matesis
dedas

Titanlı Oyuncular - Philip K. Dick Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Titanlı Oyuncular kimin eseri? Titanlı Oyuncular kitabının yazarı kimdir? Titanlı Oyuncular konusu ve anafikri nedir? Titanlı Oyuncular kitabı ne anlatıyor? Titanlı Oyuncular PDF indirme linki var mı? Titanlı Oyuncular kitabının yazarı Philip K. Dick kimdir? İşte Titanlı Oyuncular kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 09.05.2022 09:00
Titanlı Oyuncular - Philip K. Dick Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Philip K. Dick

Çevirmen: Dilek Yücel

Yayın Evi: Alfa Yayıncılık

İSBN: 9786051710648

Sayfa Sayısı: 280

Titanlı Oyuncular Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Korkunç bir atom savaşından sonra Dünyada insan nüfusu azalmış ve radyasyon yüzünden kimi insanlar telepatik yetenekler kazanmıştır. Bu fırsattan yararlanan Titanlı vuglar artık Dünyanın yeni yöneticileridir. En büyük eğlence de insanların daha doğrusu mülk sahiplerinin oynadığı monopoliye benzeyen Blöf adında bir oyundur. İnsanlar bomboş dünyada sahip oldukları mülkleri ortaya koyarlar, çocuk sahibi olabilecekleri bir eş bulmaya çalışırlar. Hikâyemiz bu oyunculardan biri olan intihara meyilli, depresif Pete Garden’ın Berkeley’yi kaybetmesiyle başlar. Oyun grubunun en yeni üyesi bir cinayete kurban gittiğinde Pete Garden kendini şüpheli konumunda bulur. Ardından da insan görünümünde vuglar, vug görünümünde insanlar, alkol, uyuşturucular, telepatlar ve prekoglar, konuşan arabalar, başarısız evlilikler, psikiyatrlar, sanrılar ve paranoya dolu çılgın bir yolculuk başlar.

Titanlı Oyuncular, Philip K. Dick’in en üretken döneminde, 1962-64 arasında yazdığı romanlardan biri. Katili hiçbir zaman öğrenemeyeceğiniz bir cinayet romanı. Elbette Dick usulü.

Titanlı Oyuncular Alıntıları - Sözleri

  • “Öyleyse bir buçukta görüşürüz,” dedi Pete, Market ile Üçüncü Caddenin kesişiminde. Bu şiddet, ölüm ve Jerome Luckman’la ilgili tam oluşmamış belirti daha önce gerçekleşmezse tabii, diye düşündü. “Gerçekleşebilir,” dedi Patricia karamsar bir tavırla. “Bu da bilinçdışı zihnin bir başka özelliği, bilinçdışı zamandan bağımsızdır. Bir olayı okurken o olayın dakikalar sonra mı, günler sonra mı, yoksa yıllar sonra mı gerçekleşeceğini bilemezsin. Hepsi birbirine kaynaşmıştır.”
  • Durdu ve “Dinle,” dedi. “Ya Carol? Patricia’dan vazgeçiyorum; çocuğumun annesi dışında hiçbir şey bana bir şey ifade etmiyor.” “ ‘Hiçbir şey bir şey ifade etmiyor,’ diye ifade ediyorsunuz demek,” dedi Doktor E. R. Phillipson. “Espri yaptım, hem de kötü bir espri.”
  • “O yaşlar inanılmazdır. On sekizindeysen, her şeyi bildiğini sanırsın, kendinden yüzde yüz eminsindir. Ama yüz elli yaşındaysan hiçbir şey bilmediğini bilirsiniz.” “Hatta bilmediğini bile bilmezsin,” dedi Patricia. “Sadece bilmediğine dair içinde tatsız bir his vardır.”

Titanlı Oyuncular İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Titanlı Oyuncular yine PKD’in tarzını konuşturduğu güzel bir kitap. Özellikle konusu çok ilginç; Dünya nüfusu yok denecek kadar azalmıştır ve yerleşkelerin çoğu bu az denecek kadar olan insanların elindedir. Peki tüm bu insanlar bununla ne yapacaktır? Eh bu da PKD tarzı bir çözümle karşımıza çıkıyor. :smiley: İnsanlar ellerindeki bu mülklerin tapularını ve varlıklarını Monopoly oyununda ya değerlendiriyor ya da kaybediyor. Hikayedeki kahramanımız Pete Garden da Berkeley’in sahibi olmasıyla ünlüdür ve Monopoly’de Berkeley’i kaybetmesiyle gerçekliğin ve uzaylıların ardındaki perde aralanır. Beklenmedik bir cinayetle de ortalık gizemli bir atmosfere bürünür. Telepatlar, uzaylılar, konuşan arabalar ve diğer eşyalarla birlikte çok zengin bir sofra Titanlı Oyuncular. Romanda PKD’in hayatından birçok kesiti de çokça görüyoruz. Dick’in Uyuşturucular, gerçeklik algısı, intihar girişimleri ve sosyal hayatla olan bağlantısı kitapta dürüst bir şekilde karşımıza çıkıyor. Tüm bunları da görünce yazarın hayal gücü beni tekrar mest etti. (Ahmet Boyraz)

En büyük eğlence insanların daha doğrusu mülk sahiplerinin oynadığı monopoliye benzeyen Blöf adında bir oyundur. İnsanlar bomboş dünyada sahip oldukları mülkleri ortaya koyarlar, çocuk sahibi olabilecekleri bir eş bulmaya çalışırlar. Hikâye bu oyunculardan biri olan intihara meyilli, depresif Pete Garden’ın Berkeley’yi kaybetmesiyle başlar. Oyun grubunun en yeni üyesi bir cinayete kurban gittiğinde Pete Garden kendini şüpheli konumunda bulur. Ardından da insan görünümünde vuglar, vug görünümünde insanlar, alkol, uyuşturucular, telepatlar ve prekoglar, konuşan arabalar, başarısız evlilikler, psikiyatrlar, sanrılar ve paranoya dolu çılgın bir yolculuk başlar. Titanlı Oyuncular, Philip K. Dick’in en üretken döneminde, 1962-64 arasında yazdığı romanlardan biri. (Alfa Kitap)

Klasik bir P. K. Dick kitabı. Bu kadar psikolojik hastalıklar hakkında bilgisi olup hayalgücü ile her şeyi birleştirebilen biri olması her farklı kitabında beni etkiliyor. Bu kitapta da ana karakterimiz gayet sakin bir şekilde başlayan hayatının hikayesini ani bir şekilde Terranın kurtuluşunu bulmaya, sağlamaya dönüştürüyor. Gelecekteki olası bir gerçeklikle bizi karşı karşıya bırakan bu kitap kesinlikle bir bakış açısı katıyor insana. (Meltem şekerci)

Titanlı Oyuncular PDF indirme linki var mı?

Philip K. Dick - Titanlı Oyuncular kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Titanlı Oyuncular PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Philip K. Dick Kimdir?

Bazı kitaplarını Richard Phillips ya da Jack Dowland mahlaslarıyla yazmıştır. Hayranları tarafından kısaca PKD olarak adlandırılır.

Hayatının büyük bölümünü Kaliforniya'da geçirdi. Bir plakçı dükkânı işletmesi ve radyoda klasik müzik programları yapması dışında, başlıca uğraşı yazarlık oldu. Kırka yakın bilim-kurgu romanı dışında ana akım romanları da yazdı, ancak pek başarılı olamadı. Ölümünden sonra beş cilt halinde toplanan yüz civarında öyküsü vardır.

Ölümünden önce fazla tanınmayan bir yazar olan Dick'in roman ve kısa hikâyelerini bir kısmı ölümünden sonra senaryolaştırılıp film olarak büyük beğeni kazanmıştır. Bunların arasında en ünlüleri, yönetmen Ridley Scott tarafından "Blade Runner" adıyla 1982 yılında çekilen "Do Androids Dream of Electric Sheep?" (kitap olarak Türkiye'de basımı: 1996, Bıçak Sırtı, Kavram Yayınları; 2006, Android'ler Elektrikli Koyun Düşler mi?, Altıkırkbeş Yayın) ve 1965 yılında yazdığı "We Can Remember It For You Wholesale" öyküsünden yola çıkılarak yönetmen Paul Verhoeven tarafından çekilen1990 yapımı "Total Recall" filmleridir. Her iki film yapılmış en iyi bilim-kurgu filmleri arasında yer almaktadır. PKD'nin 1956 yılında yazdığı "The Minority Report" adlı öyküsü yönetmen Steven Spielberg tarafından 2002'de filme alınmıştır.

Dick'in yazdığı bilim-kurgu romanlarını türünün diğer örneklerinden ayıran en önemli özellik, gelecekte gerçekten olması muhtemel olaylarla birlikte toplumsal değişimleri genellikle "çalışan sınıf" çerçevesinde ele almasıdır. Dick toplumsal konuların yanı sıra siyasi ve metafizik konuları da ele almış, romanlarında tekelci şirketler ve otoriter hükümetler bolca yer bulmuştur. Özellikle erken dönem romanları, "gerçeklik" kavramının sorgulanması üzerine kuruludur.

Önemli yapıtları

Önemli romanları arasında: Martian Time-Slip (1964, Mars'ta Zaman Kayması), The Penultimate Truth (1964, Sondan Bir Önceki Hakikat), The Three Stigmata of Palmer Eldritch (1965, Palmer Eldritch'in Üç Bilmecesi) ve Ubik (1969) sayılabilir. The Man in the High Castle (1963, Hugo Ödülü sahibi) (Yüksek Şatodaki Adam) romanı birçok eleştirmen tarafından Dick'in başyapıtı olarak gösterilmiştir.

Dick, adı geçen romanlarıyla Amerikan Ulusal Kütüphanesi'nde yer almaya hak kazanan ilk ve tek bilim kurgu yazarı olmuştur

Philip K. Dick Kitapları - Eserleri

  • Androidler Elektrikli Koyun Düşler mi?
  • Yüksek Şatodaki Adam
  • Şizofreni ve Değişimler Kitabı
  • Ubik
  • Gökteki Göz
  • Vulcan'ın Çekici
  • Çığrından Çıkmış Zaman
  • Alfa Ayının Kabileleri
  • Toplu Öyküler - 1. Cilt
  • Elektrikli Düşler
  • Karanlığı Taramak
  • Albemuth Özgür Radyosu
  • Mars'ta Zaman Kayması
  • Kozmik Kuklalar
  • Galaktik Çömlek Tamircisi
  • Android ve İnsan
  • Uzay Piyangosu
  • Sondan Bir Önceki Gerçek
  • "Aksın Gözyaşlarım" Dedi Polis
  • Yaratılan Dünya
  • Ölüm Labirenti
  • Sizi İnşa Edebiliriz
  • Kader Ajanları
  • Simulakra
  • Uzaydaki Çatlak
  • Gelecek Seneyi Bekle
  • Titanlı Oyuncular
  • Bir Palavracının İtirafları
  • Dr. Gelecek
  • Timothy Archer
  • Palmer Eldrictch'in 3 Stigmatası
  • Dr. Kan Bedeli
  • Kozmoloji ve Kozmogoni
  • Valis
  • Yetenekliler Dünyası
  • Uzayda Suikast Uzay serisi 1
  • Tefsir
  • Alay Eden Adam
  • Sokaktan Gelen Sesler
  • Hesaplaşma
  • Azınlık Raporu
  • Suikastçı
  • Mary ve Koca Dünya
  • Kutsal İstila
  • Adjustment Team
  • Öteki Tutkular
  • I Hope I Shall Arrive Soon
  • Do Androids Dream of Electric Sheep ?
  • Bir Bilimkurgu Yazarının Kısa ve Mutlu Yaşamı
  • Ubik
  • Second Variety
  • Beyond Lies The Wub

Philip K. Dick Alıntıları - Sözleri

  • Diğerlerini terk etmesinin gerekçesini ölçüp biçti. Hepsinden önemlisi de Mali’yi terk etmesinin. Sevdiği kadını. Çömlek berbattı. (Galaktik Çömlek Tamircisi)
  • Bazı olaylar bildiriliyordu. 2203 yılının Mayıs ayı başlarında, haber makineleri İsveç üzerinde beyaz kargaların uçtuğu olayını heyecanla yayınlıyordu. (Uzayda Suikast Uzay serisi 1)
  • Eskiden hastalar kalıplaşmış iki sınıfa ayrılırdı: toplumda iş göremeyecek, arabasını yıkayıp cilalayamayacak, elektrik faturalarını ödeyemeyecek ve bir martini içtikten sonra güzel bir sohbeti sürdüremeyecek kadar hasta yani deli oldukları için hastanede tutulması zorunlu olanlar... ve herkesin ayakkabılarının bağını çözmek, evlerinin ya da iş yerlerinin önünden üçtekerli bisikletle geçen çocukları saymak zorunluluğu hissetmek gibi basit “isterik” şikayetler ya da “gerçeklik durumu” ile uyumlu olarak anksiyete haline indirgenen “nevrotik” rahatsızlıklar, özellikle de insansız bir uzay aracının Pazar sabahı tam da söz konusu rahatsız kişi mangalında kızarttığı hamburger köfteleriyle uğraşırken Atlantik okyanusu yerine bahçenin tam ortasına düşeceğine dair ruhsal açıdan sağlıksız, mantıksız korkular yüzünden psikiyatrik yardıma başvuracak kadar akıllı olanları kapsayan nevrotikler. (Şizofreni ve Değişimler Kitabı)
  • Libera me, Domine! (Ubik)
  • Sinir buhranı yaşayan insanlar çoğunlukla bu yaşadıklarını açıklamak amacıyla bir yığın araştırma yaparlar. Tabii bu araştırmalar bir yere varmaz. (Valis)
  • Olan şey her ne olursa olsun, ölçüsüz bir kötülükten ibaret. Madem öyle, mücadele etmek niye? Seçmek niye? Tüm alternatifler aynıysa… (Yüksek Şatodaki Adam)
  • İnsan zihni olağandışı inatçıydı ve çok yavaş değişiyordu. (Uzaydaki Çatlak)
  • Sabit fikirleri sorun değil çözüm olduğu için onu düşünerek defetmek mümkün değildi, sonunda başlı başına daha büyük bir sorun halini alsa da. (Timothy Archer)
  • Ruh hastalarıyla uğraşırsan sen de onlardan biri olur, ruh hastası olur çıkarsın. (Simulakra)
  • Savaş olmadan eğitim ya da zekâya sahip olmayan işe yaramaz, yetersiz insan kitlesi kontrolsüzce yayılıp büyür. Savaş onların sayısını azaltmaya yarıyordu. (Toplu Öyküler - 1. Cilt)
  • Tanrım, bir kitap okudular diye durmadan konuşuyorlar. (Yüksek Şatodaki Adam)
  • "Bizi huzursuz ve tatminsiz yapan vahşi bir içgüdü değil. Size ne olduğunu söyleyeyim; bizi böyle yapan insanoğlunun en yüce amacı. Büyüme ve ilerleme ihtiyacı... yeni şeyler bulma... yayılma. Yayılma, başka deneyimlere, başka yerlere ulaşma ihtiyacı. Anlama ve sürekli değişeceği biçimde yaşama ihtiyacı. Rutini ve tekrarı bir kenara itmek, anlamsız tekdüzelikten kendini kurtarmak ve ileriye atılmak. Sürekli hareket halinde olma ihtiyacı..." (Uzay Piyangosu)
  • Jones boğuk bir sesle, “Benim için,” dedi, “bu an geçmişin ta kendisi. Şimdi, burada, bu binada, üçünüzle oturuyorum, oysa bu benim için bir sene önce olup bitti. Benim durumum geleceği görmekten ziyade bir ayağımın geçmişte sıkışıp kalmasına daha çok benziyor. Ayağımı çekip kurtaramıyorum. Rötarlı yaşıyorum; sonsuza kadar hayatımın bir senesini tekrar tekrar yaşayacağım.” Omuz silkti. “Tekrar ve tekrar. Yaptığım, söylediğim, duyduğum, tecrübe ettiğim her şeyi ikinci bir kez yaşamak zorundayım.” Sesini yükseltmişti; sesi tiz, acı dolu ve umutsuzdu. “Aynı hayatı iki kez yaşıyorum.” Cussick yavaşça, “Bir başka deyişle,” dedi, “senin için gelecek değişmez. Geleceği bilmen onu değiştirmemi mümkün kılmıyor.” Jones buz gibi bir kahkaha attı. “Değiştirmek mi? Gelecek tamamen sabit. Bu duvardan daha sabit, daha kalıcı.” Elini öfkeyle arkasındaki duvara vurdu. “Sizce bu yetenek beni özgür mü kılıyor? Hadi, kandırmayın kendinizi... Gelecek hakkında ne kadar az şey bilirseniz, kendinizi o kadar iyi hissedersiniz. Güzel bir yanılsama içinde yaşıyorsunuz; özgür bir iradeniz var sanıyorsunuz.” “Ama bu senin için geçerli değil.” Jones acıyla “Hayır,” dedi. “Bir sene önce yorgun argın attığım adımları yeniden atıyorum. Bir tanesini bile değiştiremiyorum. Bu konuşmayı ezbere biliyorum. İçine tek bir yeni kelime dahi ekleyemeyeceğim gibi, mevcut tek bir kelimeyi de atamam.” (Yaratılan Dünya)
  • Ruh insan için neyse, makine için de insan odur: Fonksiyonel hiyerarşi açısından bu bir ek boyuttur. İçimizden biri Tanrı gibi davrandığında (pelerinini bir yabancıya verdiğinde) makine de insan gibi davranır yani programlanmış döngüsünü bir karara bağlı olarak ertelemek için duraklar. (Android ve İnsan)
  • Geçmiş görünmeyendir, dibe batırılandır, hala oradadır, bir sonrakinin üzerinde izini bırakmak için her an yüzeye çıkabilme kapasitesine sahiptir maalesef- ve sıradan bir deneyimin aksine- gözden kaybolmuştur. (Ubik)
  • Sana, ödeyemeyeceğin kadar pahalıya mal olacağım. (Alfa Ayının Kabileleri)
  • Belmont Bevatronu’nun proton ışın saptırıcısı 1959 yılı Ekim ayının ikinci günü öğleden sonra saat dörtte yaratıcılarına ihanet etti. Bunu izleyen olaylar göz açıp kapayıncaya dek olup bitti. Artık yeterince saptırılmayan –ve dolayısıyla denetim dışı kalan– altı milyon volt gücündeki ışın demeti salonun tavanına doğru yükselirken, halka biçimindeki dev mıknatısa tepeden bakan bir gözlem platformunu da kül ediverdi. O sırada taraçada sekiz kişi bulunmaktaydı: bir grup meraklı gezgin ve mihmandarları. Taraça ayaklarının altından yitince bu sekiz kişi Bevatron salonunun zeminine düştü ve manyetik alan boşaltılıp katı radyasyon kısmen nötralize edilinceye dek şoka girmiş durumda ve yaralı, öylece yattılar. Sekiz kişiden dördünün hastaneye kaldırılması gerekti. Yanıkları daha hafif olan iki kişi süresiz gözleme alındı. Kalan iki kişi ise muayene ve ilk tedavileri yapıldıktan sonra salıverildi. Olay San Fransisco ve Oakland’daki yerel gazetelerde yer aldı. Kurbanların avukatları dava açma hazırlıklarına girişti. Bevatron’la ilgisi bulunan kimi görevliler Wilcox-Jones Saptırıcısı ve girişken yaratıcıları ile birlikte ıskartaya alındı. Bir grup işçi fiziksel hasarı onarmaya başladı. Olay topu topu birkaç saniye sürmüştü. Hatalı sapma saat 4.00’te başlamış ve olağanüstü yüklü proton ışın demeti mıknatısın yuvarlak iç salonundan yayılırken sekiz kişi saat 4.02’de altmış ayak yükseklikten içine düşmüştü, ilk düşerek zemine çarpan, mihmandarlık yapan genç bir zenciydi. Son düşen ise yakınlardaki güdümlü füze fabrikasından gelen genç bir teknisyen olmuştu. Genç teknisyen platforma giderlerken arkadaşlarından ayrılmış, hole geri dönmüş ve sigara için ceplerini karıştırmaya başlamıştı. Eğer eşini yakalayabilmek için ileri atılmış olmasaydı belki de diğerleriyle birlikte aşağı sürüklenmeyecekti. Beyninde kalan açık seçik son anısı da bu olmuştu: Sigaralarının elinden düşüşü ve Marsha’nın çırpınarak kayıp giden ceket yenini yakalayabilmek için boşa atılışı… (Gökteki Göz)
  • “Fakat bir kimseye müjde veren haber diğer bir kimsenin kaderi oluyordu... (Uzayda Suikast Uzay serisi 1)
  • .... ve can sıkıntısı kötüdür, çünkü tam olarak gayret sarf etmiyorsun demektir; tembellik ediyorsun... (Dr. Kan Bedeli)
  • Güdünün kendisi en büyük ahlak sorunudur, eyleme geçirilmiş günah sadece şeytansı arzuların açığa çıkmış halidir. Doğru ve yanlış, bir adamın yaptıklarıyla değil hissettikleriyle bağlantılıdır. (Gökteki Göz)

Yorum Yaz