Taşlar Yerine Otururken - İpek Ongun Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Taşlar Yerine Otururken kimin eseri? Taşlar Yerine Otururken kitabının yazarı kimdir? Taşlar Yerine Otururken konusu ve anafikri nedir? Taşlar Yerine Otururken kitabı ne anlatıyor? Taşlar Yerine Otururken PDF indirme linki var mı? Taşlar Yerine Otururken kitabının yazarı İpek Ongun kimdir? İşte Taşlar Yerine Otururken kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: İpek Ongun
Yayın Evi: Artemis Yayınları
İSBN: 9786054560936
Sayfa Sayısı: 445
Taşlar Yerine Otururken Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Serra, Sıla, Melis, Dilek, Esin, Toprak.
Dünün küçük kızları. Hepsi ayrı ayrı yollarda ilerliyor. Ama… Bir zamanlar birbirinin ellerinden tutan o küçük kızlar, bugün genç kadınlar olarak aynı elleri sıkı sıkı tutmaya devam ediyorlar.
Dilek, Ulaş ve Deryasıyla mutlu. İşinde başarılı. Hâlâ çocuksu neşesini, öfke patlamalarını, patavatsızlığını sürdürüyor.
Toprak, özel yaşamını konuşmayı sevmeyen bir özgür ruh... Evliliğe inanmıyor ama seçtiği hayat arkadaşıyla mutlu görünüyor. Daha fazlası zaten sorulmaz ona. Melis, Toprakın tam anlamıyla zıttı. Hepsine karışan, onların dertlerini dert edinen, en olmadık sorularla özel yaşamlarına dalıveren bir anaç tavuk. Hem başarılı bir iş kadını, hem de çok iyi bir anne. Her koşulda güzel, şık, ışıl ışıl bir kadın.
Esin, sakin, sessiz, sanatkâr ruhlu... Başarılı bir sanatçı olma yolunda hızla ilerliyor. Zor zamanları sabırla, hoşgörüyle aşabilen, içlerinde bilgeliğe en yakın kişi. Sıla, narin ama çelik bir tel gibi dirençli ve güçlü… Nelerden geçti ama çok başarılı olduğu mesleğinden asla vazgeçmedi.
Ailesiyle işini bir arada keyif ve uyumla sürdürmeyi başaran Serra ise on beş yaşında yazmaya başladığı anı defterlerine artık son noktayı koyuyor. Minik kızı Seline ilk anı defterini alarak bu geleneği bir sonraki kuşağa aktarmayı arzu ediyor. Tüm sevdikleri kendi hayatlarını kurarken, başka başka ufuklara yelken açarken, Serra, onların arkasından mutlulukla bakıyor. Bir yandan da o ince hüzün, gelip yerleşiveriyor yüreğine...
Taşlar Yerine Otururken Alıntıları - Sözleri
- ... Yani değerli arkadaşım, un var ,şeker var, iş helva yapmaya kaldı.'' " O helvayı da sen yapıyorsun." "Aynen öyle..." "Ne diyeceğimi bilemiyorum ." "Hiç bir şey deme! Yoksa pişmiş aşa su katılır. Kimse duymamalı, bu ilişki yavaş yavaş gelişmeli . ... "Sen çılgının tekisin." "Her daim akıllı olmaktan iyidir."
- Her yerde, her zaman... İnsanlar önemli, azizim. Bunu bilir, bunu söylerim.
- Söz konusu ölüm olunca, pek çok şey önemini yitiriyor.
- Sanat ve kültürü çıkar insan hayatından, geriye ne kalır?
- Marifet, iltifata tabidir.
- Umarım akıllı olur. Benim için akıl zekâdan çok üstün. Nice müthiş zeki ama akılsız kişi hayatını mahvederken, nice zeka açısından sıradan ama akıllı kişi hayatta başarılı oluyor.
- Yaptıklarının kıymeti bilinince insan mutlu oluyor.
- Bazen insanları kendinden bile korumak gerekebiliyor.
- Hepimiz öyle bir koşturuyoruz ki, dostlarımıza, hayatımızın en değerli varlıklarına vakit ayıramıyoruz, ne kötü.
- Geriye dönüşler bazen ne kadar da hüzünlü olabiliyor.
- Beni etkileyen, paylaşmak, dertleşmek istediğim zamanlarda yazar oldum artık.
- Her yerde, her zaman... İnsanlar önemli, azizim. Bunu bilir, bunu söylerim.
- Koşmak iyi geliyor. Hızlı temponun önünde, tüm kuşkular, üzüntüler, takıntılar, güçlü bir rüzgara kapılmışçasına yok olup gidiyor. Onun için koşmaya devam...
- Durup durup beni ciddiye almayanlara bir öfkeleniyorum ki... Ne işe yarayacaksa...
- Geriye dönüşler bazen ne kadar da hüzünlü olabiliyor.
Taşlar Yerine Otururken İncelemesi - Şahsi Yorumlar
#kitapyorumum #İpekongun #birgençkızıngizlidefteri10 #birgençkızıngizlidefteri #taşlaryerineotururken Serinin onuncu kitabında serinin artık biteceğini söyleyen yazar, okuyucuların ısrarıyla seriye iki kitap daha devam etmiştir. Bu kitapta Serra ve arkadaşlarının yavaş yavaş düzene giren hayatını anlatıyor. Serra'nın deyimiyle taşlar yerine oturmaya başlıyor. Yine farklı farklı konularda farkındalık yaratırken en önemli kısmı bence obeziteydi. Obezite farkındalığını arttırmaya çalışmış sevgili yazarımız. Bu farkındalık için teşekkür ediyorum. Serinin sonunun Serranın kendi kızına da günlük tutması için günlük hediye alması çok anlamlı ve duygulandırıcıydı. Yıllardır bizimle olan Serranın çocuğunun bunu devam ettirmesi çok duygusaldı. Serinin nasıl devam ettiğini merakla bekliyorum. (Büşra Sarıoğlu)
Serra, Sıla, Melis, Dilek, Esin, Toprak. Dünün küçük kızları. Hepsi ayrı ayrı yollarda ilerliyor. Ama… Bir zamanlar birbirinin ellerinden tutan o küçük kızlar, bugün genç kadınlar olarak aynı elleri sıkı sıkı tutmaya devam ediyorlar. Dilek, Ulaş ve Deryasıyla mutlu. İşinde başarılı. Hâlâ çocuksu neşesini, öfke patlamalarını, patavatsızlığını sürdürüyor. Toprak, özel yaşamını konuşmayı sevmeyen bir özgür ruh... Evliliğe inanmıyor ama seçtiği hayat arkadaşıyla mutlu görünüyor. Daha fazlası zaten sorulmaz ona. Melis, Toprak’ın tam anlamıyla zıttı. Hepsine karışan, onların dertlerini dert edinen, en olmadık sorularla özel yaşamlarına dalıveren bir anaç tavuk. Hem başarılı bir iş kadını, hem de çok iyi bir anne. Her koşulda güzel, şık, ışıl ışıl bir kadın. Esin, sakin, sessiz, sanatkâr ruhlu… Başarılı bir sanatçı olma yolunda hızla ilerliyor. Zor zamanları sabırla, hoşgörüyle aşabilen, içlerinde bilgeliğe en yakın kişi. Sıla, narin ama çelik bir tel gibi dirençli ve güçlü… Nelerden geçti ama çok başarılı olduğu mesleğinden asla vazgeçmedi. Ailesiyle işini bir arada keyif ve uyumla sürdürmeyi başaran Serra ise on beş yaşında yazmaya başladığı anı defterlerine artık son noktayı koyuyor. Minik kızı Selin’e ilk anı defterini alarak bu geleneği bir sonraki kuşağa aktarmayı arzu ediyor. Tüm sevdikleri kendi hayatlarını kurarken, başka başka ufuklara yelken açarken, Serra, onların arkasından mutlulukla bakıyor. Bir yandan da o ince hüzün, gelip yerleşiveriyor yüreğine (Tuğçe Gökalp)
İnsan hayatının dört önemli dönemi; Çocukluk, gençlik, yetişkinlik ve yaşlılık Bir meslek sahibi olma, ekonomik bağımsızlığı kazanma, ebeveyn olma, bağımsız olarak karar alabilme, bir ölçüde durağan özelliklere sahip olma, sevecenlik ve bilge olma artık karakterimiz Serra ve arkadaşları bu yetişkinlik evresinde... Hayatımızın belli bir döneminden sonra artık karakterimizdeki taşlar yavaş yavaş yerine oturur. Umarım biz gençler kendi ayakları üzerinde, sağlam kişiliklere sahip bireyler olarak bu topluma faydamız olur. (Ayşenur)
Taşlar Yerine Otururken PDF indirme linki var mı?
İpek Ongun - Taşlar Yerine Otururken kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Taşlar Yerine Otururken PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı İpek Ongun Kimdir?
1961 Yılında Arnavutköy Amerikan Kız Koleji Edebiyat Bölümünden mezun olan İpek Ongun, yazı yaşamına 1980 de yayınlanan "Mektup Arkadaşları"yla başladı.
Onu Kamp Arkadaşları ve Afacanlar Çetesi adlı çocuk kitapları izledi.
Bunları izleyen Yaş On Yedi ve Bir Genç Kızın Gizli Defteri başlıklı yapıtlarıysa gençlik için yazılmış romanlardır.
Gençlik romanlarından sonra, gençlere yaşama kültürü ve kişisel gelişim gibi konularda yardımcı olmasını amaçladığı bir üçlü yazdı. Adları, Bir Pırıltıdır Yaşamak, Bu Hayat Sizin ve Lütfen Beni Anla olan bu kitapların ilki 1991 yılında TÜYAP'ta "Altın Kitaplar Ödülü"nü aldı. Ayrıca gençler için yaptığı bu çalışmalar nedeniyle kendisine Rotary Kulübü tarafından "1995-96 Meslek Hizmetleri Ödülü" verildi.
1998 yılında da Oriflame Firmasının 250.000 kişilik bir halk jürisine yaptırdığı anket sonucu "Yılın En Başarılı Kadın Yazarı" seçildi.
Bu çalışmalardan sonra tekrar romana dönen Ongun, Bir Genç Kızın Gizli Defteri'nin devamı olan Arkadaşlar Arasında, Kendi Ayakları Üstünde, Adım Adım Hayata, İşte Hayat, Şimdi Düğün Zamanı ve Hayat Devam Ediyor'u yazdı.
Sabah Gazetesindeki yazılarını "Yarım Elma Gönül Alma" ve "Sabah Pırıltıları" adlı iki kitapta topladı. 2005 yılında "Şu Çılgın Dünyada Duyarlı Davranışlar" adlı kitabı yayınladı.
Evli ve iki kız annesi olan İpek Ongun, yazı yaşamını çok sevdiği Mersin'de sürdürmektedir.
İpek Ongun Kitapları - Eserleri
- Bir Genç Kızın Gizli Defteri
- Arkadaşlar Arasında
- Yaş On Yedi
- Kendi Ayakları Üstünde
- Adım Adım Hayata
- İşte Hayat
- Şimdi Düğün Zamanı
- Hayat Devam Ediyor
- Günler Akıp Giderken
- Bir Pırıltıdır Yaşamak
- Ya Sen Olmasaydın
- Taşlar Yerine Otururken
- Mektup Arkadaşları
- Kamp Arkadaşları
- Yıllar Sonra
- Bu Hayat Sizin
- Yoksa Hayat Gençken Daha Mı Zor?
- Afacanlar Çetesi
- Nerde Kalmıştık
- Lütfen Beni Anla - Anne ve Babama Sevgilerimle
- Yarım Elma Gönül Alma
- Sabah Pırıltıları
- Şu Çılgın Tempoda Duyarlı Davranışlar
- Anlat Anneanne
- Duyarlı Davranışlar
- Bu Hayat Sizin
- Yeni Bir Aşk
- Zoru Başaranlar
- Okumak İstemeyen Otti
İpek Ongun Alıntıları - Sözleri
- İnsanın yüzünü bilmek,o insanı tanımak demek değildir. (Kamp Arkadaşları)
- Durup durup beni ciddiye almayanlara bir öfkeleniyorum ki... Ne işe yarayacaksa... (Taşlar Yerine Otururken)
- Bir konu hakkında konuşmak yetmez, onu hayata geçirmek gerek. (Duyarlı Davranışlar)
- Teşekkür etmesini bilmek de bir sanattır. (Arkadaşlar Arasında)
- Bir de..Pek çok şey unutuluyor da, özellikle düşünmeden edilmiş bazı sözcükler hiç unutulmuyor... (Hayat Devam Ediyor)
- Bazıları el ele verir, tüm güçlükleri birlikte aşarlar ve bu sevgi öyle büyür, onları birbirine öylesine bağlar ki, bir ömür boyu aşık kalırlar. Bazıları da bu yükü taşıyamaz ve birbirlerini tüketirler. (Günler Akıp Giderken)
- ''Hani derler ya, karanlığın en yoğun olduğu zaman, aydınlığa en yakın olandır, diye. ''Evet, bir Mustafa Kemal çıktı ortaya; bu şartları, bu yenilgiyi kabul etmiyorum, dedi. ''Ve o savaştan yenik çıkmış, perişan, yorgun, fakir halkı, ya istiklal, ya ölüm parolasıyla ayağa kaldırdı. (Ya Sen Olmasaydın)
- " Anı defterlerini, hayatı bir kez daha yaşamak, olarak görürüm. Çünkü bir olayı yaşarken her ayrıntının farkına varamıyoruz. Bazen heyecandan, bazen telaştan... Ama, oturup yazarken, her ayrıntı gözümüzün önünde beliriyor, cümleleri daha net duyuyoruz sanki. Ve olayı doyasıya yaşıyoruz. " (Yıllar Sonra)
- İnsanlara kendimi zorla sevdiremeyeceğimi öğrendim. Yapabilecek tek şey sevebilecek biri olmak. Gerisi onlara kalmış... İnsanları ne kadar düşünürsen düşün, Onların seni o kadar düşünmediklerini öğrendim. Önemli olanın hayatındaki eşyalar değil, Hayattaki kişilerin olduğunu öğrendim. Kendimi karşılaştırmak için başkalarının en iyi yaptıklarını değil, Kendimin en iyi yaptıklarını ölçüt almam gerektiğini öğrendim. İnsanlar için olayların değil, Onların daha önemli olduklarını öğrendim. Ne kadar ince kesersen kes, Kestiğinin her zaman iki yüzü olacağını öğrendim. Sevdiğin kişilere sevgi dolu sözler söylemen gerektiğini, Belki bu defa onları son görüşün olabileceğini öğrendim. Her ne kadar onu çok düşünsen de, Yine de gidebileceğini öğrendim. (Sabah Pırıltıları)
- Yardım etmeyi bildiğiniz gibi,yardım kabul etmeyi de öğrenmelisiniz. (Mektup Arkadaşları)
- Sevinçleriniz dalgalar gibi coşkulu üzüntüleriniz köpükler kadar geçici olsun... (Lütfen Beni Anla - Anne ve Babama Sevgilerimle)
- ''Neyi hevesle beklesem mutlaka bir terslik olur.'' (Bir Genç Kızın Gizli Defteri)
- Farkına varmak, başlangıç noktasıdır. (Bu Hayat Sizin)
- “Ülkem benim için ne yapabilir diye düşünme; ben ülkem için ne yapabilirim diye düşün.” John F. Kennedy (Bu Hayat Sizin)
- Başkalarına yardım etmek, iyilik yapmak kadar insanı iyileştiren bir eylem olamaz. Mutlu olmak istiyorsan birine yardım et, bir iyilik yap. (Anlat Anneanne)
- "Allah'ım, bana değiştiremeyeceğim olaylara katlanabilmem için sabır, değiştirebileceklerimi değiştirmek için güç ver. Ve daha da önemlisi, bu ikisinin arasındaki farkı ayırt edebilecek sağduyuyu ver." (Yaş On Yedi)
- Emerson ise, “Yaptıkların öyle yüksek sesle konuşur ki, söylediklerini duymam bile…”der. (Şu Çılgın Tempoda Duyarlı Davranışlar)
- Beni rahat bıraksınlar, başka bir şey istemiyorum!" (Bir Genç Kızın Gizli Defteri)
- "Acele karar vermeyin! "Hayatın küçük bir parçasına bakıp tamamı hakkında karar vermekten kaçının. "Karar, aklın durması halidir. "Karar verdiniz mi akıl düşünmeyi, dolayısıyla gelişmeyi durdurur. "Oysa, bir yol biterken yenisi açılır. "Bir hedefe ulaşırsınız ve daha yüksek bir hedefin hemen oracıkta durduğunu görürsünüz." (Günler Akıp Giderken)
- Ve unutmayın: Yaşayamadıklarımız da bizlere bir şeyler katabilir! (Bu Hayat Sizin)