Tevhid ve Şirk - Mehmed Alagaş Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Tevhid ve Şirk kimin eseri? Tevhid ve Şirk kitabının yazarı kimdir? Tevhid ve Şirk konusu ve anafikri nedir? Tevhid ve Şirk kitabı ne anlatıyor? Tevhid ve Şirk kitabının yazarı Mehmed Alagaş kimdir? İşte Tevhid ve Şirk kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Mehmed Alagaş
Yayın Evi: İnsan Dergisi Yayınları
İSBN: 9789756062081
Sayfa Sayısı: 92
Tevhid ve Şirk Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Şirkin Tanımı
Şirkin Psikolojik ve Sosyolojik Nedenleri
İnsanlık Tarihinde ve Çağımızda Şirk Hadisesi
Tevhid Gerçeği
Tevhidi Davet
Tevhidi Yöneliş Prensipleri
Tevhid ve Şirk Alıntıları - Sözleri
- Tarihin her döneminde kendisini ilahlaştırmaya çalışan firavunlar ve bu firavunlara kulluk yapan köleler olagelmiştir
- Çünkü İslam'a göre bir insanın kurtarmakla yükümlü ve sorumlu olduğu ilk şey kendisidir. Kendisini kurtarmayan, kurtaramayan bir insanın, başkalarını veya toplumu kurtarmaya kalkışması sadece mizah konusu olabilir.
- Yaşanmayan inançlar ise değişmeye ve yok olmaya mahkumdur
- Kur'an'ı Kerim'de bildirilen bütün gerçekler, Kur'an'ı Kerim'de beyan edilen bütün esaslar, müslümanlar için birer iman esasıdır. Bu iman esaslarını bölmek, bir kısmını esas, bir kısmını detay kabul etmek, müslümanlar için mümkün değildir...
- Müslüman, karşılaştığı hak tebliği kabul eden ve bu hakka teslim olan insandır. Kafir ise, hak tebliğle karşılaşmasına rağmen bu hakkı örten, bu hakkı gizleyen ve hakkı inkar eden insandır...
- Yarınlar uzak, gerçekten uzak mıdır? Oysa uzak olan, yarın değil dündür. Yirmi yıl sonramız değil, yirmi saniye öncemiz uzaktır, uzaklaşmıştır bizden. Yirmi yıl yol gitsek yirmi saniye öncemize varabilmemiz mümkün değildir.
- Günümüz insanı tarafından bilinmesi gereken 'Tağut' kelimesi, haddi ve sınırı aşmak, karşı çıkışta fazla ileri gitmek anlamına gelen "Tuğyan" mastarından türemiş bir kelimedir. "Pratik yaşantıda tağut nedir?" sorusuna "Puttur, şeytandır, şeytanların üzerine indiği kahinlerdir, Allah'tan başka ibadet edilen her şeydir" gibi, birbirini tamamlayan cevaplar verilmektedir. Tağut en kısa ifadesiyle şirk, küfür, isyan ve azgınlık vasıflarını üzerinde taşıyarak insanları kendisine davet eden her şeydir. Şeytan bir tağuttur, meydanlara dikilen ve kendisine saygı gösterilmesi istenen putlar ve putperest davetçiler bir tağuttur,İnsanları, Allah'ın hükümlerini inkara dayanan kanunlara çağıran kişi ve kuruluşlar bir tağuttur,İnsanları Allah'a isyana ve kendilerine kulluğa davet eden bütün kişiler, bütün kuruluşlar, bütün devletler birer tağuttur. İşte tevhid gerçeği, hakkı kabulle birlikte legal veya illegal olan bütün bu tağutları inkar etmekte ve insanları bu inkara davet etmektedir.
- Şeytan bir tağuttur, meydanlara dikilen ve kendisine saygı gösterilmesi istenen putlar ve putperest davetçiler bir tağuttur,İnsanları, Allah'ın hükümlerini inkara dayanan kanunlara çağıran kişi ve kuruluşlar bir tağuttur,İnsanları Allah'a isyana ve kendilerine kulluğa davet eden bütün kişiler, bütün kuruluşlar, bütün devletler birer tağuttur. İşte tevhid gerçeği, hakkı kabulle birlikte legal veya illegal olan bütün bu tağutları inkar etmekte ve insanları bu inkara davet etmektedir.
- Yarını uzak görme, insanlarda genel bir hastalık durumuna gelmiştir. Herhangi bir şeyin vadesi uzadıkça, üzerine binen faiz ne olursa olsun bedeli ufalmaktadır birçok insanın gözünde. İlahi tehditlere rağmen şirke yönelmeleri yine aynı marazdan, aynı batıl yaklaşımdan kaynaklanmaktadır. Hesap veya ceza gününü uzak gördükleri için; uzak olan yanlarındaki tehdit, onların bugününü pek etkilememektedir.
- Geçmişteki hıristiyanlar, rahiplerine birkaç kuruş vererek cennet tapusu alıyorlardı. Herkesin yadırgadığı bu durumu, ben pek yadırgamıyorum. Hem neden yadırgayım ki! Birkaç kuruş menfaat için gerçek cennetlerini satan milyonlarca insanla bir arada yaşarken, onları nasıl yadırgayabilirim? Birkaç kuruş karşılığında cennet umudu alanlar mı yadırganmalı, yoksa birkaç kuruş karşılığında gerçek cennetlerini satanlar mı?
- Tevhid, alemleri yaratan Allah(c.c)'ı zatında, sıfatlarında, fiillerinde birleyerek O'na inanan müslümanların, yaşadıkları sürece ilgilerini ve dikkatlerini Allah'a yöneltmeleri, Allah'a teslim olmaları, hiçbir yaratığı, hiçbir konuda mutlak muktedir görmeyerek, karşılaştıkları her iş ve her durumda mutlak muktedirin Allah(c.c) olduğunu idrak etmeleri, Allah'ın gösterdiği yolda, Allah'ın emrettiği kişilikle sadece Allah'a kulluk etmeleridir.
- Yaşadığımız dünyada ölülere karşı belirgin olan iki ayrı yaklaşım vardır. Bu yaklaşımlardan birisi yalan ve iftiralarla mevtayı kötülemek, diğeri ise mevtada olmayan vasıflarla onu yüceltmektir. Nitekim ölülere tapma hadisesi, ölmüş olan salih veya azgın kimselerin, onlarda olmayan vasıflarla yüceltilmesi, çok ulvi makamlara çıkarılması ve onlara bu itikatla yönelinmesi üzerine gerçekleşmektedir. Müşrikler, bu şekilde yücelttikleri bir mevtaya yönelmekte, bu mevtanın görüş ve ilkelerine itaat ederek, bu mevtanın sevgi ve rızasını gözeterek, ihtiyaçlannı bu mevtaya arzedip, bu mevtadan isteyerek.. Allah'tan başkasına kulluk yapmakta ve böylece küfre girmektedirler. Kur'an'ı Kerim'de apaçık şirk olan bu yöneliş zikredilmekte ve bu müşriklerin ne zelil duruma düştüklerini beyan edilmektedir. “Allah'tan başka çağırdıkları, hiçbir şeyi yaratamazlar, üstelik onlar yaratılıp durmaktadırlar. Ölüdürler, diri değildirler; ne zaman diriliceklerinin şuuruna da varamazlar.” (16/20) Evet, geçmişteki ve günümüzdeki müşriklerin yöneldikleri, itaat ettikleri, kurban verdikleri ve kulluk ettikleri insanlar ölüdürler!. İnsanları zelil bir duruma getiren bu hadise geçmişte yaşandığı gibi, ne yazık ki günümüzde de yaşanmaktadır. İstanbul'daki Eyyüp Sultan'a uzanan eller, İzmir'deki Susuz Dedeye dökülen sular. Ankara'dakine akıtılan kanlar ve yapılan merasimler bunun açık bir göstergesi değil midir? Yaşanılan zillet öyle boyutlara varmıştır ki, dünya işleri falanca ölüye bırakılırken, ahiret işleri filanca ölülere bırakılmaktadır. Daha açık bir ifadeyle dirilerin idaresi, ölülere tevdi edilmiştir! Tabi ki ölülere yönelen, ölülere kulluk ve tazimde bulunan bu İnsanlara, “Diri” denilebilirse!..
- Yarınlar uzak gerçekten uzak mıdır ? Oysa uzak olan, yarın değil dündür. Yirmi yıl sonramız değil, yirmi saniye öncemiz uzaktır, uzaklaşmıştır bizden. Yirmi yıl yol gitsek, yirmi saniye öncemize varabilmemiz mümkün değildir. Fakat yarınlar, yarınlar durmak bilmeyen adımlarla üzerimize doğru gelmektedir.Yarınlardan kaçmak, yarınlardan uzaklaşabilmek, durmayan zamandan korkanlar için dermansız bir derttir.
- Yaşadığımız dünyada cennet umuduyla cehenneme yönelmek, yaygın ve çağdaş birer hastalık durumuna gelmiştir.
- İnsanları doğru veya yanlış birçok şeye sevkeden önemli bir etken umuddur.
Tevhid ve Şirk İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla. Hamd yalnızca alemlerin Rabbin'e dir. Öncelikle eserde emeği geçen herkese teşekkür ederim. Ufuk çizgisini kaldıran bu eserde, günlük hayata ki tağut ve putlarımızı görüyor fark ediyoruz. Söylediğimiz sözler, yaptığımız işler, yürüdüğümüz yolar vb bir çok hareketimizde bizi islamdan uzaklaştıran ve islamın içini boşaltan hareketlerimizi görmemize, yani gözlerimize inen o ince perdeyi kaldırmaya vesile olacak bir eserdir. Temel atmak ve o temel üzere inşa etmek istediğiniz fikirleri barındıran çözümlerle karşılaşacaksınız. Şimdiden keyifli okumalar... (Yeşill)
#TevhidVeŞirk: Allah'ın Selamı Hidayete Tabi Olanlara Olsun. Bu kitap vesilesiyle İnsanın Hem kendi yaşantısı olsun hem de sosyal çevresi olsun at gözlüğünü çıkartıp Hakikat gözlüğüyle bütün gerçekleri bir bir görmesine faydası oluyor. Keza irade noktasında olsun ve diğer bir çok noktada olsun, İnsan ufkunu açan 'Tevhid ve Şirk' adlı bu kitabı. Herkesin okumasını özellikle yeni yeni bilinçlenen herkesin okumasını şiddetle tavsiye ediyorum.. (Muhammed Ömer DE TANIRLAR)
Kitabın Yazarı Mehmed Alagaş Kimdir?
Mehmet Alagaş,güzel bir müslüman olmak için nasıl düşünülmesi ve nasıl yaşanılması gerektiği sorusunu Kuran-ı Kerimde arayan ve bulduğu Kurani gerçekleri insanlarla paylaşmaya çalışan Allahın bir kuludur.
Mehmed Alagaş Kitapları - Eserleri
- Taş
- Alnımdaki Işık
- Tapusuz Süleyman
- Cumali
- Divane
- Tevhid ve Şirk
- Kimlik Tercihi
- Dünden Bugüne Şeytan ve Dostları
- Yaşama Fırsatı
- Tutsak
- Kadının Onuru
- Cumaya 5 Kala
- Aynalar Ve İnsanlar
- Yoldaki Musibetler
- Din Gerçeği ve İslam
- Şafak Mektupları
- Kişiye Özel
- İşaret Yazıları
- Kur'an'a Yönelirken
- İki Fecr Arasında
- Şeytanizme Rağmen İslami Uyanış
- Tartışılan Sorular
- Beklenen Müslümanlara Yaratılış ve İnsanlık Tarihi 1
- Rahmete Yolculuk
- Yaşama Fırsatı
- Beklenen Müslümanlara Yaratılış ve İnsanlık Tarihi 2
- Vahdete 7 Adım
- Beklenen Müslümanlara Yaratılış ve İnsanlık Tarihi 3
- Beklenen Müslümanlara Yaratılış ve İnsanlık 4
- Sona Son Kala
- 2012 ve İki Deniz Arası
- Müteşabih Müslümanlar
- 23 Mesele
Mehmed Alagaş Alıntıları - Sözleri
- Fakat ne gariptir ki, insanlara rızık verici yani Rezzak olan Allah, insanları açlık ile korkutmazken; kendi rızıkları için dahi Allah'a muhtaç olan yaratıklar, insanları açlık ile korkutabilmektedirler! (Kur'an'a Yönelirken)
- Size güzel gelen bir kadının , Bacaklarına veya göğüslerine hangi duygularla bakıyorsanız, hiç şüpheniz olmasın ki, Karınızı güzel kabul eden bir erkek de, Karınızın bacaklarına ve göğüslerine aynı duygularla bakacaktır. (Kadının Onuru)
- Hakim ideolojilere bağlı bir yazar değilseniz ve bunun da ötesinde kaleminizle hakim ideolojilerin çürük tahtalan na dokunuyorsanız, mutlaka ve mutlaka dayanıklı bir yazar olmanız gerekmektedir. Çünkü ne zaman, neyle karşılacağınız pek belli olmaz. Dokunduğunuz çürük tahtalardan ortaya çıkan tahta kurulan "Sen bizim düzenimizi mi yıkmak istiyorsun?" diyerek size hücum edebilirler!. (Aynalar Ve İnsanlar)
- Şeytan bir tağuttur, meydanlara dikilen ve kendisine saygı gösterilmesi istenen putlar ve putperest davetçiler bir tağuttur,İnsanları, Allah'ın hükümlerini inkara dayanan kanunlara çağıran kişi ve kuruluşlar bir tağuttur,İnsanları Allah'a isyana ve kendilerine kulluğa davet eden bütün kişiler, bütün kuruluşlar, bütün devletler birer tağuttur. İşte tevhid gerçeği, hakkı kabulle birlikte legal veya illegal olan bütün bu tağutları inkar etmekte ve insanları bu inkara davet etmektedir. (Tevhid ve Şirk)
- Bizler dünyaya 'sahip' olmak için değil, 'şahit' olmak için geldik. (Divane)
- Netice olarak Allah ile kul arasına giren şeytandan değil de, insanları hakka davet eden salih müslümanlardan rahatsız olan bu çığırtkanlar, böylesi yaklaşımlar ile Allah'ı değil şeytanı memnun etmekte ve şeytanın dostu olmaktadır... (Kimlik Tercihi)
- Brüt olarak dağlarca ağırlığı olan nice insanın mal, makam ve şöhrete dayalı darasını çıkarırsanız, ne yazık ki geriye net olarak önemli bir şeyin kalmayacağını göreceksiniz! (Cumali)
- Kur'an'ı Kerim'in hayır olduğuna iman eden bütün Müslümanlara şunu sormak istiyoruz: Başlı başına hayır olan Kur'an'ı Kerim'in, size, sizin yaşantınıza, sizin düşüncelerinize, sizin eylemlerinize şimdiye kadar ne hayrı oldu? İşte bu soruya yeterli ve olumlu cevap veremeyen kimseler, başlı başına hayır olan Kur'an'ı Kerim'in hayrına ulaşamayan, bu hayırdan nasiplenemeyen kimselerdir. (Kur'an'a Yönelirken)
- Yarınlar uzak gerçekten uzak mıdır ? Oysa uzak olan, yarın değil dündür. Yirmi yıl sonramız değil, yirmi saniye öncemiz uzaktır, uzaklaşmıştır bizden. Yirmi yıl yol gitsek, yirmi saniye öncemize varabilmemiz mümkün değildir. Fakat yarınlar, yarınlar durmak bilmeyen adımlarla üzerimize doğru gelmektedir.Yarınlardan kaçmak, yarınlardan uzaklaşabilmek, durmayan zamandan korkanlar için dermansız bir derttir. (Tevhid ve Şirk)
- Geçmişteki hıristiyanlar, rahiplerine birkaç kuruş vererek cennet tapusu alıyorlardı. Herkesin yadırgadığı bu durumu, ben pek yadırgamıyorum. Hem neden yadırgayım ki! Birkaç kuruş menfaat için gerçek cennetlerini satan milyonlarca insanla bir arada yaşarken, onları nasıl yadırgayabilirim? Birkaç kuruş karşılığında cennet umudu alanlar mı yadırganmalı, yoksa birkaç kuruş karşılığında gerçek cennetlerini satanlar mı? (Tevhid ve Şirk)
- Allah için ölmek ne kadar güzel ise Allah için yaşamak da o kadar güzeldir. (Cumali)
- Camideki cemaatın durumunu tekrar gözden geçirdi. Kelime-i tevhidi açıklarsa, cemaatten itiraz edenler olacaktı. Çünkü kelime-i tevhidin gereği olarak, insanlara ilahlık taslayan bütün politikacıların, insanlara ilahlık taslayan bütün İdeolojilerin, bütün sistemlerin, bütün devletlerin reddedilmesi gerekecekti. Tevhid, sadece ve sadece Allah'a kulluk etmekti. Hakim olarak, hüküm koyucu olarak sadece Allah'ı kabul etmekti. Allah'ın hükmüne rağmen hüküm koyan kişiler, hüküm koyan merciler varsa, Allah'ın hukukuna tecavüz ederek insanlara ilahlık taslayan bu kişilerin, bu mercilerin reddedilmesi gerekirdi. (Cumaya 5 Kala)
- Gözyaşı, yaraları yıkar, mikrop kapmasını engeller, gönül yangınını söndürür. (Kimlik Tercihi)
- Dünyanın artık bekleyen değil, beklenen müslümanlara ihtiyacı var (Beklenen Müslümanlara Yaratılış ve İnsanlık Tarihi 1)
- "İnsan ölümle karşılaştığı zama geçmişinin bir film şeridi gibi gözünün önünden geçtiği söylenirdi. " (Yaşama Fırsatı)
- Müslüman bir erkeğin karısının haklarına riayet etmesi ve onun ihtiyaçlarını gidermesi, Müslüman bir kadının kocasının haklarına riayet etmesi ve onun hizmetini görmesi , Allah'ın rızası gözetilerek yapıldığı sürece , Allah'a kulluk içine girmekte ve karşılığı ecir olmaktadır . (Kadının Onuru)
- “Mü’minin her yaşı güzeldir” buyuruyor. (Cumali)
- "Sınırlı bir menzili ve keyfiyeti olan gôrme duyumuzdan hareket ederek herşeyi hakkıyla gören "Basir'ı" tanımlayacağımız gibi, şimdiki zamana bağlı sabrımız dan hareketle zamandan ve mekandan münezzeh olan Rabbimizin sabrını tanımlayamayız. Rabbîmizi kendimize göre "tanımlamaktan" sakınmamız ise elbetteki bizleri Rahmân olan Allah'ı âyetlerden hareketle tanımaya- anlamaya çalışmaktan alıkoymamalıdır." 23 MESELE // Mehmed ALAGAŞ, sh,74 - Insan Dergisi Yayınları (23 Mesele)
- Mesela duyduğu bir rahatsızlıktan dolayı doktora giden ve muayenesi sonucu öleceğini öğrenen insanın durumu ne olur hiç düşündünüz mü? Bu insanın dünyası ve dünyaya bakışı bir anda değişir! Sevdiği bir çok şeye karşı, sevgisini yitiriverir. Anlamlı gördüğü birçok şey anlamsızlaşıverir. Şu an dert edindiği birçok şey, dert olmaktan çıkar. Korktuğu birçok şeyden korkmaz olur. Elli yıl çalışarak biriktirdiği milyarları, elli gün daha fazla yaşamak için vermek ister. Bu insan müslümansa, ne yazık ki bu müslümanda da değişiklikler olur. Ölüm haberine her an hazır olan, bu haberi her an bekleyebilen bir müslümanda olmayacak, olmaması gereken değişiklikler, zamanımızdaki birçok müslümanda oluverir. Ölüm haberini alan bu müslüman bir anda kendisine geliverir. Öldükten sonra hesaba çekileceğini bildiği için, başını arkaya çevirerek hesap vereceği yaşantısına bakar. Sevdiği Rabbi için yapmadığı, ertelediği, geciktirdiği bütün güzel eylemler bir dağ gibi yığılır gözlerinin önüne! Ağlamaya, hüngür hüngür ağlamaya başlar.. Öleceği için değil, amel heybesini, güzel amellerle dolduramadığı için, göğsünü ve gönlünü gere gere "Ey güzel Allah'ım, ey güzel Rabbim, bana lûtfettiğin ömrümle sana bu amellerimi getirdim" diyemeyeceği için ağlar ve ağlar ve ağlar... Tabi ki gecikmiş bir idrak, gecikmiş bir gözyaşlarıdır bunlar. O halde sizler, sizler geç kalmayın canlar, geç kalmayın arkadaşlar! Şimdi gülüp, ölürken ağlayanlardan değil, şimdi ağlayıp,ölürken gülenlerden olun... Vakit öldüren ölülerden değil, dipdiri eylemlerle vakitlerini dirilten, dirilerden olun.. Çünkü sizlere bir doktor, bir profosör, bir kahin değil, sizleri yaratan Allah ve O'nun Rasulü bildiriyor. ÖLECEKSİNİZ...! (Kişiye Özel)
- Gündüzleri genellikle başkaları için çalışan geceleri televizyon karşısında başkalarının hayatını izleyip başkalarını dinleyen bu insanlar, yaşayamadıkları kendi hayatlarını başkalarına veren kendilerine başkalaşan insanlardı!. (Yaşama Fırsatı)