Tuhaf Kütüphane - Haruki Murakami Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Tuhaf Kütüphane kimin eseri? Tuhaf Kütüphane kitabının yazarı kimdir? Tuhaf Kütüphane konusu ve anafikri nedir? Tuhaf Kütüphane kitabı ne anlatıyor? Tuhaf Kütüphane PDF indirme linki var mı? Tuhaf Kütüphane kitabının yazarı Haruki Murakami kimdir? İşte Tuhaf Kütüphane kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Haruki Murakami
Çevirmen: Ali Volkan Erdemir
Çizer: Kat Menschik
Orijinal Adı: ふしぎな図書館
Yayın Evi: Doğan Kitap
İSBN: 9786050938838
Sayfa Sayısı: 63
Tuhaf Kütüphane Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Haruki Murakami'den büyükler için yazılmış, masal tadında bir öykü…
Bir Osmanlı Vergi Tahsildarının Güncesi adlı kitabı elime aldım, okumaya başladım. Bu, Osmanlıca yazılmış zor bir kitaptı. Ne var ki tuhaf bir şekilde hiç güçlük çekmeden okuyabiliyordum. Kitabın sayfalarını çevirirken, Türk vergi tahsildarı İbn Armut Hasir olmuştum, belimde eğri bir pala, İstanbul'da vergi toplamaya çıkmıştım. Meyve ve tavuk, sigara ve kahve kokuları sokağa ağır ağır akan bir nehir gibi yayılmıştı. Hurma ve mandalina satan seyyar satıcılar yol kenarında yüksek sesle bağrışıyorlardı.
Yalnız bir çocuk, gizemli bir kız ve Koyun Adam… Acaba korkunç yaşlı adamın onları hapsettiği ürkünç kütüphaneden kaçmayı başarabilecekler mi? Haruki Murakami'den büyükler için yazılmış, masal tadında bir öykü… Neden bunlar benim başıma gelmek zorundaydı ki? Oysa tek yaptığım, kitap ödünç almak için kütüphaneye gelmekti. "O kadar da canını sıkma" dedi Koyun Adam, beni avutmak için."Baksana Koyun Adam" dedim. "Neden o yaşlı adam benim beynimi yemek istiyor ki?" "Bilgiyle dolu beyin çok lezzetli olur çünkü. Yumuşacıktır. Aynı zamanda böyle topak topaktır."
Tuhaf Kütüphane Alıntıları - Sözleri
- “Ona buna mazeret bulup insanların iyi niyetlerini hiçe sayanlar, insanlığın yüz karasıdır.”
- “Birilerine hayır demek konusunda beceriksiz olmuşumdur hep.”
- Mazeret bulup insanların iyi niyetlerini hiçe sayanlar, insanlığın yüz karasıdır
- "Dünya bir şekilde dönmeye devam eder" dedi yaşlı adam, kaşlarını çatarak. "Herkes kendini düşünür ve yaşamaya devam eder. Annen de öyledir, sığırcık kuşun da. Dünya bir şekilde dönmeye devam eder."
- Labirentlerin zor yanı, seçtiğin yolun doğru olup olmadığını sonuna kadar gitmeden bilememendir. Sonuna kadar ilerleyip de yolu karıştırdığını anladığında geri dönüp baştan başlamak için çok geç olabilir.
- "Baksana Koyun Adam" dedim. "Neden o yaşlı adam benim beynimi yemek istiyor ki?" "Bilgiyle dolu beyin çok lezzetli olur çünkü."
- "Söyler misin sen kimsin?" diye sordum. Ben benim, hepsi bu.
- "Dünya bir şekilde dönmeye devam eder" yaşlı adam... Herkes kendini düşünür ve yaşamaya devam eder.
- Dünya bir şekilde dönmeye devam eder.
- Neden hep asıl düşündüğümün tersini söylüyor ve yapıyorum acaba?
- Dünya bir şekilde dönmeye devam eder... Herkes kendini düşünür ve yaşamaya devam eder.
- Onun sevindiğini görünce ben de biraz mutlu oldum. Ne olursa olsun, birisinin sevindiğini görmek hoşuma gidiyordu.
- "Dünya bir şekilde dönmeye devam eder" dedi yaşlı adam, kaşlarını çatarak. "Herkes kendini düşünür ve yaşamaya devam eder..."
- Ona buna mazeret bulup insanların iyi niyetlerini hiçe sayanlar, insanlığın yüz karasıdır.
- Birilerine hayır demek konusunda beceriksiz olmuşumdur hep.
Tuhaf Kütüphane İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Kitabın hikayesi çok güzel ama sanki yarım bırakılmış gibiydi. Uğraşılsa çok dikkat çekici bir hikaye olabilirdi. Yine de eksik hissettirmesine rağmen beğendim... İyi okumalar. (Sbhtrkglu)
İlk defa bir Murakami eseri okudum. Sanırım yazarın en kısa eserlerinden birisi bu. Kitaptaki illüstrasyonların dikkatimi çekmesi sonucu kitabı okumaya karar verdim. Kitap maksimum 30-40 dakika içerisinde okunabilecek bir kitap. Tarzına ve konusuna değinmek gerekirse, kitabın masalsı bir havası var fakat okurken fazlaca geriyor insanı. Tuhaf Kütüphane kitabı, sadece kitap ödünç almak isteyen bir çocuğun, kütüphanedeki yaşlı adam tarafından bir zindana kapatılmasını ve zindanda bu çocuğun, gizemli kız ve Koyun Adam'la yaşadığı olayları anlatıyor. Kitabın sonu açık, yaşanılanlar gerçek mi değil mi anlamak zor. Yazarın dilini beğendim, kitaba başlamadan daha karmaşık bir dil bekliyordum ama beklediğim gibi olmadı. Ayrıca içerisindeki illüstrasyonlar kitabı daha okunur ve anlaşılır kılıyor. (Gül)
Xoş gördük, Murakami :): İndi bu kitab haqqında yazacağım şərh, yəqin ki, ən qısa kitab şərhlərimdən biri olacaq. Zatən yarım saatda bitirdim, hər hansı bir şərh yazmaya da bilərəm. Amma kitabı oxumaq istəyənlər üçün məlumat xarakterli bir yazı yazsam, pis olmaz. Murakami'nin qələmi çoxdandır ki, maraqlı gəlirdi, amma iri həcmli kitablarına başlayacaq zamanım yoxdur deyə bu kitabla başlanğıc etmək istədim. Kitab kitabdan çox, qısa hekayə oxuyurmuş hissi verir və dili də sadə, axıcıdır. Çoxmu bəyəndim? Yox. Yazım tərzində xüsusi, qeyri-adi nəsə yoxdur (bolca fantastika var, o öz yerində), hətta cümlələr olduqca bəsitdir, dərindən işlənmiş fikirlərə rast gəlmədim heç. 63 səhifəlik bir kitabla yazıçının üslubunu yarğılamaq doğru deyil, təbii ki. Amma nəzərə alsaq ki, Zweig kimi yazıçılar yazdıqları qısa əsərlərə bir romanlıq anlam sığışdıra bilirlər, 63 səhifəlik bir kitab da yazıçısının üslubu haqda bəlli bir miqdarda fikir formalaşdıra bilər. Bir nüansı da qeyd etməliyəm ki, kitabı oxuyarkən kitap/kitaplari-kurtaran-kedi--244957 'nin havasına girdim bir an. Amma təbii ki, bir az ürküdücü versiyası idi. Ürküdücüdən çox, qəribə. Oxuyan da maraq xatirinə oxuyur sanki, axrı nə olacaq deyə. Bu arada, təbii ki, kitap/kitaplari-kurtaran-kedi--244957 daha anlamlı, üstündə daha çox işlənmiş bir kitab idi, kitab başdan-başa altından xətt çəkiləcək cümlələrlə dolu idi, hər zaman da sevimli kitablarımdan biri olaraq qalacaq. Son olaraq, əgər marağınızı çəkərsə, ya da sadəcə maraqlı bir hekayə oxumaq istəyirsinizsə, Murakaminin bu kitabına bir şans verə bilərsiniz, onsuz da çox vaxtınızı almayacaq. Və məndən sizə məsləhət: Yaponiyada bir kitabxanaya getməzdən öncə iki dəfə düşünün, koridorlarda qarşınıza hər şey çıxa bilər :dd Sağ olun, kitabla qalın. (İnci Zadə)
Tuhaf Kütüphane PDF indirme linki var mı?
Haruki Murakami - Tuhaf Kütüphane kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Tuhaf Kütüphane PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Haruki Murakami Kimdir?
1949 yılında dünyaya geldi, 1975'te Tokyo'daki Vaseda Üniversitesi'nden mezun oldu. 1986-1995 yılları arasında Avrupa ve ABD'de yaşadı. Yazarın ilk ve Gunzou Edebiyat Ödülü'nü alan romanı "Kaze no oto vo kike"dir (1979). Onu "Hitsuci vo meguru Bohken" (1982) isimli romanı izledi. Yazar bu eseriyle Yeni Yazarlar Noma Edebiyat Ödülü'nü aldı. Ardından "Sekai no ovari to hahdo bohrudo" (1985) geldi ve bu kitap da yazara Tanizaki Ödülü'nü kazandırdı. Ama ona asıl ününü kazandıran 16 dile çevrilen "İmkânsızın Şarkısı" (1987) oldu. 1995'te yayımlanan "Zemberekkuşu'nun Güncesi"yle 1996 yılında Yomiuri Edebiyat Ödülü'nü de kazanan Murakami, daha sonra baştan çıkarıcı bir aşk hikâyesi olan "Supuhtoniku no Koibito"yu (2001) yazdı. Yazar ayrıca, "Zoh no şohşitsu" (1993) ve "Kami no Kodomotaçi-va mina adoru" (2002) adı altında öykülerini de kitaplaştırmıştır. Japonya'nın XX. yüzyıldaki en büyük edebiyatçılarından biri olarak kabul edilmesine rağmen, Amerikan kültürünün etkisi altında kaldığı ve aşırı Batıcı olduğu eleştirilerine maruz kalan yazarın edebiyat dışı tek kitabı "Andahguraundo"dur (2001). Murakami'nin son eserleri ise "Kokky no minami, taiyou no nişi" (2003) ve "Dansu dansu dansu"dur (2003).
Ödülleri :
- 1996 Yomiuri Edebiyat Ödülü ("Zemberekkuşu'nun Güncesi"yle
- 1985 Tanizaki Ödülü ("Sekai no ovari to hahdo bohrudo"yla)
- 1982 Yeni Yazarlar Noma Edebiyat Ödülü ("Hitsuci vo meguru Bohken"le)
- 1979 Gunzou Edebiyat Ödülü ("Kaze no oto vo kike"yle)
Haruki Murakami Kitapları - Eserleri
- 1Q84 (Tek Cilt)
- Sahilde Kafka
- Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu
- Zemberekkuşu'nun Güncesi
- İmkansızın Şarkısı
- Sınırın Güneyinde, Güneşin Batısında
- Yaban Koyununun İzinde
- Koşmasaydım Yazamazdım
- Renksiz Tsukuru Tazaki'nin Hac Yılları
- Uyku
- Kadınsız Erkekler
- Sputnik Sevgilim
- Tuhaf Kütüphane
- 1Q84 - 2. Kitap
- 1Q84 - 3. Kitap
- Underground: The Tokyo Gas Attack and the Japanese Psyche
- Wind/Pinball
- Blind Willow, Sleeping Woman
- Karanlıktan Sonra
- Fırın Saldırısı
- Rüzgarın Şarkısını Dinle
- Dance, Dance, Dance
- Kumandanı Öldürmek
- Doğum Günü Kızı
- Mesleğim Yazarlık
- Efter Skælvet
- The Elephant Vanishes
- Pinball 1973
- First Person Singular
- Sadece Müzik
- After Dark
- Birinci Tekil Şahıs
- Desire
Haruki Murakami Alıntıları - Sözleri
- İnsanın yaşamı nasıl oluyor da böylesine değişip, tam tersi bir hal alabiliyor.. (Uyku)
- Yaş almak ya da alamamak değil konu; doğum günü senin için yılda sadece bir gün, gerçekten de özel bir gün o; ona gereken önemi vermelisin. Ve bu biricik eşitliği kutlamalısın (Doğum Günü Kızı)
- Ben çok sıradan bir insanım. Ben sadece kitap okumayı seviyorum (1Q84 (Tek Cilt))
- Ben aslında insanlarla iletişimi iyi olan birisi değilim. Bir yerlerde kendi özüme dönmem gerekiyordu. (Koşmasaydım Yazamazdım)
- İnsanlar erken, pek erken yaşlanmaya başlarlar. Yaşlılık silinmeyen bir leke gibi, bedenlerinin her yanına yavaş yavaş yayılır. (Yaban Koyununun İzinde)
- "Ama aralarında belirli bir mesafe bırakarak da insanlar birbirlerine yakın olabilirler, öyle değil mi?" (Karanlıktan Sonra)
- . Bazen insanların kalbinin derin kuyular gibi olduğunu düşünüyorum. Altta ne olduğunu kimse bilmiyor. Yapabileceğiniz tek şey, arada sırada yüzeye çıkan şeyleri hayal etmek. ... (Blind Willow, Sleeping Woman)
- Bekleyen hep ben oluyordum (Yaban Koyununun İzinde)
- Anılar ne kadar canlı olursa olsunlar zamanın gücüne karşı koyamazlar. (Birinci Tekil Şahıs)
- Fakat ilerleyemiyorum işte. Kayıkta ırmağın akıntısına karşı kürek çekiyormuşum gibi. Bir süre küreklere asıldıktan sonra dinlenip bir şeyler düşünürken, bir de bakıyorum, kayık tekrar eski yerine dönmüş. (1Q84 - 3. Kitap)
- . Bugünlerde ne demek istediğimi söyleyemiyorum. Yapamam... Ne zaman bir şey söylemeye çalışsam, asıl noktayı kaçırıyor. Ya öyle ya da ben demek istediğimin tersini söylerim. Ne kadar doğru yapmaya çalışırsam, o kadar karışık hale geliyor. Bazen ilk başta ne söylemeye çalıştığımı bile hatırlayamıyorum. Sanki vücudum ikiye bölünmüş ve birim diğerini büyük bir sütunun etrafında kovalıyor. Çevresinde daireler çiziyoruz. Diğer bende doğru sözler var ama onu asla yakalayamam. . (Blind Willow, Sleeping Woman)
- • Kendimi bazen bir hiç gibi hissediyorum (Kumandanı Öldürmek)
- Herkesin kendine göre bir savaş alanı vardır. (Karanlıktan Sonra)
- "Fakat yine de ölene kadar bir şekilde yaşamımı sürdürmekten başka yolum olmadığı gibi, yaşarken de kendimce yöntemlerle yaşamaktan başka yapacak bir şey yok. Pek övünülecek bir şey olmasa bile, benim bundan başka bir yaşam biçimim yok." (1Q84 - 3. Kitap)
- İki benden birbirinin içinde erimiş, tek beden olmuş gibi, çok güçlü bir sarılmaydı. Bir an bile gevşetmedi kollarını. Bir kez ayrılırsak bu dünyada bir daha asla bir araya gelemezmişiz gibi. (Karanlıktan Sonra)
- Herkes bir gün ölür. Ama ölene kadar bir şekilde elli yıl falan yaşamak zorundasındır ve bir sürü şeyi düşünerek elli yıl geçirmek, açık konuşayım, hiçbir şey düşünmeden geçireceğin beş bin yıldan çok daha yorucudur. (Rüzgarın Şarkısını Dinle)
- Güzel olan güzeldir, bu yeterli değil mi? (Uyku)
- "Hayal dediğin kuş gibi özgür, deniz gibi geniştir. Kimse buna engel olamaz." (Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu)
- Bir bakıma, benim için son durak olacak yere ulaştım. Kendimi, varmam gereken yere gelmişim gibi hissediyorum. (Yaban Koyununun İzinde)
- "Şarkı bitti. Ama melodisi havada asılı kaldı." (Yaban Koyununun İzinde)