The Tipping Point - Kıvılcım Anı - Malcolm Gladwell Kitap özeti, konusu ve incelemesi
The Tipping Point - Kıvılcım Anı kimin eseri? The Tipping Point - Kıvılcım Anı kitabının yazarı kimdir? The Tipping Point - Kıvılcım Anı konusu ve anafikri nedir? The Tipping Point - Kıvılcım Anı kitabı ne anlatıyor? The Tipping Point - Kıvılcım Anı PDF indirme linki var mı? The Tipping Point - Kıvılcım Anı kitabının yazarı Malcolm Gladwell kimdir? İşte The Tipping Point - Kıvılcım Anı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Malcolm Gladwell
Çevirmen: Nadir Özata
Orijinal Adı: Tipping Point
Yayın Evi: Mediacat Yayıncılık
İSBN: 9786054584604
Sayfa Sayısı: 244
The Tipping Point - Kıvılcım Anı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Neden bazı fikirler, davranışlar ya da ürünler yayılıyor da, bazıları yerinde sayıyor? Kıvılcım ânı (tipping point) bir fikrin, bir trendin veya bir davranış biçiminin, herhangi bir nedenle bir eşiği aştıktan sonra hızla yayılmaya başladığı o büyülü noktadır. Tıpkı tek bir insanın bir grip salgınını başlatabilmesi gibi, belli belirsiz bir dokunuş da bir akımın önünü açabilir, bir ürünü çok popüler kılabilir veya toplumsal eğilimlerde ani bir sapmaya neden olabilir. Malcolm Gladwell 2002'de kaleme aldığı ve yayınlandığı ülkelerde hâlâ çok okunan bu kitabında kıvılcım ânı fenomenini, farklı coğrafyalardan ve farklı tarihlerden örneklerle gün ışığına çıkarıyor.
Kıvılcım Ânı'nı okuduğunuzda sigara bağımlılığının, intihar eğiliminin, isyanların, şehirde işlenen suçların, televizyon programlarının aldığı reytinglerin, ağızdan ağıza pazarlamanın doğasını daha iyi anlayacak; bireye ve topluma zarar veren salgınları önlemeye ve tam tersine yararlı akımları başlatma ve yönetmeye dair ufuk açıcı fikirler edineceksiniz.
Çevrenize şöyle bir bakın. Değişime kapalı, katı bir yer gibi görünebilir. Ama öyle değil. Doğru noktaya yapılacak en küçük bir dokunuşla bir kıvılcım çakabilir.
(Tanıtım Bülteninden)
The Tipping Point - Kıvılcım Anı Alıntıları - Sözleri
- Aslında hepimiz değişimin yavaş yavaş gerçekleştiğine inanırız; beklentilerimiz zamanın yavaş ilerleyişine ayarlanmıştır. Ama Kıvılcım Ânı dünyası, beklenmeyenin beklenen haline geldiği, radikal değişimin olasılıkdan daha ileride olduğu bir yerdir; tüm beklentilerinizin aksine, bir kesinlik dünyasıdır.
- “Trafik ışığında kırmızıda beklerken bazen yürüyüp karşıya geçsem mi diye düşünürüm. O sırada başka biri bunu yapar ve peşinden ben de yaparım. Bu bir tür öykünmedir. Yani bir bakıma, anormal bir eylemde bulunan başka birinden ben de eyleme geçme izni alıyorum. Bu bir karar mıdır?
- Kişisel bir bağlantı aracılığıyla işe girmiş olanların sadece yüzde 16,7’si söz konusu bağlantı ile “sık sık”, yani iyi bir arkadaşla görüşebilecek sıklıkta görüşüyordu. Yüzde 55,6’sı bağlantıları olan kişiyle sadece “ara sıra” görüşüyordu, yüzde 28’i ise “nadiren”. Yani insanlar arkadaşları aracılığıyla değil tanıdıkları aracılığıyla iş buluyorlardı.
- Ayrıntılar mühimdir. Küçücük kibrit çöpü tüm ormanı yakabilir. Bir atom zincirleme reaksiyonu başlatır. Söz milyonların kaderini değiştirme yeteneğine sahiptir.
- Sonuç olarak, Kıvılcım Anları zekice yapılan bir eylemin gücünün ve değişim potansiyelinin teyididir.Çevrenize şöyle bir bakın. Sarsılmaz ,amansız bir yer gibi görünebilir. Ama öyle değil. En küçük bir dokunuşla-doğru yere yapılırsa- bir kıvılcım çakabilir.
- İntihar haberleri sorunlarınıza özel bir çözüm öneren bir tür doğal reklamdır . Bunalımda olduğu için karar vermekte güçlük çeken insanlar vardır. Bu acıyla yaşamaktadırlar. Bu soruna farklı türde çözümler sunan birçok haber vardır. ... İntihar haberleri de başka bir alternatif sunar.
- Bir kitap her yeni okumayla daha da zenginleşen, canlı ve nefes alan bir belgedir.
- Ama şiddete eğilimli olmak ile şiddet eyleminde bulunmak arasında dünya kadar fark var.
- Geleneksel "servet ikonları" -elmas ve altın- nadir oldukları için değerlidir. Ve kıt olan bir şey çoğalırsa değeri düşer. Ama ağın mantığı bunun tam tersidir. Artık güç ve değer bolluktan geliyor. Yazılımınızdan ne kadar çok üretirseniz, ağzınıza ne kadar çok insan eklerseniz o kadar güçlü hale gelir.
- Belirli bir süreç ya da sistemde bazı insanlar diğer insanlardan daha fazla önem taşır. Görünüşe bakılırsa, bu çok da radikal bir anlayış değildir. İktisatçılar sık sık 80/20 ilkesinden söz eder. Bu ilkeye göre, her durumda "iş"in yüzde 80'i katılımcıların yüzde 20'si tarafından yapılacaktır.
- Yapmamız gereken denemeye savaş açmak değil denemenin ciddi kayıplara yol açmamasını sağlamaktır.
- Granovetter’a göre yeni bir iş - hatta yeni bir bilgi ya da yeni fikirler - bulmak söz konusu olunca “zayıf bağlar” her zaman güçlü bağlardan daha önemlidir.
- 150'nin altında tutmak, insan gruplarını yönetmenin en iyi ve en etkin yolu gibi görünüyor. Bundan daha kalabalık olunca insanlar birbirine yabancılaşıyor.
- Bir an için en son gittiğiniz pahalı restoranı, en son satın aldığınız pahalı bir giysi ve sinemada izlediğiniz en son filmi düşünü. Bu durumların kaçında paranızı nereye harcadığınız konusundaki kararınız büyük oranda bir arkadaşın tavsiyesinden etkilendi? Sırf bugünlerde ki yoğun pazarlama çabaları nedeniyle, ağızdan ağıza yapılan çağrıların artık çoğumuzun tepki verdiği tek ikna yöntemi olduğunu düşünen birçok pazarlama yöneticisi var.
- Size söylediğim şeyi anımsamazsanız davranışınızı neden değiştiresiniz, neden benim ürünümü alasınız ya da neden benim filmimi izleyesiniz?
The Tipping Point - Kıvılcım Anı İncelemesi - Şahsi Yorumlar
İster kelebek etkisi diyelim ister kıvılcım anı… Yapılan ufak bir değişikliğin büyük farklar yarattığını hepimizin hayatına dokunan “Susam Sokağı” örneği üzerinden incelemek isterseniz bu kitabı tavsiye ederim. (Emre YILDIRIM)
Ufuk açtı ben de . İçinden çıkamayacağımı düşündüğüm noktalar da aslında çözümün ne kadar basit olduğunu hatırlattı . Her ne kadar çözümler yara bandı gibi görünse de yaralar yara bandı altında da iyileşir eğer bandı doğru yere yapıştırıyorsanız . (Zeynep Melike Demir)
Hi everyone başlangıcı yapmak istiyorum bağıra çağıra, gereksiz yere. Bu sefer değişik tarzda bir kitap okudum, Malcolm Gladwell’e ait The Tipping Point kitabı. Daha çok sosyoloji diyebileceğim alanlarda araştırma ve inceleme yazıları yazan bir yazar. Birçok üniversite hocasının ve hatrı sayılır insanların okunması gereken kitaplardan bahsederken bir kitabından bahsettiği yazar. Bir de benim yeni tanıştığım okurken çokça doğru noktaya parmak, işini hakkıyla yapmak, ne yapıyorsan en iyisini yap diyerek okuduğum ve çokça beğendiğim yazar. Kendimden bahsetmişken bu kitap ile bir ‘okul arkadaşım’ vasıtasıyla karşılaştım. Kendisiyle yaşadığım bir olaydan sonra kitabı parçalamak etrafa saçmak istedim, mantıklı bir insan olduğum için yapmadım böyle bir şey. Bugün dersten çıkıp tertemiz iade ettim kitabı. Bir kere daha farkettim ki, ben kütüphane çocuğuyum. Kaba tabir ile sahipsiz kitapları seviyorum. Bir de adıma imzalı kitaplarım var :) Biz kitabımıza geri dönelim: harika bir kitaptı, okumalısınız okumaktan çok özümlesemelisiniz. Gençler hakkında, popüler kültür hakkında bahsettiği konular, reklamcılık ve pazarlama dünyasındaki olaylardan bahsetmesi harikaydı; iç dünyasından haberdar olmak tam benlikti. Çevremizde olan birçok olayın, kabul gören moda siyasi düşünce anlayışlarının nasıl daha etkili olduğundan veya fikirlerimizi daha etkili kılmak adına neler yapabileceğimizi anlatan öğretmen değerinden bir kitap. Anadilinde okumak istediğim, diğer kitaplarına merak saldığım bie yazar oldu Gladwell. Ne kadar kızsam da sevgili ‘okul arkadaşım’ sana teşekkürü borç bilirim. İngilizce başladık ingilizce bitirelim take care everyone! (ms.toprak)
The Tipping Point - Kıvılcım Anı PDF indirme linki var mı?
Malcolm Gladwell - The Tipping Point - Kıvılcım Anı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de The Tipping Point - Kıvılcım Anı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Malcolm Gladwell Kimdir?
Malcolm Gladwell, 1963 İngiltere doğumludur. İnşaat profesörü İngiliz bir baba ile Jamaikalı psikoterapist bir annenin oğlu olarak Kanada'da büyümüştür. Tarih öğrenimini tamamlayıp New York'a yerleşen yazar 1987-1996 yılları Washington Post'ta ekonomi, ve bilim konularında yazdı, bir süre de bu gazetenin New York Bürosu'nu yönetmiştir. 1996'dan bu yana The New Yorker dergisinin yazarları arasında yer alan Gladwell 2000'de yayınladığı Kıvılcım Ânı (The Tipping Point) ile çok büyük bir başarı yakalamış ve 2005'te yayınlanan Göz Açıp Kapayıncaya Dek (Blink) ile başarısını katlayıp İş Dünyasının itibar edilen bir gurusu haline gelerek 'Pazarlamanın Yeni Tanrısı' olarak anılmaktadır. Akademisyen değil gazeteci kökenli olan yazar işletmecilikte bilimsel devrimlere yol açan bakışıyla Peter Drucker'ı anımsatmaktadır.
Malcolm Gladwell Kitapları - Eserleri
- Outliers
- Blink
- Davut ve Golyat
- What The Dog Saw (Köpeğin Gördüğü)
- The Tipping Point - Kıvılcım Anı
- Gelecek Daha Güzel Günler Mi Getirecek?
- Talking to Strangers
- The Tipping Point - Kıvılcım Anı
- The Bomber Mafia
Malcolm Gladwell Alıntıları - Sözleri
- The conviction that we know others better than they know us-and that we may have insights about them they lack (but not vice versa) - leads us to talk when we would do well to listen and to be less patient than we ought to be when others express the conviction that they are the ones who are being misunderstood or judged unfairly. (Talking to Strangers)
- “Kıl payı kurtulmak sizi travmatize eder,ucuz atlatmak yenilmez olduğunuzu düşünmenize neden olur..” (Davut ve Golyat)
- Kendimize ve davranışlarımıza anlam kazandırma işinin, göz açıp kapayıncaya kadar geçen sürede elde edeceğimiz bilginin aylar sürecek mantıksal analiz kadar değerli olabileceğini kabul etmemizi gerektirdiğine inanıyorum. (Blink)
- Cesaret halihazırda sahip olduğunuz ve zorlu zamanlar başladığında sizi cesur kılan bir şey değildir. Cesaret zorlu zamanlardan geçtikten ve o zamanların aslında o kadar da zorlu olmadığını keşfettikten sonra kazandığınız bir şeydir. (Davut ve Golyat)
- Başarılı olanlara aşşırı derecede hayranlık duyuyoruz ve başarısız olanları aşırı derecede göz ardı ediyoruz. Ve en önemlisi, fazlasıyla pasif hale geliyoruz. Bizler kimin başarılı olup kimin başarılı olmadığını belirlemekte her birimizin ne kadar büyük bir rol oynadığını gözden kaçırıyoruz; "biz" derken toplumu kastediyorum. (Outliers)
- My father read Charles Dickens 's A TALE OF TWO CITIES to me and my brothers when we were children, and at the very end, when Sydney Carton dies in Charles Darney' s place, my father wept. My father was not a weeper. He was not someone whose emotions bubbled over in every emotionally meaningful moment. He didn't cry in sad movies. He didn't cry when his children left for college. Maybe he got stealthily misty-eyed from time to time, but not so anyone other than maybe my mother would notice. In order to cry, he needed his children on the sofa listening, and he needed one of history's most sentimental novelists. Take away either of those two factors and no one would ever have seen his tears. That's coupling. If suicide is coupled, then it isn't simply the act of depressed people. It's the act of depressed people at a particular moment of extreme vulnerability and in combination with a particular, readily available lethal means. (Talking to Strangers)
- Uyarılma bizi akıl körü kılar. (Blink)
- Prestij ve seçkinlik hakkında düşünmekle çok zaman harcıyoruz. O tür maddi avantajların seçeneklerimizi nasıl sınırlandırdığı üzerinde ise yeterince düşünmüyoruz. (Davut ve Golyat)
- Granovetter’a göre yeni bir iş - hatta yeni bir bilgi ya da yeni fikirler - bulmak söz konusu olunca “zayıf bağlar” her zaman güçlü bağlardan daha önemlidir. (The Tipping Point - Kıvılcım Anı)
- ”..... kuşkular inanmanın düşmanı değil, yoldaşıdır.” (Talking to Strangers)
- Ayrıca günümüzde bir avuç kötü kalpli insanın hayatlarımızı mahvetme gücünü elinde bulundurabileceği gerçeğini değiştirmiyor. Sonuçta yüzde 99,9'umuz geçmişteki insanlardan ahlaken daha iyi olabilir, ama geri kalan yüzde 0,1'lik kesim hayatlarımızı dayanılmaz hale getirebiliyor. Sovyetler Birliği'nde 20 milyon insanı yok etmek için bir Stalin yetti. Sovyetler'de yaşayan geri kalan herkes melek dahi olsa, bu tek bir diktatörün elinde korkunç bir yazgının kurbanı oldukları gerçeğini değiştirmeye yetmiyor. (Gelecek Daha Güzel Günler Mi Getirecek?)
- “Birine inanma sebebiniz, onun hakkında hiç kuşkunuz olmaması değildir. İnanç hiç kuşku bulunmaması hali değildir.Birine, onun hakkında yeterince kuşkunuz olmadığı için inanırsınız.” (Talking to Strangers)
- "Topluluğun morali hayatta kalanların tepkisine bağlıdır …" (Davut ve Golyat)
- Kişisel bir bağlantı aracılığıyla işe girmiş olanların sadece yüzde 16,7’si söz konusu bağlantı ile “sık sık”, yani iyi bir arkadaşla görüşebilecek sıklıkta görüşüyordu. Yüzde 55,6’sı bağlantıları olan kişiyle sadece “ara sıra” görüşüyordu, yüzde 28’i ise “nadiren”. Yani insanlar arkadaşları aracılığıyla değil tanıdıkları aracılığıyla iş buluyorlardı. (The Tipping Point - Kıvılcım Anı)
- Ormandaki en uzun meşe sadece en sert palamuttan yetiştiği için en uzun meşe olmamıştır; diğer ağaçlar onun aldığı güneş ışığını kesmediği, çevresindeki toprak derin ve zengin olduğu, fidanken hiçbir tavşan onun kabuğunu kemirmediği ve hiçbir oduncu onu vakti gelmeden kesmediği için de en uzun meşe o olmuştur. (Outliers)
- İntihar haberleri sorunlarınıza özel bir çözüm öneren bir tür doğal reklamdır . Bunalımda olduğu için karar vermekte güçlük çeken insanlar vardır. Bu acıyla yaşamaktadırlar. Bu soruna farklı türde çözümler sunan birçok haber vardır. ... İntihar haberleri de başka bir alternatif sunar. (The Tipping Point - Kıvılcım Anı)
- “Yirminci yüzyılın en yıkıcı olayları sizi en yanlış zamanda yakalamıştı.” (Outliers)
- Ayrıntılar mühimdir. Küçücük kibrit çöpü tüm ormanı yakabilir. Bir atom zincirleme reaksiyonu başlatır. Söz milyonların kaderini değiştirme yeteneğine sahiptir. (The Tipping Point - Kıvılcım Anı)
- Çok çalışmak, ancak hiçbir anlam taşımadığında bir hapis cezasıdır. (Outliers)
- Psikolog Norman R.F.Maier uzun yıllar önce, içi her çeşit alet edevat, nesne ve mobilyayla dolu bir odanın tavanından iki uzun halat sarkıttı. Halatlar birbirinden, birinin ucunu tuttuğunuzda öbürünü tutmak için yeterince yaklaşamayacağınız kadar uzakta duruyordu. Odaya gelen herkese aynı soru yöneltildi: “İki halatın ucunu birbirine nasıl bağlardınız?” (Not: Bu problemin 4 uygulanabilir çözümü bulunuyor. 95% insan ilk üç yolu, 5% insansa son yolu denedi. Peki siz hangisiniz?) (Blink)