diorex
Dedas

Türk Siyasi Tarihi - Kemal H. Karpat Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Türk Siyasi Tarihi kimin eseri? Türk Siyasi Tarihi kitabının yazarı kimdir? Türk Siyasi Tarihi konusu ve anafikri nedir? Türk Siyasi Tarihi kitabı ne anlatıyor? Türk Siyasi Tarihi kitabının yazarı Kemal H. Karpat kimdir? İşte Türk Siyasi Tarihi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 09.03.2022 20:00
Türk Siyasi Tarihi - Kemal H. Karpat Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Kemal H. Karpat

Yayın Evi: Timaş

İSBN: 9786051146911

Sayfa Sayısı: 368

Türk Siyasi Tarihi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Türkiyedeki politik sistemin dengesizliğini, öncelikle anlaşmazlıkların giderilmesinde uygulanan geleneksel yöntemlerin bir kenara bırakılmasıyla ve sosyopolitik değişime uyum süreciyle açıklamak gerekir. Yine de Türkiyedeki politik sistemin yaşadığı kesintisiz bunalımı anlayabilmek için bu sistemin evrimini sosyal gruplar, yönetici seçkinler ve yapısal farklılaşma sürecinin parçası olmuş bazı uluslararası olaylar arasındaki etkileşimi göz önünde bulunduran geniş bir kavramsal çerçeve içinde çözümlemek zorundayız.

Prof. Dr. Kemal H. Karpat Prof. Dr. Kemal H. Karpat, Türkiyede hâl-i hazırda var olan siyasal sistemi, Osmanlı İmparatorluğunun son döneminden başlayarak kendine has üslubuyla yaptığı dikkat çekici analizlerle anlatıyor. Türkiyede modern siyasal sistemin başlangıcı olarak 1876 Tanzimat Fermanını kabul eden Kemal H. Karpat, bu yeni anayasal süreçle beraber Osmanlı toplumunda nelerin değiştiğini, dönemin önde gelen edebiyatçıların ve düşünürlerinin eserlerinden, gazete yazılarından yola çıkarak yorumluyor, bu yorumlarını da belgelerle zenginleştiriyor. Daha sonrasında Meşrutiyetin ilânı ve Jön Türk Devrimiyle Osmanlı İmparatorluğunun siyasal rejimi olan istibdat döneminin bitişi ve akabinde Cumhuriyetin ilânı, CHPnin tek parti olarak devletin başına gelmesi, en nihayetinde çok partili sisteme geçiş, ordunun her dönemde nasıl siyasal rejimin en önemli unsuru haline geldiği ve aralarda yaşanan darbeler..

Kemal H. Karpat, Türk Siyasi Tarihi kitabında her dönemi anlatan/açıklayan en önemli sâiklerin temellerinin, nasıl bir önceki dönemde atıldığını ve tarihin ancak edebiyat, sosyoloji, psikoloji ve felsefe gibi ilim dallarıyla kullanıldığında temel sorulara nasıl cevap verdiğini birbirinden farklı birçok örnekle sentezleyerek okuyucusuyla paylaşıyor

Türk Siyasi Tarihi Alıntıları - Sözleri

  • Adaylardan biri, kendisine oy veren herkese kendi ayağındakiler gibi parlak çizmeler vermeyi vaat ediyordu.
  • Bu düzen değişmelidir
  • Halkçılık, halkın ve kültürünün yönetimi olarak değil, halk için yönetim olarak ifade edilmeye başlanmıştı.
  • Bir yazarın siyasi yönden tarafsız davranması mümkün değildir.Tarih boyunca kendi devrinin sorunları karşısında tamamen tarafsız ve hareketsiz kalmış tek bir büyük yazar bile bulmak zordur
  • … geçmişte, bir kişinin din veya sanat alanında başarılı olduğu takdirde bireysel saygınlık ve toplumsal statü kazanması mümkündü. Oysa artık toplumsal hiyerarşinin basamaklarını tırmanmanın tek yolu, parti ve hükümet ile işbirliği yapmaktı.
  • Kırşehir ili, MP’ye oy verdiği için ilçeye çevirilerek cezalandırıldı.
  • 10 Kasım 1924’te Halk Fırkasının ismine “Cumhuriyet” sözcüğü eklendi. Sonrasında ise, Arapça bir kelime olan “Fırka” yerine, bunun Fransızca karşılığı olan “Parti” sözcüğü getirildi.
  • Demokratikleşmeye götüren çok partili sistem kararının alınmasında rol oynayan ikinci neden, Birleşmiş Milletler Şartında aranabilir. Şart’ın kabul edilmesi,hükümetin, siyasal sistemi demokratikleştirmek üzere söz verdiği ve ahlaki açıdan bu sözü tutmakla yükümlü olduğu şeklinde yorumlandı.
  • Otoriteryanizm, öteki üzerinde uygulanan baskı, tahakküm, manipülasyon ve zorbalıkla yönetim anlamına gelmektedir.
  • Menderes’in ilk icraatlarından biri, komünist faaliyetleri yasaklayan yasal düzenlemeleri sertleştirmek oldu. Solcuların yargılandığı mahkemeleri yasal açıdan ele alan bir inceleme için
  • Mustafa Kemal 10 Kasım 1938'de hayata gözlerini yumdu. CHP, siyaset konusunda Mustafa Kemal kadar yetenekli olmayan ve intikam duyguları güderek otoriteryan politikaları yeniden canlandıran liderlere kaldı.
  • Türkiye’de demokrasinin başarısız olması esas olarak liderlerin başarısız olmalarından kaynaklanıyordu. Siyasal partilerin liderleri, Türkiye’nin çok boyutlu sorunlarını birkaç pratik ve kestirme kararla çözülmesi mümkün rutin sorunlar olarak gördüler. Veyahut bu sorunları seçkinci niteliğe sahip olan kendi sağ veya sol ideolojilerini yaşama geçirmek için elverişli araçlar olarak değerlendirdiler. İdeolojileri benimserken ülkenin bunlara hazır olup olmadığını düşünmediler. Osmanlı İmparatorluğu’ndan miras kalan ve Cumhuriyet döneminde gelişen siyasal, sosyal ve kültürel kurumları, değerleri ve özlemleri görmezden gelerek ideolojilerini yaymaya çalıştılar.
  • ilk meşrutiyet denemesinin başarısızlıkla sonuçlanmasının temel nedeni, o dönemde padişahın yönetimi altında bulunan iktidardaki siyasal seçkinlerin, ellerindeki gücü halkın temsilcileriyle paylaşmak istememeleriydi
  • Yine de bunların hiçbiri çamur atma noktasına varmıyordu. Büyük kasaba ve köylerde özellikle konuşmacı olarak bir parti lideri geldiğinde, barışçıl mitingler düzenleniyordu. Dinleyiciler partinin sadık üyelerinden oluşuyordu. Fakat konuşmacı ünlü bir siyasetçiyse, muhalefet partilerin yandaşları -oy vermeyecek olsalar bile- konuşmacıyı yakından görmek için merakla alana toplanırlardı. Mitinglere karılan halk kitleleri konuşmacıyı saygıyla dinler ve ona sorular yöneltirlerdi.

Türk Siyasi Tarihi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

24.01.2018 Kitap İnceleme Yazısı Kitap Adı: Türk Siyasi Tarihi Yazarı : Prof.Dr. Kemal H. Karpat Yayıncı :Timaş Sayfası : 368 Bu alanda daha önce okumuş olduğum kitaplar: 1# Türkiye’de çağdaşlaşma (Prof.Dr. Niyazi Berkes) 2# Değişen Dünyada Sosyoloji (Prof.Dr. Veysel Bozkurt) 3# Atatürk ve Aydınlanma ( Prof.Dr. Kemal Arı) 4# Türkiye’nin yakın tarihi (prof.Dr. İlber Ortaylı) Her birinden ayrı ayrı deneyim, ders ve izlenimler edindim. Bu kitap ise, yakın tarihimizde karşılaşılan politik hataları, demokrasiye müdahale nedenleri ve sonuçlarını değerlendirmiş. Gelinen noktada şunu anlıyoruz ki; hatalardan fazlaca bir ders çıkaramamışız. Milli Mücadele gibi bir millet mucizesi ile, vatanı uçurumun kenarından kurtarmışız, fakat onu yönetme, koruma, kollama ve yüceltmede ne yazık ki acze düşmüşüz. Cumhuriyetin ilk yıllarında geçiş dönemi olarak tek parti yönetiminin tercihi belli ki bir öngörü değil zorunluluktu. Bunu eleştirenler ve dedeleri sanki on partili bir tercihle mi sandığa gitmişti. Sorunların parti sayısından değil, kafa yapısından kaynaklandığı anlaşılıyor. Bir padişahın fermanı ve tercihi ile her şey şekillenmiyor muydu? Tarihi olay ve gerçekleri, zamanın şartlarına göre değerlendirmek gerekir. Sonraları Atatürk’ün istek ve önerileri ile, denge, denetim ve rekabet olsun diye ikinci bir parti kurulmuştur. Beklenilen gayenin dışına çıkılınca kapatılmıştır. Bizimle aynı yıllarda varoluş mücadelesine giren, Japonya, Almanya, Finlandiya, İtalya, Hindistan gibi ülkeler bu tür yönetim kavgalarını kısa sürede aşarak, bilim, teknoloji, medeniyet ve aydınlanma yolunda bizi geçmişlerdir. CHP’den ayrılan bir grup DP’yi kurmuş, DP’den ayrılan bir başka partiyi kurmuş. CHP’den ayrılan başka bir grup bir diğerini kurmuş. Sonra ayrılanların bir kısmı birleşmiş, başka bir parti kurmuş. Ayrılıp başka bir parti kuranlar anlaşamayınca ayrılıp eski partilerine dönmüşler. Tekrar yönetim, özgürlük ve inanç konusunda anlaşamayıp ayrılmışlar. Eline yönetim gücünü geçiren, diğerini yok sayıp ortadan kaldırma arayışına girmiş. Kin, nefret ve cehalet diz boyu yani. Her iktidarın nasıl geri dönülmez hatalar yaptığını, yazar çok güzel vurgulamış. O kadar karışık bir politika anlayışı ve arayışı yaşamışız ki, yılan hikayesi tabiri bu olaylar için tanımlanmış olsa gerek. Varsayımlarla hareket edip tarih yorumlanmaz ama, Gazi Mustafa Kemal Atatürk 20 yıl daha yaşasaydı sanırım ülkenin kaderi daha başka olurdu. Bu koltuk ve yönetim kavgası ile yaşayan grupların; ekonomik pastayı büyütme, istihdamı, sanayi yatırımlarını, birlikte büyültme çabası pek olmamış gibi görünüyor. Yaşanan olayları tahlil ve analiz ettiğimizde; asker, siyaset, hukuk, din, bilim kavramları arasında bir uyum ve dengenin olmadığı görülüyor. Atatürk’ün bin bir titizlik, araştırma, danışma ve sorgulama ile Türk Milletine armağan ettiği, özgürlük, eşitlik, demokrasi, kültür, sanat ve medeniyet anlayışı, devrimler, bilimsel öngörülerden oluşan toplum elbisesi, bize birkaç numara büyük geldiği, beyin ve gönül dünyamızın anlayamadığı anlaşılıyor. Peki bunu bir alternatifi var mıydı? Alternatifi neydi peki? Ülkeyi belki de beşe bölmek, Fransızlara, İngilizlere, İtalyanlara, Yunanlılara, Ermenilere teslim etmek. Türkler de azınlık olarak sığıntı şeklinde yaşam sürmesi. Bırakın özgür bir ulus olmayı, Libya, Irak, Mısır, Suriye gibi bile kalamazdık. Bu tür yakın tarih eserlerini, sosyoloji, psikoloji, felsefe, hukuk, bireysel ve kurumsal gelişim eserleri ile pekiştirenlerin aynı kanıya varacaklarını tahmin ediyorum. İbret alıp, hataların tekrarının önlenmesi için, geçmişin tecrübesi, günümüzün ışığıyla, geleceği planlamak düşer bize. O ruh, güç ve anlayış hepimizde var. Yeter ki direksiyonu doğru yöne kıralım. Başka bir kitap tanıtım yazısında buluşmak dileğiyle. 24.01.2018 Ali Rıza Malkoç #armozdeyis www.arm.web.tr (Ali Rıza MALKOÇ)

Türk Siyasi Tarihi - Kemal Karpat: İncelemeye geçmeden önce şu önbilgileri bilmenizi isterim: Siyaset kelimesi, etimolojik olarak İbranice kökenli bir kelime olup, Arapça'ya "Siyasa" şeklinde geçmiştir. Siyasa kelimesi, "Sasa" kökünden gelen bir kelime olup, İbranilerin Kitab-ı Mukaddes'indeki "at" manasına gelen "sus" kelimesinden türediği düşünülmektedir. Siyasa kavramı, Türkçe'ye "siyaset" olarak geçmiş olup, anlamı, "yönetmek ve eğitmek"tir. Tabi bu anlamlar, zaman içinde form değiştirmiş, farklı şekilde tanımlayan siyaset okulları meydana gelmiştir: Bazı okullar, siyaset kavramının merkezine güç veya iktidar tanımını yerleştirirken, bazı okullar uzlaşma-katılım terimlerini siyasetin doğası olarak görmüşlerdir. Özetle, içinde yaşadığımız post-modern dünyada "siyaset" teriminin herkesçe kabul gören bir tanımı yapılamaz. Siyaset kavramının net bir tanımının olmaması, Türk siyaseti alanının incelenmesini zorlaştırır. Kemal Karpat, bu sorunu, kitabında aşmış gibi duruyor. Kemal Karpat, siyasetin tanımlanması ile uğraşmayıp, doğrudan Türk siyaseti tarihini anlatmaya çalışmış. Bu bir eksiklik mi? Hayır. Siyaset terimi, tanımlanması zor olduğundan, uğraşmamak en iyisidir. Kemal Karpat, üslup açısından, objektif olmaya gayret etmiş -ki bunu bence başarmış- , yalın ve gerçekçi anlatımıyla Türk siyasi tarihinin sosyal, ekonomik, siyasi, kültürel boyutlarını ihmal etmeden, Osmanlı İmparatorluğu'ndan 1980'e kadar Türk siyasi tarihini anlatmıştır. Beğendim mi? Evet, kesinlikle. Akademide ders kitabı olarak okutulacak çapta bir kitap. (Bildiğim kadarıyla, doktora ve yüksek lisans öğrencilerine okutuluyor siyaset biliminde.) Kitap, popülist değil, demogoji yapmıyor. Solun ve Sağ'ın geçmişteki siyasetlerini, dürüst bir şekilde ortaya koyuyor. Son söz olarak, rahmetli Kemal Karpat'ın Türk tarihine ve siyasetbilimine böyle bir eser kazandırmış olması takdire layıktır. 10/10 veriyorum. Okumanızı tavsiye ederim. (Cemil Meriç)

Türk Siyasal Sisteminin değişimini 1876'dan başlayarak 1980 yılına kadar geçirdiği krizleri, değişimleri kronolojik olarak bulunduğu ve siyasi ve idari incelemede bulunan konuya ilgi duyanların edinmesi gereken bir eser. Yazarın yurt dışında, yabancı dilde kazandırdığı bu eser ideolojik bakılmaz ise tarafsızdır. Kitapta; devlet kadrolarında kadrolaşmanın kimler tarafından başlatıldığı ve nelere sebebiyet verdiğini, laikliğin önemini, seçim sonuçları üzerinde etken olan değişik faktörleri bulabilirsiniz. (Serdar YILMAZ)

Türk Siyasi Tarihi PDF indirme linki var mı?

Kemal H. Karpat - Türk Siyasi Tarihi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Türk Siyasi Tarihi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Kemal H. Karpat Kimdir?

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunudur. Washington ve Rewington üniversitelerinde siyasal ve sosyal bilimler üzerine master ve doktora yaptı. Romanya'da tarih ihtisasının ardından Amerikan tarihi, Rus tarihi, Ortadoğu tarihi ve Osmanlı tarihi konularında çeşitli kurslara katıldı. 20 ülkede yayımlanmış 130 makalesi ve 16 kitabı bulunmaktadır. Amerika'daki Türk Araştırmaları Cemiyeti'nin kurucusu ve başkanı, Orta Asya Cemiyeti'nin (ACAS) kurucusu. Şu anda İstanbul Şehir Üniversitesi Tarih Bölümünde Tarih Profesörü olarak çalıştı. Türk Tarih Kurumu şeref üyesi ünvanı aldı.

Yurtdışında en çok ilgi gören eseri Ottoman Population adlı çalışmasıdır. Kitap, Wisconsin Üniversitesi tarafından basıldı. TBMM Onur Ödülü aldı.

Kemal H. Karpat Kitapları - Eserleri

  • Türk Siyasi Tarihi
  • Kısa Türkiye Tarihi
  • Türk Demokrasi Tarihi
  • Osmanlı Modernleşmesi
  • Dağı Delen Irmak
  • Osmanlı ve Dünya
  • Osmanlı'dan Günümüze Kimlik ve İdeoloji
  • Türk Dış Politikası Tarihi
  • Osmanlı'dan Günümüze Elitler ve Din
  • Osmanlı'dan Günümüze Edebiyat ve Toplum
  • İslamın Siyasallaşması
  • Türkiye'de Toplumsal Dönüşüm
  • Osmanlı Nüfusu 1830-1914
  • Osmanlı'dan Günümüze Etnik Yapılanma ve Göçler
  • Acıyı Bal Eylemek
  • Balkanlar'da Osmanlı Mirası ve Milliyetçilik
  • Osmanlı'dan Günümüze Ortadoğu'da Millet, Milliyet, Milliyetçilik
  • Osmanlı'dan Günümüze Asker ve Siyaset
  • Osmanlı’da Milliyetçiliğin Toplumsal Temelleri
  • Türkiye ve Orta Asya
  • Osmanlı Devleti’nin Kısa Sosyal Tarihi
  • Bir Ömrün İnsanları
  • Türk Edebiyatında Sosyal Konular
  • Osmanlı Hoşgörüsü
  • Türkiye'de Toplumsal Dönüşüm
  • Ortadoğu'da Osmanlı Mirası ve Ulusçuluk
  • Osmanlı'da Değişim, Modernleşme ve Uluslaşma
  • Sarı Saltuk Diyarı Babadağı
  • Türkiye’de Siyasal Sistemin Evrimi 1876-1980

Kemal H. Karpat Alıntıları - Sözleri

  • İnsanlar arasındaki farklılıklar, aslında onların meslekleri arasındaki farklılıklardan dogar; çünkü, insan birliklerinin kendisi geçinmeyi güvence altına almada işbirligi yapma ihtiyacında kaynaklanır. (Ortadoğu'da Osmanlı Mirası ve Ulusçuluk)
  • Ahilikte temel esas elinin emeği ve alnının teri ile minnetsiz yaşamak ve AHLAKLI olmaktır. (Osmanlı Devleti’nin Kısa Sosyal Tarihi)
  • Sonunda modernizm, inanca benzer bir ideoloji haline geldi. (Osmanlı'dan Günümüze Elitler ve Din)
  • Özellik ve kimliklerini muhafaza edemeyen medeniyetler, başka medeniyetler içinde eriyip yok olur, giderler. (Osmanlı'dan Günümüze Elitler ve Din)
  • Özellikle liderleri Rusya'da yetişmiş olan Bulgar İsyanı,en başından itibaren İslam ve Türk karşıtı bir özellik kazandı. Bu donemde Balkanlarda "Müslüman" ve "Türk" sözcükleri eş anlamlı hale gelmişti ki bugün de durum değişmemiştir. (Türk Dış Politikası Tarihi)
  • Kökleri eski zamanlara dayanan bir alışkanlıkla eğitimi, yükselmek için en iyi yol olarak görüyorlardı hâlâ. (Osmanlı'dan Günümüze Elitler ve Din)

  • "Ortaçağ Osmanlı sosyal ve iktisadî yapılanması (soyal tabakalar sistemi) etnik ve dinî sınırların ötesine geçerek imparatorluk tebaasını birleştirmiş; dinî-cemaat örgütlenmesiyle (millet sistemi) nüfusun çeşitli kesimlerini, meslekî statülerini göz ardı ederek, dinlerine ve hatta etni-dilsel aidiyetlerine göre gruplandırmıştır." (Osmanlı’da Milliyetçiliğin Toplumsal Temelleri)
  • Küçüklüğümde okuduğum sayısız edebi eser ben de insanları ve sosyal ortamı anlamak merakını uyandırdığı gibi, bana bu anlamayı kolaylaştıracak bir yaklaşım ve anlayış vermiştir. (Osmanlı'dan Günümüze Edebiyat ve Toplum)
  • Eğer bir çocuğu tümüyle şartlandırmak niyetindeyseniz onun ailevi arka planıyla bütün bağlarını koparın. (Osmanlı ve Dünya)
  • Köy Enstitüleri 1940 yılında, Türk köylerinin cehalet ve maddi geriliğinin kısa zamanda giderilmesi amacıyla kurulmuştu. (Türk Demokrasi Tarihi)
  • Bugün genç Türklerin kafalarına ve kalblerine ülkenin gerçeklerine göre şekil veren toplumu demokratik gelişme yolunda ilerlemeye hazırlayan gerçek bir Türk edebiyatı vardır . (Türk Edebiyatında Sosyal Konular)
  • Din temelli devletlerlerin yok olmasının mukadder olduğunu ibn Haldun uzun uzadıya anlatır, çünkü bu devletler kendilerini kendi güçleriyle yenilemekten mahrumdurlar. (Osmanlı'dan Günümüze Elitler ve Din)
  • Şunu da belirtmek gerekir ki, ilk milli müze - bugün Türkiye'nin başlıca arkeoloji müzesi-de Abdülhamid zamanında ünlü Osman Hamdi Bey tarafından açılmıştır. (İslamın Siyasallaşması)

  • Türklerin nüfusu askerlik hizmetine alınmaları nedeniyle azalmıştır. Müslüman zanaatkarlar ve tüccarlar askerlik hizmetinden döndüklerinde yerlerini Hıristiyanların almış olduğunu görmektedirler. (Balkanlar'da Osmanlı Mirası ve Milliyetçilik)
  • Sultan Abdülhamit modern eğitim sisteminin yayılmasını teşvik etti. Öyle ki ona "maarifperver" hükümdar deniliyordu. Ne var ki bu rasyonalist eğitim sistemi onun halife olarak prestijini aşındıracak ve bu okullardan mezun olanlar onu tahttan indirecekti. (Osmanlı'dan Günümüze Kimlik ve İdeoloji)
  • Osmanlı sayımlarındaki ortak kusur, genelde nüfusun, özellikle de kadınların her zaman noksan sayılmış olmasıdır. (Osmanlı Nüfusu 1830-1914)
  • Ayşe Sultan'a göre, Abdülhamid'in dört kadıefendisi yani nikâhlı karısı ve sekiz ikbali yani gözdesi vardı. Çok şehvetli bir adam olan Abdülhamid'in birçok da cariyesi ve şu veya bu şekilde aşk ilişkileri olmuştur. (İslamın Siyasallaşması)
  • 2. Büyük Müslüman ta­rihçi, Mesudi ya da Arapların Heredotu olarak bilinen Ali bin Hüseyin (ölümü 956), bütün kaynaklardan bil­gi toplamı ve bu bilgiyi, açık fikirlilikle ve tarafsızlıkla otuz ciltlik Ahbarü'z Zaman (Zamanların Haberleri) adlı eserinde yazmak için gezilerini kullandı. Bu gele­neği, 14. yüzyılda lbni Batuta ve 17. yüzyılda Osmanlı döneminde Ortadoğu ve Balkan­lar'ın nüfus ve kent tarihi için çok önemli bir kaynak olan Seyahatname'siyle Evliya Çelebi izledi. Tarihe eleştirel yaklaşım, lbni Kuteybe (ölümü 889), el-Yaku­bi ve diğerleri tarafından temsil edilmektedir. Tarih ve coğrafya arasında bir ortaçağ toplumsal bilim tarihi -devletin toplumsal bir olgu olduğu görüşünü- oluş­turmak amacıyla geliştirilen mükemmel sentez, hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde, lbni Haldun (1332-1406) tarafından Kitabü'llber (Numuneler Kita­bı) adlı muazzam genel tarih kitabının ilk cildi olan Mukaddime (Önsöz) adlı eseriyle temsil edilmektedir. (Ortadoğu'da Osmanlı Mirası ve Ulusçuluk)
  • Çünkü hiçbir eğitim alanı insanın kafasını ve ruhunu geliştirmekte edebiyat kadar etkili değildir . (Türk Edebiyatında Sosyal Konular)
  • Ülkendeki tüccarlara iyi davran; her zaman onları kolla; kim senin onlara zarar vermesine izin verme; kim senin onların düzenini bozmasına izin verme çünkü onların ticaretiyle memleket zenginleşir, ve onların malları sayesinde dünyada ucuzluk yayılır; onlar aracılığıyla Sultanın yüce şöhreti çevredeki ülkelere taşınır ve onlar tarafından ülkenin zenginliği artar. (Osmanlı ve Dünya)

Yorum Yaz