diorex
Dedas

Taksitle Ölüm - Louis Ferdinand Celine Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Taksitle Ölüm kimin eseri? Taksitle Ölüm kitabının yazarı kimdir? Taksitle Ölüm konusu ve anafikri nedir? Taksitle Ölüm kitabı ne anlatıyor? Taksitle Ölüm PDF indirme linki var mı? Taksitle Ölüm kitabının yazarı Louis Ferdinand Celine kimdir? İşte Taksitle Ölüm kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 26.06.2022 07:00
Taksitle Ölüm - Louis Ferdinand Celine Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Louis Ferdinand Celine

Çevirmen: Simla Ongan

Orijinal Adı: Mort à crédit

Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları

İSBN: 9789750840876

Sayfa Sayısı: 544

Taksitle Ölüm Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Kitap nihayet yayımlanıyor. Biçeminden haberdarsınız zaten – bu, Yolculuk’tan çok daha ötesi.”

L.-F. Céline’den J. Garcin’e mektup, 21 Nisan 1936

Fransız yazar Louis-Ferdinand Céline’in ikinci romanı olan “Taksitle Ölüm”, “Gecenin Sonuna Yolculuk”tan dört yıl sonra, 12 Mayıs 1936’da yayımlandığında eleştirmenler tarafından kıyasıya eleştirilmiş, günümüzdeyse birçok yorumcu tarafından Céline’in gerçek başyapıtı olarak kabul edilmiştir.

Céline, yer yer otobiyografik anlar da içeren bu romanında, hayatını büyük bir yokoluşa adamış Ferdinand’ın hikâyesini anlatıyor. Paris sokakları, pasajlar, tezgâhtarlar, kuyumcular, hayat kadınları, uçan balonlar, tuhaf bilimsel fikirler, sinir krizleri, kayıtsızlık ve hiçlik de cabası…

Yayımlanışından tam 81 yıl sonra Türkçeye “bulaştırılan” “Taksitle Ölüm” küfürbaz, asi, provokatif, müptezel, haz düşkünü, sınır ihlali yapan, kaotik bir metin.

Hayatta dikiş tutturamayanların, dahası tutturmak istemeyenlerin başucu kitabı…

Taksitle Ölüm Alıntıları - Sözleri

  • “Öyle bedavaya ölünmüyor. Hikayelerle bezeli güzel bir kefen sunmak lazım Hanımefendi’ye. Son nefes emek ister.”
  • Kime yazacağımı bilemiyorum... Herkes uzakta... Daha iyi ihanet edebilmek ve unutabilmek için ruh değiştirdiler, hep başka bir şeyden söz edebilmek için...
  • “Şikayetçi olabileceğim çok şey var ama göbekten bağlıyım onlara.”
  • “… içimde, dipte, en derinimde arıyordum kendimi, hangi büyük kötülükten, benzeri görülmemiş bir günahtan ötürü suçlu olmam gerektiğini anlamak için.” .
  • Her şeyde mükemmel olunmuyor! Mantıklı olmak lazım...
  • “Derinde bir yerde bir kalbi vardı. Benim de vardı kalbim. Hayat bir yürek meselesi değildir.”
  • “Ticarette iyi temsildir işin özü. Kendine özen göstermeyen bir eleman patronun utancıdır…”
  • Yine yalnızız işte. Her şey öyle yavaş, öyle ağır, öyle hüzünlü ki.... Yakında yaşlı biri olacağım. Ve sona erecek nihayet. Odama o kadar çok insan geldi ki. Bir şeyler dediler. Pek de bir şey demediler. Gittiler. Yaşlı, sefil ve yavaşlar artık, her biri dünyanın bir köşesinde.
  • Yine yalnızız işte. Her şey öyle yavaş, öyle ağır, öyle hüzünlü ki...
  • Artık duramıyoruz birbirimizin içinde. Fazla yakıcı. Tütüyoruz resmen. Cehennemde.
  • Geleceğimi merak ediyor, her şeyi bilmek istiyor kaltaklar! Konuşmak istemedik diye!..
  • Tuhaf şey, dişlerim takırdıyor... geberiyorum be bayağı. Aklım başımda artık... hafızam aniden hop ediyor...
  • “Daha iyi ihanet edebilmek ve unutmak için ruh değiştirdiler, hep başka bir şeyden söz edebilmek için…”

Taksitle Ölüm İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Merhaba kitap dostları,iyi akşamlar.Bu akşam sizlere Louis Ferdinand’ın Taksitle Ölüm kitabından bahsetmek istiyorum. İki başyapıt arasında teknik olarak herhangi bir fark yok. Her ikisinde de konuşan, diğer ifadeyle her şeyi anlatan, kahramanın kendisidir. Ferdinand yine durmaksızın konuşuyor, aynen Yolculuk’ta olduğu gibi. Fakat bu sefer bir yolculuğu değil, belirli aralıklarla ölen yakınlarını anlatıyor. İki roman arasında farklar var: Yolculuk bir varoluş hikâyesi. Taksitle Ölüm ise, bir ailenin anlatımı. Yolculuk’ta tek bir kahraman üzerinde yoğunlaşıyoruz. Taksitle Ölüm’de ise, birden çok kahraman var. Dolayısıyla Yolculuk’un daha derli toplu olduğunu, buna karşılık Taksitle Ölüm’ün dağınık kaldığını söyleyebilirim. İnsana dair ne varsa şaşırtıcı.İsyan edercesine vurgulanan hayatlar,yoksulluk un getirdiği cinnet e varan şok edici yaşamlar,Celine bu sefer tersten vuruyor,kanatıyor. Mutlaka okunmalı.Ama öncesinde ki romanı ''gecenin sonuna yolculuk'' un başlangıç romanı oldugunu unutmayınız. Tasvirler, insanları ve olayları ele alış biçimi kalıcı hasarlar bırakabilir.Dikkat etmek gerek, bile bile lades olmaktır bu kitabı okumak.Tabii anlayabilene. (Dark Reader)

Bir şeyler söylemek gerçekten pek kolay değil. Celine öyle bir dünyada yaşıyor ki, en ufak bir olumsuzluk belirtsem sanki bunun sebebi ben olacakmışım gibi geliyor. Çünkü karşımda öyle katışıksız bir "gerçek" var ki, var olan gerçeğin ne yorumu yapılabilir ki diye düşünüyorum. Kitabın yorumlarına göz gezdirmiştim, Gecenin Sonuna Yolculuk ile bir kıyas hali mevcut genel olarak. Neden bunu yapmak zorundayız ki? Bir şeyler birbirinden daha iyi veya daha kötü olarak var olmak zorunda değil netice, ayrı formlara sahip varlıklar gibi düşünülmeli bence. "Taksitle Ölüm" düşünüldüğünde de gerçekten öyle bir kıyasa ihtiyaç olmadığını görebiliyorum çünkü aslında bu bir ön kitap daha çok. Biraz hazırlık gibi, aynı zamanda da bize Celine'i anlatan şahane bir tablo gibi. Kitap... inanılmaz rahatsız edici. Aynı oranda da başarılı bir eser gerçekten. Tüylerimi diken diken çok şey oldu. Gerçekten cesur ifadeler, anlatımlar, tasvirler o kadar fazla ki kendimi yaralanmış gibi hissediyorum. Garip bir duygu. Kolay kolay kimsenin cesaret edemeyeceği bir anlatım söz konusu. Zaten onu çıkarırsak ne kalır ki hikayeden? Sıradan bir aile öyküsü der geçeriz. (Damla)

BU LEZZET KOLAY YAKALANMAZ!: Hangi incelemeye bakarsanız bakın “-Bir, Gecenin Sonuna Yolculuk kadar olmasa da…” vurgusu çıkacak karşınıza, sakın aldanmayın. Evet, kurgu bütünlüğü yok. Evet, olaylar da dağınık. Evet, takip edebileceğiniz, klasik giriş-gelişme örüntüsünden uzak. Çünkü bunlar, Gecenin Sonuna Yolculuk’ta bulunabiliyor. Fakat; açık konuşmak gerekirse, burada su katılmamış Ferdinand Celine var. Argo, düz, bağımsız ve olabildiğine kendince. Zaten, burada ‘Ben, neden sorunluyum veya çizgi dışındayım veya alışılmadığım veya kendimce abuk standartlarım var veya neden bu seni rahatsız edecek-in hikayesini okuyorsun. Bundan daha açık, net, sade, dürüst nasıl olsun. ‘Ben yazının arızasıyım…ve sana bu bozuklukta bunu yazmaya kalkışacağım’ alt okuması kaybedilirse, her kıyasta bir yerden vurmak mümkün ve üzgünüm ki, kıyas yapan incelemelerde ıskalanmış gibime geldi. Bu anlamda örneği çok nadir bulunabilen bir kalem. Eğer doğru ele alınırsa da…kitap doyumsuz lezzette. Bildiğimiz, alışageldiğimiz ‘norm’ kalıbına sığmayan bir yazın okuyacaksınız…daha ötesi, bunun neden öyle olduğunu da okuyacaksınız. Bunu söylemeyen ancak sayfa sayfa keşfetmeni senden bekleyen bir yazardan hem de. Daha ne olsun! (Arda)

Taksitle Ölüm PDF indirme linki var mı?

Louis Ferdinand Celine - Taksitle Ölüm kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Taksitle Ölüm PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Louis Ferdinand Celine Kimdir?

Louis-Ferdinand Destouches veya kalem adıyla Louis-Ferdinand Céline (27 Mayıs 1894 - 1 Temmuz 1961), Fransız yazar ve doktor. Céline, yazarın büyükannesinin ismidir. Yeni yazı tarzı ile Fransız ve Dünya edebiyatını geliştirmiştir. 20. yüzyılın en etkili yazarlarından biri olarak kabul edilir.

Gecenin Sonuna Yolculuk adlı kitabı Le Monde 'un Yüzyılın 100 Kitabı listesi'nde de 6. sırada yer almıştır.

Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Louis-Ferdinand_Céline

Louis Ferdinand Celine Kitapları - Eserleri

  • Gecenin Sonuna Yolculuk
  • Profesör Y ile Konuşmalar
  • Taksitle Ölüm
  • D'Un Chateau L'Autre
  • North
  • Guignol's Band
  • Castle to Castle
  • London Bridge

Louis Ferdinand Celine Alıntıları - Sözleri

  • Ne dersek diyelim, ne iddia edersek edelim, dünya gerçekten çekip gitmeden çok öncesinde terk ediyor bizleri. Daha önce en çok meraklısı olduğumuz şeylerden, günün birinde artık gitgide daha az söz eder oluveririz, ille de konuşmak gerektiğinde de zorlanırız. Hep kendi sesimizi duymaktan gına gelmiştir... Kısa keseriz... Vazgeçeriz... Otuz yıldır konuşup duruyoruzdur zaten. Haklı çıkmayı bile umursamamaya başlarız. Zevkler arasında kendimize ayırdığımız o küçük yeri bile koruma arzusunu yitiririz. Kendimizden iğreniriz... Azıcık karnını doyurmak, birazcık ısınmak ve hiçbir yere varmayan yolda giderken mümkün olduğu kadar çok uyuyabilmek artık yetiyor da artıyordur bile. Yeniden bir şeylere ilgi duymak için başkalarının önünde takınacak yeni surat... (Gecenin Sonuna Yolculuk)
  • Zevkler kısa olduğu gibi sıkıntılar da sonsuzdur. (North)
  • “Öyle bedavaya ölünmüyor. Hikayelerle bezeli güzel bir kefen sunmak lazım Hanımefendi’ye. Son nefes emek ister.” (Taksitle Ölüm)
  • Mutlu olmanın sonu yok. İnsan belirli bir rol oynayabildiği sürece, asla mutluluğa doymak nedir bilmez. (Gecenin Sonuna Yolculuk)
  • Artık duramıyoruz birbirimizin içinde. Fazla yakıcı. Tütüyoruz resmen. Cehennemde. (Taksitle Ölüm)
  • olağanüstü bir hafızaya sahip olmanın böbürlenecek bir tarafı yok aslında... hatıralarla dolup taşıyor kafa, işin yoksa ayıkla hepsini, eh sonra dakka başı, durduk yere aklına geliyorlar... sonra da neticede... son tahlilde... şöyle bir yığıyorsun hepsini üst üste... bir bakıyorsun, hatırlanmaya değecek bir bok da yokmuş ortada... (Profesör Y ile Konuşmalar)
  • ''... giderek, her şeyden vazgeçe vazgeçe, sanki bir başkası oldum...'' (Gecenin Sonuna Yolculuk)
  • Heves kadar kolay kırılan başka ne vardı ki şu dünyada (D'Un Chateau L'Autre)
  • "Ruh cümlelerle yetinmesini bilir, oysa beden öyle değildir, o daha müşkülpesenttir, kas da olsun ister. Beden daima elle tutulur bir gerçektir. bu yüzden de hep hüzünlüdür ve tiksindirici bir görüntüsü vardır." (Gecenin Sonuna Yolculuk)
  • "Bundan sonrası geceye ait" (Gecenin Sonuna Yolculuk)
  • İçimizde yeryüzünde ve gökte korkunç olan biricik şey daha henüz söylenmedik sözlerdir olsa olsa. Yalnızca her şey artık tümüyle, geri dönülmez biçimde söylendiğinde rahat yüzü görebileceğiz, işte ancak o zaman nihayet sessiz kalabileceğiz ve artık susmaktan korkmayacağız. O zaman tam olacak işte. (Gecenin Sonuna Yolculuk)
  • dur diyemezsin cehalete!... sizin eve de uğrayacak elbet! ben biliyorum da konuşuyorum!... yağmacı lan bunlar, domuzdan hallice! (Profesör Y ile Konuşmalar)
  • İnsanlara güvenmek demek kendini azıcık öldürtmekle eşdeğerdir. (Gecenin Sonuna Yolculuk)
  • hadi bas git yürü, bir daha intihar et şimdi! (Profesör Y ile Konuşmalar)
  • “… içimde, dipte, en derinimde arıyordum kendimi, hangi büyük kötülükten, benzeri görülmemiş bir günahtan ötürü suçlu olmam gerektiğini anlamak için.” . (Taksitle Ölüm)
  • “Ticarette iyi temsildir işin özü. Kendine özen göstermeyen bir eleman patronun utancıdır…” (Taksitle Ölüm)
  • Giderek, her şeyden vazgeçe vazgeçe sanki bir başkası oldum. (D'Un Chateau L'Autre)
  • Boşuna heveslenmemekte yarar var, insanların aslında birbirlerine söyleyecekleri hiçbir şey yoktur, karşılıklı olarak yalnızca kendi acılarını anlatırlar, bu böyledir. (Gecenin Sonuna Yolculuk)
  • kesin kıskançlıktan yediniz siz kafayı! (Profesör Y ile Konuşmalar)
  • ve benim gözümde hiçbir şey, ama hiçbir şey, şu fikir denen şeylerden daha aşağılık, daha boktan, daha tiksinç değildir! kütüphaneler ağzına kadar fikir dolu! kafelerin bahçeleri de!... bütün çöpten çelebiler fikir zengini olmuş!... hele o felsefeciler!.. (Profesör Y ile Konuşmalar)

Yorum Yaz