Tanyeri Horozları - Yaşar Kemal Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Tanyeri Horozları kimin eseri? Tanyeri Horozları kitabının yazarı kimdir? Tanyeri Horozları konusu ve anafikri nedir? Tanyeri Horozları kitabı ne anlatıyor? Tanyeri Horozları kitabının yazarı Yaşar Kemal kimdir? İşte Tanyeri Horozları kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Yaşar Kemal
Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları
İSBN: 9789750807206
Sayfa Sayısı: 441
Tanyeri Horozları Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Bir Ada Hikayesi dörtlüsü, savaşlardan, kırımlardan, sürgünlerden arta kalan insanların, Yunanistan'a gönderilen Rumların boşalttığı bir adada yeni bir yaşam kurma çabalarını konu alır. Umut romanın baş kahramanıdır.
Tanyeri Horozları, yeni bir yaşam kurma çabası, korku, özlem, umut, sabır ve geçmişin acıları arasında, aşktan ve insan olmaktan duyulan sevincin romanıdır. Denize, adaya, insanlara duydukları aşkın geçmişin acılarıyla gölgelenmesine izin vermeyen, sevdalarını yüreklerinde sır gibi taşıyan adam gibi adamlar, kadın gibi kadınlar yüzlerini yeni bir hayata dönerler.
"Yaşar Kemal, yirminci ve yirmi birinci yüzyıl yazınının en büyük romancılarından biridir."
- Barry Tharaud, (A.B.D.)
"Yaşar Kemal'in romanlarını okumak coşkular dünyasında bir mola zamanı gibidir."
- Jean-Pierre Deleage, (Fransa)-
Tanyeri Horozları Alıntıları - Sözleri
- Kadını okumayan bir ülkenin erkekleri ne kadar okursa okusun o ülke iflah olmaz.
- Kadını okumuyorsa erkeği okumuş kaç para eder? Kadını okumayan bir ülkenin erkekleri ne kadar okursa okusun o ülke iflah olmaz.
- Ben bir küçük kuşum, sen bir ulu çalısın, sana sığındım.
- "Kaldım mı şu dünyanın ortasında yapayalnız".
- Ya içinde insanlık kalmamışsa…
- İliklerime kadar dünya sevgisiyle doluyum, her an yüreğim bir sevgi yaratıyor.
- Kokular içinde insanı sevinçten uçuran, başını döndüren, bin yıllık bir cenneti bir anlık da olsa insanın yüreğinin köküne oturtup onu tadılmamış mutluluklara, yaşanmamış, görülmemiş dünyalara, renklere alıp götüren, belki de tek kokudur, yağmur başlarken aldığımız koku.
- Fili görmeyen gözler, pireyi arıyor.
- O zaman içimde bir umudum vardı. ... İçimdeki bu umut söndü, içim bomboş kaldı.
- İnsan kendi kendini tüketecekse tüketsin, kendi bilir, kendisiyle birlikte dünyayı da tüketiyor, yok ediyor.
- En büyük vahşet insan öldürmekti.
- …her şeyi, her şeyi taa iliklerine, taa yüreğinin köküne kadar seveceksin. Dünyayı okşamaya doyamayacaksın.
- "fili görmeyen gözleriniz, pireyi arıyor."
- Ekmek kokusuyla toprak kokusunu birlikte yer, sevincinden tüy gibi olur, şu göklere uçar gidersin.
- İnsan kendi kendini tüketecekse tüketsin, kendi bilir, kendisiyle birlikte dünyayı da tüketiyor, yok ediyor.
Tanyeri Horozları İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Çağının vicdanı olmak.: Korku ve savaşlar çağından geçen insan ruhunun arınma yolculuğu, umuda dönük bekleyişi Bir Ada Hikayesi. Yaşar Kemal barışı savunduğu için 1955 yılında yargılanmış üstelik ceza da almış. Fakat o barışın türküsünü söylemekten hiç vazgeçmemiş. Uygarlık kavşağı Anadolu’da yaşanan her trajedi onun insanlığıyla birlikte romancılığının da vazgeçilmez konusu olmuş. İnsanın insana yaptığı önü alınamaz zulüm ve eziyet.. Neredeyse bir geleneğe dönüşen savaş; ölümün, yok oluşun, kayboluşun, esaret ve kaçışın kanıksandığı bir çağı yarattığı zamanda viran hayatlara yaklaşıp bir bir ezincini yazmak, ortak olmak, aydınlatmak. Tepeden tırnağa sevince, umuda kesmek varken, baharı karşılar gibi çiçeğe durmak varken hep birlikte nedir bu dünya telaşı? Kitabın her satırında bir turacın kanadının altına saklanıp o cennet adayı görmek istedim. Ilgınların gölgesinde açan çiçeklerin kokusundan kanadı örselenen kelebekleri, baharda ilk açan çiçeğin açışına şahit olmayı, menevişlenen denizin içinde rengarenk balıkları, som mavi, altın renkli kuşları izlemeyi.. İnsan bu kadar insanken, barış bu kadar güzelken, savaş bu kadar acıyken, zulüm bu kadar zorken insanlar kötü olmayı nasıl başarmış, bu kadar acıyı yüreğine nasıl sığdırmış? Kitapta en sevdiğim bölümler dengbej Uso'nun hayalini kurduğu barış dünyasını kavalıyla anlatışırdı. Ey yetmiş iki millet barış güzel şey! Okumak isteyenler için yazar/mehmed-uzun'un dengbejler ile ilgili yazdığı iki kitabının incelemeleri: gonderi/120206648 gonderi/129222787 Okumak isteyenler için Bir Ada Hikayesi'nin ilk iki kitabının incelemeleri: gonderi/69025752 gonderi/126496960 (Hilal Bayar)
Tanyeri Horozları kitabı, yeni bir yaşam kurma çabası, korku, özlem, umut, sabır ve geçmişin acıları arasında, aşktan ve insan olmaktan duyulan sevincin romanıdır. Denize, adaya, insanlara duydukları aşkın geçmişin acılarıyla gölgelenmesine izin vermeyen, sevdalarını yüreklerinde sır gibi taşıyan adam gibi adamlar, kadın gibi kadınlar yüzlerini yeni bir hayata dönerler. -. Savaşlara ve özellikle Sarıkamış hezimetine yönelik kaleme aldığı olayları okuduğunuzda sizin de kanınız donacak, siz de orada ölen askerlerle beraber öleceksiniz.. - Yaşar Kemal'in eşsiz anlatımı yine büyüleyecek... Her eseri gıbı buda okunası Okuyun, Okutun BUYURUN #edebiyat (Hande gunkut)
Bir ada hikayesi dörtlemesine mübadele romanları demiştik... yaşar kemal üstadımızı okuyan bilir; bu yazdığı eserlerle bizim insanlarımızı, bizim topraklarımızı, bizim geçmişimizi, hüznümüzü, acılarımızı, mutluluğumuzu öyle sade ve güzel bir dille anlatmış ki, bence tüm kitapları mutlaka ama mutlaka okunmalı... çıplak deniz çıplak ada adlı 4.cildini okuduktan sonra tümden incelemesini yapıp sizinle paylaşmaya çalışacağım arkadaşlar... iyi akşamlar... (Medine Tutuman)
Kitabın Yazarı Yaşar Kemal Kimdir?
Yaşar Kemal (d. Kemal Sadık Gökçeli,] 1923; Gökçedam, Osmaniye), Kürt asıllı Türk romancı, senaryo ve öykü yazarı. Türk edebiyatının en önde gelen kalemlerinden biridir. İlk öykü kitabı Sarı Sıcak'ta da yer alan Bebek öyküsü ile ilk romanı İnce Memed, Cumhuriyet'te tefrika edildi. İnce Memed, yaklaşık kırk dile çevrilerek yayımlandı ve kitaplarının yurtdışındaki baskısı yüz kırktan fazladır.
Yaşar Kemal pek çok yapıtında Anadolu'nun efsane ve masallarından yararlanmıştır. PEN Yazarlar Derneği üyesidir. Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterilen ilk Türk yazardır.
Çocukluğu
Yaşar Kemal, Nigâr Hanım ile çiftçi Sadık Efendi'nin oğlu olarak aslen Van-Erciş yolu üzerinde ve Van Gölü'ne yakın Muradiye ilçesine bağlı Ernis (bugün Ünseli) köyünden olan bir aileden dünyaya geldi. Kendi anlatımına göre bir Türkmen köyünde tek Kürt ailenin çocuğu olarak doğup büyüyen Yaşar Kemal, evde sadece Kürtçe köyde ise Türkçe konuşurdu. Ailesi, Birinci Dünya Savaşı'ndan dolayı Adana'nın Osmaniye ilçesine bağlı Hemite (bugün Gökçedam) köyüne yerleşti. Beş yaşındayken, babasının camide öldürülüşüne tanık oldu. Orta okul döneminde çeşitli işlerde çalıştı. Kuzucuoğlu Pamuk Üretme Çiftliği'nde ırgat kâtipliği (1941), Adana Halkevi Ramazanoğlu kitaplığında memurluk (1942), Zirai Mücadele'de ırgatbaşlığı, daha sonra Kadirli'nin Bahçe köyünde öğretmen vekilliği (1941-42), pamuk tarlalarında, batozlarda ırgatlık, traktör sürücülüğü, çeltik tarlalarında kontrolörlük yaptı.
Sanat hayatı
1978 yılındaki yaptığı bir söyleşide sanat çalışmalarına ilkokula başlamadan önce şiirle işe koyulduğunu ve okula başladığında "yaşlı halk şairleriyle çakıştığını" anımsadığını belirtti. İlkokulun son sınıfındayken arkadaşı Aşık Mecit, çok iyi saz çalarken kendisi annesinden ötürü sazı "berbat" çalmaktaydı. Bunun nedenini şu sözlerle dile getirdi:
"Benim saz çalamamamın sebebi var, anam aşık olacağım da diyar diyar dolaşacağım diye saza, aşıklığa düşman olmuştu. Onun tek çocuğuydum ve gözünden ayırmıyordu beni. Okulda, düğünlerde bayramlarda beni hep Aşık Mecitle çakıştırırlardı. Aşık Mecitle Kadirlide bir kahvede bir gece sabaha kadar çakıştığımı şimdi iyice anımsıyorum."
Ortaokuldan ayrıldıktan sonra folklor derlemelerine başladı ve 1940-1941 yılları arasında Çukurovadan ile Toroslardan derlediği ağıtları içeren ilk kitabı olan Ağıtlar, Adana Halkevi tarafından 1943 yılında yayınladı. 1944 yılında ilk hikâyesi Pis Hikâye'yi yayınladı. Bunu, Kayseri'de askerlik yaparken yazmıştı. Bebek, Dükkâncı, Memet ile Memet öyküleri 1950'lerde yayımlandı.
Kemal Sadık Göğceli adı ile çeşitli yayımlarda yazarken Yaşar Kemal adını Cumhuriyet gazetesine girince kullanmaya başladı. 1952 yılında yayımlanan ilk öykü kitabı olan Sarı Sıcak'ta da yer alan Bebek öyküsü burada tefrika edildi.
1947'de İnce Memed'i yazdı fakat yarım bıraktı ve 1953-54’te bitirdi. Romanı yazma nedeni eşkiya olan ve dağda vurulan amcasının oğlunun vurulması olduğunu 1987 yılındaki bir söyleşisinde belirtti. Ayrıca aynı söyleşide, çocukluğunun eşkiyalığın içinde geçtiğini, dayısının "en büyük" eşkiyalardan biri olduğunu, o çevrede 1936'lara kadar beş yüze yakın eşkiya bulunduğunu ve bunlardan birinin de Kurtuluş Savaşı'nda Kadirli'yi ilk örgütleyenlerden olan Karamüftüoğlu ailesinden ünlü Remzi Bey olduğunu söyledi. Remzi Bey'in kendisine, ilk İnce Memed hikayesinde "Çakırdikeni" diye yer alan diken hikâyesini anlattı ve Yaşar Kemal'le "eşkıyalığın felsefesini" yaptı.
Yaşar Kemal'in dünyada ilk kez yayımlanan seri, Bebek öyküsüdür ve önce Fransızcaya, sonra İngilizceye, İtalyancaya, Rusçaya, Romenceye ve diğer dillere çevrildi.
Siyaset
17 yaşından bu yana sosyalist politikanın içindedir. 1961 Anayasası'ndan sonra kurulan Türkiye İşçi Partisi'ne 1962'de katıldı. Emekçi sınıfının tamamen yönetime gelmesini isteyen Kemal, TİP'te sekiz yıl çalıştı ve yöneticilerden biriydi. 1987'deki bir söyleşisinde Türkiye'de bir Marksist partiye ihtiyaç olduğunu belirtmiştir. Aynı söyleşideki "Nasıl bir sol modelden yanasınız?" sorusuna, şu cevabı vermiştir:
"Her ülke sosyalist modelini kendisi kurar. Sovyetlerin 70 yıldır yaşama geçmiş modelini kabul edemeyiz. Yüzde yüz bağımsızlıktır sosyalizm. Kişi bağımsızlığı, ülke bağımsızlığı, politik bağımsızlık, ekonomik bağımsızlık, özellikle de kültürel bağımsızlık... Sosyalizmin başka bir anlamı yok benim için. Bu çağa gelinceye kadar kültürler birbirlerini beslemişlerdir, yok etmemişlerdir. Oysa çağımızda, kültürler kültürleri yok etmek için, bilinçli olarak kullanılmışlardır, emperyalistler tarafından. Benim için dünya bin çiçekli bir kültür bahçesidir; bir çiçeğin bile yok olmasını, dünya için büyük bir kayıp sayarım."
TİP'ten ayrılan yazar, nedenini partinin niteliğini yitirmesine, bürokratların eline geçmesine ve emekçilerden kopmasına bağladı. Sovyetler Birliği çökmesinin, sosyalizmin de çökmesi değil, tam tersine dünya sosyalizminin zaferi olduğunu 1993'teki bir söyleşisinde dile getirmiştir.
Temalar
« Halka kim zulmediyorsa, etmişse, halkı kim eziyor, ezmişse, onu kim sömürmüş, sömürüyorsa, feodalite mi, burjuvazi mi... Halkın mutluluğunun önüne kim geçiyorsa ben sanatımla ve bütün hayatımla onun karşısındayım. [...] Ben etle kemik nasıl biribirinden ayrılmazsa, sanatımın halktan ayrılmamasını isterim. Bu çağda halktan kopmuş bir sanata inanmıyorum. »
Yaşar Kemal'im edebi çalışmalarında halka dönük bir düşünce hakim oldu ve bunu, bir yerde politik düşünce ile birleştirerek yürüttü. Yapıtlarıda halk şiirinde, epopelerde olduğu gibi insan değerlerinden kopmamaya çalıştı. Yaşar Kemal, siyasi görüşü ile sanatının paralel olduğunu, "halk ve doğa"ya inandığını, sanatının proletaryanın çıkarlarının emrinde olduğunu dile getirmiştir.
Yaşar Kemal Kitapları - Eserleri
- Teneke
- Çakırcalı Efe
- İnce Memed 1
- İnce Memed 2
- İnce Memed 3
- İnce Memed 4
- Ağacın Çürüğü
- Ağıtlar
- Ağrıdağı Efsanesi
- Al Gözüm Seyreyle Salih
- Yılanı Öldürseler
- Çıplak Deniz Çıplak Ada
- Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana
- Karıncanın Su İçtiği
- Tanyeri Horozları
- Demirciler Çarşısı Cinayeti
- Yusufçuk Yusuf
- Allahın Askerleri
- Hüyükteki Nar Ağacı
- Zulmün Artsın
- Üç Anadolu Efsanesi
- Binboğalar Efsanesi
- Ortadirek
- Denizler Kurudu
- Kuşlar da Gitti
- Deniz Küstü
- Tek Kanatlı Bir Kuş
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca
- Yağmurcuk Kuşu
- Kale Kapısı
- Kanın Sesi
- Ölmez Otu
- Yer Demir Gök Bakır
- Gökyüzü Mavi Kaldı
- Sarı Sıcak
- Yanan Ormanlarda Elli Gün
- Nuhun Gemisi
- Peri Bacaları
- Bir Bulut Kaynıyor
- Neredesin Arkadaşım
- Sevmek, Sevinmek, İyi Şeyler Üstüne
- Baldaki Tuz
- Bugünlerde Bahar İndi
- Yolda
- Yağmurla Gelen
- Binbir Çiçekli Bahçe
- Pis Hikaye
- Kalemler
- Ustadır Arı
- Bu Bir Çağrıdır
- Yüzler
- Yaşar Kemal Kendini Anlatıyor
- Dağın Öte Yüzü
- Beyaz Pantolon
- Sarı Defterdekiler
- Don Quijote ve Roman Sanatı
- Bu Diyar Baştan Başa
- Röportaj Yazarlığında 60 Yıl
- Yeşil Kertenkele
- İnce Memed
- Taş Çatlasa
- Çukurova Yana Yana
- Teneke, Sarı Sıcak, Pis Hikaye ve Ötekiler
- Bütün Hikayeler
- Memed, mein Falke
- Van
Yaşar Kemal Alıntıları - Sözleri
- " Keşke zelzelede ölseydik de bu hallere düşmeseydik." (Nuhun Gemisi)
- İçinden her şeyi bırakıp kaçmak geldi. Yapamadı. (Beyaz Pantolon)
- Kaçamıyordu kimseden, kendini yitirip gitmişti. (Yılanı Öldürseler)
- Cehennem yerinde hiç ateş yoktur, herkes ateşini buradan götürür... (Kuşlar da Gitti)
- Ve sonra Sait Faik… Yeşil, çocuksu gözleri vardı. Onulmaz öfkesi vardı. Hikayeleri kadar da, kendi kişiliğinin tadı vardı. Küfürleri vardı. Ve İstanbul Sait Faiksiz edemezdi. (Peri Bacaları)
- "Oğlum, diyordu.Sen sen ol görünüşe aldanma. İnsanlar iki yüzlüdür..." (Teneke)
- Şu insanoğluna akıl ermez. (Ağrıdağı Efsanesi)
- Yeni yüzler, yeni dünyalar görmek onu kendine çekiyordu. Yeni yeni insanlara, yeni yeni şeyler söylemek. (Üç Anadolu Efsanesi)
- İnsana ne olursa olsun, başına ne gelirse gelsin, insan umudunu kesmemeli. Yalnız kalmış, umudunu yitirmiş insan yarı ölü bir insandır. Bana kalırsa insan yaratım gücünü hiçbir yerde yitirmemelidir. (Çıplak Deniz Çıplak Ada)
- Korku, insanın yerleşmiş, büyük duygularından bir tanesi… Bana göre, insanlar korkuyu inkar ettikçe korkuyorlar. (Ağacın Çürüğü)
- İnsan doğar, büyür ve ölür. Sınıf da doğar, büyür ve ölür. Ama büyük insanlık ölmez. Doğada da böyle bir oluşum var. Doğanın parçaları da doğar, büyür, ölürler. (Binbir Çiçekli Bahçe)
- Çöplükler, şehirlerin tıpa tıp aynasıdır. (Yolda)
- insanın katlandığına dağlar katlanmaz. (Bu Bir Çağrıdır)
- "Benim Ustam," dedi, "benim ustamda böyle yapardı.Emek varsa yemek vardır" (Yağmurla Gelen)
- “Bir insan ne kadar yürekliyse, o kadar korkaktır. Ya da bir insan ne kadar korkaksa o kadar yüreklidir. Bunun böyle olduğunu bir insan ancak seksenine gelince anlar.” (İnce Memed 2)
- "Bugünlerde öğretmenlik, doğru dürüst vicdanlı öğretmenlik bir kahramanlık değil mi, bu kadar kıyımdan, sürgünden, zulümden sonra… Ve aldıkları para ayın on beşine kadar yetmezken… Baskı, baskı, baskı… Bugünlerde öğretmenlik yapılır mı?" (Baldaki Tuz)
- Tanışmadan görüşmeden bir insan bir ıssız ada gibidir.. (Tek Kanatlı Bir Kuş)
- "Susmak sövmektir." (İnce Memed 4)
- Çok özlem çeken insanlardır çocuklar (Neredesin Arkadaşım)
- Umutsuzluk,kötülüğe karşı savasma gücünü yokeden, kıran en büyük silahtır. (Taş Çatlasa)