matesis
dedas

Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar 1 - Mehmet Kaplan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar 1 kimin eseri? Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar 1 kitabının yazarı kimdir? Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar 1 konusu ve anafikri nedir? Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar 1 kitabı ne anlatıyor? Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar 1 PDF indirme linki var mı? Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar 1 kitabının yazarı Mehmet Kaplan kimdir? İşte Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar 1 kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 22.03.2022 08:00
Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar 1 - Mehmet Kaplan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Mehmet Kaplan

Yayın Evi: Dergah Yayınları

İSBN: 9789759953454

Sayfa Sayısı: 561

Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar 1 Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bir Türk felsefesi yoktur, fakat bir edebiyatı vardır ve bu edebiyat duygular, hayaller ve semboller vasıtasıyle Türk milletinin hayat karşısında aldığı tavrı, yani Türk’ün insan, kainat, toplum, din hakkındaki görüşlerini canlı bir şekilde ifade eder.

Felsefe, doğuda ve batıda efsanelerin, dinlerin ve edebi eserlerin yorumundan doğmuştur. Eğer, bir Türk felsefesi yaratılacaksa bunun kaynağı, hiç şüphesiz Türk edebiyatı olacaktır.

Türkler, edebi eserler vücuda getirmişler ve severek okumuşlardır ama onların derin manaları üzerinde düşünmemişlerdir. Türkiye’de en basit şekli ile edebiyat tenkidi Tanzimat’tan sonra başlar. Bunların büyük bir kısmı sövme övme veya basit dil ve tarih yanlışlıklarının tesbitinden ibarettir.

Edebi eserlerin ilmi olarak incelenmesi Ord. Prof. Dr. Fuad Köprülü ile başlar. Köprülü, Türk edebiyatı ile Türk tarihi arasında bağlantılar kurar, Nurullah Ataç derine inmeyen izlenimci bir tenkitçidir. Kendisi de bir sanatkar olan Ahmet Hamdi Tanpınar (1901-1962) Türk edebiyatına yaratıcı bir gözle bakar. Onun başkalarına üstün olan tarafı, tarih ile beraber sosyoloji, psikoloji ve felsefe kültürüne de sahip oluşudur. O Türk edebiyatını zengin bir kültüre dayanan bir bakışla inceler. Bunu ona ait XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi ile Zeynep Kerman’ın toplayarak bir araya getirdiği Edebiyat Üzerine Makaleler’de açık olarak görürüz.

Bu makaleler Türk edebiyatı üzerinde yeni yorumlar yapmak isteyenlerin mutlaka okumaları gereken kaynaklardır. Bilhassa üniversite öğrencileri ile serbest düşünceli aydınlar, onlarda ciddi olarak tartışabilecekleri pek çok yeni görüşler bulacaklardır.

Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar 1 Alıntıları - Sözleri

  • Kıble-i ikbal-i âlemdir cemâlin kâ’besi Tâ irişti âleme âvâze-i tekbir-i aşk Müslümanlar olarak ezan okununca nasıl yüzlerşnş Kâbe’nin bulunduğu yöne (kıbleye) çevirirlerse, âşıklar da kâinatta aşk sesini duyunca, yüzlerini sevgilinin güzel yüzüne doğru çevirirler.
  • Derd-i dilden bî-haber âlemde yok bir hem-nefes Bâkî’ye göre dünyada aşka bîgâne kimse yoktur. Bütün gönüller onun tatlı acısını tatmıştır.
  • Bir bil cihanda her kişinin kadr ü kıymetin Halk-ı zamâne gevher-i yek âferîdedir [ Cihanda her kişinin kıymetini bir bil. Zamanın yaratıkları tek yaratılmış incidir. ]
  • "Tanpınar, varlıklar veya eserler üzerinde 'rüya görme'ye büyük önem verirdi. Ona göre insan, ancak bu suretle onlarla kaynaşır, haşır neşir olurdu."
  • Yunus'un inancına göre insanda iyilik kuvvetleri kötülük kuvvetlerinden üstündür. Yeter ki insan kötülük kuvvetlerinin esaretinden kurtulmayı istesin ve kendinde bulunan iyilik kuvvetlerini, akıl ve iradenin varlığını idrak etsin.
  • XVIII. yüzyılın büyük Mevlevi şairlerinden Şeyh Galib, insan ruhundaki vücut ve dünyayı aşma gücünü şu beyit ile ifade etmiştir: Bir şulesi var ki şem-i canın Fanusuna sığmaz asumanın (Can mumunun öyle bir alevi var ki, gök kubbenin fanusuna sığmaz.)
  • Büyük aksiyonlar ince duyguları yok eder. Ne Ahmed Cemil, ne Adnan bey hareket adamları değillerdir.
  • "Bir bağ ki viran ola içi dikenle dola Ayıtlamak neylesün od ile yanmayınca"

Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar 1 İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Mehmet Kaplan'ın Türk Edebiyatı üzerine Araştırmalar 1 serisinin ilk cildi olan bu kitap başta Türk dili ve edebiyatı bölümünde okuyan öğrenciler olmak üzere hemen hemen edebiyata ilgi duyan her kesimin anlayabileceği bir dille ve akıcı bir üslupla yazılmış. Yazar aslında Yeni Türk edebiyatı sahasında yer almasına karşın bu eserinden de anlaşılacağı üzere Eski Türk edebiyatı ve Halk edebiyatı alanında da araştırmalar yapmış ve makaleler yazmış bir kişidir. İşte bu kitap onun edebiyatı bir bütün olarak görme ve yorumlamasından kaynaklı başta Yeni Türk edebiyatı olmak üzere Halk edebiyatı ve Eski Türk edebiyatı alanında yazmış olduğu makaleler dizisinin ilk serisi olarak dikkati çekiyor.Kitabı elinize alıp okumaya başladıkça Kaplan hocanın eserle hemhal olma ve esere yaklaşım tarzını, o derin analiz ve metin tahlili metodunun inceliklerini görmek mümkün. Dolayısıyla başta edebiyat öğrencileri olmak üzere edebiyata ilgi duyan hemen her kesime hitap edebilecek bir eser. (Polat S.)

Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar 1 PDF indirme linki var mı?

Mehmet Kaplan - Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar 1 kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar 1 PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Mehmet Kaplan Kimdir?

18 Mart 1915 tarihinde Eskişehir Sivrihisar’da doğmuştur. Ortaöğrenimini Eskişehir’de tamamladı. İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yeni Türk Edebiyatı asistanı, 1939′da lisans, 1942′de doktora, 1943’de doçent, 1952’de profesör oldu.

1958-1959’da Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde dekanlık ve rektör vekilliği görevlerinde bulundu. Kaplan’ın ilk yazıları 1930’ların sonunda Gençlik, İnkılapçı Gençlik dergilerinde göründü. 1943-1946 arasında İstanbul dergisinde yayınlanan inceleme ve eleştiri yazılarıyla tanındı. 1947’den sonra Hareket, Şadırvan, İstanbul, çağrı, Hisar, Türk Edebiyatı gibi dergilerde yazdı.

Önceleri incelemelerini metnin anlatım biçimine dayandırırken; daha sonraki yıllarda sanatçının kişiliği, biyografisi, psikolojisi gibi öznel etkenlerle metin arasında bağlantılar kuran bir yaklaşımla edebiyat tarihine yöneldi. Dilin yenileşmesi karşısında tavır aldı. Kaplan’ın yabancı dilleri: Fransızca, İngilizce, Almanca’dır. 23-02-1986 tarihinde aramızdan ayrılmıştır.

Mehmet Kaplan Kitapları - Eserleri

  • Kültür ve Dil
  • Şiir Tahlilleri 1 Tanzimat’tan Cumhuriyete
  • Tevfik Fikret
  • Nesillerin Ruhu
  • Şiir Tahlilleri 2
  • Hikaye Tahlilleri
  • Sevgi ve İlim
  • Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar 1
  • Büyük Türkiye Rüyası
  • Tanpınar'ın Şiir Dünyası
  • Kültür ve Dil
  • Edebiyatımızın İçinden
  • Dönmeyi Düşünmediler
  • Edebiyatımızın Bahçesinde Dolaşırken
  • Yunus Bir Haber Verir...
  • Diksiyon
  • Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar 3
  • Türk Milletinin Kültürel Değerleri
  • Oğuz Kağan Destanı
  • Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar 2
  • Âli'ye Mektuplar
  • Yavaş Yavaş Aydınlanan Tanpınar
  • Köroğlu Destanı
  • Dön Gel Geri
  • Kalburdan Dökülen Masallar
  • Doğumunun 100. Yılında Atatürk'e Armağan
  • Atatürk Devri Fikir Hayatı 1,2
  • Tevfik Fikret

Mehmet Kaplan Alıntıları - Sözleri

  • Siyah açar güller ve siyah öter Ömrun gecesinde öten bülbüller (Tanpınar'ın Şiir Dünyası)
  • milliyetçiliği dışa kapalılık diye anlamak yanlış bir görüştür. (Kültür ve Dil)
  • Abdülhak Hamid, bir mektubunda "fazla güzellik" in bir kusur olduğunu söyler. (Edebiyatımızın Bahçesinde Dolaşırken)
  • Gerçeği bütün ayrıntıları ile düşünmeyen hayalperestten korkunuz. O, sizi yarı yolda bırakır. (Sevgi ve İlim)
  • Antik çağda, aktörler, geniş halk kitlesine uzaktan oynadıkları rolü belirtmek için yüzlerine maske takarlardı ve buna "persona" denirdi. (Edebiyatımızın Bahçesinde Dolaşırken)
  • "Biz insanlar, şu etrafımızdaki cansız şeyler için ne biliyoruz? Yatak odalarımı­zın bir tarafında yahut baş ucumuzda duran şu komedin, içinde yattığımız şu karyola, üzerinde yemek yediğimiz masalar, duvardaki bir çerçeve, hülasa evimizi teşkil eden bu şeyler hakkında bilgilerimizin derecesi nedir? Galiba koca bir sıfır!.." (Hikaye Tahlilleri)
  • Bütün medeni milletler, çocuklarının dillerini kendi kültür eserlerini bizzat okuyarak anlayacak bir seviyeye getirmek için çalıştıkları, lügat hazinelerini zenginleştirdikleri halde, bizde tam tersi yapılıyor. (Kültür ve Dil)
  • En iptidai cemiyetlerden en ileri toplumlara kadar güzel söz söylemesini bilenler, kalabalıklara dünyayı şöyle veya böyle göstermişlerdir. Para babaları ve koltuk sahipleri kendilerini güçlü sanırlar ama tarihte pek çok örnek gösteriyor ki, bir memlekette kuvvetli bir fikir veya edebiyat akımı esmeye başladı mı, sarayları ve kaleleri temelinden sarsar. Sadece "hürriyet" fikrinin Fransız ihtilalinden sonra dünyada vukua getirdiği değişiklikleri hatırlamak kâfidir. (Kültür ve Dil)
  • Anadolu Türk medeniyeti "Alp" tipi ile "Veli" tipinin ortak çalışması ile kurulmuştur. (Yunus Bir Haber Verir...)
  • Türk gençlerine heyecan verici bir dava uğruna: "Gel öl!" deseniz ölürler. Fakat ciddi, sürekli ve metotlu çalışmaya gelemezler. (Büyük Türkiye Rüyası)
  • Unutmayalım!: Motivasyon bulaşıcıdır. (Diksiyon)
  • Tekerlemelerde mantık aramayınız. Tekerlemeler dilimizi ve beynimizi motorize ve sağlıklı düşünmeye zorlayan ses oyunlarıdır bunu unutmayınız. (Diksiyon)
  • Büyük aksiyonlar ince duyguları yok eder. Ne Ahmed Cemil, ne Adnan bey hareket adamları değillerdir. (Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar 1)
  • Artık şairin dört duvarı bizi alakadar etmiyor. Artık biz şairi odasına çekilmiş, saçlarını parmaklarına dolamış ve her akşam gölgeleri ve lambasıyla ağlaşan bir münzevi, çile dolduran bir derviş görmek istemiyoruz. Artık şair 'dört duvarın içinde kendisi için bir mahluk değil ' cemiyet içinde cemiyet için bir halık olmayı öğrenmelidir. (Tanpınar'ın Şiir Dünyası)
  • Milletler de fertler gibi, ancak kendi kabiliyetlerine, inançlarına göre yaşamak ve gelişmek suretiyle şahsiyet haline gelirler. Biz ne kadar kendimize zorlarsak zorlayalım, coğrafyamızın, tarihimizin, kültürümüzün, dilimizin dışına tamamıyla çıkamayız. Eski bir fıkra, öküz olmaya özenen kurbağanın kendini şişirirken çat diye çatladığını anlatır. İlminde, hikmetinde ilk şartı, ❝kendini bilmek❞tir. Kendi varlığını unutarak başkası olduğunu zannetmek bir ruh hastalığıdır. (Büyük Türkiye Rüyası)
  • Türkler yeniden doğma sırrına sahip olan nâdir milletlerdendir. (Yunus Bir Haber Verir...)
  • mecnun çöl gecelerinde yıldızlara baka baka dünyayı, kendisini ve hatta leylâ'yı unutur da karanlığın içinde kaybolup gitmeyi arzular. (Edebiyatımızın İçinden)
  • Bir milletin dilini bozdunuz mu, onun bütün kültür faaliyetlerini aksatmış, mazi ile olan alakalarını kesmiş, halihazırda cereyan eden fikir hareketlerini tam bir karışıklık içine düşürmüş olursunuz. Dili alt üst edilmiş bir millet, kendisini yaşatan an’anevî kıymetlerden mahrum kaldığı gibi, istikbâlini yaratacak olan içtimai bir fikir nizamı da kuramaz. Böyle bir cemiyette vâzıh, derin ve ince bir ilim ve tefekkür hayatı doğamaz. (Nesillerin Ruhu)
  • Bugünkü Türk hikâyecilerinin birçoğu hayat görüşlerini idare eden fikirler yüzünden sanatı unutmuşlardır. Onların eserleriyle, okuyucuda, ihtilale götüreceğini umdukları bir nefret ve isyan hissi uyandırmak gayesini güttükleri çok bellidir. Dünyaya geldiğinden beri masal, destan, mabet, saray, heykel, resim ve musiki yaratan mahluku, onlara göre idare eden bir tek şey vardır: Mide! O bir tek gaye güder: Karnınını doyurmak! İnsan hakkındaki bu dar görüş, onları kötü şeyler yazmaya mahkûm etmiştir. Sait Faik, insanın her şeyden önce şair mizaçlı olduğuna inanır, ilk hikâye kitabının ilk hikayesinde bu görüş açıkça ortaya konulmuştur: (Edebiyatımızın İçinden)
  • yıllardan sonra birdenbire eski sefalet ve cehaleti ile karşımıza çıkınca ondan nefret ettik. ona gerici, yobaz, mürteci dedik. (...) bu merhametsizce tepeden bakışın bir ahlaksızlık olduğunu hissetmedik. (Nesillerin Ruhu)

Yorum Yaz