Toz Duman İçinde - Talip Apaydın Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Toz Duman İçinde kimin eseri? Toz Duman İçinde kitabının yazarı kimdir? Toz Duman İçinde konusu ve anafikri nedir? Toz Duman İçinde kitabı ne anlatıyor? Toz Duman İçinde PDF indirme linki var mı? Toz Duman İçinde kitabının yazarı Talip Apaydın kimdir? İşte Toz Duman İçinde kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Talip Apaydın
Yayın Evi: Literatür Yayıncılık
İSBN: 9789750407437
Sayfa Sayısı: 418
Toz Duman İçinde Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Kurtuluş Savaşı hem dış düşmanlara hem de onların içerdeki işbirlikçilerine karşı kazanılmış büyük bir zaferdir. Bu roman Anadolu'da düşmanla işbirliği yapan devlete ve düşmana karşı yüreğini ve tüm gücünü ortaya koyan Anadolu insanının destanıdır. Bu romanda Kurtuluşa inanmış bir avuç insanın ihanete karşı direnişinin müthiş öyküsünü bulacaksınız...
Köyden gelen bir yazar olarak Toz Duman İçinde / Vatan Dediler / Köylüler adlı roman üçlemesinin yazılmasını boynuma borç bildim ve yirmi yıl bu ağırlığı içimde taşıdım. Yazmadan bu borçtan kurtulamayacağımı anladım. 1918'lerden günümüze kadar Türk köylüsünün devlet içindeki ve temeldeki yerini, gelişimini çeşitli kahramanlarla ilişkisini irdelemeyi amaçladım. Belki bir hesaplaşma bu; sömürücü sınıflarla, aydınlarla ve yöneticilerle…
Köylümüzün yalnızlığını, umarsızlığını çocukluğumda bizzat kendim yaşadım.
On altı yıl askerlik yapan, Birinci Dünya Savaşı'nın, Kurtuluş Savaşı'nın tüm cephelerinde tetik çeken ve yaralı olarak köye dönünce topraksız, işsiz, ekmeksiz kalan bir köylünün oğluyum. Çocukluğum onu dinleyerek geçti. 1938'de Köy Öğretmen Okulu (sonradan Köy Enstitüsü) öğrencisi olduğum gün "Bu devlet seni okutuyor ya, tüm çektiklerim, tüm akıttığım kan ve ter helal olsun" dediğini unutamam.
Ne kadar isterdi, kendisi söylesin ben yazayım ve ondan doğrudan yararlanayım. Ama o yaşlarda bunun önemini yeterince kavrayamadım; sonradan anlayabildim ancak. Gene de onun anılarından çok şeyler kattım romanıma.
Bu romanlarımı Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin temelinde kemikleri, kanı ve teri bulunan, bugün çoğunun adı bile bilinmeyen o unutulmuş insanların anısına sunuyorum. Onlardan birisiydi benim babam.
Toz Duman İçinde Alıntıları - Sözleri
- "ulen bu milletin çektiği nedir? Memleket nereye gidiyor? İlerisi ne olacak?"
- Gelise gelir, ne yapalım? Başımıza iş gelir diye koyun gibi her sözü yutacak mıyız?
- Düşmanı doldurdular içimize, hala vergi toplarlar. Sanki hükümet var başımızda. Ulen kim için alırsınız bu vergileri? Hani hükümet nerede? Ne iş yapar? Bize ne faydası var?
- Herkes aptal, bir bu akıllı.
- Biz insan değil miyiz? Görüp de görmezden gelinir mi?
- Ulen sizin gibiler batırdılar bu Müslümanlığı.
- Başımıza iş gelir diye koyun gibi her sözü yutacak mıyız?
- Vay keçi sakallı dürzü vay! Kitabın neresinde yazılı bu? Sen o kitabı okumayı bilir misin? Okusan anlar mısın?
- Cahil hoca insanı dinden eder.
- Her şey olacağına varır. Sen canını sıkma.
- Ne beyinsiz adamlar var şu dünyada?
- Yapamam arkideş. Mayam öyle karılmamış. Doğruya doğru, eğriye eğri .
- Zaman kötü, işler karışık emme...
- Ulen dürzüler! dedi. Bulmuşsunuz cahil köyü, binmişsiniz dalına. Yalanla dolanla çeviriyorsunuz dolapları . Kandıra kandıra işinizi yürütüyorsunuz. Emme dur, duur ... Sırası gelecek elbet. dur.
- Hiçbir şeyin tadı yok.
Toz Duman İçinde İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Kağnının kamyonu yendiği o inanılmaz savaşın başlangıcı. Kahramanlar senin benim onun dedesi. Öyle güzel bir anlatım varki içiniz burula burula o toz duman içindeki günleri yaşıyorsunuz. Bence bu kitap ve diğer ikisiyle birlikte okullarda zorunlu okutulmalı, hatta diploma almamalı bunu okumayan Türk Çocuğu. Acı, yokluk, yol yok, silah yok, iman dolu göğüsler de bağımsızlık aşkı ile çıkılan bir yol var. Okuyun, okutun bu kıymetli eseri. (İlknur Sultan)
Enstitütütüü maşallah dedirten bir eser daha!: "Bastığın yerleri «toprak! » diyerek geçme, tanı! Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı." Köy Enstitüleri yazarlarından Talip Apaydın'ın kaleminden çıkmış insanı can evinden vuran bir eser.* Kurtuluş Savaşı döneminde tek gâvurla savaşmayan; gâvura dalkavukluk yapmaya hazır insanlarla , ellerinde avuçlarında birşey kalmamış köylülerden padişahın vergi toplayan kan emici zaptiyeleriyle, vur fıkaranın sırtına diyen ağalarla savaşının öyküsünü yöresel şiveden yararlanılaraktan yazılmış kağıt kesiği gibi eser. ( Kağıt kesiği nasıl olur bilir misiniz ? Hızlı ve sonrasında kesilen yeri tutarsınız!) Yani demem o ki kitabın kalınlığına aldanma akıcı ve gözünüzde karakterleri canlandırabilecek kadar da betimleyici bir şah-ı eser! Gözlerinizi dolduracak , bi alayı adama küfrü basacaksınız, o zamanda ne anne, ne baba , ne evlât olmak istemeyeceksiniz ve bizler için şu ahir dünyada gün yüzü görmekten vazgeçtik yeter ki VATAN SAĞ OLSUN ! diyenlere dua edeceksiniz. Ruhu şâd olsun Başbuğ Atam'ın Çanakkale'deki aldığı zaferden sonra sindiremeyenlerin taa o zamandan kötülediğini okuyacaksınız. Ruhu şâd olsun vatan uğruna can veren bütün atamın ! (Verda)
Toz Duman İçinde adlı roman yakın zaman önce kaybettiğimiz yazar Talip Apaydın'ın Kurtuluş Savaşını konu edinen Toz Duman İçinde, Vatan Dediler, Köylüler adlı serisinin ilk kitabı olmasıyla dikkati çekiyor.Üçlemenin ilki olan bu romanda yazar bir taraftan düşmanın(Yunanlılar)Anadoluyu işgalinin gelişim aşamasının başlangıcını (İzmir'in işgalini)ve yapılanları zaman zaman anlatırken diğer taraftan ise Osmanlı İmparatorluğunun saltanat temsilcisi padişahtan umudunu kesmiş bir avuç vatanseverin Tacım köyünden ayrılarak önce Kuvayi Milliye çetelerine ardından da düzenli orduya katılma sürecini işliyor.Bunun yanı sıra köylülerden alınan vergilerin ağırlığı ve vergisini ödeyemeyecek durumda olan köylünün içine düştüğü sıkıntı da eserde ele alınan önemli konulardan.Oldukça sürükleyici ve okuru sıkmayan açık bir dille yazan yazar okuyucuyu romanın içine çekmeyi ve odaklanmayı başarıyor.Öyle ki 586 sayfalık romanı kendinizi kaptırdığınız takdirde bir günde bitirmeniz mümkün. (Polat S.)
Toz Duman İçinde PDF indirme linki var mı?
Talip Apaydın - Toz Duman İçinde kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Toz Duman İçinde PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Talip Apaydın Kimdir?
Polatlıya bağlı Ömerler Köyünde doğdu. İlk eğitimini Beypazarında yaptı. Daha sonra Çifteler Köy Enstitüsü (1943) ve Gazi Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümünü bitirdi. Çeşitli okullarda öğretmenlik yaptı.
Günümüz yazarlarındandır. İlk şiir ve hikâyelerini Köy Enstitüleri Dergisinde yayınladı (1945-1946). 1948-1950 yılları arasında Yücel, Varlık, Edebiyat Dünyası, Fikirler, İmece, Yeni Ufuklar vs. gibi dergilerde çıkan hikâyelerinden sonra romancılığa başladı. Eserlerinin hemen hemen hepsinde vaktiyle Köy Enstitülerinde benimsetilmiş köy anlayışına uygun klişe anlayışı işier. Bu kitaplarda köy daima sefil ve sömürülmüştür. Köylü câhildir, hurafelere inanır. Müsbet hiçbir davranışları yoktur. Bu toplumda tak iyi insan köy öğretmenidir. Öğretmen, köylüyü eğiterek modern ve taık hâle getirmeye uğraşır. Eserlerinde Yaşar Kemâl, Kemâl Tahirve Orhan Kemâlin etkisi görülür.
Şiir kitabı: Susuzluk (1956).
Hikâye kitapları:
1. Ateş Düşünce (1967), 2. öte Yandaki Cennet (1972), 3. Koca Taş (1974), 4.0 Güzel İnsanlar (Çocuklar için hikâyeler, 1978), 5. Yolun Kıyısındaki Adam (1979), 6. Duvar Yazılan (1981), 7. Kökten Ankaralı (1981), 8. Yangın (Çocuklar için, 1981).
Romanları:
1. Sarı Traktör (1958), 2. Yarbükü (1959), 3. Emmtog-lu (1961), 4. Ortakçılar (1964, 1974), 5. Ferhat ile şirin (Halk için roman, 1965), 6. Toprağa Basınca (Çocuklar İçin, 1966), 7. Define (1972), 8. Yo* Duvar (1973), 9. Toz Duman İçinde (1974), 10. Tütün Yorgunu (1975), 11. Kente İndi Idris (1981), 12. Vatan Dediler (1981).
Hâtıraları:
1. Bozkırdaki Günler (1952), 2. Karanlığın Kuvveti (1967J.
Tiyatro eseri: Bir Yol (1966).
Radyo oyunu: 1. Yapılar Yapılırken, 2. Otobüs Yarışı (Basılmadı).
Talip Apaydın Kitapları - Eserleri
- Köy Enstitüsü Yılları
- Sarı Traktör
- Tütün Yorgunu
- Yarbükü
- Toz Duman İçinde
- Köylüler
- Ortakçılar
- Vatan Dediler - II
- Yoz Davar
- Define
- Dağdaki Kaynak
- Biz Varız
- Akan Sulara Karşı
- Kente İndi İdris
- Elif Kızın Elleri
- Öte Yakadaki Cennet
- Emmioğlu
- O Güzel İnsanlar
- Koca Taş
- Bir Yol
- Toprağa Basınca
- Merdiven
- Yolun Kıyısındaki Adam
- Bozkırda Günler
- Karabasan
- Duvar Yazarları
- Öykülerle Çizgiler
- Susuzluk
- Hem Uzak Hem Yakın
- Yangın
Talip Apaydın Alıntıları - Sözleri
- Ne suç işledik de ceza çekiyoruz bu kadar? Hırsızlık yapanlar serbes geziyor baksana... Ula nasıl dünya bu? (Yoz Davar)
- Tüm düşleri gerçekleşmişti sanki. Öyle heyecanlı konuşuyordu. (Dağdaki Kaynak)
- Çalışmayan, hazır yiyen insan, iyi insan değildir. Efendilik de değildir. Eskidenmiş o. Şimdimi efendilik başka. Çalışan, bir iş yapan, çevresine yararlı olan insan değerlidir artık. (Köy Enstitüsü Yılları)
- Ozanın dediği gibi,'Halka dahleylemek nemize, cümle vebal bizdedir.' (Tütün Yorgunu)
- Koridorda dolaştı. Sağa sola bakındı. Padişahların camlı çerçeveli resimlerini asmışlardı. Koç burunlu, kulağı küpeli başı kavuklu padişahlar. Tüylü kaftanlar, allı güllü entariler... Hepsine teker teker baktı. «Ya halk? diye mırıldandı. Siz böylesiniz ama, halkınız nasıl? Halkınızı unutmuşsunuz. Halksız, bilimsiz bir devletin hükümdarlarısınız siz. Onun için, sonunuz iyi gelmemiş.» (Koca Taş)
- «Böyle birisi olmak şimdi... Duymamak bilmemek. Düşünceyi bambaşka yönlere çevirip, asıl sorunların farkında olmamak... Olacak şey değil. İnsanlık dışı bir tutum. Başkalarının işine geliyor ama, kendimiz için kendi halkımız için gaflet, delâlet ve hatta hıyanet!...» (Koca Taş)
- Halkımız mutlu olmadan hiçbirimiz mutlu olamayız dostum. Her şey yarım kalır, eksik kalır. (Tütün Yorgunu)
- Ne vergi diye multezimler geliyor, ne hacılar hocalar tepemizde tuz dövüyor. Rahatladık doğrusu. (Köylüler)
- -Nasıl sizin köy? -Güzel. Ormanlık. Hem de geniş çayırı var. -Orada olsak ne güzel top oynanır, değil mi? -Oynanır emme biz top bilmeyiz. Topumuz yok. -Siz ne oynarsınız? -Saklambaç oynarız. Ağaçlara çıkarız. Kuzu güderiz... (Dağdaki Kaynak)
- Bana öyle gelirdi ki şu köyün evlerini, sokaklarını ip çekip yeniden kuralım, insanların kafası değişiverecek. Bu eğri büğrülük, bu plansızlık insanların kafasını bulandırmış, dolaştırmış. Göremez, anlayamaz etmiş. İyiyi kötüden ayırt edemez olmuşlar. Yılanın deri değiştirmesi gibi insanımızı bu ilkellikten birden alıp çıkarmak gerekiyor. (Akan Sulara Karşı)
- İkide bir kesiyorlarmış elektrikleri. Okulunki de bir yıldır kesikmiş. Öğretmene demişler «nasıl olsa gece ders yapmıyorsun. Gündüz de ışığın gereği yok. Ama caminin ışıkları pırıl pırıl yanıyor. Hatta minareyi de ışıklandırmışlar bir güzel. (Karabasan)
- Çalışan insanlara neden hakları olduğu değer verilmez? Gayret neden alkışlanmaz? Ben çalışan insandan daha aziz bir şey bilmiyorum. (Bozkırda Günler)
- -Sıkma canını, geçici bunlar. Bir gün biz de oturacağız o güzel evlerde. Plânını da kendimiz yapacağız, birlikte... - Kendini avut sen. Hiçbir zaman oturamayız.Varsıllar için çalışacağız işte böyle. -Neden? Tanrı böyle mi yazmış? -Tanrı yazmamış ama başkaları yazmış. (Karabasan)
- Düşmanı asla küçümsemeyin. (Vatan Dediler - II)
- İçimde bir yalnızlık duygusu vardı. Silkinip atmaya çalışıyordum da atamıyordum. (Ortakçılar)
- - Tahmin etsek ne olacaktı? Hem sorun bu değil. Sorun gerici politikanın tırmanışı ve yönetime el koyması. Bu önlenebilir miydi? Toplumun ekonomik yapısı bu düzende başka bir sonuç veremez. Halk uyanmadan, kendi çıkarlarına sahip çıkmadan yürütülen demokrasi böyle olur işte. Köy okulu bu duruma düşer. Yüksek öğretim, orta öğretim arap saçına döner. Ama geçecek bu, sürüp gidecek değil. Kendimizi dağıtmayalım. Üzülsek bile, umudumuzu kesmiyelim. Yahu Seyit, öyle diyorsun ama bu bir cinayet be! Nasıl yapılır bu? - Yaptılar. Demin kendin söyledin. Memleketi değiş tirmek istemiyenler egemen oldu. Ama düzelir, üzülme. Belki ileri sıçramak için bir geri çekilmedir bu. Ömrümüz varsa görürüz. Kalktılar, ağır ağır yürüdüler köye. İkisinin de içi doluydu. (Yolun Kıyısındaki Adam)
- Kuşlarla, hayvanlarla dosttum. Sonsuz bir sessizlik içinde doğayla baş başa yaşardım. Kitaplarımı okurdum, ağaçlara tırmanırdım. Ormanda dolaşırdım. Kuşların sesini dinlerdim. Her çeşit kabalıklardan, küçüklüklerden uzak, mutlu bir dünyam olurdu. Yaşamak buydu bence. (Köy Enstitüsü Yılları)
- MUHTAR: Gomunistmiş bu öğretmen. Öğretmenlerin çoğu gömunistmiş (Bir Yol)
- Size bir şey soracağım abi, kendim çözemiyorum Geldiğimiz yerler belli, biz halk insanlarıyız. Çok açığımız var. Bazı okumuş bayan arkadaşlarla konuşurken bunu daha iyi anlıyorum. Kültürel boşluk... Herhangi bir konu üstünde fikir yürütebilmek. Yeterince yapamıyorum bunu. Cesaret edip, söz alıp konuşamıyorum. Siz ne önerirsiniz? «Anlıyorum, Çok haklısın. Hepimizde var bu. Aldığımız eğitim biçiminden geliyor. Önce iyi okumalıyız. Gazete dergi kitap... Eleştirici bir gözle, kendi düşüncemize uyuyor mu, uymuyor mu, irdeleyerek... Ben olsam bu konuda ne derdim diye kendimizi yoklayarak okumalıyız. Açık bir dünya görüşüne ulaştık mı, gerisi kolay. O bir ölçektir elimizde. Her konuyu o ölçekle tartarak kendi düşüncemizi üretebiliriz. Sonra her alanda konuşmak zorunluğu da yok. Bazı şeyler ilgilendirmeyebilir insanı. (Karabasan)
- Sizde hiç Allah korkusu yok mu? (Yarbükü)