diorex
Dedas

Tımarhaneler - Erving Goffman Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Tımarhaneler kimin eseri? Tımarhaneler kitabının yazarı kimdir? Tımarhaneler konusu ve anafikri nedir? Tımarhaneler kitabı ne anlatıyor? Tımarhaneler PDF indirme linki var mı? Tımarhaneler kitabının yazarı Erving Goffman kimdir? İşte Tımarhaneler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 20.01.2023 02:00
Tımarhaneler - Erving Goffman Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Erving Goffman

Çevirmen: Ebru Arıcan

Orijinal Adı: Asylums: Essays on the Social Situation of Mental Patients and Other Inmates

Yayın Evi: Heretik Yayıncılık

İSBN: 9786058446694

Sayfa Sayısı: 397

Tımarhaneler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Patolojik olan, bir işleyiş bozukluğudur esasında. Bir şeyin, bir nesnenin, bir organın normal işleyişinden uzaklaşması, sapması hâlidir, kısacası ilişkiseldir. Psikiyatrist de, aynen bir saat tamircisi veya dâhiliyeci gibi, bu türden bir patoloji tanımından hareket eder, ancak bir farkla: Yelkovanın gerektiği gibi dönmemesi veya böbreğin beklenen enzimleri salgılamaması esasen teknik bir meseleyken, uygunsuz addedilen bir davranış biçimi ekseriyetle ahlaki bir meseledir. Normal-patolojik ayrımının sınırları artık burada bir idrak kategorisinin sınırlarıdır da. Teşhis; kültürel manada etnosentrik, bir olma biçimini tanımlaması manasında da ziyadesiyle politiktir. Tanım koyan, tasnifleyen ve de kapatan bir iktidar dilinin mekânıdır burası.

Gündelik hayatın ince kıvrımlarının kıvrak zekâlı gözlemcisi Erving Goffman, bu kez bu dilin yuvasına, bir "total kurum" olarak akıl hastanelerinin o kendine has dünyasına götürüyor bizi. Hapishaneler, toplama kampları, kışlalar gibi diğer türden gözetim kurumlarını da kapsayan total kurumlar, benliği kırmaya ve dönüştürmeye yönelik neredeyse doğal bir deney, bir insan serası olarak çıkıyor karşımıza. Uzak diyarlardaki gizemli bir kabilenin izinde sahaya inen meraklı ve kuşkucu bir etnograf edasıyla, doğrudan St. Elizabeths Akıl Hastanesinde yürütüyor çalışmasını Goffman. Orada çalışıyor, yaşıyor, gözlemliyor, soruyor… Öyleyse, başka türden bir sosyal bilim pratiğini; maharetli ve ezber bozucu ama bir o kadar emek ve birikim isteyen bir saha mesaisini işaret etmesi açısından da bir klasik eser Tımarhaneler. Orijinal baskısı 1961… Türkçe söylenişi ise 2015…54 yıl aradan sonra; buyursunlar efendim...

(Tanıtım Bülteninden)

Tımarhaneler Alıntıları - Sözleri

  • Kuralları belirtilmiş bir ruh hali içinde belli bir faaliyet ile meşgul olmak, belli türden bir dünya içinde ikamet eden belli türden bir kişi olmayı kabul etmek demektir.
  • Kişileri kapatan ve gözetim altında tutan kurumlar kapatılmış kişilerin sahip olacağı tüm hak ve yükümlülükleri tanımlama temelinde çalışırlar. Yetkili biri, kapatılmış bir kişinin elde edebileceği ve mahrum kalabileceği her şeye kati surette karar verebilecek bir konumda olacaktır ki resmi olarak da bu kişi psikiyatristtir.
  • "Dışa vurmadığın müddetçe ne hissettiğinin bir önemi yoktur."
  • Bir akıl hastanesinde, kolayca idare edilebilen bir hasta olamama (örneğin çalışamama ya da personele karşı kibar olmama) bir kişinin özgür kalmak için "hazır" olmadığının ve daha ileri bir tedaviyi kabul etmesi gerektiğinin bir göstergesi olarak değerlendirilir.
  • Bazı kurumlarda bir çeşit kölelik vardır ve kapatılmış kişinin tüm zamanı personel için ayrılmıştır. Burada, kapatılmış kişinin benlik ve sahiplik anlayışı çalışma kapasitesine yabancılaşabilir.
  • ...akıl sağlığı, toplumsal yaşam oyununu oynayabilme ve de bunu iyi oynayabilme becerisidir.
  • "Eğer o kadar akıllıysan buraya nasıl düştün? "
  • Herhangi bir genel hastaneye yatırmanın aksine, çoğu durumda, hastanın akıl hastanesinde kalış süresi çok uzundur ve sonuç, bireyin geldiği toplumsal ortama kolayca geri dönmesine izin vermeyecek kadar damgalayıcıdır.
  • "Hemşireler, bağırmadıkları zaman sanki hastalar hiçbir şey duyamayacaklarmış gibi davranıyorlardı."
  • İç ayaklanma kimi zaman ruhsal sağlık için gereklidir ve belli bir mutluluk biçimi yaratabilir.

Tımarhaneler İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Sembolik etkileşimci ekolü benimseyen Goffman’ın kitabı ele aldığı “benlik” , “total kurum” , “kapatılmış kişi” gibi kavramlara odaklanarak ve bu kavramların bireyin benlik algısındaki yerini incelemesiyle ekole büyük bir katkı olarak ele alınabilir. Kitap Goffman’ın araştırması kapsamında sınıflandırdığı dört ana bölümden oluşmaktadır. “Total Kurumların Özellikleri Üzerine” yazdığı bölüm kapsamında “ total kurum” kavramını tanımlar ve tartışır. Total kurumu tanımlarken belirleyici olarak toplum genelinden koparılma ve benzer durumdaki birçok birey ile birlikte kurumsallaşan bir yaşantıyı ifade eder. Benliğin yapısıyla ilgili sosyolojik bir teori geliştirmeyi amaçlar ve bu bağlamda total kurumda ikamet eden kapatılmış kişileri ve burada çalışan personelin dünyasını bu bölümde ele alır. Total kurumlar birey ve benlik üzerinde kuşatıcı bir etkiye sahiptir. Kapatılmış kişiler, total kurumlar tarafından gündelik faaliyetlerin sıkı bir şekilde programlanması, kurumsal seremoniler aracılığıyla sürekli bir denetim altına alınmaktadır. Kurumsal seremoniler olarak ifade edilen kapatılmış bireylerin kurum içi etkinliklerine işaret eden kavram total kurumlardaki bireylerin etkileşimlerinin önemli bir boyutunu oluşturmaktadır. Kapatılmış kişiler, kuruma geldikleri dünya olarak ifadelendirilen belirli bir kültürle gelirler bu anlamda kuruma giriş ile birlikte yaşanan her olay bireyin benliği üzerindeki çoğu kez kurum tarafından da amaçlanan bir değişime işaret eder. Bireyin getirdiği kültür ile çatışan bu yeni benlik inşası bireyler arası etkileşimlerle, personelin kapatılmış kişiye olan tutumuyla kazandırıldığını ifade etmektedir. Personel, bu benlik inşası bağlamında önemli bir rol oynamaktadır. Bireyin artık kapatılmış kişi olarak tanımlanmasından başlayarak kapatılmış diğer kişilerle olan etkileşimlerinin denetlenmesine kadar gelişen süreçlerde içten tabakalaşan bir grup olarak personel grubu total kurumun aktif özneleridir. Akıl Hastasının Ahlaki Kariyeri ismini alan kitabın ikinci kısmı kapatılmış kişinin hastaneye girişiyle birlikte başlayan benliğindeki değişimleri ve kapatılmış diğerlerinin bu değişim sürecindeki etkilerinin bir değerlendirmesidir. Goffman bu kariyeri üç aşamaya ayırır: “yatış öncesi hasta, yatan hasta, eski hasta (s.142-143).” Bu üç aşamadan ilki bireyin geldiği dünyadaki benliğinden ilk koparılışını temsil etmektedir ve hastanın kariyerinin toplumsal başlangıcıdır. Bu ilk aşamada etkili olan olumsallıklar belirleyicidirler. İkinci aşamada bireyin total kurumun istediği benliği öğrendiği aşamadır. Üçüncü ve son aşamada birey artık kuruma girmeden önceki benliğinden çok farklı bir haldedir. Esas olarak bu bölüm kapsamında benliğin dönüşüm sürecini gözler önüne sermektedir. Bireyin kurumdan önceki benliğinin taburcu olduktan sonraki benliğinden oldukça farklı olması total kurumun benlik üzerindeki hem yıkıcı hem de yeniden yapılandırıcı boyutunu sunmaktadır. Bireyin bu sürece verdiği tepkilere göre sürecin zamanlaması farklılık gösterse de benlikte yaşanan değişim kaçınılmazdır. Bir Kamu Kurumundaki Gizli Hayat Akıl Hastanesinde Yaşayabilme Yollarına Dair Bir Çalışma isimli üçüncü bölümde Goffman araştırmasının belki de en somut gözlemlerini sunmaktadır. Benlik bir bireyi tanımlayan ve kendi toplumsal inşasının ürünü bir olarak ifade edildiğinde, total kurumların bu karakteristiği değiştirme girişimleri her zaman ve kolayca kurum lehine sonuçlanmaz. Bunun bir sonucu olarak ve bir direnme biçimi şeklinde kapatılmış kişiler kurum içinde yaşam pratikleri geliştirmektedirler. Bu bölümde ele alınan ilk konu bireyin kurum içinde çalışması durumu tam da bireysel benliğin muhafazasının en görünür olduğu yerdir. Burada kullanılan yapılan ve olunan ayrımı çarpıcıdır. Kapatılmış kişinin bir işte çalışması ve işi kurumun beklentisi doğrultusunda gerçekleştirmesi kurumun benlik inşasının işlerlikte olduğunun bir görünümünü sunmaktadır. Ancak bireyin eyleminin arkasındaki motivasyonu kurumdan bir an önce çıkmak olabilir bu anlamda işin yapılması bir bağlılığın sonucu değil benliğin örtük anlamlarıyla ilişkilidir. Kurumdaki gizil hayatın önemli bir diğer boyutu birincil ayarlamalar ve ikincil ayarlamalardır. Bu kavramlar bireyin kurumun beklentilerine karşı geliştirdiği savunma mekanizmalarının önemli bir ayağını oluşturmaktadır. Bireyin kuruma rağmen bazı araçların izinsiz kullanımı ya da istenilmeyen amaçlar aracılığıyla benliğini savunmasının ve korumasının yollarını içermektedirler. İkincil ayarlamalar için kullanılan kaynaklar gizli hayatın bir başka boyutuna işaret eder. Kaynaklara ulaşmak, kullanım hakkına sahip olmak kapatılmış bireyin kurum hayatını doğrudan etkilemektedir. Kaynaklara erişmek bireyin kurumdaki konumu için büyük önem arz etmektedir. Kapatılmış kişiler bunun için sistemden istifade etmenin yollarını ararlar. Burada bireyin hastane yatırılmayı kendi lehine nasıl kullanacağını öğrendiği bir sürece gönderme yapılmaktadır. Birçoğu zaman kurumda bir işte çalışmayı kabul ederken bunu denetimden biraz olsun uzaklaşmak için yapar. Total kurumların yaratmak istediği benliğe karşı bir uzak durma eğilimiyle kurumun araçlarını kullanarak yapar. Bireyin ikincil ayarlamasının bir diğer boyutunu mekânlar sunmaktadır. Goffman’ın ifadesiyle: “kapatılmış her bir kişi, dünyasının üç parçaya bölünmüş olduğunu fark eder (s.240).” Birincisi yasak olan ya da belirlenmiş sınırların dışında kalan bölgeler, ikincisi gözetim mekânı, alışılmış otoritenin daha azıyla yönetilen mekân. Mekânların sınıflandırılması gözden geçirildiğinde bir denetime yakınlık ve uzaklık hiyerarşisinin belirleyiciliği göze çarpmaktadır. Bireyler kendilerine kurum içinde minimum düzeyde de olsa denetimsizlik arayışında olmalarının bir sonucu olarak serbest bölgeler iyi bir örnektir. “Serbest bölgeler, personel-kapatılmış kişi ilişkisinin olağan gösterisinin sahne arkasıdır (s.243).” Hastalar bu serbest bölgelerde kendileriyle ilgili kontrole sahip olduğu alanlardır. Tıpkı serbest bölgeler gibi zulalar da hastaların kontrolü kendilerine ait olan bir alan yaratma girişimleridir. Bazen kişisel bir kıyafete eklenen parçalarla bazen de kurum içerisinde bireyin paylaşmak istemediği ya da bazı durumlarda takas etmek üzere, eşyalarını kurumdan ve diğer kapatılmış kişilerden gizleme yolu olarak zulalar çarpıcı örneklerdir. Birey böylece denetime sokulmaksızın kişisel araçlar edinebilir ve diğer kişilere karşı bu eşyaların kullanım hakkını bir şeyler için araç olarak lehine kullanabilmektedir. Toplumsal yapı içerisindeki kapatılmış kişilerin üzerindeki denetim kişiler arası etkileşimi karşılıklı ya da tek taraflı çıkarlar için farklı bir araçsallaştırma haline getirmiştir. Örneğin paranın kullanımı ve hatta çoğu zaman ödeme yaparken sigaranın para kadar etkili bir karşılık olduğu ortaya koyulmaktadır. Bu durum doğal olarak sahip olmadan kaynaklı bir zorbalar ve sessizler grubu arasındaki eşitsiz ilişkileri de yaratmaktadır. Total kurumda kişisel bir alana ve eşyaya sahip olmanın ve bunun sağladığı konum diğerleriyle olan ilişkisinde belirleyici olmanın yanı sıra kuruma rağmen geliştirilen pratiklerin ve benlik anlayışının çok önemli göstergesidir. Son olarak Tıbbi Model ve Akıl Hastanesine Yatırma Tamircilik Mesleğindeki Değişikler Üzerine Bazı Notlar kısım Goffman’ın tıbbi modeli bir hizmet modeli olarak tamircilik anlayışı üzerinden eleştirel bir biçimde ele almıştır. Batı toplumundaki ilişki biçimini hizmet alıp vermek üzerinden tarif eden Goffman tamirciliğe atıfta bulunarak bireyin tedavi sürecini hastalığın tespiti, tedavi için ortamın değiştirilmesi profesyonelin ve “profesyonel olmaktan” kaynaklı rolünün tedavi sürecindeki işleyişini ele almıştır. Aynı zamanda toplumda bedene yüklenen anlama ilişkili olarak tedavinin bir kurum içerisinde yani bedenin kapatılmasıyla yapılması gibi bağlantıların ortaya koyduğu bölüm benlik ve bireyin rolüyle ilgili pek çok gerçeği tartışmaktadır. Sonuç olarak Goffman’ın araştırması göstermektedir ki kapatılmış kişilerin benliği, benlik algısı ve benliğin inşası total kuruma kabulüyle salt bireyin olmaktan çıkar ne biçimlendirilebilir hatta “biçimlendirilmesi gereken” bir şey olarak karşımıza çıkar. Kuruma girişte etkili olan aile ısrarı ya da tehdidi gibi sebepler kurumda daha sonra yaşanacak bir ihanet hissiyle hastayı karşı karşıya bırakır. Birey total kurumda yeni bir benliğe uyum sağlamaya zorlanır bunun yanı sıra pek çok araçla meydan okumaya ve kısıtlı da olsa kurumun denetim ve gözetiminden bağımsız bir benlik yaratmaya çalışır. Bireyin kapatılmış diğerlerine karşı tutumu ve diğerleriyle arasındaki ilişki de büyük ölçüde bu yaratım lehine gerçekleştirilir. Çoğu zaman kurumdan çıkmak için izlenen bütün stratejiler örtük benlikle ilişkilendirilir. Birey kurumdan ayrılma adına otoriteyi iyileştiğine ikna yoluna gidebilir ve bütün araçları kullanabilir. Bütün bu etkileşimler ve süreç sonucunda en iyi ihtimalle kurumdan ayrıldığında “istenilen benliğe” sahip olmamışsa bile total kuruma girmeden önce sahip olduğu benlikten de farklı bir benliği olacaktır. (Gülten Nazlıcan)

Gündelik hayatın ince kıvrımlarının kıvrak zekalı gözlemcisi Erving Goffman, bu kez bu dilin yuvasına, bir "total kurum" olarak akıl hastanelerinin o kendine has dünyasına götürüyor bizi. Hapishaneler, toplama kampları, kışlalar gibi diğer türden gözetim kurumlarını da kapsayan total kurumlar, benliği kırmaya ve dönüştürmeye yönelik neredeyse doğal bir deney, bir insan serası olarak çıkıyor karşımıza... Arka kapak yazısından... Bilimsel bir araştırma kitabı olup okuyucuyu deney dünyasında gezdiren bir eser. (Nagehan atik)

Tımarhaneler PDF indirme linki var mı?

Erving Goffman - Tımarhaneler kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Tımarhaneler PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Erving Goffman Kimdir?

Kanadalı sosyolog. Simgesel etkileşimcilik yaklaşımına önemli katkılarda bulunmuştur. 11 Haziran 1922’de Manville kentinde doğdu. 1945’de Ontario Üniversitesi’ni bitirdikten sonra AB- D’ye gitti. 1953’de Chicago Üniversitesinden doktora derecesi aldı. 1958-1968 arasında Berkeley Üniversitesinde öğretim üyeliği yaptı, 1968’de Philadelphia Üniversitesi’ne geçti. Amerikan Sanat ve Bilimler Akademisinin üyesidir. Goffmann, ilk çalışmalarında, insanlar arasındaki etkileşimi bir tiyatro oyunu olarak ele almıştır. Yaşam adlı sahnenin oyuncuları olan bireyler, kendilerine ilişkin imgeleri başkalarına sergileyerek kimliklerini oluşturur, korur ve öbür insanlarla karşılaşmaları sırasında uyulmasını istedikleri kuralları geliştirirler. Toplumsal yapının özü bu kurallardır. Goffmann’a göre kişilik, özün başkalarına sunul­ması, tanıtılmasıdır. Her karşılaşmada öz yeni bir sınavdan geçer ve yeniden tanımlanır. En ünlü kitap­larından biri olan Presentation of Self in Everyday Life’da (“Günlük Yaşamda Özün Sunumu”) özün, başkalarını etkilemek üzere “gerçek ben” olarak sunulmuş toplumsal bir yapılanma olduğunu gösterir. Öze sürekli olarak yeni bir biçim ve nitelik kazandırı­lır. Her rolde oyuncuyu bekleyen bir “gizli öz” vardır. Bu o rol için toplumca belirlenmiş bir idealdir. Goffmann’a göre sapkın kişi bir kural-kırıcıdır. Kural-kırıcı kişi, toplum tarafından belli bir sapkınlık kategorisine göre damgalanır ve bu damga onun temel ayırt edici niteliği olarak görülür. Goffmann, bir toplum içinde normal ve uygun olarak kabul edilen­den farklı özelliklere “damga” (stigma) adını verir. Toplum, damgalanan bireyden hep aynı davranış biçimini beklerken, damgalı kişi de süreç içinde kendine yakıştırılan bu yeni rolü benimser ve içselleş- tirir. Goffmann, bireyin akıl hastası durumuna geçme­sinde, inanç sistemindeki değişimin önemli rol oyna­dığına inanır. Kişi, yasa dışı olmasa bile, başkalarınca hoş görülmeyen davranışları nedeniyle akıl hastanesi­ne yatırılarak toplumdan uzaklaştırılmıştır. Böylece, bir yandan aile, arkadaşlar, komşular, öte yandan polis, doktorlar, vb., resmi ve resmi olmayan toplum­sal denetim mekanizmalarını oluşturarak, bireye akıl hastası tanımını yakıştırırlar. Akıl hastanesinde kimliğinden soyunarak, uyum mekanizmalarıyla yeni bir öz geliştiren kişinin olumlu, özel ve saygıdeğer özü unutulur, davranışı önceden kestirilemez kişi gözüyle bakılır ve ondan hastalığını kabullenmesi istenir.

Erving Goffman Kitapları - Eserleri

  • Günlük Yaşamda Benliğin Sunumu
  • Damga
  • Tımarhaneler
  • Kamusal Alanda İlişkiler
  • Etkileşim Ritüelleri
  • Karşılaşmalar
  • Toplum İçinde Davranmak
  • Reklamlarda Toplumsal Cinsiyet

Erving Goffman Alıntıları - Sözleri

  • Bir kimse alçakgönüllülüğün başkalarına övgüsüyle karşılık bulacağını biliyorsa iltifat peşinde koşmaya başlar. Ona biçilen değer tesadüfi olaylarla tekrar gözden geçirilecekse o zaman kendi lehine tesadüfi olayların ortaya çıkmasını sağlayabilir. Eğer başkaları kendilerine yönelik bir hakareti görmezden gelmeyi ve sabırlı davranmaya ve özürleri kabul etmeye hazırsa o zaman o kişi bunu onlara sağlam bir şekilde saldırmak için fırsat olarak kullanır. (Etkileşim Ritüelleri)
  • O halde insanın yüzü kutsal bir şeydir ve sürdürülmesi gereken anlamlı düzen tam da bu yüzden ritüel düzendir. (Etkileşim Ritüelleri)
  • "Hem sağlıklı zihinler hem de sağlıklı bedenler sakatlanabilir. 'Normal' insanların ortalıkta gezinebiliyor, görebiliyor veya duyabiliyor olmaları, onların gerçekten bunları yapabiliyor oldukları anlamına gelmez." (Damga)
  • Bizim toplumumuzda, bir kadından birisinin "karısı" olarak bahsetmek, onu hali hazırda bir tane üyesi olabilecek bir kategoriye sokmaktır. (Damga)
  • O halde insanlar ve onların anları değil, anlar ve o anların insanları vardır. (Etkileşim Ritüelleri)
  • Karşılıklı erişilebilirliğin en önemli temsillerinden biri, birbirlerini aynı özel grubun mensubu olarak görebilen kişiler arasında sağlanabildiği anlaşılan gayri resmî ve teklifsiz olma hali ve dayanışmadır. (Toplum İçinde Davranmak)
  • Eğer olduğumuzdan daha iyi gibi görünmeye hiç çalışmasaydık, nasıl gelişebilir ya da "kendimizi dıştan içe doğru eğitebilirdik"? (Günlük Yaşamda Benliğin Sunumu)
  • Bir akıl hastanesinde, kolayca idare edilebilen bir hasta olamama (örneğin çalışamama ya da personele karşı kibar olmama) bir kişinin özgür kalmak için "hazır" olmadığının ve daha ileri bir tedaviyi kabul etmesi gerektiğinin bir göstergesi olarak değerlendirilir. (Tımarhaneler)
  • Damgalı bireyin yaşamını temelde niteleyen şeyi artık ifade edebiliriz. Bu, muğlak bir biçimde de olsa sıkça ''kabullenme'' denen meseledir. (Damga)
  • Toplumumuzun temel bir kuralı şudur: bedenler çıplakken bakışlar giyiniktir. (Kamusal Alanda İlişkiler)
  • °•Zira sokaklardaki, parklardaki, restoranlardaki, tiyatrolardaki, dükkânlardaki, dans pistlerindeki, toplantı salonlarındaki ya da herhangi bir topluluğun buluşarak bir araya geldiği yerlerdeki davranış kuralları, davranışın toplumsal örgütlenmesinin en yaygın biçimleri hakkında bize çok şey anlatır.°• (Toplum İçinde Davranmak)
  • Örneğin karşılıklı beklemenin örgütlenmesini ele alalım. Açıkçası, her yer tamamıyla boşken yabancı birinin yanında durmak yahut oturmak, aynı eylem mekan tamamen dolu ve sadece bir koltuğun boş olduğu herkesçe görüldüğü duruma göre daha bir taciz gibi algılanır. (Kamusal Alanda İlişkiler)
  • İki insan arasındaki her bağlantı kişisel özelliklerin , dertlerin ve sırların paylaşılması anlamına gelseydi şehir hayatı bazıları için çekilmez derecede boğucu olurdu.Bu nedenle eğer bir kimse huzurlu yemek yemek istiyorsa,karısındansa bir garsonun hizmet ermesini yeğleyebilir. (Günlük Yaşamda Benliğin Sunumu)
  • Elbette ki, bir kişiyle her karşılaşmada tekrardan güveni geliştirmeye izin veren şartlar, diğer taraftan, her zaman şüphelenmek için beklenmedik gerekçelere de maruz bırakır. (Kamusal Alanda İlişkiler)
  • Dolayısıyla bu kitapta damga terimi son derece itibarsızlaşmış bir sıfata atıfta bulunmak için kullanılacaktır ama gerçekte ihtiyaç duyulanın bir sıfatlar dili değil bir ilişki dili olduğu görülmelidir. (Damga)
  • Bir damganın, damgalı bireyden, yakinen irtibatta bulunduğu insanlara sıçrama eğilimi genellikle, böyle ilişkilerden ya kaçınma ya da söz konusu oldukları yerde onları sonlandırma eğilimine sebebiyet verir. (Damga)
  • Kuralları belirtilmiş bir ruh hali içinde belli bir faaliyet ile meşgul olmak, belli türden bir dünya içinde ikamet eden belli türden bir kişi olmayı kabul etmek demektir. (Tımarhaneler)
  • Doğada hiçbir şey başka bir şey için var olmaz; tüm bu evreler ve ürünler varoluş çemberinde eşit paya sahiptirler... (Günlük Yaşamda Benliğin Sunumu)
  • Şüphesiz, evlilikten tek taraflı bir ilişki olarak bahsetmek rezilliktir. (Damga)
  • Elbette bedeni örten kılıf, mümkün kişisel mekanların en asgarisi olarak işlev görür ve bu bakımdan onun minimal bir görünümüdür; ancak ayrıca; ben merkezli bölgelerin en saf türü olarak bizatihi bir özel alan işlevi görür. Elbette ki, bedenin farklı kısımları farklı işlere uyarlanmıştır - zaten bu farklılık da bize bedenin kavramsal anlamda nasıl parçalara ayrıldığını anlatır. Örneğin Amerikan orta sınıflarında, dirsek pek sakınılmayan bir yerken, ağız bölgesi sakınılır. Elbette farklı farklı kültürlerde beden, törensel anlamda farklı farklı şekillerde parçalara ayrılmıştır. (Kamusal Alanda İlişkiler)

Yorum Yaz