diorex

St. Barbaralı Balıkçıların İsyanı - Anna Seghers Kitap özeti, konusu ve incelemesi

St. Barbaralı Balıkçıların İsyanı kimin eseri? St. Barbaralı Balıkçıların İsyanı kitabının yazarı kimdir? St. Barbaralı Balıkçıların İsyanı konusu ve anafikri nedir? St. Barbaralı Balıkçıların İsyanı kitabı ne anlatıyor? St. Barbaralı Balıkçıların İsyanı PDF indirme linki var mı? St. Barbaralı Balıkçıların İsyanı kitabının yazarı Anna Seghers kimdir? İşte St. Barbaralı Balıkçıların İsyanı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 11.06.2022 17:00
St. Barbaralı Balıkçıların İsyanı - Anna Seghers Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Anna Seghers

Çevirmen: Volkan Ünal

Yayın Evi: Kutup Yıldızı Yayınları

İSBN: 9786054268283

Sayfa Sayısı: 128

St. Barbaralı Balıkçıların İsyanı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

St. Barbaralı Balıkçıların isyanı, ayaklananların denize açılmalarıyla sona erdi. Sefer biraz gecikmişti ama koşullar yine eskisi gibiydi. Aslında isyan, daha Hull Port Sebastian'a gönderilmeden, Andreas da kayalıklardan kaçarken düşüp parçalanmadan sonuçlanmıştı. Vali, körfezde düzeninyeniden sağlandığını başkente bildirdikten sonra geri döndü...

(Kitabın İçinden)

 

St. Barbaralı Balıkçıların İsyanı Alıntıları - Sözleri

  • Bazen ölümü düşünürdü, bazen de çok korkunç gelirdi ölüm ona, bazen de hiç aldırmazdı.
  • Bazen insan kuşlar kadar hafif olur, bazen de hiçbir şey yapmak istemezdi.
  • İnsan sevinçli olduğunda her şeyi çabucak yoluna koyuverirdi.
  • Hava masmaviydi, güneş deniz, deniz de güneş kokuyordu.
  • Kuşlar kadar özgürdü.

St. Barbaralı Balıkçıların İsyanı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

İlk olarak Almanya'daki bir balıkçı kasabasındaki yaşanan olaylar anlatılıyor.Devamında farklı konularda işlenmiş öyküler ile devam ediyor. Karakterlerin daha çok ruhsal durumları öne çıkarılmış. Açıkçası kitabın ne bir başı ne de bir sonu var. (Ezgi Sezgin)

Dünya klasiği olduğundan şüphe ettiğim kitaplardan biri. Tam olarak konusu ve mevzusu belli değil. Anlatım dili çok iyi kendini okutan bir yazımı var lakin birşey olmuyor hem değişik farklı hikayeler var bence zaman kaybı. (Volkan Ş.)

Kitaba ismini veren hikaye haricinde diğer hikayeler iyi sayılır. Yazar, hikayelerinde, dünya barışı ve eşitsizlikler hakkında farkındalık yaratmaya çalışmış fakat yazarın anlatımından mı, çevirisinden mi bilmiyorum tam olarak hissettirmek istediği duyguları okuyucuya geçiremiyor. Yine de fena sayılmaz. En azından birçok gereksiz kitaptan iyidir. Birçok yazarın yanından bile geçmeye korktuğu konuları ele almış, bu yönüyle bile okunabilir diye düşünüyorum. (Onur Palut)

St. Barbaralı Balıkçıların İsyanı PDF indirme linki var mı?

Anna Seghers - St. Barbaralı Balıkçıların İsyanı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de St. Barbaralı Balıkçıların İsyanı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Anna Seghers Kimdir?

Anna Seghers (19 Kasım 1900 Mainz - 1 Haziran 1983 Berlin; Asıl adı Netty Radványi, Kızlık soyadı Reiling) Alman yazar.

Anna Seghers, Mainz'lı Antikacı Isidor Reiling ve eşi Bayan Hedwig'in (kızlık soyadı Fuld) tek çocuğudur. Aile musevi cemaatine mensup olmasına rağmen, Reilings aile kütüphanesinde Luther İncili bulunmaktaydı. 1907 yılında önce özel bir okula başladı, sonra da 1910 yılında, bugünkü adı Frauenlob - Gymnasium olan yüksek kız okuluna devam etti. I. Dünya Savaşı 'nda yardımcı hizmetlerde çalıştı. 1920 yılında liseyi bitirdi. Köln Üniversitesi'nde ve Heidelberg Ruprecht Karl Üniversitesi'nde tarih, sanat tarihi ve Çin filolojisi okudu. 1924 yılında Rembrandt'ın eserlerinde Yahudi ve yahudilik doktora tezi ile doktor ünvanını aldı.

1925 yılında macar sosyolog László Radványi ile evlendi.İki çocuğu oldu. 1926 yılında oğlu Peter'in dünyaya geldiği Berlin'e taşındılar. İlk yayınlanan eserlerinden birisi Grubetsch, 1927 yılında sanatçı ismi Seghers adı ile yayınlandı. Sadece Seghers yazdığı için eleştirmenler yazarı erkek sanmışlardı. Bu takma ad Seghers i, çok değer verdiği Hollandalı oyma sanatçısı ve ressam Hercules Seghers'den almıştır.(bu isim Segers olarak ta yazılmaktadır)

1928 yılında kızı Ruth doğdu. Aynı yıl ilk kitabı, St.Barbara Balıkçılarının Ayaklanması Anna Seghers takma adıyla çıktı. Bu ilk kitabı, Hans Henry Jahnn'ın önermesi ile aynı yıl Kleist Ödülünü aldı. Gene 1928 yılında Alman Komünist Partisi (KPD) ye üye oldu ve sonraki yıl Proleter Devrimci Yazarlar Birliği kurucu üyesi oldu. 1930 yılında Sovyetler Birliği'ne ilk seyahatini yaptı. Nazilerin başa geçmesinden sonra, Anna Seghers kısa süreliğine Gestapo tarafından göz altına alındı. Kitapları Almanya 'da yasaklandı ve 1933 yılındaki kitap yakma eyleminde yakıldı. Kısa bir süre sonra İsviçre 'ye kaçmayı başardı ve oradan da Paris 'e geçti.

Sürgünde Alman mültecilerinin gazetelerinde çalıştı. Diğer işlerinin yanı sıra Neuen Deutschen Blätter - Yeni Alman Gazetesi yazı işlerinde de görev aldı. 1935 yılında, Paris'te Alman Yazarları Koruma Birliği kurucularından birisi oldu. II. Dünya Savaşı 'nın başlaması ve Alman birliklerinin Paris'i işgal etmelerinden sonra Seghers'in eşi Güney Fransa 'da tutuklandı ve Le Vernet kampına gönderildi. Anna Seghers çocukları ile birlikte Paris'ten, Henri Philippe Pétain tarafından idare edilen güney Fransa'ya kaçmayı başardı. Marsilya 'da kocasının bırakılması ve yurtdışına çıkma olanakları için çaba gösterdi. Bu zamanlar 1944 yılında yayınlanan romanı Transit'in alt yapısını oluşturduğu zamanlardı.

1941 Mart ayında Anna Seghers ailesi ile birlikte Martinique, New York ve Veracruz üstünden Meksika şehrine ulaşmayı başardı. Artık bir Alman ismi olan Johann Lorenz Schmidt adını taşıyan kocası, önce İşçi Üniversitesi'nde daha sonra Ulusal Üniversite'de işe başladı. Anna Seghers antifaşist Heinrich-Heine-Klub kulübünü kurdu ve başkanı oldu. Ludwig Renn ile birlikte "Özgür Almanya Hareketi" kampanyasını başlattı ve aynı isimli gazeteyi çıkardı. 1942 yılında, belki de en ünlü romanı olan Yedinci Haç İngilizce olarak ABD'de ve Almanca olarak da Meksika'da yayınlandı.1943 yılı haziran ayında Anna Seghers bir trafik kazasında ağır yaralandı ve uzun süre hastanede kaldı. 1944 yılında Yedinci Haç Fred Zinnemann tarafından filme çekildi. Kitap ve filmin başarısı Anna Seghers'i dünya çapında ünlü yaptı.

1947 yılında Seghers Meksika'dan, başlangıçta Batı Almanya'da, Almanya Sosyalist Birlik Partisi üyesi olarak yaşadığı Berlin'e döndü. Aynı yıl Büchner Edebiyat Ödülünü aldı. 1950 yılında Doğu Almanya'ya taşındı. Dünya Barış Konseyi üyeliğine ve Alman Sanat Akademisi kurucu üyeliğine getirildi. 1951 yılında Demokratik Alman Cumhuriyeti (DDR) Ulusal ödülünü aldı ve Çin Halk Cumhuriyeti 'ne bir seyahat yaptı. 1952 yılında Demokratik Alman Cumhuriyeti Yazarlar Birliği başkanı oldu. 1955 yılında Anna Seghers ve eşi, ölümüne kadar oturacağı Berlin Adlershof semtindeki Volkswohlstraße No: 81 e (bugün Anna-Seghers Caddesi) taşındı. Bu evde bugün Anna Seghers Anı Köşesi ve yazarın yaşamı ve yapıtlarını anlatan bir müze bulunmaktadır. Aynı şekilde evin yakınında Anna Seghers Yüksek Okulu ve Berlin Hohenschönhausen'da Anna Seghers Kütüphanesi bulunmaktadır.

1975 yılında Dünya Barış Konseyi Kültür Ödülü'nü aldı ve Berlin'in (doğu) Fahri Hemşerisi seçildi. 1978 yılında Yazarlar Birliği başkanlığından çekildi ve birliğin onur başkanı oldu. Aynı yıl eşi öldü. 1981 yılında doğduğu şehir Mainz'in "onursal hemşerisi" seçildi. 1 Haziran 1983 tarihinde öldü. Sanat Akademisi'nde yapılan bir devlet töreninden sonra Berlin Dorotheenstädtischen mezarlığına defnedildi.

Anna Seghers Kitapları - Eserleri

  • St. Barbaralı Balıkçıların İsyanı
  • Yedinci Haç
  • Transit
  • Ölüler Genç Kalır
  • Ödül
  • Yedinci Şafak
  • Kaçış
  • Şubattan Geçen Yol
  • İlk Adımlar
  • Ölü Kızların Gezisi
  • Güven
  • Gerçekçiliğin Evrensel Mirası
  • Yoldaşlar
  • Karar

Anna Seghers Alıntıları - Sözleri

  • Bırak kendini, vazgeç, çünkü sonun başlangıcındasın artık. (Yedinci Şafak)
  • Tanrıya herşeyi anlatmayı denedi. Kendi korkusu ve bahçedeki büyük gürültü içinden derdini anlatamadı, kendisi de bir şey anlamadı. (Ödül)
  • Yalnızlığı yok eden ne varsa,avutucu bir güç taşır özünde. (Yedinci Haç)
  • Arada beni anarsa sevinirim. Ama bilirim, insanlar yaşarken ölüleri anacak vakti pek bulamazlar. (Yedinci Şafak)
  • Vize alamayacağını anladığında pasajların notlarıyla ağzına kadar dolu bavulunu geride bırakarak portbou'da intihar eden Walter Benjamin in gölgesini görmemek olanaksızdır (Kaçış)
  • Ama gelgelelim büyüsü yoktu beklemenin. Yükü yalnız bekleyenin omuzlarındaydı. (Yedinci Haç)
  • Sadık olmak, bir köpeğin sahibine sadık olması gibi, bir insana şöyle ya da böyle korktuğu için sadık olmak demek değildir. (Şubattan Geçen Yol)
  • İnsanoğlunu akıntısıyla sürükleyen zaman, onun bütün sorunlarını da çözüme vardıracakmış gibi. (Yedinci Şafak)
  • bu korku ölüm korkusuna akrabaydı... (Ödül)
  • O ışıkta ve aşk dolu bekleyişte hangi yüz güzel olmazdı! (Yedinci Haç)
  • Neden sana çocuk zammı veriyorlar, evine çocuk bezleri gönderiyorlar, bedava tatil yapman için bilet alabiliyorsun, neden, hiç düşündün mü? Yufka yürekli olduklarından mı sanıyorsun? Ya da insan sevgisinden mi? Senden korktukları için bunlarla gözünü boyamak istiyorlar. Bütün bu nimet saydıklarını elde edebilmen için bizler sizler için nefes tükettik. Evet, biz elde ettik bütün bunları. Yıllar boyu kan dökerek, hapislerde çürüyerek, anladın mı? (Yedinci Haç)
  • Dış güçlerin insanların ta içlerine, nasıl amansızca el uzatabildiğini, yine de bir köşede kimselerin el uzatamayacağı, sarsamayacağı bir şeylerin bulunduğunu artık hepimiz biliyorduk. (Yedinci Şafak)
  • herkes haykırıyordu: ekmek aşırı talep değildir, iş aşırı talep değildir! (Şubattan Geçen Yol)
  • Onlar sana bir düğme veriyorlar, sense onlara para vermişler gibi teşekkür ediyorsun. (Ödül)
  • Göreceksiniz gölgeler nasıl bütün kapılardan geçip içeri girebiliyor. (Transit)
  • Gençlikte bir yenilgiden çabucak toparlanılır. Fakat ihanet, insanın kolunu kanadını kırar. (Transit)
  • Bazen insan kuşlar kadar hafif olur, bazen de hiçbir şey yapmak istemezdi. (St. Barbaralı Balıkçıların İsyanı)
  • Yıldızlara bakınca biraz yatıştım. Bilmem nedendir, ben ve benim gibiler bu yıldızları, kendilerine yakın sayarlar. (Transit)
  • "İlk kim unutur: terk eden mi, terk edilen mi?" (Transit)
  • Zaman zaman kendi suskunluğu kendisine de zor geliyordu. (Şubattan Geçen Yol)

Yorum Yaz