Soğukkanlılıkla - Truman Capote Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Soğukkanlılıkla kimin eseri? Soğukkanlılıkla kitabının yazarı kimdir? Soğukkanlılıkla konusu ve anafikri nedir? Soğukkanlılıkla kitabı ne anlatıyor? Soğukkanlılıkla PDF indirme linki var mı? Soğukkanlılıkla kitabının yazarı Truman Capote kimdir? İşte Soğukkanlılıkla kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Truman Capote
Çevirmen: Ayşe Ece
Orijinal Adı: In Cold Blood
Yayın Evi: Sel Yayıncılık
İSBN: 9789755702155
Sayfa Sayısı: 419
Soğukkanlılıkla Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
20 yy. Amerikan Edebiyatının önemli ismi Truman Capote, Soğukkanlılıkla adlı kült romanında benzersiz bir kurgu ve anlatım ile gerçek bir öyküyü kaleme alır.
Cezaevinden çıkan iki suçlu, orta sınıf bir Amerikan ailesinin tüm bireylerini soğukkanlılıkla öldürürler. Capote, Kansas'ta 'nedensiz' işlenmiş en vahşi cinayetler olarak tarihe geçen bu cinayetlerin izini sürer. Ailenin yakınlarıyla, soruşturmayı yürüten dedektiflerle ve katillerle görüşür. Uzun bir araştırma döneminden sonra bu cinayetlerin öykülerini edebi bir anlatım ile kaleme alarak kurbanların ve katillerin yaşamlarını en ince ayrıntılarına dek okura sunar.
Kendisini olayın bir parçası olarak gören okur, kitabı bitirdiğinde bu cinayetlerin asıl sorumlusunun kim olduğuna karar vermekte zorlanır.
Capote'nin bu en önemli eseri "roman özellikleri taşımayan romanın" ve çağdaş "gerçek suç" hikayesinin öncü bir örneğidir.
Soğukkanlılıkla'nın okurlardan gördüğü yoğun ilgi üzerine Hollywood bu öyküyü iki kez sinema ekranına taşıdı.
Soğukkanlılıkla Alıntıları - Sözleri
- "Hiçbir şey sonsuza kadar sürmez."
- "Öğrendiklerimizi gerçek hayata uyarlamayı bize yalnızca HAYAT ve YAŞAMAK öğretebilir."
- "Özgürlüğün bütün nimetlerinden yararlanan bir insanın, özgürlükten yoksun olmanın ne demek olduğunu bilmesi imkânsızdır."
- "Bir gün ölürsün ve hayat biter; nasıl öldüğün önemli değil ki, çünkü ölüm, ölümdür."
- "Umduğunuzu bulamayınca ne varsa onu alırsınız."
- "İnsan, gölgelerin içinde kaybolmaya mahkûm bir sis bulutundan başka neydi ki?"
- "Kötülere hiçbir yerde huzur yok."
- "Yaşamak için çok fazla nedeni" olduğunu düşünmüyordu.
- "Bazen gerçekten ne düşüneceğimi bilemiyorum, umutsuzluğa kapılıyorum."
- "O zamanlar hayattaki tek gerçeğin Tanrı olduğunu bilmiyordum. İnsan bir kez Tanrı'nın varlığını hissetsin, ondan sonra hayatındaki her şey yerli yerine oturuyor."
- Bu dünyada yaşarken Arkamızda konuşanlar Öldüğümüzde tabutumuzu Zambak çiçekleriyle süslerler Neden yaşarken vermezler O güzel çiçekleri?
- "İnsanların ağızlarından çıkanlara dikkat etmelerinin zamanı geldi artık."
- "Güçlüsün, ama yüreğinin bir yerindeki çatlaktan bu güç akıp gidiyor."
- "Aslında unutmak istedikleri şeyleri birbirlerine sürekli hatırlatıyorlardı."
- "Sorunlu" biri olduğunu düşünmek, insana "acı" veriyordu.
Soğukkanlılıkla İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Kitapta gerçek bir olayın anlatılmış olması kitabın bendeki etkisini artırdı. Zengin bir aile olan Clutter'larin para için öldürülmeleri oldukça vahşi bir olay ancak kitap bende daha çok katilleri bu olaya neyin sürüklediğini düşünmeye itti. Silahı çeken perry iken dick'e kızdım. Perry oldukça yetenekli, duygusal zekası yüksek, okumayı ve eğitimli biri olmayı isteyen biri ancak içine doğduğu aile ve toplum onu bu duruma itmiş. Toplum önce onu sindirmiş sonra ise boyle olduğu için cezalandırmış. Bir hukukçu olarak tetiği çekenin perry olduğunu bildiğim halde onu boyle cezalandırmak içime sinmedi. Kötü ailede yetişen harab olan iyi cocuk perry ve iyi ailede yetişip kötü olmayı seçen kötü çocuk dick... Perry'e gercekten üzüldüm... soğukkanlı bir katil olduğunu bildiğim halde ona acımaktan kendimi alıkoyamıyorum... Gazeteci yazar Capote olayı ne sadece hikaye gibi ne de sadece gazete haberi gibi yazmamış. Kimi yerlerde verdiği detaylar olayı sadece hikaye gibi okumamıza engel oluyor ve bunların gercekten yaşanmış şeyler olduğunu hatırlatıyor. Kalemi oldukça güzel. O donemde yayınlanmış gazete haberleri, psikolojik raporlar, gercek kişilerle yapılmış söyleşiler mektuplar okuyucuya direkt verilmek yerine yazarın kaleminden geçerek hikaye ile harmanlanarak verilmiş. (Firuze)
Gerçek hayatı ve yaşanmış olayları anlatan kitapları her okur gibi bende çok beğenirim, ama bu kitap sadece cinayeti ve katillerin yakalanma süreçlerinin anlatıldığı bir kitap değil. Konu itibari ile de çok ilgi çekici, yaşadıkları bölgede çok sevilen, mükemmel bir hayat yaşayan, ellerinden geldiğince çevresindeki insanlara yardimci olan 4 çocuklu bir aile clutterlar . Bir gün ailenin 4 üyesi vahşice katlediliyor, bu sakin bölgede yaşanan bu olay çevre halkı tarafından hayret ve korku içinde karşılanıyor. Yaşanan bölgede herkes bu olay sonunda tedirgin ve birbirinden şüphelenir hale geliyor. Bunun sonucunda araştırmalar ve yoğun çalışmalar ve bir tanığın ifadesi sonucunda katiller bulunuyor ve idam ediliyorlar. Yazarın anlatım dili çok akıcı, kitap yazı puntosu açısından zorluyor biraz. Kitapta sadece cinayet ya da katillerin yakalanma süreci değil, bir çocuğun nasıl adım adım katil olduğu da objektif bir dille anlatılmış. Kitabı okurken sık sık şunu düşündüm, kötü ebeveyn sahibi olmak her bireyi katil mi yapar? Mutlaka toplumdaki çoğu bireyin sevgisiz kaldığı, ebeveynleri tarafından şiddet gördüğü ya da terkedildiği, bulunduğu sosyal ortam tarafından dışlandığı zamanlar olmuştur. Tabi bunun sürekli olması kişilerin katil olması için yeterli bir sebep midir? Tartışılır. Yaşantılar insanı hayattan uzaklaştırabilir, toplumdan soyutlayabilir, sahip olamadıkları mutluluklara sahip olmayan insanlara karşı nefret duymalarına sebep olabilir ama katil olması için bence yeterli sebep değildir, hele o kötü yaşantısına sebep olmayan hiç tanımadığı kişileri katletmesine sebep olamaz. Katil olmak genlerde bulunan bir hastalık ki bununla ilgili geçmişte bir yazı da okuduğumu hatırlıyorum. Hiç tanımadığın 4 tane insanı vahşice katleden bu 2 kişinin hayatları çocuklukları en ince ayrıntısına kadar anlatılarak analiz edilmiş, ama hiçbiri bu katliam için gecerli sebep gösterilemez. Konu itibariyle dikkatinizi çeken bir kitapsa tavsiye ederim. Keyifli okumalar dilerim. (Hatice)
Gerildim. Korktum. Boğuldum. Sordum, sorguladım. . Kitap, yazar Truman Capote'nin gazete haberinde gördüğü bir cinayet davasını araştırmak için yakın arkadaşı, yazar Harper Lee ile birlikte Kansas'a gitmesi ve cezaevinden yeni çıkmış iki kişinin , bir ailenin tüm fertlerini öldürmesi sonucu, çok büyük yankı uyandıran "Clutter Davası"nı konu alıyor. . En başından sona kadar Clutter Davasına ait aşamaları adım adım izliyoruz. Cinayet planının yapılması, sonrası, görgü tanıklarının ifadesi, ertesi günün getireceklerini göremeyecek bir ailenin her şeyden habersiz planlarını. . Gerçek bir olayın anlatılması, Capote'nin suçlular ile bağ geliştirip olaylara bambaşka gözler ile bakması, tarafsız bir şekilde, sade ve akıcı bir dille anlatılması gerçekten çok çarpıcıydı. . Bitince düşünüyorsunuz, suç ve suçlu psikolojisini derin derin. Suçu işleyenler mi suçlu yoksa suç işlemelerine sebep olan nedenler, insanlar mı? . Bu tarz kitapları seven tüm dostlara tavsiyemdir. Kitaptan uyarlanan iki sinema filmi var. İlk çekilen film kitaptan birebir uyarlama şeklinde izleyici ile buluşuyor, sonrasında çekilen ikinci film ise Capote'nin bu olayla ilgilenmeye başlaması ve devamında gelişen olayları anlatıyor. Yazarın sorgulaması ikinci filmde çok net verilmiş. Sonsuz sevgilerimle. (Mine Oral)
Soğukkanlılıkla PDF indirme linki var mı?
Truman Capote - Soğukkanlılıkla kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Soğukkanlılıkla PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Truman Capote Kimdir?
Truman Capote (1924-1984), ABD'li roman, öykü ve oyun yazarı. Küçük kasabalarda yaşlı akrabalarının yanında geçirdiği hayatını Bir Noel Anısı ve Şükran Günü Ziyaretçisi adlı kısa otobiyografik yapıtlarda anlattı. Daha sonra, Başka Sesler Başka Odalar (1984) adlı romanıyla umut veren genç bir yazar olarak ilgi gördü. Sevgisiz, yalnız insanları anlattığı öykülerini Gece Ağacı'nda, topluma uyum göstermeyi reddeden masum insanları Çimen Türküsü'nde ve daha sonra bir fahişenin öyküsünü Tiffany'de Kahvaltı'da anlattı. Bu arada müzikal, film senaryoları ve gezi izlenimlerini kaleme aldı. Gazeteciliğe karşı gittikçe artan ilgisi, bir grup ünlüyü konu aldığı Gözlemler adlı yapıtına da yansıdı.
Köpekler Havlıyor (1973) ve Bukalemunlar İçin Müzik (1990), hem kurmaca hem olgulara yazılarını kapsar. Capote, özellikle 1950'lerden ‘70'lere değin yüksek sosyetedeki varlıklı kişilerin gözdesi oldu. Kabul Edilmiş Dualar'dan seçme bölümler Esquire dergisinde yayımlanmaya başlayınca, yapıttaki sert üslup büyük bir fırtına kopardı. Bunun üzerine Capote önceden arkadaşı olan ünlüler tarafından dışlandı. Fırtınalı ve skandallarla dolu yaşamını büyük bir yalnızlıkla noktaladı.
Kurgudan çok gerçeğe dayandığını söylediği Soğukkanlılıkla, Capote'nin yazarlık yaşamında bir sıçrama tahtası, dünya edebiyatında da bir kült roman olmuş, Tiffany'de Kahvaltı gibi filme çekilmiştir. Truman Capote'nin fırtınalı yaşam öyküsünü konu eden Capote filmi ise Oscar ödülüne layık görüldü.
Truman Capote Kitapları - Eserleri
- Tiffany'de Kahvaltı
- Soğukkanlılıkla
- Çimen Türküsü
- Başka Sesler Başka Odalar
- Ateşteki Güve
- Bukalemunlar İçin Müzik
- Gümüş Damacana
- Gece Ağacı
- Yaz Çılgınlığı
- Kabul Edilmiş Dualar
- Yerel Renkler
- A Christmas Memory
Truman Capote Alıntıları - Sözleri
- Örnek davranış denilen şey nedir? Kendimizi kandırmayalım; iyilik, örnek davranış filan karşılığında bir şey bekleyerek yaptığımız şeydir. (Gümüş Damacana)
- Parlak, güçlü bir ışık aşkım. Gecenin karanlığını aydınlatıyor. (Ateşteki Güve)
- "Herkes kendisini birilerinden üstün hissetmelidir fakat bu ayrıcalığa ulaşabilmek için ortaya küçük bir kanıt koyabilmek gerekir." (Tiffany'de Kahvaltı)
- "Umduğunuzu bulamayınca ne varsa onu alırsınız." (Soğukkanlılıkla)
- Yaralı gözler. İncinmiş, aşağılanmış. Dostoyevski okudun mu? Evet, senin raconun olmadığını tahmin ettim. Ama sen onun insanlarından birisin. Aşağılanmış, incinmiş. Ben de öyle; bunun için kendimi senin yanında güvende hissediyorum. (Kabul Edilmiş Dualar)
- "Sorunlu" biri olduğunu düşünmek, insana "acı" veriyordu. (Soğukkanlılıkla)
- "...tabiatın bir hayatlar bütünü olduğu gibi, sevmenin de bir sevgiler bütünü olduğunu anladım." (Çimen Türküsü)
- Batı'yı bir kar fırtınası sarıyor; bütün küçük kasabaları beyaza boyayarak, her ışığı sarartarak, ayak seslerini örterek yağıyor; şimdi yağıyor, burada yağıyor; ne de çabuk geldi böyle bu kar fırtınası: damlar, boş arsa gözün görebildiği uzaklıklar gittikçe artan bir beyazlık içindeydi; sanki bembeyaz kuzular doluşmuştu her yana. Gazeteye baktı, sonra kara baktı. Bütün gün kar yağmış olmalıydı. Yeni başlamış olamazdı. Sokaklar tam bir sessizliğe gömülmüştü; boş arsada çocuklar koca bir ateşin çevresine toplanmışlardı; kara saplanmış bir otomobil ışıklarını yakıp söndürüyordu: imdat, imdat! Sessiz bir çağrı; tıpkı kederli bir yüreğin çarpışı gibi. (Gece Ağacı)
- "Aslında unutmak istedikleri şeyleri birbirlerine sürekli hatırlatıyorlardı." (Soğukkanlılıkla)
- Tanrı size bir yetenek verdiğinde, yanına bir de kamçı verir; ve bu kamçı yalnızca kendi kendinizi kırbaçlamak içindir. (Bukalemunlar İçin Müzik)
- Kendi doğamızı reddedip, kendimizden farklı biri olduğumuzda diretirsek hepimizi bekleyen akıbettir bu. (Yerel Renkler)
- Eninde sonunda, insanın şu soruyu sorduğu bir an gelir: Ben ne yaptım? (Yaz Çılgınlığı)
- Adalar, sürekli demirlenmiş gemiler gibidir. (Yerel Renkler)
- Birden gözlerini kapadı; yukarı doğru çekildiğini hissetmişti, tıpkı denizin yemyeşil derinliklerinden suyun yüzeyine doğru yükselen bir dalgıç gibi. Korku ya da büyük bir üzüntü sırasında, aklın durup beklediği anlar olur; düşüncelerle örülü bir sessizlik içinde, bir sırra erecekmişçesine bir bekleyiş; uykuya benzer, olağanüstü bir boşalmaya, ruhun vücuttan aynlışına benzer; işte o anlarda, sessiz, uzak, kendiliğinden doğup gelen düşünceler gezinir kafada: evet, Miriam adlı bir kızla hiç tanışmamış olsaydı, ne değişirdi o zaman? Sokakta da böyle korkmamış mıydı? Sonunda, her şey gibi, bunun da bir önemi kalmayacaktı. Çünkü Miriam'a kaptırdığı tek şey benliğiydi, onu da yeniden ele geçiriyordu; bu odada oturan, kendi yemeklerini kendi pişiren, bir kanaryası olan insanı bulmuştu; güvenebileceği, inançla bağlanabileceği insanı, Mrs. H. T. Miller'i bulmuştu. (Gece Ağacı)
- Önce bir yaprağı, yağmurun yağışını sevin, sonra da o bir tek yaprağın size neler öğrettini, yağmurun içinizde neler yarattığını duyup anlayacak bir insanı sevin. Kolay iş değil, biliyorum. (Çimen Türküsü)
- “Sevdiğin insanları yabancı gibi tutabilirsin hayatında, arkadaşın olan bir yabancı gibi. “ (Tiffany'de Kahvaltı)
- Benim böyle bir cehennemde yaşamamı umursamadığına göre, beni hiç sevmemiş olmalı. (Bukalemunlar İçin Müzik)
- “Bir fincan kahve içmedikçe insan, insan olduğunu hissedemez.” (Çimen Türküsü)
- Ben dürüst görünmeye çalışmıyorum. Dürüstüm. (Bukalemunlar İçin Müzik)
- “Her şeyi bilen ama hiçbir şeyden anlamayan heriflerle dolu ortalık, bini bin paraya.” (Başka Sesler Başka Odalar)