diorex
Dedas

Sylvia Plath'ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz - Nilgün Marmara Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Sylvia Plath'ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz kimin eseri? Sylvia Plath'ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz kitabının yazarı kimdir? Sylvia Plath'ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz konusu ve anafikri nedir? Sylvia Plath'ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz kitabı ne anlatıyor? Sylvia Plath'ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz PDF indirme linki var mı? Sylvia Plath'ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz kitabının yazarı Nilgün Marmara kimdir? İşte Sylvia Plath'ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 12.08.2022 09:00
Sylvia Plath'ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz - Nilgün Marmara Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Nilgün Marmara

Yayın Evi: Everest Yayınları

İSBN: 9789752892927

Sayfa Sayısı: 99

Sylvia Plath'ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Sylvia Plath’ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analizi, Nilgün Marmara’nın Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden Ocak 1985’teki mezuniyet tezi.

İki şairin bu sıradışı buluşması, hem Plath’ın şiirinin çözümlenmesi hem de Marmara’nın Plath’la kendi yaşamı ve şiiri arasında ne türden ilişkiler kurduğunu göstermesi açısından son derece önemli bir belge.

İngilizce kaleme alınmış tez, karşılıklı sayfalarda İngilizce ve Türkçe olarak yer alıyor.

Sylvia Plath'ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz Alıntıları - Sözleri

  • “…Doğayı yok edemediğim için de, sadece kendimi yok ediyorum, hiçbir suçlunun bulunmadığı bir tiranlığa katlanmaktan bezmiş olarak...”
  • Belki kendini yok etmek de bir kendini koruma girişimi, sevgi görmek için atılan bir çığlık, mutlu, yaşama olasılığının aranışıdır.
  • Ama bu ölüm içgüdüsü bu kadar etkiliyse, intihar oranlarının neden bu kadar düşük olduğu sorulabilir. Belki kendini yok etmek de bir kendini koruma girişimi, sevgi görmek için atılan bir çığlık, mutlu, yaşama olasılığının arayışıdır.
  • "İşte beni doğurarak getirdiğin krallık bu, anne, anne. Ama kaşlarımı istediğim kadar çatayım, yanımdakini ele vermeyeceğim."
  • Çölde Bir yaratık gördüm, çıplak, vahşi. Çömelmiş oturuyor Yüreğini ellerinde tutuyor Yiyordu. Dedim ki: “Tadı güzel mi dostum?” “Acı, acı,” diye karşılık verdi; “Ama seviyorum Çünkü acı Ve benim kalbim.” H. Crane
  • Ben sadece atan bir kalptim.
  • Pavese’nin intihar etmeden önceki son günlerinde günlüğüne yazdığı gibi: “Sözler değil. Eylem. Artık yazmayacağım." Plath da bir zamanlar varoluş sebebi olan sözcüklerde teselli aramaktan vazgeçer ve son şiirlerinden biri olan “Seneler”de şöyle der: “Sözcükler kuru, sürücüsüz, Yorulmak bilmez toynak sesleri. Bu arada Sabit yıldızlar havuzun dibinden Bir yaşamı yönetiyor.”
  • Çok yalnızım, mutsuzum Göründüğüm gibi değilim aslında Karanlıklarda kaybolmuşum Bir ışık arıyorum, bir umut arıyorum uzun zamandır Aradıkça batıyorum karanlık kuyulara Kimse duymuyor çığlıklarımı Duyan aldırış etmiyor çekip kurtarmak istemiyor...
  • “...ölmek bu dünyada yeni bir şey değildir, ama yaşamak daha da az yenidir.” der Rus şair Yessenin “Elveda” adlı şiirinde, intihar etmeden önce.
  • “...ölmek bu dünyada yeni bir şey değildir, ama yaşamak daha da az yenidir.” der Rus şair Yessenin “Elveda” adlı şiirinde, intihar etmeden önce.
  • “Ah kalbim, bu umutsuzluk karşısında hiç mi çaren yok?”
  • Plath‘a göre, ölü beden kusursuzlaştırılmıştır, çünkü: ...başarmışlığın gülümseyişini taşır,
  • S. Plath çektiği acıyı mısralarıyla yenmeye çalışmışsa da, eserleri doğaçlama yaşanan bu tutkulu hayatın ölüme yenik düşmesinin kanıtıdır.
  • "İkimizi de öldüren sevgim oldu."
  • Belki kendini yok etmek de bir kendini koruma girişimi, sevgi görmek için atılan bir çığlık, mutlu, yaşama olasılığının aranışıdır.

Sylvia Plath'ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Sylvia Plath, Nilgün Marmara için yolundan gidebilecek kadar etkilenilecek bir şairdir. Nilgün Marmara'nın bu kitabı aslında Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olmak için hazırladığı bir tezdir. 1985 yılında hazırlanan bu tezi yazar/dost-korpe 2005 yılında dilimize çevirip, kitaplaştırmıştır. Peki Nilgün Marmara'nın üniversiteyi bitirmesi için gerekli şartlara ulaşmasını sağlayan bu tez neden kitap olmuştur çünkü Nilgün Marmara da analizini yaptığı şair gibi intiharı seçmiştir... Nilgün Marmara ise "Umarım böylesine emsalsiz ve belirgin bir konuda şiirlerini ölüm kavramını derinden algılayarak yazmış ve intiharında da sanatı kadar başarılı olmuş bir kadının analizini yapabilme konusunda başarısız olmam" diyerek hayranı olduğu şairi anlatırken her sayfasında daha çok sevdiriyor Sylvia'yı, şiirleri o kadar güzel analiz ediyor ki kendi gittiği karanlığın arkasından okuru da ister istemez çekiyor Sylvia'nın o cazip karanlığına.... Belki de Sylvia'nın hayatını anlatan filmi izleyip sonra bunları okuduğum için bu kadar kapıldım cazibesine ya da kendimden kesitler bulduğum için, bilemiyorum... Tek bildiğim herkesin bu kitabı sevemeyeceği. Önce bazı şeyleri sevip benimseyip öyle okumamız gerekiyor sanırım. Ve bildiğim diğer bir şey de bazı kişiler için "yazmak" faaliyetinin hayat olduğu. Kitapta da dediği gibi "Plath da bir zamanlar varoluş sebebi olan sözcüklerde teselli aramaktan vazgeçer" ve sözcüklerinden vazgeçtikten sonra kendi hayatından da vazgeçer. Bu tezi hazırlayıp 2 yıl sonra hemen hemen aynı yaşlarda, aynı ölüm şeklini "İntiharı" paylaşan iki şair için üzülmemiz gereken nokta, eserleri onlar yaşarken istedikleri özeni göremediler. Oysa şimdi seneler sonra filmleri çekiliyor, kitapları okunuyor hatta günlükleri bile basılıyor. Nilgün Marmara için bu çok önemli olmasa da Sylvia Plath için çıkmazda olan hayatını daha da batağa çekmiştir eserlerinin güzel olmadığı düşüncesi... Ve kitaptan etkileyici bir alıntı ile bitirmek istiyorum incelememi; Plath, sıkıcı bir hayat sürse belki yaşam süresini uzatabilirdi, ama bunu yapamadı çünkü hayatının kapısını şiirlerindeki gibi kapamayı yeğledi, hızlı ve manikçe, itiraz edilemez bir kesinlikle. "46 Muhtemelen keyifle okuyamayacağınız bir okuma olacaktır, iyi okumalar... (Merve)

Ah be Nilgün..: Yine de okurken düşündüren, aydınlatan bir yazı.. Bazı yazılar insanı başka bir kitap ve ya yazarı tanıma isteği uyandırır. Bu yazı sonrası ben de Sylvia Plath eserlerini okumaya başlayacağım. 2 mükemmel kadın ve 2 benzer ölüm.. En korkutucusu da bu yazılarda kendimi bulmam.. (Gulzar Sharifova)

••''En harlı alevlerin ortasında bile altın nilüfer yetişir.'' yazmaktadır, 11 Şubat 1963'te, 30 yaşında, ikinci kattaki odalarında uyumakta olan çocuklarının yanına süt ve kurabiye bıraktıktan sonra, odalarının kapısını da içeri gaz girmeyeceğinden emin olmak üzere bantlayarak kapatan ve kafasını fırının içine sokarak intihar eden Plath’in mezar taşında. . ••22 yıl sonra, bu intihara duyarsız kalmayıp, Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü bitirme tezi olarak; ‘Slyvia Plath’in Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analizi’ tezini sunacaktı Nilgün Marmara. . ••Mezuniyetinin henüz ikinci yılında ise, etkilendiği yazar Slyvia Plath gibi bir ölümü seçip, 13 Ekim 1987'de 29 yaşındayken kaldığı evin balkonundan atlayarak intihar edecekti. . ••Cemal Süreya, 841. gün eserinde; "Nilgün ölmüş. Beşinci kattaki evinin penceresinden kendini aşağı atarak canına kıymış, Ece Ayhan söyledi. Çok değişik bir insandı Zelda. Akşamları belli saatten sonra kişilik hatta beden değiştiriyor gibi gelirdi bana. Yüzü alarır bakışlarına çok güzel ama ürkütücü bir parıltı eklenirdi. Çok da gençti. Sanırım otuzuna değmemişti daha... Bu dünyayı başka bir hayatın bekleme salonu ya da vakit geçirme yeri olarak görüyordu. Dönüp baktığımda bir acı da buluyorum Nilgün’ün yüzünde. O zamanlar görememişim. Bugün ortaya çıkıyor." diye bahsetmişti Marmara’dan. . ••Bitirme tezinde, Slyvia Plath için yaptığı bir analizde şöyle demişti Nilgün; “ ‘Yaratma yetersizliği’ ve bir sanat eseri kadar kusursuz bir ölüme kavuşma arzusu...’ Yoksa bu kişi aynı zamanda kendisi miydi? . #NilgünMarmara #SlyviaPlath #061119 (Zeliha KRAL)

Sylvia Plath'ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz PDF indirme linki var mı?

Nilgün Marmara - Sylvia Plath'ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Sylvia Plath'ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Nilgün Marmara Kimdir?

Nilgün Marmara, Balkan göçmeni olan bir ailenin iki kızından biri olarak, 13 Şubat 1958'de İstanbul, Moda'da doğdu. Bir Marksist olan babası Fikri Marmara, muhasebe müdürüydü. Babası, Bulgaristan'ın Plevne şehrinden, annesiyse Vidin'den İstanbul'a göç etmişlerdir.

Liseyi Kadıköy Maarif Koleji'nde okudu. Üniversite hayatına İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden başladı ancak siyasi sebeplerle burada devam edemeyip tekrar sınava girdi ve Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünü kazandı. Okulu, "Sylvia Plath'in Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analizi" tezi ile 1985'te bitirdi. Mezun olduktan sonra Marmaris'te bir tatil köyünde çalışmaya başladı. Farklı şirketlerde sekreterlik, Mısır Konsolosluğunda memurluklarda bulunsa da iş hayatı çok uzun süreli olmadı.

1982'de, arkadaş ortamında tanıştığı endüstri mühendisi Kağan Önal ile evlendi. Eşinin işi dolayısıyla 16 ay Libya'da yaşadılar.

13 Ekim 1987'de 29 yaşındayken kaldığı evin balkonundan atlayarak intihar etti.

İntiharının ardından Ece Ayhan, "Meçhul Öğrenci Anıtı" şiirinde "Aldırma128! İntiharın parasız yatılı küçük zabit okullarında.." mısralarıyla kendisine seslendi.

Ferda Erdinç, “üstü ağır oturaklı bir kadın, altı ayak parmakları birbirine bakan bir çocuktu”, Cemal Süreya 841. gün eserinde, "Nilgün ölmüş. Beşinci kattaki evinin penceresinden kendini aşağı atarak canına kıymış, Ece Ayhan söyledi. Çok değişik bir insandı Zelda. Akşamları belli saatten sonra kişilik hatta beden değiştiriyor gibi gelirdi bana. Yüzü alarır bakışlarına çok güzel ama ürkütücü bir parıltı eklenirdi. Çok da gençti. Sanırım otuzuna değmemişti daha.. Bu dünyayı başka bir hayatın bekleme salonu ya da vakit geçirme yeri olarak görüyordu. Dönüp baktığımda bir acı da buluyorum Nilgün’ün yüzünde. O zamanlar görememişim. Bugün ortaya çıkıyor." demiştir. Ayrıca Seyhan Erözçelik, Nilgün Marmara'nın intiharının ardından Nilgün'ün Göztaşı isimli şiiri yazmıştır.

Ölümü Ardından Tartışmalar

Nilgün Marmara'ın intihar etmediği, öldürüldüğü ve Nilgün Marmara'nın ölümünde eşi Kağan Önal'ın ihmali olduğu söylenmiştir.

Kağan Önal, kendisine yöneltilen suçlamalara yönelik, "Oysa Nilgün’ün tedavi olması gerekiyordu ama o doktordan kaçıyordu. Doktor, geldiğinde evde olması gerekirken evde değildi. Doktor beklemişti. Gelince de konuştular... Doktor bana “İşiniz çok zor, tedavi olması lazım ama çok zeki ve kültürlü. Yani en zor vakalardan” demişti. Çünkü iyileşmesi için entelektüel faaliyetlerde bulunmaması gerekiyordu. İlacı dayayacaklar ve uyuşacaktı. Orta kültür ve zekalı durumlarda bu hastalık genelde 20’li yaşlarda ortaya çıkarmış, Lityum tedavisi ile başarılı olunurmuş. Ancak Nilgün bu tipte değildi. Tedavi olması, buna ikna olması, tedaviden memnun kalması hepsi ayrı bir dertti. Dolayısıyla tedavi olmadı. Öldüğü gün bana tedaviye tekrar başlayacağına dair söz vermişti." şeklinde açıklamıştır.

Nilgün Marmara'nın, ölümünün ardından basılan Kırmızı Kahverengi Defter isimli kitap büyük bir tartışma yarattı. Kitap, Nilgün Marmara'nın günlüklerini yayımladığını söylüyor olsa da Libya'da geçirdiği zamana dair tek alıntıyı "Kağan eteğine pis bir herif oldu, her gün barlarda sürtüyor." şeklinde yapmıştı ve kitabın en büyük sorunu "baskının kesilip biçilme tarzı nedeniyle, Nilgün Marmara, ıstıraplar içinde, sadece ölümü ve arada da şiiri düşünen, asık suratlı, sinik ve sonuç olarak intiharından ibaret birisiymiş, yaşamamış, yani aslında intiharına kadar bayağı varolmamış biri gibi" sunmasıydı.

2016 yılında Everest Yayınları'nca Nilgün Marmara'nın arkasında bıraktığı “günlüklerinin ‘Kırmızı Kahverengi Defter’ adıyla izinsiz bir şekilde yayımlanmasından itibaren başlayan yanlış anlamalar, yersiz kuşkular, haksızlıklar, aşırı yorumlar silsilesine bir son vermek amacıyla eksiksiz olarak yayımlanan ‘Defterler’, Nilgün Marmara ile ilgili soru işaretlerini ortadan kaldırıyor. ‘Defterler’ ile Nilgün Marmara adı etrafında dönen spekülasyonlar, yalan haberler, yanlış iftiralar sona eriyor. ‘Defterler’ gündelik yaşama, çevresine, ilişkilerine bakışını yansıtarak şimdiye kadar bilinenden, varsayılandan farklı bir Nilgün Marmara portresini de gözler önüne seriyor.” arka kapak yazısıyla günlüğün tıpkıbasımı da içerir şekliyle yayımlandı.

2017 yılında günlüklerini tuttuğu iki defterinden başka notları da yine Everest Yayınları'nca Kağıtlar ismiyle yayımlandı.

Eserleri

Şiir

Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1988)

Metinler (1990)

Günlük

Kırmızı Kahverengi Defter (1993, Gülseli İnal tarafından hazırlandı)

Defterler. (2016)

Kağıtlar. (2017)

İnceleme

Sylvia Plath'ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analizi (1985, Dost Körpe tarafından 20 yıl sonra Türkçeye çevrildi)

Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Nilgün_Marmara

Nilgün Marmara Kitapları - Eserleri

  • Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987)
  • Kırmızı Kahverengi Defter
  • Sylvia Plath'ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz
  • Metinler
  • Kağıtlar
  • Defterler

Nilgün Marmara Alıntıları - Sözleri

  • Beklentim yokmuş gibi davranıp içime dünyalar kadar umudu sığdırmaktan yoruldum. (Kırmızı Kahverengi Defter)
  • “Hiçliği kusan uzaklıklar yazgımdı ve öğrettiler hoşnutluğu, yaşamdan sıyrılacak gizleri.” (Metinler)
  • ölürken, kahkahamı ona bırakacağım. (Defterler)
  • Zamanın kara saplı bıçağı, kanımca büyük yaralar açtı, o güzel kızıllığın kapanması da olanaksız bence. (Kağıtlar)
  • Niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına niye kimseler izin vermez yollarına kuş konmasına? (Kırmızı Kahverengi Defter)
  • Herkesin vicdanı kendi polisidir. (Kağıtlar)
  • Pavese’nin intihar etmeden önceki son günlerinde günlüğüne yazdığı gibi: “Sözler değil. Eylem. Artık yazmayacağım." Plath da bir zamanlar varoluş sebebi olan sözcüklerde teselli aramaktan vazgeçer ve son şiirlerinden biri olan “Seneler”de şöyle der: “Sözcükler kuru, sürücüsüz, Yorulmak bilmez toynak sesleri. Bu arada Sabit yıldızlar havuzun dibinden Bir yaşamı yönetiyor.” (Sylvia Plath'ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz)
  • Beklentim yokmuş gibi davranıp, içime dünyalar kadar umudu sığdırmaktan yoruldum. (Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987))
  • Ey, iki adımlık yerküre Senin bütün arka bahçelerini gördüm ben! (Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987))
  • Avazım çıktığı kadar gülüyorum... (Kağıtlar)
  • .. Sana neler anlatmalıyım neler, çok yer, çok insan, çirkin, güzel, olaylar, tarihler, akış, akış... Gözlerimin önünde biten, yiten herşey bir çevrimin içinde tutsaklandığım ben ve rastlantıyla aynı çevrim içre bulunan diğerleri, bize değen, değmeyen her şeyi. konuşmak, konuşabilmek böylesine zorken ben anlatıyorum beynimdeki diğer ses yoluyla sana, bazen de düşlerde. şükür! bir güven var hâlâ (nereden sonra!) beni duyarsın. (Kağıtlar)
  • Her şey yitik değerde, Burada bu çöl kıyısında, Acı avcımız: Düzenli ısrarı ve çantası dolu pıhtılarımızla. (Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987))
  • “Delilik sevgilim, bir sözcük üzerine kurulmuyor, var olanı dürtüyor, eşeliyor, o bölgede yer ediniyor.” (Metinler)
  • Bir tek güneşten utandım hayatımda. Yalnızca. (Kırmızı Kahverengi Defter)
  • Ağlıyordum, onu gönlümde isterdim ve sadece orada. (Metinler)
  • Eskiden bir yıldızmış. Göğünü yitirmiş. (Kırmızı Kahverengi Defter)
  • “…Doğayı yok edemediğim için de, sadece kendimi yok ediyorum, hiçbir suçlunun bulunmadığı bir tiranlığa katlanmaktan bezmiş olarak...” (Sylvia Plath'ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz)
  • Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. (Defterler)
  • Kim ekler kendine uçtu uçacak düşüncemizi ve ne yakın kılar gücünü bize aydınlanabilir gecenin? Bizim söz, sözün biz olduğu! (Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987))
  • Ben sadece atan bir kalptim. (Sylvia Plath'ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz)

Yorum Yaz