Sonuncu Kadeh - Refik Halid Karay Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Sonuncu Kadeh kimin eseri? Sonuncu Kadeh kitabının yazarı kimdir? Sonuncu Kadeh konusu ve anafikri nedir? Sonuncu Kadeh kitabı ne anlatıyor? Sonuncu Kadeh PDF indirme linki var mı? Sonuncu Kadeh kitabının yazarı Refik Halid Karay kimdir? İşte Sonuncu Kadeh kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Refik Halid Karay
Yayın Evi: İnkılap Kitabevi
İSBN: 9789751031211
Sayfa Sayısı: 278
Sonuncu Kadeh Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
"Ne temiz, ne güzel görünüyor bu su, billur gibi. Halbuki mikrop yuvasıdır, tifo geçirir insana, öyle mundardır ki! Ben de öyleyim, temiz, güzel görünen bir Kaa suyu kadar mikroplu, murdarım. Serinletecek sanılırım, içeni kırk derece ateşle yakarım."
"Gir yatağına, üstünü örteyim, uyumaya çalış."
"Bir kadeh konyak ver, şişe ile kadehler ortada. Sen de iç, bir daha öyle konyağı nerede bulacaksın? Zaten ölüm günlerimiz yaklaştı, sen çölde vurulup gideceksin, ben bir topun yıkacağı şu evin enkazı altında kalacağım, hurdahaş olacağım. Belki de bu, beraber içeceğimiz sonuncu kadeh!'"
Refik Halid Karay, aşkı, tutkuyu, sevgiyi, nefreti, yalanı ve güvensizliği harmanladığı Sonuncu Kadeh'te, emsaline az rastlanan bir âşıklık hikâyesini anlatırken, aşkın tüm hayatı etkileyen ve iç acıtan yönünü de usta anlatımıyla dile getiriyor.
(Tanıtım Bülteninden)
Sonuncu Kadeh Alıntıları - Sözleri
- Sana laf yetiştirilmez. Dünyayı bu kadar kara, kötü gördükten sonra yaşamakta dayatışına mana veremiyorum.
- Yaşlılık! Gençliği ve yeniliği çekemediğimiz, yeniliklerin zevkine varamadığımız, kadın için artık enteresan olamadığımız ve fedakarlığı göze alamadığımız zaman başlar.
- "Benim şikâyetim dünyanın nimetlerinden değil, insanlarındandır ve insan icadı kötü nizamlarındandır."
- Ah! diyordu, neden daha önce tanışmadık! Tanışmamız son geceye mi kalmalıydı?
- (...) hatıralara güvenmem. Zamanla insan kötüyü iyi görür, iyiyi kötü.
- Deli veya akıllı? Hepsi bir kapıya çıkar ya! Deli, akıllıyı anormal farzeder, akıllı da deliyi!
- İnsan durup dururken en küçük zevkler için kendisini zehirleyen tek canlıdır. Tabiat ne kadar zararlı bitki ve madde verdiyse arar, sorar, didinir, didişir, bunları bulur, kullanır. Başka hiçbir hayvan o deliliği yapmaz.
- Halbuki Cemşit'in gençliğinde beğenilen tipler bambaşka idi: İnce hastalığın yani veremin moda olduğu devirdi bu! Hastalıklı olmayan genç kız veya erkek de - hele orta ve yüksek sınıf ailelerde - hasta imişçesine bir hal almaya çalışır, beti benzi uçmuş, süzme revani, sarı ve solgun, güçsüz ve neşesiz görünmeyi süs sayardı. O görünüş hoşa gider, isteği; o hayal-i fener, hülyalı ve ümitsiz yüzler kamçılardı. Edebiyat-ı cedide, dekadan zamanın roman tipi bunlardı; bunlara aşık olunur, bunlar için ağlanır, inlenir, menekşe kokulu kağıtlara nameler yazılır, gözyaşlarıyla ıslanmış mendiller atılır, göğüsler kabarır, ahlar, oflar çekilirdi.
- Madem ki kadın var, Eskimolar diyarında bile bahar vardır..
- İnsan başkalarını aldatmak idmanını önce kendinde yapar.
- Kadeh ve kadın, nasıl da birbirlerini tamamlayıcı hemen hemen aynı tatta şeylerdir!
- 'Sakın aldanma, inanma, kanma!' Benim dövizim budur.
- Muhakkak ki, kadının hafızası vaktiyle hoşlandığı bir erkeği unutmamak hususunda daha kuvvetli yahut da erkek kadın kadar değişmiyor.
Sonuncu Kadeh İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Kitabın bu sitede bu kadar az okunmaya sahip olması aslında bana biraz tuhaf geldi. Çünkü gerek karakterler bakımından gerekse de konunun işlenişi bakımından buradaki çoğu okurun ilgisini çekeceğini düşündüğüm bir kitap bu. Evet şimdi kitap için sitedeki ilk incelemeyi kaleme almaya başlayabilirim. Refik Halit Karay’ı Bugünün Saraylısı kitabı ile tanımak istiyordum. Fakat sahafta ‘’Sonuncu Kadeh’’ gözüme çarpınca neden tanışmamı bu kitap ile gerçekleştirmeyeyim dedim. Kitabın arkasında konusuna dair hiçbir bilgi yoktu. Dolayısıyla ne okuyacağımı bilmeden yalnızca yazarına bakarak kitabı almış oldum. Çok beklentim de yoktu haliyle, ama kitap umduğumdan çok daha iyi çıktı. Hikayemiz Murad Naci isminde, altmışlarında, maddi durumu çok iyi, hoş görünümlü bir tüccarın vapur gezintisi ile başlıyor. Murad Naci’nin hayattaki en büyük zaafı kadınlar, kendisi de tam bir çapkın. Vapur gezintilerini de güzel kadınlarla karşılaşmak ve onları seyretmek için gerçekleştiriyor zaten. Yaşlılık da kadınlardan mahrum kaldığı için zaman zaman kendisini üzüyor. Okurken karakterin birçok düşüncesini tasvip etmedim ve hatta bazı davranışlarına şiddetle karşı çıktım. Bir diğer karakterimiz ise Cemşit ve kendisi çok daha ilginç bir karakter. Hayatın getirdiği güzellikleri görmeyi ve yaşamayı ısrarla reddeden, birçok şeye karşı çıkan bir karakter. Kitap bu iki karakter ekseninde zıtlıkları ortaya koyuyor, iki farklı karakterin birbirinden tamamen farklı düşüncelerini çarpıştırıyor. Bunları yaparken de arka planda usul usul farklı konular hakkında düşünmeye sevk ediyor. Ayrıca kitabı okurken film seyrediyormuş hissiyatını da yoğun olarak hissettim, onu da ekleyelim. Kitabın bir diğer hoşuma giden yanı da eski İstanbul’u betimlemesiydi. Karakterlerimiz oradan oraya gittikçe biz de eski İstanbul’da gezinmiş oluyoruz. Ayrıca kitap iki farklı zaman dilimini kapsadığı için 1910’lar ve 1950’ler hakkında karşılaştırmalar da okuyabiliyorsunuz. Yalnızca şehir değil, yaşantılar ve hatta zamanın giyim tarzının farklılıklarını dahi görebiliyorsunuz. Ben kitabı zevkle okudum. Kitabın başında konunun basit olduğunu düşündüysem ve ana tema her ne kadar basit gibi görünse de gerek işleniş gerek karakterler o hissi yok ediyor. Zaten kitabı yarılayamadan ana konunun ne olduğunu da tam olarak anlayamıyorsunuz, o açıdan da merak duygusunu canlı tutuyor. Sadece tesadüfler biraz fazla geldi bana, ama çok da önemi yok. Refik Halit Karay’ın başka eserlerini de okumak isterim. Bu kitabı da beğendim, tavsiye ederim. Hepinize iyi okumalar dilerim… (Merve)
Sonuncu Kadeh PDF indirme linki var mı?
Refik Halid Karay - Sonuncu Kadeh kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Sonuncu Kadeh PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Refik Halid Karay Kimdir?
Bolu Mudurnu'dan İstanbul'a göçen Karakayış ailesinden Maliye Başveznedarı Mehmed Halid Bey'in oğlu olarak 15 Mart 1888’de İstanbul’da doğdu. Galatasaray Sultanisi'nde ve Hukuk Mektebi'nde okudu. Maliye Nezareti'nde (Hazine ve Maliye Bakanlığı) memur olarak çalıştı.
II. Meşrutiyet'in ilanından sonra gazetecilik ile uğraşmaya başladı. 1909 yılında girdiği Tercüman-ı Hakikat gazetesinde mütercimlik ve muhabirlik yaptı.
Fecriâtî topluluğuna katıldı ve "Kirpi" imzasıyla mizah dergisi Kalem'e yazılar yazmaya başladı.
Yazıları yüzünden 1913'te önce Sinop'a sürüldü. Daha sonra Çorum, Ankara, ve Bilecik'e gönderildi. İstanbul'a dönünce bir süre Robert Kolej'de Türkçe öğretmenliği yaptı. Posta-Telgraf Umum Müdürlüğü'ne atandı. Bu sırada Hürriyet ve İtilaf Fırkası'na üye oldu, Aydede adlı siyasi mizah dergisini çıkarmaya başladı.
İstiklal Savaşı aleyhine yazdığı yazılardan ötürü vatan hainliğiyle suçlandı, Yüzellilikler listesine alındı. Uzun süre yurt dışında, Beyrut ve Halep'te sürgün yaşadı. Mustafa Kemal Atatürk'e yazdığı şiir ve mektuplarla, Yüzellilikler listesindekilerin affedilmesinde önemli rol oynadı. 16 senelik sürgün hayatının ardından 1938 yılının Temmuz ayında yurda döndü. 1948 yılında, Aydede dergisini tekrar yayımlamaya başladı.
18 Temmuz 1965’te İstanbul’da vefat eden Karay, Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.
Türk Edebiyatındaki Yeri
Refik Halid, Türk edebiyatında ilk defa Anadolu'yu tanıtan eserleri ile ismini duyurmuş, yergi ve mizah türündeki yazıları ile de üne kavuşmuştur. Gözleme dayanan eserlerinde, tasvirler, portreler ve benzetmeler kullanarak sade, akıcı dili ve güçlü tekniği ile 20. yüzyıl romancıları arasında seçkin bir yere sahip olmuştur. İstanbul'u bütün renk ve çizgileriyle yansıtarak Türkçeyi ustalıkla kullanan Refik Halid, Türk edebiyatına birçok eser kazandırmıştır.
Seyit Kemal Karaalioğlu onu şöyle tarif eder: Refik Halit Karay; «Yeni Lisan» akımının tutunmasında önemli payı bulunan, konuşma dilini yazılarında büyük bir ustalıkla uygulayan bir yazardır. Hikâyeleriyle romanlarında renkli bir görgü ve gözlem zenginliği göze çarpar. Romanlarında, çoğunlukla aile üstünde durur. Hiçbir belli teze bağlanmaksızın, sağlam bir teknikle, başarılı çevre tasvirleri içerisinde nefis bir üslupla olayları anlatır. Ağır fikre, derin çözümlemelere, tezli saplantılara girmeden, «ak realizm» diyebileceğimiz bir görüşle yazardır.
Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Refik_Halit_Karay
Refik Halid Karay Kitapları - Eserleri
- Memleket Hikayeleri
- Gurbet Hikayeleri - Yeraltında Dünya Var
- Gurbet Hikayeleri
- Bugünün Saraylısı
- Sürgün
- Yezidin Kızı
- İstanbul'un Bir Yüzü
- Üç Nesil Üç Hayat
- Anahtar
- Guguklu Saat
- Nilgün
- Kadınlar Tekkesi
- Deli
- Dört Yapraklı Yonca
- 2000 Yılın Sevgilisi
- Karlı Dağdaki Ateş
- Bu Bizim Hayatımız
- Çete
- Sakın Aldanma, İnanma, Kanma
- Ago Paşa`nın Hatıratı
- Kirpinin Dedikleri
- Dişi Örümcek
- Bir Avuç Saçma
- Bir İçim Su
- Tanıdıklarım
- Ay Peşinde
- Yüzen Bahçe
- Ayın On Dördü
- Bir Ömür Boyunca
- Ekmek Elden Su Gölden
- Ağaç ve Ahlak
- Minelbab İlelmihrab
- İki Cisimli Kadın
- Sonuncu Kadeh
- İlk Adım
- Kırk Yıl Evvel Kırk Yıl Sonra Anadolu'da
- Hep İstanbul
- Makyajlı Kadın
- Gurbet Hikayeleri
- Tanrı`ya Şikayet
- Yerini Seven Fidan
- Mutfak Zevkinin Son Günleri
- Türkçenin Tadı ve Ahengi
- Karga Bana Dedi ki: Mizah Yazıları
- Edebiyatı Öldüren Rejim
- Yeraltında Dünya Var
- Taklitten Adete Gündelik Hayat
- Pek İyi Hatırlarım
- Yer Altında Dünya Var
- Gurbet Hikayeleri
- İnsanlık Halleri Huy Arabeskleri
- Bir Denizden Bir Denize
- Ankara
- Elli Yıl Önceki
- Aydede 1922 - 1
- Atatürk’e Eğilen Bir Sürgün
- Sonuncu Kadeh
- Aydede 1948 - 2
- Doğuştan Kadıncıl
- Sulhte Cimri Harpte Müsrif
- Bu Bizim Hayatımız
- Bu Gazeteciler
- Güzel Sanat Suçları
- Cihangir Dalkavuğu Tarih
- Sarıbal
- Aydede 1949 - 3
Refik Halid Karay Alıntıları - Sözleri
- Memur sayısını elbette azaltmalıyız; lakin mevcut memurları lüzumlu işlerde çalıştırmaya daha ziyade ehemmiyet vermeliyiz. (Aydede 1948 - 2)
- O akşam vezicebaşını kulüpte yemeğe davet etmişler di:masa başındaydılar, dört kişi... İki hanım n:Fergün ve anası Ferda, erkek olarak da onun genç kocası İnayetve bir de Süha.. (Kadınlar Tekkesi)
- Ne tuhaf şu dünya! (Bugünün Saraylısı)
- Güzellik ,tabiatın bağışladığı bir ayrıcalıktır. (Çete)
- Üşümeyi, aşağı yukarı hepiniz bilirsiniz: Titremek, içi katılmak, buz kesmek... Hayır, asıl üşümek onlar değildir. Üşümek bir nevi yanmaktır. Hiç bir uzvumu duymuyordum, ne ellerimi, ne ayaklarımı... Bedenim kalmamıştı, yoktu, Yalnız içimi hissediyordum ve içimde yanarak tükenen bir yerimi! Bu, galiba, yüreğimdi. Benliğim yanan bir kalpten ibaret kalmıştı; kar içinde tutuşmuş bir kalbin tek başına depreştiğini biliyordum, o kadar.. (Yer Altında Dünya Var)
- Aldanmaktan daha büyük teselli vardır: Unutmak! (Pek İyi Hatırlarım)
- Bütçe komisyonu sadece eski arkadaşlarının bugün ne vazifede bulunduklarını araştırsa başka hiçbir tahkika lüzum kalmadan ilgası lâzım fuzulî memuriyetler kendiliğinden anlaşılır. Himaye edilemez hale gelenleri kendi akıbetlerine veya şahsî teşebbüslerine bırakmak daha iyidir. Zaten böyle küçük himayelerle onların ne minnettarlığı kazanılır, ne alâkaları devam ettirilir. Daima eski parlak günlerin hasretini çekerler ve sinsi birer muhalif kesilirler. (Aydede 1949 - 3)
- "Bir kızım var, gelen öper, giden öper," bu hoş olanlardan bir tanesidir; bilmiyorsanız ve merak ediyorsanız söyleyeyim: Bardak. (İlk Adım)
- ...bıçkıdan geçen bir çam tahtasının ıtırı, o sıcak, mahrem ve kuvvet arttırıcı esans niçin nadide pafönler arasında satılamaz diye şaşarım! (Makyajlı Kadın)
- Siz ıstırap kuşlarının başınız üzerinde uçmalarına mani olamazsınız ama, saçlarınızın arasına yuva yapmasını önleyebilirsiniz. (Karlı Dağdaki Ateş)
- Aşk hatırlamalarla yaşar, unutmalarla ölür. (Nilgün)
- " Ben romantik eserleri daima sevdim. Hayali esirleştiren, saf heyecanlar verip melankolik düşüncelere sevk eden romanları.." (Çete)
- Bedenim kalmamıştı, yoktu. Yalnız içimi duyuyordum ve içimde yanarak tükenen bir yerimi! Bu, sanırım yüreğimdi. (Gurbet Hikayeleri)
- " İçmişim içtiğimin farkında değilim... Yemişim, ama ne ? Gezmişim, acaba nerede? Konuşmuşum, neye dair? Bu dört günden aklıma bir güzel söz, bir çift latif göz, bir dakika huzur, bir lahza zevk kalmamış! Buna mı yaşamak diyoruz? Yarın da mı bu böyle? Bu mu hayat? Yazık bize ! " (Aydede 1922 - 1)
- Yeni nesil mesela süpürge tohumundan ekmek yemedi; biz yedik. Yine onlar İspanyol nezlesinden bazı evlerin büsbütün kapandığını ve sıra sıra yangınlarla İstanbul semtinin dörtte ikiye, eski Ankara'nın dörtte bire indiğini bilmezler. (Bir Ömür Boyunca)
- Aman Yarabbi! Tebessüm ne büyük kuvvetmiş. (Nilgün)
- Rabbim her lisanı böyle uydurmalıklardan muhafaza buyursun. (Türkçenin Tadı ve Ahengi)
- Hasis, paraya kıymet veren adamdır; cimri paraya tapan; pinti para için her zillete katlanan; nekes, başkasına parayı yakıştıramıyan; tamahkâr bire beş yüz kâr elde etmek maksadını güdüp neticede zarara uğrıyan... Hasis, mesela kunduralarını kendi aldığı Amerikan mamulâtiyle evinde boyar veya boyatır; cimri son haddine varıncaya kadar bir bezle eski boyasını tazelemiye çabalar; pinti bu işe hiç yanaşmaz; nekes, ara sıra boyatır, çokça boyatanlara öfkelenir; tamahkâr, pazarlık ederek bir köşebaşı lostracısına kontrolü altında boyatır, fakat boyanın âdi cinsten olduğunu hesaba katmadığı cihetle derinin çatlaması yüzünden zarara girer! (İnsanlık Halleri Huy Arabeskleri)
- Hayhuy-ı ehl-i dünya bitmeden dünya biter Dünya bitecek bu işler bitmeyecek, galiba! (Aydede 1948 - 2)
- Tek taraflı aşk, tek kürekli kayık gibidir; bulunduğun yerde dönüp durursun, engine açılamazsın. (Bugünün Saraylısı)