diorex
life
Dedas

Türk Mektupları - Ogier Ghiselin De Busbecq Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Türk Mektupları kimin eseri? Türk Mektupları kitabının yazarı kimdir? Türk Mektupları konusu ve anafikri nedir? Türk Mektupları kitabı ne anlatıyor? Türk Mektupları PDF indirme linki var mı? Türk Mektupları kitabının yazarı Ogier Ghiselin De Busbecq kimdir? İşte Türk Mektupları kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 01.02.2023 11:00
Türk Mektupları - Ogier Ghiselin De Busbecq Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Ogier Ghiselin De Busbecq

Çevirmen: Derin Türkömer

Orijinal Adı: Turkish Letters

Yayın Evi: İş Bankası Kültür Yayınları

İSBN: 9786053602842

Sayfa Sayısı: 272

Türk Mektupları Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Türk Mektupları, Kanuni dönemindeki Osmanlı İmparatorluğu'nu tanımak ve anlamak isteyen Avrupalıların yüzyıllar boyunca başvurduğu bir kaynak eser...Başta İstanbul olmak üzere Osmanlı ülkesinin dört bucağında uzun zaman geçiren bir hümanistin keskin gözlem gücüyle kaleme aldığı benzersiz bir kaynak...Hürrem Sultan'ın entrikalarından Şehzade Mehmed ile Beyazıd'ın hazin sonlarına, Rüstem Paşa'nın rüşvetçiliğinden Yeniçerilerin ordugâh ve savaş düzenlerine, tantanalı alaylardan sokak hayvanlarına, Türk kadınlarının meziyetlerinden İstanbulluların hamam âdetlerine dek kayda geçtiği her konu, bir belgesel film kadar renkli ve bir öykü kadar akıcı...Üstelik Busbecq'in heyetinde yer alan ressam Melchior Lorichs'in aynı dönemde yaptığı çizimler, yüzyıllar sonra bu baskıda Türk Mektupları ile bir araya geliyor.

Türk Mektupları Alıntıları - Sözleri

  • Ahlak bozukluğunun faziletin yerini aldığını, cezayı hak eden davranışların şerefli ve itibarlı sayıldığı bir ahlak anlayışıyla ne yapabilirsiniz ki?
  • Türk orduları yağmur sularının kabarttığı azametli nehirler gibidir.
  • Bu konu kitap yazmayı gerektirir.
  • Filibe sanki dağ silsilesinden koparılmış gibi ayrı bir yerde bulunan üç tepeden birinin üstündedir. Buradaki sulak ve bataklık arazilerde buğday gibi pirinç yetiştiğini gördük. Ovada birçok ufak tümülüsler vardı. Türklerin anlattığına göre bunlar insan yapısı tepeciklerdi ve yörede yaşanan savaşların anısına, çarpışmalarda ölenlerin mezarlarını belirlemek için yapılmışlardı.
  • Şehrin bulunduğu mevkie gelince, burasını tabiat sanki dünyanın başkenti olmak üzere yaratmış.
  • Türkler çiçeğe çok düşkündür ve genelde müsrif olmamalarına rağmen güzel bir gonca için birkaç aspres (Para) vermekte tereddüt etmezler .
  • Türklerin düzenini bizimkiyle kıyasladığımda geleceğin başımıza getireceklerini düşünüyor ve ürküyorum.
  • "Ahlak bozukluğunun faziletin yerini aldığı, cezayı hak eden davranışların şerefli ve itibarlı sayıldığı bir ahlak anlayışıyla ne yapabilirsiniz ki?"
  • Türk orduları yağmur sularının kabarttığı azametli nehirler gibidir. Aktığı yatağın herhangi bir yerinde onları durduran engelden sızıp geçebilirlerse, bu gedikten boşalarak sonsuz tahribat yaparlar. Hatta onları engelleyen setleri bir kere aştılar mı genişleyerek uzaklara yayılıp tahminlerin ötesinde bir enkaz yaratırlar.
  • Her insanın baş düşmanı kendisidir ve aşırı olmaktan daha amansız bir hasmı yoktur.

Türk Mektupları İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Türk Mektupları, Kanuni döneminde barış antlaşması için Osmanlı Devleti'ne gelen bir elçinin Avrupalı bir meslektaşına yazdığı mektupların derlenmiş halidir. Yazarın Türkçe de dahil sekiz dil bildiği söylenir. Kendisi bir Rönesans aydınıdır. Kitapta Türklerin sosyokültürel yaşamını, yemek kültürlerini, savaşçılık özelliklerini ve bunun gibi birçok şeyi anlatır. Tabii buna az da olsa yorumunu katıp öznel olmaktan çekinmez. Askerlik konusunda Türkleri çok över, disiplinlerine hayran kaldıklarını yazar ve kendi milletiyle kıyaslayınca hüzne uğradığını bildirir. Kanuni Sultan Süleyman için olumlu şeyler yazar, ona bir nevi hayranlık duyar. Ama öte yandan Türkleri yabani diye nitelendirir. Kaba olduklarını söyler. Bunu daha çok avam halk için de söylemiş olabilir. Neticede eser birinci el kaynak olarak hazine niteliğinde. Osmanlı'nın sosyokültürel hayatı hakkında merak edenlerin başvurabileceği bir eser. Gayet akıcı bir şekilde okunuyor, çok beğendim. (Muhammet Emir Aydın)

İnsan geçmişi en güzel seyahatnamelerde buluyor. Evliya Çelebi ile yarışamasa da:p yazar dönemi çok güzel anlatmış. Okuduğunuzda cidden o döneme bir yolculuk yapıyorsunuz. Çoğu seyyahın aksine daha objektif bir metinle karşı karşıya kalacaksınız muhtemelen bu da elçi olması hasebiyle. Keyifli okumalar. (Pınar)

Bu kadar düşük puan vermemin sebebi maalesef İş Bankası Kültür Yayınları'nda olan baskıdan dolayıdır. Bu baskıda çevirmen dönemin önemli siyasi olaylarını yansıtan kısımları tamamiyle kesmiş ve sadece paranteze alarak yazar bunu anlattı demiştir. Kitap tarihçilerden ziyade sıradan halk için çevrildi deniyor fakat bu kadar da önemli kısımlar kesilemez. Örneğin, II. Selim ve Şehzade Bayezid'in yaptığı savaş ve aralarındaki rekabeti anlatan kısımların en önemli kısımları silinmiş. Bir tarih öğrencisi olarak buna tahammül edemedim ve kitabı farklı bir yayınevinden almayı düşünüyorum. Bu bilgileri herkesin bilmesi gerektiğini düşünüyorum sonuçta bu bir seyahat kitabı değil. Ayrıca kitabın özüne bakarsak gerçekten güzel ve betimlemeler de şahane. O döneme gitmiş gibi oluyorsunuz. I. Süleyman dönemini okumak isteyenlerin başvuracağı bir kaynak fakat başka bir yayınevinden olması şartıyla. (Berk)

Türk Mektupları PDF indirme linki var mı?

Ogier Ghiselin De Busbecq - Türk Mektupları kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Türk Mektupları PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ogier Ghiselin De Busbecq Kimdir?

Flaman asıllı Avusturyalı diplomat ve yazar Ogier Ghislain de Busbecq, 1522’de Flandre’da, Lille yakınındaki küçük bir köyde doğdu. Louvain, Padova ve Venedik üniversitelerinde öğrenim gördü. 1552’de Kutsal Roma-Germen İmparatoru V. Karl ile onun kardeşi Avusturya Kralı I. Ferdinand’ın hizmetine girdi. Kanunî Sultan Süleyman’ın hükümdarlığının son döneminde iki defa Avusturya elçisi olarak İstanbul’a gönderildi. Bu görevleri sırasında dostlarına gönderdiği dört uzun mektupta "Türk Mektupları" Osmanlılar hakkında edindiği izlenimleri kolay okunur bir üslupla dile getirdi. Bucbecq İstanbul’dan döndükten sonra Viyana’daki krallık sarayında çeşitli görevlere getirildi. 1582’den ölümüne kadar da (1591) Avusturya’nın Paris elçisi olarak görev yaptı.

Ogier Ghiselin De Busbecq Kitapları - Eserleri

  • Türk Mektupları
  • Türkiye'yi Böyle Gördüm
  • The Life And Letters Of Ogier Ghiselin de Busbecq

Ogier Ghiselin De Busbecq Alıntıları - Sözleri

  • Türk orduları yağmur sularının kabarttığı azametli nehirler gibidir. Aktığı yatağın herhangi bir yerinde onları durduran engelden sızıp geçebilirlerse, bu gedikten boşalarak sonsuz tahribat yaparlar. Hatta onları engelleyen setleri bir kere aştılar mı genişleyerek uzaklara yayılıp tahminlerin ötesinde bir enkaz yaratırlar. (Türk Mektupları)
  • "Müslümanlık ise Osmanlı sülalesi ayakta olduğu müddetçe yaşayacak, bu aile sönecek olursa din de mahvolacaktı." (Türkiye'yi Böyle Gördüm)
  • Türklerde şan ve şöhret, yüksek idari mevkiler liyakat ve maharetin mükafatıdır. Tembel ve pısırık olanlar, kötü niyetliler için yükselme yolları kapalıdır, bunlar kenarda köşede önemsiz kişiler olarak kalırlar. Türklerin giriştikleri her işte başarı kazanmalarının, üstün bir ırk haline gelmelerinin ve gün geçtikçe devletin hudutlarını biraz daha genişletmelerinin sebebi bu olsa gerek. (Türkiye'yi Böyle Gördüm)
  • Türkler arasında itibar, hizmet ve idari mevkiler kabiliyet ve faziletin ödülü oluyor. Kişi tembel ve sahtekar ise hiçbir zaman yükselemiyor. İşte Türkler bu nedenle neye teşebbüs etseler başarılı oluyor ve hükmeden bir ırk olarak hakimiyetinin sınırlarını genişletiyorlar. (Türkiye'yi Böyle Gördüm)
  • Türklerin düzenini bizimkiyle kıyasladığımda geleceğin başımıza getireceklerini düşünüyor ve ürküyorum. (Türk Mektupları)
  • Türkler her zaman ya çok aşırı duygulu ya tamamen hissiz davranırlar. Dost bildiklerine karşı son derece iyi kalpli, merhametli, öfkelendikleri zaman da gayet sert hareket ederler. (Türkiye'yi Böyle Gördüm)
  • Türkler çiçeğe çok düşkündür ve genelde müsrif olmamalarına rağmen güzel bir gonca için birkaç aspres (Para) vermekte tereddüt etmezler . (Türk Mektupları)
  • Bu konu kitap yazmayı gerektirir. (Türk Mektupları)
  • Görev ve memuriyetler herkesin liyakat, seciye, kabiliyetine göre bizzat Sultan tarafından verilir.Bunu yaparken ne o şahsın zenginliğine, ne nüfuz ve şöhretine, ne rica ve dostluklara aldırış etmez. Böylece her işe o işin ehli adamlar tayin olunur. (Türkiye'yi Böyle Gördüm)
  • Şehrin bulunduğu mevkie gelince, burasını tabiat sanki dünyanın başkenti olmak üzere yaratmış. (Türk Mektupları)
  • "Ahlak bozukluğunun faziletin yerini aldığı, cezayı hak eden davranışların şerefli ve itibarlı sayıldığı bir ahlak anlayışıyla ne yapabilirsiniz ki?" (Türk Mektupları)
  • Her insanın baş düşmanı kendisidir ve aşırı olmaktan daha amansız bir hasmı yoktur. (Türk Mektupları)
  • Türkler siyah rengi sevmezler.Onu uğursuzluk telakki ederler. (Türkiye'yi Böyle Gördüm)
  • İstanbul'a yaklaşırken, denizin karaya doğru uzayan iki girintisi üzerindeki köprülerden geçtik. Bu yerlerin güzelliğini sanırım bir başka diyarda bulamayız. Ancak insan eli de tabiata yardım etseydi çok daha şahane manzaralara şahit olacaktık. (Türkiye'yi Böyle Gördüm)
  • Filibe sanki dağ silsilesinden koparılmış gibi ayrı bir yerde bulunan üç tepeden birinin üstündedir. Buradaki sulak ve bataklık arazilerde buğday gibi pirinç yetiştiğini gördük. Ovada birçok ufak tümülüsler vardı. Türklerin anlattığına göre bunlar insan yapısı tepeciklerdi ve yörede yaşanan savaşların anısına, çarpışmalarda ölenlerin mezarlarını belirlemek için yapılmışlardı. (Türk Mektupları)
  • Türk orduları yağmur sularının kabarttığı azametli nehirler gibidir. (Türk Mektupları)
  • Türk orduları, baharda kabaran nehirlere benzer. Kendilerine engel olan seddi bir noktadan yıkıp geçebilirse o yerden boşalır ve önlerine gelen herşeyi silip süpürürler. (Türkiye'yi Böyle Gördüm)
  • Ahlak bozukluğunun faziletin yerini aldığını, cezayı hak eden davranışların şerefli ve itibarlı sayıldığı bir ahlak anlayışıyla ne yapabilirsiniz ki? (Türk Mektupları)
  • Zaferi kalabalık olanlar değil, değerli olanlar kazanır. (Türkiye'yi Böyle Gördüm)
  • Türklerin binalarda her türlü gösteriş ve konfordan kaçınmaları dikkate değer bir durumdur. Böyle şeylere önem vermek bir gurur ve büyüklük belirtisidir. Oysa bu dünyadaki her şey fanidir, ölümsüz olan şeyleri aramak gerektir. Bir yolcu için han neyse ev de Türkler için, yağmurdan, soğuk ve sıcaktan, hırsızdan korunmaya elverişli olduğu nispette muteberdir. (Türkiye'yi Böyle Gördüm)

Yorum Yaz