diorex
life

Tabiat Işığı ile Hakikati Arama - René Descartes Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Tabiat Işığı ile Hakikati Arama kimin eseri? Tabiat Işığı ile Hakikati Arama kitabının yazarı kimdir? Tabiat Işığı ile Hakikati Arama konusu ve anafikri nedir? Tabiat Işığı ile Hakikati Arama kitabı ne anlatıyor? Tabiat Işığı ile Hakikati Arama PDF indirme linki var mı? Tabiat Işığı ile Hakikati Arama kitabının yazarı René Descartes kimdir? İşte Tabiat Işığı ile Hakikati Arama kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 23.05.2022 23:00
Tabiat Işığı ile Hakikati Arama - René Descartes Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: René Descartes

Çevirmen: Sanem Sollers

Yayın Evi: Say Yayınları

İSBN: 9786050204223

Sayfa Sayısı: 65

Tabiat Işığı ile Hakikati Arama Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Descartes, ölümünden sonra yayımlanan, aklın ve yetilerinin kullanılması yoluyla hakikate nasıl ulaşılacağı üzerine bir deneme olarak kaleme aldığı eseri Tabiat Işığı ile Hakikati Arama ile öncelikle "tabiat ışığı" belirlemesini tanımlıyor ve Türkçede "Düşünüyorum o halde varım" olarak ünlenen Cogito ergo sum aforizmasının hiçbir kuşku götürmeyeceği üzerine oluşturduğu felsefesinin temelini anlatıyor.

Eudoxe, Poliandre ve Epistémon adlarını verdiği hayali üç kişinin konuşması aracılığıyla kendi felsefi ve düşünsel dünyasını mükemmel bir biçimde ifade eden Descartes, şu yaklaşımın kanıtlanmasını amaçlıyor:

"Tabiatın saf ışığı, sıradan bir insanın dine ve felsefeye ihtiyaç duymadan her şey hakkındaki düşüncesini, görüşünü belirler ve en gizemli bilimlerin derinliklerine bile ulaşır."

(Tanıtım Bülteninden

Tabiat Işığı ile Hakikati Arama Alıntıları - Sözleri

  • “bütün insanlarda ortak olan bilmek hastalığı devasız bir hastalıktır, çünkü insanın bilimi arttıkça merakı da artar.”
  • Komşularımın toprakları, benim küçücük toprağımı kuşatıyor ama bilgileri, bilgime sınır olmuyor.
  • Öğrenmek isteği çaresi olmayan bir hastalıktır, çünkü insanın bilgisi arttıkça merakı da artar.
  • Her ne kadar "aldatabilmek becerisi insanlar arasında bir zeka inceliği ve belirtisi olsa da, aldatmak istemek, her zaman bir kötülük, düzen korku ya da düşkünlükten doğar. Dolayısıyla tüm bunlar Tanrı'ya yüklenemez."
  • Uyanık mıyım, yoksa uykuda mıyım ?
  • Bizi bir defa aldatanlardan da her zaman sakınmakta yerden göğe kadar haklıyız.
  • Bizi bir defa aldatanlardan da sakınmakta yerden göğe kadar haklıyız.
  • Kuşkusuz, kendinizi öğretime hiç vermediğiniz, filozofların kitaplarını da hiç karıştırmadığınız halde, bu kadar az bir emekle bilgin olmanız harika bir olay olacaktır.
  • Descartes'a göre, biz dış dünyanın bilgisini duyular aracılığıyla edinmekteyiz. Ama duyularımız bizi bazen aldatmaktadır. Bazen aldattıklarına göre, onların bize hayal ettirdikleri şekilde var olan hiçbir şeyin bulunmadığını da varsayabiliriz. Başka bir deyişle bizi ara sıra aldatan duyularımız, sürekli aldatıyor olabilir ve bir dış dünyanın varlığı da kuşkulu bir durum olabilir.
  • Komedyalarda insanı şaşırtan "Uyanık mıyım yoksa uykuda mıyım?" sözlerini hiç duymadınız mı? Hayatınızın sürekli bir uyku olmadığı için duyular aracılığıyla öğrendiğiniz bütün şeylerin aynen uyuduğunuz zamandaki olduğu gibi şimdi de yanlış olmadığından emin olabilir misiniz?
  • Insan dünyaya geldiğinde hiçbir bilgisi yoktur.; onun çocukluğunda edindiği bilgilerse ancak kendi duyuları ve öğretmenlerinin kapasitesiyle sınırlıdır. Bu nedenle aklının düşlerini ve düşüncelerini yönetmeye başladığında, onda birçok yanlış düşüncelerin olmaması olanaksız gibidir.
  • "Öğrenmek isteği çaresi olmayan bir hastalıktır."
  • ''Her insan, bilgi yaşı denilen bir yaşa geldiğinde, o ana kadar düş gücüne yerleşmiş olan eksik düşünceleri enine boyuna zihninden söküp atmalı ve yeni baştan yenilerini oluşturmaya başlamalıdır.''
  • “ Bilmek ve öğrenmek isteği çaresi olmayan bir hastalıktır.”
  • Descartes'a göre gerçeği arayan birinin, hayatında bir kez olsun her şeyden, gücü yettiği kadar kuşku duyması gerekir.

Tabiat Işığı ile Hakikati Arama İncelemesi - Şahsi Yorumlar

RUHÇULUK • Ruhçuluk, eşya ve hâdiseleri, kendi içlerinden çıkan kuru müşahade ve kuru tecrübe, kuru akıl ve kuru bilgi kanunları üstünde, madde gözüyle görülemez ve ölçülemez müessirlere bağlamak anlayışıdır. • Ruhçu odur ki, beş hasse kadrosu içindeki ham ve kaba madde âlemini, o kadronun dışında ve üstünde, giyabinda ve mâverasında, üstün bir sebep kutbuna iliştirerek mânalandırır. • Hakir bir gözyaşı damlası, herhangi bir dış tesir yüzünden herhangi bir guddenin maddî tagayyürüne mi işarettir; yoksa aynı maddî tekevvün zincirinin başında, maddeye hâkim, fakat madde çerçevesinde gâip, üstün ve mânevî bir kuvvete mi delâlet? Sualin ikinci şıkkına "evet!” diyen ruhçudur. • Ruhçunun usulü (enfüsî-sübjektif) ve onunla beraber muğdil ve girift; maddecinin usulü de (âfâki-objektif) ve onunla beraber basit ve düpedüzdür. Öyle ki, ruhçu, kainatı topyekûn ebediyet yolcusu insanın mihrakında toplarken, maddeci, kâinatı topyekûn fenâya mahkûm maddenin mihraksızlığında dağıtır. • Maddenin uzviyet üzerine doğrudan doğruya tesirinden doğma hayvanî ve nebatî ihsasların üstünde bütün haz ve elem manzumesiyle beraber, vatan, millet, aile, aşk, merhamet, namus, kahramanlık gibi mefhumlar, baştanbaşa ruhçuluk kadrosunun mallarıdır. • Ruhçuluğun ufuk çizgisi Allah'a imandır; her Allahçı kendi kendisine ve en mükemmel ruhçudur; fakat her ruhçu mutlaka Allah'a inanan değil... Ama Allah'a erişemeyen ruhçu, bir zaviye teşkil eden iki hattin çapraz gidişini kabul ettikten sonra, birleşme noktasını inkâr eden tezatlı insana benzer ve hiçbir kıymet belirtmez. • Sebepleri ve neticeleri üzerinde sonsuz tekerlemelere düşmeden billûrlaştıralım ki, biz, ruhu ve ruhçuluğu, hava tabakasının yeryüzüne mıhlı olması gibi, bütün kemmiyet ve keyfiyet plânlarıyle insanın tahayyüz sahasına perçinli görüyoruz. Onun olmadığı yerde bizce, bütün kemmiyet ve keyfiyet plânlarıyle insan ve insan hayatı nâmevcuttur. • Madde ilimlerinin, büyük ruh muvâzenelerini altüst edecek ve kurucusunun elinden kaçıp kurtulacak kadar murakabesiz terakkisini çerçeveleyen asrımızda, (robot)laşmış insanoğlunu yeniden avlama ve maddeyi yeniden sindirme kudretinde bir imanın fışkırmaması yüzünden, dünya, en derin buhranını çekti ve nihayet bu buhranının fiil halinde kıyametini yaşadı ve hâlâ onu yaşamakta... • Bugün, gelenin, önde getirdiği ulviyetten ziyade, gidenin arkada bıraktığı süfliyet manzarasından anlıyoruz ki, bize eski ruh muvazenelerimizi, eski aşk huzurumuzu getirecek olan büyük imân manzumesini bilmesek ve tanımasak da ona ihtiyacımız mutlaktır; ve bu seziş, devrimizde tam bir bedahet şerefine ulaşmıştır. • Dinin ruhunu yıkmak üzere kurulan komünizmanın sabik mekânında ardına kadar açılan kilise kapıları; en bâtil politika uğrunda bile olsa bütün verimini ruhçuluğundan alan nazizmanın insan ve makineye tahakküm hamleleri; ve ruhçuluğun en hür barınağı demokrasya âleminin dilinden düşmiyen “Allah” âvâzeleri şahittir ki, medenî insanlık dünyası, yeniden ruhunu ve yeni ruhçuluğunu arama yolundadır. • BÜYÜK DOĞU'nun, bütün bir vatan kurtarıcılığı çapında gördüğü ruhçuluk, ilmî ve felsefî delâleti içinde, ferdî ve içtimaî bütün mukaddesler zeminini kucakladıktan sonra, bu zeminin ufuk çizgisine de muhtaç olanıdır; yâni Allah'tan gelen, Allah'a giden ve arada, yeni insan ve cemiyeti bütün mukaddesleriyle ihtiva eden ruhçuluk... Ve bizim elimizde ruhçuluk, Allah'a, hem de Peygamberinin mutlak yolundan bağlı olmanın bir neticesidir. Gerçek mânasiyle mü'minlerin, eşya ve hâdiselere bakışındaki mizaç ve üslûp ölçüsü... Bütün cemad, nebat, hayvan ve insan kadrolariyle kâinatın, ezelî ve ebedî, kendi kendini aşma cehdi içinde derin bir mâvera humması çekmesi ve bütün iş ve hamle merkezlerini bu nokta etrafında ayarlaması mefkûresi... İşte ruhçuluk.. yazar/necip-fazil-kisakurek / kitap/ideolocya-orgusu--6057 (zaimoğlu mehmet)

Kitap tuhaf bir biçimde yarım kalmış. Her nasılsa tam çözümleme yapmaya başlarken kitap bitiyor. Sebebini biraz araştırdım ama bulamadım. İkinci bölüm olmadan okumak manasız oldu. 2 puan verdim. Tavsiye etmem. (İK)

Tabiat Işığı ile Hakikati Arama PDF indirme linki var mı?

René Descartes - Tabiat Işığı ile Hakikati Arama kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Tabiat Işığı ile Hakikati Arama PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı René Descartes Kimdir?

René Descartes (d. 31 Mart 1596 - ö. 11 Şubat 1650) Fransız matematikçi, bilimadamı ve filozof. Batı düşüncesinin son yüzyıllardaki en önemli düşünürlerinden biridir. Skolastik düşünceden sıyrılışın, bir başka deyişle Modern Felsefe'nin Descartes ile başladığı kabul edilir.

Descartes, 1628'den itibaren, 15 yıl süren geziler, savaşlar ve serüvenlerden sonra yerleştiği Hollanda'da, batı düşüncesini altüst eden bir felsefe sistemi kurdu.

Öğrendiğinin, gördüğünün, duyduğunun, inandığının hepsini birden büsbütün silerek, her şeyden kuşkulanmaya başladı. Yalnız tek bir şeyden emindi: düşüncenin varlığı. Buradan hareketle, evrenin açıklamasını yaptı.

Metot üzerine konuşmada hep karmaşıktan basite inerek, gerçeği kuşatmaya yarayacak kuralları bir bir saydı. Felsefeyi, bütün inceleme kitaplarının Latince yazıldığı bir çağda, Fransızca yazarak ve «sağduyu dünyada en iyi bölüştürülmüş şeydir» diyerek, herkesin, uzman olmayanların bile anlayabileceği bir duruma indirgedi. Descartes her tür araştırmanın pratik niteliği üzerinde ısrarla durur. Ona göre en önemli bilimlerden mekanik, insanlara yardım edecek makineleri yapma sanatı; tıp, vücudu ve ruhu tedavi etme sanatı; ahlâk, mutlu yaşama sanatıdır.

Descartes, zamanının bilginleriyle, hükümdarlarıyla ve soylularıyla ilişkiler kurmuştur. Ona hayran olan İsveç kraliçesi Cristina, Descartes'ı sarayına davet etti. Descartes, elli dört yaşında Stockholm'de öldü.

René Descartes Kitapları - Eserleri

  • Yöntem Üzerine Konuşma
  • Meditasyonlar
  • Ruhun Tutkuları
  • Felsefenin İlkeleri
  • Aklın Yönetimi İçin Kurallar
  • Ahlak Üzerine Mektuplar
  • Metafizik Üzerine Düşünceler
  • Duygular ya da Ruh Halleri
  • Tabiat Işığı ile Hakikati Arama
  • Hakikatin Araştırılması & Dünya ya da Işık Üzerine Deneme
  • Söylem
  • Kurallar - Meditasyonlar
  • Hakikatin Araştırılması
  • Usul Hakkında Nutuk Metot Üzerine Konuşma
  • Söylem Kurallar Meditasyonlar
  • Selections From The Principles Of Philosophy
  • Felsefe İlkelerinden Seçimler

René Descartes Alıntıları - Sözleri

  • Duyular zaman zaman aldatır ve bizi bir kez bile aldatmış olanlara asla tamamen güvenmemek akıllıca olur. (Meditasyonlar)
  • ... her şeyden şüphe eden siz, kendinizden şüphe edemiyorsunuz, o halde siz kimsiniz? (Hakikatin Araştırılması & Dünya ya da Işık Üzerine Deneme)
  • Örneğin bir üçgen düşündüğümde, üç açısının iki dik açıya eşit olabileceğini gayet iyi anlıyordum da, bunda beni şu dünyada bir üçgenin olabileceğine inandırabilecek bir yan göremiyordum. Ama dönüp de üstün varlıkla ilgili Fikrime baktığımda, tıpkı bir üçgen Fikrinin üçgenin açılarının iki dik açıya eşitliğini içermesi ya da bir küre fikrinin kürenin bütün parçalarının merkezden eşit mesafede olmasını içermesi gibi, varoluşun bu fikirde içkin olduğunu anında kavrıyordum, hem de çok daha açık bir şekilde. Demek ki Tanrı'nın, yani bu mükemmel varlığın varolduğu, en azından herhangi bir Geometrik ispat kadar kesindir. (Yöntem Üzerine Konuşma)
  • Çünkü iyi bir zihne sahip olmak yetmez , önemli olan onu iyi kullanmaktır (Yöntem Üzerine Konuşma)
  • "Aldatabilme her ne kadar bir kurnazlık ya da güç işareti gibi görünse de, aldatmayı istemek hiç kuşku yok ki aslında zayıflığı, kötücül olmayı gösterir. Belki de tek gerçek, dünyada kesin hiçbir şeyin olmadığıdır." (Meditasyonlar)
  • in order to seek truth, it is necessary once in the course of our life, to doubt, as far as possible, of all things. (Selections From The Principles Of Philosophy)
  • hiç kuşkusuz Tanrının bana bahşetmiş olduğundan daha büyük bir bilgi edinme kabiliyeti bahşetmesi gerektiğini kanıtlayacak hiçbir haklı gerekçem olamaz. (Meditasyonlar)
  • Kuşkusuz, kendinizi öğretime hiç vermediğiniz, filozofların kitaplarını da hiç karıştırmadığınız halde, bu kadar az bir emekle bilgin olmanız harika bir olay olacaktır. (Tabiat Işığı ile Hakikati Arama)
  • İnsanın kendinden çok başkalarına iyilik etmesi daha yüksek ve daha şerefli birşey olduğuna göre, buna en fazla eğilim gösterenler ve sahip oldukları nimetlerden en az söz edenler en yüksek ruhlardır. (Ahlak Üzerine Mektuplar)
  • "Elimden geldiğince mutlu yaşamayı bundan böyle elden bırakmayayım diye kendime, sizinle paylaşmak istediğim üç ya da dört kuraldan oluşan, geçici bir ahlak anlayışı geliştirdim. " (Söylem)
  • Belki de altın ve elmas niyetine aldıklarım sadece biraz bakır ve camdır. (Yöntem Üzerine Konuşma)
  • "Yaşamda hangi yolu takip edeceğim?" (Meditasyonlar)
  • Hayatınızın devamlı bir uyku olmadığından, duyular vasıtasıyla öğrendiğiniz her şeyin, uyuduğunuz sıradaki gibi yanlış olmadığından nasıl emin olabilirsiniz? (Hakikatin Araştırılması & Dünya ya da Işık Üzerine Deneme)
  • "Dünyada hem alimler hem cahiller bir batağa batmaktadırlar. Hiçbiri kendini kurtaramaz. Aralarında şu fark vardır ki: Alimler battıkları bataktan haberdardırlar. Bu nedenle insanın ilmi artıkça endişesi artar." (Yöntem Üzerine Konuşma)
  • Uyanık mıyım, yoksa uykuda mıyım ? (Tabiat Işığı ile Hakikati Arama)
  • ''Her insan, bilgi yaşı denilen bir yaşa geldiğinde, o ana kadar düş gücüne yerleşmiş olan eksik düşünceleri enine boyuna zihninden söküp atmalı ve yeni baştan yenilerini oluşturmaya başlamalıdır.'' (Tabiat Işığı ile Hakikati Arama)
  • Bizi bir defa aldatanlardan da sakınmakta yerden göğe kadar haklıyız. (Tabiat Işığı ile Hakikati Arama)
  • Böylece bir devlette var olabilecek en büyük nimet, orada gerçek filozofların bulunmasıdır. (Felsefenin İlkeleri)
  • ../insan hayatının özel şeylerde pek çok kez yanılgıya düşmeye yazgılı olduğunu ve nihayet tabiatımızın eksik ile yanlışlarını bilmemiz gerektiğini itiraf etmek zorundayız.. (Metafizik Üzerine Düşünceler)
  • Yanlışlarımızın ilk ve başlıca nedeni, çocukluğumuzda edindiğimiz ön yargılardır. (Felsefenin İlkeleri)

Yorum Yaz