Tanrılar Okulu - Stefano D'Anna Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Tanrılar Okulu kimin eseri? Tanrılar Okulu kitabının yazarı kimdir? Tanrılar Okulu konusu ve anafikri nedir? Tanrılar Okulu kitabı ne anlatıyor? Tanrılar Okulu PDF indirme linki var mı? Tanrılar Okulu kitabının yazarı Stefano D'Anna kimdir? İşte Tanrılar Okulu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Stefano D'Anna
Çevirmen: Nehir Ötgür
Orijinal Adı: La Scuola degli Dei
Yayın Evi: Sinedie Yayınları
İSBN: 9786056105203
Sayfa Sayısı: 443
Tanrılar Okulu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
"Bir Oluş Okulu kuracaksın,
Gerçekleştirecek düşü olanlar için bir Üniversite...
Bireylerin, Düş`ün var olan en gerçek şey olduğunu, insanın gerçeklik olarak adlandırdığı şeyin, kendi düşünün yansımasından başka bir şey olmadığını öğrenebilecekleri bir Okul.
Bir sorumluluk Okulu oluşturacaksın,
Uygulamacı düşleyenler; eylem filozofları için bir Okul,
Mutluluğun ekonomi olduğunu, refahın, uyumun ve güzelliğin her insanın doğuştan hakkı olduğunu öğrenecekleri bir okul...
Sonu olmayan bir Okul oluşturacaksın...
Bir Tanrılar Okulu...
Bu Okul, Benim adımlarımla,
Benim nefesime sahip olacak.
Hiçbir saldırıdan korkma!
Dış dünyadan gelen bir saldırı, gerçekten anlamak ve değişmek isteyenler için çok değerli bir armağandır.
En acımasız olan dahil her zarar veren saldırı, sadece, kendi kendine düşleyip eyleme geçirdiğin bir iyileşme süreci olarak meydana gelebilir."
Tanrılar Okulu Alıntıları - Sözleri
- "Korkuların, şüphelerin ve aksi düşüncelerin seni yönettiği sürece, senin dışında bir başkasına ya da herhangi bir şeye bağımlı olman gerekecek. Kendini bundan kurtaramadıkça, bir şeye olan bağımlılığı başka bir şeye olan bağımlılıkla değiştirip duracaksın.. Ama buna ne özgürlük denir, ne de gelişme.
- Hastalıklı bir dünya yaratıyorsun, sonra da kendi yarattığın eserinden dehşete düşüyorsun.
- "Varlığını hafifletmek ciddi bir * emek ister," dedi. "Bunun için ebeveynlerinin öğretmenlerinin, felaket tellallarının ve kıyamet habercilerinin sana dayatma yoluyla öğrettikleri her şeyi arkanda bırakman gerekir. Onlardan, kurbanlık bilincine nasıl düşüleceğini, nasıl sefil, yoksul ve hasta olunacağını öğrendik." ... "Onlardan, ölmek için binlerce yol öğrendik."
- Yaz! Yazmak, varlığının etrafa saçılmış parçalarını bir araya getirebileceğin tek yoldur.
- Her gerçek iyileşmede olduğu gibi, süreç içte, özde başlamalıdır.
- Uyan artık! Kendine baş kaldır ve kendi devrimini gerçekleştir!
- Dünya durma noktasına gelmiştir, çünkü bağımlı olan ve korku içinde insanlar mevcuttur. İnsanlık, içinde bulunduğu bu halleri ile, bağımlılıktan özgürleşmiş bir toplumu tasavvur edebilecek durumda değildir.
- Geleceğini mi bilmek istiyorsun? O halde kendini bil!
- Her insan 'yeniden doğmadan' önce mutlaka 'ölmelidir'.
- Geçmişinde hâlâ pek çok açık var; kapatılmamış hesaplar, hiç ödenmemiş iç borçlar, suçluluk hisleri, kurban durumuna düşmeler ve hepsinden öte, kir pas içinde olan karanlık köşeler...
- Senin için yaşamayan her şeyin yok olma zamanıdır. Yeniden doğma zamanıdır. Kölelikten çıkışın ve özgürlüğe yeniden kavuşmanın zamanıdır. Zaman, bir insanın hayal edebileceği en büyük serüveni; 'kaybolan bütünlüğünü' yeniden ele geçirme zamanıdır.
- "Berbat bir yaşantın var!" dedi. "Daha içeri girişinden, yürüyüşünden, hatta duygularının ağır kokusundan anlayabiliyorum bunu. Bir yığından, bir düşünceler kalabalığından farkın yok. Bu şekilde nereye varacağını sanıyorsun?"
- Bir insana ömründe en fazla bin defa dolunayı izleme fırsatı verilir, ama büyük bir olasılıkla, yaşamının sonunda onu bir kez bile izleme zamanı bulamamış olacaktır.
- Cesaret, kişinin kendi yalanı üzerine kazandığı bir zaferdir.
Tanrılar Okulu İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Hekiminize danışmadan okumayınız!: Herkese merhaba Daha önce iki kez okunmayı deneyip yarım bırakmıştım bu kitabı. Hayatıma girme zamanını doğru ayarlayamamışım galiba:) Kitapların da insanlar gibi olduğunu düşünmüşümdür hep. Doğru zamanda doğru şekilde hayatımıza girmeliler... Ama kitabı okuduğum süre içerisinde defalarca yarım bırakma isteği kapladı içimi. Yine mi doğru zaman değildi yoksa :D Söylenerek başının etini yediğim arkadaşlarımdan özür diliyorum bu vesileyle :) Neyse gelelim kitaba... Hepimizin hayatında bir dönüm noktası vardır. Kimimiz bunu kaçırır ve hayatının içinde kurcalanarak ömrünü tüketir. Bazılarımızın ise gözü daha açıktır bunu farkeder ve böylece "yeniden yaşamaya" başlar. "Tanrılar okulu", Dreamer ile karşılaşması sonucu hayatı değişen veya belki de değiştirilen bir adamın yaşam yolculuğunu anlatıyor bize. Aslında bizden biri o. Hepimizin yaptığı kadar hata yapan, acı çeken, mutlu olabilmek için çırpınıp duran, zaman zaman hüzünle dalgalanan sıradan bir adam... Ama bir gün Dreamer ile karşılaşıyor ve hayatı değişmeye başlıyor. Kelimenin tam anlamıyla içsel yolculuğa çıkarıyor bizi kitap. O kadar biz ki anlatılanlar. O kadar hayat ki yazılanlar... Okudukça kendi hayatını, seçimlerini, yaptıklarını gözden geçirmesi gerektiğini hissediyor insan. Belki de çoğumuzun yapamadığı belki yapmaktan çekindiği bir iç hesaplaşma, kendi gerçeğiyle yüzleşme... En zoru kendimizle yüzleşmek değil midir zaten... En kolay da kendimize yalan söylemez miyiz biz... Bu tür kitaplar okuduğumda döner kendi hayatıma doğru bakarım hep. Neyi daha farklı yapardım şimdiki ben olsam diye düşünürüm. Ama sonra da şimdiki benin o yolculuk sonunda oluştuğunu hatırlayıp rahatlarım. Bazen zamanında, bazen nefeslenerek, bazen de çok geç kalarak ilerlemişim bugüne. Pişman değilim, yazarın 'aslında yok' dediği geçmişimden, sanırım önemli olan da bu... Birçok açıdan tavsiye ederim kitabı aslında. Ben kimim. Ne yaşıyorum, kiminle yaşıyorum? Bu mu benim istediğim hayat? Ya da benim için istenilen mi bu? Bu kararları ben mi aldım yoksa desinler diye mi hayattayım... Adalet var mı ve gerekli mi? Parasız da yaşanır mı? Aşk var mı? Hayatımızdaki insanları seçmiş olmamız bir tesadüf mü yoksa aslında "tesadüf diye bir şey yok" mu ... Sorgulamak isteyene her şeyi en ince detayına kadar sorgulatıyor kitap... "Yaşam, onu düşlediğin gibidir." diyor yazarımız. Öyle gerçekten bence de. Neyi hayal edersek, neyin olacağına inanırsak o çıkar karşımıza. Güzel şeyler düş'leyelim ki güzellikler karşılasın bizi ... Buraya kadar çok iyi anlaşmıştık sevgili Stefano'yla. Ama sonra ... Aslında tam olarak sevemediğim kitaplara inceleme yazmama kararı almıştım kendimce. Ama bu sefer durumlar farklı. Kitaptaki bazı "tıbbi hatalar" beni rahatsız etti. Dreamer yemek, içmek, sevişmek, uyku ve ölmek evet evet ölmek 'yanlış' diyor. Hepsinin azaltmalıyız, yemeği hatta bir öğüne indirmeliyiz gibi bir tavsiyede bulunuyor. Hepsine peki. Uygun değil ama denesin insanlar beni ilgilendirmez :) *Fakat Anoreksiya hastalarını olaya dahil etmek affedilir bir durum değil ... Oldukça hassas psikolojiye sahip, gerçekten açlıktan kendisini öldürmek üzere hasta grubuna "yemek gereksiz" demek onları intihara sürüklemektir! Merak eden arkadaşlarım arama motoruna "anoreksiya nevroza" yazıp çıkan görsellere bir baksın lütfen. Ne demek istediğimi anlayacaksınız. *Bir diğer konu; kahramanımız eşini kanserden kaybediyor. Dreamer bunu onun hüznüne, yanlış kararlarına vs gibi bir yığın saçma sebebe bağlıyor. Hmmm... Oysa kanser etyolojisinde "kocanın çekti acılar" diye hiçbir başlığa rastlamadım ben. Atlamışım belki de! *Veya böbrek hastalarına az su iç demek nasıl bir öneridir inanın anlamıyorum! Stefano'cugun bizimle bir derdi var sanırım. Ölüp gidin asıl çözüm ölümde mi demeye çalışıyor acaba alt metin olarak? Anlayamadım ben gerçekten. İlerleyen sayfalarda aslında hastalık yok diyecek kadar ileri gidiyor yazar. Nasıl yok? Hastaya neden dizinin ağrıdığında açıklamam gerektiğinde "aslında kireçlenme yok, kireçlenme aslında içinizde, kesinlikle dizinizde değil" desem nasıl olur bilmiyorum. Yeterince düş'lerseniz inanın kireçlenme geçecek mi demeliyim yoksa ???? Peki ya Corona? O da içimizde mi? Yeterince düş'lersek yoğun bakımlar boşalır mı? Realist olduğum icin beni suçlayabilir misiniz? Belki bazılarınız kitabı anlamamışsın diyecektir. Mümkün. Ama her zaman ilk ve en önemli yaklaşımımız "primum non nocere/ önce, zarar verme!"dir bizim. O yüzden hekiminize danışmadan lütfen bu kitabı okumayın :) Ya da okusanız da fazla ciddiye almayın... Mutlaka katacağı şeyler olacaktır. Her kitabın vardır... Kitabı çok seven arkadaşlar umarım darılmazlar bana. Fikir hoş ama bence yöntem yanlış... :) Aslında çok fazla şey var söylenecek kitapla ilgili ama sanırım artık susmam lazım... Yine de... Azıcık düş'leyebiliriz sanırım :) Kendimi çok adarsan, olacağına inanırsam olur mu dersiniz? Herşey yoluna girer mi? Denemekten zarar gelmez sanırım. Belki de bir şeyler değişir. Başaramasak bile hayat yaşamaya değer... Ozzy'den Dreamer benden size gelsin ♡ https://youtu.be/LCCiwPEdEpg Kendinizi çok sevin ve bugünü yaşayın. Yarın her şey için çok geç olabilir... Sevgiyle kalın...♡♡ (Diana Rüstemova)
İnsanlar mı kitapları seçer yoksa kitaplar mı insanları seçer? Kitabı okuduğum sürece bunu sordum kendime. Çünkü bu sefer kitabın beni seçtiğini düşünüyorum. Adını hiç duymamıştım ve kitapçıda başka bir kitabı ararken tesadüf eseri denk geldim kendisine. Arka kapağındaki şu yazıyı okudum ve kendimi kasada buldum: -Hayat; tıpkı bana yaptığı gibi seni de, bir mengenede soluğun kesilinceye kadar sıktığında, seni içinden çıkamayacağın hayal kırklığına uğrattığında ve hiçbir çıkış yolu bulamadığında... İşte , ancak o zaman bu kitap, bir anda eline geçecek ve seni bulacaktır. Böylece 'Bireysel Devrim' in için, bir insanın hayal edebileceği en büyük maceraya hazır olduğunu bileceksin: Bütünlüğüne ve yolunu kaybettiğin cennetine yeniden kavuşmak.- Kitap hakkında ne söylesem yetersiz kalır ya da hiçbir şey söylememiş gibi olur. Benim için ne kişisel gelişim ne de felsefe kitabı. Hiçbir kategoriye sığdıramıyorum. Bir çıkış yolu adeta bir rehber. Kitaplar insanların kaderini değiştirir mi bence evet. Çünkü bu kitap eğer gerektiği gibi okunursa gerçekten insanın kaderini değiştirebilir. Her cümlesi üzerine uzun saatler düşünülüp, konuşulabilir. Hele bazıları var ki kalbinizin sıkışmasına bile neden olabilir. Ne kadar çok şeyin altını çizdiğimi bile hatırlamıyorum. Altını çizdiğim cümleleri yazsam yine bir kitap çıkar ortaya sanırım. Kendini bulman, kendine dönmen, kendini tanıman açıkçası kendin olman için seni sana anlatan bir kitap. Sadece sen varsın, geçmiş de gelecek de dünya da sensin.. Kendini sorgulamaya, kendinle hesaplaşmaya hazırsan bu kitabı da okumaya hazırsın demektir. Bir sefer değil tekrar tekrar okunası, başucu kitabı. Herkesin okuması gereken bir kitap mı bilmiyorum ama eğer okumanız gerekiyorsa o sizi bulur bunu biliyorum.. (Neslihan C.)
TANRILAR OKULU ÖĞRENCİLERİNE: Tanrılar Okulu’nu elime aldığımda kitap hakkında hiçbir fikrim ,hiçbir beklentim yoktu. Öneriler üzerine başlamıştım. İsmiyle ilgili çıkarımda bulunmaya çalıştım. Pagan dönemine ait mitolojik hikayelerin bile bulunabileceğini aklımdan geçirdim. Kitap hiç de düşündüğüm gibi çıkmadı. Sayfalar ilerledikçe bazı fikirleriyle nedense tasavvufun temeli olan Enel Hak kavramını aklıma getirdi. Kitaba göre Tanrı bizdik, yaşadığımız olgular ve kişiler bizim bütünlüğümüzden etrafa yayılan parçalarımızdı. Tanrılar Okulu’ndaki “okul” kelimesi ise bizim hayat yolculuğumuzda bir bütün olduğumuzu bize öğreten, aslında hatırlatan eğitim kurumunu temsil ediyordu. Hayat yolcuğunda bu bütünsellik ;yani tam olma kavramını ister kendin öğreniyorsun,ister yaşadığın rastlantısal ıstıraplarla dolu olan hayat zaten sana öğretiyordu. Ya hayatla uyum içinde vizyonunu geliştirerek yaşıyordun ya da hayat sana bunun farkına varmanı sağlıyordu. Kitapta sık sık adı geçen aslında içimizdeki uyumu, aklı, mükemmelliği, bütünselliği, içtenliği temsil eden Dreamer bize bir yol sunuyor: Adem’le cennetten kovulan ölümsüzlüğü kaybettiğini düşünen insanlığa bu dünyada cenneti yani ölümsüzlüğü yakalayabileceği bir yolculuk. Yapmamız gereken, ölümü ;bize dayatılanı kabul etmemek. Çok şükür ki bu yolu benimseyen, sonsuzluğa erişen insanlar da var .Zaten yaşadığımız tüm güzellikler ölümü kabul etmeyen kişiler tarafından oluşturuluyor. Dreamer’e göre toplumların kurtuluşu dışarıdan gelen bir müdahale ya da yardımla olmaz ;şartlar o anda toplumun lehine işlese de elbette o toplum vizyonunu geliştirmediği, uyum içinde yaşamayı öğrenmediği sürece er ya da geç en başındaki yokluk zamanına geri dönecektir. Yani bu kısmı özetlemem gerekirse dış dünyamız bizim düşümüzün maddeleşmiş ürünüdür. Parçalanmış, şiddete eğilimli benliğimiz şu an ya da daha sonraki bir süreçte karşımıza çıkmaktadır. Yaşadığımız felaketlerin tüm sorumluluğu bize ait. O yüzden Dreamer çocuklara önce düşü öğretmeliyiz diyor. Ona göre sağlam irade fikrini önce onlara aşılamalıyız. Doğru ya da yanlış hepimiz bu parçalanmışlığımızı bir araya getirmek için bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Kimimiz dini ritüelleri yerine getiriyor, kimimiz huzuru sporda buluyor ,kimimiz yoga -meditasyon vb. şeylerle uğraşıyor. Dreamer’e göre insanların çoğu bağımlıdır. Ona göre bağımlılık düşün reddedilmesi; özgürlükten yoksunluğunu ve yaşamdan vazgeçişini gizlemek için insanların taktıkları maskedir. İnsan, yüklerini attığında; bilgeliğin kapısını çaldığında bağımlılıktan kurtulur ve özgürlüğün kapısını çalar. Ne yazık ki dünya bir şeylere bağımlı, korkudan ödü kopmuş insanlarla dolu. Dreamer varlığın yüklerinden hafiflemenin, özgürlüğe ulaşmanın ciddi bir emek istediğini ve var olmak, tam olmak için kendini yüreğinde tamamen bağışlamanın kendini yürekten sevmenin gerektiğini belirtiyor. Ona göre bir şeyleri sevmek de zaten önce kendini sevmekten geçer. Kitapta yer yer geçen etkilendiğim bölümlerden biri evrendeki her şeyin karşıtlıklar yasasına göre oluştuğunun belirtildiği bölümler oldu. Kitaba göre bize en çok acı veren olgular, kişiler bizi başarıya götüren itici güçler; üzerimizde en çok emeği geçen öğretmenlerimizdi. İnsanlığın gelişmesini sağlayan asıl güç kendisine karşı koyan Antagonist’ten yani karşıt güçten gelmekteydi. Zaman zaman aynı fikirleri tekrarladığı, dağınık halde verdiği için beni bunaltsa da beni etkileyen kitaplardan biri oldu. Birçok kısmının altını çizdim, beni en çok etkileyen alıntıları sizlerle paylaştım. Bu kitabı inceleme yazmadan geride bırakmak istemedim. Ben beğendim. Sizlere de keyifli okumlar dilerim. (ankakusum)
Tanrılar Okulu PDF indirme linki var mı?
Stefano D'Anna - Tanrılar Okulu kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Tanrılar Okulu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Stefano D'Anna Kimdir?
Stefano D’Anna, Napoli Üniversitesi’nin İktisat Fakültesi’nden “Cum Laude” derece ile mezun olmuştur ve London Business School’da Master yapmak üzere ITP Programı’na ve Milano’daki Katolik Üniversitesi’nde Birinci Sınıf Onur Derecesi ile İletişim Sosyolojisi Doktora Programı’na kabul edilmiştir.
Ekonomist, sosyolog ve bestseller yazar kimliklerinin yanı sıra vizyon sahibi bir eğitmen olan Stefano D’Anna dünya genelinde Avrupa’da, Amerika’da ve Güney Amerika’da pek çok önemli forum, uluslarası kongre ve konferanslarda, yakın tarihlerde Forum Istanbul ve Atina’daki Greek Power Summit’te ana konuşmacı olarak yer almıştır.
Alfa Romeo, Milano, New York ve Orta Doğu’da merkezi bulunan Olivetti Corporation ve Torino ve Cidde’de merkezleri bulunan Fiat International gibi çok uluslu firmalarda üst düzey yöneticilik de yapmış olan D’Anna başarının sosyolojisi üzerine çalışmaları ile “Zamandan Bağımsız Liderlik, Bütünlük ve Kurumsal Uzun Ömürlülük” üzerine düzenlediği seminerlerle pek çok kurumsal lidere ilham kaynağı olmuştur.
İtalyanca, ingilizce ve türkçe olmak üzere çalışmaları ve araştırmaları ile ilgili yüzlerce bilimsel makalesi yayınlanmıştır. Tempo dergisinde 3 sene süresince aylık yazıları yayınlanmıştır. Yayınlanan kitapları arasında “Berlusconi in Concert”; best-seller kitabı “Tanrılar Okulu” başta Rusça, Çince, Türkçe ve Portekizce olmak üzere 12 dile çevrilmiştir. Yazarın son kitabi olan A Dream for the World ( Dünya için bir Düş ) ise Ekim 2011′den itibaren ingilizce olarak yayınlanmaya başlamıştır, Mart 2013 te ise Türkçe olarak yayınlanmaya başlanacaktır.
Londra, Madrid, New York, Roma, Floransa ve Milano’da kampüsleri bulunan European School of Economics’te 1994’ten beri yapmış olduğu Rektörlük görevini 2010 tarihinden itibaren bırakmış olup insanlığın yeni hücreleri olmaları için dünyanın umudu olabilecek geleceğin liderlerini yetiştirmek üzere özel seçilmiş öğrencilere mükemmellik hissini, özgürlük için sınırsız sevgiyi ve bozulmaz bir bütünlüğü öğretmek için kurmuş olduğu en gelişmiş liderlik projesi olan Future Leaders for The World programına kendisini adamıştır.
Yakalandığı kanser sonucu 2014 yılında ölmüştür.
Stefano D'Anna Kitapları - Eserleri
- Tanrılar Okulu
- Tanrılar Okulu: Düş Öğretisi
Stefano D'Anna Alıntıları - Sözleri
- "Varlığını hafifletmek ciddi bir * emek ister," dedi. "Bunun için ebeveynlerinin öğretmenlerinin, felaket tellallarının ve kıyamet habercilerinin sana dayatma yoluyla öğrettikleri her şeyi arkanda bırakman gerekir. Onlardan, kurbanlık bilincine nasıl düşüleceğini, nasıl sefil, yoksul ve hasta olunacağını öğrendik." ... "Onlardan, ölmek için binlerce yol öğrendik." (Tanrılar Okulu)
- Geleceğini mi bilmek istiyorsun? O halde kendini bil! (Tanrılar Okulu)
- Bir insana ömründe en fazla bin defa dolunayı izleme fırsatı verilir, ama büyük bir olasılıkla, yaşamının sonunda onu bir kez bile izleme zamanı bulamamış olacaktır. (Tanrılar Okulu)
- Geçmişinde hâlâ pek çok açık var; kapatılmamış hesaplar, hiç ödenmemiş iç borçlar, suçluluk hisleri, kurban durumuna düşmeler ve hepsinden öte, kir pas içinde olan karanlık köşeler... (Tanrılar Okulu)
- "Korkuların, şüphelerin ve aksi düşüncelerin seni yönettiği sürece, senin dışında bir başkasına ya da herhangi bir şeye bağımlı olman gerekecek. Kendini bundan kurtaramadıkça, bir şeye olan bağımlılığı başka bir şeye olan bağımlılıkla değiştirip duracaksın.. Ama buna ne özgürlük denir, ne de gelişme. (Tanrılar Okulu)
- Senin için yaşamayan her şeyin yok olma zamanıdır. Yeniden doğma zamanıdır. Kölelikten çıkışın ve özgürlüğe yeniden kavuşmanın zamanıdır. Zaman, bir insanın hayal edebileceği en büyük serüveni; 'kaybolan bütünlüğünü' yeniden ele geçirme zamanıdır. (Tanrılar Okulu)
- Uyan artık! Kendine baş kaldır ve kendi devrimini gerçekleştir! (Tanrılar Okulu)
- Her insan 'yeniden doğmadan' önce mutlaka 'ölmelidir'. (Tanrılar Okulu)
- Her gerçek iyileşmede olduğu gibi, süreç içte, özde başlamalıdır. (Tanrılar Okulu)
- Cesaret, kişinin kendi yalanı üzerine kazandığı bir zaferdir. (Tanrılar Okulu)
- Hastalıklı bir dünya yaratıyorsun, sonra da kendi yarattığın eserinden dehşete düşüyorsun. (Tanrılar Okulu)
- Dünya durma noktasına gelmiştir, çünkü bağımlı olan ve korku içinde insanlar mevcuttur. İnsanlık, içinde bulunduğu bu halleri ile, bağımlılıktan özgürleşmiş bir toplumu tasavvur edebilecek durumda değildir. (Tanrılar Okulu)
- "Berbat bir yaşantın var!" dedi. "Daha içeri girişinden, yürüyüşünden, hatta duygularının ağır kokusundan anlayabiliyorum bunu. Bir yığından, bir düşünceler kalabalığından farkın yok. Bu şekilde nereye varacağını sanıyorsun?" (Tanrılar Okulu)
- Yaz! Yazmak, varlığının etrafa saçılmış parçalarını bir araya getirebileceğin tek yoldur. (Tanrılar Okulu)