Timsah Sokak Şiirleri - Murathan Mungan Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Timsah Sokak Şiirleri kimin eseri? Timsah Sokak Şiirleri kitabının yazarı kimdir? Timsah Sokak Şiirleri konusu ve anafikri nedir? Timsah Sokak Şiirleri kitabı ne anlatıyor? Timsah Sokak Şiirleri kitabının yazarı Murathan Mungan kimdir? İşte Timsah Sokak Şiirleri kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Murathan Mungan
Yayın Evi: Metis Yayıncılık
İSBN: 9789753424325
Sayfa Sayısı: 72
Timsah Sokak Şiirleri Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Murathan Mungan, 2000 öncesinde çıkardığı tüm şiir kitaplarını bir araya getiren 13+1 toplamından sonra en son 2001'de Erkekler için Divan'ı yayımlamıştı.
Yeni şiir kitabı Timsah Sokak Şiirleri ise 1998-2003 yılları arasında yazılmış 34 şiiri bir araya getiriyor.
Kapak tasarımını Sadık Karamustafa'nın yaptığı Timsah Sokak Şiirleri üç farklı kapak rengiyle çıkıyor okurların karşısına. Sarı, Pembe ve Mavi.
(Tanıtım Bülteni'nden)
Timsah Sokak Şiirleri Alıntıları - Sözleri
- ben ne zaman yalnız kaldım, bilmiyorum her zaman yalnızdım, bunu biliyorum
- Nasıl da kayıtsız gülüyorsun hayata Öldüğünden haberi bile yok fotoğraflarının..
- "hem çok zor, hem çok kolay vazgeçmeyi öğrendiğin yaşların başlangıçları"
- öyle bir kış görmedik daha öyle kar yağmadı kalbimin donduğu kıştı o kalbimin donduğu kış çözülmedi bir daha bir daha canım hiç yanmadı aşk buzul çağları kadar uzak kaldı bana şimdi anlıyor musun neden kötü oluyorum kar yağdığında?
- daha az seviyorum seni giderek daha az unutur gibi seviyorum azala azala
- Daha az seviyorum seni Kendini iyileştiren bir yara gibi Daha az Ve zamanla...
- İkimizin yerine dinliyorum sevdiğin şarkıları…
- her zaman yalnızdım kitaplar kadar yalnız yalnızca yalnızlığımdan gürültücü bir kalabalık yaptım
- kim yaşadığını ne kadar biliyor?
- Aynı yaşamıyor herkes aşkı da, ayrılığı da •••
- "hiçbir adanın almadığı yalnızlarız"
- ben anımsayışın eli olsaydım tutmazdım kimseyi hatırımda giderdim giderdim giderdim
- her şey dün gibiyken yıllar geçti
- Neden mümkün olmuyor ayrılmak
Timsah Sokak Şiirleri İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Evet yeni bir Mungan klasiği ile herkese Merhaba^-^ Nesnelerden, imgelerden, çocukluğundan daha çok bahseden bir Mungan görüyoruz karşımızda daha hassas daha kırılgan... Acıyı tattığı o gençlik yaşları ufak şeylerden büyük anılar çıkardığı o zamanlar... Her sokak bir anı olmuş..Bazen çaresizliğin eli oldu bazen anımsayışın ya da beklentinin kimsenin elini tutmadığı el oldu.Hep gitti asileşti..Büyüdü olgunlaştı tekrar gençleşti. Derin hüzünlerini yalnızlığını daha çarpıcı gördüm bu şiir kitabında en çok da gece nöbeti ve adres şiirine vuruldum. Iste adresi: Adres çok sonra yazılır içinde yaşadığın günlerin şiiri belleği vardır yaraların kapandıktan sonra da işleyen hatta aynı kalmayan kişileri sökülmüş zamana gönderen zarfı açar ya da kaparken adres yanıltmasın sizi kendinden bile taşınır insan ne sokağın kalbi, ne kalbin evi yalnızca şiir kendini seyrediyor şimdi artık burada oturmuyor bu şiiri yazan. Her şiir bir sokağa çıktı bakalım sizleri nereye götürecek şimdiden keyifli okumalar. (Ged)
Yine güzel şiirlerinin derlendiği bir kitap olmuş. Bu şiir kitabında daha çok gençlik aşkları, acıları ve gençlik hayatı vardı. Okuması zor diyenler için daha rahat okunur ve anlaşılırdı. (sínєm kαчα sαç)
Tüm zamanlar , tüm duygular hep bir arada sanki. insanın içine fena işleyen “Yalnız Opera” adlı şiirleriyle ruhumuzu paramparça etmiş, her şiirinde daha farklı sevdiğim bir Murathan Mungan klasiği ;akıcı bir o kadar da iliklere işleyen bazı dizelerinden (spoiler) bahsetmeden geçemeyeceğim ; “aylar nasıl geçiyor zaman hiç geçmezken” diyor. Aslında zaman geçiyor ben aynı yerdeyim, Her şey dün gibiyken yıllar geçti, der gibi. “geçer gider geçmez sandıkların bile” diyor. Ne mutluluk kalıcı ne mutsuzluk, der gibi. “Aynı büyümüyor herkes Aynı yaşamıyor herkes Aynı ölmüyor herkes” Şiirlerine verdiği bu başlıklar, tek dizelik şiir gibi. “Bir Fincan Kahve”adlı şiirini anısı var diyerek can alıcı bir şarkıyla alıyor kaleme “garbage’ın şarkısı: ‘cup of coffee’ benim yıllar önce aşkımıza verdiğim söz gibi,hayal: yıllar sonra insanın eski sevgilisiyle hüzün, şefkat ve incelikle bir fincan kahve içebilmesi neden yıllar sonra bir araya getiremiyor bizi hüzün, şefkat,incelik ve bir fincan kahve . . . ya da boş ver, en iyisi garbage dinleyelim ikimiz de kahvelerimizi içerken kendi evlerimizde “ Burada eski sevgilinin bir yandan dönmesini isteyip bir fincan kahveyle, kırk yıllık bir hatır daha yaratmak isterken; bir yandan da yılların geçtiğini , yavaş yavaş anıların bile kendisini terkettiğini farkedip anısı olan şarkıya sığınan bir şair görüyoruz. “şimdi çok yıllar geçti hatırlamak bile eskitiyor insanın içini” diyor bu şair. Bu dizelerden sonra Abdurrahim Karakoç’un sözü gelir aklıma : “Bir gün yeniden görmek ister miydiniz Mihriban’ı “diye sormuşlar Abdurrahim Karakoç’a: "Görmek istemem” demiş. “Değişmiştir şimdi. Ben onun nazarında değiştim, o benim nazarımda değişti. Öyle kalsın. İnsanların gönülde kalması, gözde kalmasından iyidir.” demiş. Ayrılıkların öğrettiğini bir bir yazarak bitiriyor dizelerini. Duyguların çelişkiliği apaçık seriliyor gözler önüne Murathan Mungan’ın şaheserinde ama ayrılıklar duyguları dengesizleştirmiyor mu zaten? Neyse en iyisi boş verelim garbage dinleyelim bir fincan kahve içerken (szbntnr)
Kitabın Yazarı Murathan Mungan Kimdir?
Murathan Mungan, 21 Nisan 1955'te İstanbul'da doğdu.
Çocukluğu ve ilk gençlik yılları, memleketi olan Mardin'de geçti. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü'nü bitirdi. Aynı bölümde master'ını tamamladı.
Ankara'da Devlet Tiyatroları'nda ve Istanbul'da Şehir Tiyatroları'nda 'Dramaturg' olarak çalıştı. 1987'de günlük gazete olarak yayımlanan Söz gazetesinde,'Kültür-Sanat Sayfası' editörlüğü yaptı.
1988'ten beri serbest yazar olarak çalışmakta ve halen Istanbul'da yaşamaktadır.
1991'de Remzi Kitabevi'ne 'Çilek' amblemli kırk kitaplık özel bir koleksiyon dizisi hazırlayarak bu diziyi yönetti.
Mungan, çeşitli dergi ve gazetelerde şiirler, öyküler, metinler, deneme, eleştiri ve incelemeler yayımlayarak adını duyurdu.
İlk kitabı 1980'de yayımlandı. Aynı zamanda ilk oyunuydu bu:Mahmud ile Yezida.
Şehir Tiyatroları'nda çalışırken, 'Gençlik Günleri' adını verdiği daha sonra her yıl tekrarlanacak olan kapsamlı bir şenliğin yöneticiliğini yaptı; programlar sundu, yönetti.
Murathan Mungan'ın sahnelenen ilk oyunu, Orhan Veli'nin şiirlerinden kurgulayarak oyunlaştırdığı Bir Garip Orhan Veli'dir. İlk kez 1981'de sahnelenen bu oyun, yirmi küsur yıl boyunca sahnelendi ve 1993'te kitap olarak basıldı.
Yazarın Mezopotamya Üçlemesi adını verdiği ve üç oyundan oluşan üçlemesinin ilk oyunu Mahmud ile Yezida yurtiçinde ve yurtdışında birçok topluluk tarafından sahnelendikten sonra, profesyonel olarak ilk kez 1993'te Ankara Devlet Tiyatroları tarafından oynandı. Üçlemenin ikinci halkası olan Taziye ise, ilk olarak 1984'te Ankara Sanat Tiyatrosu tarafından sahnelenmiştir. 1992'de, halkanın üçüncü oyunu olan Geyikler Lanetler' in tamamlanmasıyla birlikte, Metis Yayınları, üçlemeyi oluşturan bu oyunları, üç ayrı kitap olarak aynı anda yayımlamıştır. 1994'te bu üç oyun bir yıl boyunca Devlet Tiyatroları tarihinde ilk kez olmak üzere arka arkaya Antalya Devlet Tiyatroları tarafından sahnelenmiş, gene aynı yıl Istanbul Uluslararası Tiyatro Festivali'nde, üç oyun ardı ardına tam 'on bir saat süren bir gösteri' olarak iki kez tekrarlanmıştır. 1999 yılında Ankara Devlet Tiyatroları yapımı Geyikler Lanetler, aynı yıl Berlin'de, uluslararası bir tiyatro şenliği olan 'Theater der Welt'e çağrılmış ve Schaubühne'de gösterilmiştir. Aynı oyun 2003 yılında Yunanistan'da Selanik Devlet Tiyatrosu'nda sahnelenmiştir.
Geyikler Lanetler oyununa kaynaklık eden yazarın Cenk Hikayelerikitabındaki 'Kasım ile Nasır' adlı öyküsü, 1994'te İtalya'da 'La Mamma Umbria'da sahnelenmiştir. Aynı öykü 2004'te farklı bir yorumla Diyarbakır Sanat Merkezi tarafından sahnelenmiştir. Gene aynı kitapta yer alan 'Şahmeran'ın Bacakları' adlı uzun hikayesi, çeşitli topluluklar tarafından sahneye uyarlanmıştır.
Yazarın Lal Masallar adlı öykü kitabındaki 'Muradhan ile Selvihan ya da Bir Billur Köşk Masalı' adlı öyküsü, 1987'de, ilkin Fransa'da, Lulu Menase yönetiminde Théater Des Arts de Cergy-Pontoıse'da, ardından Nurhan Karadağ yönetiminde Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü Sahnesi'nde sahnelenmiştir. Aynı öykü, Amerika'da Penguen Books'un 'Dünya Hikayeleri Antolojisi'ne seçilmiştir. Bosna-Hersek'te yayımlanan Türk öykücülerini içeren bir seçkideyse bu öykünün Boşnakça çevirisi yer almıştır.
Yazarın gene Cenk Hikayeleri kitabında yer alan'Binali ile Temir' adlı bir diğer öyküsü, 1991'de Ankara Deneme Sahnesi tarafından, 1999'da ise Adana Tiyatro Atölyesi tarafından sahnelenmiştir.
2000'de yazarın bir öyküsü daha sahneye aktarılmış, bu kez de Beşinci Sokak Tiyatrosu, 'Dumrul ile Azrail'i, İstanbul Festivali'nden sonra, dünyanın önemli tiyatro festivallerinde, Avusturya, Almanya ve Tunus'un yanı sıra Hollanda'nın çeşitli kentlerinde sahnelemiştir.
2003 yılında Kopenhag'daki 'Bette Nansen Theater'da, yazarın 'Sayfadaki Gibi'adlı kısa oyunu, bazı Doğulu yazarları bir araya getiren ortak bir proje olan 'Bin Bir Gece' içinde yer almış, aynı oyun 2005 yılında İngiltere'de '1001 Nights now' adıyla Nottingham Playhouse'da sahnelemiştir.
Murathan Mungan 1989'da, İngiliz yazar Nell Dunn'ın 'Steamin' adlı oyununu 'Kadınlar Hamamı' sahneye koymuştur.
Mungan'ın döneminde Ankara İl Radyosu'nca seslendirilen iki tane de radyo oyunu vardır: Dört Kişilik Bahçe ve Öümburnu.
Mungan bir tanesi filme alınan üç tane de film senaryosu yazmıştır. 1984'te Atıf Yılmaz tarafından filme alınan Dağınık Yatak'ın yanı sıra Dört Kişilik Bahçe ve Başkasının Hayatı adlı iki senaryosu daha vardır. Bu üç senaryo 1997'de üç ayrı kitap olarak aynı anda yayımlanmıştır.
Gazete ve dergilerde İlk yazıları 1975'de yayımlanan Mungan, yirmi yıllık yazı serüveninin çeşitli ürünlerinden yaptığı bir derlemeyi kırkıncı yaşı nedeniyle Murathan'95 adlı bir kitapta toplamıştır.
Bu kitapla birlikte başlayan özel toplama kitapları, şiirlerinden kendinin yaptığı özel bir seçmeyi içeren numaralanmış tek baskı olarak yayımlanmış Doğduğum Yüzyıla Veda ile sürmüş, bunu,13+1'de şiirlerini, 7 mühür'de kimi öykülerini bir kutu içinde bir araya getirdiği toplamlar ve Türk şiirinde şimdiden bir 'kült kitap' olmuş olan Yaz Geçer'in onuncu yılı nedeniyle yapılan büyük boy özel baskı izlemiştir. Ellinci yaşı için hazırladığı ve yalnızca 2005'te yayımlanıp baskısı bir kez daha tekrarlanmayacak Elli Parça kitabı da bu özel kitaplardandır.
Beş bölümden oluşan ve her bölümü ayrı bir yazar tarafından kaleme alınan bir Bülent Erkmen projesi olarak 2004'te yayımlanan 5 peşe romanında da yer almıştır.
Murathan Mungan, bu arada yabancı yazarların öykülerinden ve yazılarından oluşan çeşitli seçkiler yayımlamayı sürdürmektedir. İlk öykü seçkisi Ressamın Sözleşmesi'ni, daha sonra Çocuklar ve Büyükleri, Yazıhane, Yabancı Hayvanlar, Erkeklerin Hikayeleri ve Kadınlığın 21 Hikayesi adlı öykü ve yazı seçkileri izlemiştir.
Bütünüyle özyaşamöyküsel bir malzemeden yola çıkan ilk anlatı kitabı Paranın Cinleri'ni 1997'de yayımlamıştır.
Şiir ve öykü arası bir dil ve kıvam tutturduğu yazınsal metinlerini bir araya topladığı Metinler Kitabı ise, 1998'de yayımlanmıştır.
Mungan'ın kimi şiirlerinin Kürtçeye çevirisinden yapılan bir toplam Li Rojhilate Dile Min (Kalbimin Doğusunda) adıyla 1996'da yayımlanmıştır.
Mungan, bugüne değin çoğu 'Yeni Türkü' topluluğu tarafından seslendirilmiş olan şarkı sözleri yazmıştır. Yazdığı şarkıların Türkiye'nin önemli şarkıcıları, toplulukları tarafından yeniden seslendirilmesiyle oluşan ve 'tribute' sayılabilecek Söz vermiş şarkılar adlı 'cover' albümü 2004'te yayınlanmıştır.
2006'da bugüne dek yazdığı tüm şarkı sözlerini gene aynı ad altında bir araya getirerek kitaplaştırmıştır.
Yazıları, şiirleri ve kimi kitapları bugüne değin İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İsveççe, Norveççe, Yunanca, Fince, Boşnakça, Bulgarca, Farsça, Kürtçe ve Hollanda diline çevrilerek çeşitli dergi, gazete ve antolojilerde yayımlanmıştır.
Murathan Mungan, 1985'ten bu yana İstanbul'da yaşamaktadır.
İlk kitapları farklı yayınevleri tarafından yayımlandıktan sonra, 1986'da Remzi Kitabevi'ne, 1992'de de Metis Yayınları'na geçmiştir. Halen aynı yayınevindedir.
Murathan Mungan Kitapları - Eserleri
- Aşkın Cep Defteri
- 227 Sayfa
- Bazı Yazlar Uzaktan Geçer
- Başkasının Hayatı
- Yüksek Topuklar
- Üç Aynalı Kırk Oda
- Paranın Cinleri
- Kaf Dağının Önü
- Kadından Kentler
- Yaz Geçer
- Şairin Romanı
- Mahmud ile Yezida
- Lal Masallar
- Kırk Oda
- Bir Garip Orhan Veli
- Tuğla
- Meskalin 60 Draje
- Kibrit Çöpleri
- Erkekler İçin Divan
- Elli Parça
- Çador
- Eldivenler, Hikâyeler
- Mırıldandıklarım
- Geyikler Lanetler
- Cenk Hikayeleri
- Eski 45'likler
- 189 Sayfa
- Mutfak
- Doğu Sarayı
- Doğduğum Yüzyıla Veda
- Yedi Kapılı Kırk Oda
- İskambil Destesi
- Kullanılmış Biletler
- Başkalarının Gecesi
- Dağ
- Stüdyo Kayıtları
- Dağınık Yatak
- Dört Kişilik Bahçe
- Metal
- Oda, Poster ve Şeylerin Kederi
- Son İstanbul
- Timsah Sokak Şiirleri
- Mezopotamya Üçlemesi
- Kum Saati
- Omayra
- Yazıhane
- Eteğimdeki Taşlar
- Soğuk Büfe
- Güne Söylediklerim
- Gelecek
- Harita Metod Defteri
- Metinler Kitabı
- Söz Vermiş Şarkılar
- Yaz Sinemaları
- Balgifa Mar - Yılan Yastığı
- Mürekkep Balığı
- Solak Defterler
- Bir Kutu Daha
- Hayat Atölyesi
- İkinci Hayvan
- Oyunlar, İntiharlar, Şarkılar
- Küre
- Sahtiyan
- Taziye
- Kağıt Taş Kumaş
- Aşk İçin Ne Yazdıysam
- Dokuz Anahtarlı Kırk Oda
- Li Rojhilatê Dilê Min - Kalbimin Doğusunda
- 7 Mühür
- Şahmeran'ın Bacakları
- Ulak ile Sadrazam
- Makas
- Kağıttan Kaplanlar Masalı
- Aynalı Pastane
- Kapan Metin
- Dumrul ile Azrail
- Osmanlı'ya Dair Hikayat
- Murathan'95
- Çağ Geçitleri
- Hamamname
- Aile Albümü
- Ressamın Sözleşmesi
- Kum Saati
- Devam Ağacı
- Erkekler Yalnızlıklar
Murathan Mungan Alıntıları - Sözleri
- ben çoktan geldim, o varmış mıdır? (Bazı Yazlar Uzaktan Geçer)
- İnsan dediğin kainatın her söylediğinin pek azını duyar, birazını sezer, sezdiğininse çoğunu anlamaz. Alıp da o sözü dünyadaki yerine koyamaz. (Hamamname)
- ve son bir uyarı sana: Ait olmadığın her iki dünyadan da Bir sentez yapmaya kalkma makas değiştirmez son trenler (Metal)
- Kalbi katildir bazılarının Kimseyi öldürmeseler de... (Solak Defterler)
- Güzellik, başlı başına bir faşizmdi; Dünyanın en adaletsiz dağıtılan şeylerinden biriydi. (Murathan'95)
- Durup Baktığında Azalmış zaman demlenmiş kıymet Günde kimi gördün, elde neyi sevdin Ne kaldı sende, neye geçit verdin (Çağ Geçitleri)
- "Kentlerde,kasabalarda,her yerde,yazarlar yalnız kişilerdir.Her yerde ve her zaman,öyle olmuşlardır." (Yazıhane)
- “Yitirerek kazanırsın. Kazanmanın başka yolu yoktur.” (Makas)
- Dünya bir kaybetme yeridir. Her birinin zamanı diğerinin elinde tükenmiştir. (Dokuz Anahtarlı Kırk Oda)
- Sanki yaşamım durmuş, ancak anımsadıklarımla yaşamamı sürdürebiliyordum. Parçalanmış bir dünya karşısında yüreğimin duyduğu korkuları hiçbir yere sığdıramıyordum. Hiç kimseye anlatamıyordum. Nesnelerin büyütülmüş dünyasında yaşıyordum. (Kırk Oda)
- ben ne zaman yalnız kaldım, bilmiyorum her zaman yalnızdım, bunu biliyorum (Timsah Sokak Şiirleri)
- kimsenin kimsesi yok ki herkesin elmasında kendi diş izleri... (Oda, Poster ve Şeylerin Kederi)
- "İnsan bilmediği şeye el uzatmamalı, el uzatıyorsa bilmeyi göze almalı, bilmeyi göze almak zordur İlyas." (Şahmeran'ın Bacakları)
- Konuşamıyordum, hiç kimseyle konuşmamıştım. Hiçbir şeyimi, hiç kimseyle... (Son İstanbul)
- yaşarken ve yazarken yarım kalmış şiirler yarım kaldılar (Mırıldandıklarım)
- "Ben,mimarlığın gündelik hayatın içinde bir güzellik değeri olarak, bizi ağlatacak kadar hayatımıza sızmasını istiyorum. Sonuçta, hepimiz evlerden çocukluğumuzu geri isteriz." (Soğuk Büfe)
- "Hafızayı diri tutan adalettir. " (Hayat Atölyesi)
- "Gelecek", ümidimiz, sanımız olabilir, ama gerçeğimiz olamaz. (Küre)
- her ülkenin anaları vardır. bunlar ki esirgeyendir, koruyandır. dağlardır. mardin kal'asının alnına düşen leke, -dağlardan izinsiz, nurdan murakıp- güneşten hükümsüz dört kanadını salıp dört yöne ve arsız dönüp duran dev bir çelik aygıt bakıp utancından ışımayan geceye kini usul bir mayın gibi bırakıp çekilirse, yanlıştır hüzün. yanlıştır yas. (Balgifa Mar - Yılan Yastığı)
- Hayat, bazılarına mutsuz olmakla, duygusuz olmak arasında bir tercih hakkı tanır, daha fazlasını değil. (Yüksek Topuklar)