diorex
Dedas

Taş Devri Ekonomisi - Marshall Sahlins Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Taş Devri Ekonomisi kimin eseri? Taş Devri Ekonomisi kitabının yazarı kimdir? Taş Devri Ekonomisi konusu ve anafikri nedir? Taş Devri Ekonomisi kitabı ne anlatıyor? Taş Devri Ekonomisi PDF indirme linki var mı? Taş Devri Ekonomisi kitabının yazarı Marshall Sahlins kimdir? İşte Taş Devri Ekonomisi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 29.11.2022 19:00
Taş Devri Ekonomisi - Marshall Sahlins Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Marshall Sahlins

Çevirmen: Taylan Doğan

Çevirmen: Şirin Özgün

Orijinal Adı: Stone Age Economics

Yayın Evi: BGST Yayınları

İSBN: 9789756165409

Sayfa Sayısı: 330

Taş Devri Ekonomisi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Taş Devri Ekonomisi"nin iki temel teziyle özgürlükçü antropolojinin kurucu eserlerinden biri olduğu söylenebilir. Birincisi, ilkel toplumların, burjuva iktisat teorisinin mantığıyla ele alınamayacağıdır. İlkel toplumlar, sınırsız ihtiyaçlara ve azami ölçüde tatmin edilmeyi bekleyen çıkarlara sahip bireylerden oluşmazlar. "Taş Devri" insanları, sınırlı tuttukları ihtiyaçlarını doğanın imkânlarıyla karşılamayı öğrenmişlerdir. Mütevazı yaşam standartlarına karşın, modern insana göre daha az çalışıp "bolluk" içinde yaşamışlardır. O halde uygarlığın insanlara daha yüksek bir refah sağladığı görüşü bir hayli tartışmalıdır. Sahlins'e göre, Avrupa-merkezli bakış açısı ve tanımlarla ilkel toplumların dinamiklerini keşfetmek mümkün değildir.

Taş Devri Ekonomisi Alıntıları - Sözleri

  • Diplomatik davranıyordu, çünkü kendi kendisini mahkum et­tiği yoksulluğun karşılığında oradaki herkesin saygısını ve yandaşlığını ka­zanmıştı.
  • Gerçekten tarım insanlık tarihinde kölece emeğin ilk ürünüdür. Ve ilk katil çiftçi olan Kabil dir
  • Ayrıca hediyelerini kendi akrabalarına ya da zenginlere dağıtmaya özen gösterir, çünkü ihtiyaç duyduğunda onlardan faydalanabilir.
  • Çalışmanın amacı, artık bireyin şu ya da bu ihtiyacıyla özel bir ilişki içinde olan şu spe­sifik ürün değildir; evrensel bir biçime sahip olan zenginlik, yani paradır, öyle ki bire­yin çalışmasındaki gayret artık sınır tanımaz: Kendine has özelliklerine karşı kayıtsız olan çalışma, bu amaca hizmet eden her türlü biçime bürünür. Çalışma gayreti kendini ya­ ratıcı kılar ve toplumsal ihtiyaç için yeni nesneler yaratır
  • Başarılı süvari baskından döndüğünde yaşlı erkekler tarafından öyle bir pohpohlanabilir ki, kulübesine va­rana kadar ("sık sık") bütün ganimeti dağıtmış olur.
  • İstekleriniz yoksa, eksiğiniz de yoktur.
  • Dünyanın en ilkel halklarının pek az şeyi vardır. Ama yoksul değillerdir. Yoksulluk malların belirli ölçüde az olması anlamına gelmediği gibi araçlar ve amaçlar arasındaki ilişkiler ibaret değildir yoksulluk her şeyden insanlar arasındaki ilişkidir toplumsal bir statüdür bu niteliğiyle uygarlığın bir icatıdır.
  • Sürekli ihtiyaçların baskısı altında yaşayan, fakat yer değiştirerek ihtiyaçlarını kolayca temin edebilen Yerlilerin hayatı ne coşkudan ne de zevkten yoksundur .
  • AvustralyalI Aborijinler, son derece kıt ekonomik kaynaklara sahip olan bir halka verilebilecek klasik bir örnektir. Pek çok yerde Aborijinlerin doğal çevresi, Buşmanların- kinden daha zor koşullar barındırır, ancak bu durum belki de kuzey bölgesi için tam olarak doğru değildir... Kuzeybatı Orta Oueensland’deki Aborijinlerin yaşadıkları ülkeden elde ettikleri yiyecek maddelerinin sıralanması bu açıdan aydınlatıcıdır... Bu listedeki yiyeceklerin çeşitliliği etkileyicidir, fakat bu çeşitliliğin bolluğu gösterdiğini düşünerek yanılgıya düşmemeliyiz. Çünkü bu listedeki her yiyecek o kadar az miktardadır ki, ancak çok yoğun bir çaba hayatta kalmayı sağlar

Taş Devri Ekonomisi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Taş Devrinde Ekonomi Nasıldı?: Taş Devri Ekonomisi, antropolojinin pek çok saha çalışması ve zengin amprik malzeme sayesinde yazılmış bir eser. Yazar, ilkel insanın ekonomik ilişkilerine dair yeni ve şaşırtıcı iddialar ortaya atmakta. Geleneksel iktisatla açıklanamayacak bir işleyişi ve bunun arkasındaki saikleri sorgulamakta. Hane Tipi Üretim Tarzı, Hediye, Hau, İlkel Mübadele Modeli gibi kavramları antropolojik bulgu ve gözlemler ışığında yeniden tanımlamaya ve geliştirmeye çalışmakta. (Ali Şimşek)

Taş Devri Ekonomisi PDF indirme linki var mı?

Marshall Sahlins - Taş Devri Ekonomisi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Taş Devri Ekonomisi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Marshall Sahlins Kimdir?

Marshall David Sahlins, en çok Pasifik'teki etnografik çalışmaları ve antropolojik teoriye katkılarıyla tanınan Amerikalı bir kültür antropoloğuydu. Chicago Üniversitesi'nde Antropoloji ve Sosyal Bilimler Emeritus Charles F. Gray Seçkin Hizmet Profesörü idi.

Marshall Sahlins Kitapları - Eserleri

  • Batı'nın İnsan Doğası Yanılsaması
  • Taş Devri Ekonomisi
  • Akrabalık Nedir Ne Değildir?
  • Foucault'yu Beklerken
  • Tarihsel Metaforlar ve Mitsel Gerçeklikler

Marshall Sahlins Alıntıları - Sözleri

  • Tüm büyük adamların yaşamı bize Kendi yaşamımızın da yüce olabileceğini hatırlatır, Gelip geçerken de ardımızda... Küçük bir kireç birikintisi bırakacağımızı. (Foucault'yu Beklerken)
  • Dünyanın güncel sorunları için kesin ve tek kelimelik bir çözüm var: Ateizm. (Foucault'yu Beklerken)
  • İnsan çift kişiliklidir, der Durkheim, çift kişilikli ve bölünmüştür: Toplumdan aldığı, ahlaki ve zihni bir benlik, tamamen insan-öncesi olan benmerkezci ve bedensel zevklere düşkün bir benliğe üstün gelebilmek için sürekli mücadele eder. Ama Durkheim aslında modern değildi. Bu yarı melek, yarı hayvan insan fikri çok eskidir. (Foucault'yu Beklerken)
  • "Kimileri demokratik bir partiyi, kimileri aristokratik bir partiyi destekliyor, ama ulusal bir partiyi destek. leyen pek kimse yok." (Batı'nın İnsan Doğası Yanılsaması)
  • Gerçekten tarım insanlık tarihinde kölece emeğin ilk ürünüdür. Ve ilk katil çiftçi olan Kabil dir (Taş Devri Ekonomisi)
  • insanın kendi çıkarına düşkün hayvani bir doğaya sahip olduğu yolundaki Batı'ya özgü bu kavrayış, Dünya antropolojik ölçekte bir yanılsamadır. (Batı'nın İnsan Doğası Yanılsaması)
  • Aristoteles'in dediği gibi, "Doğru ve adil dediğimiz şeyler o kadar çeşitli şekillerde tanımlanır ki, onları doğanın bir gereği olarak değil, görenekler dolayısıyla hoş şeyler gibi görürüz. (Batı'nın İnsan Doğası Yanılsaması)
  • Sürekli ihtiyaçların baskısı altında yaşayan, fakat yer değiştirerek ihtiyaçlarını kolayca temin edebilen Yerlilerin hayatı ne coşkudan ne de zevkten yoksundur . (Taş Devri Ekonomisi)
  • Diplomatik davranıyordu, çünkü kendi kendisini mahkum et­tiği yoksulluğun karşılığında oradaki herkesin saygısını ve yandaşlığını ka­zanmıştı. (Taş Devri Ekonomisi)
  • Saussure için dili, söylemdeki bireysel uygulamalarından ayrı olarak, kolektif boyutu itibariyle oluşturma zorunluluğu buradan kaynaklanır. Dil ancak konuşanlar topluluğunda mükemmel bir göstergebilimsel sistem olarak mevcuttur. (Tarihsel Metaforlar ve Mitsel Gerçeklikler)
  • Bütün bunlara karşın. başlangıçta yapısalcılık genel antropo- loji alanına teorik sınırlılıkları olduğu gibi korunarak taşındı. "Sistem"in riske sokulmaması için tarihten uzak durmak gerektiği düşünüldü. Söylediğim gibi, eylem ancak, yerleşik bir düzenin işle- yişini, mevcut kültürel kategorilerin "stereotipik yeniden üretimi- ni" (Godelier'nin ifadesi) temsil ettiği ölçüde hesaba katı lıyordu. Üstelik eylemin böyle tarihdışı şekilde temellük edilmesi, geçerli bir argümanla da desteklenebilirdi: (Tarihsel Metaforlar ve Mitsel Gerçeklikler)
  • Saussure dil için de aynı şeyin geçerli olduğunu öne sürer. Ona göre, göstergenin kavramsal değerini belirleyen, o göstergenin birlikte var olduğu diğer göstergelerle olan ilişkileridir. Göster­genin yer aldığı (sistemik) ortamda diğer göstergelerle arasındaki karşıtlıklar, onun kendi anlamının veya kavramsal değerinin bil­lurlaşmasını sağlar. (Tarihsel Metaforlar ve Mitsel Gerçeklikler)
  • Euripides'in bir fragmanı, "doğa böyle istedi, yasa kimin umurunda" der. (Batı'nın İnsan Doğası Yanılsaması)
  • Anlamların, şeylerin "kopyası" olduğunu ileri süren bütün teorileri böylel ikle bir kenara bırakabiliriz. Fakat şu yine de doğrudur: Ey- lem esnasında göstergelerle maddi dünya arasında belirtisel bağ- lar kurulması, o göstergelerin kavramsal değerlerini etki leyebilir. Hawaili şefler ticareti tekel lerine almak uğruna tabu kavramını kendi çıkarlarına uygun şeki lde kul landığında, bunun en azından şöyle bir sonucu oldu: (Tarihsel Metaforlar ve Mitsel Gerçeklikler)
  • Diodotus şu görüşü ileri sürer: "Kısacası, insan doğası bir kez aklına bir şey yapmayı koydu mu, onu yapmasını önlemek imkansızdır; önlenebileceğini düşünmek büyük bir budalalıktan başka bir şey değildir. Ne yasanın zoruyla önlenebilir ne de ne olursa olsun başka bir caydırıcı güçle." Evet, ne olursa olsun: insan doğası düzen biçimine de bürünebiliyor, kargaşa biçimine de. Kültürel biçim de olabiliyor, onun doğal karşıtı da. Karşımıza açıkça görünür şekilde de çıkabiliyor, aldatıcı şekilde kendini daha yüzeysel şeylerin ardına gizleyerek de. Bunların hepsi insan doğasıdır. insan doğasına aykırı hareket edecek tek şeyin yine insan doğası olarak tanımlandığı, kaybetme riskinin olmadığı bir tarihyazımıdır bu. Böylelikle insan doğası, dünya tarihinin rakipsiz ağır siklet şampiyonu haline getirilir. (Batı'nın İnsan Doğası Yanılsaması)
  • kültür ya doğal dürtülerin toplumsal biçimidir; ya da böyle değilse, yani şehir adalet, ahlak, eşitlik ve buna benzer başka güzel isimli ilkelere göre örgütlenmişse, bu durum, daha hakiki ve güçlü bir insan doğasının ardına gizlendiği yüzeysel bir aldatmacadan ibarettir yalnızca. (Batı'nın İnsan Doğası Yanılsaması)
  • Maurice Lienhardt, Yeni Kaledonyalılarla ilgili olarak "Deneyim kişiler arasında yayılıyordu" demiş ve şöyle devam etmişti: "Deneyim, bireye özgü bir şey olarak görülmüyordu." Akrabaları ahlaki ya da dinsel kuralları çiğnedi diye insanlar hasta olurlar. Yaygın bir etnolojik bulgudur bu. Kişi yaralandığı için akrabalarına tazminat verilmesinin zorunlu olduğu çok sayıda toplum vardır. Kişinin ölümü söz konusu olduğunda akrabalarına tazminat verilmesi gereken toplumların sayısı ise daha da fazladır; buna karşın, birinin saçının kesilmesi yüzünden akraba￾larına tazminat ödenen toplumların sayısı o kadar fazla değildir. Çok sayıda toplumda, yaralanan veya ölen kişinin hısımları tazminat konusunda özel bir hakka sahiptir; çünkü hısımlar, o yaşamın kaynağıdır. (Batı'nın İnsan Doğası Yanılsaması)
  • Çağdaş bir Yahudi atasözüne göreyse, para sizi fizikçi yapamıyor ola­bilir ama gerçekliği sevmenize yardımcı olur. (Foucault'yu Beklerken)
  • John Barth’dan alıntı yaparsak, gerçeklik (felsefi olarak) ziyaret etmek için hoş bir yerdir ama orada kimsenin yaşadığı görülmemiştir. (Foucault'yu Beklerken)
  • Dünyanın en ilkel halklarının pek az şeyi vardır. Ama yoksul değillerdir. Yoksulluk malların belirli ölçüde az olması anlamına gelmediği gibi araçlar ve amaçlar arasındaki ilişkiler ibaret değildir yoksulluk her şeyden insanlar arasındaki ilişkidir toplumsal bir statüdür bu niteliğiyle uygarlığın bir icatıdır. (Taş Devri Ekonomisi)

Yorum Yaz