diorex
Dedas

Sonuncu - Tahsin Yücel Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Sonuncu kimin eseri? Sonuncu kitabının yazarı kimdir? Sonuncu konusu ve anafikri nedir? Sonuncu kitabı ne anlatıyor? Sonuncu kitabının yazarı Tahsin Yücel kimdir? İşte Sonuncu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 12.03.2022 02:00
Sonuncu - Tahsin Yücel Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Tahsin Yücel

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789750711503

Sayfa Sayısı: 336

Sonuncu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Selami bey İstanbul'un köklü bir ailesinden gelir. Fransa'da felsefe doktorası yapıp döndükten sonra, evlenir, çocukları olur, dingin bir yaşam sürer. Ama yaşamının en büyük amacı kitabını, Serencam adını verdiği denemesini bitirmektir. Başladıktan kırk yıl sonra, seksenlerinde bitirir, tek adet olarak bastırır, kitabını eline almasından yirmi dört saat sonra da ölür. Büyük boy, yirmi yedi bin sayfadan oluşan bu dev yapıtı başından sonuna okuyan tek kişi çıkmaz, ama boyutları ve biçimi yıllar yılı insanların ilgisini çeker. 

Serencam, boyutu ve gizemi nedeniyle büyük gürültü koparır. Kimsenin okumadığı ama görmek için insanların kuyruğa girdiği bu dev kitap ne anlatmaktadır? Tahsin Yücel, her zamanki ironik üslubuyla anlatıyor Serencam'ın öyküsünü. Sonuncu, iş, sanat ve basın dünyasına göndermelerle dolu, son derece düşündürücü bir roman.

Sonuncu Alıntıları - Sözleri

  • Ne kadar çabalarsan çabala, ne kadar içine kapanırsan kapan, yaşadığın ülkenin ortamından kolay kolay koparamazsın kendini.
  • "Şu gördüğün koca çınar var ya, işte tam onun gibi bir yapıt, hem yere hem göğe doğru gelişen, böylece yaşamın tam odağına yerleşen bir kitap yazacağım."
  • "Gerçek başyapıtlar çok küçük, çok önemsiz gibi görünen şeylerden doğmuştur genellikle."
  • "Bilinç olmayan yerde devrim olmaz"
  • Gerçeğin mantığa gereksinimi yoktur...
  • Öyle anlaşılıyordu ki boş sayfa ya da boş kağıt Mallarmé için olduğu gibi bizimki için de karabasandı, ama tıpkı Mallarmé gibi bizimki de uzaklaşamıyordu ondan: boş kağıt her şeye karşın umudun, yokluktan varlığa, sessizlikten sese, anlamsızlıktan anlama, yani Serencam'a geçişin umuduydu.
  • "Evet, bilim pazarında da politika pazarında da çok yüksek konumlara erişebilirdim belki, ama ereğime ulaşmak için kişiliğimden ödün vermem."
  • "Zenginlik aklın can düşmanıdır, yakaladığı yerde öldürür."
  • Özel ad evrenselin düşmanıdır...
  • ...bir kitabın çok satılmasının içinin boş olmasından kaynaklanmadığını kim söyleyebilirdi?
  • "Söylenememiş sözler söylenmemiş olarak kalmasın istiyorum ben", diye atıldı hemen.
  • "Bu kitap senin benim yaşamımın değil, tüm yaşamın kitabı olacak."
  • "Bilinç olmayan yerde devrim olmaz."
  • Tahsin Yücel
  • Ama öyle anlaşılıyordu ki bu Serencam dediği şey, zaman zaman kişisel düşmanım olarak gördüğüm bu yazılmamış kitap Selami'nin beyninin içinde ağırlığını her an, her yerde duyurmaktaydı, bir mikrop gibi girmişti oraya, günler, haftalar, aylar, yıllar geçiyor ama o oradan çıkacak gibi görünmüyordu.

Sonuncu İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Tüm ömrünü bir tutku için harcayabilecek bağlılığı ve kararlılığı kendine bulabilir misin? Serencam ve Selami'nin ilişkisi de bu sorunun cevabı niteliğinde. Öylesine yoğun bir tutku hakim ki kitaba okuyucu olarak benzer tutkuyu paylaşıp sürüklenerek Serencam'ı okur gibi okuyorsunuz.Kimi zaman tekrara düşse de olay ve karakter değişiklikleri sizi hep içerisinde tutuyor. Kimisi için sıkıcı gelip hemen bırakılabilecek kimisi içinse Selami gibi bir çatlağın veya tutkulu bir kişiliğin peşinde koşmaktan zevk verecek bir kitap Sonuncu. (Enes Gurus)

Serencam: Dikkat spoiler içerebilir!... Selami Bey’in yaşamını yazmaya adadığı , ilk tümcesi için yıllarca beklediği, geçen günlerin , yaşlandığının bile farkına varamadığı kitabı Serencam... Adanmışlık ... Özveri ... Bağlılık ... Takıntı ... Birçok duyguyu aynı anda yaşayabileceğiniz ve mutlaka okunması gereken bir kitap .... Kitabını yazmak için evlatlarının büyüdüğünün bile farkına varamayan bir baba... Asla eşini suçlamayan özverili, sadakatli bir anne... Anne ve babalarına benzemeyen miras peşinde eleştirip umursamayan evlatlar... Ve dedesinin yıllarca yazmak için uğraştığı dev kitabı okumak için anlamak için ömrünü adayan bir torun ... Uğrunda yazmak için, okumak için ömür adanan tüm ihtişamı ile herkesin içeriğini merak ettiği hakkında birçok kez haber yaptığı binlerce sayfalık dev yapıt SERENCAM... (Emine)

Yazgısı okunmak değil, bakılmak olan 24718 sayfalık Serencam isimli kitabın çevresinde gerçekleşen olaylar anlatılır. Kitabı farklı üç kişinin anlatımıyla okuruz. Maddi olarak sıkıntısı olmayan Selami Harici hiçbir kitaba benzemeyen, derinlikli bir kitap yazmak için masasının başına oturduğunda genç bir adamdır. “Söylenmemiş sözler söylenmemiş olarak kalmasın istiyorum” diyerek büyük harfle başladığı kitabında, başka hiçbir noktalama işareti kullanmadan son noktayı koyana kadar yarım asır boyunca yazar. Seksenli yaşlarda kitabını bitirir “Bir kitabın son noktasının konuşmuş olması o kitabın kitap olmasına yetmez” der ve kendi imkanları ile sadece bir tane bile olsa kitabını bastırır. Kitap hacmiyle çok ilgi çeker ama kitabı yazarından başka kimse okumaz, okuyamaz. Okurken çok anlamlı gelen metinler bir bütünlük oluşturmamaktadır. Buraya kadar olan hikayeyi, eşi Zarife Hanım’dan dinleriz. Kitaba bir bağlılığı vardır. Her aşamasını bilir ve bu süreçte yaşadıklarını bize aktarır. Ölümüyle kitap en küçük çocuk olan Müşfik tarafından sahiplenilir. Özel bir kitaplıkta sergilenilir. Pek çok gazeteci ve meraklı tarafından incelenilir, aslında dışına bakılır. Büyüklüğü, sayfaları, ağırlığı, güzelliği konuşulur. Çok çabalamasına rağmen Müşfik’te kitabın ne anlattığını tam olarak kavrayamaz. İkinci bölümü Müşfik anlatır. Kitabın neden ona geldiğini, şans mı şanssızlık mı getirdiğini, kitapla yaşadıkları süreci dinleriz. Kitabın son sahibi ise Müşfik ‘İn oğlu Lami’dir. Lami, daha cesur davranır ve arkadaşının teşvikiyle sahte bir isimle kitaptan bölümleri gazetede köşesinde paylaşmaya başlar. Çok sevilir ve beğenilir. Bununla beraber, bu paylaşımlarla kitabın üstündeki sır perdesi de aralanır. Her döneme göre anlam ve işlev değiştiren lakin hep aynı yerde duran kitap hakkında övgü ve yorum çoktur ama hiç açıklama yoktur. Kitap, popüler edebiyata, okurlara, yazarlara göndermeler de içeren, çok güzel bir Türkçe ile yazılmış sürükleyici bir roman. Yazarın başka kitaplarını da okumuş biri olarak keyifle okuduğumu söyleyebilirim. Kitap okumak sadece okumak değildir ve okumak bizi yazmaya doğru sürükler. Bu noktada nasıl okunur, nasıl yazılır, herkes okur mudur, her kitap yazan yazar mıdır gibi pek çok soruyu da düşünmemizi sağlayan içinde başka bir kitabı anlatan bir kitaptır. (Armağan Can)

Sonuncu PDF indirme linki var mı?

Tahsin Yücel - Sonuncu kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Sonuncu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Tahsin Yücel Kimdir?

Hayatı Kunduracı olan Ahment Yücel'le Nuriye Münevver Hanım'ın oğludur. İlköğrenimini Elbistan Gazi Paşa İlkokulu'nda tamamladıktan sonra 1945'te İstanbul'a gelmiştir. 1953'te Galatasaray Lisesi'ni, 1960'da da İÜEF Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi.

Fakülteyi bitirdikten sonra, İstanbul'da kalmayı tercih etti ve 1969'da doktorluk, 1972'de doçentlik, 1978'de de profesörlük ünvanlarını aldı. 2000 yılında emekliliğe ayrıldı.

Tahsin Yücel, çalışmalarına öykücülükle başladı. İlk öyküsü olan ¨Dert Çok, Hemdert Yok!¨, bir derlemede (Yeni Hikâyeler 1950) yayımlandı. Daha sonraları Varlık, Seçilmiş Hikâyeler, Yeryüzü, Beraber ve Mavi gibi dergilerde öyküleri yayımlanmaya devam etti. Bu dönemlerde; kullandığı yalın dil, kullandığı modern sözcükler, Anadolu insanına yaklaşımındaki tutarlılık ve anlatımındaki ustalık dikkat çekti. Behçet Necatigil gibi isimlerden yorumlar aldı.

Uçan Daireler, Haney Yaşamalı ve Düşlerin Ölümü adlı öykü kitaplarını yayımlayarak kariyerine devam eden Yücel, bu kitaplarda kendi geçmişinden bazı öğeler kullandı. Bunları ele alırken oldukça karamsardı; ancak daha sonraları bunu dönemin akımlarından etkilenerek yaptığını belirtmiştir. Bu kitaplarla daha çok tanınmaya başladı.

1970'li yıllara gelindiğinde, öncelikle "Yaşadıktan Sonra" ve "Dönüşüm" kitaplarıyla, daha sonra da "Vatandaş ve Ben" ve "Öteki" kitaplarıyla tarzında bir değişiklik gözlemlendi; daha derin kişilikler yaratıp, ¨çevreyle¨ daha az ilgilenmeye başladı. Bu kitaplarıyla karışık yorumlar alan Yücel, kariyerine Komşular adlı kitabıyla devam etti. Bu kitabın konusu, diğerlerinden farklı olarak, insanların politika hakkındaki görüşlerinin eleştirisiydi Fethi Naci, bu kitabındaki bir öyküsünü bir başyapıt olarak değerlendirdi.

Tahsin Yücel aynı zamanda bir romancıdır. Romanları (Peygamberin Son Beş Günü, Mutfak Çıkmazı, Bıyık Söylencesi) genel anlamda, halka karşı ironik eleştiriler barındırır. Bunlardan Peygamberin Son Beş Günü fazla solcu bulunduğundan dolayı politik anlamda da eleştiriler almıştır. Öykü ve roman dışındaki eserlerine bakıldığında, Yazın, Gene Yazın ve Tartışmalar adlarında iki deneme kitabı görülür. Bunlardan ilki, genellikle kendi hayatından alıntılar içerirken, ikincisi, dilsel konuları alan polemikleri konu alır. Aynı zamanda, Türkiye'ye göstergebilimi tanıttığı çalışmaları da vardır. Yurtiçi ve yurtdışında ses getiren yazınsal incelemelerinin yanı sıra, hatrı sayılır çevirileri de vardır. Öykülerinden bazıları, İsveççe ve Fransızca'ya çevrilmiştir.

Tahsin Yücel Kitapları - Eserleri

  • Kumru ile Kumru
  • Gökdelen
  • Peygamberin Son Beş Günü
  • Yalan
  • Mutfak Çıkmazı
  • Bıyık Söylencesi
  • Sonuncu
  • Vatandaş
  • Komşular
  • Golyan Devrimi
  • La Fontaine Masalları
  • Haney Yaşamalı
  • Salaklık Üstüne Deneme
  • Aykırı Öyküler
  • Gün Ne Günü?
  • Kimim Ben?
  • Anadolu Masalları
  • Dil Devrimi ve Sonuçları
  • Yazın, Gene Yazın
  • Yazın ve Yaşam
  • Kendine Doğru Yolculuk
  • Yüz ve Söz
  • Ben ve Öteki
  • Yapısalcılık
  • Göstergeler
  • Eleştiri Kuramları
  • Alıntılar
  • Yazının Sınırları
  • Tartışmalar
  • Dönüşüm
  • Türkçenin Kurtuluş Savaşı
  • Ayna
  • Görünmez Adam - Tahsin Yücel Kitabı
  • Anlatı Yerlemleri
  • İnsan Yazdığı Şeydir
  • Uçan Daireler
  • Söylemlerin İçinden
  • Anadolu Masalları
  • Peygamberin Son Beş Günü
  • Düşlerin Ölümü
  • Meyvecilik Bilgisi
  • İnsanlık Güldürüsü'de Yüzler ve Bildiriler
  • Yapısalcılık

Tahsin Yücel Alıntıları - Sözleri

  • “ İnsanların insanlara sonradan taktıkları adların kağıt üstündeki adlardan çok daha güçlü ve çok daha uzun ömürlü olduğunu anlattı ona. Kağıt üstündeki ad kağıt üstündedir diye daha güçlü ve kapsamlı sanılırdı, ama yasal bir addı yalnızca, insanların taktığı ya da benimsediği adsa kişinin tüm yaşamıyla özdeşleşirdi. “ (Bıyık Söylencesi)
  • Gül bakalım, gül gülebildiğince! Hiç çekinme, bu gülmeler ne kızdırır, ne de şaşırtır beni. Bilirim, başka türlüsü beklenmez sizlerden: her zaman, her yerde böylesiniz: olduğu gibi görmek istemezsiniz hiçbir şeyi, kendi küçük dünyanıza sığmadı mı her şeyi gülünç bulursunuz. (Vatandaş)
  • “Birim dolar, kural serbest pazar olduktan sonra, İzmir’e pasaportla gitsek kıyamet mi kopardı?” denilebilir. Yakındır, ağızdan dolma dâhilerimiz oraya da gelirler. Fikir Adamı 23.8.1994 (Alıntılar)
  • Yoksullukta çok yaşamıştı Divitoğlu, ama bu boşlukta yaşayamıyordu. (Mutfak Çıkmazı)
  • "Türkiye özgür bir ülke, bir demokrasi cenneti," dedi: "Her şeyini satabilir, donunu bile." (Gökdelen)
  • “Su, ne tadın, ne rengin, ne kokun var, anlatılamazsın, tadılırsın yalnız, anlaşılamazsın. Yaşam için zorunlu değilsin, yaşamsın. Duyularla açıklanması olanaksız bir hazla işlersin içimize. Tüm güçler de seninle birlikte varlığımıza dolar. Senin yüceliğin sonucu, yüreğimizin tüm kurumuş pınarları yeniden gürülder içimizde.” (Kimim Ben?)

  • Şu gökyüzünün altında hiçbir şey yeni olmadığına göre, en iyisi okurlara "güzel ve anlamlı alıntı demetleri" sunmaktı. (Golyan Devrimi)
  • “.., bir yandan, bilgi ve ölçüyü yadsımak pahasına, herkes ülke tarihini kendi paşa gönlüne göre yazmaya kalkıyor, bir yandan da belleksiz bir toplum olduğumuz söyleniyor. Bilgiye bu denli kararlı bir biçimde sırt çevirenler insanda bellek mi bırakır?” (Salaklık Üstüne Deneme)
  • İnsanlar kafamı çok karıştırdı: yeryüzünde işim ne, bilemiyorum, şu yaşadığımız yaşama bir anlam veremiyorum, insanların çoğu davranışlarına akıl erdirmekte güçlük çekiyorum. (Yalan)
  • Hep dönmüş kendi çevresinde, yaşamı boyunca yaptığı gibi (Peygamberin Son Beş Günü)
  • “Türkiye özgür bir ülke, bir demokrasi cenneti,” dedi: “Her şeyini satabilir, donunu bile.” (Gökdelen)
  • "Uçmak için kuş olmak gerekmiyor Küçük sevinçler olsun yeter" (Alıntılar)
  • Hz. Ali ne güzel söylemiş ; "Kalbiniz üç şeyin evi olsun, İmanın, ümidin, aşkın... (Alıntılar)

  • dilimde ve düşüncemde çağıma tutsak etme beni, ama ondan çok da uzak düşürme. (Yazın, Gene Yazın)
  • Hiçbir yeni sözcük öyle bir çırpıda,TDK önerdi ya da ünlü bir yazar yazılarında kullandı diye benimsenmemiştir.Her birey kendi gereksinimlerini,kendi yönelimlerini izler bu konuda. (Dil Devrimi ve Sonuçları)
  • -Neden kitap okuyorsun? -Olduğum yerden başka yerde olmak için. (Kumru ile Kumru)
  • "Dünyaya gelen çocuk sayılmaz bir kalabalıktır, yaşam erkenden tek bir bireye, ortaya çıkan ve ölen kişiye indirger onu." (Mutfak Çıkmazı)
  • Adına yaraşır bir romanı, bir öyküyü ya da bir şiiri bitirdiğimizde düş ve düşünce dağarcığımıza bir şeyler eklenir ister istemez, kendimize ve dünyaya ilişkin duygu ve bilgilerimize yeni öğeler eklenir. (Kimim Ben?)
  • Kesintisiz bir borç benimki: Yalnızca ödenir, hiçbir zaman tükenmez. (Görünmez Adam - Tahsin Yücel Kitabı)
  • Bilgiye bu denli kararlı bir biçimde sırt çevirenler insanda bellek mi bırakır ? (Salaklık Üstüne Deneme)

Yorum Yaz