diorex
life
Dedas

Üç Aynalı Kırk Oda - Murathan Mungan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Üç Aynalı Kırk Oda kimin eseri? Üç Aynalı Kırk Oda kitabının yazarı kimdir? Üç Aynalı Kırk Oda konusu ve anafikri nedir? Üç Aynalı Kırk Oda kitabı ne anlatıyor? Üç Aynalı Kırk Oda kitabının yazarı Murathan Mungan kimdir? İşte Üç Aynalı Kırk Oda kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 09.02.2022 02:04
Üç Aynalı Kırk Oda - Murathan Mungan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Murathan Mungan

Yayın Evi: Metis Yayınları

İSBN: 9789753422376

Sayfa Sayısı: 392

Üç Aynalı Kırk Oda Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Günün birinde yazdıklarımdan bir perde çekeceğim hayatıma. Herkes kağıt üstüne yazılanları benim hayatım sanacak, ben de hayatımı saklamış olacağım böylelikle. Saklanmanın en iyi yolu fazla görünmektir, biliyor musun? Herkes seni gördüğünü sanır, sen de rahat edersin. Kasada oturan kız gibi! Herkes kasadaki kızı görür, ama kimse tanımaz.

Üç Aynalı Kırk Oda Alıntıları - Sözleri

  • Bazı umutlar başka zamanlarındır.
  • Var oluşunun temeline değin düş kırıklıkları... sevinç vermeyen bulanık resimler...
  • Her başarılı bir kadının arkasında şaşkın bir erkek vardır .
  • Ölecek kadar acı çektiği günler yaşamış.
  • "Kimse çıktığı yolda kendisi kalmaz. Yol insanı başkalaştırır."
  • Her başarılı kadının ardında şaşkın bir erkek vardır..
  • İnsanlar oyalanırlar, alışırlar, unuturlar.
  • Neden mümkün olmuyor ayrılmak , yok pahasına tüketmeden her şeyi ?
  • Kimi güzellikler görülür, kimileri gösterilir, kimileri saklanır, kimileri kabul ettirilir. Her şeyden önce sen, kendi güzelliğinin hangisi olduğuna karar vermelisin.
  • Hangi yol ağzı, hangi kararlar için gereken zamanı tanır ki? Zaman yalnızca geçer.
  • Bazı gerçekler insanlara fazla gelir. Ya da bazı insanlara gerçek fazla gelir.
  • Unutma ,insanlar kandırılmak ister .
  • “… Yüz yıldır hiç konuşmadım, hep bekledim, karanlıkta bekledim, yalnızlıkta bekledim, yalnızlığımda bekledim. Kitaplar okudum, filmler seyrettim, düşünceler geliştirdim. Hayatıma değgin sahneler yazdım, sahneler tasarladım, bunları canlandırmak istedim, ümit ettim, düş kurdum, gelecek biriktirdim. Erteledim, erteledim. Yüz yıldır hiç konuşmadım, hiç konuşamadım. Hiç kimseyle konuşamadım. KİMSE. KİMSE. KİMSE. Kim, kimin kimsesi olabiliyor ki sevgili prensim ? Herkes önünde sonunda kendi kendinin kimsesi oluyor. Hiç kimse yoktu ki zaten, nasıl olabilirdi hem ? Bütün çevremi uykunun kundağı sarmışken, sarmalamışken ? Düşlerimin sessizliğinde yaşadım. ”
  • Her başarılı bir kadının arkasında şaşkın bir erkek vardır .

Üç Aynalı Kırk Oda İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Az buçuk spoiler bulunur.. Sevgili Alice, Aliye ve Ali... Bu yazdıklarımı okur musunuz bilemiyorum ama yazılan her şeyin okunsun diye yazılmadığını biliyorum. İşte bu yüzden yüreklere dokunan bir kalemin kahramanları olan sizlere, bu satırları karalıyorum. Alice, Yıldızlar ne kadar güzel değil mi? Bize kalan aşkları, anıları ve yalnızlıkları ışıl ışıl parlayan yıldızlarda görmek... Şimdi sen de toprak ve gökyüzü arasındasın ben de, biz de. Ama biz toprağa daha yakınken, senin yakınlığın yıldızlardan yana. Ufacık bir anıya tutunuyorsun. Sana kalan tek şeye. Toprağa basıyor, yıldızlarda yaşıyorsun. Herkes deli diyor sana, küçük Ali gerçek aşkı görüyor sende. Küçücük bir yürek anlıyor da, bir gezegen dolusu beyinleri çok gelişmiş uzaylı anlayamıyor bunu. Avazım çıktığı kadar bağırıyorum onlara senin yerine; "O çok gelişmiş beyinleriniz neye yarar, ufacık bir kalbe sahip olamadıktan sonra! Siz ne anlarsınız siz! Size göre çılgınlık, kalbi olana yaşama sebebi olan aşkı ne anlarsınız!" Tabi bütün bunlar, o uzaylılar ve her şey kayıp birer anı şimdi senin için. Senin tek bildiğin aşkın. Sen sadece onu bilmeye devam et Alice. Adam o yıldızlardan birinde. Ve bir gün, Mardin'in bilmem hangi köyünde, beraber bakacaksınız yıldızlara... Ne zaman aklıma gelsen gözlerim doluyor Alice, boğazım düğünleniyor. Yaşadıkların yüreğime dokunuyor... Aliye, Sana ne söyleyeceğimi bilmiyorum aslında. Sen doğruları yakıp kül eden bir yalanın peşinden gittin. Sen hep kendini kandırdın. Sadece bedenini değil, hayatını da sattın. Aynalar mahfetti hayatını. Zaman içinde saklı olan zaman büyüledi gözlerini, aynalardaki şeytanlığı gizledi. Ve sen aynanın ardında, bitmiş bir hikaye ile beklerken, aslında hikayen bitmedi... Sen bilmiyorsun ama, Ali ortak oldu hayatına. Yine aynalar sebep oldu buna. Gerçi ne aynalar, ne de Ali tahmin edebilirdi bunu. Bir bedende iki ruh eğlenip hayatın tadını çıkarırken aşkın eksikliği düştü içine, içinize. Evet, aşk bir eksikliktir Aliye. Aşık olsan da, olmasan da bir eksiklik. Sen eksik kaldın Aliye. İçindeki eksiklik, eksik etti sizi o bedenden Aliye.. Her gittiğin yerde senden bir parça var şimdi. Ama aşkın sadece sende.. Ali, Aslında sana koca yürekli küçük çocuk diye seslenebilmeyi çok isterdim. Ama diyemiyorum işte. Sen garip bir çocuktun. Ama garip de olsan çocuktun. Annenin anlattıklarını anlayabilecek yaşta değildin. Küçük yaşında büyüklerin kirli dünyasını gösterdiler sana. Sen küçük yaşta büyüdün, sen küçük yaşta kirlendin... İçinde bulunduğun hayata, içinde bulunduğun bedene ait değildin. Düşlerini süsleyen gece elbisesi ve ayna el ele verdi, seni başka bir hayata misafir etti. Yüzünde açan gülleri solduran neydi Ali? Bu kadar istediğin kadın olma hayalin seni nerelere götürdü? Sen şimdi nereye gittin Ali? Nerelerdesin? Gel ve ardında bıraktığın o kırık aynayı açıkla Ali. Annenin ısrarla inanmadığı o falcı kadın haklıydı değil mi Ali? Alice, Aliye ve Ali... Siz birbirinden farklı hikayelere sahip ama bir o kadar da aynı hikayeye ortaksınız. O aşk iğnesi, acı ipliğiyle bağladı hikayelerinizi. Artık ne o bağ kopabilir, ne gidenler gelebilir... Ve mektubumu buraya kadar sabırla okuyan güzel insanlar, Size en söyleyeceğim en önemli şey, eğer aşık olduğunuz kişi yanınızdaysa onu hiç kaybetmeyin. Sıkı sıkı sarılın. Alice'in yıldızlara baktığı aşkla, onun gözlerine bakın... Murathan Mungan raslantı sonucu girdi benim hayatıma. Tek cümleyle, yüreğe dokunan bir kalem oluverdi. Kitabın bazı yerlerinde çok ağladım. Bu yüzden içimdeki duygu yoğunluğu geçene kadar uzun süreli aralar verdim. En çok da ilk hikayeden etkilendim. Kendimi tutamayıp o ilk bölümü 3 kerecik okumam bu yüzdendir.. İlk hikayede minnacık, ikinci ve son hikayede biraz cinsel unsur var. Bu unsurlar her ne kadar anlatımdaki büyüyü bozmasa da, hassas okurlar kitabı okumasın. Yukarıda yer alan azıcık spoilerin okuma zevkinizi yok edeceğini düşünmüyorum. Umarım düşündüğüm gibi olur ve okumaktan çok zevk alırsınız.. Kitabın anlatımı çok akıcı. Bu akıcılığa rağmen 7 günde kitabı bitirdiğim için tüm karakterlerden özür diliyorum. Ve sizden de özür diliyorum. İncelemeyi yazarken patates soymam ve çorba pişirmem gerektiği için birkaç kere duygudan koptum. Umarım fazla hissedilmemiştir. İncelememi buraya kadar okuduğunuz için ayrıca teşekkür ediyorum. Kitapla kalın.. (Büşra Nur)

Üç farklı insan : Alice, Aliye ve Ali. Alice : uzaylılar tarafından kaçırılan ünlü bir popçu. Aliye : pastanede çalışan bir genç kız. Ancak yaşlıca bir bey tarafından zengin ve mutlu olacağı gibi uydurmalarla hayat kadını olarak kullanılıyor. Ali : erkek olarak doğmuş fakat ruhen kendini bir kız gibi hissediyor. Mardin gibi tutucu bir yerde yaşadığı için bu hissiyatını kimselerle paylaşamıyor. Çok garip bir aile ortamında (bir sürü hala ile aynı evde, annesinden ilgi görmüyor, babası içkici ve babasının hayatında başka insanlar var, halaları kuyuya kendilerini atarak hayatlarına son veriyorlar...) yetişmiş. *** Kitabı çok sevemedim. Ancak başladığım kitabı da yarım bırakmayı sevmediğimden biraz zorlama bir okuma oldu. Kitapta ,eleştirdiğim mi demeliyim hoşuma gitmeyen nokta mı demeliyim bilmiyorum, en sevmediğim nokta ilk öyküde Alice karakterinin annesini çok çirkin bularak ona "Köpek Kathy" diye hitabı oldu. Gerçekten Köpek Kathy hitabını okurken çok rahatsız hissettim kendimi. (Tuba)

Murathan Mungan'ın okuduğum ilk kitabı... Kendisini başka eserleri ile tanısam daha mı iyi olurdu diye kendi kendime mücadele içerisindeyim. Kendisini okuyanların ve bu kitabı okuyup burada incelemeler paylaşmis kişilerin yazılarını okudum. Onlarla harika, mükemmel bir eser okumuş olduğumuz düşüncesini paylaşmayacağım sanırım ne kadar istersem istiyeyim. Bu kitabı okumak bazı hassasiyetlerimizi zorluyor bence. En çok da 3. hikaye için. Ne kadar açık görüşlü ve sağduyulu olmaya çalışırsam çalışayım. Aile bütünlüğünü, anne çocuk ilişkisini, karı koca ilişkisini bu derece kötü şekilde ele alınması, böyle hayatların var olma düşüncesi beni çok rahatsız etti. edebiyatın güzelliğini seven ben, Mungan'ın kurmuş olduğu cümlelerin tabiki hayranı oldum fakat aşırı derecede cinsellik içeren son hikayesi artık bu kadarı da pes dedirtecek noktaya getirdi benisayfalar ilerlerken. Aile denen kurum bu kadar karanlık, kötü mü? Eşcinsellik, ensestlik ve daha ne ararsan var olan bu hikayede olan yine küçük Ali'ye oldu. Bir daha Murathan Mungan okur muyum? evet okurum ama önce yazar ile barışmam lazım. (SEVAL ZENGİN)

Kitabın Yazarı Murathan Mungan Kimdir?

Murathan Mungan, 21 Nisan 1955'te İstanbul'da doğdu.

Çocukluğu ve ilk gençlik yılları, memleketi olan Mardin'de geçti. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü'nü bitirdi. Aynı bölümde master'ını tamamladı.

Ankara'da Devlet Tiyatroları'nda ve Istanbul'da Şehir Tiyatroları'nda 'Dramaturg' olarak çalıştı. 1987'de günlük gazete olarak yayımlanan Söz gazetesinde,'Kültür-Sanat Sayfası' editörlüğü yaptı.

1988'ten beri serbest yazar olarak çalışmakta ve halen Istanbul'da yaşamaktadır.

1991'de Remzi Kitabevi'ne 'Çilek' amblemli kırk kitaplık özel bir koleksiyon dizisi hazırlayarak bu diziyi yönetti.

Mungan, çeşitli dergi ve gazetelerde şiirler, öyküler, metinler, deneme, eleştiri ve incelemeler yayımlayarak adını duyurdu.

İlk kitabı 1980'de yayımlandı. Aynı zamanda ilk oyunuydu bu:Mahmud ile Yezida.

Şehir Tiyatroları'nda çalışırken, 'Gençlik Günleri' adını verdiği daha sonra her yıl tekrarlanacak olan kapsamlı bir şenliğin yöneticiliğini yaptı; programlar sundu, yönetti.

Murathan Mungan'ın sahnelenen ilk oyunu, Orhan Veli'nin şiirlerinden kurgulayarak oyunlaştırdığı Bir Garip Orhan Veli'dir. İlk kez 1981'de sahnelenen bu oyun, yirmi küsur yıl boyunca sahnelendi ve 1993'te kitap olarak basıldı.

Yazarın Mezopotamya Üçlemesi adını verdiği ve üç oyundan oluşan üçlemesinin ilk oyunu Mahmud ile Yezida yurtiçinde ve yurtdışında birçok topluluk tarafından sahnelendikten sonra, profesyonel olarak ilk kez 1993'te Ankara Devlet Tiyatroları tarafından oynandı. Üçlemenin ikinci halkası olan Taziye ise, ilk olarak 1984'te Ankara Sanat Tiyatrosu tarafından sahnelenmiştir. 1992'de, halkanın üçüncü oyunu olan Geyikler Lanetler' in tamamlanmasıyla birlikte, Metis Yayınları, üçlemeyi oluşturan bu oyunları, üç ayrı kitap olarak aynı anda yayımlamıştır. 1994'te bu üç oyun bir yıl boyunca Devlet Tiyatroları tarihinde ilk kez olmak üzere arka arkaya Antalya Devlet Tiyatroları tarafından sahnelenmiş, gene aynı yıl Istanbul Uluslararası Tiyatro Festivali'nde, üç oyun ardı ardına tam 'on bir saat süren bir gösteri' olarak iki kez tekrarlanmıştır. 1999 yılında Ankara Devlet Tiyatroları yapımı Geyikler Lanetler, aynı yıl Berlin'de, uluslararası bir tiyatro şenliği olan 'Theater der Welt'e çağrılmış ve Schaubühne'de gösterilmiştir. Aynı oyun 2003 yılında Yunanistan'da Selanik Devlet Tiyatrosu'nda sahnelenmiştir.

Geyikler Lanetler oyununa kaynaklık eden yazarın Cenk Hikayelerikitabındaki 'Kasım ile Nasır' adlı öyküsü, 1994'te İtalya'da 'La Mamma Umbria'da sahnelenmiştir. Aynı öykü 2004'te farklı bir yorumla Diyarbakır Sanat Merkezi tarafından sahnelenmiştir. Gene aynı kitapta yer alan 'Şahmeran'ın Bacakları' adlı uzun hikayesi, çeşitli topluluklar tarafından sahneye uyarlanmıştır.

Yazarın Lal Masallar adlı öykü kitabındaki 'Muradhan ile Selvihan ya da Bir Billur Köşk Masalı' adlı öyküsü, 1987'de, ilkin Fransa'da, Lulu Menase yönetiminde Théater Des Arts de Cergy-Pontoıse'da, ardından Nurhan Karadağ yönetiminde Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü Sahnesi'nde sahnelenmiştir. Aynı öykü, Amerika'da Penguen Books'un 'Dünya Hikayeleri Antolojisi'ne seçilmiştir. Bosna-Hersek'te yayımlanan Türk öykücülerini içeren bir seçkideyse bu öykünün Boşnakça çevirisi yer almıştır.

Yazarın gene Cenk Hikayeleri kitabında yer alan'Binali ile Temir' adlı bir diğer öyküsü, 1991'de Ankara Deneme Sahnesi tarafından, 1999'da ise Adana Tiyatro Atölyesi tarafından sahnelenmiştir.

2000'de yazarın bir öyküsü daha sahneye aktarılmış, bu kez de Beşinci Sokak Tiyatrosu, 'Dumrul ile Azrail'i, İstanbul Festivali'nden sonra, dünyanın önemli tiyatro festivallerinde, Avusturya, Almanya ve Tunus'un yanı sıra Hollanda'nın çeşitli kentlerinde sahnelemiştir.

2003 yılında Kopenhag'daki 'Bette Nansen Theater'da, yazarın 'Sayfadaki Gibi'adlı kısa oyunu, bazı Doğulu yazarları bir araya getiren ortak bir proje olan 'Bin Bir Gece' içinde yer almış, aynı oyun 2005 yılında İngiltere'de '1001 Nights now' adıyla Nottingham Playhouse'da sahnelemiştir.

Murathan Mungan 1989'da, İngiliz yazar Nell Dunn'ın 'Steamin' adlı oyununu 'Kadınlar Hamamı' sahneye koymuştur.

Mungan'ın döneminde Ankara İl Radyosu'nca seslendirilen iki tane de radyo oyunu vardır: Dört Kişilik Bahçe ve Öümburnu.

Mungan bir tanesi filme alınan üç tane de film senaryosu yazmıştır. 1984'te Atıf Yılmaz tarafından filme alınan Dağınık Yatak'ın yanı sıra Dört Kişilik Bahçe ve Başkasının Hayatı adlı iki senaryosu daha vardır. Bu üç senaryo 1997'de üç ayrı kitap olarak aynı anda yayımlanmıştır.

Gazete ve dergilerde İlk yazıları 1975'de yayımlanan Mungan, yirmi yıllık yazı serüveninin çeşitli ürünlerinden yaptığı bir derlemeyi kırkıncı yaşı nedeniyle Murathan'95 adlı bir kitapta toplamıştır.

Bu kitapla birlikte başlayan özel toplama kitapları, şiirlerinden kendinin yaptığı özel bir seçmeyi içeren numaralanmış tek baskı olarak yayımlanmış Doğduğum Yüzyıla Veda ile sürmüş, bunu,13+1'de şiirlerini, 7 mühür'de kimi öykülerini bir kutu içinde bir araya getirdiği toplamlar ve Türk şiirinde şimdiden bir 'kült kitap' olmuş olan Yaz Geçer'in onuncu yılı nedeniyle yapılan büyük boy özel baskı izlemiştir. Ellinci yaşı için hazırladığı ve yalnızca 2005'te yayımlanıp baskısı bir kez daha tekrarlanmayacak Elli Parça kitabı da bu özel kitaplardandır.

Beş bölümden oluşan ve her bölümü ayrı bir yazar tarafından kaleme alınan bir Bülent Erkmen projesi olarak 2004'te yayımlanan 5 peşe romanında da yer almıştır.

Murathan Mungan, bu arada yabancı yazarların öykülerinden ve yazılarından oluşan çeşitli seçkiler yayımlamayı sürdürmektedir. İlk öykü seçkisi Ressamın Sözleşmesi'ni, daha sonra Çocuklar ve Büyükleri, Yazıhane, Yabancı Hayvanlar, Erkeklerin Hikayeleri ve Kadınlığın 21 Hikayesi adlı öykü ve yazı seçkileri izlemiştir.

Bütünüyle özyaşamöyküsel bir malzemeden yola çıkan ilk anlatı kitabı Paranın Cinleri'ni 1997'de yayımlamıştır.

Şiir ve öykü arası bir dil ve kıvam tutturduğu yazınsal metinlerini bir araya topladığı Metinler Kitabı ise, 1998'de yayımlanmıştır.

Mungan'ın kimi şiirlerinin Kürtçeye çevirisinden yapılan bir toplam Li Rojhilate Dile Min (Kalbimin Doğusunda) adıyla 1996'da yayımlanmıştır.

Mungan, bugüne değin çoğu 'Yeni Türkü' topluluğu tarafından seslendirilmiş olan şarkı sözleri yazmıştır. Yazdığı şarkıların Türkiye'nin önemli şarkıcıları, toplulukları tarafından yeniden seslendirilmesiyle oluşan ve 'tribute' sayılabilecek Söz vermiş şarkılar adlı 'cover' albümü 2004'te yayınlanmıştır.

2006'da bugüne dek yazdığı tüm şarkı sözlerini gene aynı ad altında bir araya getirerek kitaplaştırmıştır.

Yazıları, şiirleri ve kimi kitapları bugüne değin İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İsveççe, Norveççe, Yunanca, Fince, Boşnakça, Bulgarca, Farsça, Kürtçe ve Hollanda diline çevrilerek çeşitli dergi, gazete ve antolojilerde yayımlanmıştır.

Murathan Mungan, 1985'ten bu yana İstanbul'da yaşamaktadır.

İlk kitapları farklı yayınevleri tarafından yayımlandıktan sonra, 1986'da Remzi Kitabevi'ne, 1992'de de Metis Yayınları'na geçmiştir. Halen aynı yayınevindedir.

Murathan Mungan Kitapları - Eserleri

  • Aşkın Cep Defteri
  • 227 Sayfa
  • Bazı Yazlar Uzaktan Geçer
  • Başkasının Hayatı
  • Yüksek Topuklar
  • Üç Aynalı Kırk Oda

  • Paranın Cinleri
  • Kaf Dağının Önü
  • Kadından Kentler
  • Yaz Geçer
  • Şairin Romanı
  • Mahmud ile Yezida
  • Lal Masallar

  • Kırk Oda
  • Bir Garip Orhan Veli
  • Tuğla
  • Meskalin 60 Draje
  • Kibrit Çöpleri
  • Erkekler İçin Divan
  • Elli Parça

  • Çador
  • Eldivenler, Hikâyeler
  • Mırıldandıklarım
  • Geyikler Lanetler
  • Cenk Hikayeleri
  • Eski 45'likler
  • 189 Sayfa

  • Mutfak
  • Doğu Sarayı
  • Doğduğum Yüzyıla Veda
  • Yedi Kapılı Kırk Oda
  • İskambil Destesi
  • Kullanılmış Biletler
  • Başkalarının Gecesi

  • Dağ
  • Stüdyo Kayıtları
  • Dağınık Yatak
  • Dört Kişilik Bahçe
  • Metal
  • Oda, Poster ve Şeylerin Kederi
  • Son İstanbul

  • Timsah Sokak Şiirleri
  • Mezopotamya Üçlemesi
  • Kum Saati
  • Omayra
  • Yazıhane
  • Eteğimdeki Taşlar
  • Soğuk Büfe

  • Güne Söylediklerim
  • Gelecek
  • Harita Metod Defteri
  • Metinler Kitabı
  • Söz Vermiş Şarkılar
  • Yaz Sinemaları
  • Balgifa Mar - Yılan Yastığı

  • Mürekkep Balığı
  • Solak Defterler
  • Bir Kutu Daha
  • Hayat Atölyesi
  • İkinci Hayvan
  • Oyunlar, İntiharlar, Şarkılar
  • Küre

  • Sahtiyan
  • Taziye
  • Kağıt Taş Kumaş
  • Aşk İçin Ne Yazdıysam
  • Dokuz Anahtarlı Kırk Oda
  • Li Rojhilatê Dilê Min - Kalbimin Doğusunda
  • 7 Mühür

  • Şahmeran'ın Bacakları
  • Ulak ile Sadrazam
  • Makas
  • Kağıttan Kaplanlar Masalı
  • Aynalı Pastane
  • Kapan Metin
  • Dumrul ile Azrail

  • Osmanlı'ya Dair Hikayat
  • Murathan'95
  • Çağ Geçitleri
  • Hamamname
  • Aile Albümü
  • Ressamın Sözleşmesi
  • Kum Saati

  • Devam Ağacı
  • Erkekler Yalnızlıklar

Murathan Mungan Alıntıları - Sözleri

  • ben çoktan geldim, o varmış mıdır? (Bazı Yazlar Uzaktan Geçer)
  • İnsan dediğin kainatın her söylediğinin pek azını duyar, birazını sezer, sezdiğininse çoğunu anlamaz. Alıp da o sözü dünyadaki yerine koyamaz. (Hamamname)
  • ve son bir uyarı sana: Ait olmadığın her iki dünyadan da Bir sentez yapmaya kalkma makas değiştirmez son trenler (Metal)
  • Kalbi katildir bazılarının Kimseyi öldürmeseler de... (Solak Defterler)
  • Güzellik, başlı başına bir faşizmdi; Dünyanın en adaletsiz dağıtılan şeylerinden biriydi. (Murathan'95)
  • Durup Baktığında Azalmış zaman demlenmiş kıymet Günde kimi gördün, elde neyi sevdin Ne kaldı sende, neye geçit verdin (Çağ Geçitleri)

  • "Kentlerde,kasabalarda,her yerde,yazarlar yalnız kişilerdir.Her yerde ve her zaman,öyle olmuşlardır." (Yazıhane)
  • “Yitirerek kazanırsın. Kazanmanın başka yolu yoktur.” (Makas)
  • Dünya bir kaybetme yeridir. Her birinin zamanı diğerinin elinde tükenmiştir. (Dokuz Anahtarlı Kırk Oda)
  • Sanki yaşamım durmuş, ancak anımsadıklarımla yaşamamı sürdürebiliyordum. Parçalanmış bir dünya karşısında yüreğimin duyduğu korkuları hiçbir yere sığdıramıyordum. Hiç kimseye anlatamıyordum. Nesnelerin büyütülmüş dünyasında yaşıyordum. (Kırk Oda)
  • ben ne zaman yalnız kaldım, bilmiyorum her zaman yalnızdım, bunu biliyorum (Timsah Sokak Şiirleri)
  • kimsenin kimsesi yok ki herkesin elmasında kendi diş izleri... (Oda, Poster ve Şeylerin Kederi)
  • "İnsan bilmediği şeye el uzatmamalı, el uzatıyorsa bilmeyi göze almalı, bilmeyi göze almak zordur İlyas." (Şahmeran'ın Bacakları)

  • Konuşamıyordum, hiç kimseyle konuşmamıştım. Hiçbir şeyimi, hiç kimseyle... (Son İstanbul)
  • yaşarken ve yazarken yarım kalmış şiirler yarım kaldılar (Mırıldandıklarım)
  • "Ben,mimarlığın gündelik hayatın içinde bir güzellik değeri olarak, bizi ağlatacak kadar hayatımıza sızmasını istiyorum. Sonuçta, hepimiz evlerden çocukluğumuzu geri isteriz." (Soğuk Büfe)
  • "Hafızayı diri tutan adalettir. " (Hayat Atölyesi)
  • "Gelecek", ümidimiz, sanımız olabilir, ama gerçeğimiz olamaz. (Küre)
  • her ülkenin anaları vardır. bunlar ki esirgeyendir, koruyandır. dağlardır. mardin kal'asının alnına düşen leke, -dağlardan izinsiz, nurdan murakıp- güneşten hükümsüz dört kanadını salıp dört yöne ve arsız dönüp duran dev bir çelik aygıt bakıp utancından ışımayan geceye kini usul bir mayın gibi bırakıp çekilirse, yanlıştır hüzün. yanlıştır yas. (Balgifa Mar - Yılan Yastığı)
  • Hayat, bazılarına mutsuz olmakla, duygusuz olmak arasında bir tercih hakkı tanır, daha fazlasını değil. (Yüksek Topuklar)

Yorum Yaz