Tanrıların Alacakaranlığı - Erich Von Daniken Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Tanrıların Alacakaranlığı kimin eseri? Tanrıların Alacakaranlığı kitabının yazarı kimdir? Tanrıların Alacakaranlığı konusu ve anafikri nedir? Tanrıların Alacakaranlığı kitabı ne anlatıyor? Tanrıların Alacakaranlığı PDF indirme linki var mı? Tanrıların Alacakaranlığı kitabının yazarı Erich Von Daniken kimdir? İşte Tanrıların Alacakaranlığı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Erich Von Daniken
Çevirmen: Bilge Gündüz
Yayın Evi: Artemis Yayınları
İSBN: 9786051428109
Sayfa Sayısı: 270
Tanrıların Alacakaranlığı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
"Erich Von Dänıken'in Fikirlerinin Efsanevi Bir Çekiciliği Var."
-James A. Herrick, Christianity Today-
Bolivya'daki And Dağları'nın tepesinde -deniz seviyesinden 4.000 metre yükseklikte- Taş Devri sakinleri tarafından inşa edilmesi mümkün olmayan bir antik şehir, Puma Punku yer alıyor. "Bu şehir resmen göğe yükseliyor," diye yazıyor
-Erich von Däniken.-
"Tanrıların Alaca Karanlığı'nda," diyor yazar, "400 yıl önce, Puma Punku'nun muhteşem taş bloklarının önünde duran ilk ziyaretçilerin nefesini kesen şeyi belgelemek istiyorum. Arkeologların yüzlerce yıl önce ne keşfettiğini ve asırlardır ne kadarının kasten yok edildiğini göstermek istiyorum. Aynı zamanda Puma Punku'yu Taş Devri insanlarının inşa etmediğini de kanıtlayacağım.
"Ve tanrılar, zamanı geldiğinde uzun yolculuklarından dönerek yeniden dünyada boy gösterecekler. Sözde tanrılar, diğer bir deyişle dünya dışı varlıklar sayesinde akıl almaz bir tanrı şoku yaşamaya hazır olsak iyi olur.
"Biraz olsun aklı olan biri bile yıldızlar arası yolculuğun imkânsız olduğunu ve muhtemelen öyle kalacağını bilmez mi? Ve uzaylıların asla bize benzemeyeceğini?
"Eh, sevgili okuyucularım, ben bu önyargıları yok edeceğim. Sistematik olarak. Adım adım, parça parça."
Erich von Däniken, kendine has üslubuyla bu önyargıları alıp hiçbir yazarın altından kalkamayacağı bir açıklıkla gerçeğe kavuşturuyor.
(Tanıtım Bülteninden)
Tanrıların Alacakaranlığı Alıntıları - Sözleri
- “Hans Hörbiger’in Dünya Buz Teorisi’nde Dünya’nın etrafında dolaşan birçok farklı ay olduğunu ve şimdiki ayın yalnızca 14.000 yıldır yörüngede olduğunu iddia ettiğini de unutmamalıyız. Hörbiger çeşitli ayların birçok farklı kültürün yükselişi ve yıkılışının gerçek sebebi olduğunu öne sürmüştür...”
- "Geçmiş geleceği ezip geçer."
- Tanrılar yaratılarına gururla bakıyor, insanlar ise korkuyla.
- Üniversiteler neden öğrencilerine en azından gerçekte var olan bağlantıları öğretmiyor? olmadı Cennet gibi bir kelimenin mutluluk ve güzellik dolu bir yerle de, ölümden sonraki yaşamla da ilgili olmasının şart olmadığını belirtmeliler. "Cennet" aynı zamanda uzaydır -özellikle duman, ateş, sarsıntı, gürültü, yıldızlar vb. kelimelerle aynı solukta söylendiğinde. Bunda bilimsel olmayan ne var? Ayrı kültürlerden gelen metinler ayrı ayrı ele alınmaya devam ettikçe, yeni kavrayışlar geliştirmek imkânsız olacak.
- "Tanrıların bu Taş Devri insanlarına karşı nasıl dehşetli bir silah kullandığını ancak tanrıların kendisi bilir."
- Gözlerimizi açıp her şeyi olduğu gibi görmeye başlamamız için ne olması gerek ?
- Akademik doktrin orijinal gerçekliği tanıyıp kabul etmekten aciz olduğundan, eski gerçekleri efsanelere dönüştürüyor. Ve dünyada her şey yeniden yoluna girmiş oluyor.
- Hezekiel'in de dediği gibi- gözlerimiz var, ama görmüyoruz.
- "Aklın alamayacağı şeyleri tarif edecek kelimeler yoktur."
- "Tanrının diyarında" dedi. "Herşey mümkündür."
- "Aşağı baktım ve Dünya'nın nasıl yok olduğunu gördüm; gözlerim engin denizi bile seçemez oldu."
- Çünkü bazen aynı işaretler tamamen farklı anlamlara gelebiliyor.
- "Bundan beş yüz yıl sonra insanlık, Ay ve Mars'ta kalıcı üstler kurduktan sonra derin uzayı keşfetmeye başlayacak. Yeni nesil uzay gemilerimizden biri eninde sonunda zeki yaşama ev sahipliği eden bir gezegene rastlayacak. Ya karşılaştığımız zeki yaşamın teknolojik bakımdan ilkel olduğu ortaya çıkarsa? O zaman ne yaparız? Geri çekilip onları uzaktan incelemekle mi yetiniriz? Evet, belki bir iki aylığına. Ama onların dilini inceledikten ve tamamen öğrendikten sonra (etnologların her gün yaptığı gibi) onlarla fiziksel temasa geçeceğiz, çünkü, eh, insanların yaptığı şey budur. -kendimize engel olamadığımız için her şeyi dürter, inceleriz. Bu zeki varlıkların kültürel gelişimine müdahale edeceğiz. Onları nazikçe iteceğiz. Onlara birkaç şey öğreteceğiz. Onlara bilimin ve çeşitli akademik disiplinlerin temellerini aktaracağız. Ve oradan ayrılışımızdan nesiller sonra, "antik" ziyaretimiz mit ve fantezi olarak görülecek, çünkü ziyaretimizin antik metinlerdeki anlatısı o toplumun zeka küpü bilim insanları tarafından "bilimsel olmayan" şeyler kategorisine sokulacak..."
- Her çocuk evrenin insanoğluna düşmanca davranan bir ortam olduğunu bilir. Ama biraz daha derine bakarsanız bunun doğruu olmadığını görürsünüz. Evren son dereve misafirperver bir yerdir.
- Yüz yıl önce, elimizde yalnızca kazmalar, kürekler ve sağduyu vardı.Sonuçlar şimdikinin aynısıydı.
Tanrıların Alacakaranlığı İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Tanrıların Alacakaranlığı PDF indirme linki var mı?
Erich Von Daniken - Tanrıların Alacakaranlığı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Tanrıların Alacakaranlığı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Erich Von Daniken Kimdir?
Erich Von Däniken, araştırmacı yazar, 14 Nisan 1935 tarihinde Zofingen, İsviçre'de dünyaya geldi. Fribourg kentinde St. Michel Koleji'nde öğrenim görürken zamanının çoğunu kutsal antik yazıları inceleyerek geçirdi. 5 yıldızlı bir otelin yöneticiliğini yaptığı 1968 yılında, Tanrıların Arabaları (Erinnerungen an die Zukunft) adlı ilk New Age kitabını yayınladı. İlk başta çok popüler olan yazar, daha sonra Carl Sagan ve I. S. Shklovskii gibi bilim adamları tarafından aldığı eleştirilerle gözden düşmüştür.
Tanrıların Arabaları kitabında ortaya attığı birçok sav çürütülmüş ya da kendisi tarafından abartılı olduğu kabul edilmiştir. Kitapta dünya dışı varlıkların katkılarının ispatı olarak ifade edilen Hindistan Yeni Delhi'deki demir sütunla ilgili olarak daha sonra Playboy dergisine verdiği mülakatta sütunla ilgili yapılan diğer araştırmalardan haberdar olduğunu ve artık bu sütunu bir gizem olarak görmediğini ifade etmiştir.
Erich Von Daniken Kitapları - Eserleri
- Tanrıların Arabaları
- Tanrıların Ayak İzleri
- Yıldızlara Dönüş
- Tanrıların Kalıntıları
- Tarih Yanılıyor
- Tanrıların Mucizeleri
- Tanrıların Alacakaranlığı
- Tohum ve Evren
- Taş Devri Bildiğiniz Gibi Değildi
- Tanrıların Stratejisi
- Sfenks'in Gözleri
- Tanrıların Yolculuğu
- Yoksa Yanıldım mı?
- Kıyamet Günü Çoktan Geldi
- Tanrıların Geldiği Gün
- Tanrıların Şoku
- Yüce Tanrının İzinde
- Kiribatiye Yolculuk
- Sonsuzluğun İşaretleri
- Tanrıların Çocukları
- Zeus Adına
- Tanrıların Kanıtları
Erich Von Daniken Alıntıları - Sözleri
- “Çoğu kişi çocukluğunu bir şemsiyeymiş gibi unutur ve geçmişte bir yerlerde bırakır. Yaşamın ilk on yılındaki ruhsal saflık kırk, elli yıl boyunca süren öğrenme ve deneyimin yerine geçemez.”(Erich Kâstner) (Tanrıların Mucizeleri)
- "Tanrıların bu Taş Devri insanlarına karşı nasıl dehşetli bir silah kullandığını ancak tanrıların kendisi bilir." (Tanrıların Alacakaranlığı)
- Hiçbir sanatkârın bir deniz kızını gözleriyle görmemiş olmasına rağmen, deniz kızlarına sanat tarihi içinde sık sık rastlanır. Almanların opera konusu olan Lorelei masalı bile kökenini antik çağların deniz kızlarına borçludur. (Sfenks'in Gözleri)
- << Kuramlar mutlaka gereklidir. Çelişkileri gözler önüne sererek kışkırtmakla birlikte, imajlarımızdaki zayıf yönleri doldurarak araştırmaların nasıl sürdürülmesi gerektiğine yön vermek gibi bir yararları vardır. Bilinen tüm gerçeklere ters düşen bir kuram bile, diğer yaklaşımlara kıyasla daha uygun geldiği sürece, son derece değerlidir.>> (Tanrıların Stratejisi)
- Hiç kimse kendi yaptığı gökdelenden kendisini isteyerek yere atmaz. (Tohum ve Evren)
- Geçmişle geleceğin sınırı üzerinde yaşayan bir kişi olarak, beni en çok şaşırtan olgu, geleceğin korkulu rüyası diye nitelenen pek çok şeyin geçmişte var olmuş olmasıdır. (Tanrıların Çocukları)
- Insanlar balık hafızalı. Yalnızca bu günün haberleriyle, sporla ve kaçınılmaz günlük sorunlarla ilgileniyorlar. (Tanrıların Yolculuğu)
- İnsanlar tanrılarına daha yakın olmak, onlara ibadet etmek için dağ doruklarına tırmandılar. Çok yükseklerde tanrılarına sunaklar yaptılar; dağların bulunmadığı yerler de üstünde kutsal kentler kurmak için toprak yığarak dağlar oluşturdular. (Tanrıların Çocukları)
- Büyük Piramit'e daha yakından bakmaktansa Hurghada'daki plajda tembellik etmeyi yeğliyoruz. (Tarih Yanılıyor)
- ... ama dünya hâlâ miliyetçiliğin en önemli şey olduğuna inananlar yüzünden kana bulanıyor (Tanrıların Arabaları)
- Birçok insan düşündüğünü sanırken aslında yalnızca önyargılarını yeniden düzene sokmaktadır. (Tarih Yanılıyor)
- “Zaman, evrenin tohumudur.” (Tanrıların Arabaları)
- “Stres, hayatımızın her kesitine egemendir.” ... Stres, mutlaka zararlıdır diye bir şey yoktur. Bir bakıma hayatın baharatı gibidir. (Tanrıların Stratejisi)
- İnanan birine açıklama gereksizdir. İnanmayan birisineyse açıklama yapmak olanaksızdır. (Tanrıların Mucizeleri)
- İnsanın "Evrenin efendisi" olduğu düşüncesi çok uzun süredir kafalarımıza yerleştirildiği için, binlerce yıl önce evrenin efendisinden üstün akıllı yaratıkların var olduğunu ileri süren düşünce elbette devrimci ve tatsız gelecektir. (Yıldızlara Dönüş)
- Meleklerle uygunsuz ilişkilere giren Kabil'in kızları gebe kaldı ama çocuklarını doğuramadan öldüler. (Tanrıların Yolculuğu)
- İnsan oldum olası çok taklitçi olmuştur, eskiden beri ve bugün hâlâ bazı modellere göre kendini yönlendirmiştir ve yönlendirmektedir. Moda eğilimlerinin her yıl yinelenen taklitçiliği, güzel örneklere benzemek tutkusundan başka nedir ki? (Sfenks'in Gözleri)
- Hesiodos a bakılırsa biz modern insanlar beşinci yani demir ırkız. İyi ve kötünün, nede ve ıstırabın karısımıyız. Ama çocuklar artık babalarına benzemediğinde ev sahipleri misafirlerini hoş karsılamadıgında ve kardeşler birbirini sevmediğinde bizim ırkımız da Zeus adına yok edilecek. (Tanrıların Yolculuğu)
- Bir şeyi genetik olarak değiştirmek, tek bir nükleotidi başka bir yere kaydırmak için bir mutasyona gereksinme vardır. Bu tür mutasyonlar aniden oluşabilirler, iyonlaştırılmış ışınlar veya DNA üzerine etki eden özel kimyasallar altında örneğin. (Taş Devri Bildiğiniz Gibi Değildi)
- Piramitleri yaptıranlar insan tabiatını çok iyi tanımış, bilimsel merakın sonraki kuşaklara rahat yüzü vermeyeceğini bilmiş olmalılar. Bilgiye susamıştık insan zekâsının bir öğesidir. (Sfenks'in Gözleri)