hücresine gizler. Ve yıllar sonra Bastille'de 1926'da başlayan restorasyon sırasında el yazmaları bulunur ve o ilk haliyle de yayımlanır.

"Kulaklarını tıkamadığı sürece kimse bu kitabı hastalanmadan bitiremez, en hastası da kuşkusuz bu okumanın cinsel anlamda kızıştırdığı kişi olur." 

-Georges Bataille-

"Sade, şehvet oyunları için, özellikle dünyanın bir ucundaki şatoları ve tek başına duran evleri seçiyor. Böylece romanlarını ürkütücü bir eksene yerleştiriyor." 

-Noelle Chatelet-

Sodom Alıntıları - Sözleri

  • Ceza görmemiş ilk suçtan daha cesaret verici bir şey yoktur.
  • Şehvet düşkünleri olan bizler, kadınları köle olarak alırız.
  • Sevgili okuyucu, sana hayatlarının birkaç ayını yansıtacağım dört iğrenç adam kısaca böyle insanlardı. Onları derinliğine tanıman ve değişik aşırılıkları okurken şaşırmaman için elimden gelen yaptım.
  • Bize ezbere bilmediğimiz ne sunabilirsiniz?
  • Ceza görmemiş ilk suçtan daha cesaret verici bir şey yoktur.
  • Ceza almamış ilk suçtan daha cesaret verici bir şey yoktur.
  • Kısacası, sizin benim kızımı istediğiniz biçimde istiyorum:

Sodom İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Bu kitabı okuması da yorumlaması da çok zor. Nefs ve tutkularının esiri olmuş dört çok varlıklı kişi, insanlardan uzak manastıra sadece cinsel hazlarının tatmini için, birçok seçilmiş kişiyle kapanırlar ve program işlemeye başlar. Sade’nin erdem, ahlak ve iyilik kabul etmez bencil ve sadist yaklaşımıyla birçok erotik sahne ve öykü detaylı işlenir. Okuyucu, nefsinin ve tutkularının esiri olmuş sadece şehveti ile hareket eden kişilerin ne kadar alçalabileceğini ve insanlıktan uzaklaşabileceğini açıkça görebilmektedir. Yazar aslında tüm iyilik ve erdemlere karşı çıkarken, kendi iyilerini oluşturmakta ve bu durum paradoksa dönüşmektedir. Sade’nin saygı duyduğum tek yönü, düşündüklerini ve yazdıklarını yayınlama cesareti göstermesi ve satır aralarında ortaya çıkan muhteşem felsefesidir. Asırlardır evrilen insan kültüründe kuşkusuz iyilikler ve kötülüklerin birçoğu açıkça belli olmuştur. Akıl ve bilime dayanan hiç bir hukuk, cinayet, tecavüz, cinsel taciz, hırsızlık, yolsuzluk, yağma ve talan gibi büyük suçları hoş görmemeli ve cezalandırılmalıdır. Örneğin Sade’nin tüm erdem ve ahlak kurallarına saldırması gibi, hırsızlık ve yolsuzluğu masum gibi göstermeye çalışacak sapkınlar her daim olacaktır. Bu kitabı okuyacak kişilere tavsiyem, eğer yazarı daha önce okumamışsanız bu kitaptan başlamayınız, önce yazar hakkında araştırma yapıp “Yatak Odasında Felsefe” ile okumaya başlanabilir. (Muzaffer Akar)

“İnsanlar Arasında En Doğal Hal Savaş Hâlidir”: Çok heyecanlıyım, ilk defa bir kitabı yarım bıraktıımmm FatmaErarslan and @orhangazi54 Öykücülerin anlattığı farklı türlü sapkınca, pornografik hikayeleri oldukça hızlı geçerek kitabın son sayfalarına geldim.Toplam da şato da 46 kişiler bunların 36 sı sapkınlıklar ve sadistlik eğlenceleri içinde can veriyor,16 kişi de sağ bir şekilde Paris’e dönmeyi başarıyor.. Sadizm kelimesinin de Markiz de Sade denen 18.yüzyılda yaşamış aristokrat ,hayatının 23 yılını hapislerde, 10 küsur yılını akıl hastanelerinde geçiren bir adamdan ileri geldiğini öğrenmiş bulunmaktayım. Benim böyle bir kitaptan kırklarımda haberim olduğuna göre ,kitap dünyası ile de aram fena sayılmaz çok yaygın bilinen bir kitap değil anladığım kadarıyla..İsabet olmuş diyebilirim çok bilinmemesi...Pornografi’de kadının ve çocuk yaştaki kız ve erkeklerin şehvet manyaklarının elinde nasıl kullanıldığı,harcandığı tam bir sapkınlıklar kitabı... Fransız Devrimi olur 1789’da,Bastil Hapishanesi basılır tüm tutuklular salıverilir ve devrim başlar ,iğrenç ,sapkın yazarımız Sade’de o hengamede dışarı salıverilenlerden olur..Napolyon ,Sade’nin tutuklanması kararını almış o dönem mesela.. Sade’nin hakkından bir kayınvalide gelmiş,kendi kızının da Sade tarafından ayartıldığını görünce kendisini damatlıktan azlettirmiş bir güzel akıl hastanesine kapattırmış.. Buraya yazamayacağım bazı güldürür türden kelimeler aklımda kalanlar ve okumasanız da hiçbir şey kaybetmeyeceğiniz bir kitap.İnsanın değersizleştirildiği,insana saygıdan eser olmayan bir kitap.. Okumayarak değerli vaktinizi başka faideli kitaplara ayırmanızı dileyerek sağlıcakla kalınız efendim️ (Umay Han Atayurtta)

+21: Okunduktan sonra filminin de mutlaka izlenmesi gereken kitap.Midebulandırıcı ve ya çok ağır bir kitap olabilir, ama aslında doğamız gereği ne kadar aşırıya kaçabileceğimizi gösteriyor. İnsan sınır tanımaz maalesef ve kötülük kanımızda var.Şartlar oluştuğunda insanlar en büyük kötülüklere kadir.Dinin olmadığı bir dünya düşünürsek, olacakları düşünemiyorum bile. (Gulzar Sharifova)

Kitabın Yazarı Marquis de Sade Kimdir?

Donatien Alphonse François le Marquis de Sade (Fransızca okunuşu:maʁki: dəsad) (d. 2 Haziran 1740 - ö. 2 Aralık 1814), Fransız aristokrat ve felsefe yazarı. Erotik edebiyat'ın önemli yazarlarındandır, genellikle sert pornografik yazılar yazardı. Yaklaşık 29 yılını hapishanede, 13 yılını akıl hastanesinde geçirmiştir ve en önemli eseri Sodom'un 120 Günü'nü hapishanede yazmıştır. Bir diğer önemli eseri de Justine'dir. Sadizm'in kökeninin onun yazdıklarına dayandığı bilinir. Yazılarında ahlakı, yasayı, dini öğeleri dikkate almadan aşırı özgürlüğü (hatta ahlaksızlığı) ve en iyinin zevk olduğunu savunuyordu. Sade, 32 yıl farklı hapishanelerde ve akıl hastanesinde hapsedildi; onbir yıl Paris'te (on yılı Bastille'de geçti), bir ay Conciergerie'de, iki yıl kalede, bir yıl Madelonnettes'de, üç yıl Bicêtre'de, bir yıl Sainte-Pélagie'de ve 13 yıl Charenton akıl hastanesinde. Yazılarının çoğunu tutuklu olduğu dönemde yazdı. "Sadizm" kavramı adından türetilmiştir. Sade kitaplarında kişilerarası ilişkilerde insanın insansal yanı bir kez yitirildiğinde, neler olabileceğinin bilgisini verir. Kişilerarası ilişkilerde insanın sahip olduğu onur bir yana bırakıldığında, ortaya çıkan yeni ilke kendi yararını koruma sonuna kadar götürülecek olursa; zorunlu olarak "sadizm"e varılır. Yani insandaki insansal olan tek şey doğaysa, doğrudan doğa nedenselliği insan türünün yapıp etmelerini belirliyorsa, insan olmak cani olmayı da beraberinde doğal olarak taşır. Eserlerinde ahlaksal eylemin belirleyicisi olarak etik değerler değil de, içgüdüler ya da "koşullu buyruklar" eylemin "ilkesi" yapılırsa neler olacağını anlatır.

Marquis de Sade Kitapları - Eserleri

  • Yatak Odasında Felsefe
  • En Çok Kendisine Yabancıdır İnsan
  • Erdemle Kırbaçlanan Kadın
  • Aşkın Suçları
  • Tanrıya Karşı Söylev
  • Sodom

  • Ensest
  • Juliette - Erdemsizliğe Övgü
  • Romanlar Üzerine Düşünceler
  • Dolandırıcılar
  • Can Çekişen Ateist
  • İkinize de Yer Var
  • Aşkın Hazları

  • Cumhuriyetçi Olmak İstiyorsanız Biraz Daha Cesaret
  • Karıma Mektuplar
  • Aşkın Suçları
  • Sade'ın Kayıp Günlüğü
  • Ernestine
  • Kadercilik
  • Çaresizlik

  • İçimdeki Giz
  • Dişi Kartal, Matmazel
  • Tanrıça
  • Sadist
  • Juliette 2: Suç Kardeşliği

Marquis de Sade Alıntıları - Sözleri

  • "Kadınlar... Yapmacık, kıskanç, buyuran, koket ya da sofu... Kocalar... Alçak, sadakat duygusundan uzak, acımasız ya da despot, işte, yeryüzündeki bütün insanların özeti Madam, anka kuşunu bulacağınızı hiç ummayın." (Aşkın Suçları)
  • Ahlaksız olmayı seviyorum, erdemli olmaktan her zaman nefret etmişimdir. (Juliette - Erdemsizliğe Övgü)
  • Ey bahtsız insanlık! Senin o kendini beğenmişliğin seni nasıl bir zırvalama derecesine getirdi! (Tanrıya Karşı Söylev)
  • İsteklerimizi en iyi şekilde belirleyen ihtiraslar, Tanrı’nın buyruklarına karşı geldiği sürece çekicidirler, ya da en azından bazı budalalar bunun böyle olduğuna inandırmaya çalışırlar bizi, ama bu, temelde, imgesel bir zincirin çeşitli yanıltılarla en güçlüyü esir etme isteğidir aslında. (Erdemle Kırbaçlanan Kadın)
  • ahlakın dine değil dinin ahlaka dayanması gerektiğine inanmış olduğumuz bir yüzyılda ahlaka uygun bir din gerek, ahlaklı geliştirebilecek, onun kaçınılmaz devamı olabilecek ve ruhu yücelterek, onun günümüzde tapılan biricik put olan bu değerli özgürlük düzeyinde sürekli kalmasını sağlayabilecek ahlaka sahip bir din gerek (Cumhuriyetçi Olmak İstiyorsanız Biraz Daha Cesaret)
  • XV. Louis nedensiz yere birini öldüren Charolais isimli bir adama, "Sizi affediyorum," demişti, "ama sizi öldürecek kişiyi de affedeceğim." Cinayete karşı çıkartılacak bütün kanunların temelinde bu yüce ilke olmalıdır. (En Çok Kendisine Yabancıdır İnsan)

  • Ölmek, düşünmeyi, hissetmeyi, zevk almayı, acı çekmeyi bırakmaktır: fikirlerin de seninle birlikte yok olacaktır; acıların ve zevklerin mezarda senin peşinden asla gelmez. (Tanrıya Karşı Söylev)
  • insan konuştuğu zaman hiçbir şey öğrenemez, yalnızca dinleyerek kendini yetiştirebilir;işte bu yüzden gevezeler genelde budala olur (Romanlar Üzerine Düşünceler)
  • • “ Bağlanan kadının vay haline! İnsanın tek bir âşığı bile olsa özgürlüğünü kaybeder...” (Yatak Odasında Felsefe)
  • İnsanların hataları bana onu tanımayı öğretiyor. İnsan yasalar ya da doğanın kendisine dayattığı boyunduruklardan ne kadar uzaklaşırsa onunla ilgili araştırma o kadar ilginç oluyor. (Ernestine)
  • Dindir ruhumun fırtınasını, güzelim... Benimkinin şahlandığını göreceksin... Ben bu tutkulu şahlanışta birçok çılgınlığın kaynağını... (Dişi Kartal, Matmazel)
  • Doğa insanın edepli olmasını amaçlasaydı, onu kesinlikle çıplak doğurmazdı… (Cumhuriyetçi Olmak İstiyorsanız Biraz Daha Cesaret)
  • Hiçbir insan yüreği , böylesi bir kötülüğü planlamış olamaz . (Karıma Mektuplar)

  • İyi niyetli bir ateist yoktur. Kibir, dik kafalılık, tutkular işte insanın kalbinde ve aklında durmaksızın yeniden canlanan tanrıyı yok eden silahlar bunlardır. (Aşkın Suçları)
  • Böylesi bir boş vermişlik, cehaletten ileri geliyor olsa gerek. (Dolandırıcılar)
  • Kişilerarası ilişkilerde insanın sahip olduğu onur bir yana bırakıldığında, ortaya çıkan yeni ilke kendi yararını koruma sonuna kadar götürülecek olursa; zorunlu olarak “sadizm”e varılır. Yani insandaki insansal olan tek şey doğaysa, doğrudan doğa nedenselliği insan türünün yapıp etmelerini belirliyorsa, insan olmak cani olmayı da beraberinde doğal olarak taşır. (Ensest)
  • yeniden köle olmaktansa bin kez ölmeyi tercih etmeliyiz (Cumhuriyetçi Olmak İstiyorsanız Biraz Daha Cesaret)
  • Dinler despotizmin beşikleridir. (En Çok Kendisine Yabancıdır İnsan)
  • Ben acı çekmenin ne demek olduğunu iyi bilirim” diye cevapladı düşünür edasıyla, “ve kimsenin desteğine ihtiyaç duymam. (Juliette - Erdemsizliğe Övgü)
  • Bu bana ders olsun , bu hep aşırı sevmekten ... Buna hep çok çabuk boyun eğdiğimiz için sevgililerimizin saygısını yitiriyoruz ... Ah Luxeuil , keşke beni daha çok sevmiş olsaydınız , keşke sizi daha yavaş sevmiş olsaydım . (Dolandırıcılar)

Yorum Yaz