Tek Kişilik Din - Cem Selcen Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Tek Kişilik Din kimin eseri? Tek Kişilik Din kitabının yazarı kimdir? Tek Kişilik Din konusu ve anafikri nedir? Tek Kişilik Din kitabı ne anlatıyor? Tek Kişilik Din PDF indirme linki var mı? Tek Kişilik Din kitabının yazarı Cem Selcen kimdir? İşte Tek Kişilik Din kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Cem Selcen
Yayın Evi: Sel Yayıncılık
İSBN: 9789755706382
Sayfa Sayısı: 208
Tek Kişilik Din Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Tek Kişilik Din, felsefi bir kara polisiye.
Yalnızlık üzerine düşünürken Kierkegaard, Nietzsche gibi felsefecilerin, Octavio Paz, Michel Tournier, Fyodor Dostoyevski gibi romancıların metinlerini kazıyan, modern dünyada "tek başınalığın" anlamını sorgulayan bir yazar...
Birbirinden tamamen farklı kişileri kurban seçen seri katil ya da katillerin peşindeki bilge ve sinik bir komiser...
Bu iki tuhaf adamın yolu bir cinayetle kesiştiğinde yalnızlığı ikisi de kendi pencerelerinden bir kez daha sorgulayacak ve hayat ile ölümün anlamlarını edebiyat, felsefe ve günlük hayatın ta kendisinden damıtarak yeniden oluşturacaklar.
Çağımızın kaotik dünyasındaki farklılaşan ilişkileri, varoluş biçimlerini ve paylaşımları resmeden bu roman, sade ve sahici sesini okura içtenlikle duyuruyor.
"Yürümek, uzun yollara çıkmak, düşünmek istedim. Hayatımı nasıl bu hale getirdiğimi düşündüm. Ama başka ne yapabilirdim ki? Tanrı'yı düşündüm. Yalnızların tanrısını. Çünkü mutlaka büyük kitlelerin tanrısından farklı olandı O."
(Tanıtım Bülteninden)
Tek Kişilik Din Alıntıları - Sözleri
- 'En acımasızların da dostlardan çıktığını üzülerek öğrendim'
- 'Biz başkalarına anlatmak için yaşarız. "
- “İnsan bir başkasıyla yüz yüzeyken, asla kendisi olma özgürlüğüne sahip değildir"
- "Yaşamı yaşamamışlar yönetmemeli! "
- ... Sen, komşu tanrı, seni boyuna uzun gecede sert vuruşlarla tedirgin ediyorsam, - soluğunu ender duyduğumdandır ve bildiğimden: Yalnızsın odada. Ve birşey gereksesen, kimse yoktur, duyularına bir içecek sunacak: Hep kulak kabartırım. Küçük bir işaret ver. Çok yakındayım.
- "Bütün toplumsal hayaller uçup gittiğinde, insanoğlu 'dinsel ihtimallerin... kendisi için tamamen geçersizleştiğini' gördüğünde, öze ilişkin ne çıkar ortaya? Beden."
- "Zaman geçtikçe, varolan herşey gibi, geçmiş de değişiyor"
- "Eskiden beri bildiğin, sende anısı olan bir yer de insanın yalnızlığını alabilir aslında,"
- Herşey o günkü duygumuza göre değişiyor.Dünya, üzerinde anlaşmaya vardığımız bir ortalama sanki.
- Bizim bilgi kırıntılarımız onların elinde hemen sınırlayıcı, baskıcı bir güç hâline dönüyor, derdi. Bilimin çoktandır merkezî iktidarı güçlendirmekten başka bir şey yapmadığını, ama yapacak bir şey olmadığını da söylerdi
- Yalnızlık, varoluşsal iletişimin zorunlu bir koşuludur.
- Yalnızlık duygusu hem bir ceza hem bir arınmadır, bir sürgün cezası olduğu kadar sanki o sürgünden artık kurtulacağımızı duyuran bir durumdur.
- Yaşamanın artık hiç bir anlamı yok, diye yaşamak, yaşamın anlamı olur artık...
- İtaarkarlık, her zaman kabul görür.
Tek Kişilik Din İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Sıradan bir cinayet soruşturması hikayesi gibi görünen fakat; felsefi yönü ağır basan ,okurken de altı çizilecelecek güzel cümlelere sıklıkla rastlayacağınız çok güzel bir metin. Yazarın üslubu akıcı, özellikle varoluşçuluk üzerine yoğunlaşan felsefi yanı benim bu romanı beğenmemde etkileyici bir faktörlerden biriydi. Belki vardır ama ben daha önce denk gelmediğim için söylüyorum; bir Türk yazardan beklenmeyecek tarzda bir felsefi romandı bana göre. Tavsiye ederim. (Çelebi)
Tek kişilik din, çokça felsefe içeren, beğendiğim alıntılari olan bir kara polisiye.. Hayatını ve düşünce yapısını genişletmiş, gelişmeye dayali yol izleyenlerin rahat okuyacağı, dogmalari olanlarin rahatsiz olabileceği bir kitap. Varoluşçu sorgulamalar genele hakim olsa bile bir parça Nihilizm de görmedim değil... Bence tek eksiği, çabucak bitirilmiş havası taşıyan son bölümü.. Bunca olay örgüsunden sonra biraz daha iç hesaplaşmayi hak ediyorduk diye düşünüyorum. Felsefe sevenler için ilginc bir kitap.. Okuyalim. (Tutunduğum kitaplar)
Tek Kişilik Din PDF indirme linki var mı?
Cem Selcen - Tek Kişilik Din kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Tek Kişilik Din PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Cem Selcen Kimdir?
Cem Selcen 1962'de İstanbul'da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Bursa'da tamamladı. 1994'de Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü'nü bitirdi. Mühendislikle başlayan iş hayatı gece kulübü işletmecisi olarak devam etmekte. Daha önce1578 - Bir Korsan Hikâyesi(İmge yayınları, 1999), Saat Kaçtır Acaba (Everest yayınları, 2003) adlı romanları yayınlandı.
Cem Selcen Kitapları - Eserleri
- Tek Kişilik Din
- Elmanın Suçu
- Öğle Paydosu
- Saat Kaçtır Acaba
- 1578
- Keskin Nişancı
Cem Selcen Alıntıları - Sözleri
- İtaarkarlık, her zaman kabul görür. (Tek Kişilik Din)
- Hem size bir şey diyeyim mi, hani yeri geldi diye: İnsan bir suç torbasıdır. Altı üstü açık, deri bir kılıfın alt tarafını iyice sıkarak kapatır, üst tarafın içine suçları silme doldurursun, o iyice şişer şişer, sonunda da iki kocaman gözüyle sana bakan bir insanoğlu oluverir. Sonra da bu garip insanoğlunun ilk işi, ısrarla, masum olduğunu iddia etmek olur. (Elmanın Suçu)
- ... Sen, komşu tanrı, seni boyuna uzun gecede sert vuruşlarla tedirgin ediyorsam, - soluğunu ender duyduğumdandır ve bildiğimden: Yalnızsın odada. Ve birşey gereksesen, kimse yoktur, duyularına bir içecek sunacak: Hep kulak kabartırım. Küçük bir işaret ver. Çok yakındayım. (Tek Kişilik Din)
- "Eskiden beri bildiğin, sende anısı olan bir yer de insanın yalnızlığını alabilir aslında," (Tek Kişilik Din)
- Yaşamanın artık hiç bir anlamı yok, diye yaşamak, yaşamın anlamı olur artık... (Tek Kişilik Din)
- Hayatlar, içine herşeyin atıldığı manasız, zevksiz çöplüklere döndü... (Elmanın Suçu)
- Yalnızlık duygusu hem bir ceza hem bir arınmadır, bir sürgün cezası olduğu kadar sanki o sürgünden artık kurtulacağımızı duyuran bir durumdur. (Tek Kişilik Din)
- "Size şehir adına hoşgeldiniz! diyorum. Umarım çok mücadeleci değilsinizdir de insanlara çabucak uyar, rahat edersiniz. Fakat bunu kısa zamanda becereceğinizi görüyorum. Bavulunuzun küçüklüğünden otele girişinize kadar birçok şey sizin anlayışlı ve fazla zorluk çıkarmayan biri olduğunuzu ele veriyor. Belki de bunu, yaptığınız sık yolculuklar sayesinde edinmişsinizdir. Bu durumda siz de biliyor olmalısınız ki, şehir denen şey canlı mahlukat sınıfına girer. Bütün canlılarda olduğu gibi, bir beden olarak hareket eder. Bu öyle hassas öyle dikkatli bir bedendir ki, hani belki bundan haberiniz yoktur, bünyesine alacağı herşeyle tek tek ilgilenir, uymayanı da anında kusar. Ama ona ait en azından bir molekülü de biryerlerine karıştırır ki, hani aşı gibi, gelen bir daha gelirse birbirlerini tanımazlık etmesinler. Bu yüzden, tıpkı insan bedenlerine olduğu gibi şehirlere de en az iki kez gitmek lazımdır ki gerçek bir tanışma ve yakınlaşma olsun, birbirlerine gerektiği gibi davransınlar... Hah! Tabii ki, görüşmelerin çokluğuna rağmen o yolun aşılamadığı haller de olur. Yani şu malum gelenle, hep orada duran birbirlerine pek alışamazlar. O zaman şehir, geleni bir daha içine almayacak şekilde bedeninden atar ve bir daha da tanımazdan gelir. " (Saat Kaçtır Acaba)
- Annesi öldükten sonra iş yapma isteğimi kaybetmiştim. Geçen hafta öleli tam altı yıl oldu. Benim gibi bir tipe ancak o kadar dayanabildi zavallı. Karımın ölümü, düşündüğümden daha fazla dokundu bana. Halbuki onunla evliyken, her an onsuz olmayı kurardım. Onsuz daha rahat yaşayacağımı düşünür, durmadan gittiğim fahişelere ondan dert yanardım. Tanrı da onu alıverdi işte. Yani, benim nasıl bir aşağılık herif olduğumu yüzüme vurdu. Birden, o güne kadar farkında olmadığım bir boşluk bütün etrafımı kapladı. Beni o boşluk mahvetti çocuklar. O boşluk!.. Her gün kaçmak için bahane aradığım kadın bu kadar önemli olsun... Hiçbir şey yapmak istemiyordum, içkiyi de o zamanlar arttırdım işte... (Elmanın Suçu)
- "Gerçek her zaman katlanılabilecek bir şey değil bir yandan da" (Öğle Paydosu)
- "Yaşamı yaşamamışlar yönetmemeli! " (Tek Kişilik Din)
- Hepimiz, elimizde kendimizi savunacak ne kadar çok şeyimiz olsa da, derinde bir yerde suçumuzu biliriz. Çünkü ortada, bizim içinde bulunduğumuz tabloda, kötü bir şey olmuştur. Ve biz gerekeni, yapabileceklerimizin hepsini, tam olarak yapmamışızdır. (Elmanın Suçu)
- "Zaman geçtikçe, varolan herşey gibi, geçmiş de değişiyor" (Tek Kişilik Din)
- Anlaşılan bu dünyada hiçbir yerde rahat yok. Tek başına çekileceğin ne bir dağ başı, ne de bir oda kaldı. Buradan dünyaya bağırıyorum: Bundan böyle 'yalnızlık' diye bir şey kalmamıştır. Dolayısıyla ne Hira Dağı, ne de ermişler var artık. (Elmanın Suçu)
- Yalnızlık, varoluşsal iletişimin zorunlu bir koşuludur. (Tek Kişilik Din)
- Bizimkinin acıması şaşkınlığa döner. "Bu hayatı tümüyle seviyor bu adam," diye düşünür. "Bütün bu sorunlar, başedebileceği şeyler olarak gözüküyor ona, onları tarif ediyor, başka türlü olmasını da beklemiyor. Sadece varlıklarını bildiğini belirtiyor. Bu hıyar, onlarla mutlu." (Elmanın Suçu)
- "Gerçek her zaman katlanılabilecek bir şey değil bir yandan da" (Öğle Paydosu)
- 'Biz başkalarına anlatmak için yaşarız. " (Tek Kişilik Din)
- İyiler ve kötüler vardır. Bir de bıkıp usanmadan bir cehenneme bir cennete gidip gelenler..." (Elmanın Suçu)
- “İnsan bir başkasıyla yüz yüzeyken, asla kendisi olma özgürlüğüne sahip değildir" (Tek Kişilik Din)